Uyanış (Inias | Xaphan | Diniel)

User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

19 Sep 2022, 16:33

İyi geliyor. Inias'a o kadar iyi geliyor ki içini dökmek. Hiçbir filtre olmadan, duygusuz ve düşüncesiz, olduğu gibi, bütün çiğliği ve çıplaklığıyla. Sanki üzerindeki yük, içindeki bir tortu onu terk ediyor, akıp gidiyor. Inias bir anlığına huzur buluyor. Karamsar ruh hâlini unutuyor. Bu sefer ruhu alev almıyor. Kendinden emin bir şekilde gülümseyerek dimdik duruyor ve karşıya bakıyor. Bembeyaz parlıyor iç dünyasında. Diniel'i örnek almak işe yarıyor. Ardından bilgi geliyor. Ardı arkası kesilmeden. İblislerin gözlemlenmesi, yorumlanması, türlere ayrılması, sınıflandırılması, ortak davranış biçimleri, ortak fiziksel özellikler. Yetmiyor, aludirlere de değiniliyor. Anahtarların yeteneklerini nasıl kullandığı, işlerin nasıl yürüdüğü ve sınırları. Anahtarlar gerçekten de çok değerli kişiler. Inias'ın ilk kanısı bu oluyor. Başka bir gerçekliğe kapı açabilmek, oradan da buraya tekrar açabilmek. Büyük bir güç. Kitath'ın somurtkanlığının kaynağı bu olabilir. Üzerinde büyük bir sorumluluk var. Bu onu zorluyor olabilir. Serbest bölge? Kendilerini ve iblislerini daha iyi tanıyabilecekleri yer demek. Inias'ın aklına sadece bir şey geliyor.

"Seni durduk yere heyecanlandırmak istemem ama içimden bir ses sonunda savaşabileceğimizi söylüyor. Eğer öyle olursa, senin neler yapabileceğini görmeyi çok isterim. Hem Xaphan ve İbe Anu ikilisinin de neler yapabileceğini gözlemle fırsatımız olur. Nasıl savaşacaklar? Nasıl karar alacaklar? Ne gibi özellikler sergileyecekler? Her bir bilgi değerli. Ancak bu şekilde plan yapabiliriz. Düşmanı veya rakibi yenmenin yolu budur.

Daha aksiyonsuz bir durum söz konusu olursa da, Inias tarafından bir şikayet olmaz. Aksiyon arzulayabilir fakat Kho'Raktar ile oturup sadece sohbet etmek daha iyi olabilir. Beraber yaşayacaklarsa birbirlerini tanımak, huylarını bilmek her şeyi daha kolay kılar. Koltuk falan çekmişlerdi, değil mi? Kitath o yüzden öyle konuştu. "Xaphan, bir el at da şurayı düzenleyelim!" Hehehehe, rakibi ile biraz uğraşmaktan zarar gelmez, değil mi?
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

19 Sep 2022, 23:09

Raldrin’in bir ejderha olduğun dile getirdiğimde Kitath’da Ulrasil’de hiç şaşırmıyordu. Demek ki ejderha bilinen bir türdü. Ulrasil iblisinin bir yaratık olduğunu söylediğinde sadece anlamadığımı belirten bir bakış atabilmiştim. Soruma döneceğine dair hareketine karşı sabırla dinlemeye koyulmuştum. Inias iblisine dair tüm bilgileri ortaya döküyordu. Ben böyle bir şey yapmayı düşünmüyordum. Raldrin hakkında ne kadar az şey bilinirse o kadar iyiydi. Zaten o yüzden sadece türüne ve görünüşüne yönelik konuşmuştum. Inias’ın cümlelerini ilk kez dikkatle dinliyordum. Açık sözlülüğünün sebebinin aptallık değil cesaret olduğunu düşünüyordum daha çok. Yine de anlamsız bir gövde gösterisiydi. Konuşmanın içeriği olarak da kendisinin de bir tür savaşçı kimliği olduğunu açıklıyordu. Ben de Raldrin’le omuz omuza savaşmak istiyor muydum böyle? Ben savaşmak istemiyordum ki! Birilerinin değişik amaçları farklı dertleri beni niye gersin ki? Ben aludir olmayı da şu an için sadece getireceği ayrıcalıklardan dolayı kabul ediyordum. Bunları kullanarak kendi amaçlarımı gerçekleştirmek istiyordum. Raldrin’le anlaşmış olmam aludir olma zorunluluğunu beraberinde getirmiyordu. Raldrin’in aludirliğimi umursayacağını da sanmıyordum ki zaten sözleriyle daha en başından bunu belirtmişti de. Şu aşamadan sonrasında bulunduğum durum ‘eee o zaman sonra ne olacak?’ sorusunu sordursa da bazı şeylerin henüz vakti gelmediğinin, zamana bırakılması gerektiğini düşünüyordum. Kimsenin bir acelesi olduğunu sanmıyordum.

Inias’ın sözleri düşünmeye fazlaca vaktimi almıştı. Öyle ki Xaphan’ın sorusuna pek de dikkat edememiştim. Ancak Kitath kapı açılmasıyla ilgili kuralları anlatmasıyla ne sorduğunu az çok anlayabiliyordum. Kapı açılması sayesinde iblis boyutu ara geçişiyle insan boyutunda iki konum arasında hızlı geçiş sağlanamıyordu anladığım kadarıyla. Öyle olsaydı oldukça kullanışlı bir şey olabilirdi. Kitath’da gerçekten çok özel bir yetenek vardı.

Kitath konuşmasını bitirdikten sonra Ulrasil tür konusuna dönüyordu. Tüm ilgimi vererek dinlemeye koyuluyordum onu. Hiçbir sınıfa uymayan yaratık türünü şimdi anlıyordum. Cümlelerinin devamında ilgim iyice artıyor ve Raldrin’in ejderha gururu bulundurabileceğini duyduğumda heyecanlanıyordum ister istemez. Raldrin’in kendisinden öğrenmemin çok zor olduğunu bildiğim bilgiler bana aktarılıyor olması Ulrasil’e neredeyse teşekkür etmeme neden olacaktı. Cümlesinin sonunda Xaphan’ın iblisi ile ilgili sözlerine karşı beni görüş kafesine alan garabetin hortlağa göre normal olduğunu öğreniyordum. Yine de bana özel kilitlenip kalması çok berbat bir tecrübeydi.

