Ulrasil, size sorduğu sorunun ardından Diniel’in olumlu cevabıyla yüzündeki tebessümü arttırıyor. Duyduğu heyecanın yarattığı ve gözlerinizin önünde beliren tebessümüyle birlikte Ulrasil bakışlarını Xaphan’a çevirdiğinde, ondan da olumlu cevap almasıyla gözleri parlamaya başlıyor. Geriye kalan son kişi olan Inias’ın da devam etme arzusunu duymasıyla kanı kaynamaya başlayan Ulrasil hafifçe ayak uçlarıyla vücudunu yerden yükseltip indirirken “O zaman vakit kaybetmeyelim! Beni takip edin!” diyor. Bu sözlerinin ardından da bulunduğunuz odadan çıkış yapıyorsunuz.
İçinde bulunduğunuz katın koridorlarında yürümeye devam ederken, bu kata gelişinizde kullandığınız merdivene doğru yöneliyorsunuz. Ulrasil geniş ve dört kişinin rahatlıkla yan yana inip çıkabileceği merdivenlerden aşağıya inmeye başlarken, Xaphan bulduğu bir boşluk anında sorusunu soruyor. Ulrasil, merdivenlerden aşağıya doğru adımlamaya başlarken Xaphan’ın sorusunu ufak bir kahkahayla karşılık veriyor ve hemen ardından sağ eliyle kafasının arkasını kaşımaya başlarken “Açıkçası benim iblisimle aram pek iyi değildir. Yani en azından onun beni sevdiğini düşünmüyorum. Bu yüzden mümkün olduğunca az iletişime geçiyoruz. Böylece sorunlarımızı da en aza indirgemiş oluyoruz.” diyor. Sanki kendisinden kaynaklı bir sebepten dolayı bu tür bir olay yaşandığı havası uyandıran sözlerinin ardından Ulrasil “Tecrübe olarak içinde bulunduğum görevleri falan pek anlatmama lüzum yok. Ancak şunu söyleyebilirim ki, sizin az önce gerçekleştirdiğiniz olayı, ben iki günde anca yapabilmiştim. Hatta durumuma bakarsanız, tam başarılı olup olmadığım bile sorgulanabilir.” diyor gülümseye devam ederken.
Ulrasil verdiği cevaplarla birlikte adımlarını atmayı sürdürüyor ve merdivenden birkaç kat aşağıya inmiş bulunuyorsunuz. Esasen, birbirinin aynısı gibi duran koridorlarda, ufak tefek ince farklılıklar dikkatinizi çekiyor, ancak şu aşamada bunlara kafa yorma niyetinde olmuyorsunuz. Beş kat aşağıya inmenizin ardından girdiğiniz bir koridorda, bu kez yine aynı şekilde odaların bulunduğunu, ancak bu kez odalarının arasının daha geniş mesafelerde olduğunu görüyorsunuz. Ulrasil bu koridorda yavaşça ilerlemeye başlarken kulaklarınız odalardan gelen seslerde oluyor. Yanından geçtiğiniz birkaç odanın içinde insanların konuşmalarına dair sesler gelse bile, konuşmaların içeriğini pek anlayamıyorsunuz. Ancak duyduğunuz sesler, en azından bu koridorda yalnız olmadığınızı ve başkaca insanların da burada bulunduğunu size anlatıyor. Adımlarınız sürerek Ulrasil “Sizi tanıştıracağım biri var. İsmi Kitath ve kendisi tıpkı Vadlena gibi bir anahtar.” diyerek nereye gittiğinize dair bilgi veriyor. Ardından sürdürdüğü adımları, solda kalan bir odaya kadar devam ettiriyor ve odanın önüne gelip ahşap kapıyı iki kez tıklattıktan sonra “Kitath! Ulrasil ben! Arkadaşları sana getirdim.” diyor. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından ise odanın içinden “Kapı açık, gelin!” şeklinde bir cevap geliyor boğuk bir şekilde.
