Uyanış (Vebra)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

13 Oct 2022, 10:00

Odaya geri girmenin ardından Agthar’ın bakışlarını hala üzerinde hissedebiliyorsun. Ancak Agthar olduğu yerden hiçbir şekilde kıpırdamayarak, sana odada bir mahremiyet tanıyacağını da göstermiş oluyor. Odaya girmenin ardından tekrar dolaba dönüyor ve kendine uygun olduğunu düşündüğün bir kıyafeti giyip tekrar dışarıya çıkıyorsun. Odadan çıktığın anda Agthar’ı bıraktığın gibi buluyorsun. Seni baştan aşağı, detaylı bir şekilde süzen Agthar’ın yüzünde memnuniyetsiz bir ifade oluşmaya başlıyor. Derin bir nefes alıp vermesinin ardından ise “Ah, şu kötü kıyafetlerin bir sonu gelmeli artık!” diyor kendi kendine iç çeker gibi. Üzerindeki kıyafetler her ne kadar kaliteli ve sana yakışmış olsa da, Agthar’ın kıyafetlerine baktığında aradaki kalite ve zevk farkı bir nebze daha ön plana çıkıyor. Ancak bu anda her ikiniz de bunun üzerinde çok durmaya niyetli olmuyorsunuz.

Agthar bulunduğu yerden hareketlenmeye başlarken “Rahat konuşabileceğimiz bir yere geçelim.” diyor içinde belli bir emrin yerine getirilmesini beklediğini belli ettiği bir ses tonuyla. Birlikte koridorda ilerleme başlamanızın ardından, ilk dikkatini çeken şey büyük ve açık pencerelerden gördüğün görüntü oluyor. Güneş’in parlaklığı gözlerini bir anlığına kamaştırırken, kısa bir süre sonra yüksek surların varlığını fark edebiliyorsun. Bulunduğun yerden yaklaşık 50 metre kadar uzakta duran surlar, sanki sağa ve sola doğru sonsuzluğa uzanır gibi duruyor. Bununla birlikte, yerden bir hayli yüksek olan surun heybeti karşısında yutkunmadan edemiyorsun. Surların ardındaki yeşili, ufukta varlıklarını belli eden dağların kahverengiliğini ve huzurun varlık bulmuş hali olarak görünen ormanın gösterişini görebiliyorsun. Ömründe ilk defa karşılaşmış gibi şaşkınlık ve heyecanla baktığın tüm doğa seni selamlarken, bir anda tekrar varlığını idrak ettiğin yüksek surlar, son derece üstün güvenlikli bir bölgede olduğunu gösteriyor.

Agthar ile birlikte koridorun sonuna kadar gelip merdivenlerden inmenizin ardından, bir başka koridorda kendini buluyorsun. Bu kez bu katta ilerlemeye başlamanızın ardından Agthar dik yürüyüşünü belli bir odaya doğru yönlendirmiş gibi görünüyor. Birkaç odayı geçmenizin ardından iç cebinden bir anahtar çıkaran Agthar koridorun ortalarına doğru denk gelen odanın kapısının kilidini açıyor. Odanın içinden gelen güneş ışıkları doğrudan üstünüze vururken, Agthar odanın içine giriyor ve kapının hemen karşısında olan pencerenin perdesini örttükten sonra seni eliyle içeriye davet ediyor.

Odanın içine girdiğin anda, bu odanın geniş bir yapısı olduğunu görüyorsun. Agthar, odanın içindeki dört büyük pencerenin de perdelerini örterken, odanın ortasında kocaman bir dikdörtgen masa olduğunu ve masanın çevresinde de altışar tane sandalye olduğunu görüyorsun. Bunun dışında odanın duvarlarında dolapların olduğunu da görüyorsun. Ancak dolapların kapakları kapalı olduğundan içerisinde neler olduğu konusunda bir fikrin bulunmuyor. Agthar işinin bitmesinin ardından bu kez sana bir sandalyeye oturmanı işaret ediyor. Kendisi senin oturmanı bekledikten sonra, tam karşına gelecek şekilde bir sandalyeye oturuyor. Agthar sandalyeye oturmasının ardından bakışlarını tamamen sana kilitliyor ve birkaç saniyelik sessizliğin sonunda “Olaya neresinden başlamak senin için uygun olur emin değilim. Bu yüzden dilersen soru cevap şeklinde gidebiliriz.” diyerek konuşmanızın ne şekilde ilerleyeceğini sana söylüyor. Her ne kadar cümlesinin içindeki anlam bir tercihe yönelik gibi dursa da, Agthar’ın ses tonu ve katı yapısı, sanki bunu bir tercih olmaktan çıkarıyor gibi geliyor kulaklarına.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Vebra
Posts: 25
Joined: 03 Jul 2022, 12:34

