Neler hissetmesini bile bilmediği bir zamanda ne yapacağı konusunda hiçbir fikri yoktu. İblis diyarına girmeyi kabul etmiş bir şekilde oraya ulaşmış ve anlamsız bir şekilde çıkmıştı. Şimdi ise bir iblis karşısında belirmiş ve kendisinin ne tür bir iblis olduğunu soruyordu. Kendisinin henüz yanıtlayamadığı onlarca sorunun yanında onunkisi en komiği duruyordu. Endişelenmeye başlıyordu. Çünkü kendisine bir şeyler olmuştu ve yine belirsizliğin tam ortasında kalmıştı. Ne tepki vereceğini, nasıl davranması gerektiğini anlamıyordu. Vücudunda dolanan bir enerji vardı. Ve bu enerjiyi henüz yeni hissediyordu. Öyle ki bu öyle soyut bir şey değildi. Her şey oldukça gerçek gibi duruyordu. Bu yeşillik, bu parıltı... Daha önemlisi karşısında duranların tepkisi her şeyi biraz daha garipleştirmeye yetiyordu. Gyugnal ve iblisi arasında geçen diyalogun sonunda kendisinin insan olmadığına karar veriyorlardı. Hatta bunun yanında onu öldürme konusunda oldukça pozitif düşünüyorlardı.
Giderek sinirleniyordu. Anlamadığı ve çözmeye çalıştığı onlarca şey varken bir de bu dangalaklarla uğraşmak gerçekten hayatın yaptığı bir şaka gibiydi. Karşısına çıkan her varlık onu biraz daha yavaşlatıyordu. Onu biraz daha yoruyor ve biraz daha sinirlendiriyordu. Gyugnal'In sözlerinin ardından iblis, öne doğru atılarak yüzüne bir yumruk indiriyordu. Ne olduğunu bile anlayamadan havada süzülürken neredeyse yere düşmeyi bekleyecek durumdaydı. Kalçasının üstüne geldiğinde yüzünde inanılmaz bir acı hissetse de herhangi bir şekilde his dışında başka bir etki almadığını anlayabiliyordu. Sanki iblis diyarında aldığı darbelere benziyordu. Orda da onca yumruğa ve tekmeye rağmen bir süre hasar almadan durabilmişti. Fakat bir süre..
Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Gyugnal, en son bir şeyler saçmalayıp 2 gram beyniyle cümle kurmaya çalışması Mihr'i hayal kırıklığına uğratmaktan ziyade haklı çıkarıyordu.. Gerçekten Gyugnal'ı öldürmek istiyordu. Kafasını vücudundan koparmak ve saatlerce ezmek istiyordu. Tüm uzuvlarını yerinden çıkarıp duvarlara fırlatmak istiyordu. Cesedine bile saygı duymayıp her yerinden asmak istiyordu. İnanılmaz bir öfke yükseliyordu içinden tam o sırada. Özellikle hiçbir şey bilmeyip bir şeyler yapmasını söylüyordu ya.. Tüylerini diken diken yapıyordu ve karnında değişik hislerin büyümesini sağlıyordu.
OROSPU ÇOCUĞU SANKİ BİR ŞEY BİLİYORUZ DA BENDEN BİR ŞEY YAPMAMI İSTİYOR. ANASINI SİKTİĞİMİN SALAĞI YAPABİLECEK OLSAM YAPARDIM SENDEN FAZLA BİR ŞEY Mİ BİLİYORUM? HER NE İSEN BİR ŞEYLER YAP NE DEMEK? NE DEMEEEEEEK!!!!!! OROSPU ÇOCUĞU KEMİĞİNİ ISIRMAK İSTİYORUM HER ET PARÇANI YUTMAK İSTİYORUM!!!!!!!!!!!!! AMINA KODUMUNNN APTALIIIIIIIIIIIIII!!!
