Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

User avatar
Aithen
Posts: 50
Joined: 15 May 2022, 22:24

10 Oct 2022, 01:49

Lyure'nin kendini adam gibi dinlemeden tripli bir şekilde olaya olabilecek en bencil ve ben merkezci kafa ile bakacağını tahmin edemediği için az da olsa sinirlenen Aithen çenesini kapatıp Lyure'nin sözlerini dinlemeye karar veriyor. Kendisine atanan rolü hiç sorgulamadan kabul eden Lyure bir de üstüne kendisiyle üstten konuşan bir insan olması durumunda işin değişeceğini söylüyor. Kendisiyle üstten konuşmadığı için muhtemelen genç adam kendisinden bahsetmediğini tahmin ediyor. En azından öyle olmasını umuyor, bir de Lyure ile atışmak hiç iyi olmaz malum. Lyure kendisine yolculuk ve yolculuk sonrası kendisini nasıl takdim edeceği konusunda birkaç ders verdikten sonra bu yolculuğa çıkmaya hazır olduğunu belli eden bir tavır takınıyor. Aithen ise bu gereksiz konuşma bittiği için mutlu oluyor ve başlıyor düşünmeye. Sahi, nasıl diğerleriyle görüşecek ki? Boşluğa odaklanmak veya diğerlerine bir mesaj göndermek istese bunun mantıken nasıl gerçekleşebileceği hakkında bile tek bir fikri yok. Hatta burada bir soru daha devreye giriyor. Aithen bunu yapmalı mı? Bunun yasak olduğunu öğrenmişti, yasakları çiğneme gibi bir isteği de yok. Açıkçası bunu şu an yapmak istemesinin tek nedeni etrafındaki bulundukları yer içerisinde bir sorun olmayacağını düşünmesi. Tüm bunları düşünürken genç adamın aklına Phemena'nın isteği geliyor. İblisine onu çağıracağı komutu öğretmesi gerektiğini hatırlıyor. Bu nedenle Lyure'ye doğru ilerliyor ve yürürken konuşmaya başlıyor. "Bu yolculuğa çıkmadan önce sana söylemem gereken bir şey var. Seni dış dünyaya çağırmak için bir komut bulmam gerekiyor. Dürüst olmak gerekirse bir tercihim yok. Seni çağırırken ne dememi istiyorsun? Sen ne dersen o olsun." Aithen gerçekten bu tarz şekilcilik içeren şeyleri umursamıyor. Önemli olan hızlıca ilerleyebilmek ve şu saçma düzenin tam olarak ne olduğunu ve nasıl işlediğini öğrenebilmek.
Image
KÜNYE
İsim: Aithen
Cinsiyet: Kudretli Ayı
Yaş: 27
Boy: 1.82
Kilo: 78
Sınıflar: Sezici, Saldırgan, Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: -
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 3
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 1
İrade: 2
Zeka: 2

Aludir Statları
Görü: 2
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 0

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Lyure
Cinsiyet: Kadın
Boy: 1.52
Kilo: 40
Tür: Peri
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 3
Güç: 10
Dayanıklılık: 4
Çeviklik: 3
Arun: 4
Duren: 3
İrade: 3

YETENEKLER
Tatlı Tebessüm

TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Yofie
Posts: 38
Joined: 15 May 2022, 21:37

10 Oct 2022, 14:48

İşe yaramıştı. Ne yani, beyefendinin güzellik uykusundan uyanması için tehdit edilmesi mi gerekiyordu? Yofie, henüz kendisine seslenmiş olmasa da karanlığın içinde bir hareketlenme olduğuna emindi. Buradaydı işte, duyuyordu onu. Titreme o kadar kuvvetliydi ki resmen sadece bedeni değil, tüm zihni onunla birlikte titriyordu. Gerçi... teknik olarak Yofie'nin zihnindeydiler, değil mi? Genç kız istemsizce elini başına götürüp titremeyi kontrol altına almaya çalışmıştı ama nafile. Onu korkutmasına izin vermemeliydi. Onu karanlığa çekmesine de izin vermemeliydi. Galip gelmeliydi. Bu mücadelenin kazananı o olacaktı. Sonuçta buraya kadar gelmişti.

Başının ağrısı onu iyiden iyiye bitkin düşürürken Ashabura'nın ne olduğunu hatırladı. Vahşilik ve yırtıcılığın efendisi... Tabi ya, olması gereken buydu! Vahşi bir varlığı kızdırırsa ona saldırmaya çalışırdı elbette. Sevgili Ashabura, genç kızın zihnindeyken bile rahat durmuyordu. Titremenin Ashabura'ya ait olduğunu anladıktan sonra, Yofie'nin korkusu geçmişti. Korkusunun geçmesi ile birlikte, sanki karanlık onu yeniden korkutmaya çalışırcasına daha çok yoğunlaşmaya başlamıştı. Oyun mu oynuyorlardı burada? Derken sesini duydu. Gür ve tok sesini. Huysuz huysuz konuşmuştu yine. "Nihayet ya! Üç bin senedir seni çağırıyorum niye cevap vermiyorsun?" Çocuğunu azarlayan bir anne gibi ellerini göğsünde kavuşturdu. "En son hatırladığım kadarıyla sen bir iblistin, eşek değil. O zaman niye eşek şakası yapıyorsun?" Vücut diline rağmen ses tonu oldukça sakindi. Kazandığı zaferden ötürü yüzüne yerleşen gülümsemeyi engellemekte zorlanıyordu. "Neyse, ne yapıyorsun? İyi misin? Eğitim gibi bir şeydeyiz de, sizi uyandırmamız söylendi o yüzden bu kadar uğraştım. Benim bedenimde yaşarken eğleniyor musun? Düşüncelerimi filan dinlemiyorsun değil mi?" Onu görmek için etrafına bakındı. "Ha bir de, neredesin? Seni göremiyorum. Yüz yüze konuşalım işte saklanma artık."
Image

