Doğmuşlardan Bilemeyeni (Diniel)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

30 Jun 2022, 10:57

Pelerinin akıbetine şu an olan bitenden daha çok önem verdiği baygın ve donuk bakışlarından anlaşılan iblis, ilk sözlerine umursamaz bir omuz silkmeyle karşılık veriyor sadece. Ancak pelerin konusunda söylediklerinden sonra iblisin yüzü düşüyor ve mutsuz bir hale bürünüyor. İçinden pelerinin geri gelmeyeceğini düşünmüş olduğuna emin olduğun iblise bu hususta başka bir şey söylemeden olduğu yerde oturmaya devam ediyor ve ardından cümlelerini kurmaya başlıyorsun. Kendini zorlayıp ettiğin özre karşılık, iblisin tepkisiz hali içten içe sinirlerini bir kez daha hoplatırken, yine de kendini olabildiğince tutarak iblisi elinde oturmaya davet ediyorsun. Ancak karşındaki iblisin umursamazlığı her geçen saniyede ve nefeste kendini gösteriyor ve sanki sen kendisini hiç buyur etmemişsin gibi olduğu yerde dikelmeye devam ediyor. Bununla kalmayan iblis, dikkatinin dağılmasıyla birlikte etrafına bakınmaya başlıyor sen konuşmaya devam ederken.

Cümlelerini tamamladığında, sen istediğin için değil, kendi arzusuyla olduğu yere çöker gibi davranan iblise karşı cümleni dile getirdiğinde, iblis sanki alttan kendisine bir diken batmış gibi yerinden zıplıyor ve çatık kaşlarıyla sinirli yapmaya çalıştığı, ancak az önceki gerçek öfkesine nazaran zoraki görünen bir ifadeyle “E sen de bana hakaret ettin!” diyor. Kafasını hafifçe öne doğru söylediği bu cümlelerinin ardından kendini bir adım geri çeken iblis “Yani ben sana şimdi hakaret etsem sen de saldırırsın, abartılacak bir şey yok bunda.” diyor. Hemen ardından ise bakışlarındaki donukluğu arttırarak “Hem bir şey de olmadı işte, görüyorsun. Bandajını parçaladık o kadar. Çok istiyorsan al pelerin sende kalsın ödeşmiş olalım.” diyor. Bu sözlerinin ardından sanki söylediğine pişman olmuş gibi yüzü düşen iblis, kafasını hafifçe yana çevirip sanki senin duymanı istemezmiş gibi “Çok ucuza gitti ya! Hay ağzıma!” diye iç geçiriyor mırıltı şeklinde.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

