Sorularına cevap beklediği sırada Uphin'den hiç beklemediği, doğal olarak da hazırlıksız yakalandığı bir hamle gelmişti. Uphin, onu iblis diyarına açılan kapıya doğru sırtından ittirmeye başlamıştı. Biraz sıska bir görünüşü olsa bile, Archon'un direnişinden neredeyse hiç etkilenmeden onu ittirebilmesi Uphin'in göründüğünden çok daha farklı bir kişi olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı. Hem fiziksel, hem de kişilik olarak. Kapının hemen önüne gelip ittirmeyi bırakması ile bir anlığına rahatlamıştı Archon. Bu rahatlamanın iblis diyarına gitmek istemediğinden mi, yoksa iblis diyarına zorla girmekten son anda kurtulduğu için mi olduğuna emin olamıyordu. Belki de o kadar düşüncenin ve olayların ardından gerçekten de bir daha iblis diyarına girmek istemiyordu. Her girişinde eli boş dönüyordu çünkü. Bu seferkinin farklı olacağının da bir garantisi yoktu. Başka bir biyoma gidecek olmasının bir şeyi değiştireceğini de düşünmüyordu açıkçası. Her halükarda eli boş döneceğini hissediyordu karanlıkların içinden. Diğerlerine güzel güzel iblisler denk geldiğini düşünüyordu. Belki de çoktan bir yerlerde iblisleriyle, diğer insanlarla ve diğer aludirlerle oturup kahkahalar eşliğinde sohbet muhabbet ediyorlardı. Archon'a ise kendini beğenmiş, içine kapanık, insanlar hakkında otu boku merak ettiğini bildiği halde bu merakını gidermek için bir bok yapmayan bir ejderha kalmıştı. Yapabileceği bir şey de yoktu bu konuda. Başka bir iblis ile anlaşmaya çalışmış olsa da, karşısına herhangi başka bir iblis çıkmamıştı. İkinci kez iblis diyarına girip, kızıl ejderin sesini duyduğu anda bu iblise takılı kaldığını da anlamıştı. Can sıkıcı bir durum.
Kızıl ejdere karşı içinde yükselen öfke yüzünden Uphin'e ne diyeceğini tam kestirememişti. Bunu düşünmeye fırsatı olmamıştı. Melades olmadan göndermeyeceğini söylediğinde, biraz önce içinde oluşan rahatlama tekrardan kendisini hissettirmeye başlamıştı. Hemen ardından iblis diyarında yapabileceği bir kaç öneri de vermişti. Bu önerileri aklının bir köşesine not almıştı tabiki. Doğaçlama yapma olanağı da sağlanmıştı. Bu da iyi bir opsiyondu Archon için. Kendi iblisini bulması Archon için öncelikli olacaktı. Zira onunla karşılaştığında yüzüne okkalı bir tokat atmak istiyordu. Bütün bu yaşadığı olaylara sebep olduğu için.
Uphin, sözlerini bitirdiği anda Archon'u ittirerek iblis diyarına açılan karanlık kapının kollarına bırakmıştı. Son anda Uphin'in ağzından çıkan kelimeleri duyduğu anda ise gözlerinin şaşkınlıkla açılmasına engel olamamıştı. Uphin'den her şeyi bekliyordu, lakin yalan söyleyeceğini düşünmemişti. Şu andan itibaren artık onun sözlerine güvenmemesi gerektiğini de anlamıştı. Tabi, kandırılmanın verdiği bir öfke de vardı üzerinde. Üşengeçlik ve heyecan da eklenince, içerisinde bir sürü farklı duygunun barındığı bir fırtına kopuyordu. Archon'un ise yapabildiği tek şey göt üstü iblis diyarına doğru gitmekti.
Kızıl ejdere karşı içinde yükselen öfke yüzünden Uphin'e ne diyeceğini tam kestirememişti. Bunu düşünmeye fırsatı olmamıştı. Melades olmadan göndermeyeceğini söylediğinde, biraz önce içinde oluşan rahatlama tekrardan kendisini hissettirmeye başlamıştı. Hemen ardından iblis diyarında yapabileceği bir kaç öneri de vermişti. Bu önerileri aklının bir köşesine not almıştı tabiki. Doğaçlama yapma olanağı da sağlanmıştı. Bu da iyi bir opsiyondu Archon için. Kendi iblisini bulması Archon için öncelikli olacaktı. Zira onunla karşılaştığında yüzüne okkalı bir tokat atmak istiyordu. Bütün bu yaşadığı olaylara sebep olduğu için.
Uphin, sözlerini bitirdiği anda Archon'u ittirerek iblis diyarına açılan karanlık kapının kollarına bırakmıştı. Son anda Uphin'in ağzından çıkan kelimeleri duyduğu anda ise gözlerinin şaşkınlıkla açılmasına engel olamamıştı. Uphin'den her şeyi bekliyordu, lakin yalan söyleyeceğini düşünmemişti. Şu andan itibaren artık onun sözlerine güvenmemesi gerektiğini de anlamıştı. Tabi, kandırılmanın verdiği bir öfke de vardı üzerinde. Üşengeçlik ve heyecan da eklenince, içerisinde bir sürü farklı duygunun barındığı bir fırtına kopuyordu. Archon'un ise yapabildiği tek şey göt üstü iblis diyarına doğru gitmekti.