13 Oct 2022, 23:49

Dolabın karşısına geçip kısa bir süre hangi kıyafetleri giyeceğimi düşünüyorum. Ardından sarı tonlarında bir gömlek ve kahverengi bir yeleği olan takımı seçip hızlıca hazırlanıyorum. Üzerimi değiştirmemin ardından oyalanmadan odadan çıkıyorum. Odadan çıktığımda genç adamı son bıraktığım şekilde buluyorum. Beni görmesi ile mimikleri değişiyor genç adamın... Bir iğrenti, bir memnuniyetsizlik akıyor suratından, belki de ruhundan. Kıyafetleri beğenmemiş olmasını anlayabiliyor olmama rağmen verdiği tepki hiç doğru gelmiyordu genç adamın. Gençliğini en net okuttuğu anlardan birisi buydu şu ana kadar ki. Dünyevi ve az önemli şeyler için böyle sert ve karşısındakini kıran bir tepki vermesi oldukça kabaydı. Dış görünüşün çoğu zaman bir maskeden ibaret olduğunu zamanla öğrenecekti genç adam. Lakin bunu öğretecek kişi ne ben olacaktım ne de yakın zamanda ortaya çıkacaktı. Şimdilik bu hareketi görmezden gelmekle yetinip yaşananları anlamak için usulca denenleri uygulamakla yetinecektim.

Rahat konuşabileceğimiz bir yere geçmek istemesinin ardından hafifçe onaylar gibi bir kafa sallıyor ve Agthar ile birlikte koridorlara kendimi bırakıyorum. Koridorda ilerlerken irili ufaklı pencerelerden dışarı bakmadan edemiyordum. Basit olmasına rağmen temiz bir hava alma arzumu gerçekleştirememiş olmam içime bir öküz gibi oturuyordu. Doğa ve çevre çok etkileyici duruyordu ta ki devasa surlar tekrar dikkatimi çekene kadar. Surlara her bakışımı çevirdiğimde yersiz bir ürperti içimi kaplıyordu. Bu kadar devasa surların yapım süreci vesaire bir kenara yapım sebebini anlamak çok zordu. Bu kadar büyük surlar sadece şov için yapılabilir gibi hissettiriyordu ve bu da oldukça görgüsüz bir davranıştı. Fikirlerimin doğruluğunu teyit edebilmek için kalenin sahibi ile görüşmeliydim. Sebepsizce çok geç olmadan görüşeceğime dair bir his ile doluydu içim.

Koridorlarda bir süre daha ilerliyor, merdivenlerden iniyor ve genç adamın odası olduğunu tahmin ettiğim bir odanın önüne geliyoruz. Genç Agthar sakince cebinden anahtarlarını çıkarıp odanın kapısını açıyor ve içeri dalıyor. Kapının karşısında olan pencereyi kapatmasının ardından beni içeriye davet etmesi ile birlikte ben de odanın içerisine geçiyorum. Doğadan uzak ruhsuz bir odada buluyorum tekrardan kendimi. Oda derinliklerinde adeta ağlıyor gibi hissetmeme sebep oluyor. Odadaki hüzün ve sessizlik ruhuma çok sert bir şekilde vuruyor. Odanın içerisinde kendimi çok rahat hissetmesem de bozuntuya vermiyorum.

