Bir İblisin Uğultusu (2. Kısım) (Zenahpuryu)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

27 Apr 2023, 16:25

Karşında duran iblis, konuşmaya başlamanla birlikte yüzündeki tebessümü hiç silmeden seni dinliyor. Sözlerine varlığıyla bile en ufak bir müdahale yapmaktan çekinir gibi görünen iblis, tüm konuşmanın sonunun gelmesini kendine özgü bir sakinlikle bekliyor. Ancak bu iblisin hiçbir şey yapmadığı anlamına gelmiyor. Zira konuşmaya başladığın sırada başta Paschar olmak üzere, Lavnivia da konuşmaya, daha doğrusu seni uyarmaya çalışmak için birkaç nida çıkarsa bile, beyaz cisimler her birinin ağzını da sıkı sıkıya kapatıyor. Bu nedenle, şimdilik grubundakiler burunlarından nefes alıp anlamsız haykırışlarda bulunmakla yetinebiliyor.

Konuşmanı bitirmenin ardından karşında duran iblis sana bakmayı sürdürürken“Zenahpuryu demek…”diyor ve sağ elinin işaret parmağını kendi sağ gözünün altında tutup aşağıya doğru indirirken, dökülen gözyaşlarına bir örneklemede bulunarak“Oysa ismine müstehak değiller.”diyor. İblisin zihnine yer eden cümleleri dökülmeyi sürdürürken, iblis bakışlarını gruptaki diğer kişilere çeviriyor ve“Bendeniz, İblis Lordu Vagror’un en sadık hizmetkarı Almazath!”diyor. Hemen ardından bakışlarını bir kez daha sana çevirirken“Tanıştığımıza memnun oldum Zenahpuryu.”diyor. İblis konuşmayı sürdürdükçe grubundaki kişilerin anlamsız bağırtıları giderek acı haykırışlarına çevriliyor. Bu durum karşısında hiçbir çekince ortaya koymayan Almazath ise bahsettiğin anlaşmadan pek de tatmin olmuş olmadığını bu şekilde sana göstermeye çalışıyor. Birkaç saniyelik sessizliğin sonunda ise“Bir insanın bu kadar aciz olmasına şaşırdım doğrusu. Oysa sizden beklediğim, kanınızın son damlarına kadar mücadele etmekti.”diyor. Fakat tam bu esnada duraksayan Almazath“Daha doğrusu senden Zenahpuryu.”diyerek muhatabının sen olduğunu bir kez daha vurguluyor.

Bu cümlelerinden sonra grubundakilerin çektiği acı seviyesini bir kat daha arttıran Almazath“Sana samimi olacağım Zenahpuryu… Sunduğun anlaşma hiç de kabul edilebilecek türden değil. Fakat ismini öğrendikten sonra, bu anlaşmanın çok daha eğlenceli olabileceğini fark ettim.”diyor. Hemen ardından grubundakilerin acı haykırışları yavaşça kesilirken, Almazath’ın beyaz cisimleri gevşettiğini ve birkaç saniye içinde grubundakilerin rahat hareket kabiliyetine erişebileceğini görüyorsun. Ne var ki Almazath burada bir kez daha lafa giriyor ve“Eğer içinizden biri dahi, geldiğiniz yön dışında bir adım dahi atarsanız, her birinizi tereddüt etmeden öldürürüm. Ne de olsa burada işgalci konumundasınız.”diyor yüzündeki tebessüme rağmen sözlerine hiçbir ciddiyetsizlik veya tereddüt bulaştırmadan. Grubundakilerin ayakları yere değdiği anda ise Almazath“Zenahpuryu burada kalıyor ve sizler de kendi diyarlarınıza geri dönüyorsunuz. Varlığınızın burayı terk etmesi için çok az bir vaktiniz var.”diyor. Almazath’ın beyaz cisimleri pelerininin altına doğru çekilirken“Zamanınız başladı!”diyerek son uyarısını yapıyor. Ancak grubundakiler, seni burada bırakma fikrine pek de sıcak bakmadıklarını her bir zerreleriyle sana hissettiriyorlar. Özellikle Paschar, bir anda Almazath’a topyekün bir saldırı yapmak ister gibi duruyor ve Lavnivia’nın da böylesine bir hamle karşısında Paschar’ı destekleyeceği gergin tuttuğu vücudundan anlaşılıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

27 Apr 2023, 17:48

İblis, kendisini yüzündeki çirkin gülümseme ile izlemeye ve dinlemeye devam ediyordu. Sözlerine müdahale etmekten çekinircesine beklerken, kendine özgü bir sakinlik gösteriyordu. Konuşmaya başladığında Paschar ve Lavnivia'da konuşmaya çalışmış ve genç adamı uyarmak istemişlerdi. Lakin bu çabaları, iblis Almazath'ın beyaz cisimleri ile ağzı kapatılarak engellenmişti. Sadece nefes alarak yukarıda bekledikleri sırada tüm cümlelerini bitirmiş Zenahpuryu. Sonrasında ise, Almazath ismini tekrar edip, gözyaşını taklit ederek ismine müstehak olmadığını söylemişti. İsminin önemini ve anlamını bilmeyen birisi için, anlamlı bir cümleydi. Karşısındaki kişi ismini biliyor olmalıydı. Belki de, yazgı denilen şeyi de biliyordu. Her ne kadar Zen için anlamlı da olsa, bir şey konduramıyordu. Tek bildiği, isminin gözyaşıyla yakından alakası olmadığıydı. Belki daha sert biri olmalıydı, belki de daha başka.

İblis, gruptakilere doğru dönmüş ve İblis Lordu Vagror'un en sadık hizmetkarı olan Almazath olduğunu tanıtmıştı. Sonrasında tanıştığına memnun olduğunu eklemişti. Almazath konuşmaya devam ettikçe diğerlerinin bağırmaları acı çığlıklara doğru evrilirken, Zenahpuryu gözlerini kapıyordu. Onların çığlıklarını duymak istemiyordu. Almazath, bu durumdan pek memnun olmadığını belirtmişti. Bir insanın bu kadar aciz olmasına şaşırdığını, kanının son damlasına kadar mücadele etmesini beklediğini söylüyordu. Sonrasında cümlesini düzelterek, asıl olarak kendisinden beklediğini söylüyordu. Genç adam, sessizce beklemeye devam etmişti. Cümleleri bittiğinde, grubun acısını daha fazla arttıran Almazath, kendisine karşı samimi olacağını söyleyerek anlaşmanın hiç kabul edilebilecek türden olmadığını söylemişti.

