Tahmin ettiği gibi iblisiyle hala zihinsel iletişim kurabiliyordu. Inias bunun farkında mıydı bilmiyordu ama değilse buradan kendine avantaj yaratabilirdi. Tabi işin içine Ibe Anu'nun acımasız mizahı dahil olunca bir an korkmamış da değildi. Şakanın açığa çıkmasıyla duyduğu özgüvenli sözler ise onu rahatlatmıştı. İblisi iğrençti ve onu bile gıcık ediyordu. Yine de Xaphan güçlü bir iblisle anlaşma yaptığını düşünmesini sağlayacak şeyler görmüştü şu ana kadar. Etrafındaki herkesi rahatsız etmesi bile bir başarıydı onun için.
Planını kurup Inias ve iblisine topu attıktan sonra onlardan gelecek hamleyi beklemişti Xaphan. İblisine emir verdiği gibi bir laf gelirse harekete geçecekti, gelmezse de gelene kadar bekleyecekti... Tabi Kitath'ın araya girmesiyle böyle bir şeyin olmayacağı da az çok anlaşılmıştı. Yine de konuşmaya başlamasıyla Kitath'a çevirdiği bakışlarını geri adım atmadan tekrar Inias'a çevirmişti. Inias sözlerini söyleyene kadar da geri adım atmamıştı. "Bu iş burada bitmeyecekmiş, peh! Senin daha o işten bu işten haberin yokken ben seni şişlemeyi kafaya koymuştum zaten delikanlı! Yarına bırakıyoruz Ibe Anu. Bu herif diğerleri gibi değil." Inias'ın sözleriyle onun alanından çıkıp diğer tarafa döndü. Bu sırada da kendi kendine mırıldandı. Çok uzağında olmayanların duyabileceği tonda... "Bir anda rütbeyi, etiketi takar olduk. Bak sen şu işe..." Hızlı bir şekilde başarı basamaklarını tırmanıp Inias'ın üst rütbelisi olup onu deli etmeye karar verdi Xaphan. Fırsatını bulursa onu ve iblisini öldürmek zaten her zaman aklındaydı ama o fırsat çıkana kadar bu planda Xaphan'ı tatmin ederdi.
Ortamın biraz yatışmasıyla bakmaya pek fırsat bulamadığı Diniel'in iblisine döndü. "Bu ne iş lan? Bildiğin insan bu, neresi iblis bunun?" Pek anlam veremediği iblis hakkında bilgi edinmek için Ibe Anu'ya yöneltti sorusunu. Bir de Ibe Anu'yu cevap mevap oyalayıp tekrar Diniel'e sarmasın diye oyalamak istiyordu. Gerçi bu saatten sonra herkesi deli etmesini görmek istemiyor değildi. Diniel'in Ibe Anu'yla uğraşmasını izlerken oturup kahkaha atacağına emindi. Ama durum gereği olmazdı işte... Cevabını aldıktan sonra da ortamı boş bırakmayıp Kitath'a hitaben konuşacaktı. "Beyim buradaki işimiz bitti mi? Hazır gelmişken burada öğrenebileceğimiz başka şeyler varsa arkadaşlar da isterlerse ben devam etmek isterim. İmkan dahilinde midir bilmiyorum ama belki bu iblis avlama işi nasıl yürüyor onu öğrenebiliriz? Kabaran öfkenin yeni bir düşmana yönelmesi belki bazı sorunları çözer." Bunları söylemekte pek bir amacı yoktu aslında. Hatta sinir atmak için savaşa gitmek oldukça tehlikeli bir şeydi Xaphan'a göre. Ama inisiyatif alma ve motivasyon konusunda Kitath'ın gözüne girerek Inias'tan daha rütbeli olma yolunda ilk adımını atmak istiyordu. Hem gerçekten öğrenmesi gereken çok şey vardı ve yanlarında tecrübeli bir Aludir varken bir şeyler öğrenmek işine yarardı.
Tabi ki bir de Kho'Raktar'ı gıcık etmek hatta belki de Kitath'ın gözünden düşürmek ihtimaline oynuyordu. Kho'Raktar ve Inias anladığına göre fazlasıyla gururlulardı ve bu durumda Ibe Anu'yla çalışmak istemeyeceklerdi. Bu sahte dostluk teklifini reddetmeleri üst rütbelileri gözünde nasıl görülecekti acaba? Bir de kabul etmeleri durumu vardı. Ibe Anu savaşırken bile gıcık edebilirdi onları. Onları dost kılacak bu savaşta düşmanlıklarını göstermeleri daha da işine gelirdi Xaphan'ın. "Ne düşündüğümün farkındasındır herhalde." diye Ibe Anu'ya da pas attı olay çıkarmaması için. Tam nasıl işlediğini çözememişti bu zihinsel iletişimin. Kendi kendine düşündüğü şeyleri de duyabiliyor muydu Ibe Anu? Eğer Ibe Anu kendi kendine bir şey düşünüyorsa Xaphan duyamıyordu ama düşünmemesi ihtimali üstünde duruyordu Xaphan. Eğer duyamıyorsa kısaca açıklayıp olay çıkarmamasını sağlayacak ve alacağı cevabı bekleyecekti.
