Doğmuşlardan Kutlu Olan (Inias)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

24 Jun 2022, 10:41

Kho'raktar’ın üzerine doğru inmeye başlamış iki yumruğuna karşı geliştirdiğin planınla harekete geçmeye karar veriyorsun. İki yumruğun da sana inmeden öncesinde doğru zamanı planlayarak kendini yere yakın bir şekilde ileri atmak için kaslarını harekete geçiriyorsun. Üzerine inecek olan yumrukların Kho'raktar’ın sana dair olan görüşünü tamamen kapattığı ve yumrukların üzerine az bir mesafe kaldığı anda, kendini ileri doğru fırlatıyorsun. Yere inen iki yumruktan kurtulmayı başararak planının ikinci aşamasına geçmeyi düşünüyorsun. Ancak bu noktada, Kho'raktar’ın yere inen iki yumruğunun yarattığı şok dalgası ile bir kez daha yerden yükseliyorsun!

İlk seferde olduğu gibi havaya doğru hareketlenişin kafandaki planların bir anlığına suya düşmesine neden oluyor. Fakat bu kez, yaşadığın tecrübelerden çıkardığın sonuçlarla, havada hareketsiz bir süzülme yerine manevra yapabileceğin bir fırlatış ile olası zararının en az indirgiyorsun. Bu sayede, havaya fırlamış olsan bile yaptığın kıvrak bir takla hamlesiyle tekrar yere iniyor ve koşarak Kho'raktar’ın arka tarafından kıyafetlerine doğru ilerliyorsun.

Kho'raktar her ne kadar yumruklarını indirirken sana dair görüşünü kaybetmiş olsa da, havaya savruluşun ve akabindeki hamlelerin, karanlığın içinde adeta parıldar gibi duruyor. Bu nedenle kafanda beliren gizliliği tam anlamıyla sağlayamamış oluyorsun. Yine de Kho'raktar’ın tek gayesinin zarar vermek olmasından dolayı olsa gerek, senin bu anlık sayılabilecek gün yüzüne çıkışına belirgin bir tepki veremiyor. Bununla birlikte saldırısından kurtulduğun veya yine hasarsız atladığın konusunda da bir fikir yürütemediği, anlık hareketsizliğinden anlaşılabiliyor. Bu durum da sana Kho'raktar’ın arkasından tırmanman için yeterli imkanı sağlıyor ve tutunabildiğin bir kıyafet parçasından hızla yukarı doğru çıkmaya başlıyorsun.

Kho'raktar’ın üzerine tırmanmaya başlaman, Kho'raktar’ın hafif hareketler yapmasına neden oluyor. İlk önce bacağını hafifçe sallayarak hissettiği minik temaslara karşı içgüdüsel tepkiler veriyor. Ancak akabinde, seni bulmak adına kendi etrafında dönmeye başlıyor ve bu sırada “Nereye saklandıysan çıksana insan! Benimle çarpışırken hangi deliğe kaçtığının önemi var mı sanıyorsun!? Gerekirse tüm bu karanlığı ellerimle parçalarım ama seni bulurum!” diyor öfkeli ve hiddetli bir şekilde. Kho'raktar’ın bu cümlelerinden de henüz üstüne tırmandığını fark etmediğini anlayabiliyorsun.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

24 Jun 2022, 14:17

Kahramanımızın yüreği, planının başarısız olmanın eşiğinden dönmesiyle gümbür gümbür atmaya başlıyor. Havada yaptığı manevra ve Kho'Raktar'ın dar görüşlülüğü sayesinde hedefine ulaşıyor. Tıpkı istediği gibi, Kho'Raktar kendisinin nerede olduğunu bilmiyor ve o güvenle kıyafete tırmanıyor. Beline vardığı an çıkmaza çıktığını görüyor. Yukarıya bakıyor ve ceketin ne kadar uzak olduğunu ölçmeye çalışıyor. Baya uzak doğrusu. Kho'Raktar'ın derisi düz. Yani, kavrayabileceği bir zemin değil. Hem eğer derisine dokunursa, nerede olduğunu belli eder. Bu hiç ama hiç iyi değil. Burada tıkanmış durumda. Kho'Raktar'ı onun düşünce biçimine uygun bir şekilde yenmesi gerek. Aksi takdirde ona boyun eğdiremez. Sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla da dövüşmekten pes etmeyecek. Umutsuz sorunlar umutsuz çözümler gerektirir. Burada saklanmanın ne anlamı var ki? Eğer bir amaca hizmet etmeyecekse. Böylelikle kahramanımızın aklına aşırı riskli bir plan geliyor. O plan da bilerek Kho'Raktar'a yakalanmak. Kho'Raktar'ın sırtına tırmanmaya çalışacak. Ona direkt dokunduğu için iblis onu fark edecek ve hemen avcuna alacak. Eğer gerçekten de avcunun içinde sıkıp öldürmeye kalkarsa, o zaman gözüne ulaşabilir. İblis onu avcunun içine alıp sıkarken kurtulabilirse, kolunun üzerinde koşturup omzuna çıkar. Oradan da suratına geçer ve gözüne saldırır. Tabii, bu plandan çok işi şansa bırakmak oluyor. Şans ondan yana olmazsa, yüksek olasılık ölür. Mucizeyi unutmuş değil ama güvenemiyor. Hakkında hiçbir şey bilmediği, kaynağı belirsiz ve sadece bir kere gerçekleşmiş bir olaya güvenemez. Ne yaparsa yapsın başarısız olacağından korkuyor. Ölmekten korkuyor. Diğerlerine rezil olmaktan, onları yarı yolda bırakmaktan korkuyor. Hayâline ulaşamamaktan korkuyor. Öteki tarafı göremeyeceğinden korkuyor. Hızla gelen bu korkuları bastırmak için biraz bekliyor. Kafasını toparlıyor. Kendisini koşullandırıyor. Yapmak zorunda. Başka bir yolu yok. İblisin sırtına tırmanmaya başlayacak, yakalanacak, kurtulacak, koşacak, çıkacak, atlayacak ve saldıracak. İşte başlıyoruz!
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