Gözlerini biraz daha sıkmaya başlamıştı anlaşmanın kabul edilmeyeceğini düşünerek. Ancak iblis, ismini öğrendikten sonra anlaşmanın çok daha eğlenceli olabileceğini düşündüğünü söyledikten sonra, gruptaki herkesi yavaş yavaş salmaya başlamıştı. Biraz daha rahatlasa da, bir an için hepsini öldürebileceği düşüncesi aklına takılmış, ancak Almazath'ın konuşmaya başlamasıyla yavaş yavaş istediğini elde etmişti. İçlerinden birisi bile geldikleri yön dışında adım atarsa her birini tereddüt etmeden öldüreceğini söylüyordu. Sonrasında ise genç adamın burada kalacağını ve diğerlerinin diyarlarına döneceğini ve burayı terk etmeleri için çok az bir vakitleri olduğunu söylüyordu. Beyaz cisimlerini pelerinin altına çekmiş ve zamanlarını başlatmıştı, ancak hepsini ölüme götürecek bir hareket Paschar'dan gelecek gibi duruyordu. Yaptığı fedakarlığa karşılık bu duruma sıcak bakmayan Paschar, topyekün bir saldırı gerçekleştirecek gibiydi. Lavnivia ise böylesine bir hamleye karşılık Paschar'ı destekleyeceğini gösteriyordu. Zenahpuryu kocaman gülümsemiş ve sağ elinin baş parmağını kaldırmıştı.

"Burada hepimiz ölmeyelim arkadaşlar! Sizler bir için anlaşma yaptım, siz de anlaşmanın size kalan kısmına uyun!" Sağ elini iyice onlara doğru uzatmıştı kendinden emin bir şekilde. Onları geri yollamak zorundaydı. Ne olursa olsun, yollayacaktı. Almazath, genç adamın aklına bir fikri sokmayı başarmıştı. İsminde kanının son dalmasına kadar mücadele etmek varsa, bunu diğerleri gittikten sonra yapmalıydı. Bunu yapacaktı. Onlar gittikten sonra, Almazath'la ölümüne dövüşecekti. En azından, arkadaşlarını kurtarmış olurdu. "Süre bitmeden gidin. Hepimiz ölürsek, bir anlamı kalmaz değil mi? Belki bir hata yaptım, ancak yaşamanızı istiyorum. Burada hepimiz ölmeyeceğiz, bu yüzden gidin ve sadece bana güvenin. Gidin, yaşayın, bir gün tekrardan görüşeceğimize eminim. Bristran'a selam söyleyin, daha onunla bir rövanş atacağız." Diyerek Bristran'a haber vermelerini ipucu olarak söylemişti. Burada hepsinin ölmeden kurtulmasının bir anlamı yoktu. Arkadaşlarına sakince bakmaya ve gitmelerini beklemeye başladı. Arkadaşları gittikten sonra Almazath'a saldıracaktı, ancak gittiklerinden emin olmak için beklemeye başladı.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

29 Apr 2023, 11:15

Sağ elini grubundaki kişilere doğru uzatıp konuşmaya başladığın anda, herkesin yüzünde gergin bir ifade belirdiğini görüyorsun. Her ne kadar hiçbiri de saldırı pozisyonlarından vazgeçmemiş gibi görünseler de sözlerin onların hareket etmesinin önüne geçiyor. Bu noktada Paschar’ın yüzünde gerginlikten beliren damarları rahatlıkla görebiliyorsun. Lavnivia’nın ise titreyen göz bebekleri gerginliğine bulaşan kararsızlığı sana açıkça gösteriyor. Tüm konuşman esnasında Almazath ise sakin ve yüzündeki tebessümü silmeden bekliyor sadece. Ancak içten içe, onun da verdiği zamanı bitirmeye istekli olduğunu hissedebiliyorsun. Ortada verilmesi güç bir karar olmasından dolayı oluşan sessizlik ise giderek iblis diyarının kasvetini körüklüyor.