Karakter
KÜNYE
İsim: Yofie
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 25
Boy: 1.70
Kilo: 60
Sınıflar: Etkileyici - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0
Mevcut Para: 4000

PROFİL
Güç: 2
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 3
İrade: 2
Zeka: 2

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 0
Mevcudiyet: 2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

İblis
KÜNYE
İsim: Ashabura
Cinsiyet: Erkek
Boy: 2.0
Kilo: 150
Tür: Yaratık
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 6
Güç: 8
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 8
Arun: 0
Duren: 3
İrade: 2

YETENEKLER
Savaşçı Öfkesi

TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

11 Oct 2022, 14:46

Zenahpuryu; Shyrlonay’a seslenişine rağmen, karanlığın içinde Shyrlonay’ın isminin kısaltılmış halinin yankılanması dışında bir şey duyamıyorsun. Fakat, umutlarını arttıran tek şey, karanlığın bir an için o korkutucu havasından sıyrılıp daha da sana özgü bir hal alması oluyor. Karanlığa dair gördüklerin bir buhran olmaktan çıkıp kendine dair hissettiriyor sana. Ancak sanki yıllardır etrafta Shyrlonay’ı arıyor gibi dolanan gözlerin, bu anlarda daha yorgun görünüyor. Yine de, mücadeleyi hiçbir zaman bırakmıyorsun. Zira, karanlığın tek rakibinin kendin olmadığını hissedebiliyorsun. Shyrlonay’ın yankılanan sesi, sanki onun da seni aradığını ve bulamadığını, aynı zaman da onun da bu karanlıktan kurtulmaya çalıştığını sana gösteriyor. Karşılıklı haykırışlarınızın ne kadar sürdüğünü bilemesem bile, en sonunda karanlık ufak da olsa bir parlamayla ilk kez kendinden ödün veriyor.

Sanki metrelerce arşınladığın karanlığın hemen önünde beliren parlaklığın bir anda Shyrlonay’ın görüntüsünü andırmaya başlamasıyla birlikte, kaybettiğin umutlarını tekrar toparlıyorsun. Shyrlonay da bu bulanık görüntüsü altında seni görmekten dolayı mutluluk duymuş gibi görünse de, fiziki olarak var olduğunu iddia edemeyeceğin Shyrlonay’ın ilk kez farklı bir şey söyleyerek “Zen! Bu sensin!” dediğini duyuyorsun. Bu anda ise, yoğun bir parıltıyla birlikte Shyrlonay fiziken gözlerinin önünde var oluveriyor ve bir anda karanlığı tüm kasveti üzerinden kalkıyor! Shyrlonay kollarına koşup sana sarılmak ister gibi dursa bile, sanki içinde ufak bir çekince onu tutuyor.

Aithen; Lyure’ye doğru yaklaşmaya başladığında, iblisin yüzünde beliren bir kızarıklığı rahatlıkla fark edebiliyorsun. Ancak senin bu fark edişini fark edebilen Lyure de, hemen bilindik postürüne geçerek kendisine gururlu bir hava katarak seni dinlemeye koyuluyor. Cümlelerini kurup sorunu sorduğun anda ise, Lyure tamamen sorduğun soruya kapılıyor ve sağ elini çenesine koyarken “Demek bir komut lazım… O zaman düşünelim.” diyor. Gözlerini belli aralıklarla sağa ve sola devirerek kafasından bir şeyler geçirdiği belli olan Lyure “Asil olmalı.”, “Korkutmalı.”, “Güzellik de önemli.” ve “Merak uyandırıcı olmalı.” gibi mırıltılarla düşünceleri arasından birini seçmeye, en azından seçeneklerini en aza indirgemeye çalışıyor. Ancak bir anda bakışlarını sana çeviren Lyure kaşlarını hafif çatmasının ardından “Bu benim sorunummuş gibi davranmasana!” diyerek ilk tepkisini dile getiriyor. Hemen ardından ise “Madem ben çağırman için bir komut gerekiyor, o zaman bana yakışan birden fazla komut seç ve ben de içlerinden en bana yakışanına karar vereyim!” diyor adeta tripli bir kraliçe edasıyla. Hemen ardından kollarını göğüslerinin hizasında bağlayan Lyure “Alelade bir şey de dile getireyim deme sakın!” diyerek son uyarısını da yapıyor.

