Inias; Kafandan geçirdiğin cümlelerin muhatabı belliyse bile, zihninde herhangi bir somut varlık bulunmuyor. Ne var ki, bir şekilde sözlerinin muhatabı tarafından dinlenildiğini hissedebiliyor ve anlayabiliyorsun. Sözlerin sonlandığında ise, zihninde sadece Kho’Raktar’ın kendinden emin bir gülümsemesi beliriyor. Düşman acısından bir gazabın başlangıcı niteliğindeki bu gülümseme Kho’Raktar’ın yüzüne pek yakışmasa bile, içten içe sana güven ve güç veriyor. Ne var ki, bu gülümsemenin altında, sözlerinin öneminden ve doğruluğundan ziyade, kendi bildiğini okuyacak bir varlığın rahatlığını da hissedebiliyorsun.
Genel; Inias ve Xaphan mobilyaları yerleştirme işine giriştiğinde, Diniel bir kez daha bu işe bulaşmamayı tercih ediyor. Ancak tam bu esnada Kitath “Konu mankeni değilsen, sen de el at!” diyor üstten bir ses tonuyla. Ulrasil ise Kitath’ın bu söylediklerini destekler gibi omuz silktikten sonra gülümseyerek Diniel’e bakıyor ve ardından da masanın ucundan tutması için beklemeye koyuluyor.
Diniel her ne kadar olaya müdahil olmak istemese de, bir şekilde yardımcı olmak zorunda hissediyor kendisini ve diğerleri gibi mobilyaları taşımaya başlıyor. Bu esnada sorduğu sorusundan sonra Ulrasil hafif canı sıkılmış gibi bakınıyor ve ardından “Aslında Aludir dediğimiz kişiler, buraya dönüş yapabilenler oluyor. Teorik olarak baktığınızda, iblis diyarında uyananlara da Aludir denilmesi mümkün. Fakat buradaki nüans, geri dönen biri olmadığı için ona uygun bir sıfat bulmaya da gerek olmaması.” diyor. Konuyu, sorulduğundan farklı bir noktaya getirmiş gibi bakınmaya başlayan Ulrasil, bu cevabıyla kendini bile tatmin edememiş gibi dururken, Diniel ile taşıdığı mobilyayı yerine bırakıyor ve ardından olduğu yerden hepinize göz ucuyla bakıyor. Her birinizdeki tatminsizliği görmesiyle birlikte Ulrasil “Sizinle konuşmaya başladığımda size temel bir kuraldan bahsetmiştim. Bu da, iblislerin genellikle size fiziksel zarar verememeleri ve sizlerin de iblislere doğrudan fiziksel zarar verememenizdi. Sanırım şimdi fark etmiş olacaksınız ki, buradaki kilit kelimemiz “zarar” değil. Burada esas takılmanız gereken kelime “genellikle”…” diyor. Aslında bu sözlerden bile aşağı yukarı bir sonuç çıkarabiliyorsunuz, ancak Ulrasil burada durmuyor ve “Yani bir iblislere yem olan arkadaşlarınız bu “genellikle” kavramının dışında kalan şansız kişiler. Onlara da Aludir diyebilir miyiz? Teknik olarak evet… Lakin şu an var olmadıklarını düşünürsek, bu dünyaya dair bir sıfatın onları bağlayacağını düşünmüyorum.” diyerek cümlelerini sonlandırıyor.
