Zenahpuryu; Shyrlonay söylediğin sözlerin ardından kafasını sallayarak doğrudan ziftimsi yapıya sahip iblise doğru saldırıya geçiyor. Aynı anda sen de buzdan oluşmuş gibi görünen iblise doğru koşmaya başlıyorsun. İki iblis de sizden gelecek saldırıya karşı pek de savunma yapacak gibi bir görüntü sergilemiyor. Bu haliyle, önündeki buzdan iblise doğru tekmeni çıkarıyor ve onun hemen hemen kafasının üst kısmına bunu indirmeyi başarıyorsun! Ancak kafasına tekme indirdiğin iblis, bundan pek de etkilenmiş gibi durmuyor ve bu kez kendisi saldırıya geçmek ister gibi sağ kolunu tekme attığın bacağına doğru savuruyor.
Aynı sıralarda Shyrlonay’ın da ziftimsi iblise saldırdığını görebiliyorsun. Shyrlonay sağ yumruğunu iblise savurduğu anda, sen de tekmeni sallamış olduğun için bu saldırının sonucunu göremiyorsun. Ancak tekmenin isabet etmesi ardından Shyrlonay “Zen!” diye bağırmasının ardından bakışlarını Shyrlonay olduğu tarafa doğru çeviriyorsun. Birkaç metre uzağında olan Shyrlonay’ın iblise yumruğunu indirmiş olduğunu, ancak gövdesinden geçip giden kolunun iblisin ziftimsi bedeninin ortasında yapışıp kalmış gibi olduğunu fark ediyorsun. Shyrlonay kolunu kurtarmak için çabalasa bile, bunu pek başarabilecekmiş gibi görünmüyor ve ziftimsi iblisin sol kolunu savurmak için hazırlamasıyla birlikte, hem kendini buzdan iblisin saldırısından hem de Shyrlonay’ı ziftimsi iblisin yumruğundan kurtarman gerektiğini anlıyorsun.
Diniel; Raldrin’e zihninden bir şeyler söylesen bile, bildiğin Raldrin yine tepkisiz kalmakla yetiniyor. Bu haliyle de koridorda bir başına yürüyor ve sağa doğru dönüyorsun. Biraz daha bu güzergah üzerinde ilerlemenin ardından ise, yolun bir kez daha dörde ayrılmış olduğunu fark ediyorsun.
Seraph&Theo&Dina; Seraph’ın sözleri ve Theo’nun yönlendirmesiyle, sağ taraftaki yola doğru ilerlemeye başlıyorsunuz. Karanlık koridordaki loş ışıkları takip ediyor ve yaklaşık 1 dakika sonra dört tarafı sarı duvarlarla çevrili bir odaya giriyorsunuz. Tam bu esnada, odaya girdiğiniz koridorun duvarının cızırtılı bir görüntüyle belirmesi ve ardından duvarın ortaya çıkması bu kez sizi şaşırtmıyor. Oda, ilk bakışta 15 metrekarelik bir alan gibi görünse bile, bir anda duvarların genişlemeye başlamasıyla boyutu tamamen genişliyor ve bir kenarı 25 metreyi bulan hale geliyor. Odanın büyülü bir şekilde genişlemesinin ardından ise kulağınıza gelen cızırtılar, bir başka beklendik hadisenin yaşanacağını gösteriyor.
“Yeniden sizlerleyiz dostlarım!”
“Tekrar merhaba yoldaşlar!”
“Bu odaya gelmiş olduğunuz için çok mutluyuz, zira bu odayı epey özel bir oda olarak dizayn etmiştik.”
“Fakat bazı şartların değiştiğini görüyoruz ve bu nedenle odanın özel durumunu daha da özel kılmaya karar verdik.”
“Evet dostlarım, birkaç değişiklik elzem görünüyordu. Bu yüzden ufak ayarlamalar yaptık. Bu ayarlamalar içerisinde kah üzülecek kah sevineceksiniz. Belki de sevindikçe üzülecek ve üzüldükçe sevineceksiniz. O yüzden, bu özel ufak ayarlamalar sayesinde, hep birlikte duygu seline kapılıp yelkenlerimizi yeni duygulara açacağız. Bu özel ve ufak ayarlamalar ile-”
“Bence durumu anlamışlardır. Odayı açıklamaya mı geçsek?”
“Ama çok özel ayarlamalar oldu, öyle değil mi? Bir saat falan özel diye anlatmak istiyorum!”
“Yapma abi. Zaten mevzular uzadıkça uzuyor, bir de sen üstüne tirat atma lütfen!”
“Peki bir şey soracağım, sadece tek bir şey! Hayatında… Böyle bir anı… Kaç kere… Ya-şı-yor-sun? Evet, cevap alayım!”
“Bak haklısın abi, gerçekten. Anlatabildiğin kadar anlat demek isterim ama mevzu uzadıkça bize zarar yazıyor. Kaç zamandır takılıyoruz, daha bir arpa boyu yol gidemedik.”
“Arpa boyu yol mu? Ah, dostum, benim tatlı ve sabırsız inci tanem! Burada bilim yapıyoruz ve sen bunu kalkıp bir arpa boyu ile mi kıyaslıyorsun? Bilimde, arpa boyu diye tabir ettiğin mesafe, kimi zaman hiç ummadığın kadar büyük sonuçlara yol açar. Ve- Tam tersi de olabilir! Bu yüzden kat ettiğin mesafenin bir önemi yoktur. Önemli olan, o mesafe içerisinde yaşananlardan çıkardığın sonuçtur!”