Yofie; Ashabura’nın sözlerine tepki olarak cümlelerini kurmaya başlıyorsun. Ancak sen konuştukça, karanlık kendi içine hapsolmaya başlıyor. Her bir kelimen, sanki karanlığın kendisini bir kapana kıstırıyor. Ancak son cümlelerin ağzından döküldüğü anda, Ashabura’nın adeta dişleriyle karanlığı parçalarcasına ortaya çıktığı görüyorsun! Karanlıktan kopardığı her et parçasını bir hiç gibi midesine indirir gibi görünen Ashabura, yırtıcı çığlıklarıyla karanlığın en azılı düşmanı gibi önünde beliriyor ve tüm heybetiyle korkutuculuğunu gözüne sokmaya çalışıyor. Bu vahşi girizgahı birkaç saniye sürüyor ve en sonunda kehribar rengi gözlerini ruhuna işleyecek gibi sana diktiği anda “Beni azarlamak mı!? Bu ne cüret!? Ben piramidin tepesindeyim! Yırtıcıların en vahşisi! Nasıl beni başka yaratıklarla kıyaslarsın!?” diye haykırmaya başlıyor. Artık sadece dişleriyle değil, sözleriyle de karanlığa karanlık bir korku yayan Ashabura, neredeyse yarım dakika kadar bu vahşiliğini korusa bile, senin nezdinde değişen bir sonuç olmadığını fark ederek biraz daha durgun bir hal alıyor.

Burnundan soluduğu havayı bilinçli olarak suratına çarpmaya çalışan Ashabura “Burada elbette eğlenmiyorum! Düşüncelerin de zerre umurumda değil! Niye çağırdın ki beni, çabuk söyle de kurtulayım!” diyor sanki bilinçli bir şekilde konuşmayı bir an önce sonlandırmak ister gibi.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

12 Oct 2022, 00:06

Genç adam, karanlığın içinde yankılanma harici hiçbir ses duyamıyordu. Buna rağmen, karanlık korkutucu havasından ayrıldıkça kendine geliyor, güveni yerine oturuyordu. Shy'la karşılaşabileceğine emin hissediyordu kendini. Aynı şeyleri minik dostunun da yaşadığı hissine kapılıyordu zaman geçtikçe. Bu karanlığa karşı verdiği savaş sadece Zen'in savaşı değil gibiydi, aynı zamanda Shy'da savaşıyordu. En azından, Zen'in hissettikleri bu yöndeydi. Karşılıklı haykırışları bir süre devam ederken, karanlık yerini yavaş yavaş bir parıltıya bırakıyordu. Zen'in kalbi ise, gördüğü parıltı karşısında heyecanla atıyordu. Dudakları gözlerine kadar kıvrılmıştı neredeyse. Bu parıltı, Shy'ın görüntüsünü andırdıkça daha da gülümsüyordu. Bütün dişlerini gösterecek kadar gülümsüyordu istemsizce. Dostuna ulaşabilmiş olmanın sevinci, onu tekrar görmüş olmanın heyecanı içini kaplıyordu.

Shy, bu sefer farklı bir şey söyleyerek Zen'i görmesinin sevincini kelimeleriyle ve tepkisiyle belli ediyordu. Bu noktaya kadar fiziken var olup olmadığı belli olmayan Shy, yoğun bir parıltıyla karşısına geçivermişti. Ufak bir çekingenlikle sarılmak isteyip sarılmayan Shy'ı gördüğüne çok seviniyordu Zen. İki kolunu iki yana açtıktan sonra var gücüyle bağırmıştı sevinçle. "SHY! SENİ ÇOK ÖZLEDİM!" Ardından arkadaşının çekingenliğini bir kenara bırakmış, bir anda üstüne koşturup sarılmıştı. "HAHAHAH! Seni gördüğüme çok sevindim Shy! Sana anlatacağım çok şey var, çok! Ama önce sen anlat, nasılsın?" Sıkıca sarıldığı dostuna ardı ardına konuşmuştu. Arkadaşına soracağı, anlatacağı çok şey vardı ancak önce onun nasıl olduğunu öğrenmek istiyordu.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

17 Oct 2022, 16:16

Zenahpuryu; Shyrlonay’a doğru açtığın iki kolun, onun üzerindeki çekingenliği bir nebze atmasına neden oluyor. Ancak yine de hareket etmekten uzak duran Shyrlonay, senin ona doğru atılıp sarılmanla birlikte, sanki büyük bir yükten kurtulmuş gibi oluyor. Bir anda sırtında hissettiğin Shyrlonay’ın ufak kolları, ilginç bir şekilde senin de vücudunu ısıtıp mutluluk duymana neden oluyor. Bu sarmalın Shyrlonay’da da aynı etkiyi bıraktığını hissediyor ve sanki uzun süredir mahrum kaldığın sıcaklığa kavuşmuş gibi hissediyorsun kendini.