Agthar her bir pencereyi örttüğünde odanın hüzünü giderek artıyor. Genç Agthar ruhsuz bir odaya farkında olmadan bir ruh bir duygu yüklüyor fakat bu duygu bir tek bana işliyor gibi görünüyor. Bu hisler zelzelesinde ayakta kalmaya devam etmeye çalışırken aklımda büyük bir soru işareti ortaya çıkıyor. Bu kadar güvenlik önlemi, bu kadar gizli kalma isteği neden? Konuşmak için geldiğimiz bu yerde tüm perdeleri kapatmak gerçekten gerekli miydi? Dikkatimi tekrar topladığımda genç adamın oturmamı beklediğini fark ediyorum. Ardından odanın ortasındaki oldukça büyük dikdörtgen masa ve çevresindeki 6 sandalyeden masanın köşesinde kalanına oturuyorum. Agthar da doğrudan karşımdaki sandalyeye oturuyor. Kısa bir sessizliğin ardından konuşmaya giriyor genç adam. Nazik ama başka seçeneğim olmadığını hissettiren kısa bir cümle ile benden sorular beklemeye başlıyor Agthar. Kısa bir süre düşündükten sonra soruları sormaya tersten başlamayı tercih ediyorum. Yaşadığımı hatırladığım şeyleri yaşadığımdan neredeyse emin olmam tersten sormaya başlamak istememin bir sebebiyken. Diğer bir sebebi buranın işleyişini anlamak oluyor. Burada özgür olmadığımı hissetmeme sebep olan hüzünlü bir hava olması beni burayı anlamak istememe iteliyor. ''Öncelikle tanışma fırsatı bulamadığım ve kendimi tanıtamadığım için kusuruma bakmayın Ben Vebra lakin siz muhtemelen bunu çoktan biliyorsunuz ne de olsa benden sorumlu, ayrıca 1. eğitim bölüğü kaptanıymışsınız...'' dedikten sonra hafif bir tebessüm yerleşiyor suratıma. ''Benim ilk sorum şu olacak. Takdir edersiniz ki ben şu anda nerede olduğumuzu bilmiyorum bunun bilgisine siz de sahipsinizdir zaten. Ben burada bulunma sebebimi öğrenmek istiyorum. Ben burada ne için bulunuyorum? Bir eğitim bölüğü olmasının sebebi nedir? Tam olarak ney eğitimi alacağız ve bu eğitimi nerelerde kullanacağız? Birazcık boşboğaz yaptım farkındayım kusuruma bakmayın lütfen. Kısaca aklımdaki soru bu kuruluşun amacı nedir?'' dedikten sonra dikkatli bakışlarımı genç adama odaklıyorum. Dürüstlüğüne inanmak istesem de bu genç adamın her bir sözünü tartmak zorunda olduğumun farkında bir tutum sergiliyorum.

Hiç bilmediğim bir yerde hiç hatırlamadığım kurallar ve kanunlar olan bir diyar. İnsan diyarı olsa bile ben insanlığa dair yüzeysel bilgilere sahip olmam sebebi ile kendimi tamamen bu diyara ait sayma hakkını kendimde bulamıyordum. Nasıl bulabilirdim ki zaten... İblis diyarında bile bu diyardakinden daha fazla zaman geçirmiştim. En azından öyle tahmin ediyordum. Tahminden öteye de gidemiyordum sadece hislerime dayalı bir tahmindi. Zira Beyefendi Sigvard bile diyarlar arasındaki zaman hakkında yeterli bilgi sahibi değildi ben nasıl bu konuda bilgiye sahip olabilirdim ki? Bu sebeplerden dolayı çoğu kişiye göre kendimi bir iblis olarak görmem bir insan olarak görmemden çok daha anlamlı bile olabilirdi.

Bilgisizliğim sebebi ile şuan bana söylenenlere inanmaktan başka bir çaresi olmayan bir ruhtan ibarettim. Bir insan bedeninde gözlerini ilk kez açmış bir ruh... Yeni doğan bir çocuktan tek farkım biraz daha bilinçli olmamdı. Manipülasyona açık, kim ne derse inanmak durumunda olan bu beden ve ruh beni sorgulamaya itiyordu. Muhtemelen oldukça çok soru soracaktım fakat sormak zorundaydım. Bu bana başka seçenek bırakmayan bir durumdu. Her soruma cevap alsam bile yine de her şey bitmiş değildi. Her şeye şüpheci yaklaşmak yeni hayatımın temelinde yatması gereken bir kanun durumundaydı ve ben de bu kanunlara uyup aldığım her cevabı tekrar tekrar yargı terazisinde tartacaktım...
Last edited by Vebra on 17 Oct 2022, 17:53, edited 1 time in total.
KÜNYE
İsim: Vebra
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 32
Boy: 182
Kilo: 88
Sınıflar: Etkileyici-Defansif-İllüzyonist

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 2
İrade: 3
Zeka: 3

Aludir Statları
Görü: 0
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 2
İsim: Sigvard (Sonsuz Lord)
Cinsiyet: Erkek
Boy: 182 cm.
Kilo: 60 kg.
Tür: Yaratık
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık:
2
Güç: 5
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 5
Arun: 5
Duren: 3
İrade: 7

Yetenekler:
Büyülü Beden
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

17 Oct 2022, 15:52

Karşında oturan Agthar senin konuşmaya başlamanla birlikte sandalyesine sırtını iyice yaslıyor ve sağ bacağını sol bacağının üstüne attıktan sonra bakışlarını tamamen sana odaklıyor. Ağzından çıkan hiçbir kelimeyi kaçırmak istemiyor gibi attığı keskin bakışları, otoriter tavrını da sonuna kadar ortaya koyuyor. Agthar’ın bu tutumu, başka bir zaman zarfında insanların konuşmaktan çekinmesine neden olabilecek nitelikte olsa dahi, içinde bulunduğun durumu da dikkate aldığında sorularını sormaktan ve konuşmaktan çekinmiyorsun. Bunun yanında, konuşmaya devam ettiği süreçte Agthar’ın dikkatli tavrı bir yandan sana başkaca konuşmalar yapma ve sorular sorma imkanı da tanıyor. Bu haliyle Agthar bir yandan çekinilen bir tavrı sürdürürken, diğer yandan da seni konuşmaya teşvik ediyor.