Her biriniz odadaki mobilyaları düzenli bir şekilde eski yerine koymanızın ardından Ulrasil Kitath’a nazik bir şekilde teşekkür ediyor. Kitath da size bir teşekkürler karşılık verdikten sonra, kapı açma mevzusunun aranızda kalmasını gerektiğini sıkı sıkı tembihliyor. Kitath’ın odasından çıktığınız anda ise, her ne kadar yer yer suratsız bir imaj çizse de, içten içe Kitath’a güvenebileceğinizi ve zor anlarınızda size yardımcı olabileceğini düşünmeden edemiyorsunuz. Ulrasil ise koridorda ilerlemeye başlarken “Şimdi sizlerle gizli bir yerden gideceğiz!” diyor müjdeli bir haber verir gibi. Ardından merdivenle birkaç kat aşağıya iniyorsunuz ve birbirine benzeyen koridorları gerinizde bırakıyorsunuz. Hemen hemen zeminden birkaç kat üstte olduğunuzu, koridorlardaki pencerelerden görünen surlardan anlayabiliyorsunuz. Koridorda ilerlemeye başladığınızda Ulrasil “Aludir Üssü’ne Aludirlerin bile istediği gibi girip çıkamayacağını söylemiştim. Ancak bu işin en büyük istisnası Serbest Bölge olarak adlandırdığımız yer. Buraya girmek istediğinizde, şartların uygun olması halinde size her zaman izin verilir.” diyor. Bu sözlerinden sonra ise yan yana dizilmiş kapılara bakmaya başlıyor ve birkaç kapıyı geçmenizin ardından sizlere dönerek “Bu koridoru ve kapıyı asla unutmayın ve kimseye de söylemeyin!” diyerek sizi uyarıyor. Ardından cebinden tek bir anahtar çıkarıyor. Bu anahtar, sizin odanızın veya başka bir odanın kapısını açabilecek şekilde durmuyor. Görünüşü, zihninizde uyanan anahtardan bir hayli farklı görünüyor. Ulrasil ise anahtarı kapıya sokup kapıyı açıyor ve ardından içeriye girmeniz için kapıyı aralıyor.
Ulrasil’den önce odaya girdiğiniz anda, sizi büyük bir oda karşılıyor. Bu büyük odanın sağına ve soluna baktığınızda ise, aslında koridor boyunca görünen bütün kapıların açılacağı büyüklükte olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bu durum karşısında, diğer kapıların tamamen görüntüden ibaret olduğunu ve odaya açılan tek kapının giriş yaptığınız kapı olduğunu anlayabiliyorsun. Bunun yanında Ulrasil’in az önceki uyarısının sebebi de kafanızda anlamlı bir hale geliyor. Ancak odaya dair detaylar bunlarla sınırlı kalmıyor. Odanın içinde hiçbir pencere veya eşya bulunmuyor. Fakat duvarlardaki gaz lambaları odanın içinin gözün görebileceği kadar aydınlatmayı başarıyor. Sizin açınızdan en büyük detay ise, üzerinde aynı kıyafetler bulunan, yüzlerinde ise hiçbir desen bulunmayan beyaz maskeleri olan 11 kişi oluyor. Sizin odaya girmenizle birlikte, neredeyse kapının birkaç metre önünde dizilmiş gibi duran ve cinsiyetlerini dahi kestiremediğiniz insanlar size doğru dönerken Ulrasil “Merhaba, Aludir Eğitim Bölüğü 6. Takım Yardımcı Kaptanı Ulrasil! Bu kişiler de yeni Aludir olan Inias, Diniel ve Xaphan! Evrenin Kurucularından, 11 Havari’nin Efendisi, Aclania’nın Hükümdarı, Aludirlerin ve Savaşçıların Lideri Eletha “Visyn” Norkian’ın Dördüncü Buyruğu uyarınca, yeni Aludir olan bu üç kişinin Serbest Bölge’ye girişlerini talep ediyorum!” diyor. İçeride bulunan 11 kişi, Ulrasil’in bu sözlerinin ardından sağ kollarını önlerine, sol kollarını da arkalarına getiriyor ve ardından yere 45 derecelik bir açıyla eğilip kalkıyorlar. Ardından, 11 kişinin ortasında duran bir kişi öne çıkıyor ve geriye kalan diğer kişiler de odanın diğer taraflarına doğru çekiliyor.