Sessiz geçen saniyelerin ardından bundan sonra ne olacağını düşünmeye başladığın anda Paschar birden gergin vücudunu salıyor ve iki kolu neredeyse omuzlarından yere düşecek kadar serbest kalıyor. Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerini sana çeviren Paschar “Geri geleceğiz, merak etme.” diyor içten bir ses tonuyla. Fakat hemen ardından bakışlarını bir şimşek edasıyla Almazath’a çevirirken “Eğer Zen’in kılına zarar gelirse, her iki diyarda da zerren kalmayana kadar seni parçalarım iblis! Beni duydun mu?” diyor. Almazath ise sessiz bir kıkırdamanın ardından“Madem öyle, neden meçhul bir geleceği bekliyoruz ki? Ne yapacaksan şimdi yap!”diyor. Almazath’ın ezici bir galibiyet almışçasına sesine yansıyan ve zihninizdeymiş gibi vücut bulan alaycı sesine karşılık Paschar bir anda kendini kaybedecek gibi olsa da, bu kez onun önüne bir adım atarak geçen kişi Lavnivia oluyor. Bakışlarını keskin bir şekilde Almazath’a çeviren Lavnivia “Siz iblisler, en azından senin gibi aklı başında olanlar, kazanamayacakları bir savaşın içine girmezler. Burada bir şekilde kazanacağından eminsin, bunu anlıyorum. Fakat Zen’in sözlerinden sonraki yaptıklarına bakılırsa, buraya başından beri kazanmaya gelmemişsin Almazath. Başka bir şeyin peşindesin ve kabul ediyorum, bunu şimdilik anlayabilmiş değilim.” diyor. Lavnivia’nın sözlerinden sonra Almazath’ın yüzünde daha belirgin hale gelen tebessümü, adeta Lavnivia’nın sözlerini onaylarken Lavnivia konuşmasını sürdürüyor ve “Evet, yanılmıyormuşum. Tüm buradaki iblisleri katleden sen değilsin, böyle bir şeyle uğraşacak havan yok. Başka bir iblise bunu yaptırdığını düşünebilirim. Belki de onun gücünü test ediyorsun. Neler yapabileceğini, ne kadar ileriye gidebileceğini öğrenmeye çalışıyorsun. Bu noktada da, piyangodan bizler çıkıyoruz. O iblisi doğrudan insan diyarına salmak yerine, bir Aludir’e karşı test etme niyetinde olabilir misin?” diyor. Almazath ise hafif bir şekilde tekrar kıkırdadıktan sonra“Kim bilir?”diyor sadece. Lavnivia ise Almazath’ın bu cevabından dolayı pek tatmin olmuş görünmese de “Bir ihtimal ve reddetmiyorsun. Bunu unutmamalıyım. Fakat bu ihtimalde bile, ihtimal ile uyuşmayan bir parça var. Zen’in gözyaşları için ‘Oysa ismine müstehak değiller.’ diyerek, Zen’in isminin ne anlama geldiğini bildiğini gösterdin. Zaten Zen’in teklifini ismini öğrendikten sonra kabul etmen de bunu tescilliyor. Yani esasında burada, aslında bizleri kışkırtıp tüm bu katliamı yapan iblisle karşılaştırmak istedin. Senin için bulunmaz bir fırsattı. Ancak Zen, bu fikri silip attı ve yerine daha makul bir fikir yerleştirdi. Diğer bir deyişle, Zen’in varlığı aklındaki fikirlerden bile daha değerli hale geldi, yanlış mıyım?” diyor. Almazath, Lavnivia’nın her bir sözüyle sanki mest olurmuş gibi bir hava yaymaya başlarken bakışlarını Lavnivia’dan ayırmadan“Şaşırtıcı… Zenahpuryu yerine seni de alabilirmişim. İsminizi bahşeder misiniz hanımefendi?”diyor. Lavnivia ise bu anda daha önce gördüğün o çekici gülümsemesini yüzüne yerleştirirken “İsmim Lavnivia... İsmimin anlamını biliyorsan, kiminle konuştuğunu da anlıyorsundur, öyle değil mi?” diyor. Almazath ise keyif aldığı bir sohbetin hiç bitmemesini diler gibi gülümserken“Evet biliyorum. Zekan takdire şayan olsa da, üzülerek söylemeliyim ki ismin Zenahpuryu’nunki kadar kıymetli değil. Yani seni almamakla bir şey kaybetmiyorum. Eğer bunu teklif edeceksen, üzgünüm ama ilgilenmiyorum.”diyor. Lavnivia, Almazath tarafından değersizleştirilmesine rağmen yüzündeki gülümsemeyi hiç bozmadan “Öyle mi Almazath? Kırılmadım diyemem ama başından beri böyle bir takası düşünmemiştim, zaten ismimin anlamını da bilmiyorum. Niyetim başka bir şeyi teyit etmekti. Bu yüzden, Zen’in isminin kıymetli olduğunu söylemen güzel oldu… Hazzın çenene vurunca demek ki senden değerli bilgiler edinmemiz mümkün görünüyor.” diyor. Bu sözlerinden sonra yavaşça arkasını dönen Lavnivia “Zen’i yanına almanla üstünlük kurmuş olabilirsin, ancak Zen'in fikirlerini değiştirmiş olması bana kalırsa üstünlüğünü yok ediyor. Bunun yanında biz de senin hakkında güzel şeyler öğrendik… Aludirlerin isimlerinin anlamlarını bilen ve insan zekasına hayranlığı karşısında dili çözülebilen bir iblis… Bence durum ikiye bir ve biz öndeyiz. Ama nezaketin adına, berabere diyelim mi?” diyor. Almazath ise bu ana kadar tuttuğu kısık kahkahasını hafifçe gün yüzüne çıkartırken“Lavnivia… İsminden fazlası olan bir Aludir… Berabere diyelim.”diyor.

Lavnivia ile Almazath arasında geçen konuşmanın ardından Lavnivia omzu üstünde bakışlarını sana çeviriyor ve sanki sana güvendiğini ve her şeyin yoluna gireceğini belli edercesine başını öne doğru hafifçe sallayıp kaldırıyor. Ardından ise geldiğiniz yöne doğru tereddüt etmeyen adımlarla ilerlemeye başlıyor. Bu noktadan sonra ne Paschar ne de Baglis Almazath ile muhatap olmadan Lavnivia’nın adımlarını takip etmeye başlıyorlar. Üçlü geldikleri noktaya doğru ilerleyip gözden kaybolma mesafesine kadar gelirken Almazath“Lavnivia hakkında bildiklerini anlatmanı istesem, bunu yapar mısın Zenahpuryu?”diye soruyor ve hafif bir duraksamanın ardından“Ya da sana sadece Zen mi demeliyim?”diye sorarak konuşmasını sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

29 Apr 2023, 16:41

Arkadaşlarının gergin suratlarına baktı teker teker. Sözleri, onların harekete geçmiş olmasını engellemiş olsa da bir şey yapmalarından korkuyordu yine de. Buradaki katliamı engellemek için elinden geleni ardına koymuyordu. Paschar'ın gerginlikten çıkan damarlarına, Lavnivia'nın titreyen göz bebekleri eşlik ediyordu. Almazath ise sakince bekliyordu. Sessizlik devam ederken, Paschar vücudunu salmıştı. Derin bir nefesin ardından geri geleceğini söyledikten sonra, Almazath'ı tehdit etmeyi ihmal etmemişti. Bir anlığına Almazath'ın harekete geçeceği korkusuyla gerilmişti, üstelik Almazath'ın sözlerine karşılık Paschar daha da hararetlenmişti. Zen, vücudunun kasıldığını hissetse de, Lavnivia Paschar'ın önüne geçerek konuşmaya başlamıştı. Almazath gibi zeki iblislerin kazanamayacakları bir savaşın içine girmeyeceğini, burada kazanacağından emin olduğunu söylüyordu. Başka bir şeyin peşinde olduğunu, ancak henüz anlayamadığını ekliyordu.

Zen, sessizce dinlemeye başlamıştı Lavnivia'yı. Buradaki tüm iblisleri katledenin kendisi olmadığını, başka bir iblise bunu yaptırdığını düşündüğünü söylüyordu. O başka iblisin gücünü test ettiğini, neler yapabileceğini ve ne kadar ileri gidebileceğini öğrenmeye çalıştığını söylüyor ve bunun yerine bu iblisi Aludir'in üstünde test etme niyetinde olup olmadığını sorguluyordu. Almazath kıkırdamış ve ardından basit bir şekilde cevap vermişti. Lavnivia ise reddetmediğini, ancak uyuşmayan bir parça olduğunu ekliyordu. Zenahpuıryu isminin ne anlama geldiğini bildiğini ekliyordu. Asıl amacının buradaki katliamı yaratan iblisle Aludir'leri karşılaştırmak olsa da, genç adamın ismini öğrendikten sonra bu fikirden vazgeçtiğini söylüyordu. Almazath, mest olmuş gibi duruyordu. Zenahpuryu yerine kendisini de alabileceğini söylerken, Lavnivia ismini söylemiş ve ardından isminin anlamını biliyorsa, kiminle konuştuğunu anladığını ekliyordu. Zenahpuryu ise, hiçbir şey anlamamıştı.