Her ne kadar ağzından cümleler dökülmüşse de, sanki Shyrlonay bu an hiç bitmesin ister gibi sana sarılı kalmaya devam ediyor. Sert derisine rağmen pamuksu bir dokunuş bırakan Shyrlonay’ın kesik kesik gelen nefesi, ağlamamak için kendini zor tuttuğunu ortaya koyuyor. Birkaç saniye daha birbirinize sarılmış bir halde durmanızın ardından Shyrlonay “Zen… Bunu nasıl söylemek gerek bilemiyorum. Sanki doğmuşum ama yaşamıyor gibiydim. Uyanık olup da uyuyor gibi… Uyumak istiyor ama uyuyamıyor gibi… Ama seni gördüm ya, artık çok mutluyum!” diyor. Son kelimeleri ağzından neredeyse bir haykırış gibi çıkan Shyrlonay bir kez daha sana sıkı sıkı sarılırken “Burada hiç kimse yoktu ve bir an gerçekten çok korktum. Tam zamanında geldin Zen… Tam zamanında!” diyor. Bu anda, Shyrlonay’ın gözlerinden düşen birkaç damla yaşı omuzlarında hissedebiliyorsun. Ancak Shyrlonay, sanki bir anda bundan dolayı pişmanlık duyar gibi derince bir nefes alıyor, kollarını senden çekip arkaya doğru bir adım atıyor ve beceriksiz bir şekilde dolu gözlerini sildikten sonra “Sen neler yaptın? Neler oldu?” diyerek gözlerini sana dikiyor.

Off Topic
Yofie, birinci bildirilmiş pasiflik uyarısını almıştır.
Aithen, ikinci bildirilmiş pasiflik uyarısını almıştır.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

20 Oct 2022, 12:31

Zen, dostuna sarıldıktan sonra sıcaklık ve mutluluk hislerinin birbirine kaynaştığını hissetmeye başladı. Sanki, dostu onun bir parçasıymış gibiydi. Eksik olan şeyi tamamlamış, artık bir bütün olmuşlardı. Üzerindeki tüm yükler kalkmış gibiydi. Shy'ın sarılışına karşılık geriye çekilmemişti, zaten dostunun da geriye çekilmek ister gibi bir hali yoktu. Dostunun sert derisi bir pamuk gibiydi genç adam için. Shy'ın ağlamamak için kontrol altında tutmaya çalıştığı nefesini hissedebiliyordu, bu durum onun hafifçe gülümsemesine sebep oluyordu. Sarılırken söze giren Kudretli Ejderha'nın sözlerinden de bir bütün olmak için Zen'e ihtiyaç duyduğunu anlayabiliyor gibiydi. Aralarındaki dostluk oldukça büyümüştü. Burada kimse olmadığı için korktuğunu, Zen'in ise tam zamanında geldiğini söylüyordu. Minik iblisin sarılmasına karşılık aynı sıcaklıkla, dostlukla sarılmaya devam ediyordu Zen. Birkaç damla yaş omzuna döküldüğünde, Shy bundan pişmanlık duyar gibi geriye çekilmiş ve Zen'e neler yaptığını sormuştu. Zen, önce pişman olmamasını belirtircesine yumruğunu dostane bir şekilde Shy'ın omzuna vurmuştu. Ardından yere bağdaş kurarak oturmuştu. "Oturalım dostum, çünkü anlatacak bir ton şey var. Sıkılmazsan tabi, hehehe."

"Şimdi şöyle, biz seninle bir bağ kurduktan sonra ben o karanlık diyardan, daha aydınlık bir yere uyandım. Burada bizi karşılayan küçük bir kız oldu, adı Phemena. Bu kız dedi ki, yaşadığım ülkenin adı Aclania imiş. Ben ise, yani ben ve arkadaşlarım ise Aludir mişiz. Ülke için oldukça önemli bir yere sahipmişim, yani bir iblisle bağ kurabilen kişilere Aludir deniyormuş. Bizim görevimiz ise, bağ kurduğumuz iblislerle birlikte iblislere karşı mücadele etmekmiş. Kötü iblislere karşı. Yani biz seninle hem dostuz, hem sen benim ustamsın, hem de savaş arkadaşıyız. Bundan sonra beraber dövüşeceğiz, beraber düşeceğiz ve beraber kalkacağız." Diyerek noktalamıştı cümlelerini. Derin bir nefes aldıktan sonra Phemena'nın cümlelerini hatırlamaya çalışmış ve devam etmişti. "Bir bedende iki varlık olarak beraberiz. Seni uyandıracak bir komut bulmam gerekiyordu, ben de şunu buldum; "Kudretlilerin Kudretli Efendisi... Kudretinle Uyan! Dostunun Çağrısına Cevap Ver!" Eğer sen de beğendiysen bunu Dış Dünya çağrısı olarak kullanacağım. Yani seni benim Dünya'ma çağıracağım." Dedi gülümseyerek. Shy'ın bu durumu biraz hazmetmesini bekledikten sonra işaret parmağını havaya kaldırdı. Gözlerini kıstı ve sinsice gülümsedi.

