Uyanış (Inias | Xaphan | Diniel)

User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

24 Aug 2022, 17:22

Inias, bir an kamburumsu duruşundan dik bir duruşa geçiyor. Kafasını iki yana da azardan çeviririp gözleriyle hızla etrafa bakıyor. Sanki uyuyordu da panik havasıyla uyanıp etrafını kolaçan ediyormuş gibi. Nefes alışverişinin hızlı olduğunu fark ediyor ve kendisini sakinleştiriyor. İçi mi geçmişti? Yoksa o kadar derin düşüncelere dalmıştı ki bir an nerede ve ne yaptığını mı unutmuştu? Kim bilir? Herhalde bir süre dalgın bir şekilde öyle bağdaş kurmuş, oturur durumdaydı. Kulağını kabartıp diğerlerini dinlemeye koyuluyor. Diniel çoktan yolu yarılamış gibi. Xaphan'ın durumu ne anlayamıyor fakat o da bir ipin ucundan tutmuştur herhalde. Kendisinden görmüş geçirmiş havası alıyor çünkü. Bu da demek oluyor ki, geriye bir tek o kalmış. Bu hiç hoş değil. Daha her şeyin başındayken geri kalmayı asla yediremez kendisine. Kho'Raktar ona karşılık vermeyince üzüntüden dalıp gitti galiba. Neyse, buna hiç ağırlık vermeden denemeye devam! O duyana kadar bıkmadan ve usanmadan denemeye devam!

"Sesimi duy! Bana yanıt ver ve karşıma çık! Yapacak çok işimiz var. Alt edecek çok düşmanımız var. Diz çöktürecek çok rakibimiz var. Üstünlüğümüzü kanıtlamamız gereken nice kişi var. Oyalanacak bir dakikamız bile yok. Geride kalmak asla kabul edilemez. Vakit harekete geçme vaktidir." Ona komut vermeyi sevmiyor. Kötücül bir kişi gibi hissediyor kendini. Yine de Ulrasil bir yerde haklı; ortada kesinlik bir astlık üstlük ilişkisi olmalı. Düzen olması için bu bir koşul. Aklına gelen ilk komut hoşuna gidiyor, evet fakat Kho'Raktar karşılık vermedi. Demek ki, yenisi gerek. Ayrıca, ona fikrini sormaması gerek. Belki de Kho'Raktar bunu bir zayıflık olarak görüyor. Şimdi düşününce, onun kişiliğinde bir iblis için bu doğru olsa gerek. Inias surat kaslarını kasıyor. Yüzünde öfkeyi canlandırıyor. Düşüncelerini tek bir hedefe kitliyor. Kho'Raktar paşa paşa önüne gelecek! Duygularını boşluğu sarsan ve kasıp kavuran bir fırtınaya çeviriyor. Kho'Raktar ast olduğunu ve Inias'ın üst olduğunu kabullenecek! "Yanıma var!" Inias bilinçsizce önce dişlerini, sonra elleriyle dizlerini sıkıyor. Göğsünü gererek dimdik duruyor. Kafasını kaldırdığından emin oluyor. Kendisini kaptırmak için bütün koşulları yerine getirdikten sonra yeni bir komut patlatıyor zihnin derinliklerindeki karanlığa. "Yeri ve göğü yarıp geç, Kho'Raktar!"
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

25 Aug 2022, 12:39

Xaphan; Zihninin içinde yankılanan Ibe Anu’nun salya akıtma sesleri, konuşmaya başlamanla birlikte birden kesiliyor. Ibe Anu’ya dair herhangi bir görüntüyü halen göremiyor olsan bile, en azından zihninde, ruhunda veya vücudunda bir yerde var olduğunu bilmek seni bir nebze olsun zahmetten kurtardığı için rahatlatıyor. Özellikle Diniel’in sözlerini de anımsadığında, kendisinin bağ kurduğunu belirttiği iblisi gördüğünü söylemesine karşılık senin o aşamada daha yeni yeni Ibe Anu’nun seslerini duyuyor olman, içindeki ateşi veya nefreti harlıyor. Bu haliyle yaptığın konuşmada da Ibe Anu’nun bir şekilde seni dinlediğini bilebiliyorsun.

Konuşman sonlandığında içine düştüğün sessizlik, bir an için Ibe Anu ile olan iletişimini kopartmış gibi hissettiriyor. Fakat bir süre sonra Ibe Anu’nun sanki havada sallanan dalgalarının sesi kulağına ilişiyor ve bu esnada Ibe Anu “Şimdi şö’le bi’ şey var… Ama neyse, fikrini söyle dedin… Beni suçlayamazsın yani. Olur da sinirlenirsen, sebebi kendin olduğun için bana bi’ şey söyleyemezsin yani.” diyor. Sanki içinden hınzır bir şekilde güldüğünü hissettiğin Ibe Anu “Sınırları yok et… Bana sorarsan yarak gibi… Sormasan da yarak gibi de… İlla sınır işlerine falan gireceksek, sınırları sik at olabilir, sınırların amına koy olabilir… Ya da… Evet… Sınırların götünü başını yırt da uygun bence. Tabi bunları ulu orta söylemek de senin için zor olabilir. O yüzden sen ne diyorsan o olsun… Sonuçta yarak gibi!” diyerek fikirlerini belirtiyor. Ancak hemen ardından “Hadi şimdi çocuğu anlat! Hadi! Ağzında şapırdata şapırdata gevelemiş mi?” diyor. Ibe Anu’nun tüm konuşmalarına bakıldığında, bu hikaye işini komuttan çok daha fazla önemsediğini ve hikaye olayına daha çok ilgi duyduğunu rahatlıkla anlayabiliyorsun.

Diniel; Raldrin ile bir kez daha iletişime geçtiğinde, bu kez sözlerinin sertliğini Raldrin’in umursamaz bakışlarından da anlayabiliyorsun. Daha önce, tıpkı az önce olduğu gibi sözlerine dünyanın en önemsiz detayı gibi davranan Raldrin, bu kez konuşmanı baygın bakışlarıyla takip ediyor. Konuşman sırasından hafifçe oynattığı kaşları ve ufak dudak hareketleri, aslında konuşmanı dinlendiğini ve ona içten içe tepki verdiğini sana gösteriyor. Bu durum da, en azından Raldrin’in olayın ciddiyetini biraz olsun kavradığını ortaya koyuyor. En azından düşüncen bu yönde oluyor ve konuşmanı kesintisiz bir şekilde yapıyorsun.