Almazath ise, kiminle konuştuğunu bildiğini söylüyor, ancak Zenahpuryu kadar kıymetli bir isme sahip olmadığını, genç adam yerine onu almayacağını ekliyordu.. Sonrasında ise Lavnivia zaten böyle bir niyeti olmadığını, başka bir şeyi teyit etmek istediğini söylüyordu. Genç adam, yine bir şey anlamamıştı. Lavnivia cümlelerine devam ederken, küçük bir yanlışlık sezmeye başladı. Bu iblisin yanında olmak istemiyordu, elindeki en büyük kozu arkadaşlarını kurtarmak için harcamıştı. Acaba onların nezdinde bu durum nasıl gözüküyordu? Taraf değiştirmiş gibi gözükmek istemiyordu, ancak Lavnivia'nın konuşmalarından böyle bir çıkarım yapmaya başlamıştı. Almazath, konuşmasının sonunda berabere olduğunu kabul etmişti. Konuşma sonunda ise, Lavnivia kendisine güvendiğini ve her şeyin yoluna gireceğini belli edercesine başını sallamıştı. Sonrasında ise önce Lavnivia olmak üzere geldikleri yöne doğru ilerlemeye başlamışlardı. Gözden kaybolma mesafesine geldiklerinde Almazath Lavnivia hakkında bildiklerini anlatmasını istemiş, sonrasında ise sadece Zen mi demeliyim diye bir soru yöneltmişti. Dövüşmeden önce iyi bir sohbet, güzel olabilirdi.

"İsmim uzun olduğu için dostlarımdan bana Zen demesini istiyorum. Yani seçim sana kalmış." demişti sakince. Sonrasında tekrardan konuşmaya başladı. "Lavnivia ile ilk kez görüşüyorum. Zaten Aludir olalı çok fazla olmadı. O yüzden onun hakkında pek bir şey bilmiyorum. Ancak şunu öğrendim, konuşmayı benim değil onun yapması önemliymiş." Pişmanlığın verdiği sinir bozukluğuyla hafifçe gülmüştü. Artık, yavaş yavaş hazırlanması gerekiyordu. Aralarında çıkacak olan dövüşü başlatacak kişi Zenahpuryu olacaktı, ancak beklemesi gerekiyordu. Herkesin gittiğinden emin olmak zorundaydı. Bir iblise karşı fiziksel hasar veremediğini bilse de, bu durumun Almazath karşısında değişip değişmeyeceğini görecekti. "Sığ bir insan değilim Almazath. Bristran'la konuştuğumda ona söylemiştim, ben en güçlü Aludir olacağım, ancak öğrenmeyi hiçbir zaman kesmeyeceğim. Beş yaşında bir çocuk bile olsa, ondan öğreneceğim bir şey olacaktır. Senden öğrenmek istiyorum." Tekrardan aynı korkuları yaşayıp yaşayacağından emin olmadığı için, çekine çekine Almazath'ın gözlerine bakmaya çalıştı. "İsimlerimizin anlamlarını biliyorsun. Ben uyanmadan önce gördüğüm bir hayal, anı, ne olduğunu bilmediğim görüntüler vardı. Sonrasında bir ışık, bana bu görüntülerin ne geçmişim, ne de geleceğim olduğunu, Yazgım olduğunu söyledi. Yazgımın ismi ise, 'Zenahpuryu' idi." Kısa bir es verdikten sonra konuşmaya devam etti. "Benim merak ettiğim şey şu, isimlerimiz neler yapacağımızı, neler göreceğimizi, eylemlerimizi, yazgımızı mı belirliyor? Benim gibi basit bir Aludir, senin nezdinde neden sadece ismi ile birlikte kıymetlendi? Ki yazgımın ismi Zenahpuryu ise, o gördüğüm görüntüler bana hiç o kadar kıymetli gelmiyor. Bana öğretir misin?" Sessizce beklemeye başladı Almazath'ı. Tüm bu sorular bir cevaba ulaştıktan sonra arkadaşları için yeterli bir zaman kazanmış olacaktı. Sonrasında ise, büyük bir mücadele başlayacak.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

02 May 2023, 12:04

Almazath’In sorduğu soruya istinaden verdiğin cevap karşısında, Almazath yüzündeki tebessümle kafasını hafifçe eğiyor sadece. Bu noktada bir şeyler söylenmeye yeltenecek gibi olsa da tekrar konuşmaya girmenle kelimelerini yutuyor ve seni dinlemeye devam ediyor. Grubundaki kişilerin gözden kaybolmasıyla birlikte fark ettiğin en önemli şey, Almazath’ın birkaç saniye önce yaydığı o baskın havanın dağılmış olması oluyor. Almazath’ın değişen yüz ifadesi veya duruşu olmasa bile, bunu bilinçli bir şekilde yapıp yapmadığını sorguluyorsun. Ancak bunun yanında, kafanda Almazath’ın yaydığı o baskın havaya alışmış olabileceğin ihtimali de gelmiyor değil. Bu sebeple, dağılan havanın kaynağını bulmakta çeşitli fikirler kafanda dönüyor olsa bile, bunun konuşmana etki etmesine müsaade etmiyor ve cümlelerini kurmaya devam ediyorsun. Tüm bunların yanında, şu ana kadar Almazath’ın sana saldıracağı, seni öldüreceği veya buna benzer bir şey içine gireceğine dair de bir algın bulunmuyor.

Almazath’ın gözlerine bakarak devam ettiğin konuşma içerisinde, her ne kadar Almazath’ın ifadesinde bir değişiklik olmasa da, gözlerine bakmakta eskisi gibi seni etkisi alan bir durum olmadığını fark edebiliyorsun. Bu gerçek ise kafandaki dövüş senaryolarını güçlendirmeye başlıyor ve Almazath ile aranda planladığın mücadelede tekrar o baskın havanın doğup doğmayacağını ve eğer doğarsa neler yapabileceğini düşünmeden edemiyorsun. Fakat sözlerin sonlandığında, geriye almak istediğin cevaplar kalıyor şimdilik.

