Zenahpuryu; Eletha’nın konuşması sırasında bakışlarını öfkeli bir şekilde Azuldir’e çevirdiğin sırada, sanki üzerine gelen tehditkar bakışları anlamış gibi yüzündeki gülümsemeyle bakışlarını sana çeviren Azuldir, Eletha’nın tüm söylediklerine rağmen sanki hiçbir günahı olmayan bir aziz gibi sana bakmakla yetiniyor. O anda, Azuldir’in gözlerindekinin masumiyet mi, umursamazlık mı yoksa rehavet mi olup olmadığını tam olarak kestiremiyorsun. Bu durum da, içinde Azuldir’e karşı doğan öfkenin biraz daha hararetlenmesine neden oluyor. Birkaç saniye devam eden bakışma anınızdan sonra ise, her ne kadar Azuldir’e bakmayı sürdürsen bile, Azuldir adeta seninle olan tüm işini bu birkaç saniyelik bakışmayla sonlanmış gibi gözlerini Eletha’ya doğru çeviriyor ve sonrasında bir kez daha göz göze geldiğiniz bir an olmuyor.
Genel; Eletha’nın sözlerinden sonra ortamda yer alan her bir kişinin aklından bir şeyler geçtiğini, ancak konuşmak için doğru anın gelip gelmediğini bilmediklerini hissedebiliyorsunuz. Bu durum, içinizdeki konuşma şevkini hafif törpülese bile, yine de kendinizi tutmanın anlamsız olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bu sırada ortamın sessizliğini ilk kıran, elini kaldırmasıyla kıyafetinin çıkardığı hışırtıyla Zenahpuryu oluyor.
Zenahpuryu’nun el kaldırmasından sonra Eletha bakışlarını ona doğru çevirerek konuşmasına müsaade ettiğini belli ediyor. Zenahpuryu söze girdiği anda ise, ön sıralarda bulunan kişiler hiçbir şekilde arkalarına dönüp Zenahpuryu’ya bakmıyorlar. Ancak her biriniz, bunun Eletha’ya karşı duyulan bir saygıdan ileri geldiğini anlayabiliyorsunuz. Bunun yanında, Zenahpuryu konuşmaya başladığı andan itibaren, yüzüne yerleşen sinsi bir gülümsemeyle onun dinleyen Cysa’nın ifadesi doğrudan dikkatinizi çekiyor.
Zenahpuryu’nun konuşmasını sonlandırmasından sonra Eletha bakışlarını odanın içindekilere çeviriyor. Bu haliyle Zenahpuryu’nun sorularına cevap verilmesi yerine başka birinin bir sorusu olup olmadığını kontrol eder gibi görünüyor. Dolayısıyla sizler de soruların cevaplarının toplu bir şekilde verileceğini anlayarak, bundan sonra sırayla söz alabileceğinizi düşünüyorsunuz. Bu noktada da, aklındakileri dile getirme fırsatı bulan Gadiel konuşmaya başlıyor. Eletha yüzündeki ifadesizlikle Gadiel’i dinlediği sırada, aynı sırada bulunan Cysa’nın ‘tıslama’ şeklindeki gülüşü kulaklarınıza geliyor. Onun bu rahat tavırları, Eletha’nın kaçamak bir bakışının üzerine gelmesiyle bir anda kesilirken, Gadiel de cümlelerini tamamlıyor.
Gadiel’in sözlerinin sonlanması akabinde, Diniel Eletha’nın bakışlarını aynı yönde olmasından istifade ederek lafa giriyor ve aklından geçenleri dile getiriyor. Bu aşamada ise yine Cysa başını öne doğru sallayarak adeta Diniel’in sözlerini tasdik ediyor. Ne var ki Cysa’nın bu hareketindeki bariz alaycılığı yine her biriniz rahatlıkla idrak ediyor.