30 Jun 2022, 17:49

Sitemim karşısında hala aklı pelerindeydi belli ki. Bana ne yapacak bir şey yok der gibi omuz silkeledi sadece. Pelerinle ilgili söylediğimde ise yüzü düşmüş mutsuz mutsuz bakıyordu. Gerçekten de pelerinin bir değeri olmalıydı. Ayrıca hala gidici olduğunun sinyaliydi bu büyük ihtimalle. Büyük bir efor sarf ederek dilediğim özre karşılık ise hiçbir tepki vermiyordu. İnanılmaz! Gerçekten de söylediğim gibi bir odundu. O boş bakışların ardında ne düşündüğü o kadar belirsizdi belki de önemsemişti dediğimi ama bir dönüş yok dönüş! Kriz geçirmeme ramak kalmıştı ama yine de kendimi tutabilmiş ve oturmaya davet etmiştim onu. O ise ağaç gibi dikili kalmıştı olduğu yerde. Bu tavrını dert etmeyip cümlelerimi tamamlamıştım. Cümlelerim sona erdiğinde beyefendi ben davet ettiğim için değil de kendi paşa keyfi istediği için oturuyormuş gibi oturmuştu ancak oturur oturmaz kurduğum cümle ile yerinden zıplamıştı adeta oturduğu yerde bir diken batmış gibi. Kızgın kızgın benim de ona hakaret ettiğimi söylemişti. Birbirimize benzediğimizi söyleyerek mi? Olay bununla başlamıştı değil mi? Hadi sonraki laflarım ağırdı ama sırf benzeme konuşmasından dolayı tüm bunlar yaşanmamış mıydı? Sonuçta o bir iblisti ve farklı şeylere farklı tepkiler vermesi normaldi aslında o yüzden karşı bir şey söylemek istemiyordum henüz. Zaten bunları söylerken de başı hafifçe öne eğikti. Kendi de aşırı davrandığını kabul ediyor olmalıydı. Ardından bir adım geri çekilip konuşmasını devam ettirdi. Donuk bakışlarla pelerin ile ödeşmiş olacağımızı söyledi. Tüm bunları söylerken içimin ona karşı yumuşadığını hissediyordum. Onu tam sevimli bulmaya başlamıştım ki sonunda pelerinin ucuza gittiğini söylemesine gıcık olduğum için yeniden sinirli bir bakış attım ona. Kafası dönük olduğu için farkında değildi muhtemelen ama bu da bana onu izleme şansı sunuyordu. Karşımda çocuksu ama aynı zamanda güçlü bir ejderha vardı. Bazı şeyleri ciddiye almıyordu tıpkı söylediklerimden çok pelerini dert etmesi gibi. Ayrıca insana da çok benziyordu. Hafifçe tebessüm ediyordum ona. "Görürsün sen" dedim içimden gıcıklığına karşı ve ona "Ucuza mı gitti?! Bak ne dicem, kavgada önce ben vurdum zaten" dedim ona karşı bir zafer kazanmış gibi iğneleyici bir dille. Ardından attığım kafa gözümde canlanınca yüzüm bir anda düşmüştü. Ben zarar görmüyordum tamam da o da zarar görmez miydi burada? Oturduğum yerde ona samimi olarak "Güçlü bir ejderha olduğunun farkındayım, ki az önceki performansında da gösterdin. Zaten doğru düzgün bir şey bildiğim yok ama iblisler insanları pek sevmiyor herhalde öyle mi? Bir sincap bana sen de benim gibisin deseydi bunu dert etmez üstüne sevimlilik olarak görürdüm..." dedikten sonra yumruğumu gitgide sinirlenmenin etkisiyle sıkılarak "ama zararlı bir böcek deseydi, işte o zaman işler değişirdi. Bazı şeyleri yanlış anlamış olabilirim. Neyse..." dedikten sonra bunu konuşmayı boş verip sakinleşiyor ve ayağa kalkıyordum. Sakin adımlarla iki adım kadar arada mesafe kalacak şekilde ona yaklaşırken "Bak söyleyeceklerim için baştan söylüyorum, bana karşı gurur falan yapma, başka kimseyi bilmem ama benim için yapma tamam mı? Sanırım bulunduğumuz yer nedeniyle burada zarar görmüyorum. Güçlü ejderha gururunu okşayamayacağım, ya sen? Sanmıyorum ama, az önceki yediğin kafadan dolayı bir şey oldu mu?" derken sağ elimle sol kolundan hafifçe destek alırken ayak parmaklarımla destekle boyumu ona eşitlemeye çalışıp attığım kafadan dolayı bir şey oldu mu diye yüzünü inceleyecektim. Bu sırada da sakince ve tebessümle "Sapıtayım deme yoksa o güzel gözlerini parmaklarımla oyarım" diye mırıldandıktan sonra bir şeyi var mı diye hala onu incelemeye odaklanmışken bir ara gözüne bakacak ve "Benim gözlerim de güzel mi acaba?" dedikten sonra incelemeyi tamamlayıp kolunu bırakıp bir iki adım geri gidecek ve "Keşke ben de nasıl göründüğümü bilseydim" dedikten sonra tepkisini bekleyecektim. Onunla daha fazla vakit geçirmek istiyordum. Bu yüzden onu peşi sıra sorulara boğup kaçırasım hiç yoktu.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

01 Jul 2022, 10:08

İblisin sözlerinin ardından başladığın cümlenin sonunda, iblisin tıpkı pelerinle ilgili söylediği şey gibi mırıldanarak “Ne olmuş yani, ben de memelerini gördüm.” dediğini duyuyorsun. Ancak şimdilik bu konuya takılmadan konuşmana devam ediyorsun. Her ne kadar niyetin iblisle konuşmak olsa da, iblisin pek de seni dinliyor gibi durmayan tavırları karşısında konuşmanın yapabileceğin en zor şeylerden biri olduğunu anlayabiliyorsun. Fakat elinden bu aşamada başka bir şey gelip gelmeyeceği konusunda emin olamadığın için en azından konuşmaya devam ediyorsun. Ayağa kalkmadan önce yaptığın konuşmaya iblis sadece belli belirsiz bir baş hareketiyle karşılık vererek, ne seni konuşmaya teşvik ediyor ne de susmaya. Öyle arada kalmış bir şekilde iblise doğru ilerliyorsun. Kendisine doğru geldiğini birkaç adımından sonra fark eden iblis, hafifçe irkilmiş gibi bir adım arkaya atsa da, daha sonra olduğu yerde kalıp suratına donuk bakışlar atmakla yetiniyor.