Uzun sözlerinin ardından Almazath, dalgalanan pelerinin altında hafifçe tebessümünü büyüterek ilk tepkisini veriyor. Ardından gözlerinin içine bakmayı sürdürerek“Dostların sana Zen diyor demek… Dost olduğumuzu pek sanmıyorum, bu yüzden Zenahpuryu olarak devam edeceğim.”diyerek aranızdaki ilişkinin bir nevi adını koyuyor. Bu sözüne karşılık gözlerinin içinden gelecek tepkiyi bekleyen Almazath kendince yeterli cevabı almasının ardından“En güçlü Aludir olmak iddialı bir laf. Başarabilir miyim diye soracak olsaydın, sana neden olmasın derdim. Fakat başaracak mıyım diye sorsaydın, böyle bir şeyin asla olmayacağını söylerdim. En azından benim yanımda kalmayı kabul ettiğin için ‘artık’ cevabım bu olurdu.”diyor. Son sözlerini söylerken kullandığı ‘artık’ kelimesini özellikle vurgulayan Almazath“Sorduğun sorulara bir cevap vermek zorunda değilim. Cevapları biliyor muyum? Belki… Ancak bunları seninle paylaşmayacağım.”diyor. Almazath’ın bu sözlerinden, gerçekten de sana bir şeylerin cevabını vermeyeceğini, her yolu denesen bile onun ağzından sorduğun sorulara dair bir cevap alamayacağını rahatlıkla anlayabiliyorsun. Bu durum, senin irade bir nebze etkilemiş olsa bile Almazath konuşmasına devam ediyor ve“Çünkü Zenahpuryu, aradığın cevapları sana bizzat gösterme niyetindeyim. Bir Aludir olarak isminin sana neler bahşettiğini ve yazgını nasıl şekillendirdiğini, sana ilk elden tattıracağım.”diyor. Bu sözlerinin altında pek de iyi niyetli şeyler sezmesen bile Almazath durumdan gayet memnun duruyor ve“Elbette iblis diyarında olduğumuzu ve bir Aludir olarak burada olduğunu göz önüne alırsan, bunun senin için pek de sevimli anlar olarak geçmeyeceğini anlayabilecek durumdasındır. Ama inan, sonunda sen benden, ben de senden çok değerli şeyler öğrenmiş olacağız!”diyor dayanılmaz bir arzunun pençesindeymiş gibi.

Almazath sözlerini bu şekilde tamamladıktan sonra etrafınızdaki parçalanmış iblis cesetlerine kısaca bir göz atıyor ve ardından tekrar sana baktığında yüzünde kocaman bir gülümsemeyle“Cevapları tatmak için hevesli olmanı beklemiyorum ama bir yerden de başlamamız lazım, öyle değil mi?”diyerek başkaca bir konuşma veya aksiyona girmemen halinde kendisinin bir şeyler yapacağını sana ima ediyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

02 May 2023, 12:22

Genç adam, Almazath'a verdiği cevap karşısında, sadece tebessümle karşılaşmıştı. Bir şeyler söyleyecek gibi olsa, buna müsaade etmemiş ve konuşmasına devam etmişti. Dediği gibi, Zen sığ bir adam değildi ve burada bu iblisle isterse saatlerce konuşabilirdi. Onun en öne atlamasının tek sebebi, arkadaşlarına bir zarar geleceğini düşünmesiydi. Almazath'a bir düşmanlık beslemiyordu, henüz. Almazath'ın yayılan baskın havasının dağıldığını fark ettiğinde afalladı. Bu hissiyata alışmış mıydı, yoksa ikisi tek kaldığı için böyle bir baskınlığa gerek mi duymamıştı bilmiyordu. Yine de, cümlelerini kurmaya devam etti. Almazath'ın ona saldıracağını da hissetmiyordu, bu sebeple kelimeler ağzından daha rahat çıkıyordu. Almazath'ın ifadesinde bir değişiklik olmasa da, gözlerine baktığında eskisi gibi etkisine girmiyordu. Bu noktada, bu dövüşün nasıl ilerleyeceğini ve Almazath'ın neler yapacağını düşünüyordu. Burada ölebilirdi. Karşısındaki iblis bunu gözü kırpmadan yapabilecek birisiydi.

Karşısındaki korkutucu iblis, korkutucu gülümsemesini daha da büyütürken, öncelik olarak dost olduklarını pek sanmadıklarını ve bu yüzden Zenahpuryu olarak devam edeceğini söylüyordu. En güçlü Aludir olmanın iddialı bir laf olduğunu, başarabilir miyim diye sorsa farklı bir cevap vereceğini, ancak başaracak mıyım diye sorsa böyle bir şeyin asla yaşanmayacağını söylüyordu. Yanında kalmayı kabul ettiği için, cevabının bu olacağını da ekleyerek kendi tehdidini ortaya koymuştu. Sorduğu sorulara ise cevap vermeyeceğini, cevabı bilse bile kendisiyle paylaşmayacağını ekliyordu. Zen, hafif bir hayal kırıklığıyla karşısındaki iblise baktı. Belki dövüşün sonunda son nefesini verecekti ve hiçbir şey öğrenmeden yok olup gidecekti. En azından, bir şeyler öğrenmeyi arzuluyordu. Yine de, belki de son anlarını yaşamayacağını düşündü. O zaman, uzun bir yaşam önünde varsa, bu sırları öğrenebilirdi.

Almazath'tan hiçbir şey öğrenemeyeceğini anlamıştı. Ancak karşısındaki iblis, konuşmaya başladığında her şey değişiyordu. Aradığı cevapları bizzat göstereceğini ve bir Aludir olarak Zenahpuryu'nun kendisine neler bahşettiğini ve yazgısını nasıl şekillendirdiğini ilk elden tattıracağını söylüyordu. Kötü niyetin oluk oluk aktığı bu kelimelerin ardından kendisi de bu kötü niyete vurgu yapıyordu. Kendisi için sevimli anlar olarak geçmeyeceğini ekliyordu. Ancak sonunda, ikisi de birbirinden çok değerli şeyler öğrenecekti. En azından, Almazath'ın sözlerine göre. Almazath, etrafındaki iblis cesetlerine göz attıktan sonra kendisine dönmüş ve korkutucu gülümsemesiyle, bir yerden başlamaları gerektiğini söylemişti. Kendisinin bir şeyler yapacağı kesindi. En azından bir Aludir olarak, en güçlü Aludir olma yolunda birisi olarak ilk adımı atabileceğini düşündü.