Diniel’in de sözlerinin sonlanmasından sonra ön sırada yer alan Ulrasil konuşmak istediği belli ediyor. Ancak tam bu sırada Eletha sağ elini hafifçe havaya kaldırarak onun konuşmasını engellerken, Ulrasil henüz daha ilk harfi ağzından çıkmış cümlelerini yutmak zorunda kalıyor. Eletha“Birden ilerlemeyelim Ulrasil, önce Zenahpuryu, Gadiel ve Diniel’in düşüncelerini noktalayalım.”diyor. Eletha bu cümlelerinden sonra bakışlarını Ela’ya doğru çevirdiğinde, ilk olarak Zenahpuryu’nun konuşmasına dair cevaplar alacağınızı anlıyorsunuz.
Eletha’nın bakışlarının kendisine dönmesiyle birlikte, dik duruşunu daha da düzelten Ela “Hükümdarım.” diyerek saygısını sözlü olarak da dile getirmesinin ardından “Gadiel’in iblis diyarındaki uyanışına refakat etmek için vermiş olduğunuz buyruğa istinaden, iblis diyarında bulunuyordum. Gadiel’in iblisiyle temasının sağlanmasından sonra, bir anda içinde bulunduğumuz karanlıkta Almazath belirdi. Yüce hükmünüzün de malumu olduğu üzere, normal şartlar altında Almazath gibi kudretli bir iblisin var olamayacağı bu diyarda onunla karşılaşmış olmak, beni öncelikli olarak Gadiel’in güvenliğini sağlama zorunluluğuna itti. Bu aşamada Almazath, İblis Lordu Vagror’un kendisine kılıcımı alma emrini verdiğini dile getirdi. Ancak az önce de arz etmiş olduğum üzere, önceliğim Gadiel’in güvenliğini sağlamaktı. Lakin Gadiel’in bu aşamada iblisiyle bağ kuramadığını öğrenmiş olmak, seçeneklerimi son derece kısıtlı hale getiriyordu. Almazath saldırıya geçtiği anda, Gadiel’i korumak için kılıcımı çoktan çekmiştim. Ne var ki, orada korunması gereken artık Gadiel değildi! Bir anda Gadiel’in vücudunda beliren parlama ve ardından tüm bedenini saran ışık, doğrudan Almazath’a yöneldi. Gözlerimle takip etmemin zor olduğu bu ışıltı, Almazath’ın bedenini çerçevelediğinde, Almazath’ın bu kez vahşi bir şekilde ışığa, yani Gadiel’e doğru saldırısını yönlendirdiğini fark ettim. Birkaç saniye içerisinde ışık yok olduğunda, Gadiel’in hala etrafına ışık saçarak olduğu yerde durduğunu gördüm. Ne var ki, Almazath bir şekilde etrafa bilinçsizce saldırıyor gibiydi. Gözlerinin önünde olsak bile, bizi görmüyordu. O an, bunun yaratılan bir illüzyon olduğunu düşündüm. Bu şansı değerlendirmek için de saldırıya geçtim. Almazath’ın bilinçsiz saldırıları, bir şekilde bana da ulaştı, ancak kılıcım daha hızlıydı. Onda yaralar açsam bile, henüz düşmemişti. İşte bu sırada, bir kez daha parıldayan Gadiel sahneye çıktı. Parlak bir boynuzu andıran uzvuyla, Almazath’ı sol tarafına indirdiği darbe, Almazath’ın düşmesini sağladı.” diyor. Ela, tüm anlattıklarını sanki bir kez daha yaşıyormuş gibi derin bir nefes almasının ardından “Almazath mağlup olmuş, ancak yok olmamıştı. Kaldı ki benim de Amahimara Kirata’nın yan etkileri nedeniyle saldırı yapabilecek takatim kalmamıştı. Bu esnada Gadiel’in bedenindeki parlaklık, gözlerimin önünde cisimleşerek bir iblise dönüştü. Almazath ise, Gadiel’in bir İmparator olup olmadığını sordu. Fakat onun da cevabı duyabilecek kadar zamanı olmadığı ortadaydı. Bir şekilde onu elimizden kaçırmış olduk.” diyor. Sözlerini sonlandırdığı sırada Ela’nın sesine düşen mahcubiyet hiçbirinizin dikkatinden kaçmazken, başını hafifçe eğmesinin ardından Ela’nın cılız bir sesle “Bağışlayın Hükümdarım.” dediğini duyuyorsunuz.