Aklında dönen sözcüklerin hepsini ona karşı bağıra bağıra söylemek istiyordu. Fakat içinde biriken ve yükselen bu adrenalin ona engel oluyordu. Aslında hayır ona bir şey söylemek istemiyordu. Onu ezmek istiyordu. Onu öyle bir dövmek istiyordu ki yüzündeki o korkuyu görmek istiyordu. O aptal umursamaz sıfatı silmek istiyordu. Fakat bir şey yapamıyordu. ÇÜNKÜ HİÇBİR ŞEY BİLMİYORDU.
BİR ŞEKİLDE
BİR ŞEKİLDE CANLI ÇIKAN
BİR ŞEKİLDE CANLI ÇIKAN VE AYNI ZAMANDA DÖVÜLEN İLK
BİR ŞEKİLDE CANLI ÇIKAN VE AYNI ZAMANDA DÖVÜLEN İLK DEFA İBLİSİNİ ALAMAYAN
BİR ŞEKİLDE CANLI ÇIKAN VE AYNI ZAMANDA DÖVÜLEN İLK DEFA İBLİSİNİ ALAMAYAN BİR VARLIK?
NEYDİ? NE OLACAKTI? NEREDEN GELMİŞTİ? NEREYE GİDECEKTİ? ŞU AN NERDEYDİ? ÖNEMİ NEYDİ? HAYIR! ŞU AN NEYDİ?
Az önce yediği yumruk baskı altında tuttuğu zihninin kontrolünü kaybetmesini sağlamıştı. Durduramıyordu. Aklı bağımsız bir şekilde harekete geçmiş gibi sanki kendi başına hareket ediyordu. Halbuki akıl denilen şey onu kendisi yapan şey değil miydi? Nasıl olur da hiçbir söz hakkı olamazdı? Bir şeyleri yumruklamak tekmelemek istiyordu. Bir şeylere zarar vermek hatta zarar görmek istiyordu. Bir şekilde enerjisini dışarı atmanın bir yolu olmalıydı. Fakat karşısında 2 metrelik devasa bir tehdit duruyordu. Bir iblisten daha önce dayak yemişti. Onun çaresizliği... Her şeyin üstüne onun çaresizliği de eklenince sanki iyice kendisinden uzaklaştığını hissediyordu. Yapacak neyi vardı ki? Ne yapıp buradan kurtulabilirdi ki? Buradan kurtulsa ne olacaktı ki? Belki de gerçekten ölmeliydi. Kafasının kollarının arasına alarak karnının içine gömüldü. Sonrasında içindeki enerjiyi tükenene kadar bırakmaya çalıştı.
Çığlıklarını tutamadı. Boğazı yırtılasıya kadar bağırdı. Nefes nefese kalana kadar bağırdı. İçindeki bu öfke, kafasının içindeki bu sorular bitene kadar çığlık attı. Onları susturmanın tek yolu buydu.
Giderek sinirleniyordu. Anlamadığı ve çözmeye çalıştığı onlarca şey varken bir de bu dangalaklarla uğraşmak gerçekten hayatın yaptığı bir şaka gibiydi. Karşısına çıkan her varlık onu biraz daha yavaşlatıyordu. Onu biraz daha yoruyor ve biraz daha sinirlendiriyordu. Gyugnal'In sözlerinin ardından iblis, öne doğru atılarak yüzüne bir yumruk indiriyordu. Ne olduğunu bile anlayamadan havada süzülürken neredeyse yere düşmeyi bekleyecek durumdaydı. Kalçasının üstüne geldiğinde yüzünde inanılmaz bir acı hissetse de herhangi bir şekilde his dışında başka bir etki almadığını anlayabiliyordu. Sanki iblis diyarında aldığı darbelere benziyordu. Orda da onca yumruğa ve tekmeye rağmen bir süre hasar almadan durabilmişti. Fakat bir süre..
Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Gyugnal, en son bir şeyler saçmalayıp 2 gram beyniyle cümle kurmaya çalışması Mihr'i hayal kırıklığına uğratmaktan ziyade haklı çıkarıyordu.. Gerçekten Gyugnal'ı öldürmek istiyordu. Kafasını vücudundan koparmak ve saatlerce ezmek istiyordu. Tüm uzuvlarını yerinden çıkarıp duvarlara fırlatmak istiyordu. Cesedine bile saygı duymayıp her yerinden asmak istiyordu. İnanılmaz bir öfke yükseliyordu içinden tam o sırada. Özellikle hiçbir şey bilmeyip bir şeyler yapmasını söylüyordu ya.. Tüylerini diken diken yapıyordu ve karnında değişik hislerin büyümesini sağlıyordu.
OROSPU ÇOCUĞU SANKİ BİR ŞEY BİLİYORUZ DA BENDEN BİR ŞEY YAPMAMI İSTİYOR. ANASINI SİKTİĞİMİN SALAĞI YAPABİLECEK OLSAM YAPARDIM SENDEN FAZLA BİR ŞEY Mİ BİLİYORUM? HER NE İSEN BİR ŞEYLER YAP NE DEMEK? NE DEMEEEEEEK!!!!!! OROSPU ÇOCUĞU KEMİĞİNİ ISIRMAK İSTİYORUM HER ET PARÇANI YUTMAK İSTİYORUM!!!!!!!!!!!!! AMINA KODUMUNNN APTALIIIIIIIIIIIIII!!!
Aklında dönen sözcüklerin hepsini ona karşı bağıra bağıra söylemek istiyordu. Fakat içinde biriken ve yükselen bu adrenalin ona engel oluyordu. Aslında hayır ona bir şey söylemek istemiyordu. Onu ezmek istiyordu. Onu öyle bir dövmek istiyordu ki yüzündeki o korkuyu görmek istiyordu. O aptal umursamaz sıfatı silmek istiyordu. Fakat bir şey yapamıyordu. ÇÜNKÜ HİÇBİR ŞEY BİLMİYORDU.
BİR ŞEKİLDE
BİR ŞEKİLDE CANLI ÇIKAN
BİR ŞEKİLDE CANLI ÇIKAN VE AYNI ZAMANDA DÖVÜLEN İLK
BİR ŞEKİLDE CANLI ÇIKAN VE AYNI ZAMANDA DÖVÜLEN İLK DEFA İBLİSİNİ ALAMAYAN
BİR ŞEKİLDE CANLI ÇIKAN VE AYNI ZAMANDA DÖVÜLEN İLK DEFA İBLİSİNİ ALAMAYAN BİR VARLIK?
NEYDİ? NE OLACAKTI? NEREDEN GELMİŞTİ? NEREYE GİDECEKTİ? ŞU AN NERDEYDİ? ÖNEMİ NEYDİ? HAYIR! ŞU AN NEYDİ?
Az önce yediği yumruk baskı altında tuttuğu zihninin kontrolünü kaybetmesini sağlamıştı. Durduramıyordu. Aklı bağımsız bir şekilde harekete geçmiş gibi sanki kendi başına hareket ediyordu. Halbuki akıl denilen şey onu kendisi yapan şey değil miydi? Nasıl olur da hiçbir söz hakkı olamazdı? Bir şeyleri yumruklamak tekmelemek istiyordu. Bir şeylere zarar vermek hatta zarar görmek istiyordu. Bir şekilde enerjisini dışarı atmanın bir yolu olmalıydı. Fakat karşısında 2 metrelik devasa bir tehdit duruyordu. Bir iblisten daha önce dayak yemişti. Onun çaresizliği... Her şeyin üstüne onun çaresizliği de eklenince sanki iyice kendisinden uzaklaştığını hissediyordu. Yapacak neyi vardı ki? Ne yapıp buradan kurtulabilirdi ki? Buradan kurtulsa ne olacaktı ki? Belki de gerçekten ölmeliydi. Kafasının kollarının arasına alarak karnının içine gömüldü. Sonrasında içindeki enerjiyi tükenene kadar bırakmaya çalıştı.
Çığlıklarını tutamadı. Boğazı yırtılasıya kadar bağırdı. Nefes nefese kalana kadar bağırdı. İçindeki bu öfke, kafasının içindeki bu sorular bitene kadar çığlık attı. Onları susturmanın tek yolu buydu.