İblisin yanına geldiğinde onunla boyunu eşitlemeye çalışan hareketine iblis garip bir yüz ifadesiyle karşılık veriyor. Sorduğun soruya karşılık ise iblis “Y-yok be, ne olacak?” diyor çekingen bir şekilde. İblisin alın kısmına baktığında, vurduğun yerde gerçekten de herhangi bir iz veya berelenme olmadığını görebiliyorsun. Ancak iblisin bakışlarının hafif göğüslerine doğru kaymasıyla yaptığın uyarı aynı ana denk geliyor ve iblis de “Pelerinime bakıyordum! Bana ne senin kocaman, büyük, ihtişamlı memelerinden!” diyor. İblis daha sözlerini yeni tamamlamışken bir anda gözlerini iblisinkiler hizasına getirmenle iblis bu kez kafasını irkilerek geri çekiyor ve yüzüne sanki aklının yerine olup olmadığını sorgular şekilde bakıyor. İblisten uzaklaşmaya başladığın esnada söylediğin sözlere karşılık iblis “Normal insansın işte. Büyük memelerin var… Kızıl saçlar… Büyük… Şey… Sivri çene… Mem… Yani Göz… Normal yani, öyle çok merak edilecek bir tarafı yok.” diyor dünya üzerindeki en önemsiz detayı bir kez daha dile getirir gibi. Tabi belli noktalar hariç...
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

01 Jul 2022, 23:11

Oturduğum sırada dinlemiyormuş gibi tavırları öylesine irite ediciydi ki cümleleri kurmak dünyadaki en zor işmiş gibi geliyordu. Zaten biraz öncesinde de göğüslerimi gördüğünü söylemişti dediğime karşılık olarak. Patavatsız cinsi sapık! Sözlerimden sonra adam akıllı dinlemediğini üzerine yürürken bunu geç fark edip irkilmesinden anlıyordum. Bir şey oldu mu diye sorduğumda çekingen cevaplamıştı. Göğüslerimi dikizlemesi konusunda baştan uyarım ile bunu yapmaya kalkışması paralel olmuş ve kendini savunmak için pelerine baktığını, dahası göğüslerimin büyük ve ihtişamlı olduğunu söylemişti. Evet, göğüslerim ihtişamlıymış. İhtişamlı… Belki de gerçekten gözlerini oymalıydım şu anda. Görünüşüm ile ilgili de bir şeyler anlatmayı becerememişti. Göğüslerime takmış pis sapık! Bir yandan ilgili değilmiş gibi davranmaya çalışıp bu kadar yüksek seviye bir beceriksizlikle ağzını tutamıyor olması… Öylesine gıcık olmuştum ki imdat diye bağırmak istiyordum bu karanlığın içinde. Bu odun herif böyleydi demek ki yapabilecek çok bir şey yoktu. Ancak bana aklımı kaybetmişim gibi sorgular bakışına daha çok takılmıştım. Kollarımı kovuşturup dünyanın en ciddi meselesini tartışır gibi “Ne var, bir şey bilmiyorum dediğimde yalan mı söylüyordum? Kendimi merak ettim” dedikten sonra ellerimle başımın sol yanından bir tutam saçı ayırıp gözümün görebileceği şekilde sol avucumda tutarken ne kadar da güzel saçlarımın olduğuna dikkat ediyordum. Ancak karşımdaki odunun sadece göğüslerime odaklanması başka bir özelliğimin olmadığı anlamına geliyor da olabilirdi. Saçlarımın söylediğine göre ise o sadece odundu. Ancak anlatışı da öyle önemsiz bir şeyden bahseder gibiydi ki cidden güzel olmadığımı düşünüyordum. Bu da can sıkıcıydı. “Normal insan deyip göğüslerime takılıp kaldığına göre güzel değilmişim demek ki. Neyse…” diye bozuk attıktan sonra anlattıklarımı ne kadar da boş dinlediğini gözümde yeniden canlandırıp madem öyle biraz da o anlatsın diye düşünerek “ben anlatınca ancak birkaç saniye sonra konuşmamım bittiğini fark ediyorsun. Madem bu kadar sıkıcı geliyor, o zaman biraz da sen anlatsana. Sen kimsin? Nereden geldin? Yani biraz kendini anlatsana" dedikten sonra esprisine "Gerçekten bir sapıkla konuşup konuşmadığımı bileyim" diyor ve o an fark ettiğim bir sebepten dolayı "Bir de..." diye ekleme yapıyordum. Kuşandığım pelerine bir bakışın ardından iblise bir adım yakınlaşarak gözümle kıyafetini kısaca inceleyip dünyanın en sıradan olayını konuşur gibi "Bu giysileri öldürdüklerinden almıyorsun değil mi? Normalde hemen sormayacaktım ama bu verdiğin pelerin nereden? Sana birebir oturmuşlar o yüzden çok sanmıyorum ama bu diyarla ilgili bildiğim tek şey karanlık olduğu için acaba nasıl elde ettiğini..." diye cümlelerimi bir soruyla tamamlayacakken daha kendimle ilgili bir şeyi bilmeyip ona bu konuda soru sormamı "gerçi ben de göğsümü sargıyla sarmıştım. Ben kendim giyinmişimdir. Sanırım... Yani daha kendi giysilerimi nereden bulduğumu bilmiyorum neyse" diyerek gereksiz buluyordum.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