Tüm sorularını hareketsiz ve tepkisiz bir şekilde dinleyen Aghtar, konuşmanın bitmesiyle birlikte duruşunu bozmadan derin bir nefes alıyor. Ses tonundaki kıvamı hiç bozmadan konuşmaya başlayan Agthar “Ben de senin için genelden başlayayım o zaman.” diyor. Bu cümlesinden sonra oturuşunu düzelten ve bacaklarını indiren Agthar dik bir şekilde oturmaya başlayarak “Burası yüce Aclania Ülkesi ve sen de bu ülkenin vatandaşlarından birisisin. Hafızanı kaybetmeden önce de bu ülkede yaşayan bir vatandaştın. İçinde bulunduğumuz bu yer ise Aludir Üssü olarak adlandırılmakta. Bundan sonra muhtemelen sık sık gelip gideceğin bir yer, zira sen de artık bir Aludirsin.” diyor. Agthar’ın bu sözleri, ağzından belirgin bir gurur ve saygıyla çıkarken, oturuşunu neden düzelttiğini de daha iyi açıklıyor. Yine bu sözlerinden sonra bir müddet sessiz kalan Agthar, aynı saygıyı senden de bekliyor gibi duruyor.

Kısa bir sessizliğin ardından Agthar bir kez daha konuşmaya başlıyor ve “Aludir, iblis diyarına girdikten sonra, bir iblisle bağ kuran ve onu hükmü altına alan kişilere verilen bir unvandır. Bu unvan kolayca ve herkesçe edinilebilen bir nitelikte değildir. Bu yüzden, artık bir Aludir olarak sahip olduğun unvanın kıymetini bilmen gerekiyor.” diyor. Sözleri bir tavsiyeden ziyade yine emir kıvamında kulağa gelen Agthar bu sözlerini sessizliğiyle bir kez daha tekrar ediyor gibi duruyor. Ardından aldığı hafif bir nefesten sonra ise “İblis diyarı ve insan diyarı, aynı anda varlıklarını sürdüren ancak genellikle birbirleriyle etkileşime girmeyen iki dünyadır. Aludirler, bu iki diyarda da varlıklarını sürdüren ve kabul ettiren kişilerdir. Ancak bu hükmü iblislerin kabul ettiğini söylemek güç. Bu kuruluşun amacı da esasen bundan ileri geliyor. Biz Aludirler, insan diyarını huzursuz eden veya insan diyarı açısından tehlike oluşturan iblisleri ortadan kaldırmakla görevli kişileriz.” diyor. Görev tanımını açıklama niteliğindeki bu sözlerinden sonra Agthar tekrar eski pozisyonuna dönüp bacak bacak üstüne attıktan sonra “Fakat nasıl ki her iki diyar arasında genellikle etkileşim olmuyorsa, insanlar ve iblisler arasında da bu etkileşim sınırlıdır. Bu biraz tek taraflı gibi görünse de, bir insanın bir iblise doğrudan zarar verebilmesi genellikle mümkün değildir. Bu nedenle, huzuru bozan iblislere karşı edindiğimiz iblisleri kullanmak durumunda kalmaktayız. Ancak her insan bir iblisle bağ kuramadığından, biz Aludirler Aclania Ülkesi içerisinde daha üst kademede görülürüz. Biz Aludirleri Aclania içerisinde askeri bir sınıf olarak görebilirsin, lakin bizim düşmanlarımız insanlar değil iblislerdir.” diyor.

Bu açıklamalarından sonra sözlerine bir kez daha ara veren Agthar, söylediklerinin anlaşılır olup olmadığını teyit ediyor bakışlarıyla. Ardından ise omuzlarını biraz indirerek daha rahat bir pozisyon aldıktan sonra “Eğitim bölüğü olarak bizler, Aludirlerin genel eğitimlerinden ve buna bağlı diğer hususlardan sorumlularız. Seninle bir araya gelmemizin başlıca sebebi de, bağ kurduğun iblis üstündeki hükmünü tam anlamıyla kurmanı sağlamak. Yani şimdilik seninle yapacağımız iş, bağ kurduğun iblisi nasıl kullanacağını öğrenmekten ibaret. Aldığın eğitimin sonunda iblisini kontrol edebilecek, onu uygun zaman ve şartlarda var edebilecek veya bunun tam aksini sağlayacaksın. İblislerin de bir iradesi olması nedeniyle, bu bahsettiğim şeyler hemen kazanılamayabilir. Bu yüzden başınızda bir eğitmen oluyor.” diyor. Sözleri bittikten sonra hafifçe soluklanan Agthar, bu kez masaya doğru eğiliyor ve kollarını masaya dayamasının ardından bakışlarını üzerinden ayırmadan “Başka?” diye sorarak olası sorularını sormana olanak tanıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Vebra
Posts: 25
Joined: 03 Jul 2022, 12:34