Ela’nın anlattıklarının ardından bakışlarını hala aynı yönde tutan Eletha“Almazath’ı yenen tam olarak kimdi Ela?”diyor. Ela ise eğmiş olduğunu başını kaldırmadan “Hükümdarım... Şüphesiz ki bunu başaran Gadiel ve iblisiydi. Bu noktada Almazath’ta açmış olduğum yaralar ona fırsat vermiş olabilir. Ancak onu ilk savunmasız kılan da son darbeyi indiren de Gadiel ve iblisiydi.” diyor. Bu sözlerinin ardından Eletha bakışlarını birkaç saniye daha Ela’nın üzerinde tuttuğu sırada, Ela hafifçe başını kaldırırken “Hükümdarım... Ancak dikkatimi çeken bir diğer şey, bahsedilen Almazath’ın karşımdaki Almazath’tan daha kudretli olduğuydu. Sözlerimi Gadiel’in yanlış anlamayacağını düşünüyorum lakin, karşımıza çıkan Almazath, bir Aludir’in kolay kolay baş edemeyeceği seviyede olsa bile, Zenahpuryu’nun dile getirdiği gibi dokunulmaz veya zarar görmez değildi.” diyor. Bu sözler üzerine Eletha tek kaşını havaya kaldırırken“Onu zayıflatan bir şeyler olduğunu mu düşünüyorsun?”diye soruyor. Ela ise birkaç saniyelik sessizliğinin ardından “Hükümdarım… Yüce hükmünüz daha kudretli ve ayandır. Lakin fikrimi sorarsanız, Maeve’i kontrol altına almanın Almazath’ı yorduğudur.” diyor.
Konunun bir şekilde Maeve’e gelmesi, Eletha’nın bakışlarının Azuldir’e kaymasına neden oluyor. Sizler de Azuldir’e kaçamak bir bakış attığınızda, Azuldir’in gülümseyerek Eletha’ya bakmayı sürdürdüğünü görüyorsunuz. Eletha birkaç saniye boyunca sessiz ancak tereddütlü bir şekilde Azuldir’e bakmasının ardından“Bu hususta diyeceğin bir şey var mı?”diye soruyor. Azuldir, sanki söz sırasının bir şekilde kendine geleceğini bilerek ve bu anı kollayarak, Eletha’nın sözlerinden sonra başını hafifçe eğip kaldırıyor. Bakışlarını bir nebze daha keskin ve gülümsemesini de daha bariz bir şekilde belli eden Azuldir “Maeve’in zayıflığı merak konusu oldu… Önce oradan başlayayım.” diyor. Sanki kendisine sorulan sorudan bağımsız gibi duran Azuldir tüm spot ışığını üstüne almış gibi rahat bir tavırla iki kolunu da yana doğru açarken “Maeve’in belirgin bir zayıflığı olduğunu söylemek güç. Sadece fiziksel olarak yetersiz olduğu düşünülebilir. Ama yeteneklerini göz önüne aldığınızda, bunun bir zayıflık olmadığını anlayabilirsiniz. Çünkü Maeve, ister sesiyle ister tek bir bakışıyla, dilediği iblisi kontrol altına alabilir.” diyor. Üzerine çektiği tüm ilgiden memnun bir şekilde kollarını indiren Azuldir bakışlarını odanın içindeki kişiler üzerinde gezdirmeye başlarken “İblislerinizin kulaklarını tıkamayı düşünen varsa aranızda, ki umarım Yüce Hükümdarımızdan görev alabilecek kapasitede olup da böylesine saçma bir düşüncenin çözüm olacağını düşünen yoktur, Maeve’in çıkardığı sesi duymaktan kaçınmanız imkansızdır. İblisinizin gözlerini kapatmayı arzularsanız, iblisiniz doğuştan kör olmadığı sürece bu da bir çözüm olmayacaktır. Yani kısaca, Maeve’in kudreti mutlaktır