Ejderha gururu ile ilgili duyduğum sözlere geliyordu zihnim yeniden. Raldrin’le ilk karşılaştığımda kendimle benzetmeme karşı kudretli bir ejderha olduğunu söyleyip öfke kusmasının sebebi ejderha gururuydu demek ki. Bir insan türüne onu indirgediğimi söylemek onun gururuna dokunmuş ve bu kadar sinirlendirmişti. Bunu düşünmek bir an kendime hakaret gibi gelse de bu türden bir kibir veya gururum olsaydı ben de aynısını yapardım. Neden bu kadar empati yaptığımı kendim de bilmiyordum. Raldrin’in bana ne faydası olacaktı ki? Bu empatinin sebebi var olur olmaz bağlılık kurduğum ilk varlık olduğundan dolayı mıydı? Yoksa parıltılı varlığın bahsettiği yazgıyla mı ilgiliydi? Belki de yakışıklı olduğu içindi. Öylesine aklıma bir soru gelmişti. Akıl ve mantık olarak bilgeliğimiz hangi türde daha üstündü acaba? Bir insanda mı yoksa bir ibliste mi? Gereksiz bir soruydu sanırım. Ancak şunu biliyordum ki Raldrin beni küçümsemeye kalkarsa aynı tartışmalar daha şiddetli bir şekilde tekrardan yaşanacaktı. Buna çözüm olarak da konuyu açmayıp boş vermek en iyisi olacaktı sanırım.

Kısa geçmişimdeki anıları hatırlamak kulaklarım hala etrafımda olsa da dalmama sebep oluyordu. En son serbest bölgeye geçiş yapmaktan bahsediyordu Ulrasil. Kendimi ve Raldrin’i orada daha iyi tanıyacakmışım. Serbest bölgenin nasıl bir yer olduğunu bilmiyordum ama madem sonu böyle olacaktı o zaman tabi ki de bunu kabul edecektim. “Tamamdır” diyordum Ulrasil’e cevaben. Burayı eski haline getirme konusunu da duymazdan geliyordum.

Inias Xaphan’dan etrafı düzenlemek için yardım istiyordu. Bense kollarımı göğüs hizasında bağdaştırıp, ciddi ifadeyle keskin bakan gözlerimi Inias üzerine kilitliyordum. Az önceki sözlerinin ardından Inias ile en azından bu kadar konuşulabilir olduğunu düşünerek “Inias, bir müttefik olarak gelişmelerini takip ediyor olacağım” diyecektim. Inias’ın gelişmeleri ne derece umurumdaydı emin değildim ama açık sözlü insanlara karşı daha pozitif tutumum vardı sanırım. İblisler aludirlere zarar veremeyeceği için can güvenliği konusunda ekstra bir şey söylememe gerek yoktu sanırım.

“İblisler aludirlere zarar veremez. Aludirlere… İblisler… Peki ya bu soruyu nasıl sormadım?”

Xaphan’a döndükten sonra “Xaphan” diyerek ciddiyetle sesleniyordum. Seslenişim sanki ona bir şey sormayacak da ona öfkeyle çıkışacak gibi çıkıyordu. Yaşadıklarımı ona teyit ettirmem gerekiyor muydu emin değildim ama burada anlamadığım bazı şeyler vardı. Burayı onlar toplayana kadar bence bu soru da aydınlatılabilirdi. O yüzden Xaphan’a seslendikten iki üç saniyeye içerisinde sorumu sorup sormamak arasında gidip gelsem de sonunda “İblis diyarındaki Vadlena’yı takip etmeyen insanlar iblislere yem olmamış mıydı?” dedikten sonra Ulrasil’e dönüp “Onlar Aludir değil miydi? İblisle anlaşmadıkları süre içerisinde Aludir olunmuyor mu? Yoksa bu bir istisna mıydı? Bu konu aklıma yatmadı” diyecektim.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
Xaphan
Posts: 77
Joined: 17 May 2022, 20:56

22 Sep 2022, 10:54

Inias'ın talebini hafifçe kafasını eğerek onaylayıp işe girişmişti Xaphan. Aralarında geçen şeylerden sonra niye ondan böyle bir şey istemişti pek anlamadı ama herhalde onun boş oturmasını istememişti. Dert etmedi bunu, tekrar gözden geçirdi anlatılanları.

Kitath'ın bakışlarına takılmıştı Xaphan her şeyden önce. "Bu herif sandığım şey değil. Onu da geberteceğim..." Başta kurallara uymamasıyla falan biraz dikkatini çekmişti ama şimdi kıl olmuştu adama. Anlattığı şeyleri de pek anlamamıştı ama Vadlena veya diğer anahtarlarla karşılaşırsa onlardan öğrenebilirdi. Kitath'ın bakışlarını daha fazla çekmeyecekti.

Ulrasil'in anlattığı sınıflandırmaya göre iblisler temelde huylarına göre sınıflandırılıyordu. Xaphan'a da en gıcık tür düşmüştü. "Amını sikeyim böyle kuranın! Neden ben!?" Yapabileceği bir şey yoktu bu saatten sonra. Tabi... Bu konuyu şu serbest alan denen yere gittiklerinde sorabilirdi Ulrasil'e. Hatta belki daha da ilerletebilirdi konuyu. Ama bazı sorularını Ulrasil'e harcayacağına daha yetkili kişileri etkileyebileceği yerlerde sorabilirdi. Ayrıca neden Diniel ve Inias'ın da öğreneceği bir yerde soracaktı ki? Zaten Iniasla yaşanan şey sonrasında gereksiz yere öne çıkmıştı. Biraz kendini unutturması iyi olabilirdi.

Diniel böyle düşünmüyordu ki Inias gibi Xaphan'ın ismini haykırmıştı. Inias'ın seslenmesine olan benzerlik kulağını tırmalıyordu. İtmekte olduğu koltuktan ellerini çekmeden ters ters bakarak kafasını Diniel'e çevirip sözlerini beklemeye başladı. Beklemenin uzamasıyla ağzını aynı şekilde "Diniel!" diye bağırmak için açmak üzereyken Diniel'in sözlerinin devam etmesiyle bundan vazgeçti. Meğer gerçekten cevabını istemediği bir soru için adını haykırma ihtiyacı hissetmiş. "Beni deli etse de mantıklı bir şey dedi... Koltuğu itmeye devam edip cevaba kulak kabartacaktı şimdilik. Sonra da serbest alana gidip ne yapacaklarını görebilirdi. Serbest alan ne idiyse artık...
KÜNYE
İsim: Xaphan
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 31
Boy: 169
Kilo: 63
Sınıflar: Toplayıcı, Dengeli, İllüzyonist
Mevcut GP/AGP/İGP: -
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 2
İrade: 3
Zeka: 3

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Ibe Anu
KÜNYE
İsim: Ibe Anu (et parçası)
Cinsiyet: Erkek
Boy: 197
Kilo: 156
Tür: Hortlak
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 5
Güç: 3
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 5
Arun: 5
Duren: 3
İrade: 4

YETENEKLER
Kana Susamışlık
TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

22 Sep 2022, 17:34

Inias; Kafandan geçirdiğin cümlelerin muhatabı belliyse bile, zihninde herhangi bir somut varlık bulunmuyor. Ne var ki, bir şekilde sözlerinin muhatabı tarafından dinlenildiğini hissedebiliyor ve anlayabiliyorsun. Sözlerin sonlandığında ise, zihninde sadece Kho’Raktar’ın kendinden emin bir gülümsemesi beliriyor. Düşman acısından bir gazabın başlangıcı niteliğindeki bu gülümseme Kho’Raktar’ın yüzüne pek yakışmasa bile, içten içe sana güven ve güç veriyor. Ne var ki, bu gülümsemenin altında, sözlerinin öneminden ve doğruluğundan ziyade, kendi bildiğini okuyacak bir varlığın rahatlığını da hissedebiliyorsun.