17 Oct 2022, 17:55

Agthar sandalyeye geçer geçmez sert ancak rahat bir pozisyona geçiyor. Karşısındakine odanın içerisindeki otoritenin kim olduğunu anlatan bir sertlikte ve bulunduğumuz alanın onun konfor alanı olduğunu anlatan tavırları ile karşısındakine kendisini gösteriyor genç adam. Doğruluğu şüpheli olan koridordaki çıkarımlarım ile genç adamın şimdiki tutumunun üst üste gelmesi ile fikirlerimin doğruluğundan bir nebze daha emin oluyorum. Kendisini anlayabiliyor olmamdan kaynaklı olsa gerek bu tavırları bana hiçbir rahatsızlık vermiyor. Çoğu insanın kendini rahat hissedemeyeceği, baskı altında boğulacağı bir durumda kendimden hiç taviz vermeme gerek kalmaması, adeta bu tarz durumlara alışık olduğumu hissetmeme sebep oluyor. Geçmiş hayatımda böyle durumlara alışık olup olmadığım sorusu ise aklımdan hiç çıkamayan bir soru haline geliyor. Belki de hayatımın belirli kısımlarında masaya bunalımı yayan kişi bendim. Belki de sadece bu tarz insanlarla çok içli dışlıydım. Bunlardan emin olmak imkansızdı... Tek bildiğim rahatsız olmadığımdı.

Genç Agthar konuya direkt bulunduğumuz yeri açıklayarak başlıyor. Geçmişime dair benim için şuan anlam ifade etmese de ufak bir detay öğrenebilmiştim uzun süre sonra. Hafızamı kaybetmeden önce ''Aclania Ülkesi'' olarak bilinen bu ülkenin vatandaşlarından birisiymişim. Hayatımda en ufak bir değişim yapmayacak olmasına rağmen zamanla yaşantımda ufak tefek değişikliklere sebep olabilirdi. Belki de bu ülkede beni tanıyan insanlara denk gelebilirdim. Onlardan kendimi öğrenebilirdim. Zordu ama imkansız değildi... Buranın ise bir üs olduğunu öğrendiğimde işlerin tadı birazcık değişmişti. Tam anlamıyla hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığım bir ülkenin askeri konumundaydım. Konuşmalara bakılırsa da böyle olması için bir baskı kurulacaktı. Muhtemelen karşıma siz bunları zaten kabul etmiştiniz bakın diye bir kaç kağıt parçası getirecekler, kağıt parçasındaki karalamanın benim imzam olduğunu söyleyecekler, kendisine ve geçmişine dair hiç bir bilgisi olmayan ben ve benim gibiler de bu durumu kabullenmek zorunda kalacaklar. Çok yazık...

Ardından genç adam zaten sahip olduğum bilgiler olan, Küçük hanımefendiden temel düzeyde de olsa öğrendiğim diyarlar, aludirler ve ülke içerisindeki konumumuzdan bahsetmeye başlıyor. Tam cümlesi biterken ise değindiği kısım bu durumdan kurtulmak istememe sebep oluyor. Düşmanımız iblisler... Bu Beyefendi Sigvard hala benimleyse sıkıntı yaratması çok muhtemel bir durum gibi hissetmeme sebep oluyor. Bu durum hakkında Beyefendi Sigvard ile konuşmamın ne kadar önem arz ettiğini düşündükçe geriliyor, vücudumdan soğuk terler atmaya başlıyorum. Kendisine verdiğim sözler, birbirimize vaat ettiklerimiz ve yaptığımız anlaşmaların hepsinin üzerine böyle bir şeyi ona nasıl açıklayabilirdim ki. Ben bile bunu yapmak istemezken beyefendiyi nasıl bu duruma ikna edebilirdim ki? Gerçi konuşabileceğimizden bile emin olamıyordum. Odamdayken beyefendi ile iletişime geçmeyi denemiştim ama başaramamıştım. Ya işler insanlar diyarında iblisler diyarındaki gibi yürümüyordu ya da beyefendi bedenimi terk etmişti. İkinci seçeneğin olmaması ise yakın zamandaki en büyük arzumdu.