"Dediğim gibi, sığ bir insan değilim Almazath. Seninle dost olabilirdik. Günlerce sohbet edebilirdik. Buna karşı değilim." Derin bir nefes alıp verdi. "İsmimin ne anlama geldiğini bilmiyorum. İsmimin yazgımı nasıl şekillendirdiğini bilmiyorum. O görüntülerin ne olduğunu bilmiyorum. Ancak bildiğim bir şey var..." Kararlılığı kesindi. Almazath'la dövüşecekti. Bu işin sonunda ya ölecek, ya da bir şekilde kurtulacaktı. Ne yaşanacaktı bilmiyordu. "Senden korkuyorum. Ancak dediğin gibi, artık gözyaşlarım yok. Kanımın son damlasına kadar mücadele edeceğim." İlk hareketini planlamak üzereydi. Muhtemelen Almazath bir anda kaçacaktı, ya da Lavnivia'nın bahsettiği o iblisi üstüne salacaktı. Bilmiyordu ancak yine de sağ yumruğunu Almazath'ın yüzüne patlatmaya karar vermişti. "Belki ölmezsem, seni affedebilirim. O zaman, dost olma ihtimalini tekrardan düşünürsün." Sözleri bittiği anda, sağ yumruğunu hızlıca çıkarmıştı rakibinin suratına doğru. Belki isminin getirdiği en büyük yazgılardan biri buydu. Kanının son damlasına kadar mücadele etmek.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

04 May 2023, 12:06

Almazath senden gelecek cevabı beklediği anda kurmaya başladığın cümleler, onun ilgisini çekmiş gibi görünüyor. Ancak olayların bir mücadeleye dönüşeceğini ortaya koyan sözlerinden sonra Almazath’ın yüzündeki gülümseme artıyor ve bakışları, sözlerine hayranlık duyan bir şaşkınlık taşıyor. Başını hafifçe eğip kaldırarak pek de razı olmadığı bir geleceği kabullendiğini ifade eden Almazath sözlerinin bitmesiyle birlikte savurduğu sağ yumruğuna doğru bakışlarını kaydırıyor. Yumruğun güçlü ve elinden geldiğince hızlı bir şekilde iblis diyarının nemrut havasını yararak Almazath’ın suratına doğru ilerliyor. Almazath ise gözlerinin hemen önünde beliren yumruğu fark etmiş olmasına rağmen herhangi bir tepki vermiyor. Yumruğun ile Almazath arasında birkaç santimden daha az bir mesafe kaldığında ise Almazath kafasını hafifçe yumruğunun geldiği yönün tersine eğiyor bu nedenle yumruğun Almazath’ın kafasından milimetrik bir şekilde teğet geçerek havayı yumruklamış oluyor. Fakat Almazath, bu kez yumruğa bakmak yerine doğrudan gözlerini sana diktiği anda“Şu an sağ dizimi karın boşluğuna indirip seni bir an nefessiz bırakabilir, ardından insani içgüdülerinle öne doğru eğilen vücudundan faydalanarak çeneni ve tüm dişlerini kıracak diğer bir diz darbesiyle seni etkisiz hale getirebilirim.”diyor. Vücudun hala yumruk pozisyonunda kalmışken ansızın hareketsizliğe düşmek bir anda Almazath ile ilk karşılaştığın anlara geri götürüyor seni. Zira Almazath’tan yayılan o baskın havayı bir kez daha hissedip gözlerinin içine baktığın anda, adeta Almazath’ın dile getirdiği senaryonun gerçek olduğunu hissediyorsun.

Vücuduna çöken hareketsizlikten faydalanan Almazath yavaşça sağ bileğini tuttuğu anda bir anda o hayal penceresinden başını kaldırıyor ve gerçekliğe dönüyorsun. Kolunu, yaydığı hava ve görünüşüne nazaran epey nazik bir şekilde tutan Almazath, yavaşça kolunun eski pozisyona gelmesi için hareketlendiriyor. Bu esnada ise“Madem istediğin bir kavga, bunu olabilecek en güzel şekilde yapalım.”diyen Almazath kolunun bırakmasının ardından kulağını çınlatan bir ıslık sesi çıkartıyor. Bu çıkan sesle birlikte, bir anda ortamda bambaşka bir iblisin varlığını hissetmeye başlıyorsun. Yerdeki ceset yığınının devamını oluşturan güzergahtaki ağaçların arasından buram buram suratına vuran bir ölüm kokusuyla birlikte, ağaçlardaki hareketlenme gözüne ilişiyor. Birkaç saniye devam eden bu hareketliliğin ardından ise, adeta sarı bir ışık gibi parlayan bir varlığının süratli bir şekilde size doğru koşmaya başladığını görüyorsun. Gözlerini size doğru gelen varlığı anlamlandırmak için biraz daha zorlamaya başladığında, yaklaşık yarım metre uzunluğunda, sarı tüylü, iki kuyruğu olan bir kedivari iblisi görüyorsun. Görünüşü ve varlığı arasında tezat oluşturan iblise anlam yüklemek adına bakışların halen sabit duruyor ve sonunda iblis Almazath’ın sırtına basarak sağ omzuna adeta tünüyor. Almazath hafifçe yanağını iblisin sar tüylerine sürtmesinin ardından“Adı Maeve… Tüm bu kargaşanın yaratıcısı. Eminim çok eğleneceksiniz.”diyor.


Maeve
Image

Almazath’ın sözleriyle birlikte, birkaç saniye öncesine kadar son derece sevimli görünen iblisin kırmızı gözlerinin bir anda çatıldığını ve parlamaya başladığını görüyorsun. Bununla birlikte, tüylerinin belli kısımlarında halen daha kırmızı lekelerin olması, Almazath’ın sözlerinin doğruluğunu sana gösteriyor. Maeve, Almazath’ın omzundan yere atlayıp bakışlarını tamamen sana diktiği anda, bu sevimli iblisin öfkesinin tahminlerinin çok ötesinde olduğunu hissetmeden edemiyorsun. Bununla birlikte esas mücadeleye girmek istediğin kişi Almazath olduğundan, Maeve’yi etkisiz kılmadan ona ulaşamayabileceğini de düşünmeden edemiyorsun.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

04 May 2023, 14:59

Zen, kelimeler ağzından çıkmaya başladığı andan itibaren kararını vermişti. Karşısındaki iblisle sonuna kadar mücadele edecek, gerekirse ölecekti. Hiç ihtimal vermese de, Almazath ona merhamet gösterirse yaşayabilirdi. En azından, kurtulabileceği tek yol olarak bunu görüyordu, arkadaşları henüz yeni gitmişti ve Bristran'a haber gidene kadar uzun bir zaman geçecekti. İnsan diyarına açılacak kapıyı beklemek, arkadaşlarının onu almasını beklemek, bunların hepsi Almazath'ın göstereceği merhamet sayesine yaşanabilirdi ancak. Cümleleri bittiğinde, Almazath'ın yüzündeki gülümseme artmıştı ve razı olmadığı bir geleceği kabullenircesine kafasıyla onaylamıştı. Bu noktada, tamamen kafasına koyduğu hareketi yapmaya odaklanarak yumruğunu çıkarttı. Karşısındaki iblis, yumruğu görmesine rağmen son ana kadar tepki vermemişti, yumruğun onunla buluşacağını düşünse de, pek böyle olmamıştı.