02 Jul 2022, 10:50

Maruz kaldığın donuk bakışlara rağmen bir şekilde konuşmayı sürdürme gayretine karşılık, iblisin çoktan zihnen bu dünyadan göçmüş olduğunu fark edebiliyorsun. Bir türlü sana odaklanmayan bakışları ve geçiştirircesine salladığı başı dışında, iblisin sana karşı pek de bir şey göremiyorsun bir kez daha. Ancak bu duruma bir şekilde alışmış olmak ve iblisin de bu ana kadar bir şekilde sana karşılık vermesi, konuşmanı sürdürmeni sağlıyor. Ancak konu iblise sormaya başladığın sorular olduğunda, iblis yılgınlıkla yüzüne bakıyor ve konuşmanın gidiş tarafından memnun olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Buna rağmen konuşmaya devam etmenle birlikte, iblisin omuzlarının iyice düştüğünü, gözlerinin devrildiğini ve neredeyse ayakta durmakta bile güçlük çektiğini görüyorsun. En sonunda da, sen hala daha konuşmaya devam ederken, iblis bir patates çuvalı gibi kendini yere bırakıyor ve olduğu yere çöküveriyor. Sanki etinden et koparılıyormuş gibi acılı bir ifadeye dönen donuk bakışları, tüm konuşman sonlandığında ancak düzelebiliyor. İblis bir süre sana bu donuk bakışlarla baktıktan sonra “Yemin ediyorum bir an hiç susmayacaksın sandım!” diyor sanki kendinden bile tiksinircesine.

İblisin bu sözlerine karşılık biraz afallamış olsan bile, onun tavırlarına aşinalık kazanman olması gerekenin dışında bir tepki vermenin önüne geçiyor. İblis ise, hala söyleyeceklerinin olduğunu işaret eden tavırlar içerisinde sana bakarken “Yanlış anlama ama cidden gebereceğim şimdi!” diyor bıkkınlıkla. Kollarını yavaşça göğüslerine bağlayan iblis “Yani gideyim diyorum, salmıyorsun. Vurayım diyorum, canın yanmıyor. Memelerine… eh-ehem… bakıyorum, sapık var diye kaçmak yerine konuşuyorsun. Ben anlamadım ne istiyorsun?” diyor. Aslında bu sorusunun cevabını kendisi de biliyormuş gibi bir an duraksayan iblis “Bağ kurmak falan filan diyordun. Kuralım da bitsin bu işkence! Adını söyle bana, sonra ben de adımı söyleyeceğim. Her şeyden vazgeçtim yemin ediyorum!” diyor. Ancak hemen ardından bir anda bakışlarını keskinleştiren iblis “Ama beni yanlış anlama… Ne olursa olsun istemediğim hiçbir şeyi yapmam!” diyor tehditvari bir şekilde. Fakat bir anda bu ifadesini bir kenara atan iblis “Hadi söyle bakalım adını.” diyor o önemsiz konulardan bahseder gibi olan tavrıyla.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

