İblisin ismini söylememesi genç adamı az da olsa işkillendiriyor. Ağır gelirmiş falan... Alt tarafı isim, nesi ağır gelebilir? Hatta bu durum genç adama o kadar saçma geliyor ki dillendirmeden edemiyor. "Kusura bakma ama verdiğin örnek çok saçma. Alt tarafı isim. Ben de istesem..." Genç adam aniden duraklıyor ve az önce edindiği bilinmezlik hissini tekrardan yaşıyor. Cümlenin devamında onun da istese kendi ismini hemencecik söyleyebileceğini açıklayacak olsa da bunu yapmaktan vazgeçiyor. Genç adama bir şeyler yanlış gibi görünüyor. Bu duyguya bir anlam yükleyemiyor. Hayır, bir anlam yüklemek istemiyor. Bazı şeyleri hatırlamadığının zaten farkında, ama bu...
Bu çok fazla.
Garip ve utanç verici bir sessizliğin ardından iblis tarafından kendisine önemli bir soru yöneltiliyor. Şu konuşmanın başından beri ilk defa iblis akli dengesinin yerinde olduğunu belli eden bir soru sorduğu için genç adam dışarıdan göstermese de heyecanla soruyu cevaplamaya yelteniyor. "Sana dürüst olacağım..." diyor ve yine duraklıyor. "Aslında burada sana bir birey olarak saygı duyduğumu göstermek adına ismini kullanmak isterdim ama oldukça saçma bir nedenden dolayı bilmiyorum. O yüzden kendine taktığın lakabını kullanacağım sorun etmeyeceksen." diyor ve az önceki cümlesine tekrar başlıyor. "Sana dürüst olacağım İnsanların Kurtarıcısı ve İblislerin Efendisi. Burası ve burası dışındaki yerleri ayırt edebilmem için bazı şeyleri hatırlamam gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki buradan çıkınca nereye gideceğim hakkında hiçbir fikrim yok. Ama sana aklımdaki bir plandan bahsedebilirim. Seninle görüşmeden önce Vadlena adında bir kadınla karşılaştık. Bu kadın hepimize kötü davrandı, ben de onu alt edebilmek için köprüden geçene kadar ayıya dayı deme politikasını uyguladım. O kadına haddini bildirmek istiyorum. Kendisini üstün sanıyor ama benim potansiyelimin farkında değil. Onun beni ve gücümü kabul etmesini istiyorum." diyor ve sözü iblise bırakıyor.
Bu çok fazla.
Garip ve utanç verici bir sessizliğin ardından iblis tarafından kendisine önemli bir soru yöneltiliyor. Şu konuşmanın başından beri ilk defa iblis akli dengesinin yerinde olduğunu belli eden bir soru sorduğu için genç adam dışarıdan göstermese de heyecanla soruyu cevaplamaya yelteniyor. "Sana dürüst olacağım..." diyor ve yine duraklıyor. "Aslında burada sana bir birey olarak saygı duyduğumu göstermek adına ismini kullanmak isterdim ama oldukça saçma bir nedenden dolayı bilmiyorum. O yüzden kendine taktığın lakabını kullanacağım sorun etmeyeceksen." diyor ve az önceki cümlesine tekrar başlıyor. "Sana dürüst olacağım İnsanların Kurtarıcısı ve İblislerin Efendisi. Burası ve burası dışındaki yerleri ayırt edebilmem için bazı şeyleri hatırlamam gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki buradan çıkınca nereye gideceğim hakkında hiçbir fikrim yok. Ama sana aklımdaki bir plandan bahsedebilirim. Seninle görüşmeden önce Vadlena adında bir kadınla karşılaştık. Bu kadın hepimize kötü davrandı, ben de onu alt edebilmek için köprüden geçene kadar ayıya dayı deme politikasını uyguladım. O kadına haddini bildirmek istiyorum. Kendisini üstün sanıyor ama benim potansiyelimin farkında değil. Onun beni ve gücümü kabul etmesini istiyorum." diyor ve sözü iblise bırakıyor.