"Bu arada bir şey keşfettim..." Shy'ın yüzüne yaklaştırdı yüzünü. "Alkol denen bir şey. Hem de ballı. İçince bir şeyler oluyor, ben bir anda uyuyakaldım. Eğer sana denetebilirsem denemeni isterim. Yalnız çok içince sıkıntı çıkarıyor mideye." Bir kahkaha attıktan sonra, geriye doğruldu. Kahkahası bittiğinde ise, çok önemli bir soruyu hatırladı. "Bu arada sana bir şey sormak istiyorum Shy. İblisler bana saldırdığı zaman, sen nasıl orada onlardan beni kurtardın? Daha doğrusu, beni sen mi seçtin? O olay nasıl oldu, en azından senin gözünden nasıl yaşandı? Benim gözümden, sen beni ölmekten kurtardın, bu yüzden sanki sen beni seçmişsin gibi zihnimde canlanıyor. Ancak ben asıl senin tarafında nasıl bir olay yaşandı çok merak ediyorum. Anlatır mısın?" Diyerek sorusunu yönlendirmiş ve merakla beklemeye başlamıştı.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Aithen
Posts: 50
Joined: 15 May 2022, 22:24

23 Oct 2022, 16:08

Lyure yine gerçek hislerini maskelemeyi başardıktan sonra biraz da olsa düşündükten sonra yine Aithen'e fırça atıyor. Birkaç uyarının ardından iş Aithen'e düşüyor. Anlaşılan o ki Lyure yardım falan etmeyecek, etmemesi bir yana bir de seçenek istiyor. Hayatında bu kadar hayırsız bir iblis görmemiş olan Aithen, ki sanki bundan önce bir iblis gördü de öyle söylüyor, yavaş yavaş düşünmeye başlıyor. Asil olmalı, korkutmalı, güzellik ve merak uyandırıcılık da lazım. Aithen Lyure'yi baştan aşağı süzüyor ve sonra da Lyure'ye iyice yaklaşıp elini tutuyor. Avuçlarını inceliyor, parmaklarını avucunda gezdiriyor. Lyure'nin gözlerine kilitleniyor. Hemen ardından aklına bir fikir geliyor. "İnsanların Kurtarıcısı ve İblislerin Efendisi Lyure, o gizemli ama bir o kadar da fevkalade gazabını karşındaki aciz iblislere göster!" Bir süre düşünüyor ve "Çok uzun oldu bu ya. Koyduğun tüm kriterleri birleştirmeye çalıştım ama pek olmadı gibi." diyor. Hemen ardından "Lyure, göster onlara! Hani gizemli." diyor ve Lyure'nin tepkisini ölçmek için yüzüne bakıyor. O sırada Lyure'nin elini bırakıyor. "Sadece şimdi diye bağırabilirim. O nasıl olur? Şimdi!" İster istemez içinden "Ne zor işmiş bu ya." diye düşünüyor genç adam. Lyure az buçuk yardım etse iki dakikada hallolacaktı halbuki. "İnsanların Kurtarıcısı ve İblislerin Efendisi, göster kendini!" diyor ve Lyure'ye bakıyor. "Bu nasıl? Hem gizemli, hem kendin güzel olduğun için göstermenle birlikte güzellik katacak, hem ünvanını söylediğimiz için asillik katıyor hem de ünvanının kendisi korkutucu. Bence iyi yani."
Off Topic
Bundan sonra devamlı aktif olmaya çalışacağım. Beklettiğim için kusura bakmayın.
Image
KÜNYE
İsim: Aithen
Cinsiyet: Kudretli Ayı
Yaş: 27
Boy: 1.82
Kilo: 78
Sınıflar: Sezici, Saldırgan, Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: -
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 3
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 1
İrade: 2
Zeka: 2

Aludir Statları
Görü: 2
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 0

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Lyure
Cinsiyet: Kadın
Boy: 1.52
Kilo: 40
Tür: Peri
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 3
Güç: 10
Dayanıklılık: 4
Çeviklik: 3
Arun: 4
Duren: 3
İrade: 3

YETENEKLER
Tatlı Tebessüm

TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Yofie
Posts: 38
Joined: 15 May 2022, 21:37

23 Oct 2022, 18:12

Yofie konuşmasını bitirirken Ashabura'nın kendini göstermeye bir niyeti olmadığının kanıtı gibi karanlığın dalga dalga üzerine çöktüğünü hissetmişti. Neyse ki gururu her şeyden önce gelen çok sevgili iblisini gıcık eden tavırları sayesinde, adeta ona yeniden saldırmak istercesine göstermişti kendini karanlık perdesinin arkasından süzülerek. Geçen bu süreçte heybetinden ve asaletinden bir şey kaybetmemişti. Yofie onu gördüğüne mutluydu. Kısacık ömründe ona tek tanıdık gelen simanın bir iblise ait olması komikti ancak onu resmen özlemişti. Tehditkar sözlerini duymazdan gelerek kocaman gülümsedi. "Seni gördüğüme sevindim! Çok sağlıklı görünüyorsun." Ona tekrar saldırır mıydı acaba? Şu anda onun zihni ve bedeni içindeydiler yani teknik olarak bu mümkün olmamalıydı. Gerçi insanları iblislerden korumak için iblislerle savaştırdıkları bir gerçeklikte her an her şey mümkün olabilirdi.

