Herkesin aynı düşüncede olması Esther'in hoşuna gitmişti, laf kalabalığı yapılmadan olabildiğince hızlı bir şekilde iblis diyarının girişine doğru gidebileceklerini düşünüyordu. Komutan ve yanındakilerin gitmesiyle birlikte harekete geçmemek için herhangi bir nedenleri kalmayacaktı... Tabii her zaman işler planladığı gibi gitmiyor. Merdivenin diğer ucundan gelen ayak sesleriyle birlikte herkes irkildi ve bakışlarını sese doğru çevirdi. Birkaç saniye sonra, yaklaşık 2 metre boyunda, bakımsız bir adam merdivenin diğer ucunda belirdi. Grupla göz göze gelmesine rağmen hiçbir tepki vermiyor olması özellikle Esther'in biraz paniklemesine vesile oldu. Ne pahasına olursa olsun iblis diyarına girmesi gerektiğini hissediyordu fakat karşısındaki adam kendisine engel olabilir ve girişini geciktirebilirdi. Uphin ve Melades'e güvenmek dışında herhangi bir seçeneğinin olmadığının farkındaydı ve bundan nefret ediyordu... Güvendiği bu ikilinin endişeli hallerini gördüğü anda kaşları hafifçe çatıldı. Öfkelenmişti fakat öfkesinin hedefinde kendisi vardı. Böyle önemli bir anda dahi hiçbir şey yapamıyor olmak, başkalarının avucunun içerisine bakmak canını sıkıyordu. Sadece birkaç saatlik hafızaya sahip olmasına rağmen böyle hissetmesi oldukça garipti, kendisi de bunun farkındaydı. Yine de içerisinde biriken bu hissi bastırmasının imkanı yoktu.
Uzun boylu adamla göz göze geldiğinde herhangi bir tepki göremeyince biraz afalladı. Ne yapacağını bilemez bir vaziyette beklemeye devam ederken Uphin'in eliyle sus işareti yaptığını fark etti. Bunu gören adam omuzlarını silkerek diğer merdivene doğru harekete geçti. Bu esnada Uphin koca bir gülümsemeyle bir şeyler söylerken, Melades sessizliğini korumaya devam etti.
Gyugnal merdivenin başında durmaya başladıktan kısa bir süre sonra Komutan ile konuşmaya başladı. Kısa bir konuşmanın ardından Komutan'ın ortamdan ayrılmasıyla herkes derin bir nefes vererek rahatladı. Komutanin gidişiyle birlikte grup tekrardan harekete geçti. Uphin'in önderliğinde binanın alt katına doğru ilerlediler. Kilitli kapıları teker teker zorlayan Uphin, açılan bir kapı bulduğunda mutlulukla içeriye girdi. Kullanılmayan bir depoyu andıran bu oda, Uphin ve Melades için yeterli büyüklüğe sahipti. Melades'in sözleriyle birlikte herkes odanın raflarına sırtını dayayarak ortada bir boşluk bıraktı. Melades iki elini göğsünde birleştirerek kafasını hafifçe öne eğdi ve iki elini önüne doğru uzattı. Bir pandomim misali önündeki hayali kapıya ellerini dayadı. Hemen akabinde ellerinden siyah dalgalanmalar yayılmaya başladı. Melades hayali kapıyı büyük bir ustalıkla ittirirken, iblis diyarının karanlıkları odayı kaplamaya devam etti. Kısa bir süre daha ittirdikten sonra Melades'in ellerinin arasında, bir insanın geçebileceği boyutta bir geçit meydana geldi.
İblis diyarının karanlığı vücuduyla temas ettiği anda içinde garip bir his oluşmaya başladı. Hayal dünyasında vücudunu kaplayan ışığın benzeri fakat bir o kadar da zıttı olan bir histi bu. Kelimelerle tarif etmesi imkansız olan bu hisse aldırış etmeden Uphin'in arkasından iblis diyarına girmek için harekete geçti. Geçidin önüne geldikten sonra hiç tereddüt etmeden içeriye doğru ilk adımını attı. Neyle karşılaşacağını tam olarak bilmese de az çok tahmin edebiliyordu.
Uzun boylu adamla göz göze geldiğinde herhangi bir tepki göremeyince biraz afalladı. Ne yapacağını bilemez bir vaziyette beklemeye devam ederken Uphin'in eliyle sus işareti yaptığını fark etti. Bunu gören adam omuzlarını silkerek diğer merdivene doğru harekete geçti. Bu esnada Uphin koca bir gülümsemeyle bir şeyler söylerken, Melades sessizliğini korumaya devam etti.
Gyugnal merdivenin başında durmaya başladıktan kısa bir süre sonra Komutan ile konuşmaya başladı. Kısa bir konuşmanın ardından Komutan'ın ortamdan ayrılmasıyla herkes derin bir nefes vererek rahatladı. Komutanin gidişiyle birlikte grup tekrardan harekete geçti. Uphin'in önderliğinde binanın alt katına doğru ilerlediler. Kilitli kapıları teker teker zorlayan Uphin, açılan bir kapı bulduğunda mutlulukla içeriye girdi. Kullanılmayan bir depoyu andıran bu oda, Uphin ve Melades için yeterli büyüklüğe sahipti. Melades'in sözleriyle birlikte herkes odanın raflarına sırtını dayayarak ortada bir boşluk bıraktı. Melades iki elini göğsünde birleştirerek kafasını hafifçe öne eğdi ve iki elini önüne doğru uzattı. Bir pandomim misali önündeki hayali kapıya ellerini dayadı. Hemen akabinde ellerinden siyah dalgalanmalar yayılmaya başladı. Melades hayali kapıyı büyük bir ustalıkla ittirirken, iblis diyarının karanlıkları odayı kaplamaya devam etti. Kısa bir süre daha ittirdikten sonra Melades'in ellerinin arasında, bir insanın geçebileceği boyutta bir geçit meydana geldi.
İblis diyarının karanlığı vücuduyla temas ettiği anda içinde garip bir his oluşmaya başladı. Hayal dünyasında vücudunu kaplayan ışığın benzeri fakat bir o kadar da zıttı olan bir histi bu. Kelimelerle tarif etmesi imkansız olan bu hisse aldırış etmeden Uphin'in arkasından iblis diyarına girmek için harekete geçti. Geçidin önüne geldikten sonra hiç tereddüt etmeden içeriye doğru ilk adımını attı. Neyle karşılaşacağını tam olarak bilmese de az çok tahmin edebiliyordu.