Çok bir zaman geçmeden genç Agthar'ın konuşmasına devam etmesi ile birlikte ikinci seçeneğin ihtimali de benim gözümde neredeyse kaybolur bir vaziyete geliyordu. Söylediklerine göre denediğim şeyi başarabilmemin yolu eğitim almaktan geçiyordu. Eğitimimi alırdım sıkıntı değildi ancak eğitimden sonra hiç aksatmadan Beyefendi Sigvard ile bu konuları masaya yatırmalıydım... Cümlesi bittikten sonra pozisyonunu bir kez daha değiştiren Agthar tekrardan benden soru beklemeye başlıyor ve ben de sorularımı kendisine sıralamadan önce kendimi rahat bir konuma getiriyorum. Sandalyeyi masaya doğru biraz daha yaklaştırıyor, oturuşumu daha da dikleştiriyorum. Masa ve sandalyenin arasında kendimi sıkıştırıyorum denebilecek kadar yakın mesafede dirseklerimi masanın üzerine koyuyor ve ellerimi birbirine parmarklarım birbirlerinin aralarından geçecek şekilde, düşünüyor imajı verecek şekilde kenetliyorum.

''Öncelikle anlattığınız her şey için teşekkürler. Yaşanan bazı şeyler artık kafamda daha oturmuş bir vaziyette ve bunu da size borçluyum. Başka sorularım da bulunuyor tabii ki onları da sizi daha fazla yormadan sorayım izin verirseniz.'' diyerek konuşmaya giriş yapıyor 10 saniye kadar bir süre bekleyip onay aldıktan sonra ise sorularımı sormaya başlıyorum. ''Size ilk sorum doğrudan sizin yaptığınız bir şey ile ilgili olacak. Odaya girdiğinizde tüm perdeleri kapatmanız dikkatimi çekti. Bu konuşmanın gizli tutulmak istenmesini anlayabiliyorum fakat bu kadar yüksekte neyden saklandığımızı anlayamadım bunu öğrenmem mümkün müdür acaba?'' dedikten sonra dikkatlice gerekçesini dinlemeye hazırlanıyorum. Şuanda en çok merak ettiğim şeyin bu olduğunu fark ettiren bir şekilde Genç Agtharın suratına kitleniyorum. Cevabımı aldıktan sonra ise hafif sandalye ile masanın arasındaki sıkışıklıktan kendimi kurtarıyor ve dirseklerime ve masaya biraz daha yüklenen bir konuma geçiyorum. ''İkinci sorum ise şu; Buranın Aclania Ülkesi olduğunu söylediniz. Başka ülkeler var mı? Varsa kaç ülke var ve tüm ülkeler iblis diyarı ve aludirlerden haberdarlar mı? Bir müttefiklik söz konusu mu?'' dedikten sonra tekrardan dinlemeye koyuluyorum. Cevabımı aldıktan sonra pozisyonumu bozmadan tekrar söze giriyorum. ''Üçüncü sorum ise şu; kısmen silik de olsa iblis diyarında benimle birlikte olduğunu hatırladığım iki beyefendi ve bir de küçük kız bulunuyor. Onlar da şuanda buradalar mı? Tekrar bu diyarlara dönebildiler mi?'' dedikten sonra masadan ağırlığımı çekiyor ve dik bir şekilde arkama yaslanıyorum. Pozisyonumu değiştirmemin ardından şimdilik son bir kez daha söze giriyorum. ''Aludir olmanın bir seçim olduğundan bahsedildi bana ve yanımdaki diğer kişilere. Bunun hakkında da birazcık bilgi alabilmem mümkün müdür? Aludir olmayı seçebiliyorsak neden daha fazla kişi bunu seçmiyor? Şuanda bunun bir kader olduğunu düşünüyor ve kabul ediyorum fakat bana söylenenler hep benim fikirlerimin ve yargılarımın tersine bunun bir tercih olduğu yönünde oluyor. Bunu bana birazcık açabilirseniz ben de hikayedeki konumumu daha iyi anlayabilir ve ona göre davranabilirim. Tüm cevaplarınız için teşekkürler.'' diyerek sözlerimi bitiriyorum.
Last edited by Vebra on 19 Oct 2022, 16:30, edited 1 time in total.
KÜNYE
İsim: Vebra
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 32
Boy: 182
Kilo: 88
Sınıflar: Etkileyici-Defansif-İllüzyonist

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 2
İrade: 3
Zeka: 3

Aludir Statları
Görü: 0
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 2
İsim: Sigvard (Sonsuz Lord)
Cinsiyet: Erkek
Boy: 182 cm.
Kilo: 60 kg.
Tür: Yaratık
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık:
2
Güç: 5
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 5
Arun: 5
Duren: 3
İrade: 7