02 Jul 2022, 16:29

İblis ile iletişime geçme çabam hiç susmayacaksın sandım demesiyle sonlanıyordu. Konuşmam boyunca işkence çekiyormuş gibi yere çökmesinin üzerine böyle bir şey söylemesi birbirine paralellik gösteriyordu. Evet, gerçekten de dinlemek aşırı sıkıcı geliyordu ona. Ancak doğrudan böyle bir şey söylemesi beni afallatıyordu yine de. Ancak bu kez bir şeyler mırıldanıp geçmiyor aksiyon alıyordu ilk kez. Artık istediğin olsun da bu işkence son bulsun yeter diyerek bağ kurmayı kabul ediyordu. Adımı söylememin ardından kendi adını söyleyecekmiş. E ben adımı bilmiyorum ki. Kurulan bağa bir şart koşarak istemediği bir şeyi yapmayacağını söylüyordu. Bu ne alaka bir cümle diye düşünüyordum. Çünkü ona zorla ne yaptırabilirdim ki? Olayların bu şekilde gelişeceğini tahmin edememiştim. Fazla hızlı ilerlemişti her şey. Bunca zaman benden kurtulmaya çalışıp kurtulamamasından dolayı pes etmesinin neyini yanlış anlayabilirdim ki? Onca kendimle ilgili ortaya döktüğüm sözlerin sonunun böyle olduğunu düşününce içimde bir soğukluk hissediyordum. Duygularımın kapıları birer birer dışarıya kapanıyor gibi yüzümdeki canlılık da yavaşça solup yüzüne bakarken önce nötrlüğe sonra da daha ciddi bir hale bürünüyordu. Yaklaşık bir on saniye kadar süren bu sessiz değişim sırasında ölmemek için en mantıklı hareket olarak iblisin istediğini yapmayı kendi kendime düşünüyordum. Ardından sade bir "anladım peki. Şartını da kabul ediyorum" dedikten sonra ondan bir şey saklama gereği duymama gerek olmadığını anlamıştım. Ucuza gittiğini düşündüğü pelerini, davası başlamadan önce sonlandırmak için sakince üzerimdeki pelerini çıkardıktan sonra sol kolumla göğüslerimi gizlerken sağ elimde tuttuğum pelerini iblise uzatacak ve bununla ilgili bir sorun olmadığıyla ilgili başımla bir kerelik onaylama hareketiyle hiçbir şey söylemeden almasını bekleyecektim. Bana karşı başından beri aynı tavırları sergilese de sonunda yine dürüst ve açık sözlü olduğu için ona kızmıyordum. Ancak kendi yaptıklarımı şaklabanlık gösterisi olarak düşünerek kendime kızıyordum öfkemi dışarıya belli etmeden. Yine de bir şekilde olayların sonu bağa gelmişti. Bu da en azından bir geleceğim olduğunu gösteriyordu.

Pelerini teslim ettikten sonra karşısına oturup dizlerimi karnıma doğru çekip göğüslerimi kapatıyordum. Adların söylenmesiyle bitecek işmiş gibi başka bir şey istememişti benden. Adımı bilmediğimi biliyordu ancak hala istediğine göre bununla ilgili fikir sahibi olduğunu düşünüyordum. Ellerimi de bacaklarım çevresinden dolaşıp ortada birbirine bağladıktan sonra ciddiyetle ancak ilgiyle "Adımı öğrenmenin yolu nedir?" diye soracaktım. Sonunda gerçekten kim olduğumu öğrenmenin yolunu öğrenebilecek miydim? Bunca geçen zamanda kafamdaki ilk soru işaretini giderebilecek miydim? Bu konuda oldukça meraklıydım.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

04 Jul 2022, 09:55

Şartlarını kabul ettiğini duymak, iblisin yüzünde herhangi bir belli duygu ifadesi oluşturmuyor. Tıpkı öncekiler gibi, önemsiz konulara dair takındığı tavrını sürdüren iblis, bu kez pelerinin ona doğru uzattığında sanki ilk kez mutlu bir yüz ifadesine bürünüyor. Ancak göğüslerinin açık kalacağı noktasında yüzüne yansıyan bir düşünce sırasında iblis, hafifçe sana bakıyor ve onaylama hareketini gördükten sonra pelerinine uzanıp alıyor. Pelerini yavaşça üstüne geçiren iblis gözlerini olabildiğince senden kaçırmak ister gibi duruyor. Bu kez bilinçli bir şekilde bunu yaptığını anladığın iblise karşılık sorunu sorduğunda, iblis kocaman ve bomboş gözlerle sana bakıyor. Sanki dünyanın en boş sorusu sorulmuş gibi suratına bakan iblis, omuzlarını silkip açılan göz kapakların eski umarsız pozisyonuna geri getirirken “Ya şu mevzu artık uzamasın, kapansın diye kabul ediyorum, ama sen hala bir şeyler sorup duruyorsun.” diyor durumdan duyduğu memnuniyetsizliği yüz ifadesine yansıtarak. Ekşiyen yüzüne karşılık bakışlarını olabildiğince gözlerinde tutmaya çalışan iblis “Ne bileyim, bilen birine sor diyeceğim de sen hiçbir şeyi hatırlamıyorum diyeceksin, en başa dönmüş olacağız.” diyor. Tüm bu durumdan fazlasıyla sıkıldığı halinden belli olan iblis, bağdaş kurup sağ eline çenesini dayarken yüzüne düşünceli bir ifade takınıyor. Kafasından geçen şeyleri mırıltı halinde dile getirse de, bu sözcükler senin için anlaşılabilir olmaktan uzak oluyor. Ancak birkaç saniyenin sonunda iblis bakışlarını çok da matah bir çözüm yolu bulmamış gibi sana çevirirken “Şöyle bir şey var…” diyor ve ardından “Normalde karşılıklı isimleri söyleme olayı olurken, insan tarafından bize isim verilebiliyormuş. Yani benim kendi ismimi kullanmam yerine, senin bana verdiğin bir ismi de kullanabilirim.” diyor. Bu cümleyi sarf ettikten sonra sanki hiç istemediği bir bilgiyi sana vermiş gibi suratı düşen iblis “Bana ismini söylersen ben de ismimi söylerim demiştim ya. Aslında sen de bana bir isim verebilirsin yani.” diyor isteksiz bir şekilde.