Genel; Inias ve Xaphan mobilyaları yerleştirme işine giriştiğinde, Diniel bir kez daha bu işe bulaşmamayı tercih ediyor. Ancak tam bu esnada Kitath “Konu mankeni değilsen, sen de el at!” diyor üstten bir ses tonuyla. Ulrasil ise Kitath’ın bu söylediklerini destekler gibi omuz silktikten sonra gülümseyerek Diniel’e bakıyor ve ardından da masanın ucundan tutması için beklemeye koyuluyor.

Diniel her ne kadar olaya müdahil olmak istemese de, bir şekilde yardımcı olmak zorunda hissediyor kendisini ve diğerleri gibi mobilyaları taşımaya başlıyor. Bu esnada sorduğu sorusundan sonra Ulrasil hafif canı sıkılmış gibi bakınıyor ve ardından “Aslında Aludir dediğimiz kişiler, buraya dönüş yapabilenler oluyor. Teorik olarak baktığınızda, iblis diyarında uyananlara da Aludir denilmesi mümkün. Fakat buradaki nüans, geri dönen biri olmadığı için ona uygun bir sıfat bulmaya da gerek olmaması.” diyor. Konuyu, sorulduğundan farklı bir noktaya getirmiş gibi bakınmaya başlayan Ulrasil, bu cevabıyla kendini bile tatmin edememiş gibi dururken, Diniel ile taşıdığı mobilyayı yerine bırakıyor ve ardından olduğu yerden hepinize göz ucuyla bakıyor. Her birinizdeki tatminsizliği görmesiyle birlikte Ulrasil “Sizinle konuşmaya başladığımda size temel bir kuraldan bahsetmiştim. Bu da, iblislerin genellikle size fiziksel zarar verememeleri ve sizlerin de iblislere doğrudan fiziksel zarar verememenizdi. Sanırım şimdi fark etmiş olacaksınız ki, buradaki kilit kelimemiz “zarar” değil. Burada esas takılmanız gereken kelime “genellikle”…” diyor. Aslında bu sözlerden bile aşağı yukarı bir sonuç çıkarabiliyorsunuz, ancak Ulrasil burada durmuyor ve “Yani bir iblislere yem olan arkadaşlarınız bu “genellikle” kavramının dışında kalan şansız kişiler. Onlara da Aludir diyebilir miyiz? Teknik olarak evet… Lakin şu an var olmadıklarını düşünürsek, bu dünyaya dair bir sıfatın onları bağlayacağını düşünmüyorum.” diyerek cümlelerini sonlandırıyor.

Her biriniz odadaki mobilyaları düzenli bir şekilde eski yerine koymanızın ardından Ulrasil Kitath’a nazik bir şekilde teşekkür ediyor. Kitath da size bir teşekkürler karşılık verdikten sonra, kapı açma mevzusunun aranızda kalmasını gerektiğini sıkı sıkı tembihliyor. Kitath’ın odasından çıktığınız anda ise, her ne kadar yer yer suratsız bir imaj çizse de, içten içe Kitath’a güvenebileceğinizi ve zor anlarınızda size yardımcı olabileceğini düşünmeden edemiyorsunuz. Ulrasil ise koridorda ilerlemeye başlarken “Şimdi sizlerle gizli bir yerden gideceğiz!” diyor müjdeli bir haber verir gibi. Ardından merdivenle birkaç kat aşağıya iniyorsunuz ve birbirine benzeyen koridorları gerinizde bırakıyorsunuz. Hemen hemen zeminden birkaç kat üstte olduğunuzu, koridorlardaki pencerelerden görünen surlardan anlayabiliyorsunuz. Koridorda ilerlemeye başladığınızda Ulrasil “Aludir Üssü’ne Aludirlerin bile istediği gibi girip çıkamayacağını söylemiştim. Ancak bu işin en büyük istisnası Serbest Bölge olarak adlandırdığımız yer. Buraya girmek istediğinizde, şartların uygun olması halinde size her zaman izin verilir.” diyor. Bu sözlerinden sonra ise yan yana dizilmiş kapılara bakmaya başlıyor ve birkaç kapıyı geçmenizin ardından sizlere dönerek “Bu koridoru ve kapıyı asla unutmayın ve kimseye de söylemeyin!” diyerek sizi uyarıyor. Ardından cebinden tek bir anahtar çıkarıyor. Bu anahtar, sizin odanızın veya başka bir odanın kapısını açabilecek şekilde durmuyor. Görünüşü, zihninizde uyanan anahtardan bir hayli farklı görünüyor. Ulrasil ise anahtarı kapıya sokup kapıyı açıyor ve ardından içeriye girmeniz için kapıyı aralıyor.

Ulrasil’den önce odaya girdiğiniz anda, sizi büyük bir oda karşılıyor. Bu büyük odanın sağına ve soluna baktığınızda ise, aslında koridor boyunca görünen bütün kapıların açılacağı büyüklükte olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bu durum karşısında, diğer kapıların tamamen görüntüden ibaret olduğunu ve odaya açılan tek kapının giriş yaptığınız kapı olduğunu anlayabiliyorsun. Bunun yanında Ulrasil’in az önceki uyarısının sebebi de kafanızda anlamlı bir hale geliyor. Ancak odaya dair detaylar bunlarla sınırlı kalmıyor. Odanın içinde hiçbir pencere veya eşya bulunmuyor. Fakat duvarlardaki gaz lambaları odanın içinin gözün görebileceği kadar aydınlatmayı başarıyor. Sizin açınızdan en büyük detay ise, üzerinde aynı kıyafetler bulunan, yüzlerinde ise hiçbir desen bulunmayan beyaz maskeleri olan 11 kişi oluyor. Sizin odaya girmenizle birlikte, neredeyse kapının birkaç metre önünde dizilmiş gibi duran ve cinsiyetlerini dahi kestiremediğiniz insanlar size doğru dönerken Ulrasil “Merhaba, Aludir Eğitim Bölüğü 6. Takım Yardımcı Kaptanı Ulrasil! Bu kişiler de yeni Aludir olan Inias, Diniel ve Xaphan! Evrenin Kurucularından, 11 Havari’nin Efendisi, Aclania’nın Hükümdarı, Aludirlerin ve Savaşçıların Lideri Eletha “Visyn” Norkian’ın Dördüncü Buyruğu uyarınca, yeni Aludir olan bu üç kişinin Serbest Bölge’ye girişlerini talep ediyorum!” diyor. İçeride bulunan 11 kişi, Ulrasil’in bu sözlerinin ardından sağ kollarını önlerine, sol kollarını da arkalarına getiriyor ve ardından yere 45 derecelik bir açıyla eğilip kalkıyorlar. Ardından, 11 kişinin ortasında duran bir kişi öne çıkıyor ve geriye kalan diğer kişiler de odanın diğer taraflarına doğru çekiliyor.