Konuşman sonlandığında, olduğun yerden kalkıp kapıya yöneldiğin anda Ulrasil de bir anda yerinden fırlıyor ve seni hafifçe kolundan tutarak ilerlemeni engelliyor. Yüzüne yerleşen endişeli bir ifadeyle birlikte “Bir sorun mu var?” diye soran Ulrasil, gözlerinin içine bakarak cevap bulmaya çalışıyor. Ancak sen daha Ulrasil’e bir cevap veremeden, zihninin içindeki Raldrin’e odaklanmak zorunda hissediyorsun kendini. Raldrin olduğu yerde, değiştirmediği bakışları ve yüz ifadesiyle sana bakarken “Dost… Müttefik… Ortak… Veya her ne ise bununla işim olmadığını zaten biliyorsun. Tüm bu bağ kurma işini ne şekilde kabul ettiğimi unuttun mu Diniel? Sırf çeneni kapatıp başımı daha fazla şişirme diye!” diyor. Hemen ardından aşağıya doğru bükülen dudaklarıyla hoşnutsuz ifadesini açık bir şekilde ortaya koyan Raldrin “Ama görüyorum ki çenen her geçen saniye daha da düşüyor ve bu benim canımı sıkıyor.” diyor. Tıpkı senin gibi, cümlelerini bu kez tutma niyeti olmadığını gösteren Raldrin hafifçe tebessüm ederken “Şükür ki bundan sonra daha uzun konuşmayacakmışsın… Ne lütuf!” diyor. Raldrin konuştukça, damarlarındaki kanın ısınmaya başladığını hissedebiliyorsun. Raldrin’in yüzüne baktığında, onun da gözlerinde belli belirsiz bir kaynamanın olduğunu fark edebiliyorsun. Fakat bu ana kadar söyledikleriyle yetinmeyecek gibi duran Raldrin “Beni nasıl çağırmak istiyorsan çağır, lafım yok. Ne de olsa bu işi kabul ederek, sonuçlarına da katlanmış durumdayım. Ama sana dediklerimi çok çabuk unutuyorsun ya da bu içtiğin şey her neyse seni kendinden uzaklaştırıyor.” diyor. Sözlerini belli bir noktaya getirmeyi amaçladığı belli olan Raldrin bakışlarını baygınlıktan hızla keskinliğe çevirirken “Sana istemediğim hiçbir şeyi yapmayacağımı söylemiştim… İnsanlara saldıran iblislerle savaşmak da bunun içine giriyor. İstersem tüm ejderha kudretimi gösteririm, istersem de korumak istediğin insanların parçalanmalarına göz yumarım! Buna karışamazsın!” diyor. Bu cümlesinin sonuna eklediği belli belirsiz ufak bir tebessüm, Raldrin sana karşı gösterdiği son tepki oluyor ve Raldrin “Madem anlaştık, o zaman biraz mahremiyet rica ediyorum!” diyor. Sonrasında ise görüntüsü yavaş yavaş flulaşmaya başlıyor. Ancak bir şekilde, Raldrin’in hala içinde bulunduğun karanlıkta bir yerlerde olduğunu rahatlıkla hissedebiliyorsun.

Inias; Odada birlikte bulunduğun Diniel ve Xaphan’ın gerisine düşme düşüncesi, bir anda tüm bedeninin kaskatı kesilmesine, zihninin adeta felce uğramasına neden oluyor. Anlık, hatta saliselik bu his, sanki vücudundaki tüm sinirleri aynı anda harekete geçiriyor ve tüm vücuduna yayılan ince bir sızıyla gözlerini sımsıkı kapatarak zihnine ve Kho’Raktar’a odaklanıyorsun. Cümlelerin zihninden bir komutanın erlerine verdiği emirler gibi sert ve kararlı çıkmaya başlıyor. Her bir kelimen, kanının adeta kaynamaya başlamasına neden olduğunda, damarlarından vücuduna yayılan yanma hissini hissedebiliyorsun. Ancak ilginç olan, bu yanmanın kendi vücudundan değil, başkaca bir varlıktan vücuduna nüfuz etmesi oluyor. Sıktığın dişlerin birbirine geçerken ve tırnakların da avuç içlerinde derin izler bırakmaya başladığında, içindeki yangını sözlerinde dışa vuruyor ve Kho’Raktar’ın uymasını emrettiğin komutu haykırıyorsun zihnindeki karanlığın içine!

Kelimelerin ağzından çıktığı anda, sanki tüm karanlık bir anda alev alıyor ve mahşer yerinin ortasına düşmüş gibi bakınıyorsun etrafına. Yükselen alevler, karanlığı dahi yakmaya yeterken üstüne üstüne dalgalanan alevler seni yutmaya çalışıyor. Fakat bir şekilde bu alevlerin sana hiçbir şekilde zarar veremeyeceğini hissediyor ve mağrur duruşunu korumaya devam ediyorsun. Alevler yerden onlarca metre yükseğe çıkarken bir anda alevlerin dile geldiğini duyuyorsun. Her ne kadar ses alevlerden yükselse de, ses tonundan konuşanın Kho’Raktar olduğunu anlıyorsun. Zihninde görüntüsü var olmayan Kho’Raktar tüm alevleri sesiyle harlarken “Kim ki iki diyarın savaşçısı Kho'Raktar’a karşı gelmek ister?” diyor. Bu tanıdık sorunun muhatabı olmadığını bilsen bile, Kho’Raktar’ın gür sesi bir an içinin ürpermesine ve yaşadıklarının tekrar canlanmasına neden oluyor. Alevleri seslendiren Kho’Raktar ise “Inias… Bu sen miydin?” diyor tekrar cevap beklemeyen bir soruyu dile getirirken. Hemen ardından ise alevler daha dingin bir hale geliyor ve Kho’Raktar “Yeminimizi hatırlıyorsun demek ki… Düşmanımız kim? Göster ve onu bir an önce yok edeyim! Söyle de, sadece yeri göğü değil, her şeyi bir an önce yarıp geçeyim ve sonra sana ulaşayım!” diyor. Esasen bu sözleriyle Kho’Raktar bir an önce düşmanlarına diz çöktürmeyi arzuladığını ifade etmiş olsa da, bir yandan da komut konusunda sana sıkıntı çıkarmayacağını göstermiş oluyor.

