Raldrin’in hemen yanında, bağdaş kurmuş bir şekilde oturmaya başlıyorsun. Zihninde dönen sorular ve varlıklarınıza dair ihtimaller, sözcüklerin anlamsızlığına neden olurken içinden haykırmak ve aynı zamanda sonsuza kadar sessiz kalmak geçiyor. Bu iki seçenek arasında Raldrin’in hangisine daha yakın olduğunu unutulmuş hatırların olduğunu bildiğin kadar biliyorken, etrafınızda dolanan karanlığın da size uyum sağladığını görüyorsun. Raldrin de karanlık da ve varlığın da sanki hiçlik aleminin müptelaları gibi zamansız bir ortam oluşturmaya çalışıyor. Nefes alışverişlerin bile, bir canlı olmanın getirdiği içgüdülerden uzak ancak yaşatacak kadar az ve hafif oluyor. Bu halde, ne zamanın geçtiğini hissediyorsun ne de zamansızlığın kıymetini…
Sessizlik, en kahırlı hediye gibi hüküm sürerken Raldrin’in hafifçe kolunu indirdiğini görüyorsun. Sanki kolu uyuşmuş gibi hafifçe sallamasının ardından tekrar elini başının altına koyan Raldrin “O ejderha… Benden daha kudretliydi…” diyor. Sözleri sanki zehirli bir hançerin defalarca vücuduna batıp çıktığını gösterir gibi acı dolu çıkarken ağzından, Raldrin hafifçe bir nefes verirken “Lanet olsun!” diye iç geçiriyor. Raldrin’in bu sözlerinin ardından, sana sırtını dönmesinin klasik bir Raldrin tavrı mı yoksa bir ejderha olmanın getirdiği utanç mı olduğunu sorguluyorsun istemsizce. Kafanda bu düşünceler dönerken Raldrin “Sadece birkaç saniyede… İşim tamamen bitmişti… O kadın gelmeseydi…” diyor. Cümlelerindeki kesiklikler, Raldrin’in içinde yanan öfkenin parıltılarını ortaya koyarken Raldrin bir kez daha “Lanet olsun!” diyor dişlerini sıktığı belli olan bir ses tonuyla. Raldrin’in sözleri karanlığın içerisinde birkaç saniye yankılanırken, en sonundan hafif bir nefesi buzul bir öfkeyle dışarıya veren Raldrin donuk ses tonuyla “Ne istiyorsun?” demekle yetiniyor.
Sessizlik, en kahırlı hediye gibi hüküm sürerken Raldrin’in hafifçe kolunu indirdiğini görüyorsun. Sanki kolu uyuşmuş gibi hafifçe sallamasının ardından tekrar elini başının altına koyan Raldrin “O ejderha… Benden daha kudretliydi…” diyor. Sözleri sanki zehirli bir hançerin defalarca vücuduna batıp çıktığını gösterir gibi acı dolu çıkarken ağzından, Raldrin hafifçe bir nefes verirken “Lanet olsun!” diye iç geçiriyor. Raldrin’in bu sözlerinin ardından, sana sırtını dönmesinin klasik bir Raldrin tavrı mı yoksa bir ejderha olmanın getirdiği utanç mı olduğunu sorguluyorsun istemsizce. Kafanda bu düşünceler dönerken Raldrin “Sadece birkaç saniyede… İşim tamamen bitmişti… O kadın gelmeseydi…” diyor. Cümlelerindeki kesiklikler, Raldrin’in içinde yanan öfkenin parıltılarını ortaya koyarken Raldrin bir kez daha “Lanet olsun!” diyor dişlerini sıktığı belli olan bir ses tonuyla. Raldrin’in sözleri karanlığın içerisinde birkaç saniye yankılanırken, en sonundan hafif bir nefesi buzul bir öfkeyle dışarıya veren Raldrin donuk ses tonuyla “Ne istiyorsun?” demekle yetiniyor.