Ortaya çıkan adam herhangi bir şey söylemeden, tıpkı Kitath’ın yaptığı gibi hareketler yapmasının ardından İblis Diyarı’na bir kapı açıyor! Ulrasil ise açılan kapının ardından hafifçe eğilerek selam verdikten sonra “Gidelim!” diyerek sizi bir kez daha, bu kez kendi eşliğinde iblis diyarına sokuyor! İblis diyarına girmenizin ardından, kapıyı açan kişi de arkanızdan geliyor ve sonrasında kapıyı kapatıyor. Bu andan sonra adeta hareketsiz bir şekilde yerinde duran adama bir kez daha selam veren Ulrasil size dönüyor ve “Burası adından da anlayabileceğiniz üzere serbest bir bölge. Özenle iblislerden arındırılmış ve tamamen Aludirlerin gelişimleri için kullanabildikleri bir alan. Elbette gidebileceğiniz yerler limitli. Eğer sınırları aşacak olursanız, kapıyı açan kişi size bir uyarıda bulunur. Bu uyarıya uymamanız halinde ise, sizi zorla insan diyarına götürür. Basit, değil mi?” diyor gülümseyerek. Bu sözlerinden sonra etrafına bir süre bakınan Ulrasil “Buraya girmeyeli epey oldu, nostaljik hissettirdi.” diyerek duygularını paylaştıktan sonra tekrar sizlere dönüyor. Her birinizin odağını kendi üzerine çektikten sonra “Neyse... Bu bölgenin var oluş amacı, iblislerinizle iletişiminizi güçlendirmek ve iblislerinizin tekniklerini geliştirebilmek. İnsan diyarında iblislerinizi dışarıya çıkarmanız yasak olduğundan dolayı, iblisinizle ilgili her türlü geliştirmeyi buradan yapmanız gerekir. Tabi öncelikle izin almak zorundasınız.” diyor. Konuyu izin hususuna bağlayan Ulrasil “Eğitiminizin son aşaması, buraya girip çıkmanız aslında. Bundan sonra üsten ayrılacaksınız. Ancak elbette birkaç gün daha burada kalacak, durumunuz kontrol edilecek ve bilgileriniz diğer yetkililerle paylaşılacak. Sonrasında ise dışarıya adım atabileceksiniz. İzin konusu da bu noktada gündeme gelecek, zira seçeceğiniz yola göre izin olaylarınız da değişkenlik gösteriyor. Benim birliğim açısından bakarsak, izinleri ben ayarlıyorum. Ancak başka bir birlikte izni doğrudan lider verebiliyor. Tabi organizasyonları tercih ederseniz, o zaman da farklı işleyişler var. Ancak bunun bir zorluğu yok, gözünüz korkmasın sakın.” diyor cümlelerini gülümseyerek sonlandırırken.

Ulrasil tam cümlelerini sonlandırmışken, bir anda son anda aklına bir şey gelmiş gibi duruyor ve hemen ardından “Ah, tabi bir de odaya girdikten sonra Hükümdar’ın buyruğunu dile getirmeniz gerekiyor. Benim söylediğim dördüncü buyruktu… Bu da, yeni Aludir olanların eğitimlerinin sonunda gözetmenler tarafından serbest bölgeye girebileceklerine dair. Bundan sonra sizin için geçerli olan buyruk ise beşinci buyruk. Beşinci buyruk da der ki; Bir Aludir, gerekli izinlerini aldıktan sonra serbestçe serbest bölgeye girebilir. Bu talebi reddeden kişi, doğrudan Hükümdar tarafından yargılanır. Serbest Bölgeye giren Aludir, bu bölgeye dair kurallara riayet eder. Kurallara riayet etmeyen kişi, doğrudan Hükümdar tarafından yargılanır.” diyor. Hemen ardından gülümseyerek size bakan Ulrasil “Şimdi serbestsiniz! İster geri dönelim isterseniz burada biraz takılın, seçim sizin.” diyerek bundan sonraki adımların sizin tarafınızdan belirleneceğini belirtiyor.
11 kişide gördüğünüz kıyafet
Image
*Kıyafetin göğüs kısmındaki haç işareti bulunmamaktadır.

11 kişide gördüğünüz maske
Image
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

22 Sep 2022, 23:09

Canım mobilyaları düzeltmeyi istemiyordu. Ancak bu kararıma rağmen Kitath’ın bana seslenmesiyle bakışlarımı ona çeviriyor, yüzümde en ufak bir ifade değişimi yaşamadan sözlerinin bitmesini bekliyordum. Ardından bakışlarım Ulrasil’e dönüyordu. O da Kitath’ı desteklediğini belli ediyordu ancak gülümsüyordu. “Şu işlem için gerçekten dört kişiye gerek var mıydı? Bunlar ne biçim adamlar?” diye geçirirken isteğim dışında bir şey yaptırılmak istenmesine karşı ciddi bir rahatsızlık duyuyordum. Yine de böyle anlamsız bir meseleden dolayı kendimi şımarığın tekiymiş gibi göstermemek için tepki vermiyordum. Aslında hakkımda ne düşündükleri umurumda olmasa da kendi kendime dışarıdan bir gözlemci olarak baktığımda ortada kalacağım durumu kendime yakıştıramıyordum da. Ulrasil’in tebessümüne karşı başımla onaylıyor ve yardıma dahil oluyordum. Sonrasında Xaphan’a seslenmeme karşı dönüp bana bakıyordu. Onun da ilgisini çektikten sonra soruma karşı Ulrasil sıkkın bir şekilde bakınıp cevaplamaya başlıyordu uzun uzun. Zarar verme konusunu yalnızca bir genellemeye indirgeyen Ulrasil’in sözlerine karşı bu konuda çok daha dikkatli olmam gerektiğini iyice anlıyordum. Xaphan’ın iblisi veya Inias’ın iblisi bana karşı gerçek fiziksel bir tehdit oluşturabilirlerdi kısacası. Dahası karşıma çıkacak iblislerin ne tür olacakları ve neler yapabileceklerine dair fikrim bile bulunmuyordu. Aludir olmanın sonucunda bir takım ayrıcalıklara sahip olunacağı doğruydu. Ancak bunun karşısında istenilenin ne derece büyük olduğunu tahmin etmek istemiyordum. Bu durumda gerçekten kazançlı çıkar mıydım emin değildim ancak gerçekler ortadaydı ki daha düne kadar adını bilmeyen ben şu an için savunmasız durumdaydım. Buna karşı bilgi ile direncimi arttırmalı ve kararlarımı ona göre vermeliydim.