Son anda kafasını eğerek yumruktan kaçınan Almazath, sağ dizini genç adamın karın boşluğuna vurarak nefessiz bıraktıktan sonra, 'insani içgüdüleriyle' eğilecek olan vücudundan avantaj alarak çenesini ve tüm dişlerini bir diz darbesiyle etkisiz hale getirebileceğini söylüyordu. Vücudu, yumruğun teğet geçmesiyle birlikte hareketsiz bir şekilde kalmıştı. Bu hareketsizlik, ona tekrardan aynı şeyi düşündürmüştü. Karşılaştıkları ilk zamanı. Almazath'ın ölüm senaryosu gerçekti. Muhtemelen en güçlü Aludir olmayı başaramayacaktı, zira daha bir yumruk atma konusunda bile karşısındaki iblise göre oldukça beceriksizdi. Aralarındaki güç farklı oldukça açıktı. Belki de, Almazath kendisini etkisiz hale getirecek ihtimalleri sıralamak yerine yapmalıydı. Karşısındaki iblis kaçınılmaz olanı geciktirdikçe, Zen'in zihni daha da karanlığa düşüyordu. Umutsuzluğa kapılmak istemese de, boşa mücadele ediyor olmak istemiyordu.

Bu düşüncelerinden kendisini kurtaran ise Almazath'ın bileğini tutması oluyordu. Nazikçe elini tutan iblis, yavaşça kolunu hareketlendirmeye başlamıştı. Sonrasında ise istediği kavgayı daha güzel bir şekilde gerçekleştireceğini söyleyerek kulakları çınlatan bir ıslık çalmıştı. "Sağol." demekle yetinebilmişti Zen. Almazath'ın neyden bahsettiğini bilmese de, merakla beklemeye başlamıştı. Başka bir iblisin varlığı ortama çökmeye başlarken, katliamın devamını oluşturan yoldaki ağaçların arasından ölüm kokusunun belki de en uzaklardan hissedildiği bir hareketlenme yaşanıyordu. Asıl düşmanı, bu katliamın sahibi ortaya çıkıyor gibiydi. Belki de Lavnivia'nın bahsettiği iblis bu olmalıydı. Gözlerini kısarak gelen varlığa odaklanmaya çalıştı. Yarım metre boyunda, sarı tüylü, iki kuyruğu olan ve kediye benzeyen bir iblis onlara doğru yaklaşıyordu. Görüntüsü ise, yarattığı baskın varlıkla hiç alaka oluşturmuyordu.

İblis, Almazath'ın sırtından sağ omzuna doğru geçmişti. Almazath ise, yanağını iblise sürtmesinin ardından adının Maeve olduğunu ve bu katliamın yaratıcısının o olduğunu söylüyordu. Almazath'ın sözlerinin bitmesinin ardından, bu sevimli görünen iblisin gözleri kırmızıya boyanıyor ve parlıyordu. Tüylerinin belirli kısımlarında ise kan lekeleri duruyordu. Maeve, omzundan atlamış ve bakışlarını tamamen genç adama dikmişti. Maeve'in öfkesi, çok büyüktü. Tahmin edemeyeceği kadar büyük bir öfkeyi iliklerine kadar hissediyordu. Zen, karşısındaki minik iblisi bir şekilde etkisiz hale getirmek zorundaydı. Almazath'a ulaşmak istiyorsa, bunu kesinlikle başarmalıydı.

"Sanırım yardım almak zorunda kalacağım." Dedikten sonra sağ elini göğsüne dayadı. "Kudretlilerin Kudretli Efendisi... Kudretinle Uyan! Dostunun Çağrısına Cevap Ver!" Bu durumda Shy'ı her ne kadar tehlikenin ortasına atmak istemese de, yardımsız başaramayacağının farkındaydı. Shy ortama giriş yaptıktan sonra gözlerini düşmanlarından ayırmadan hızlıca bir özet geçecekti dostuna. "Shy, şuan da kötü bir durumun ortasındayım. Buradan sağ çıkarsak, sana nasıl bu duruma geldiğimi anlatırım ancak şimdi yardımın gerekli. Uzun boylu olan Almazath. Karşımızdaki öfkeli olan ise Maeve. Maeve'i bir şekilde etkisiz hale getirmemiz gerekiyor. İlk amacımız bunu öldürmeden başarmak, ancak onun bizi öldürmeye teşebbüs etmesi çok büyük bir ihtimal. Bu yüzden, bizi öldürmeye kalkarsa öldüreceğiz. Sana sonuna kadar yardım edeceğim, Almazath'a ulaşmam için Maeve'i yenmemiz gerek." Sonrasında yumruğunu tokuşturması için Shy'a doğru uzattı. "Sana güveniyorum Shy. Elinden geleni ardına koyma."
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

06 May 2023, 11:44

Yeni rakibin karşısında yapacağın bir sonraki hamle için elini kalbine götürüyor ve Shyrlonay’ı fiziken var edecek sözleri söylüyorsun. Bu sözler ağzından döküldüğü anda, kalbinde oluşan mavi parıltı artık sana ziyadesiyle güç vermeye başlıyor. Mavi parıltı arttıkça, sanki Maeve’nin hırçınlığı ve Almazath’ın öldürme arzusu erimeye başlıyor. Sihirli bir el ruhundan tüm korkuları çekip alıyor gibi hissediyorsun. Mavi parıltı kollarına yöneldiğinde ise, az önceki yumruktan çok daha güçlüsünü atabileceğini biliyorsun. Kolunda hissettiğin bu güçlenme hissi kollarını çevresinde turlarını tamamlayıp yarım metre önünde durduğu anda, artık içinde yanan bir ateşten başka bir şey olmadığını fark ediyorsun. Ne iblis diyarı ne de karşındaki iki iblisin sana engel olamayacağını düşünüyorsun. Parıltı giderek cisimleşirken ise tek hissedebildiğin sabırsızlık oluyor. Yıllardır hasret kalmış bir dosta kavuşma anı dışında hiçbir şeyi hissedemiyorsun. Tüm bunlar tek başına garip değilmiş gibi, Almazath ve Maeve’nin varlıkları artık seni tedirgin bile etmemeye başlıyor.

Mavi parıltı birkaç saniye içerisinde Shyrlonay’ın görünümüne kavuşurken, onun yüzünde beliren kocaman gülümseme aslında tüm hissettiklerinin karşılıklı olduğunu sana anlatmaya yetiyor. Şu anda, onlarca konuyu konuşup saatlerce eğlenceli anlar geçirebilecekken karşınızdaki iblislerle bir mücadeleye girecek olmak biraz canını sıksa da, kendine verdiğin en güçlü olma sözü bir kez daha kulaklarında çınlıyor. Shyrlonay’ın büyüsünden seni kurtaran da bu sözün oluyor ve tekrar özellikle Maeve’ye odaklanmanın ardından Shyrlonay’a sözlerini söylüyorsun.