Xaphan & Inias; Zihninizin içinde vuku bulan hadiseler esnasında, bir anda kulaklarınıza ilişen yumruklama sesiyle gözlerinizi hafif araladığınızda, Diniel’in masayı yumrukladığını ve ardından da yerinden hışımla kalkarak kapıya doğru yöneldiğini görüyorsunuz. Tüm iç karmaşanız ve konuşmanız esnasında, şimdilik ancak gözlemlemekle yetinebildiğiniz bu durum karşısında Ulrasil’in Diniel’i durduğunu ve durumu kontrol altında tutmaya çalıştığını fark ettiğinizde, bir kez daha zihninize ve iblislerinize odaklanabilecek imkanı buluyorsunuz.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Xaphan
Posts: 77
Joined: 17 May 2022, 20:56

25 Aug 2022, 13:20

İblisin söylediklerini düşündü Xaphan. Gerçekten de ne yapıyordu? "Sınırları yok et mi?" Daha en başından bu rezil mahluka kulağa güzel gelen bir komut bulmayacağına karar vermişti. Yetmezmiş gibi bir de gidip düşüncesinin alt yapısını oluşturmuştu. "Bravo Xaphan! Korku nedir biliyorsun, bravo!" Kendi yüceliği iblisinin aşağılığını değiştirmiyordu. Efendi ve hizmetkarın doğası ayrıydı. Xaphan'a hizmetkar olmak Ibe Anu için büyük bir onur olabilirken, Ibe Anu'yu hizmetkarı olarak kabul etmek Xaphan için büyük bir lekeydi. Dolayısıyla komutu da bu prensiple düşünülmeliydi, korkunun ne olup ne olmadığıyla değil. "Kendi zekamın tuzağına düştüm... Düşmüştüm..."

"Son kararımı açıklıyorum. 'İğfal Et, Ibe Anu'" Komut bulmak bir kenara aklında başka bir plan vardı Xaphan'ın. Riskli ve riskli olduğu için Xaphan'ın tarzı olmayan bir plan. Ama böyle bir şey deneyecekse şu an deneyecekti. Başka herhangi bir zamanda başına kesinlikle bela açılırdı. Bu sefer de açılabilirdi ama bir ihtimal açılmazdı. Ibe Anu'yu dünyaya çağırmayı planlıyordu. Aludir Üssüne, en korunaklı kaleye. Adeta bir amatör hata yapmış gibi. Belki de ilk defa olmazdı böyle bir şey. Ama bunu yapması için yeterli sebebi var mıydı ki? Ulrasil'in söylediği bazı şeyler yalan olabilir veya gerçek ondan da gizlenmiş olabilirdi. Bu kurallar uzun zaman önce koyulmuş ve kimse bu kuralları test etmemişti belki, belki de tepedeki kişi Aludirlerin iblislerini kendi hedefleri doğrultusunda kullanmasını istemiyordu. Hatırladığı hiçbir şey olmadığı için bir sonuca varması zordu. Xaphan ise veriyle çalışıp, edindiği bilgileri işleyerek en mantıklı sonuca çevirmeye çalışıyordu. Bu konudaki veriler hakkında ise şüphesi vardı. Ama böyle bir şey yaparsa sonuçları olacağını da biliyordu. Onları yanlışlıkla oldu diye kandırsa bile bir beceriksiz gözüyle bakılacaktı ona. Güvenilmeyecekti, tehdit olarak görülüp ortadan kaldırılması bile ihtimal dahilindeydi. Bir de üstüne dikkat çekecekti. Bu takas pek işine gelmedi. Test etmek istediği bir şey olsa bile bu testin sonuçları ağır olabilirdi. Şimdilik oyunu kurallarına göre oynayacaktı.

Derin bir nefes alıp et parçasını geçiştirecek bir hikaye uydurdu. "Sarı saçlı, mavi gözlü bir oğlan çocuğu var. Arkadaşlarıyla saklambaç oynuyor. Ama saklanmak konusunda o kadar iyi ki arkadaşları onu bulamıyor. Biz buluyoruz. Arkadaşlarının onu bulma ihtimalini ortadan kaldırıyoruz. Sonra dişlerimin arasından fısıldıyorum: 'İğfal Et, Ibe Anu!'. Efendinin buyruğuna uyup, geliyorsun. Bir de bakıyorsun efendin senin için bir hediye hazırlamış. Sonra hediyenin tadına varman için seni onunla baş başa bırakıyor. Ve sen..." "Komut işi tamamdır, Ulrasil Beyim."
KÜNYE
İsim: Xaphan
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 31
Boy: 169
Kilo: 63
Sınıflar: Toplayıcı, Dengeli, İllüzyonist
Mevcut GP/AGP/İGP: -
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 2
İrade: 3
Zeka: 3

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Ibe Anu
KÜNYE
İsim: Ibe Anu (et parçası)
Cinsiyet: Erkek
Boy: 197
Kilo: 156
Tür: Hortlak
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 5
Güç: 3
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 5
Arun: 5
Duren: 3
İrade: 4

YETENEKLER
Kana Susamışlık
TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

25 Aug 2022, 16:32

Sözlerimin ardından hışım ile masadan kalkmış ve kapıya yönelmiştim. Sonrasında ne yapacağımla ilgili planım olmamasına karşı gitmek istiyordum odadan. Ancak kolumda hissettiğim temas ile duruyor, beni tutanın Ulrasil olduğunu görüyordum. Yüzündeki endişeyi görünce bunun benim için olduğunu görmemle beraber hayatımda ilk kez karşılaştığım bu duruma karşı kısmen afallıyordum. Bir sorun olup olmadığını sorarken cevabı gözlerimde arıyordu. Bir anlık bu afallamamın ardından ne diyeceğimi düşünecek zamanı bulamadan Raldrin’den gelen hissiyatla odağımı Raldrin’e veriyordum. Raldrin’in cümleleri geçen her saniyede öfkemi yeniden katmerlerken bir yandan da beni düşündürmüyor değildi. Raldrin beni birazcık bile tanımadığı için söylediği sözlerin karşısında gelecekte pişmanlık duyacaktı belki de. Bunun olacağına emin gibiydim. Evet, geçmişimi hatırlamıyor olabilirdim ama ne yapıp ne yapmayacağımı az çok bilebiliyordum.

Raldrin’in en dikkat çekici iki sözü vardı. Bunun birincisi yapılması gerekenleri yapacağı ve bağı koparmayacağı sonucuna varan işi kabul etme cümlesiydi. İkincisi ise istemediğini yapmayacağını söylemesiydi ki bu ileride benim ona yaptırmam gereken bir işi yapmayıp beni zor duruma sokabileceği ihtimalini doğuruyordu. Beni nelerin beklediğini kestirmek oldukça güçtü. Ancak kendim de isteklerime oldukça düşkün olduğum için kim bilir ne tür kaos çıkacaktı ortaya… Yine de aludir olmama engel teşkil etmediği için ciddi bir sorun görünmüyordu ortada.