Ulrasil’in cümlelerinin ardından içim katılaşıyordu adeta. Ancak bir yandan da durumu o kadar da umursayamıyordum. İçimde bir yerlerde nedensiz bir güven geliyordu sanki. Bu güvenin Raldrin’den kaynaklanmadığına emindim ancak sebebini çözebilmiş de değildim. Toparlanma işi bittikten sonra Ulrasil Kitath’a teşekkür ediyordu. Kapı mevzusunu açtığında sanki biraz önce bana söylenmiş olduğunu unutmuş gibi hafif bir gülümseme beliriyordu yüzümde. Kitath fena birine benzemiyordu. İleride buradaki Aludirlerle bir daha ne zaman karşılaşırdık bilmiyordum ancak ismini hatırlayacağım Aludirlerden biri olmuştu Kitath.

Ulrasil bizi gizli bir yerden götüreceğini söylüyordu. Etraf sürekli bir gizem kaynıyorken gizem içinde daha nasıl bir gizem olabilir diye düşünerek takip ediyordum. Birkaç kat alta inip koridorda ilerlemeye devam ederken üssün kurallarından bahsediyordu Ulrasil. Koridoru ve kapıyı unutmamak üzere tembihlediğinde başımla onaylamakla yetiniyordum. Bu odaya girdikten sonra oldukça büyük bir odaya geldiğimizi görüyordum. İlginç bir şekilde diğer kapılar da aslında buraya açılabilecek olsa da gerçek kapının aslında yalnızca bir tane olduğunu fark ediyordum. Diğerleri sahte kapılardı demek ki. Acaba onlardan biri açılırsa ne olurdu? Gaz lambalarıyla aydınlatılan odada maskeli on bir kişi duruyordu. “Bu değişik kalabalık burada boş boş ne bekliyor?” diye düşünürken görünüşlerinden dolayı sıradan insanlardan farklı olduklarını anlamak da zor olmuyordu. Ancak bu farklılık bana daha çok amaca yönelik farklılık gibi geliyordu. Yine de aklım neden böyle ortak bir gönüme sahip olduklarını anlamlandıramıyordu. Ulrasil ise bu insanları selamlıyor ve oldukça değişik cümleler kurarak giriş talep ediyordu. ‘Eletha “Visyn” Norkian?’ Hükümdarın adı benimki gibi tek bir isimden oluşmuyordu. Gerçi ben geçmiş adımı bilmiyordum.

On bir kişi bu talebe karşı hareketlerini sergiledikten sonra iblis diyarına bir kapı açılıyordu. Yeniden… Serbest bölge yine iblis diyarındaydı demek. Bu sefer iblis diyarına Ulrasil de geliyordu. Buraya kapı açan Anahtar kişi de bizimle geliyor ve kapıyı içeriden kapatıyordu. Ulrasil genel bilgilendirme ve tembihlerinden sonra buradan sonra dışarı çıkabileceğimizi söylüyordu. İnsan boyutunda neler olduğunu görmeyi elbette çok merak ediyordum ancak yapılması gereken bir iş daha ortaya çıkıyordu Ulrasil’in dediğine göre. Yolumu seçmem. Evet, Ulrasil bölükler organizasyonlar bir şeyler demişti ama net olarak ne tür yollar olduğunu bilmeden seçim yapmam da şu an için mümkün değildi ancak neler olduğunu da merak ediyordum. Kolayıma gelecek birini seçip bir şey yapacaktım herhalde. Ama ne? Neyse, bunları düşünmek için erken olduğundan şu an bu boyutta ne yapmam gerektiğini şöyle bir düşünüyordum.

“Burada iblislerle teknik geliştirmekten bahsediyor da, Raldrin’i burada dışarı çıkarsam kavga edeceğiz sanırım. Çünkü daha on beş dakika önce onu çağırmıştım. Inias’ın iblisi Xaphan’ınkini öldürmek istiyor. Xaphan’ınki de bana kilitleniyor…”

Düşüncelerim zihnimden akarken yüzümde gitgide büyüyen memnuniyetsizliğe karşı bezmişliği de dışarıya vuruyordum. Ulrasil’e aynen bu şekilde bakarken Kitath’ın kapıyı açtığı belli olmasın diye de o zaman olanları dönüp sözle vurgulayamasam da bir sıkıntı olduğunu belli etmeye çalışıyordum. Ancak Kitath Ulrasil’in Raldrin ile tanışmak isteyebileceğini söylediğinde belki de Raldrin ile iletişimimde bana yardımcı olabileceğini umarak Raldrin’i çağırma fikrini umutsuzluk içinde bir ihtimal olarak değerlendiriyordum. Ancak yine de bunu yapmak istemiyordum. “Aah, ben neden buradayım…” diye içimden geçirirken iç çektikten sonra Ulrasil’e biraz da içinde bulunduğum sıkıntılı durumu hissettirerek “Aram bozuk iken Raldrin bana zorla bir şeyler yaptırmaya çalışsaydı ondan nefret ederdim. O yüzden bu seferlik teknik geliştirme meselesini ve iblisimi çağırmayı pas geçiyorum. Ama senin yaratık türündeki iblisini görmeyi isterdim. Onunla nasıl iletişim kurduğunu gösterirsen Raldrin’le sizden bir şeyler öğrenebiliriz belki” diyecek ve Raldrin'e odaklanarak içimden "Değil mi Raldrin?" diyecektim kelimelerimin ses tonunu yumuşatmadan. Genelde doğru düzgün bir dönüşü olmadığı için durduk yere sıcak davranmak da istemiyordum ona.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

23 Sep 2022, 10:50

Inias, her ne kadar karşılık veremese de, Diniel'in sözlerine karşı gülümsüyor. Müttefik edinmek kesinlikle önemli. Hele hele bu müttefiğin müttefikliğini herkes içinde ilan etmesi daha da güzel. Diniel'i hep umursamaz, vurdumduymaz, ölü gibi algılarken böyle bir ilan görünen ötesinde ne gibi gerçekler olduğu konusunda Inias'ı meraklandırıyor. Demek ki, herkes onun gibi içindekini dışa vurmuyor. Saklıyorlar. Neden? Nereden bilsin Inias ama zamanla öğreneceğinden emin. Odadan çıkarlarken Kitath'ın bir başka müttefik olabileceğini düşünüyor. Sırf onların eğitimi için bağlı olduğu kurallara karşı gelmek. Unutulmaması gereken bir davranış. Bunu düşününce de aklına bu sefer Ulrasil geliyor. Her ne kadar kendileri ile iletişim kurmakta zorlansa da, iletişim kurmaktan çekinmiyor. Anlatmaktan ve öğretmekten çekinmiyor. İlgisini, sevgisini ve heyecanını saklamıyor. Direkt dışa vuruyor. İşine aşkla bağlı gibi. Böyle bir kişi de kesinlikle müttefiği olmalı Inias'ın. Ulrasil az sonra girecekleri kapıyı ve odayı unutmamaları gerektiğini söylese de Inias yüksek olasılıkla unutur. Durmadan yeni şeylerle karşılaşan ve kafası farklı şeylerle dolu olan birisi bu tarz fiziksel bilgileri aklında tutamaz zaten. Yine de, tekrar bulması gerekirse bir yolunu bulur elbet. İçeride ise onu bambaşka bir ortam bekliyor.