Ashabura'nın sıcak nefesini yüzüne üfleye üfleye neden çağrıldığını sorması üzerine genç kızın omuzları düştü ve yüzü asıldı. "Bilmiyorum ki çağır dediler çağırdım işte..." dedi huzursuz bir ses tonuyla. Gözlerini bir süre onun ışıldayan kehribar gözlerine diktikten sonra bakışlarını yere indirdi. "Gerçek hayat hoşuma gitmedi." Bir süre sessiz kaldıktan sonra hüsrana uğramış cılız ses tonuyla devam etti. "Ben seninle karşılaştığımda hafızamı kaybetmiştim. Adımı bile bilmiyordum. Ailemi ve arkadaşlarımı, kimseyi hatırlamıyorum. Sadece sen varsın. Ve öğrendim ki hayatımdaki her şeyden seni kendi türünle savaştırmak üzere evcilleştirmek için vazgeçmişim. Bunu neden yapayım ki? Bir insan neden kendi isteğiyle böyle bir şey yapsın? Üstelik bu çok acımasızca. Seni dünyandan aldım ve kendime hapsettim. Sonra da sana emredeceğim ve bu hiç tanımadığım insanları korumak için kendi türdaşlarını öldüreceksin. Ben de maaş alacağım ve rahat yaşayacağım." Ayağını bir çocuk gibi öfkeyle yere vurarak yumruklarını sıktı. "Bunu düşünmek beni öfkelendiriyor. Bundan hoşlanmadım! Sana emretmek ya da seni kontrol etmek istemiyorum. Savaşmak da istemiyorum. Kimse bana ne istediğimi sormadı ve bu hiç adil değil." Durumu onaylamadığını belli edercesine başını iki yana salladıktan sonra gözlerini yeniden Ashabura'ya dikti. "Böyle hissettiğim için zayıf mı olacağım şimdi? Ne yapacaksın beni ele mi geçireceksin?" Derin bir iç çekti. "Beni ele geçirirsen ne olacak ben de mi iblis olacağım? Öldürülecek miyim?" Etrafındaki karanlığı izledi. "Burada seninle kalsam olmaz mı? Zaten fazla uzun ömrümüz yok. Bence bir süre bana katlanabilirsin." Sahi, öldüğünde Ashabura'ya ne olacaktı? Bunu hiç düşünmemişti.
Image

Karakter
KÜNYE
İsim: Yofie
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 25
Boy: 1.70
Kilo: 60
Sınıflar: Etkileyici - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0
Mevcut Para: 4000

PROFİL
Güç: 2
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 3
İrade: 2
Zeka: 2

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 0
Mevcudiyet: 2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

İblis
KÜNYE
İsim: Ashabura
Cinsiyet: Erkek
Boy: 2.0
Kilo: 150
Tür: Yaratık
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 6
Güç: 8
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 8
Arun: 0
Duren: 3
İrade: 2

YETENEKLER
Savaşçı Öfkesi

TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

26 Oct 2022, 10:08

Zenahpuryu; Shyrlonay ile konuşmaya başladığın anda, Shyrlonay kendine özgü bir ciddiyetle seni dinlemeye başlıyor. Ancak Shyrlonay bu ana kadar tavırları ve karakterini bildiğin için yüzüne yerleştirdiği bu ciddi tavır kendisine çok da yakışmıyor. Fakat yine de, Shyrlonay senin anlattıklarına önem verdiğini ve onunla paylaştığın bilgileri zihnine kazıdığını da rahatlıkla anlayabiliyorsun. Kendi durumunu anlattığın sırada, sözlerini anladığını kafasını sürekli onaylar hareketlerle gösteren Shyrlonay, uyandırmayla ilgili komuta ilişkin ise senin gülümsemene gülümsemeyle karşılık veriyor. Ancak bu gülümseme, içinde bir kabulden ziyade tereddüt de barındırıyor gibi duruyor. Bu esnada Shyrlonay söze girmek için yeltense bile, senin işaret parmağını kaldırıp konuşmaya başlamanla birlikte bir kez daha sessiz kalmayı tercih ediyor.

Shyrlonay sorduğun sorulara karşılık sergilediği ciddi tavrını kaybederek düşünceli bir yüz ifadesine bürünüyor. Sanki zihnini bir şeyler hatırlamak için zorluyor ve silinmiş hatırları gün yüzüne çıkarmaya çalışıyor. Sorularının sonlanmasıyla birlikte, kafasını birkaç kez aşağı yukarı sallayarak sözlerini anladığını bir kez daha belli eden Shyrlonay, yine de doğrudan konuşmaya giremiyor. Shyrlonay anılarına odaklandığını fark etmen nedeniyle, onu zorlamıyor ve rahat bir şekidle konuşması için beklemeye koyuluyorsun. Yaklaşık yarım dakika kadar süren sessizlik, Shyrlonay oldukça rahatsız etmiş gibi görünse de yine de sorularına cevap bulmak için çabaladığını görebiliyorsun.