Ulrasil, kapıyı yavaşça açmasının ardından başıyla içeriyi kontrol ediyor ve ardından kapıyı sonuna kadar açarken “Girelim.” diyor. Hepiniz birlikte içeriye girdiğinizde ise, sizi tam bir oturma odası karşılıyor. İki tane iki kişilik ve iki tane tek kişilik koltuklar, ortada duran bir sehpa ve odanın diğer ucunda bulunan yemek masası, içine girdiğiniz odanın bir yaşam alanı olduğunu gösteriyor size. Ancak odanın diğer ucunda bulunan kapı ve sağ köşesine yerleştirilmiş olan mutfak alanı, sadece içinde bulunduğunuz odanın değil, açılan kapının ardındaki her şeyiyle bir yaşam alanı oluşturduğu düşüncesini uyandırıyor sizlerde. Bir süre içeriye bakmaya devam ettiğiniz sırada ise, mutfağın hemen yanındaki kapı açılıyor ve kapıdan omuzlarına düşen beyaz saçları ve keskin yüz hatları olan, 185 cm boylarında, uzunluğuna göre normal denilebilecek kiloda olan ve üzerinde sizinkilere benzer kıyafetler bulunan, otuzlu yaşlarındaki adamı görüyorsunuz. Adam her birinize kısa bir bakış attıktan sonra “Merhaba, BenKitath. Tanıştığımıza memnun oldum.” diyor.
Kitath çıktığı odanın kapısını yavaşça kapatırken, hemen yanınızda bulunan Ulrasil “Burası Aludirlerin kalması için tasarlanmış bir yer. Gördüğünüz gibi içinde mutfağı bile var. Hatta arka tarafta bir yatak odası ve tuvaleti de bulunmakta.” diyerek oda hakkındaki kafanızdaki soru işaretlerini bir nebze gideriyor. Ancak size biraz da sert bir şekilde bakan Kitath’ı fark ettiğinde ona doğru ilerliyor ve “İnanılması güç biliyorum, ancak her biri iblisleriyle iletişime geçmeyi başardı. Bu yüzden sonraki aşama için hazır olduklarını düşünüyorum.” diyor. Ulrasil’in sözlerini dinleyen Kitath, pek de tatmin olmuş gibi durmayan bakışlarıyla tekrar size bakarken “Umarım öyledir, öbür türlüsünün sıkıntı olacağını biliyorsun.” diyor. Ulrasil ise Kitath’ın hemen yanına geçip yüzünü size dönüp her birinize kısa bir bakış attıktan sonra “Hiçbir sıkıntı olacağını düşünmüyorum, rahatla.” diyor. Kitath ise Ulrasil’in sözlerine hafifçe omuz silktikten sonra size doğru yürümeye başlıyor.
Kitath, sizlerin birkaç adım önüne kadar geldikten sonra her birinize bir kez daha dikkatli bir şekilde baktıktan sonra “Buraya geliş nedeninizi Ulrasil anlatmıştır. Anlatmadıysa bile aşağı yukarı anlamışsınızdır.” diyor. Hemen ardından ise “Sizi iblis diyarına göndereceğim.” diyerek olayın varacağı noktayı açık seçik söylüyor. Sanki kararlılığınızı ve durumunuzu ölçmek için sözlerini kesen Kitath her birinize bakmaya devam ederken Ulrasil’e hitaben “Onlara ne kadar güveniyorsun?” diye soruyor. Ulrasil ise gözlerindeki parıltıyı gizlemeden “Sonuna kadar güveniyorum.” diyor kendinden emin bir şekilde. Aldığı cevap üzerine gözlerini kapatan Kitath derin bir nefes verdikten sonra “Durum öyleyse, zaman kaybetmenin manası yok.” diyor ve hemen ardından gözlerini hafifçe aralarken “Burada bir kapı açmam sorun teşkil etmez sanırım.” diyor. Kitath’ın ağzından dökülen bu cümleler Ulrasil’in gözlerinin kocaman büyümesine neden oluyor ve Kitath’a doğru ilerlemeye başlarken “Kitath! Bu yasak ve son derece tehlikeli!” diyor. Ancak Kitath bakışlarını sizden ayırmadan “Onlara güvendiğini söylemedin mi Ulrasil? Durum öyleyse, çekineceğin bir şey de yoktur.” diyor. Ulrasil ise Kitath’ın bu sözleriyle adımlarını yarıda kesip olduğu yerde kalırken “Onlara güveniyorum, ancak ters bir durum-” diyerek konuşmaya devam etmek isterken Kitath sözünü kesiyor ve “Onlara güveniyor musun güvenmiyor musun Ulrasil?” diyor. Ulrasil ise derin bir nefes alıp verirken omuzlarını silkiyor ve ardından “Onlar açısından bir güven sorunum yok. Ancak kapı açma konusundaki sorumluluk tamamen sana ait.” diyor. Aldığı bu cevap karşısındaki Kitath hafifçe tebessüm ederken “Orasını bana bırak. Hem sen de buradasın, ne olabilir ki?” demekle yetiniyor.