Inias'ın ilk duygu ve düşüncelerinin özeti "Ne oluyor lan burada?" olabilir. Cinsiyet bir yana, insan olup olmadıklarını bile anlamadığı on iki tane birbirinin aynısı görüntü var. Bir an için Inias bunları heykel falan zannediyor. Ulrasil sihirli sözcüklerini kurduktan sonra heykeller hareket ediyor ve ortadaki heykel yine bir kapı açıyor. Heeee, bu kapı açıyorsa anahtar. Anahtarsa aludir. Aludir ise insan. İnsan ise diğerleri de öyle. Yine, gine ve yeniden sevmediği boyuta giriyor ve aynı cümleleri içinden kurmaktan alıkoyamıyor kendisini. "Renk yok, ses yok, rüzgâr yok, ışık yok, can yok can! Ulrasil'in dediklerine bakılırsa, eğitimleri burada son buluyor. Yapılması gereken her şeyi yapmış bulunmaktalar. Güzel ama her şey bitmiş değil gibi. Teknik geliştirme falan diyor Ulrasil. Daha iyi tanımaktan kastı bu yani. İstedikleri zaman buraya gelebilirler. İblislerini çıkartıp onların gelişimini sağlayabilirler. Sadece oturup konuşabilirler de. Bir ara Kho'Raktar ile bunu yapması gerek her türlü. Tabii, ortada ufak bir sorun var. Kho'Raktar'dan ciddi bir başına buyrukluk hissiyatı alıyor. Suratına yakışmayan o garip gülümseme ise iyiye yorulabilecek bir şey değil. Çıkarmamayı düşünüyor aslında. Hevesi kursağında kalırsa belki aklı başına gelir diye fakat sanmıyor ki bu yeterli olacak. Hmmm, ne yapsa acaba? Aklında bir fikir yok değil. İlk elden deneyim hem öğretici hem de etkileyici bir olgu. Unutulmaz derecede. Kho'Raktar'ı çıkarsa, Xaphan'a dönüp arkadaş canlısı bir çarpışma teklif etse, iblislerinin neler yapabildiğini güvenli bir ortamda görebilmek adına yani, sonra Kho'Raktar bir güzel yenilse de Inias haklı çıksa. Kho'Raktar da söz dinlemeyi öğrense. Kho'Raktar'ın kaybetmesini asla istemez. Hele hele onlara karşı fakat aklındaki bu fikir amacına ulaşacaksa, zerre kadar sorun etmez. Inias gerildiğini fark ediyor. İçinden bir ses ona kaybederse beklendiğinden daha kötü etkileneceğini söylüyor ama...

"Hey Xaphan, iblislerimizi çarpıştırmak ister misin? Ciddi anlamda değil tabii. Sadece, hazır güvenli bölgedeyken neler yapabileceklerini risk olmadan görebilmek için. Eminim sen de iblisinin neler yapabileceğini merak ediyorsundur. Burada çarpışırlarsa ikimiz de artılarını ve eksilerini görebiliriz. Böylelikle gelecekteki asıl çarpışmalara hazırlıklı oluruz. İstemezsen sorun değil. Diniel'e sorarım. O da kabul etmezse Ulrasil'e sorarım. Bu gerçekten önemli çünkü. Hepimiz için yani.
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Xaphan
Posts: 77
Joined: 17 May 2022, 20:56

26 Sep 2022, 10:51

Biraz da olsa keyiflenmişti Xaphan. O aptal sürüsü ölmek için elinden geleni yapmış ve hak ettiklerini bulmuştu. Kendisi şu an iyi bir durumda mıydı bilmiyordu ama öyle ya da böyle yaşıyordu. Hatta bir Aludir'di. Onlar ise iğrenç bir iblisin midesini boylamışlardı. "İyi oldu, artık iblislerin bağırsağında dönüşümlerini tamamlayıp tam teşekküllü birer bok parçası olarak sıçılabilirler."

Ulrasil'in sırlarla dolu konuşmasını da sessizce dinlemiş, söylediklerini de yerine getirmişti. Her koridoru, her kapıyı kafasına kazımak için özel bir çaba göstermişti. "Boş bir şey çıkarsa bu işin sonunda senin belanı sikerim Ulrasil efendi. Daha yeni ayılmış kafayla bir sürü işe girdik bir de dönemeç ezberliyoruz. Kafam şişti!" Sonunda gitmek istedikleri yere vardıklarında Xaphan'da Ulrasil'in belasını sikmesi gerekiyormuş gibi bir his uyandı. Bomboş bir oda, içinde Xaphan'ın deyimiyle "11 adet cinsi sapık" heykel gibi dikiliyordu. Oda ilginç bir kadim ritüel dönecek hissiyatı veriyordu Xaphan'a. Bu ritüelin doğanın yenilenmesi, neslin devamı gibi konularla alakalı olup olmayacağını merak ediyordu. Eğer öyleyse iyiydi çünkü Diniel için bir şansı olabilirdi. Eğer değil ve burası gerçekten cinsi sapıkların kendi fantezilerini gerçekleştirdiği zindan ise büyük ihtimalle ayvayı yemişti. Ya onu sikerler ya da tipine bakıp şeytana kurban ederlerdi. Son ihtimal olarak piyangoyu tutturur, tipi onları şeytanın dünyadaki gölgesi olduğuna inandırırsa o zaman yine Dinielle sevişirdi. "Ulan Ibe Anu yüzünden mi böyle oluyor, ne yaşıyorum ben şu an? Belki de her zaman böyleydim, manyağın, cinsi sapığın tekiydim!? Suçu Ibe Anu'ya atarak kendi vicdanımı temize çekmek zavallılığını gösteriyor muyum gerçekten?.."

"Hayır, hayır... Kendine karşı biraz anlayışlı ol Xaphan. Mükemmel olduğun ve mükemmeli beklediğin için böyle düşünüyorsun. Hafızanı kaybettin, başına bir sürü olay geldi ve şimdi de yeni bir dünyaya doğdun. Aklın karışık veya dürtülerin yüksek olması pek de anormal değil, sonuçta durumun kendisi anormal. Bu duruma göre normaldir yani belki? Olamaz mı? Bence olabilir. Ayrıca sen mükemmelsin. Kesin o iblis Ibe Anu'nun işi. Evet, evet, o amına koyduğumun godoşu çaktırmadan senin aklını karıştırıyor kesin. Yoksa hayatta yani. Duyuyor musun lan, piç? Sana diyorum, aloo!"

"Tabi, olur." diye cevap verecekti Inias'a. Geri adım atacak hali yoktu o kadar olaydan sonra. Ama içinden dua ediyordu iblisinin götünden çıkmaması için. "İğfal et, amına kodumun Ibe Anu'su!" diye mırıldandı uzatmadan. Zaten gidip Diniel'e dil şov yapacaktı 10 dakika, en azından o fasılda zaman kaybetmezlerdi.