Raldrin’in flulaşırken hafif çatık kaşlarla ancak daha nötr bir ağız ile ortadan kayboluşunu izledikten sonra gözlerimi bir kez kırpıp odağımı Ulrasil’e veriyordum. Ne zamandır bana öyle bakıyordu emin değildim. “Ulrasil…” dedikten sonra kolumu tutan eline kafamı çevirip diğer elimle sakince tutup kolumdan çektikten sonra birkaç saniye kadar elini bırakmayıp bana ilk kez temas eden insanın eline bakacaktım. Bunu yaparken çok da özel bir anlamı yoktu benim için ama yapmamam için de bir engel görmüyordum. Elini serbest bıraktıktan sonra Ulrasil'e “Bir iblisin gücünden medet umarak sadece onun varlığında bir anlamım olmasını kendimi bu şekilde sınırlamayı asla istemiyorum. Bu yüzden kendim de güçlü olmalıyım. Bunun için bir iblise zarar veremesem bile başka ne yapılabilir veya ne yapabilirim? İnsanlar iblislere kıyasla ne derece güçlü varlıklar?” diye soracaktım. Ardından daha sakin bir bakışla “Diğer komut meselesini az önce çözdüm. Sorun ise biraz farklı” diyecektim. Gözlerimin önüne Raldrin’in sözleri dışında iblis diyarında kendi hallerine bıraktığım insanlar ve onların iblislere yem olması geliyordu. Bu anılar gözümün önünden silinirken Ulrasil’e iyice yaklaşıp boy farkından dolayı kulağına söyleyemesem de sağ yanından diğerleri tarafından duyulamayacak yükseklikte, donuk bakışlarla “Ben hiçbir zaman güvenilir biri olamayacağım” diyecektim. Bunu ona söylemekteki birinci sebebim şimdiden buna karşı bir önlem alınması gerektiğini düşünmemdi. İkincisi ise ilk kez biri benim için endişelenmişti. Bu yüzden bu açık sözlülük ona verdiğim bir armağan gibi bir şeydi.

Bana sorsalar kendimi zaten baştan beri güçlü olduğumu söylerdim belki ama kanıtım yoktu. Ancak Raldrin beni dövüşte rahatlıkla yenmişti. Güçlenmeliydim. Çok daha çok çok daha güçlenmeliydim!
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

28 Aug 2022, 07:45

Alevlerin ihtişamlı kudreti her ne kadar Inias'a zarar veremese de, alevlerin içinden gelen o tanıdık cümle irkilmesine ve tırsmasına neden oluyor. Bir an yeni yaşamının daha en başında verdiği mücadeleyi anımsıyor. Hâlâ atlatamaması bir sorun mu? Evet. Engel mi? Hayır. Bir savaşçı hiç kimseyi küçük görmemeli ve kendini olduğu gibi kabul etmeli. Kho'Raktar'ın ne kadar güçlü olduğunu biliyor. Bu da aslında çok iyi çünkü Kho'Raktar onun iblisi. İblisi ne kadar güçlüyse, bir Aludir olarak o kadar üstün olabileceği düz mantık sonucu ulaşılabilecek bir kanı. Bunları geçtikten sonra gülümsemeden edemiyor Inias. Diğerlerine yetişmek onu mutlu ediyor. Başarmak onu mutlu ediyor. Kho'Raktar'ın sözleri ise kıvançla dolmasını sağlıyor. Evet! Kho'Raktar iki diyarı da kabul ediyor. Astlık üstlük ilişkisini kabul ediyor. Onun komutunu kabul ediyor. İşbirliği içindeler. Güzel, gerçekten çok güzel. Şimdi, ilk yap- Inias'ın bir an dikkati başka yöne çekiliyor. Diniel mi o? Nereye gidiyor? Ulrasilin tavrına bakarsak, ortada bir sorun var. Diniel'in nereden gelip nereye gitmek istediğini anlıyor Inias fakat bu çok yanlış bir bakış açısı değil mi? Bir savaşçı savaşı kazanmak için elindeki bütün olanakları kullanmak zorundadır. Zaferi garantilemek bir zorunluluktur. Ulrasil'in dediğine göre de elimizdeki en büyük silah emrimize aldığımız iblis. Inias bunlara kafa yorarken bir anda Kho'Raktar'ı bekletmenin hiç hoş şeylere yol açmayacağını farkediyor ve önüne odaklanıyor. Nerede kalmıştık? Ha, evet! Şimdi ilk yapılması gereken, komutundaki iblisi bilgilendirmek. Inias ne biliyorsa, Kho'Raktar da bilmek zorunda. Aksi takdirde, sağlıklı ve sıkı bir bağ kurulamaz. Kho'Raktar, Inias adına savaşacak, savunacak ve kurtaracak. Bunları yapabilmesi için de bunların nedenini öğrenmek zorunda. Inias'ın kim olduğunu biliyor ama ne olduğunu bilmiyor. Önce Inias'ın ne olduğunu ve kendisinin sıradan bir iblis olmadığını öğrenecek. Ardından düşmanların ve rakiplerin kim ve ne olduklarını öğrenecek. En son ise içinde bulundukları sistemi öğrenecek. Gerisi ise onu kutlu kılan Tanrı'ya kalmış.

"Sesini duymak beni mutlu ediyor, Kho'Raktar. Verilen yemini unutmak savaşçıya yakışmaz! Sana aktarmam gereken bilgiler var. Öğrenmen gereken hususları anlatmam uzun sürecek. O yüzden, dikkatle dinlemeni istiyorum. Öncelikle, senin boyutuna gelmemin ve senle bağ kurabilmemin nedeni Aludir denilen özel bir insan sınıfına dahil olmammış. Qen adını verdikleri zihinsel bir enerji varmış ve bu sayede senle etkileşime geçip bağ kurabilmişim. Ben İblis Boyutu'na ilk geldiğimde bunları bilmiyordum. Hatta, söylemem gerekirse, kim veya ne olduğumu dahi bilmiyordum. Hafızam bile yoktu. Bilen kişilerin anlattıklarına göre benim gibiler senin boyutuna geçtiğinde hafızalarını yitiriyormuş. Nedeni belli değil fakat gerçek benliğin uyanması ile ilgili bir varsayımdan söz ediliyor. Ayrıca özel olan tek kişi ben değilmişim. Sen de özel bir iblismişsin. Bu sayede benle bağ kurabilmişsin. Sıradan iblisler bunu yapamıyormuş galiba. Düşmanlara ve rakiplere gelecek olursak durum şu. Hem sen hem de ben üstün olmak istiyoruz. Görünen o ki, yalnız değiliz. Bizimle aynı amacı paylaşanlar var. Onlar bizim rakibimiz. Onlara diz çöktürmemiz gerek. Bunun yolu apaçık ortada zaten. Düşmanlarımız ise tehlike ve tehdit unsuru olan iblisler. Bunlar ya benim ya da senin boyutunda ciddi sorunlara neden oluyorlarmış. Bu yüzden, onların icabına bakmak bize düşüyor. Yaşamımı üzerine bastığım toprakları ve içinde bulunduğum insanlar topluluğunu korumakla sürdüreceğim. Ana görevim bu olacak. Benim gibiler için uzun uzadıya bir sistem kurmuşlar. Onu da sana aktarmam gerek ama hiçbir şey anlamadım. Sadece özünü kavrayabildim. O da her şeyin yolunda gitmesi ve herkesin başarılı olması için var olan kurulu bir düzen olması. Kendimizi kanıtlama konusu burada devreye giriyor işte. Şu an yanımda bir üst rütbeli var ve seninle olan bağımı görmek istiyor. O yüzden seni çağırdım. Birçok farklı alanda, birçok farklı görevi yerine getiren birçok başka üst rütbeli de var. Bu kişiler güçlü oldukları için rütbeli, rütbeli oldukları için güçlü. En basit açıklama bu olsa gerek. Bir insan olarak gücümün kaynağı fiziksel, zihinsel ve ruhsal üstünlük. Bir Aludir olarak gücümün kaynağı ise sensin. Yedi yirmi dört sana ulaşabileyim, anlaştık mı?"