Shyrlonay daha sürecek gibi devam eden sessizliğinden kendisi bile bıkmış gibi derin bir nefes alıyor ve ardından bakışlarını sana doğru kaldırıyor. Yüzünde mahcup bir ifade beliren Shyrlonay "Aslında benim seni seçme gibi bir durumum olmadı Zen... Yanlış anlama, eğer böyle bir seçenek olsaydı hiç tereddüt etmeden seni seçerdim!" diyor. Sanki bir günahını telafi etmek ister gibi mahcup görünen Shyrlonay bakışlarını tekrar yere doğru çevirirken "Niye oradaydım bilmiyorum. Sadece orada olmam gerektiğini hissettim. Neden ve ne için olduğunu hiç bilmiyorum. Oradaki tüm iblisleri ortadan kaldırmam gerekiyordu. Bunu yapamayacağımı bilsem bile, vücudumu ben değil ruhum yönetiyor gibiydi." diyor. Bu sözlerinden sonra bakışlarını bir anda dolu bir şekilde sana kaldıran Shyrlonay "Üzgünüm Zen, sana doğru dürüst bir cevap bile veremiyorum! Bu yüzden ben senin düşündüğün komutu da hak etmiyorum! Beni bağışla Zen, çok üzgünüm!" diyor. Göz yaşları bir anda suratından akmaya başlayan Shyrlonay, hafif hıçkırıklarla başını öne doğru eğerken, bir yandan da ağlamasını bastırmaya çalışıyor.

Aithen; Lyure'ye yaklaşıp ellerini avuçlarına aldığın anda Lyure'nin bir anda kızardığını hissedebiliyorsun. İçten içe ellerini kaçırmak için çok minik bir hamle yapsa bile, hemen akabinde bundan vazgeçen Lyure, bakışlarını da olabildiğince senden kaçırmaya çalışıyor. Avuç içleri birden terlemeye başlayan Lyure'nin avucunda parmaklarını gezdirmenle birlikte, Lyure'nin vücut ısısının da arttığını hissedebiliyorsun. Bakışlarını kaldırıp Lyure'ninkilere kilitlediğin anda ise, suratı kıpkırmızı olan Lyure'nin kocaman bakışlarını senden kaçırıp bambaşka yerlere beceriksizce odaklamaya çalıştığını fark ediyorsun.

Konuşmaya başladığın anda Lyure'nin seni dinleyip dinlemediğinden bile tam olarak emin olamıyorsun. Suratındaki kızarıklık ve utanç hali, sanki tüm duyu ve hislerinin önüne geçmiş gibi dursa da, Lyure'nin bir şekilde kendini burada tutmaya çalıştığını fark edebiliyorsun. Bu sayede konuşmana devam ediyor ve aklından geçenleri dile getiriyorsun.

Bu ana kadar söylediğin fikirlere karşılık, Lyure kızarık bir suratla durmak dışında belirgin bir tepki vermiyor. Bu nedenle de Lyure'nin sözlerin hakkındaki fikirlerini de pek çözemiyorsun. Ancak konuşmayı sonlandırmanla birlikte Lyure kendini toparlamaya çalışıyor ve omuzlarını silkeledikten sonra ellerinin avucundan sertçe çekerek kurtarmayı başarıyor. Birkaç kez burnunu çektikten sonra duruşunu dikleştiren Lyure geriye doğru iki adım attıktan sonra keskinleştirmeye çalıştığı bakışlarını sana çeviriyor. Hafifçe bir nefes alarak konuşmaya başlayacağını belli eden Lyure "Bence gayet güzel, mükemmel. Ama hani onca şey söyledikten sonra ortaya çıkan ben olunca insanlar sana ne der bilemem!" diyor. Sözlerinde hem bir çekingenlik hem de kendini beğenmişlik bir arada bulunurken, Lyure'nin bu iki hususu nasıl tek potada eritebildiğine içten içe hayret etmeden duramıyorsun. Hem bahsettiği unvana layık olamama durumu hem de bu unvana sahipken senin gibi bir insanın ne konumda olacağı gibi karışık anlamların barındığı bu cümle, Lyure'nin iknası aşamasında son noktayı koymanı bekliyor.

Yofie; Ashabura yaymaya çalıştığı vahşilikle seni sindirmeye beklerken, bunun önemsiz bir detaymış gibi görmezden gelinmesiyle bir anlığına afallıyor. Bu afallama anı ise tamamen senin işine geliyor ve dilediğin cümleleri Ashabura'nın hiçbir etkisi olmadan kurabiliyorsun. Genel olarak sözlerine karşılık Ashabura şaşırmış ve ne diyeceğini bilemez bir haldeymiş gibi dururken, en azından konuşmanın bu şekilde ilerleyeceği yönünde hiçbir düşüncesi olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Gözlerini Ashabura'ya dikmeye çalıştığın sıralarda ise, Ashabura bilinçli bir şekilde gözlerini senden kaçırmaya çalışıyor ve sanki bahsettiğin konular hakkında yetkinliği olmadığının anlaşılmasından kaçınmak istiyor.

