Harekete geçmesiyle birlikte o tanıdık his tekrar vücudunu sarıyordu. Bir şekilde tekrar canlanan duyguları Gyugnal'ı öldürme aşkıyla yanıp tutuşuyordu. Ne var ki? Gyugnal sayesinde her şey bu kadar kızışıyordu. Bir geri adım atmayı bilseydi eğer bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. Hakimiyetini kabul etseydi kimsenin bu kadar agresif olmasına gerek kalmazdı. Tüm vücudu oldukça hızlı bir şekilde tepki verirken hedefinin önünde bitmesi bir göz kırpma süresi kadar oluyordu. Hiç düşünmeden kaldırdığı yumruğu ise herifin iğrenç suratının tam ortasına iniyordu. Gyugnal tepkisiz bir şekilde geriye doğru savrulurken peşinden adeta aç bir kurt gibi atılıyordu. Nefes alma fırsatı vermeden tüm hamlelerini yapıyordu. Bir yumruğu atmadan önce diğerini düşünüyordu. Suratından az sonra çıkacak olan kanlara odaklanmak istiyordu. Fakat bir şeyler anormaldi. Gyugnal'da hiçbir tepki yoktu. Yumrukları görünmez bir bariyere çarpıyor gibiydi. Bir şeyler onu durduruyordu. Fakat yumruğunun ona isabet ettiğine de emindi.
Sonrasında aynı sahne başka bir şekilde hafızasında canlanıyordu. Gyugnal'ın yerinde kendisi de bulunmuştu. Hasar almamasına rağmen o kudurmuş iblis yumruklarına devam etmişti. Fakat en ufak bir yara bile almamıştı. Şimdi ise Gyugnal aynı sahneyi paylaşıyordu. Fakat onun bu ifadesiz suratı olacak olan her şeyi tahmin etmiş gibi duruyordu. Hal böyle olunca daha da öfkelenmeden duramadı o sırada. Bir de ağzını açıp konuşmaya başlamıyor muydu!
Yaşanılanları her ne kadar ifadesiz gözükse de olağanüstü olduğunu düşünüyordu. Kendisinin bir iblise dönüştüğünü ve bunun bir ilk olduğunu söylüyordu. Bir şey anladığını söyleyemezdi aslında. Fakat mantıksız değildi. İblis diyarına gidip iblisini alamayanlar oluyordu anladığı kadarıyla. Fakat oradan iblisini alamadan çıkmakta mucizeydi. Anlaşılan bunun olması için tek bir yol vardı. Bir iblis olmalıydın... Gyugnal'ın sesi yavaş yavaş hayranlığa döndüğü sırada Mihr, her şeyi biraz daha anlıyordu. O gördüğü iblise dönüşmüş olmalıydı. Ya da aynı vücudu paylaşıyorlardı. Bir şekilde o iblisle bir bağ içerisindeydi. Bu yaşadığı güç patlamasının sebebi bu olmalıydı. Fakat yine de, kendisine ne olursa olsun bütün kontrolü onlara vermeyecekti. Bir hayali vardı, bu hayali gerçekleştirecekti.
Gyugnal'ın az önceki sözleri belli ki onu test etmek için söylenmişti. Bunu anlamayacak kadar aptal değildi. Yani kolay öfkelenen imajı vermemeliydi. Gerçi biraz iş işten geçmişti ama bu saatten sonra her şey daha fazla anlaşılırdı. Sakinleşmeye çalıştı. Hiçbir şekilde fiziksel bir hasar veremeyecekti anlaşılan. Her ne kadar onu öldürmek istese de..
"Ben kimsenin bir ürünü değilim. Ben kimsenin faresi de olmayacağım! Kimse beni kontrol altına alamaz!" Biraz daha sakinleşmeye çalıştı. Öfkelenerek hiçbir yere varamayacağını anlayabiliyordu. Kaçmak için de henüz erkendi. Bazı şeyleri kontrol altına almalıydı.
"Bana bundan sonra neler olacağını anlat. Ayrıca şunu da bil, herhangi bir prosedüre bağlı kalmayacağım. Kendi mantık filtremden geçirip hareket edeceğim!"
Sonrasında aynı sahne başka bir şekilde hafızasında canlanıyordu. Gyugnal'ın yerinde kendisi de bulunmuştu. Hasar almamasına rağmen o kudurmuş iblis yumruklarına devam etmişti. Fakat en ufak bir yara bile almamıştı. Şimdi ise Gyugnal aynı sahneyi paylaşıyordu. Fakat onun bu ifadesiz suratı olacak olan her şeyi tahmin etmiş gibi duruyordu. Hal böyle olunca daha da öfkelenmeden duramadı o sırada. Bir de ağzını açıp konuşmaya başlamıyor muydu!
Yaşanılanları her ne kadar ifadesiz gözükse de olağanüstü olduğunu düşünüyordu. Kendisinin bir iblise dönüştüğünü ve bunun bir ilk olduğunu söylüyordu. Bir şey anladığını söyleyemezdi aslında. Fakat mantıksız değildi. İblis diyarına gidip iblisini alamayanlar oluyordu anladığı kadarıyla. Fakat oradan iblisini alamadan çıkmakta mucizeydi. Anlaşılan bunun olması için tek bir yol vardı. Bir iblis olmalıydın... Gyugnal'ın sesi yavaş yavaş hayranlığa döndüğü sırada Mihr, her şeyi biraz daha anlıyordu. O gördüğü iblise dönüşmüş olmalıydı. Ya da aynı vücudu paylaşıyorlardı. Bir şekilde o iblisle bir bağ içerisindeydi. Bu yaşadığı güç patlamasının sebebi bu olmalıydı. Fakat yine de, kendisine ne olursa olsun bütün kontrolü onlara vermeyecekti. Bir hayali vardı, bu hayali gerçekleştirecekti.
Gyugnal'ın az önceki sözleri belli ki onu test etmek için söylenmişti. Bunu anlamayacak kadar aptal değildi. Yani kolay öfkelenen imajı vermemeliydi. Gerçi biraz iş işten geçmişti ama bu saatten sonra her şey daha fazla anlaşılırdı. Sakinleşmeye çalıştı. Hiçbir şekilde fiziksel bir hasar veremeyecekti anlaşılan. Her ne kadar onu öldürmek istese de..
"Ben kimsenin bir ürünü değilim. Ben kimsenin faresi de olmayacağım! Kimse beni kontrol altına alamaz!" Biraz daha sakinleşmeye çalıştı. Öfkelenerek hiçbir yere varamayacağını anlayabiliyordu. Kaçmak için de henüz erkendi. Bazı şeyleri kontrol altına almalıydı.
"Bana bundan sonra neler olacağını anlat. Ayrıca şunu da bil, herhangi bir prosedüre bağlı kalmayacağım. Kendi mantık filtremden geçirip hareket edeceğim!"