Kho'Raktar'dan gelecek yanıttan sonra ayağı kalkıp sandalyeye oturarak, Ulrasil'e kendisinden istenileni gerçekleştirdiğini söyleyip içkiden bir iki yudum alacak. Konuşmayı seviyor fakat bu kadar konuşmak ağzını kuruttu. Gerildi de aynı zamanda. Biraz rahatlayıp susuzluğunu gidermek ona iyi gelecek.
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

31 Aug 2022, 13:40

Xaphan; Ibe Anu’ya son kararını açıklayıp komutu söylediğinde, Ibe Anu’nun adeta kıkırdamaya başladığını duyuyorsun. Sinir bozucu bir tondaki kıkırdamasını gizlemek istemeyen gibi duran Ibe Anu “İğfal et mi dedin? Gerçekten mi?” diyor ve kıkırdamasının kahkahaya dönüşmesine engel olamıyor. Ancak birkaç saniye içinde kendini tutmaya çalışan Ibe Anu “Her geçen zaman daha da yarak gibi iş yapıyo’n. Helal sana Siklerin Efendisi! Adının hakkını veriyo’n! İğfal et…” diyor ve kahkaha atmaya devam ediyor. Ancak bakışlarının değişmesiyle kendini tutmaya başlayan Ibe Anu, çocuğa ilişkin anlatımlarınla birlikte, o hunhar bakışlarına ve iştahına geri dönüyor.

Komut olayını hallettiğini Ulrasil’e bildirmenin ardından, Ulrasil’in bakışlarını beklenmedik bir başarının gerçekleşmiş olması gibi şaşkınlıkla büyüyor. Alt dudağını hafifçe bükerek şaşkınlığının tonunu bir kat daha arttıran Ulrasil “Sen de mi?” demekle yetiniyor.

Inias; Kho’Raktar tüm anlattıklarını sabırsız ancak konumuna uygun bir şekilde dinliyor. Ancak kısa bir süre sonra dalgalanmaya başlayan alevler Kho’Raktar’ın sabırsızlığını daha da belirgin hale getiriyor. Tüm konuşmanın sonunda ise harlanmış alevlerden Kho’Raktar’ın “Elbette! Yeminimi sonuna kadar yerine getireceğim!” diyor. Fakat hemen ardından Kho’Raktar “Yoluma çıkan tüm iblisleri yok edeceğim… Sen de kimseden üst rütbeli diye bahsedemeyene kadar ilerle… Sonunda da en tepede buluşalım!” diyor hırslı bir şekilde. Ardından ise alevler duruluyor ve zihnine eski haline dönüyor.

Kho’Raktar ile konuşmanın ardından kendinden bekleneni hallettiğini belirtmenle, Ulrasil’in yüzüne düşmüş şaşkınlık ifadesinin iyice arttığını ve tek bir kelime bile edemediğini fark ediyorsun.

Genel; Bakışlarını üçünüz arasında gezdiren Ulrasil “B-bu… Neresinden baksanız… İnanılmaz.” diyor. Derin bir nefes alıp vermesinin ardından ise Ulrasil büyük bir tebessümle sizlere bakarak “Açıkçası en azından akşama kadar burada olacağımızı düşünüyordum. Hatta yarın için de hiçbir program yapmamıştım. Ama üçünüz de… Bu kadar kısa sürede…” diyor ve dudaklarının arasından kısık bir “İnanılmaz.” kelimesi çıkıyor.

Tüm bu esnada Diniel’i kolundan tutmaya devam eden Ulrasil, Diniel’in kolunu çekmek için hamle yapmasıyla sanki gerçek dünyaya dönüyor. Bakışlarıyla özür diler gibi Diniel’e bakan Ulrasil, Diniel’in sözlerini dinledikten sonra oturduğu yere doğru ilerliyor ve ardından sandalyesine oturuyor. Az önce yaşanılanların şaşkınlığını üzerinden atamadığı belli olan Ulrasil Diniel bakarken “İnsanlar iblislere kıyasla güçlü varlıklar değiller aslında. Daha doğrusu burada güçten kastettiğimiz şeyin ne olduğuna göre cevabımız değişebilir. Kelime anlamıyla güçten bahsediyorsak, sıradan bir Aludir sıradan bir insandan daha güçlü olsa da, gücü bir iblisle kıyaslanamaz. Ancak belli bir kudreti adlandırıyorsak güç olarak, iblislerle bağ kurup bir şekilde onları yönlendirebiliyor olmamız bizi iblislerden daha güçlü kılıyor. Bu yüzden, iblislere iblisler ile zarar vermek dışında elimizden başka bir şey gelmez.” diyor. Son cümlelerinde lafı biraz geveler gibi duran Ulrasil “Yani işin özü aslında hep genelleme… Sınırlı bilgilerimiz bunu söylüyor.” diyerek konuşma şeklinin gerekçesini ortaya koyuyor.

Bu sözlerinden sonra Ulrasil boş bir şekilde yüzünüze bakmaya devam ediyor. Sanki tüm dünyadaki sorunlar çözülmüş gibi size bakan Ulrasil bu boş bakışlarını saklamayı beceremezken “Açıkçası bir sonraki aşamaya geçiş için yarını planlamıştım… Bu yüzden isterseniz biraz daha konuşuruz, isterseniz de kendiniz iyi hissediyorsanız, sonraki aşamaya geçeriz. Ne diyorsunuz?” diyerek seçimi size bırakıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

31 Aug 2022, 22:35

Diğer ikisinin de bildirmesi üzerine iblisleriyle konuştuğunu öğreniyordum. Ulrasil tüm bu olanlara epeyce şaşırıyordu. Dünya’da bana ait olan Raldrin’den başka ne vardı ki. Onunla iletişime geçmek bu kadar zor olmaması gerek diye düşünüyordum tepkisine karşı. Ancak beklentinin en azından geceyi bulması üzerine olduğunu duyduğumda biraz şaşırmıyor değildim. Ulrasil tecrübelerine dayanarak inanılmaz düzeyde bir performans sergilememe karşı şaşırıyorsa, başkaları bundan çok çok daha kötü performans sergilemiş demekti anlaması basit olarak. Ancak bu ilgimi çeken bir mesele değildi.