Planını kurup Inias ve iblisine topu attıktan sonra onlardan gelecek hamleyi beklemişti Xaphan. İblisine emir verdiği gibi bir laf gelirse harekete geçecekti, gelmezse de gelene kadar bekleyecekti... Tabi Kitath'ın araya girmesiyle böyle bir şeyin olmayacağı da az çok anlaşılmıştı. Yine de konuşmaya başlamasıyla Kitath'a çevirdiği bakışlarını geri adım atmadan tekrar Inias'a çevirmişti. Inias sözlerini söyleyene kadar da geri adım atmamıştı. "Bu iş burada bitmeyecekmiş, peh! Senin daha o işten bu işten haberin yokken ben seni şişlemeyi kafaya koymuştum zaten delikanlı! Yarına bırakıyoruz Ibe Anu. Bu herif diğerleri gibi değil." Inias'ın sözleriyle onun alanından çıkıp diğer tarafa döndü. Bu sırada da kendi kendine mırıldandı. Çok uzağında olmayanların duyabileceği tonda... "Bir anda rütbeyi, etiketi takar olduk. Bak sen şu işe..." Hızlı bir şekilde başarı basamaklarını tırmanıp Inias'ın üst rütbelisi olup onu deli etmeye karar verdi Xaphan. Fırsatını bulursa onu ve iblisini öldürmek zaten her zaman aklındaydı ama o fırsat çıkana kadar bu planda Xaphan'ı tatmin ederdi.
Ortamın biraz yatışmasıyla bakmaya pek fırsat bulamadığı Diniel'in iblisine döndü. "Bu ne iş lan? Bildiğin insan bu, neresi iblis bunun?" Pek anlam veremediği iblis hakkında bilgi edinmek için Ibe Anu'ya yöneltti sorusunu. Bir de Ibe Anu'yu cevap mevap oyalayıp tekrar Diniel'e sarmasın diye oyalamak istiyordu. Gerçi bu saatten sonra herkesi deli etmesini görmek istemiyor değildi. Diniel'in Ibe Anu'yla uğraşmasını izlerken oturup kahkaha atacağına emindi. Ama durum gereği olmazdı işte... Cevabını aldıktan sonra da ortamı boş bırakmayıp Kitath'a hitaben konuşacaktı. "Beyim buradaki işimiz bitti mi? Hazır gelmişken burada öğrenebileceğimiz başka şeyler varsa arkadaşlar da isterlerse ben devam etmek isterim. İmkan dahilinde midir bilmiyorum ama belki bu iblis avlama işi nasıl yürüyor onu öğrenebiliriz? Kabaran öfkenin yeni bir düşmana yönelmesi belki bazı sorunları çözer." Bunları söylemekte pek bir amacı yoktu aslında. Hatta sinir atmak için savaşa gitmek oldukça tehlikeli bir şeydi Xaphan'a göre. Ama inisiyatif alma ve motivasyon konusunda Kitath'ın gözüne girerek Inias'tan daha rütbeli olma yolunda ilk adımını atmak istiyordu. Hem gerçekten öğrenmesi gereken çok şey vardı ve yanlarında tecrübeli bir Aludir varken bir şeyler öğrenmek işine yarardı.
Tabi ki bir de Kho'Raktar'ı gıcık etmek hatta belki de Kitath'ın gözünden düşürmek ihtimaline oynuyordu. Kho'Raktar ve Inias anladığına göre fazlasıyla gururlulardı ve bu durumda Ibe Anu'yla çalışmak istemeyeceklerdi. Bu sahte dostluk teklifini reddetmeleri üst rütbelileri gözünde nasıl görülecekti acaba? Bir de kabul etmeleri durumu vardı. Ibe Anu savaşırken bile gıcık edebilirdi onları. Onları dost kılacak bu savaşta düşmanlıklarını göstermeleri daha da işine gelirdi Xaphan'ın. "Ne düşündüğümün farkındasındır herhalde." diye Ibe Anu'ya da pas attı olay çıkarmaması için. Tam nasıl işlediğini çözememişti bu zihinsel iletişimin. Kendi kendine düşündüğü şeyleri de duyabiliyor muydu Ibe Anu? Eğer Ibe Anu kendi kendine bir şey düşünüyorsa Xaphan duyamıyordu ama düşünmemesi ihtimali üstünde duruyordu Xaphan. Eğer duyamıyorsa kısaca açıklayıp olay çıkarmamasını sağlayacak ve alacağı cevabı bekleyecekti.