Out: Taşınma sürecinde olduğum için bu aralar biraz rp'ler gecikiyor, bir süre daha böyle devam edebilir. Konudaşlarımdan ve gm'imizden özür diliyorum.
KÜNYE
İsim: Xaphan
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 31
Boy: 169
Kilo: 63
Sınıflar: Toplayıcı, Dengeli, İllüzyonist
Mevcut GP/AGP/İGP: -
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 2
İrade: 3
Zeka: 3

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Ibe Anu
KÜNYE
İsim: Ibe Anu (et parçası)
Cinsiyet: Erkek
Boy: 197
Kilo: 156
Tür: Hortlak
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 5
Güç: 3
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 5
Arun: 5
Duren: 3
İrade: 4

YETENEKLER
Kana Susamışlık
TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

26 Sep 2022, 11:51

Genel; Ulrasil seçimi tamamen size bıraktıktan sonra atacağınız adımları izlemeye koyuluyor. Bu sırada her birinize niyetinizi sezmek için bakan Ulrasil, ilk hamlenin kimden geleceğini de kestirmeye çalışıyor. Bu esnada, lafa giren kişi Diniel oluyor ve Raldrin ile ilgili cümlelerinden sonra konuyu Ulrasil’e getiriyor.

Diniel; Cümlelerinden sonra Raldrin’e hitaben sorduğun kısacık, ancak içi dolu soru üzerinde zihninde herhangi bir yankılanma beklemiyorsun aslında. Raldrin’in doğasını az çok anlamış olman nedeniyle, sorunun boşlukta savrulacağına inanıyorsun içten içe. Ancak sorunu sonlandırmanın ardından zihninde bulduğun bağdaş pozisyonunda oturur vaziyetteki Raldrin, dizine dayadığı sağ kolunun dirseğinden güç alarak, kafasını sağ eliyle tutmuş bir halde sana bakıyor boş bakışlarıyla. Omuzlarını hafifçe silkerek ilk tepkisini gösteren Raldrin “Sen nasıl diyorsan, direnecek halim yok ya?” diyor isteksiz bir şekilde. Bu haliyle hem ipleri eline vermiş hem de kendi arzularını hayatta tutmaya çalışır gibi duran Raldrin, sözlerinden sonra gözlerini senden kaçırıp yere dikiyor sadece.

Genel; Diniel’in sözleri üzerine hafifçe bir tebessümde bulunan Ulrasil, diğerlerinin konuşmasını beklemeden söze giriyor ve “İblisimi görmek isterseniz, onu başka bir zaman çıkarabilirim. En azından burada çıkarmak için iznim şimdilik yok.” diyor. Fakat esas konunun bu olmadığını her halinden belli eden Ulrasil, bakışlarını Diniel’e sabitlerken “İletişim konusunda ise benden öğrenebileceğin pek bir şey olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Çünkü her insanın ve iblisin farklı bir doğası vardır. Benim iblisimle veya diğerlerinin iblisleriyle iletişimi, kendi iblisinle arandaki bağ konusunda sana pek fayda sağlamaz. Bu ikinizin çözmesi gereken bir mesele.” diyor. Kendi kurduğu olumsuz cevaplardan bir parça memnuniyetsiz olduğu görünen Ulrasil hemen ardından parıldayan gözlerle Diniel’e bakmayı sürdürürken “Ancak endişelenme… İşin en zor kısmını halletmişken, bir şekilde iletişim meselesini de aşabileceğinizi düşünüyorum.” diyerek cesaretlendirici bir konuşma yapmaya çalışıyor.

Ulrasil’in bu sözlerinin ardından bu kez konuşmaya dahil olan kişi Inias oluyor. Bir nevi dostane bir meydan okuma karşısında Ulrasil heyecanlı bakışlarla odağını Xaphan’a çeviriyor.

Xaphan; Zihninde düştüğün ikilem noktasında muhatabın Ibe Anu olduğu anda, Ibe Anu’nun sesinin zihninden yankılanmaya başladığını duyuyorsun. Ibe Anu’dan konuyla ilgili bir cevap, laf veya en azından iblisçe bir karşılık bekliyor olsan bile, Ibe Anu’nun hırıltılı ve şehvetli gülümseme sesinden sonra “Memeleri mi yoksa götü mü seçemiyo’m! Daha önce hiç meme göt düşünmedim ben. O yüzden bence sen sapık bi’ herifsin ve Siklerin Efendisi olduğun için senin yüzünden ben de sapık bi’ piç kurusu gibi davranıyo’m!” diyor. Ibe Anu’nun bu sözlerinde ciddi mi olduğu yoksa yine seninle kafa mı bulduğunu anlaman pek mümkün olmasa bile, Ibe Anu son olarak “Sal beni de bi’ soka’m be!” demesiyle taşlar kafanda az çok yerine oturuyor.

Genel; Inias’ın teklifine karşılık Xaphan olumlu yanıt veriyor ve Ibe Anu’nun fiziken varoluşunu sağlayacak komutu dile getiriyor. Her ne kadar Xaphan’ın Ibe Anu’nun varoluş şekline dair umutları olsa bile, Ibe Anu bir kez daha çizgisini bozmuyor ve Xaphan’ın ardından çıkan parıltıyla birlikte fiziken iblis diyarına adım atıyor. Ibe Anu’nun gelişiyle birlikte Ulrasil’in yüzünde belirgin bir şok ve iğreti hali görülse de, Ibe Anu bir kez daha ilgisini ve odağını Diniel’e doğru yönlendiriyor.

Ibe Anu havada dalgalandırdığı uzuvlarını birer şaheser gibi Diniel’e çevirirken Diniel, daha önce hissettiği hislerin bir kez daha doğmasına engel olamıyor. Ancak bu kez sadece durmakla ve uzuvlarını savurmakla yetinmeyecek gibi görünen Ibe Anu hafifçe Diniel’e yaklaşırken “Hanımım! Sizi tekrar görmek ne büyük bi’ şeref! Düşünün, ben ve şeref! Aynı cümlede olması bile mucize gibi! Amma siz mucizeyi var eden ve mucizelere hayat verensiniz sanırım!” diyor. Her ne kadar cümleleri belli bir kibarlık içerse de, Ibe Anu’nun boğucu ses tonu ve ağzından süzülen siyah salyaları, her bir kelimesinin daha iğrenç bir hal almasına neden oluyor. Ibe Anu ise bu durumun farkında olmadan veya farkındaysa bile umurunda olmadan konuşmaya devam ediyor ve “Yoksa bu göğüslerin ve kalçaların, gözlerimin önünde bir o yana, bir bu yana sallanmasına takılı kalmamak mümkün mü be!?” diyerek tüm doğasını açıkça gözler önüne seriyor. Ibe Anu, tüm odağını Diniel'de tutmuş olduğu için Inias, Ulrasil ve kapı açan diğer kişinin varlığından bile haberdar değil gibi duruyor. En azından, bu kişilerin varlığına dair herhangi bir tepki vermemesi, en iyi ihtimalle onları umursamadığını ortaya koyuyor.