Yetenekler:
Büyülü Beden
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

19 Oct 2022, 11:24

Oturuşunu değiştirip masaya yanaşmanla birlikte Agthar’ın tüm odağını sana yönelttiğini bir kez daha hissediyorsun. Keskin ve katı bakışlarına rağmen, söyleyeceklerine duyduğu ilgiyi gizlemeyen Agthar daha önce hissettiğin rahatlığı ve otoriteyi bir kez daha sana göstermekten çekinmiyor. Bu anlarda, Agthar’ın özellikle bu tür konularda otoriter ancak karşısındakinin sözlerine de değer veren bir yapısı olduğunu düşünmeye başlıyorsun. Fakat genel bir profil çizmen gerektiğinde Agthar’ın otoriter tavrının daha ağır bastığını da fark edebiliyorsun. Sözlerini yöneltmenin ardından Agthar’ın adeta sana bir üstü olarak müsaade ettiğini belirten el hareketiyle birlikte, bu düşüncen bir nebze daha perçinleniyor. İlk sorunu sormanın ardından ise Agthar senden gelecek başkaca sorular beklerken, bunun olmaması ve susman karşısında konuşmasını gerektiğini fark ediyor ve kaşlarını hafifçe kaldırıp senin gibi masaya yanaşıyor.

Ellerini masaya rahat bir şekilde dayayıp uzatan Agthar, senin düşünceli duruşuna karşılık daha rahat bir görüntü sergiliyor ve konuşmaya başlayarak “Biz Aludirler, hepimiz, seninle benzer süreçlerden geçtik. Karanlık bir diyarda, karanlık bir zihinle var olduk. Bunun yanında bugün konuşacaklarımız, yeni ve asıl hayatının en önemli adımları. Bu yüzden, ne ışığın ne de Güneş’in ne de görebileceğin manzaranın dikkatini dağıtmasını istemiyorum. Buna rutin bir prosedür de diyebilirsin.” diyor. Agthar’ın bu sözleri, oldukça samimi ve kendine güvenen bir şekilde çıkıyor ağzından ve bu sayede, kendisinin de aynı prosedürlerden geçtiğini, bu nedenle de benzer bir geçmişiniz olduğunu anlayabiliyorsun.

Aldığın cevabın ardından söz sırasının bir kez daha kendine geldiğini fark ettiğin anda, kafanda düşüncelerini toparlıyor ve cümlelerini de bir düzene sokuyorsun. Her ne kadar genel olarak konuşma konusunda sıkıntı yaşayan bir kişi olmasan bile, Agthar’ın karşısında ister istemez kelimelerini özenle seçmenin faydalı olacağını yönünde bir inancın oluyor. Bu nedenle doğru kelimelerle doğru cümleyi kurmak, zihninden geçenleri birkaç saniye gecikmeli olarak ağzından çıkartıyor. Sorunu sormanın ardından ise Agthar belli belirsiz bir şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdıktan sonra, yüzünü eski haline getiriyor. Oturuşunu halen daha koruyan Agthar “Bu aşamada bunların bir önemi var emin değilim, ancak kafandaki soru işaretlerini de aza indirgeyeyim.” diyor. Bu sözlerinin ardından bir kez daha arkasına yaslanan Agthar “Yüce Aclania Ülkesi dışında, Geblonia, Clevania, Yustria, Regrielia ve Ludrenia olmak üzere başkaca ülkeler de bulunmakta. Bu ülkeler de bizler gibi İblis Diyarı’ndan haberdar ve kendi Aludirleri mevcut. Ne var ki, ülkeler arasında müttefiklik gibi bir şey söz konusu değil. Ancak bu aramızda bir savaş olduğu anlamına da gelmiyor.” diyor. Önceki konuşma şekline göre bu kısımları biraz daha özensiz ve hızlı geçen Agthar’ın yüzüne hafif bir tebessüm yerleşirken “Tabi elbette biz Aludirler arasında gözle görülmeyen ama var olan bir rekabet de mevcut. Hoş, tüm ülkeleri bir araya getirsen bile yüce Aclania Ülkesi’nin Aludirlerinin tırnağı bile olamazlar ya, orası ayrı.” diyor. Agthar’ın bu konuşmasından ise, Aclania içindeki Aludirlere fazlasıyla güvendiğini, diğer ülkelerin Aludirlerini ise küçümsediğini rahatlıkla hissedebiliyorsun. Hatta Agthar’ın bunu bilinçli bir şekilde gerçekleştirdiğini dahi düşünmeden edemiyorsun. Fakat bir şekilde Agthar’ın bu sözlerinin altında bir gerçeklik yattığını, boşa söylenen sözler olmadığını da hissedebiliyorsun.

