Ulrasil'in peşinde yeniden yola çıktılar. Birbirine benzeyen koridorları geçerken Xaphan fırsatı değerlendirip sorusunu sordu Ulrasil'e. Ne beklediğini pek bilemiyordu ama beklentisi karşılanmamış gibi hissetti. Yani, iblisi ondan nefret edebilirdi. İyi anlaşacaklar diye bir şey yoktu. Emirlerini dinlemek zorundaydı sonuçta. Bir de bunu öyle bir söylemişti ki sanki mahcuptu. Başardıkları şeyin inanılmaz olduğunu da söylemesiyle Ulrasil'e önceki kadar saygılı davranmayabileceğini düşündü. Bu fikri bir kenara kaydetti ama hala bilip bilmeden başını belaya sokmak istemiyordu. Ayrıca bir emir-komuta zinciri vardı ve kendisinin bu zincirdeki yeri belli değildi. Zamanı gelince zaten gerekeni yapacaktı. Sadece şu an zamanı değildi o kadar.
İlerlemeye devam ederken gelen seslerle diğer insanların ne yaptığını merak etti. Bu kadar büyük bir yerde bu kadar çok insan ne yapıyordu emin olamadı. Buraya sadece Aludirlerin girebildiği söylenmişti ve Aludirlerin neden görevlerinin başında değil de burada olduklarını anlamadı. "Belki de şu seçim olayı yüzündendir. Bizim gibi yeni gelenler vardır bir sürü. Gerçi görünen o ki biz o çöplerin hepsinden iyiyiz, o yüzden pek bizim gibi denemez ya..." Belki de Ulrasil gibi yetkili genç bir oğlan Diniel gibi genç bir çıtırı karışıklığı fırsat bilip odaya atmıştı da onun sesi geliyordu. "Öyle mi olmuştur sence, Ibe Anu?" Cevap verir mi vermez mi bilmiyordu ama iblisine arada bir kemik atmalıydı. İyi bir efendi olmak adına... Bir de çaktırmadan Diniel'in götüne bir bakış attı. Fena değildi.
Sonunda istedikleri yere vardıklarında Ulrasil aradıkları kişinin Kitath adında bir anahtar olduğunu söylemişti. Vadlena gibi. Tekrar Vadlena'yı görmeyi tercih ederdi Xaphan. Ona ettiği laflar yüzünden onu gebertecekti tabii, ama yine de diğer insanlarla iletişim kurma biçimini beğenmişti. Hem başardıkları şu müthiş şeyi suratına vurmak da istiyordu. Çok da tınlamadı ama, sabırlıydı Xaphan. Onun da zamanının geleceğini biliyordu.
Odaya girdiklerinde yaşamak için gerekli her şeyin olduğu bir yerle karşılaşmışlardı. Koltuklar, mutfak ve söylenene göre yatak odası ve tuvalet banyo bile vardı. Xaphan geçmişini hatırlamıyordu ama tuvaletin evin içinde olmasında garip bir şeyler varmış gibi hissetmişti. Hiç mi hiç sikine takmadan bu hissi uzun boylu, beyaz saçlı adama odaklandı. Adamın selamına karşılık vermeyi ihmal etmedi. "Merhaba Kitath Beyim. Adım Xaphan, onur duydum." Herifin fena bir karizması yoktu ama saçları beyazdı. Estetik olarak mı öyleydi yoksa yaşlandığı için mi emin olamadı. Estetik için beyazsa adamı öldürmeliydi çünkü adam karizma, uzun ve yetkiliydi. Eğer yaşlıysa iyi bir insan olduğuna emindi. O kadar da yaşlı durmuyordu ama...
Konuşulanları dinlemiş, Kitath'ın dik bakışlarından gözlerini kaçırmamıştı. Kural ihlali kısmında da heyecanlanmıştı. Bu Kitath şerefsizi sandığı gibi piçin teki değildi belki de. Kendisi de kuralları ihlal edip iblisini çağırmayı düşünmüştü sonuçta. Bu herifte de bir cevher vardı ya da onları test etmek için taşaklı hareket etmeye karar vermişti. Yine de Kitath sandığı gibi biri değilse ona karşı dikkatli olmalıydı. Ayrıca o kuralı ihlal etmeyi düşünmüş, Kitath ise ihlal etme cesaretini gösteriyordu. Sinirlendi Xaphan. İnanılmaz bir şey başarmıştı O, Kitath bir sikim değildi. Daha fazla siklemedi konuşulanları. İblis diyarına gidip tüm iblislerin amına koyacaktı!
"Ibe Anu! Dinle beni. Birazdan iblis diyarına gideceğiz ve seni çağıracağım sonra da geri çağıracağım. Eğer beni rezil etmezsen ilk fırsatta sana yemen için gerçek bir çocuk bulacağım. İşler nasıl yürüyor hala çözemedim ama bir yolunu bulduğum zaman o çocuğu sana teslim edeceğimden emin olabilirsin. Bu piçlere ne olduğumuzu göstereceğiz! Yanımdakiler ve iblisleri hariç çevrede hareket eden her şeyi yemekte veya sikmekte serbestsin. Tamam mı amına koyduğumunun götü boklu annesiz andavalı? Al, bu da kaporan olsun."