“Peki, ben de tek bir şey soracağım, sadece tek bir şey!”
“Dinliyorum bilim düşkünü ama sabırsız dostum.”
“Senin bu bilim zamazingon içerisinde kat ettiğin mesafeden çıkardığın o büyük ve muazzam sonuç nedir?”
“…”
“…”
“Ah benim bilimi hiçe sayıp kendini bilimden üstün gören yoğurtlu makarnam! Elbette çıkardığım inanılmaz sonuçlar var, bunu sen de biliyorsun. Hem kendini niye bu olaydan soyutlamış gibi konuşuyorsun ki? Bu işin temellerini atan sen değil miydin?"
“Abi, konu o değil bak! Cidden soruyorum sana, bu zamana kadar çıkardığın sonuç nedir? Odalara girip çıktılar, biri errrkeklik yaptı, diğeri bilmen ne kadar süredir bir anahtar seçemedi, beriki bilmem ne yaptı… Uzar da uzar ama sonuç ne?”
“Hemen her şey olsun bitsin mi istiyorsun? Biraz zevk almaya bakmalısın!”
“Yok abi, bu sefer benim istediğim gibi olacak. Bir ton işim var daha, bilmem kaç saat daha dostlarımızın keyfini bekleyemem ben. Çünkü tüm bu işin girdisini çıktısını da bana yazdıracaksın, o yüzden bırak kontrolü ben alayım!”
“Bak, bu işi halletmeme-”
“Tamam, devralıyorum ve konuyu kapatıyorum!”
“…”
“Kusura bakmayın yoldaşlar! Bazen böyle şeylere istemeden kulak misafiri oluyorsunuz ama eminim olmamış gibi davranacaksınızdır. Şimdi sizi daha fazla bekletmeden, odanın kazanma koşulunu açıklayacağım. Hazır olduğunuzda lütfen bunu dile getirin.”
“…”
“…”
“Hazırım!”
“Evet, odadan çıkma koşulunuz, sizin için özel olarak tasarladığımız iblisi yok etmeniz! Ancak bu kez, rakibiniz olacak iblis, üçünüz dışında diğer kişilerin her türlü etkisinden uzak olacak. Yani diğer dostlarımızın aksiyonları, bu iblisi etkileyemeyecek. Diğer bir deyişle, sizi kurtarabilecek bir errrrrkek bu sefer olmayacak. İblisi yok etmeniz halinde, bu odadan çıkabileceksiniz. Ancak eğer iblisi yok edemezseniz, üçünüz de öleceksiniz ve daha da kötüsü, iblis bu odada çıkıp diğerlerine saldırabilecek hale gelecek. Yani sadece kendinizi öldürmüş olmayacak, diğer dostlarınızın da ölmesine neden olacaksınız.”
“Var ya, şiir gibi anlattın yemin ediyorum. Tek düze gibi, ama şiir tadında!”
“Şimdiden size başarılar diliyorum dostlarım. Umarım bu engeli kolaylıkla aşar ve nadide veriler elde etmemizi sağlarsınız!”
“GEEE-Lİİİİ-YOOOOOOR!”
Başından beri sizinle konuşan ikilinin seslerinin kesilmesiyle birlikte, 15 metre kadar önünüzde bir karaltı belirmeye başlıyor ve bu karaltı, derin ve karanlık bir aura yayarak varlığını odaya yaymaya başlıyor. Görüntünün netleşmesiyle birlikte, turuncu saçları olan 174 santim boyunda, oldukça fit bir vücudu ve üzerinde siyah geleneksel bir kıyafeti olan biri beliriyor. Ancak esas dikkatinizi çeken şey, beliren kişinin sağ omzunun üstünde sırtına doğru tuttuğu neredeyse boyu kadar olan kılıç oluyor. Turuncu saçlı adam keskin gözlerle size bakmayı sürdürürken, yaydığı aura ile üzerinizde ciddi bir baskı uygulamaya başlıyor. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından ise, turuncu saçlı adam bu memnuniyetsiz bir ifade ile ağzını açıyor ve"Hoi… Burada neler dönüyor bilmiyorum, ancak sizden hiç adam akıllı reiatsu sezmiyorum. Arrancar mısınız? Eğer öyleyse, şu işi hemen bitirelim!”diyor. Bu sözlerinin ardından ise arkasına doğru tuttuğu kılıcı kendinden emin bir şekilde önüne doğru getiriyor ve neredeyse hemen hemen yere saplar vaziyette dik bir şekilde tutmaya başlıyor.
Gadiel; Yanına gelen kadına sormanın ardından ondan gelecek bir cevabı beklediğin anda, kulaklarına bir kez daha cızırtılar doluyor.
“Ya altı üstü bir anahtar seçeceksiniz ya! Sanki bilmem kaç bilinmeyenli denklem sorduk!”
“Valla ben daha fazla beklemem abi. Seçtiler seçtiler, yoksa beni ilgilendirmez.”
“Tamam dostum, sakin ol. Bu son uyarı!”
Off Topic
Esther ikinci pasiflik uyarısını almıştır.