Üçüncü sorunu sormanın ardından Agthar bir kez daha önemsiz bir detaydan dem vurulmuş gibi gözlerini devirse de sorularını cevaplayacağını belli ediyor. Hafifçe nefes almasının ardından “Bahsettiğin iki kişinin ismi Mihr ve Ecanus… Ecanus, senin gibi bir iblisle bağ kurmayı başarmış. Lakin Mihr’in bağ kuramadığını, ancak bir şekilde hayatta kaldığını öğrendim. Küçük kız ise…” diyor ve Agthar’ın bu anda bakışları bir anda keskinleşiyor. Sanki salt bakışlarıyla seni azarlayan Agthar “Ondan küçük kız diye bahsedemezsin. Aranızda hiyerarşik bir ilişki bulunmasa bile, bahsettiğin küçük kız, yani Ela, Aclania Ülkesi içerisindeki en önemli Aludirlerden biridir. Hayatta kalmanı ve bugün burada olmanı sağlayan kişidir. Bu yüzden, bir kez daha Ela’dan bahsedeceğin zaman, içinde saygını gösteren kelimeler kullan. Ayrıca Ela için bu diyara geri dönmek, sıradan bir şey.” diyor. Agthar, Ela konusunda oldukça katı ve neredeyse bir emir gibi sonlandırdığı cümlelerinde, Ela’ya duyduğu saygıyı açıkça ortaya koyuyor. Ancak bu saygının, senin nezdinde var olması gereken bir nitelikte olduğunu ve kendisinin, Ela’dan üstün veya en azından ona denk bir konumda olduğunu da sana belli ediyor.

Agthar ayarlı cümlelerinden sonra son soruna geldiğini belli ederek sandalyesinde doğruluyor ve bakışlarını bir kez daha sana sabitliyor. Yine hafifçe bir nefes aldıktan sonra Agthar “Aludir olmak bir seçim gibi gelebilir, fakat Aludir olabilmek seçimden ötedir. Çünkü sıradan bir insanla aramızdaki fark, bizim iblislerle bağ kurmamızı sağlayan bir enerjiye sahip olmamızdır. Qen adı verilen bu enerji, sadece Aludir olabilecek kişilerde mevcuttur. Qen’e sahip olmayan kişiler iblis diyarına girdikleri anda varlıklarını sürdüremezler, ancak bizler bu enerji sayesinde iki diyarda varlığımızı sürdürür ve iblislerle etkileşime girebiliriz.” diyor. Hemen ardından masaya hafifçe yaklaşan Agthar “Yani anlayacağın, herkes Aludir olmak istese bile, Qen’e sahip olmayan kimse Aludir olamaz. Bu yüzden bu bir seçim değil, kaderdir.” diyerek sözlerini noktalıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Vebra
Posts: 25
Joined: 03 Jul 2022, 12:34

28 Oct 2022, 03:06

Konuma yarın yazacağım
KÜNYE
İsim: Vebra
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 32
Boy: 182
Kilo: 88
Sınıflar: Etkileyici-Defansif-İllüzyonist

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 2
İrade: 3
Zeka: 3

Aludir Statları
Görü: 0
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 2
İsim: Sigvard (Sonsuz Lord)
Cinsiyet: Erkek
Boy: 182 cm.
Kilo: 60 kg.
Tür: Yaratık
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık:
2
Güç: 5
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 5
Arun: 5
Duren: 3
İrade: 7

Yetenekler:
Büyülü Beden
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

01 Nov 2022, 14:56

Off Topic
Vebra dördüncü bildirilmemiş pasiflik uyarısını almıştır.

Pasiflik kuralları gereği konu kapatılmıştır. Oyuncunun devam etmeyi istemesi halinde konu açılacak olup, pasiflik süresi tekrar işlemeye başlayacaktır.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

27 Jan 2023, 10:40

Off Topic
Oyuncunun tekrar aktif statüsüne geçmesi nedeniyle konu tekrar açılmıştır. Oyuncunun konuda yapmış olduğu pasiflikler silinmiş olup, bu mesajdan sonra normal pasiflik kuralları uygulanmaya devam edecektir.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

04 Feb 2023, 11:35

Off Topic
Vebra birinci bildirilmemiş pasiflik uyarısını almıştır.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

01 Mar 2023, 17:23

Off Topic
Site içerisindeki konularda bir süre pasiflik sınırı kaldırılmış olduğundan, bu konuda da kaldırıldığı varsayılmış olup, bu mesaj itibariyle pasiflik sınırı tekrar uygulanmaya başlayacaktır.

Konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Aludir Üssü”