Ibe Anu’nun bu sözleri, Ulrasil’de de büyük bir gerginlik yaratıyor. Ancak durumu sizlerden biraz uzakta takip etmek ister gibi görünen Ulrasil, herhangi bir tepki vermeden olduğu yerde durmaya devam ediyor.

Son olarak, Xaphan ile Inias arasında birkaç metre mesafe bulunuyor sadece. Diniel ise Xaphan’ın solunda, Inias’ın ise sağında kalacak şekilde ve diğerlerinden birkaç metre uzakta duruyor. Ibe Anu, Diniel’e daha yakın bir şekilde konumlanmışken, Ulrasil kapıyı açan adamın yan tarafına doğru geçerek beklemeye koyuluyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

26 Sep 2022, 17:33

"Yeri ve göğü yarıp geç, Kho'Raktar!"

Ibe Anu gerçekten sorun çıkaracak çarpık bir iblis olduğunu Inias'a kanıtlamış oluyor. Diniel'in iblisi Raldrin hakkında bilgi sahibi değil ama tavrına bakılırsa Diniel'i önemsemiyor. İblisler Aludirlere zarar veremez genellemesi bir yana, Ibe Anu zarar vermekten bambaşka şeyler yapacak gibi. Inias'ın acele etmesi gerekiyor. Hazır rakibinin dikkati dağılmışken, hazır rakibi açıkların en büyüğünü veriyorken, hızlı ve karar verici bir saldırı gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu yüzden, her ne kadar dinleyeceğinden şüpheli olsa da, Kho'Raktar'a zihninin derinliklerinden sesleniyor.

"Rakibimiz Ibe Anu, başka kimseye saldırmayacaksın. Dürtülerine yenik düşmüş ve dikkati dağınık durumda. Aniden saldır, tüm gücünle ilerle. Sakın unutma, hiçbir rakip hafife alınamaz. Eğer ilk saldırından kaçınırsa sakın gözünü üzerinden ayırma ve dikkatli ol. Benle karşı karşıya iken senin görüş alanından çok kolay çıkmıştım ve ben sırtına tırmanmaya çalışmasaydım beni bulamayacaktın. Ibe Anu da benim gibi; sana kıyasla boyutu küçük ve yüksek olasılıkla daha hızlı. Göster kendini, iki diyarın savaşçısı!"

Önlerinde çok büyük bir avantaj var. Eğer bu avantajdan yararlanabilirlerse muhteşem olacak! Hem üstünlüklerini kabul ettirecekler hem de gerçekten önemli bir ders olacak. Kendine hakim olamazsan, kaybedersin.
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

26 Sep 2022, 18:04

Raldrin’le ilgili düşüncelerimi bu kadar açıkça dile getirmemle beraber gözlerimi kapatıp sahte bir boğaz temizleme hareketi yapıyordum. Raldrin’e kurduğum tek cümleye karşı alışık olduğum gibi bir cevap beklemiyordum sonrasında ancak olaylar farklı gelişiyordu. Ancak Raldrin’i görebilir hale geliyordum. Varlığına alışmaya başladığım için daha sakince karşılıyordum onu görmeyi. Ancak o çekim hissiyatından hala kurtulabilmiş değildim. Şaşkınlıkla yalnızca “Raldrin…” diyebiliyordum bu tepkisine karşı.

Raldrin’in sözlerinin ardından Ulrasil cevap vermeye başlıyordu. İblisini çıkarmak için izninin olmadığını söylüyor ve ondan öğrenebileceği bir şey olmadığını bunu Raldrin’le çözmem gerektiğini söylüyordu. İletişim meselesini Raldrin’in az önceki tepkisinden sonra gerçekten aşabileceğimizi düşünüyordum. Bu noktada Raldrin’in güvenini kazanmam gerektiği ve bunun da zamanla olacağı düşüncesi de ağır basıyordu. Başımla onaylıyordum Ulrasil’i.

Ulrasil’in cevabından sonra Inias konuşmaya başlıyordu. Xaphan’la iblislerini çarpıştırma konusunu açtığında bunu duyar duymaz bir isteksizlik oluşuyordu içimde. O cümlesini devam ettirirken benim daha önemli olarak Raldrin’e bir şeyler söyleme gereği duyuyordum. “Bir ejderhaya nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum ancak bilgine ve sezgilerine güveniyorum” dedikten sonra biraz hınzırca “Benim gibi bir belayı başına aldın ama eğleneceğimiz günlerin gele…” diye cümlemi sürdürürken Ibe Anu garabetinin ortaya çıktığını görüyordum. Az önce neredeyse mutlu bir ruh haline bürünmek üzerineyken bu yaratığın ortaya çıkmasıyla güzel olan her şey siliniyor ve derin karanlığın içinde negatiflik adına ne varsa gün yüzüne çıkıyordu. İğrenç uzantıları havada dalgalanırken doğrudan bana kilitlendiğini görüyordum. Olmayan gözleriyle bana bakışı, o baskıcı duruşunun ardında ilk defa benimle doğrudan iletişime geçiyordu. Xaphan gibi övücü başlayan ancak çıkan ses ve akan salyalarla yine de iğrenç gelen bu cümlelerine karşı ne diyeceğimi bilemeden konuşmasına devam ediyordu. Göğüslerimden ve kalçalarımdan bahsettiğinde beynimden vurulmuşa dönüyor ve gözlerimin fal taşı gibi açılmasına vesile oluyordu. Kavuşturmuş olduğum kollarım çözülüyor, vücudumda o varoluş zamanımdaki gibi ancak duygusal bir soğukluk hissediyordum. Zamanla gitgide sakinleşen bakışlarım Ibe Anu’ya karşıydı. Onun gibi düşük bir varlığa karşı fazladan bir duygu durumuna girmeme gerek olmadığını düşünüyordum. İlk seferinde varlığını sürdürmesine izin vermiş olmamın sebebi Xaphan’ın müttefik olması olsa bile bu kadarı ona lütfettiğim ikinci yaşam şansını boşa harcamış olmasına sebep oluyordu. Donduran bakışlarla adeta gözlerimi Raldrin’e çevirip üzerinde tutarak “Onu yok edebileceğini biliyorum ama sözlerin hatırımda. Seni çağıracağım” derken onun ‘sözleri’ kısmında isterse tüm kudretini gösterip isterse hiçbir şey yapmayacağı konusuna değiniyordum. Ardından sakince “Teşrif et, Raldrin…” diyerek çağıracaktım. Raldrin’in teşrif etmesinin ardından garabete “Anlamsız varlığın burada sona eriyor, sinek” dedikten sonra neler olacağını bekliyordum. Raldrin’in kendisinin bir anda atağa geçeceğini hiç sanmıyordum. Ben de Raldrin'e saldırma komutu vermek istemiyordum. Ayrıca bu yaratığın da sözlerime karşı tepki verebilmesini lütfediyordum. Son vaktinde bana bir şeyler katması anlamsız varlığına bir özür niteliğinde olabilirdi.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
Locked

Return to “Aludir Üssü”