Ulrasil sonunda kolumu tuttuğunu fark ettiğinde attığı bakışa karşı hiçbir tepki vermiyordum. Sözlerime karşı önce kalktığı sandalyesine dönüyordu. Üzerinde hala şaşkınlık vardı. Cidden bu kadar ilgi çekecek, şaşırtacak ne vardı diye ben de merak etmeye başlıyordum ancak odağını soruma vermesiyle beraber asıl meseleye geri dönüyordum. Sözleri bittiğinde düşünceli düşünceli sandalyeme dönüyordum ben de.

Sıradan insanlardan güçlü olduğumu söylemişti. Sıradan insanları ve kendimi kıyaslayabilecek bilgim olmadığı için üzerine bir yorum getiremiyordum ancak iblisler konusu kabul etmeyeceğim bir meseleydi. Raldrin’e öylesine sert vuruşumun ona hiç mi tesiri yoktu? Gidip kendim de bakmıştım yüzüne aslında. Gerçekten de bir şeyi yoktu ama hiç mi gerçekten? Hiçbir şey mi hissetmemişti? Benimle aynı durumda olduğunu varsayabilirdim eğer öyleyse. İblislerle uğraşmak can sıkıcı bir durum gibi görünüyordu. Aslında aklıma Raldrin’in pelerini vermesi bana bir fikir veriyordu ancak bunu sonraya saklayacaktım.

“Anladım…” diyordum bana cevabına karşı. Ardından sözlerinin kalanını dinliyordum. Raldrin’in biraz önceki uyumam gerektiğini söylemesini hatırlamama rağmen yapmış olduğu sevimsiz konuşmaya karşı ona hiç uyasım yoktu. Etrafta boş boş dolanmaktansa bilgi kaynağı Ulrasil ile vakit geçirmeyi tercih ederdim. O yüzden “Sonraki aşamaya geçmek istiyorum” diyecektim. Kabiliyetlerimi keşfedip kendi başıma ayakta durabilecek seviyede bilgiyi edindikten sonra ne yapacağıma tekrar karar verirdim. Aludir olmayı biraz hızlı kabul ettiğimi düşünüyordum. Ancak sunulan fırsatlar şu an için kendimin sağlayabileceğinden çok daha üstün gibi görünüyordu. O yüzden bir sorun yok gibiydi şu an.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
Xaphan
Posts: 77
Joined: 17 May 2022, 20:56

01 Sep 2022, 11:03

Ulrasil'in neden bu kadar şaşırdığını anlamamıştı Xaphan. İblisine söz geçirmesi beklenmiyor muydu zaten? Sonuçta insanlar, iğrenç iblislerden öyle ya da böyle üstündü. Hele bir de Ibe Anu'nun aşağılığı ve Xaphan'ın ulviliği düşünülünce... "Bu herife boşa mı yağ çekiyorum lan acaba?" Ulrasil'in bu kadar şaşırmış olması Xaphan'ı düşündürmüştü. Diniel ve Inias da Xaphan gibi çok zorlanmadan iblislerine bir komut bulabilmişlerdi. Ulrasil zamanında epeyce bir zorlanmıştı demek ki. Hatta diğer herkes zorlanmıştı sözlerinden anladığına göre. Xaphan kendisinin üstün olduğunu biliyordu. Ama Diniel ve Inias'ın da aynı cevheri göstermiş olması onu sinirlendirmişti. O ikisini öldürmek için daha fazla sebebi vardı artık.

Ayrıca Ibe Anu'yu insanlar alemine çağırmayarak ne kadar doğru bir şey yaptığını da görmüştü. Şimdi büyük bir şey başarmış bir Aludir olarak görülüyordu. Eğer Ibe Anu'yu çağırsaydı arkasından "Komut bulmuş bulmasına da amatörlük var işte." denilen birisi olacaktı. "O lafı edeni bulup amatörü gösterirdim ben ona da, neyse..." Hatta Ibe Anu da yardımcı olurdu amatöre. Yani, Xaphan'ın gücü yetmeyeceğinden değil de o lafı edene daha fazla acı çektirmek için. Ne demişler, üçlü olsun güçlü olsun.

Ulrasil'e fazla düşünmeden cevap verecekti. "Bence de devam edelim. En kısa zamanda eğitimimi bitirip görevimin başına geçmek isterim." Eğer Inias da bu yönde fikir belirtirse ve sonraki aşama için başka bir yere gidecek olurlarsa yolda bir soru sormak istiyordu Ulrasil'e. Aynı yerde direkt sonraki aşamaya geçeceklerse zaman çalmak istemiyordu. "Beyim sizin iblisinizle nasıl bir ilişkiniz var? Kısa bir tecrübe aktarımı yapmanız mümkün mü? Biz de her şeyi ilk defa yaşadığımız için başımıza gelen şeyler sıradan mı sıkıntılı bir durum var mı anlamayabiliriz." diye soracaktı istediği fırsatı bulursa. Bu soruda bir art niyet yoktu. Ha, biraz kendi iblisiyle Ulrasil'inkini kıyaslamak istiyordu ama kötü bir niyetle sormamıştı. KİMİN İBLİSİ DAHA BÜYÜK ÖĞRENMEK DE FENA OLMAZDI AMA.
KÜNYE
İsim: Xaphan
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 31
Boy: 169
Kilo: 63
Sınıflar: Toplayıcı, Dengeli, İllüzyonist
Mevcut GP/AGP/İGP: -
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 2
İrade: 3
Zeka: 3

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Ibe Anu
KÜNYE
İsim: Ibe Anu (et parçası)
Cinsiyet: Erkek
Boy: 197
Kilo: 156
Tür: Hortlak
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 5
Güç: 3
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 5
Arun: 5
Duren: 3
İrade: 4

YETENEKLER
Kana Susamışlık
TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

01 Sep 2022, 17:39

İblisi ile olan bağını pekiştirmek, astlık üstlük ilişkisini resmîleştirmek, diğerlerine yetişmek ve üstünden böylesine beklenmedik ve hayranlık dolu sözler duymak Inias'ı içten içe tatmin ediyor. Hatta, tüyleri diken diken bile oluyor. Akla hayâle sığmaz bir yaşamın daha en başında. Nelere göğüs germesi gerektiğini bilemez ama kesinlikle göğüs gerecek. Kazanıp kazanamayacağını bilemez ama savaşacak. Kimlerle dost, kimlerle düşman olacağını bilemez ama dosta güven, düşmana korku salacak. Bir bilinmezlikten öteki bilinmezliğe atladığı bu yeni yaşamında, her ne kadar dışarıya sorun yokmuşçasına bir görüntü verse de, içten içe bir korku besliyor yüreğinde. Kaderini mühürlemenin ağırlığını bilinci yeni yeni fark ediyor gibi. Macerasının sonunda ne yapmak zorunda olduğunun ağırlığını omuzları yeni yükleniyor sanki. Şimdilik kaçınmayı seçiyor. Şimdilik sadece önüne bakacak ve dümdüz ileri gidecek.

