Başı hala iblisin boynuna yaslı, ismini düşünüyordu. Yofie... Hangi dildeydi, ne anlama geliyordu, bu ismi ona kim vermişti hiçbir fikri yoktu. İsmini hatırlarsa geçmişine dair bir şeyler de hatırlayacağını düşünmüştü ancak hiçbir anısına ulaşamıyordu. İsmini öğrenmesi de önemli bir şeydi tabi, ilk adım sayılırdı. Gerçi Vadlena onlara anılarını bir daha asla hatırlayamayacaklarını söylemişti. Belki bu isim de onun gerçek ismi değildi. Belki bu diyarlarda baştan yaratılıyordu, bilmiyordu. Yine de bildiği tek şey bu ismin ona yabancı gelmediğiydi. Yofie. Duymuştu bu ismi daha önce. Sadece o zamanlar kendisine ait olup olmadığından habersizdi. Burada ilk uyandığında duymuştu ismini. Şimdi de iblisin ağzından duymuştu uyandığında. İlk başta ona ismini söyleyen de iblis miydi yoksa gördüğü parıltı mıydı acaba?
Bu düşüncelerin içerisindeyken daha neye uğradığını anlayamadan kendini yere düşmüş bir vaziyette buldu. Tam korkuyla etrafına bakınırken iblisin uyanmakta olduğunu fark etti. Üzerine yatmış olan genç kızı oldukça kibar bir şekilde silkelemişti gerçekten. Oflayarak, toz olup olmadığını bile anlamadığı üstünü silkeleyerek doğrulduğunda yine o çok tanıdık öfkeli kehribar gözleri kendisine kilitlenmiş halde buldu. O mahcubiyet, o tatlılık nereye gitmişti? Yofie'nin daha önce tahmin ettiği gibi hepsi iblis yorulduğu içindi. Şimdi gücünü topladığına göre oyunlarına kaldıkları yerden devam edeceklerdi. İblisin kükremesiyle saçları arkasına doğru havalanarak yeniden omuzlarına döküldü. Nefesi muhteşem kokuyordu. Anlaşılan iblis, Yofie onun üzerine yattığı için sinirlenmişti. Genç kız ellerini teslim olmuş gibi havaya kaldırdı. "Özür dilerim, yatacak daha iyi bir yer bulamadım. Yere yatmak istemedim. Seni uyandırmaya çalıştım ama çok derin uyuyordun." Yeniden top gibi havada sektirilmemek için sözlerini dikkatlice seçmeye karar verdi. "Yine mi saldıracaksın? Bunu atlattık sanıyordum. Sen kazandın dedim ya sana. En üstün, en korkunç, en vahşetli, en kudretli olan sensin. Kabul ediyorum. Sana saygısızlık ettim, üzgünüm. Artık bunu bıraksak olur mu? İkimize de bir faydası olmayacak." Havada tuttuğu ellerini yavaşça iki yana indirdi. "Uyurken adımı öğrendim biliyor musun? Yofie! İsmim buymuş. Artık sana kendimi düzgünce takdim edebilirim. Ben Yofie. İblis diyarına bir şekilde düştüğü için zavallı ancak dünyanın en havalı iblisi ile tanışma şerefine eriştiği için şanslı bir insan. Evet havalı olduğunu düşünüyorum. Egonu istediğin kadar şişirebilirsin, hakkın var." dedi gülümseyerek. Muhtemelen hiçbir işe yaramayacaktı ancak bunlar onun samimi düşünceleriydi. İblise tekrar ismini sorma zahmetine girmedi. Nasıl olsa söylemeyecekti.
Bu düşüncelerin içerisindeyken daha neye uğradığını anlayamadan kendini yere düşmüş bir vaziyette buldu. Tam korkuyla etrafına bakınırken iblisin uyanmakta olduğunu fark etti. Üzerine yatmış olan genç kızı oldukça kibar bir şekilde silkelemişti gerçekten. Oflayarak, toz olup olmadığını bile anlamadığı üstünü silkeleyerek doğrulduğunda yine o çok tanıdık öfkeli kehribar gözleri kendisine kilitlenmiş halde buldu. O mahcubiyet, o tatlılık nereye gitmişti? Yofie'nin daha önce tahmin ettiği gibi hepsi iblis yorulduğu içindi. Şimdi gücünü topladığına göre oyunlarına kaldıkları yerden devam edeceklerdi. İblisin kükremesiyle saçları arkasına doğru havalanarak yeniden omuzlarına döküldü. Nefesi muhteşem kokuyordu. Anlaşılan iblis, Yofie onun üzerine yattığı için sinirlenmişti. Genç kız ellerini teslim olmuş gibi havaya kaldırdı. "Özür dilerim, yatacak daha iyi bir yer bulamadım. Yere yatmak istemedim. Seni uyandırmaya çalıştım ama çok derin uyuyordun." Yeniden top gibi havada sektirilmemek için sözlerini dikkatlice seçmeye karar verdi. "Yine mi saldıracaksın? Bunu atlattık sanıyordum. Sen kazandın dedim ya sana. En üstün, en korkunç, en vahşetli, en kudretli olan sensin. Kabul ediyorum. Sana saygısızlık ettim, üzgünüm. Artık bunu bıraksak olur mu? İkimize de bir faydası olmayacak." Havada tuttuğu ellerini yavaşça iki yana indirdi. "Uyurken adımı öğrendim biliyor musun? Yofie! İsmim buymuş. Artık sana kendimi düzgünce takdim edebilirim. Ben Yofie. İblis diyarına bir şekilde düştüğü için zavallı ancak dünyanın en havalı iblisi ile tanışma şerefine eriştiği için şanslı bir insan. Evet havalı olduğunu düşünüyorum. Egonu istediğin kadar şişirebilirsin, hakkın var." dedi gülümseyerek. Muhtemelen hiçbir işe yaramayacaktı ancak bunlar onun samimi düşünceleriydi. İblise tekrar ismini sorma zahmetine girmedi. Nasıl olsa söylemeyecekti.