ve bundan kaçamazsınız!” diyor. Azuldir’in bu sözleri bir anda odanın içindeki havanın giderek soğuyup gerilmesine neden olmaya başlarken, Azuldir "Maeve'i kontrol altında almak Almazath gibi bir iblisi zayıflatmış mıdır? Olabilir, belki. Ancak bana kalırsa, şu Almazath dediğiniz iblis, demek ki dile getirdiğiniz kadar kudretli değilmiş." diyor. Azuldir'in bu sözleri, Eletha'nın gözlerinde adeta şimşekler çakmasına neden olurken, Eletha"Madem Almazath'ı bu kadar hor görebiliyorsun, o halde neden ona iblisini teslim edip kaçmayı uygun gördün Azuldir?"diye soruyor. Eletha'nın bu sorusu, Azuldir'in yüzündeki tebessümü bir kat daha arttırırken "Değer verdiklerinizi korudum desem, kafanızdaki en ufak düşünce değişecek mi Hükümdarım?" karşılığını veriyor. Azuldir'in bu cevabıyla Eletha'nın kasılan çene kasları dişlerini sıkmaya başladığını gösterirken, ön sırada siyahlar içinde olan ve Diniel ile Zenahpuryu’nun isminin Gyugnal olduğunu öğrendikleri kişi gevşek bir ses tonuyla “Aman aman… Yine tüm neşesini saçtı bizim oğlan. Madem iblisin bu kadar değerli ve yenilmezdi, hakikaten kaçmak yerine neden Almazath'ı yenmeyi denemedin?” diyor. Sanki odadaki herkesin içinden geçenleri dile getirmiş gibi duran Gyugnal birkaç şey daha söylemek ister gibi ağzını açtığı sırada, Eletha araya giriyor ve“Konumuz bu değil Gyugnal. Olan bir şekilde oldu…”diyor. Ancak bakışlarını bu anda Azuldir’e çeviren Eletha“Her ne kadar üstünü kapatmamış olsam da.”diyerek bu faslı sonlandırmak ister gibi duruyor.
Her ne kadar Azuldir bu konuda konuşmaya istekli gibi görünse de, Eletha son sözünü söylemesinin ardından bakışlarını Gadiel’e çevirirken“Her şeyin senin için yabancı ve belki de anlamsız olduğunun farkındayım Gadiel. Gönül isterdi ki, yeni açtığın gözlerinle başladığın bu yeni hayatı sana daha anlamlı kılabileyim. Fakat içinde bulunduğumuz durum ve senin daha ilk adımlarında gerçekleştirdiklerin, seni bu görevden bağımsız tutmamı engelliyor. Umarım bunu anlayabilir ve kabullenirsin.”diyor. Bu ana kadar katı bir tonda olan Eletha’nın ses tonu, bir anda daha yumuşak ve cana yakın bir şekilde kulağınıza ilişirken, tüm bu sözlerinin içtenliği konusunda herhangi bir tereddüdünüz bulunmuyor. Eletha bakışlarını hala Gadiel’de tutmaya devam ederken“Anlayamadığını söylediğin noktayı aslında tam olarak kavramışsın. İnsanların iblislere doğrudan zarar vermeleri genel anlamda mümkün olmadığından, hükmümüz altına aldığımız veya kontrol edebildiğimiz iblisler vasıtasıyla onların insanlığa vermesi muhtemel zararları önlemek adına yok ediyoruz. Bir iblisin vahşiliğini ilk elden daha doğar doğmaz yaşamış biri olarak, bunun zaruri olduğunu anlayabileceğini düşünüyorum.”diyor. Eletha bu sözlerinden sonra Gadiel ile olan göz temasını sonlandırarak, bu husustaki cümlelerinin de bittiğini ve diğer konuya geçiş yapılacağını ortaya koyuyor.