25 Jun 2022, 20:26

İçinde kurtuluştan çok risklerin barındığı planını kafanda kurgulamanın ardından uygulamaya koyuyorsun. Bu plan doğrultusunda ilk olarak Kho'Raktar'ın sırtına tırmanabilmek için hareketlenmeye başlıyorsun. Bu kez yakalanmama veya kendini gizleme gibi bir gayeden ziyade, doğrudan hedef olmayı seçmen nedeniyle hareketlerini de hoyratça sergileyebiliyorsun. Nitekim kendini hafifçe yukarıya atıp Kho'Raktar'ın kırmızı, sert ve elinde dahi kekremsi bir tat bırakan tenine dokunmaya başladığın anda, Kho'Raktar'ın seni fark ettiğini anlayabiliyorsun. Seni bulmak adına etrafına bakınmaktan ve sağa sola dönmekten vazgeçen Kho'Raktar "Sen gerçekten de bir böcekmişsin!" diyerek öfkesini dışarıya vururken, altta kalan sağ kolunu bulunduğun yere doğru hareketlendiriyor. Bu aşamaya kadar planın oldukça işlemiş gibi görünüyor.

Kho'Raktar'ın elinin sana doğru gelmesiyle birlikte kafanda yakalanmak ve yakalandıktan sonra kurtulabilmek umutları dönmeye başlıyor. Kho'Raktar ise sözlerinin hakkını verircesine sert bir şekilde ve adeta bir böcekmişsin gibi seni avucunun içine alıyor! Kho'Raktar sıkı avucu içinde havaya doğru hareketlendiğini hissedebiliyorsun. Ancak Kho'Raktar'ın sıkışı tam da beklediğin gibi sadece seni öldürebilmek için duruyor. Bu haliyle böylesine bir sıkılıktan nasıl kurtulacağını düşünmeye başlıyorsun. Kho'Raktar ise seni, tıpkı umduğun gibi göz hizasına kadar getiriyor ve senden öfkeli bakışlarını esirgemiyor. İstediğin pozisyona gelmiş olmana rağmen, Kho'Raktar'ın avucundan kurtulmak senin için pek de olası görünmüyor. Her ne kadar ilginç bir şekilde Kho'Raktar'ın seni böylesine sıktığı bir halde dahi acı hissetmiyor olsan bile, bu durum Kho'Raktar'ın avucunun içinden kurtulabilmeni sağlayamıyor. Kho'Raktar ise bu durumun bir nebze farkına varmışçasına seni biraz daha sıkmaya başlarken "Bakalım daha ne kadar parçalanmamak için direneceksin insan!" diyerek, bu olayın ancak senin iç organlarının dahi bulunamayacak şekilde patlamasıyla son bulacağını ortaya koyuyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

29 Jun 2022, 20:59

"Ne?

"N'oluyor lan?"

"Canım yanmıyor. Bütün bedenim avcunun içinde. Var gücünle sıktığının farkındayım. Elinden kaçamıyorum ama zerre canım yanmıyor. Ezmekle kalmayıp onlarca kere yumruk attığın zaman da hiçbir şey hissetmedim. Ne acı, ne ağrı, sadece neyin gerçekleştiğini anlamamı sağlayan bir yoğunluk. Kahramanımız şaşkınlığını gizleyemeyip dış sesiyle konuşmaya, daha doğrusu düşünmeye başlıyor. "Ben ilk seferde bunu bir mucize sanmıştım. Belki Kutlu bir varlık bana yardım ediyor diyordum ama bu bir mucize değil. Kahramanımız onu tutan ele ve etrafına bakarken bakışlarını Kho'Raktar'ın bakışlarına kitliyor. "Sen bana zarar veremiyorsun. Olay benim zarar görmemem değil, senin saldırılarının bana işlememesi. Bakışlarını bozmadan sırıtıyor ve devam ediyor. "Bırak kabiliyet veya yeteneği, direkt varoluşumla bile senden üstünüm. Beni istediğin kadar ez, yumrukla veya sık. Bana asla ulaşamayacaksın. O kadar aşağıda gördüğün ben, o kadar aşağılık bulduğun insan türüne mensup olduğumdan senden yukarıdayım. Bu ne demek, biliyor musun? Kahramanımızın keyfi iyice yerine geliyor ve gülmeye başlıyor. "Başından beri bol bol afra tafra yapması gereken benim. Gülmeyi kesiyor ve sinirli bir surat ile tok bir ses çıkartıyor. "Başında beri saygıda kusur etmemesi gereken de sensin. Varlığımla onur ve şeref elde edecek olan da sensin. Şimdi, kendini daha fazla rezil etme. Duygu ve düşüncelerinin soğuk gerçek karşısında hiçbir anlamı olmadığını kavra ve boyun eğ. Sen bana çizik bile atamazsın ama ben sana istediğim hasarı, istediğim kadar, istediğim şekilde verebilirim. Azcık kendine saygın olsun."
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