Tüm sözlerin sonlandığında ortama garip bir sessizlik çöküyor ve Ashabura etrafa boş boş bakarak zaman kazanmaya çalışıyor gibi duruyor. Ancak kısa bir süre sonra, herhangi bir kaçışı olmadığını anlamış gibi bakışlarını sana çeviren Ashabura "Eğer bu yolu seçmişsen, bunun sadece maaş alıp rahat bir hayat sürmekle ilgisi olmadığını düşünüyorum Yofie... Belki seni daha tam tanımıyorum ama tanıdığım kadarıyla sadece bunlar için her şeyden vazgeçebilecek biri değilsin." diyor. Ashabura'nın sözleri, derin nefesiyle ruhuna çarparken, bu sözlerdeki içtenliği de hissedebiliyorsun. Ancak Ashabura, belki de hiç görülmesini istemediği bir yanını ortaya çıkarmış gibi hızlı bir şekilde konuşmayı sürdürüyor ve "Eğer bana hükmedemeyeceksen, tabi ki de seni ele geçireceğim! Ben yırtıcıların en vahşisiyim ve sen de bu vahşiyi sindirmeyi başarmış birisisin! Doğamız bu ve bunu değiştiremeyiz!" diyor. Bu sözlerinden sonra Ashabura'nın kehribar rengi gözleri parıldamaya başlıyor ve sana olabildiğince yaklaştıktan sonra "Yaşadıklarını beğenmedin mi Yofie? O zaman git değiştir! Kendi türümü katletmek benim doğamda var ve bu bana kahır gelmez! Sana kimsenin ne yapması gerektiğini söylemesine gerek yok... Git ve istediğini yap!" diyor. Ancak hemen ardından burnundan sıcak bir nefes verirken "Eğer bunları yapmayacaksan da, senin yerine benim yapacağımı bil!" diyor.

Bu sözlerinden sonra bir süre daha gözlerinin içine bakan Ashabura yavaşça geriye çekilirken "Seçim senin Yofie... İstersen bir yırtıcı olabilirsin istersen de bir hiç..." diyerek sessizliğe gömülüyor. Ancak Ashabura parıldayan kehribar rengi gözlerini üzerinden bir saniye bile ayırmıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Yofie
Posts: 38
Joined: 15 May 2022, 21:37

26 Oct 2022, 18:10

Sözlerini bitirdikten sonra ortama tedirgin bir sessizlik çökmüştü. Yofie, Ashabura'nın onu ciddiye almayacağını, hatta sinirleneceğini ve başından savacağını düşünmüştü. Duygularını anlayıp onu yüreklendirmeye çalışmasını ondan asla beklemezdi. Oldukça içten bir tavırla ona inandığını ve tanıdığı kadarıyla onun düşündüğü gibi bir insan olmadığını dile getirmişti resmen. Yofie bunu daha önce hiç düşünmemişti. Sürekli geçmişteki kendisine odaklanıyor ve onun neden böyle çıkar dolu bir iş için kendi hayatından vazgeçtiğini düşünüyordu ancak şu anki kendisine hiç odaklanmamıştı. Geçmiş benliğini asla geri getiremeyecekti ve onunla tanışma fırsatı da olmayacaktı. Onun ne düşündüğünü, neye dayanarak böyle bir karar verdiğini anlamanın bir yolu yoktu. O halde imkansızın peşinden koşmak da beyhude bir çabaydı. Yapabileceği tek şey şu ana odaklanmaktı. O artık Yofie'ydi. Bu isim ona bahşedilmişti. Etrafındaki herkes onu artık böyle tanıyordu. Hissettiği duygular, hüsran ve adaletsizlik Yofie'nin duygularıydı. Madem içine doğduğu ortamı beğenmemişti, o halde bunu değiştirmek ve seveceği hale getirmek de onun işiydi. Çabuk yargılara varmak yerine konumunu ve amacını sorgulaması gerekiyordu.

Ruhunun derinlerine işleyen bir bakışla kendisine odaklanmış Ashabura'ya şaşkınlıkla bakan gözlerinin yerini yavaş yavaş minnettar bakışlar aldı. "Benim hakkımda böyle düşündüğünü bilmiyordum." Kısa bir tereddütten sonra bir süredir kastığı vücudunu gevşeterek daha rahat bir pozisyona geçti. "Evet, haklısın. Kimse bana ne yapacağımı söyleyemez! Düzeni beğenmediysem değişim yaratırım! İblislerin yırtıcısı sensen insanların yırtıcısı da ben olacağım!" dedi yüzünde kocaman bir gülümsemeyle. "Ashabura... Teşekkür ederim." Bunları duymaya ihtiyacı vardı. Aslında ona sarılmak istemişti ancak bunun onu rahatsız edeceği düşüncesiyle fikrinden vazgeçti. Bir süre tedirgince duraksadıktan sonra aklına bir şey gelmiş gibi söze girdi. "Aaa bu arada, seni diğer tarafta çağırabilmem için bir komut belirlememiz gerekiyormuş. Sana yaraşır, gösterişli bir komut olsun istiyorum ama bunları cidden sesli söyleyeceğim aklıma geliyor ve... şey... utanırım diye düşünüyorum. Basitçe adını söyleyip gelmeni istesem yeterli olur mu? Ya da namını da duyurabilirim. Yırtıcıların Efendisi Ashabura gibi. Ne dersin?"
Image

Karakter
KÜNYE
İsim: Yofie
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 25
Boy: 1.70
Kilo: 60
Sınıflar: Etkileyici - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0
Mevcut Para: 4000

PROFİL
Güç: 2
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 3
İrade: 2
Zeka: 2

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 0
Mevcudiyet: 2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

İblis
KÜNYE
İsim: Ashabura
Cinsiyet: Erkek
Boy: 2.0
Kilo: 150
Tür: Yaratık
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 6
Güç: 8
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 8
Arun: 0
Duren: 3
İrade: 2

YETENEKLER
Savaşçı Öfkesi

TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Aludir Üssü”