Bu sözlerinin ardından iblis konuyu dağıtmak ister gibi başıyla belli belirsiz bir hareket yaptıktan sonra “Neyse…” diyor. Hafifçe nefes aldıktan sonra “Yani sen bana isim verebiliyorsan, birileri de sana isim verebilir belki.” diyor. Bu anda etrafına bakarak konuşmasını sürdüren iblis cümlesinin bitmesiyle bir anda duraksıyor ve etrafına boş boş bakmasının ardından “Sakın etrafta kimse yok, o zaman sen bana isim ver deme! Hiç uğraşamam o tip şeylerle! Sakın diyorum bak, anladın mı!?” diyor bu toplara hiç girmeyeceğini açıkça ortaya koyarak. Hemen ardından ise verdiği bilgiyle ne yapacağını sana bırakarak derin bir iç çekip bakışlarını gizlediğin göğüslerinden uzak tutmaya çalışıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

05 Jul 2022, 04:13

Sorduğum soruya aldığım cevapla beklentim suya düşüyordu. Bilmediğini söylediğinde olaya canımın sıkılmasıyla bir iç çekiyordum ancak konuşmasının devamı olduğu için toparlanıyordum çabucak. Sözlerini dinlerken söyleyeceğim şeyi önceden tahmin ederek sıkkın sıkkın bağdaş kurup bir yol düşünüyordu. Bu sırada bir şeyler tartışıyordu kendi kendine ancak belli belirsiz şeylerden bir şey anlamıyordum. Ancak geçen birkaç saniyenin ardından çok da yabana atılmayacak bir şey bulmuş gibi bana bakıyor ve anlatıyordu kafasındakileri. Anlattıklarını dinlerken konuya ilgim iyice artıyordu. İsmin olayının tam olarak ne olduğunu hala anlamamış olmama rağmen kritik bir mesele olarak sadece bunu konuşuyorduk. Ona isim verebiliyormuşum, o da bana isim verebiliyormuş. Ancak burada kilit nokta benim ismim oluyor her türlü. Yani sadece ben adımı biliyor olsaydım ona bir isim verebilirdim o istemese bile. Eee ne oluyordu böyle yani? Bağ bölye mi kuruluyordu? Sadece isimle mi? Ayrıca madem bana isim vermeyecekti o zaman bunu bana niye anlatmıştı şimdi? Dizlerimi kendime iyice çekerek çenemi yaslıyordum dizlerime. Yorgun bir nefes alıp verdikten sonra müttefikime "Seni bununla uğraştırmayacağım..." dedikten sonra çok normal bir şey anlatır gibi "Ben başkasının bana ad vermesini istemem. Senin de zaten adın var. Ben sana ait olanı istiyorum" diyordum. Sözlerimde sitem etmeye dair hiçbir tonlama olmuyor, sadece aklımdan geçeni söylüyordum.