Eletha’nın grup içerisinde gezinen bakışları Vadlena’da kilitlendiği sırada Eletha“Diniel’in sözleriyle ilgili olarak söylemek istediğin bir şey var mı Vadlena?”diye soruyor. Vadlena ise kendisine söz verilmesinden dolayı önce başını hafifçe eğiyor ve ardından “Hükümdarım… Hiçbir zaman arzu ettiğiniz üsluba kavuşamadım. Bunu bastırmak, ancak düşüncelerime engel olur. Sizin bir sorunuzu cevaplamamak ise kendimi bir bok- … yani değersiz hissettirir. Bu yüzden, şimdiden affınıza sığınıyor ve vereceğiniz her türlü cezaya razı olacağımı peşinen söylüyorum.” diyor. Vadlena’nın bu sözlerinden bir nebze de olsa rahatsız olmuş gibi görünen Eletha, sanki başına gelecekleri bilirmiş gibi gözlerini devirdiği esnada“Dinliyoruz Vadlena.”demekle yetiniyor. Bunun üzerine Vadlena hafif bir nefes almasının ardından “Şu arkamızdaki bok parçalarının bazılarının ilk anlarında yanındayım. Emin olun gördüklerim, kendilerini şanslı götten çıktığını düşünenlerden farksız değildi. Görü konusunu kafasına takmış gelin adayı da buna dahil! Orada geberip gidecek gibi duruyordu, ama görüyorum ki bir şekilde caka satmayı öğrenmiş. Madem kızıl bok görü konusunu kafasına bu kadar takmış, yetersizliği konusunda götündeki boku sıkıştırmak yerine ne kadar çabalamış, esas bunu öğrenmek lazım! Zira içimizde bu konuda sorun yaratacak olan, arkadaki bok parçalarından başkası değil.” diyor. Eletha, sanki Vadlena konuştukça duyduğu iğreti her saniye daha da artar gibi görünüyorken, bir anda lafa giren Gygunal “Sorun yok, hallolur. Ayrıca bu kadar götlü boklu konuşmanın da alemi yok. Tabi yine zırıldayan çocuklarla muhatap olmak istemiyorsan.” diyor. Gyugnal’ın sözleri üzerine Vadlena bir şeyler demek için hafifçe öne atıldığında Eletha sağ elini havaya kaldırarak onu durduruyor ve“Yeteri kadar dinledik bana sorarsan Vadlena.”diyor. Ancak Eletha hemen ardından elini yavaşça indirirken“Bu şekilde konuşmuş olman konusunu ise bir başka zaman değerlendireceğim.”diyerek üslup konusunda Vadlena’nın birtakım sorunlarla karşılaşacağını açıkça dile getiriyor.
Grup içerisine çöken sessizlik içerisinde bakışlar birbirini takip ederken, bir kez da Ulrasil elini kaldırıp söz istediği sırada, Eletha bir kez daha onu susturmak için el hareketini yapıyor. Ardından bakışlarını Diniel’e çeviren Eletha“Vadlena sizlerin yetersiz olduğunu düşünüyor. Ve ben de, eğer böyle düşünüyorsa bir bildiği vardır diye düşünmeden edemiyorum. Kanaatim sizlerin benim tarafımdan verilecek bir göreve hazır olduğunuz yönünde, fakat belki esas senin söylemen gereken bir şeyler vardır Diniel. Beraber daha güçlü olmamız gerekirken, kim kime zarar veriyor? Ya da kim kimi daha iyi destekliyor? Görü konusunda kendini yeterli görüyor musun? Esas soru Diniel… Eksikliklerin konusunda kendine bir önlem aldın mı yoksa buradaki birilerinden mi medet umuyorsun?”diyor. Eletha bu sözlerinden sonra bakışlarını sırayla Zenahpuryu, Cysa, Lenith ve Gadiel’in üstünden geçirdikten sonra“Aynı sorular sizler için de geçerli. Ne diyorsunuz?”diyerek konuşmasını sonlandırıyor.