"Hazır, sizin tepkinizden anladığım kadarıyla, böylesine takdire şayan bir başarı yakalamışken, ben de devam etme taraftarıyım. Herkesin istekli ve hemfikir olması önümüzü aydınlatacaktır, eminim."
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

05 Sep 2022, 10:40

Ulrasil, size sorduğu sorunun ardından Diniel’in olumlu cevabıyla yüzündeki tebessümü arttırıyor. Duyduğu heyecanın yarattığı ve gözlerinizin önünde beliren tebessümüyle birlikte Ulrasil bakışlarını Xaphan’a çevirdiğinde, ondan da olumlu cevap almasıyla gözleri parlamaya başlıyor. Geriye kalan son kişi olan Inias’ın da devam etme arzusunu duymasıyla kanı kaynamaya başlayan Ulrasil hafifçe ayak uçlarıyla vücudunu yerden yükseltip indirirken “O zaman vakit kaybetmeyelim! Beni takip edin!” diyor. Bu sözlerinin ardından da bulunduğunuz odadan çıkış yapıyorsunuz.

İçinde bulunduğunuz katın koridorlarında yürümeye devam ederken, bu kata gelişinizde kullandığınız merdivene doğru yöneliyorsunuz. Ulrasil geniş ve dört kişinin rahatlıkla yan yana inip çıkabileceği merdivenlerden aşağıya inmeye başlarken, Xaphan bulduğu bir boşluk anında sorusunu soruyor. Ulrasil, merdivenlerden aşağıya doğru adımlamaya başlarken Xaphan’ın sorusunu ufak bir kahkahayla karşılık veriyor ve hemen ardından sağ eliyle kafasının arkasını kaşımaya başlarken “Açıkçası benim iblisimle aram pek iyi değildir. Yani en azından onun beni sevdiğini düşünmüyorum. Bu yüzden mümkün olduğunca az iletişime geçiyoruz. Böylece sorunlarımızı da en aza indirgemiş oluyoruz.” diyor. Sanki kendisinden kaynaklı bir sebepten dolayı bu tür bir olay yaşandığı havası uyandıran sözlerinin ardından Ulrasil “Tecrübe olarak içinde bulunduğum görevleri falan pek anlatmama lüzum yok. Ancak şunu söyleyebilirim ki, sizin az önce gerçekleştirdiğiniz olayı, ben iki günde anca yapabilmiştim. Hatta durumuma bakarsanız, tam başarılı olup olmadığım bile sorgulanabilir.” diyor gülümseye devam ederken.

Ulrasil verdiği cevaplarla birlikte adımlarını atmayı sürdürüyor ve merdivenden birkaç kat aşağıya inmiş bulunuyorsunuz. Esasen, birbirinin aynısı gibi duran koridorlarda, ufak tefek ince farklılıklar dikkatinizi çekiyor, ancak şu aşamada bunlara kafa yorma niyetinde olmuyorsunuz. Beş kat aşağıya inmenizin ardından girdiğiniz bir koridorda, bu kez yine aynı şekilde odaların bulunduğunu, ancak bu kez odalarının arasının daha geniş mesafelerde olduğunu görüyorsunuz. Ulrasil bu koridorda yavaşça ilerlemeye başlarken kulaklarınız odalardan gelen seslerde oluyor. Yanından geçtiğiniz birkaç odanın içinde insanların konuşmalarına dair sesler gelse bile, konuşmaların içeriğini pek anlayamıyorsunuz. Ancak duyduğunuz sesler, en azından bu koridorda yalnız olmadığınızı ve başkaca insanların da burada bulunduğunu size anlatıyor. Adımlarınız sürerek Ulrasil “Sizi tanıştıracağım biri var. İsmi Kitath ve kendisi tıpkı Vadlena gibi bir anahtar.” diyerek nereye gittiğinize dair bilgi veriyor. Ardından sürdürdüğü adımları, solda kalan bir odaya kadar devam ettiriyor ve odanın önüne gelip ahşap kapıyı iki kez tıklattıktan sonra “Kitath! Ulrasil ben! Arkadaşları sana getirdim.” diyor. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından ise odanın içinden “Kapı açık, gelin!” şeklinde bir cevap geliyor boğuk bir şekilde.

Ulrasil, kapıyı yavaşça açmasının ardından başıyla içeriyi kontrol ediyor ve ardından kapıyı sonuna kadar açarken “Girelim.” diyor. Hepiniz birlikte içeriye girdiğinizde ise, sizi tam bir oturma odası karşılıyor. İki tane iki kişilik ve iki tane tek kişilik koltuklar, ortada duran bir sehpa ve odanın diğer ucunda bulunan yemek masası, içine girdiğiniz odanın bir yaşam alanı olduğunu gösteriyor size. Ancak odanın diğer ucunda bulunan kapı ve sağ köşesine yerleştirilmiş olan mutfak alanı, sadece içinde bulunduğunuz odanın değil, açılan kapının ardındaki her şeyiyle bir yaşam alanı oluşturduğu düşüncesini uyandırıyor sizlerde. Bir süre içeriye bakmaya devam ettiğiniz sırada ise, mutfağın hemen yanındaki kapı açılıyor ve kapıdan omuzlarına düşen beyaz saçları ve keskin yüz hatları olan, 185 cm boylarında, uzunluğuna göre normal denilebilecek kiloda olan ve üzerinde sizinkilere benzer kıyafetler bulunan, otuzlu yaşlarındaki adamı görüyorsunuz. Adam her birinize kısa bir bakış attıktan sonra “Merhaba, BenKitath. Tanıştığımıza memnun oldum.” diyor.