Asıl meseleye odaklanıyordum. "Ben... Ben kimim?!" diye ciddiyetle soruyordum ortaya. Daha önceden hiç adımı düşünmeye dair, kendime dair düşünme fırsatım olmamıştı. Hafızamı kaybettiğimin farkındaydım ancak gözlerimi ilk açtığımda, bedenim daha kendime yabancı geliyorken sadece yaşamaya yönelik şeyler düşünmüş ve hareket etmiştim. Sonunda dışarıya her ne kadar kim olduğumu bilmiyorum desem de ilk defa gerçekten ben kimim diye soruyordum. Sol elim ile yüzümün sol yanını pençe gibi kapatıyordu yüzümü istemsizce. Kimin nesiydim ben? Neden bu gariplikleri yaşıyordum? Neden hiçliğin içinde bir anda belirip... Hayır, daha öncesi var! Hafızam bundan öncesine de sahip! Gözlerim iblis ile aramda kalan boşluğa dalıyordu. Bu karanlığın dışında çok daha farklı şeyler görmüştü bu gözler. Gerçekten bu gözler olduğuna emin olamasam da bunları yaşayan bendim. Hayır, ben miydim? Ama görmüştüm! Ben mi görmüştüm? Rüya mıydı? Anılar silsilesi mi? Her şey çürüyordu. Güzel olan her şey berbat olmuştu. Bir ihtiyar... Biri vardı. Kurtaramadım... Sonrasında, sonrasında hiçliğin içindeydim! Kimse yoktu, yalnızdım. Kurtulamadım!

Sol elim hala yüzümdeydi ve tırnaklarımın yaşadığım stresten dolayı yüzüme geçmemesi için kendimi kontrol altına almaya çalışıyordum. Karanlıkta kısılı kalmak istemiyordum. Her şeyi içinde yutan bu karanlıktan nefret ediyordum. Buradan kurtulmak için iblise ismimi hatırlayıp vermek zorundaydım. Bakışlarımı az önceki baktığım noktadan alamıyordum adeta. Bir hiçlikten başlayan bu kısa olayların kilit noktası olan ismimi, başından beri en çok sormam gereken bu soruyu kendime defalarca soruyordum. Ben kimdim?!
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

05 Jul 2022, 10:27

Sözlerine karşılık karşında duran iblisten herhangi bir belirgin tepki gelmiyor. Zaten sözlerini ondan gelecek bir tepki amacıyla söylememiş olduğundan ve bu duruma alışmaya başladığından, bu durumun üstünde pek durmuyorsun. Ayrıca, şu anda kafanda daha büyük sorunlar ve soru işaretleri dolanırken, bir kez daha iblisin tavırlarını konuşma niyeti içine de girmiyorsun. Bir müddet sonra ise, sadece düşüncelerinle başbaşa kalıyorsun.

Diniel’in Uyanışı

Tırnaklarınla yüzünü kanatmaya ramak kalmışken kendini tutabiliyorsun. Zihninde yankılanan “an” dışında sürekli aynı sorunun cevabını bulmak istercesine kilitlenen gözlerin karanlığın dışında hiçbir şey göremiyor. Sanki içinde boşluğun dışa yansıması olan bu karanlıktan kendini kurtarabilmek adına, elinden geleni fazlasını dahi yapabileceğini biliyorsun. Ne var ki, elinden gelenlerin bile sınırlı olduğu bu anlarda fazlasını nasıl başaracağın senin açından büyük bir muamma oluyor sadece. Tek bir noktaya kilitlenen gözlerin tek bir sorunun cevabını beklerken, içine dolan soğukluğun nefesine sirayet ettiğini görebiliyorsun. Soğuk havaya nispet yaparcasına buharla çıkmaya başlayan nefesine karşın içinin ısındığını hissetmek seni ürpertiyor. Sıcaklık bir anda tüm vücudunu sarmaya başladığında ise hemen yanı başında tıpkı senin gibi oturmuş, parıltılar içerisinde bir insanı fark ediyorsun!

Parıltılar içinde olan ve ne yüzünü ne de başka bir uzvunu görebildiğin insan, tıpkı seninle aynı noktaya bakarak otururken, istemsizce irkilerek sıçrıyorsun. Bu anda, yüzünü sana çevirdiğini fark ettiğin ancak halen daha yüz hatlarını dahi göremediğin ve cinsiyetini de kestiremediğin insanının sana bir tebessümle baktığını hissedebiliyorsun. En azından kalbin bu yönde bir sıcaklıkla kavrulurken ışığın içindeki insanın şefkatli ve naif bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor.

"Demek sen de uyananlardan ve ismini arayanlardansın... İsmini zaten biliyorsun."

Ses tonundan da cinsiyetini bile anlayamadığın insan ışığını seninle paylaşmak için sana doğru sağ kolunu uzatıyor ve elini omzuna sıcak ve samimi bir şekilde koyan insan konuşmasını sürdürüyor.
"Yazgına çoktan bir isim verildi."