Ulrasil ile Kitath arasındaki konuşmanın sonlanmasından sonra, Kitath “Bir el atın bakalım.” diyor ve odanın içindeki mobilyaları mutfak kısmına doğru taşımaya başlıyor. Odanın içindeki eşyaları taşırken “Kapıyı burada açacağım ve sizler de iblis diyarına gireceksiniz. Ardından iblislerinizi çıkaracaksınız ve daha sonra onları tekrar, sorunsuz bir şekilde geri çağıracaksınız. Yapacaklarınızın hepsi bu.” diyor son derece basit bir şeyi anlatır gibi. Ulrasil ise yüklendiği tekli koltuğu kenara koyarken “Ya tabi… Gir-çık yapacaklar.” diyor kinayeli bir şekilde. Kitath ise bu sözlere aldırış etmeden “Oradan sorun yaşarsanız, üstesinden de gelirsiniz. Daha önce çıkmayı başardınız nasıl olsa.” diyerek Ulrasil’in tedirginliğini hiçe saymaya çalışıyor. Kitath’ın bu sözlerinin ardından da tüm mobilyaları taşımış oluyorsunuz ve odanın içinde geniş bir boşluk kalmış oluyor.
Her biriniz mobilyaların hemen önünde durduğunuz sırada Kitath sizin birkaç adım önünüzde duruyor. Ardından iki elini göğüs hizasında avuç içleri birbirine gelecek şekilde birleştiriyor ve kafasını hafifçe öne eğiyor. Bir süre bu pozisyonda kalan Kitath ardından iki elini de sanki önünde beliren görünmez bir kapıya yapıştırıyor. Kitath’ın ellerini bu şekilde koymasının ardından, ellerinden başlayan sisli bir karanlığın ellerinden yayılmaya başladığını görüyorsunuz. Düzensiz bir şekilde hareket eder gibi duran siyah dalgalanmalar size girdiğiniz iblis diyarını hatırlatırken Kitath’ın ellerini yavaşça ittirmeye başladığını görebiliyorsunuz. Her ne kadar ellerini ileriye doğru hareket etmese bile, Kitath’ın belli bir güç uyguladığını fark edebiliyorsunuz. Kitath’ın ellerinden yayılan karanlık bir insanın geçebileceği kadar büyük bir daireye dönüşüyor ve Kitath derin bir nefes ellerini hızlıca ileriye doğru ittiriyor. Kitath’ın bu hamlesinden sonra karanlık dairenin hızla büyüyerek neredeyse tüm odayı kapsar şekilde genişlediğine şahitlik ediyorsunuz. Gözlerinizin önünde beliren kocaman karanlık daireden yayılan bir aura bu esnada sizi sarmalamaya başlarken, içinizden bir şeylerin de kıpırdanmaya başladığını hissediyorsunuz. Sanki size ait olmayan bir şeylerin harekete geçtiğine dair bu hislerinizin, esasen içinizde tuttuğunuz iblislerin varlığına dair bir sinyal olduğunu kısa sürede kavrıyorsunuz. Bu esnada kollarını yavaşça aşağıya indiren Kitath, hemen önündeki karanlık dalgalanmalara bir süre baktıktan sonra size dönüyor ve “İblis diyarına giriş yapabilirsiniz. Ulrasil burada kalacak ve sizlerden sonra ben de her ihtimale karşı yanınıza geleceğim. Az önce de söylediğim gibi, yapacağınız tek şey iblislerinizi çıkarmak ve ardından onları tekrar geri çağırmak. Sonrasında da buraya geri geleceğiz.” diyor. Bu esnadan Ulrasil’in tedirgin bakışlarına aldırış etmeyerek her birinizi süzen Kitath “Hazırsanız buyurun.” diyerek karanlık daire ile aranızdan çekiliyor.