Kitath
Image

Kitath çıktığı odanın kapısını yavaşça kapatırken, hemen yanınızda bulunan Ulrasil “Burası Aludirlerin kalması için tasarlanmış bir yer. Gördüğünüz gibi içinde mutfağı bile var. Hatta arka tarafta bir yatak odası ve tuvaleti de bulunmakta.” diyerek oda hakkındaki kafanızdaki soru işaretlerini bir nebze gideriyor. Ancak size biraz da sert bir şekilde bakan Kitath’ı fark ettiğinde ona doğru ilerliyor ve “İnanılması güç biliyorum, ancak her biri iblisleriyle iletişime geçmeyi başardı. Bu yüzden sonraki aşama için hazır olduklarını düşünüyorum.” diyor. Ulrasil’in sözlerini dinleyen Kitath, pek de tatmin olmuş gibi durmayan bakışlarıyla tekrar size bakarken “Umarım öyledir, öbür türlüsünün sıkıntı olacağını biliyorsun.” diyor. Ulrasil ise Kitath’ın hemen yanına geçip yüzünü size dönüp her birinize kısa bir bakış attıktan sonra “Hiçbir sıkıntı olacağını düşünmüyorum, rahatla.” diyor. Kitath ise Ulrasil’in sözlerine hafifçe omuz silktikten sonra size doğru yürümeye başlıyor.

Kitath, sizlerin birkaç adım önüne kadar geldikten sonra her birinize bir kez daha dikkatli bir şekilde baktıktan sonra “Buraya geliş nedeninizi Ulrasil anlatmıştır. Anlatmadıysa bile aşağı yukarı anlamışsınızdır.” diyor. Hemen ardından ise “Sizi iblis diyarına göndereceğim.” diyerek olayın varacağı noktayı açık seçik söylüyor. Sanki kararlılığınızı ve durumunuzu ölçmek için sözlerini kesen Kitath her birinize bakmaya devam ederken Ulrasil’e hitaben “Onlara ne kadar güveniyorsun?” diye soruyor. Ulrasil ise gözlerindeki parıltıyı gizlemeden “Sonuna kadar güveniyorum.” diyor kendinden emin bir şekilde. Aldığı cevap üzerine gözlerini kapatan Kitath derin bir nefes verdikten sonra “Durum öyleyse, zaman kaybetmenin manası yok.” diyor ve hemen ardından gözlerini hafifçe aralarken “Burada bir kapı açmam sorun teşkil etmez sanırım.” diyor. Kitath’ın ağzından dökülen bu cümleler Ulrasil’in gözlerinin kocaman büyümesine neden oluyor ve Kitath’a doğru ilerlemeye başlarken “Kitath! Bu yasak ve son derece tehlikeli!” diyor. Ancak Kitath bakışlarını sizden ayırmadan “Onlara güvendiğini söylemedin mi Ulrasil? Durum öyleyse, çekineceğin bir şey de yoktur.” diyor. Ulrasil ise Kitath’ın bu sözleriyle adımlarını yarıda kesip olduğu yerde kalırken “Onlara güveniyorum, ancak ters bir durum-” diyerek konuşmaya devam etmek isterken Kitath sözünü kesiyor ve “Onlara güveniyor musun güvenmiyor musun Ulrasil?” diyor. Ulrasil ise derin bir nefes alıp verirken omuzlarını silkiyor ve ardından “Onlar açısından bir güven sorunum yok. Ancak kapı açma konusundaki sorumluluk tamamen sana ait.” diyor. Aldığı bu cevap karşısındaki Kitath hafifçe tebessüm ederken “Orasını bana bırak. Hem sen de buradasın, ne olabilir ki?” demekle yetiniyor.

Ulrasil ile Kitath arasındaki konuşmanın sonlanmasından sonra, Kitath “Bir el atın bakalım.” diyor ve odanın içindeki mobilyaları mutfak kısmına doğru taşımaya başlıyor. Odanın içindeki eşyaları taşırken “Kapıyı burada açacağım ve sizler de iblis diyarına gireceksiniz. Ardından iblislerinizi çıkaracaksınız ve daha sonra onları tekrar, sorunsuz bir şekilde geri çağıracaksınız. Yapacaklarınızın hepsi bu.” diyor son derece basit bir şeyi anlatır gibi. Ulrasil ise yüklendiği tekli koltuğu kenara koyarken “Ya tabi… Gir-çık yapacaklar.” diyor kinayeli bir şekilde. Kitath ise bu sözlere aldırış etmeden “Oradan sorun yaşarsanız, üstesinden de gelirsiniz. Daha önce çıkmayı başardınız nasıl olsa.” diyerek Ulrasil’in tedirginliğini hiçe saymaya çalışıyor. Kitath’ın bu sözlerinin ardından da tüm mobilyaları taşımış oluyorsunuz ve odanın içinde geniş bir boşluk kalmış oluyor.

Her biriniz mobilyaların hemen önünde durduğunuz sırada Kitath sizin birkaç adım önünüzde duruyor. Ardından iki elini göğüs hizasında avuç içleri birbirine gelecek şekilde birleştiriyor ve kafasını hafifçe öne eğiyor. Bir süre bu pozisyonda kalan Kitath ardından iki elini de sanki önünde beliren görünmez bir kapıya yapıştırıyor. Kitath’ın ellerini bu şekilde koymasının ardından, ellerinden başlayan sisli bir karanlığın ellerinden yayılmaya başladığını görüyorsunuz. Düzensiz bir şekilde hareket eder gibi duran siyah dalgalanmalar size girdiğiniz iblis diyarını hatırlatırken Kitath’ın ellerini yavaşça ittirmeye başladığını görebiliyorsunuz. Her ne kadar ellerini ileriye doğru hareket etmese bile, Kitath’ın belli bir güç uyguladığını fark edebiliyorsunuz. Kitath’ın ellerinden yayılan karanlık bir insanın geçebileceği kadar büyük bir daireye dönüşüyor ve Kitath derin bir nefes ellerini hızlıca ileriye doğru ittiriyor. Kitath’ın bu hamlesinden sonra karanlık dairenin hızla büyüyerek neredeyse tüm odayı kapsar şekilde genişlediğine şahitlik ediyorsunuz. Gözlerinizin önünde beliren kocaman karanlık daireden yayılan bir aura bu esnada sizi sarmalamaya başlarken, içinizden bir şeylerin de kıpırdanmaya başladığını hissediyorsunuz. Sanki size ait olmayan bir şeylerin harekete geçtiğine dair bu hislerinizin, esasen içinizde tuttuğunuz iblislerin varlığına dair bir sinyal olduğunu kısa sürede kavrıyorsunuz. Bu esnada kollarını yavaşça aşağıya indiren Kitath, hemen önündeki karanlık dalgalanmalara bir süre baktıktan sonra size dönüyor ve “İblis diyarına giriş yapabilirsiniz. Ulrasil burada kalacak ve sizlerden sonra ben de her ihtimale karşı yanınıza geleceğim. Az önce de söylediğim gibi, yapacağınız tek şey iblislerinizi çıkarmak ve ardından onları tekrar geri çağırmak. Sonrasında da buraya geri geleceğiz.” diyor. Bu esnadan Ulrasil’in tedirgin bakışlarına aldırış etmeyerek her birinizi süzen Kitath “Hazırsanız buyurun.” diyerek karanlık daire ile aranızdan çekiliyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Aludir Üssü”