Eşyalar çekildi, görev anlatıldı, Kitath küçük şovunu yaptı. Etrafa yayılan karanlıkla yeni ilk anılarına dönen Xaphan hırsla doluydu. Herkesten önce karanlık kapıya hareketlenirken "Görüşürüz Ulrasil Beyim." diye veda etti Ulrasil'e. Karı gibi endişelenip duruyordu aptal piç. İblis diyarına gidecek, vakit kaybetmeden sihirli sözleri söyleyecekti. "İğfal et, Ibe Anu!" Gebertecekti o Kitath piçini! Görecekti Xaphan kim!
İlerlemeye devam ederken gelen seslerle diğer insanların ne yaptığını merak etti. Bu kadar büyük bir yerde bu kadar çok insan ne yapıyordu emin olamadı. Buraya sadece Aludirlerin girebildiği söylenmişti ve Aludirlerin neden görevlerinin başında değil de burada olduklarını anlamadı. "Belki de şu seçim olayı yüzündendir. Bizim gibi yeni gelenler vardır bir sürü. Gerçi görünen o ki biz o çöplerin hepsinden iyiyiz, o yüzden pek bizim gibi denemez ya..." Belki de Ulrasil gibi yetkili genç bir oğlan Diniel gibi genç bir çıtırı karışıklığı fırsat bilip odaya atmıştı da onun sesi geliyordu. "Öyle mi olmuştur sence, Ibe Anu?" Cevap verir mi vermez mi bilmiyordu ama iblisine arada bir kemik atmalıydı. İyi bir efendi olmak adına... Bir de çaktırmadan Diniel'in götüne bir bakış attı. Fena değildi.
Sonunda istedikleri yere vardıklarında Ulrasil aradıkları kişinin Kitath adında bir anahtar olduğunu söylemişti. Vadlena gibi. Tekrar Vadlena'yı görmeyi tercih ederdi Xaphan. Ona ettiği laflar yüzünden onu gebertecekti tabii, ama yine de diğer insanlarla iletişim kurma biçimini beğenmişti. Hem başardıkları şu müthiş şeyi suratına vurmak da istiyordu. Çok da tınlamadı ama, sabırlıydı Xaphan. Onun da zamanının geleceğini biliyordu.
Odaya girdiklerinde yaşamak için gerekli her şeyin olduğu bir yerle karşılaşmışlardı. Koltuklar, mutfak ve söylenene göre yatak odası ve tuvalet banyo bile vardı. Xaphan geçmişini hatırlamıyordu ama tuvaletin evin içinde olmasında garip bir şeyler varmış gibi hissetmişti. Hiç mi hiç sikine takmadan bu hissi uzun boylu, beyaz saçlı adama odaklandı. Adamın selamına karşılık vermeyi ihmal etmedi. "Merhaba Kitath Beyim. Adım Xaphan, onur duydum." Herifin fena bir karizması yoktu ama saçları beyazdı. Estetik olarak mı öyleydi yoksa yaşlandığı için mi emin olamadı. Estetik için beyazsa adamı öldürmeliydi çünkü adam karizma, uzun ve yetkiliydi. Eğer yaşlıysa iyi bir insan olduğuna emindi. O kadar da yaşlı durmuyordu ama...
Konuşulanları dinlemiş, Kitath'ın dik bakışlarından gözlerini kaçırmamıştı. Kural ihlali kısmında da heyecanlanmıştı. Bu Kitath şerefsizi sandığı gibi piçin teki değildi belki de. Kendisi de kuralları ihlal edip iblisini çağırmayı düşünmüştü sonuçta. Bu herifte de bir cevher vardı ya da onları test etmek için taşaklı hareket etmeye karar vermişti. Yine de Kitath sandığı gibi biri değilse ona karşı dikkatli olmalıydı. Ayrıca o kuralı ihlal etmeyi düşünmüş, Kitath ise ihlal etme cesaretini gösteriyordu. Sinirlendi Xaphan. İnanılmaz bir şey başarmıştı O, Kitath bir sikim değildi. Daha fazla siklemedi konuşulanları. İblis diyarına gidip tüm iblislerin amına koyacaktı!
"Ibe Anu! Dinle beni. Birazdan iblis diyarına gideceğiz ve seni çağıracağım sonra da geri çağıracağım. Eğer beni rezil etmezsen ilk fırsatta sana yemen için gerçek bir çocuk bulacağım. İşler nasıl yürüyor hala çözemedim ama bir yolunu bulduğum zaman o çocuğu sana teslim edeceğimden emin olabilirsin. Bu piçlere ne olduğumuzu göstereceğiz! Yanımdakiler ve iblisleri hariç çevrede hareket eden her şeyi yemekte veya sikmekte serbestsin. Tamam mı amına koyduğumunun götü boklu annesiz andavalı? Al, bu da kaporan olsun."
Eşyalar çekildi, görev anlatıldı, Kitath küçük şovunu yaptı. Etrafa yayılan karanlıkla yeni ilk anılarına dönen Xaphan hırsla doluydu. Herkesten önce karanlık kapıya hareketlenirken "Görüşürüz Ulrasil Beyim." diye veda etti Ulrasil'e. Karı gibi endişelenip duruyordu aptal piç. İblis diyarına gidecek, vakit kaybetmeden sihirli sözleri söyleyecekti. "İğfal et, Ibe Anu!" Gebertecekti o Kitath piçini! Görecekti Xaphan kim!