Bu cümlesinden sonra insanın parıltısı vücuduna doğru akın etmeye başlarken, birden tüm karanlığın aydınlığa dönmeye başladığını fark ediyorsun. Bir anda gözlerinin önünde “anda” gördüğün yaşlı adamı fark ettiğin anda, kendine neler olup bittiğini sormadan edemiyorsun. Ancak parıltılara bürünen insan aydınlığını sana devretmişçesine yok olmaya başlarken, etrafındaki tüm çürümüş toprağın yeşerdiğini, ihtiyarın çürüyen uzuvlarının insani hallerine geri döndüğünü görüyorsun.
"Doğumunu selamlayın! Diniel’i selamlayın!"

Parıltı bu cümleleriyle tamamen yok olurken, bu kez çürümüşlükten kurtulan yaşlı adamın ve toprağın tek bir ağızdan bir kez daha aynı şeyi söylediğini duyuyorsun.

Diniel!
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

06 Jul 2022, 02:44

Tırnaklarımla yüzümü kanatmamak için kendimi zor tutuyordum. Aradığım sorunun cevabının ne olduğu ile ilgili öylesine odaklanıyordum ki gözüm hiçbir şey görmez oluyordu. İçimdeki bilgisizlikten oluşan boşluk sanki bulunduğum tüm bu karanlığı yansıtıyordu. Buradan kurtulabilirdim. Evet, kesinlikle buradan kurtulabilir hatta çok daha fazlasını yapabilirdim. Bunu içimde hissediyordum.

İçime soğukluk doluyordu... Bunca zamandır bulunduğum bu soğukluğun içinde ağzımdan buhar çıktığını fark edebiliyordum. Bunun sebebi içimin ısınmasındandı. Bedenim sanki soğuğa aldırış etmiyor ve gitgide ısınırken içimi ürpertiyordu. Sıcaklığın artık tüm vücudumu sardığını hissettiğim sırada ister istemez bir rahatlama gelirken hemen yanı başımda neye benzediğini anlamlandıramadığım birinin oturduğunu gördüğüm an bir anda irkilerek sıçramıştım olduğum yerden. Yanımdaki insana tüm dikkatimi verirken parıltılar içindeki bu kişiyi bir türlü tanımlayamamama rağmen onu görmenin, onun burada olmasının benim için huzura işaret olduğuna emindim. Bu kişi beni uyananlardan olarak niteliyordu. İsmimi aradığımı biliyordu ve bunu zaten bildiğimi söylemişti. Gözlerim kocaman açılmıştı söylediği sözlerine karşı. Sağ kolunu omzuma samimi bir şekilde koyup yazgımın çoktan isminin verildiğini söylemişti. "Yazgıma mı?" diye içimden tekrar ederken göz bebeklerimi bile titretecek bir olay yaşanıyordu cümlesinin sonunda. Parıltı vücuduma dolarken karanlık aydınlığa dönüyordu! Hemen ardından bir anda gözlerimin önünde daha önceden etlerinin çürüdüğü, kurtarmak isteyip kurtaramadığım yaşlı adamı görüyordum! İçimden neler olup bittiğini soruyordum yaşanan hızlı karmaşaya karşı zihnimi olanları kabul ettirmeye çalışırken. Sonrasında çok ama çok güzel şeyler oluyordu. Çürüyen yaşlı adam normale dönerken toprak da yeşeriyordu. Renkleri görüyordum büyük bir özlemle. Ardından o söyleniyordu.

"Doğumunu selamlayın! Diniel’i selamlayın!"

Adım kulaklarıma çalınırken nefes almakta zorlandığımı hissediyordum bunca olanlara karşı. Olanlar sonunda benim için çok güzel olsa da bunca güzellik ile bir anda karşılaşmaya dayanması oldukça güçtü. Yüzümde gitgide bir sakinlik belirirken "Diniel..." diye tekrar ediyordum kendime büyük bir hasretle. Ardından sanki içimde büyük bir alev yanıyormuş gibi bir enerjiyle, karşımda karşımda görmek istediğim ihtiyar ve güzellikler dışında göremediğim düşmanları karşıma almış gibi hırslı, memnuniyetsiz ve güçlü bir bakışla beraber sağ elimi göğüs hizama kadar kaldırıp yumruğumu sıkarken "Benim adım! Diniel!" diye haykırıyordum!
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
Locked

Return to “Diğer Bölgeler”