Ortaya çıkan adam herhangi bir şey söylemeden, tıpkı Kitath’ın yaptığı gibi hareketler yapmasının ardından İblis Diyarı’na bir kapı açıyor! Ulrasil ise açılan kapının ardından hafifçe eğilerek selam verdikten sonra “Gidelim!” diyerek sizi bir kez daha, bu kez kendi eşliğinde iblis diyarına sokuyor! İblis diyarına girmenizin ardından, kapıyı açan kişi de arkanızdan geliyor ve sonrasında kapıyı kapatıyor. Bu andan sonra adeta hareketsiz bir şekilde yerinde duran adama bir kez daha selam veren Ulrasil size dönüyor ve “Burası adından da anlayabileceğiniz üzere serbest bir bölge. Özenle iblislerden arındırılmış ve tamamen Aludirlerin gelişimleri için kullanabildikleri bir alan. Elbette gidebileceğiniz yerler limitli. Eğer sınırları aşacak olursanız, kapıyı açan kişi size bir uyarıda bulunur. Bu uyarıya uymamanız halinde ise, sizi zorla insan diyarına götürür. Basit, değil mi?” diyor gülümseyerek. Bu sözlerinden sonra etrafına bir süre bakınan Ulrasil “Buraya girmeyeli epey oldu, nostaljik hissettirdi.” diyerek duygularını paylaştıktan sonra tekrar sizlere dönüyor. Her birinizin odağını kendi üzerine çektikten sonra “Neyse... Bu bölgenin var oluş amacı, iblislerinizle iletişiminizi güçlendirmek ve iblislerinizin tekniklerini geliştirebilmek. İnsan diyarında iblislerinizi dışarıya çıkarmanız yasak olduğundan dolayı, iblisinizle ilgili her türlü geliştirmeyi buradan yapmanız gerekir. Tabi öncelikle izin almak zorundasınız.” diyor. Konuyu izin hususuna bağlayan Ulrasil “Eğitiminizin son aşaması, buraya girip çıkmanız aslında. Bundan sonra üsten ayrılacaksınız. Ancak elbette birkaç gün daha burada kalacak, durumunuz kontrol edilecek ve bilgileriniz diğer yetkililerle paylaşılacak. Sonrasında ise dışarıya adım atabileceksiniz. İzin konusu da bu noktada gündeme gelecek, zira seçeceğiniz yola göre izin olaylarınız da değişkenlik gösteriyor. Benim birliğim açısından bakarsak, izinleri ben ayarlıyorum. Ancak başka bir birlikte izni doğrudan lider verebiliyor. Tabi organizasyonları tercih ederseniz, o zaman da farklı işleyişler var. Ancak bunun bir zorluğu yok, gözünüz korkmasın sakın.” diyor cümlelerini gülümseyerek sonlandırırken.
Ulrasil tam cümlelerini sonlandırmışken, bir anda son anda aklına bir şey gelmiş gibi duruyor ve hemen ardından “Ah, tabi bir de odaya girdikten sonra Hükümdar’ın buyruğunu dile getirmeniz gerekiyor. Benim söylediğim dördüncü buyruktu… Bu da, yeni Aludir olanların eğitimlerinin sonunda gözetmenler tarafından serbest bölgeye girebileceklerine dair. Bundan sonra sizin için geçerli olan buyruk ise beşinci buyruk. Beşinci buyruk da der ki; Bir Aludir, gerekli izinlerini aldıktan sonra serbestçe serbest bölgeye girebilir. Bu talebi reddeden kişi, doğrudan Hükümdar tarafından yargılanır. Serbest Bölgeye giren Aludir, bu bölgeye dair kurallara riayet eder. Kurallara riayet etmeyen kişi, doğrudan Hükümdar tarafından yargılanır.” diyor. Hemen ardından gülümseyerek size bakan Ulrasil “Şimdi serbestsiniz! İster geri dönelim isterseniz burada biraz takılın, seçim sizin.” diyerek bundan sonraki adımların sizin tarafınızdan belirleneceğini belirtiyor.