Bir anda senin odağını ve ciddiyetini paylaşmaya başlayan Shyrlonay, bakışlarındaki yumuşaklığı ve naifliği hızlı bir şekilde yok etmesinin ardından, doğrudan bakışlarını Maeve’ye kilitliyor. Maeve’yi biraz süzmesinin ardından ise “Bu kolay olmayacak Zen, biliyorsun. Fakat en güçlü olup tüm güçsüzleri koruyacaksan bunu başarmak zorundayız!” diyor tam bir kararlılıkla. Hem Shyrlonay hem de kendin Maeve ile yaşanacak mücadelenize odaklanmış halde durduğunuz anda, Almazath’ın alkış sesleri bir anda bakışlarınızın ona dönmesine neden oluyor. Yüzündeki gülümsemeyi silmekten imtina eden Almazath yavaşça iki elini birbirine vurmasının ardından“Aynı mantalitede bir insan ve iblis demek! Bravo Zenahpuryu, iblisini kendine ziyadesiyle bağlamışsın gibi görünüyor.”diyor. Ancak hemen ardından alkışlarını bir anda kesiyor ve yüzüne daha ciddi bir ifade takınırken“Ancak bağlamakla hükmetmek farklı şeylerdir! Şimdi sana bunu göstermeme izin ver.”diyor. Bu sözlerinin ardından sağ elini yere paralel bir şekilde kaldırmasının ardından“Zoruo dase. Kor ada funkova o. Kuirm vulksae nekmitki.”diyor adeta gırtlağından gelen hırıltılı bir ses tonuyla. Almazath’ın bu sözlerinden sonra, Maeve’nin gözleri biraz daha parlamaya başlıyor ve hafifçe araladığı ağzından yumuşak bir ses çıkmaya başlıyor. Maeve’nin çıkardığı ses kulaklarına zor erişiyor olsa bile, sanki ruhunda bir rezonans oluşmaya başlıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

06 May 2023, 20:04

Shy, henüz daha var olmaya başlarken bile onun gücünü ve kudretini hissedebiliyordu genç adam. Sanki, bir bedende iki varlık olmaktansa ikisi de aynı bedene kendilerinden bir şeyler katmışlar gibiydi. Mavi parıltının kendisine ve etrafına yaydığı hissin içinde huzur bulmaya başlıyordu. Tüm korkularını çekip alan bu kudret sayesinde, daha güçlü bir yumruk atabileceğini biliyordu. Güç hissi, Shy'ın var oluşuyla gelen kudret hissiyatı tek olmadığını hatırlatıyordu kendisine. Tek değildi, bir ejderhanın kudretine sahipti. Kimsenin ona engel olamayacağı hissi içerisindeyken, bu mücadeleden sağ çıkabileceğine inanıyordu. Belki Almazath'a güçleri yetmezdi ancak Maeve'i kesinlikle etkisiz hale getireceklerine inanıyordu. Parıltı, bir varlığı oluşturmaya başlarken içindeki sabırsızlık gitgide artıyordu. Dostunun ortaya çıkış anını heyecanla beklerken, Almazath ve Maeve'in varlığının kendisini tedirgin etmediğini fark etti. Shy, başlı başına bir kurtarıcı gibiydi Zen için. Önce onu ısıran iblislerden kurtarmış, şimdiyse duygularından kurtarıyordu. Gerçek bir dost gibi.

Parıltı tamamen Shy'ın varlığını ortaya koyduğunda, yüzündeki sıcak gülümsemeye baktı. Hislerinin karşılıklı olduğunu görebiliyordu. Onunla bu ortamda güzel anlar, güzel saatler geçirmek varken iblislerle mücadele edecek olmak canını sıkmıştı, ancak Shy ile ortak hayalleri tekrardan zihninde bir ampul gibi yandı. Dostundan dikkatini çekerek tekrardan Maeve'e bakarak kelimelerin ağzından çıkmasına izin verdi. Beklediği gibi, dostu onun yanında olacağını gösteren bir odağa ve ciddiyete sahip oldu. Bunun kolay olmayacağını, yine de bunu başarmak zorunda olduklarını eklerken Almazath'ın alkış sesleri ile dikkatleri kısa bir anlığına kesilmişti. Almazath, aynı görüşte olmalarının sebebini Zen'in iblisini kendisine bağlaması olarak görüyordu. Ancak durum bu kadar basit değildi. Sonrasında ise bağlamak ile hükmetmenin farklı şeyler olduğunu ve göstereceğini ekleyerek, anlamadığı dilde bir şeyler söylemeye başlamıştı. Maeve'in gözleri biraz daha parlamaya ve ağzından yumuşak bir ses çıkmaya başlıyordu. Bu durumun kendilerinin hayrına olmayacağını anlamak için beklemesine gerek yoktu.

Hafifçe gülümsedi Shy'ın yanında olmasının verdiği güvenle. "Almazath. Konuşmalarının hepsi, genel biriyle konuşuyormuş gibi. Şimdiye kadar kaç tane insan gördün bilmiyorum ama, benim gibisini hiçbir zaman görmedin." Gözleri kesin bir kararlılık ile Almazath'a bakarken, yüzündeki gülümseme artıyordu. "Hükmetmek... İhtiyacım olmayan bir şey." Göz ucuyla Shy'a baktı. Sonrasında Almazath'a geri döndürdü gözlerini. "Shy benim dostumdur! Benim hayatımı kurtarmış olan bir dost. O olmasaydı, şimdi belki de acılar içinde ölmüştüm. Shy benim hayallerimi kurmama yardımcı olan ejderhadır! Ben hayalimi gözlerimi açtığımda kurmadım, Shy bana kurdurdu. Ben bir tohumsam, beni fidan yapacak su Shy'dır. O ne kadar benim ejderhamsa, ben onun o kadar insanıyım." Bir anda, sağ ayağını geriye doğru attı. Koşmak için hızlı bir hazırlık peşindeydi. İblislere zarar veremeyeceğini bilse de, oyalayabilirdi, belirli bir hasarı ya da saldırıyı kendine çekebilirdi. Maeve karşısında onu oyalayan bir insan ve ona zarar verebilen bir iblisle karşılaştığında, daha fazla zorlanacaktı. "Biz bir bedende iki varlık, bir varlığı tamamlayan iki ruhuz!" Bağırışı, diyarı yarmak istercesine çıkarken bir anda koşturmaya başladı Maeve'in üstüne doğru. İlk amacı yaklaştığı Maeve'in suratına aşırı güçlü bir tekme atmak olacaktı.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Glalirst Bölgesi”