30 Jun 2022, 10:05

İblisin avcu içinde konuşmaya başladığında anda, iblisin daha da öfkelendiğini ve hiddetlenerek seni daha fazla sıkmaya başladığını görüyorsun. İblisin alnında beliren damarlar, olabildiğince tüm gücünü yansıtmaya çalıştığına ve öfkesine işaret ederken, iblis diğer bir elini de seni tuttuğu elin üstüne koyuyor. Bu şekilde gücünü daha fazla baskı için kullanan iblis bir sonuç almayı umarak veya tamamen çaresizlikle olabildiğince seni sıkıyor. Ancak iblisin ne bu sıkışı ne de gücünü arttırması senin açından hiçbir değişikliğe neden olmuyor. Dolayısıyla, konuşmanı hiçbir değişiklik olmaksızın yapabiliyorsun. İblis ise sen konuşmaya devam ettikçe, yavaş yavaş salmaya başlıyor eline yönlendirdiği kuvvetini.

Tüm konuşmanın sonlanmasının ardından iblisin gözlerinin içinde öfke ve hayal kırıklığını görebiliyorsun. Ancak bu kez öfkenin de hayal kırıklığının da kendisine yönelik olduğunu anlayabiliyorsun. Seni avucundan yavaşça bırakırken, boşluğa doğru düşmeye başlıyorsun. Havada yaptığın bir manevrayla, yere sorunsuz bir iniş yapmanın ardından iblise baktığında, iblisin kendisine yönelttiği duygularla etrafına bakınmaya başladığını görüyorsun. Zihninde kendi kendine savaş veren mağlup bir komutanın dalgınlığı ve öfkesi içerisindeki iblis, sözlerine hiçbir karşılık vermeden yaklaşık bir dakika kadar öylece duruyor sadece.

İblisin düşünme faslını bir anda kesip bakışlarını öfkeli ve hiddetli bir şekilde sana çeviriyor. Hemen ardından ise derin bir nefes alarak “İnsan! Benim adım Kho'raktar ve Koz Savaşçı anlamını taşıyor. Ben kimseye boyun eğmem!” diyor. Hemen ardından ise yüzünü ekşiterek “Söylenen odur ki, bir insan iblise ismini söyler ve bir iblis de ismini insana söylerse, iblis ile insan bir bütün olur. Bunu bilerek, önümdeki tüm engelleri yıkabilmek adına sana daha ismimi en başında söyledim! Benim nasıl bir varlık olduğumu daha iyi anla!” diyor. Bu açıklamalarının ardından konuşmasına kısa bir ara veren Kho'raktar hemen ardından tok sesiyle “Benim kimsenin boyunduruğu altına girmeyeceğimi ve kimseye boyun eğmeyeceğimi gör! Ve madem ki sana zarar veremiyorum…” deyip bir anda öfkeyle susuyor. Öfkesinden cümleleri kurmakta bu aşamada zorlanır gibi duran Kho'raktar kendini zorlayarak “Madem ki sana zarar veremiyorum, bu benim mağlubiyetim demektir. Ancak bir savaşçı ancak öldüğünde mağlup olmuş olur!” dedikten sonra kendini bir şeylere hazırlar gibi dikleşirken tüm kollarını kenara doğru açarak sana göğsünü savunmasız bir şekilde gösteriyor ve ardından “Savaşımızın galibi sen ve mağlubu bensem, ikimiz de kendimize yakışanı yapalım.” diyor. Aldığı derin bir nefesin ardından Kho'raktar gözlerini sana dikerek “Öldür beni!” diyor hiçbir tereddüt emaresi bile göstermeden.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

30 Jun 2022, 15:50

Sonunda...

Sonunda, kahramanımız karşısındaki ibliste aradığı savaşçı kişiliğini görebiliyor. Sonunda sözleri ona ulaşabiliyor. Sonunda iblise karşı zafer elde ediyor. Nedense, içinde ne zafer ne de şan duygusu oluşuyor. Sevinç hissetmiyor. Çok iyi biliyor ki, varoluşuna bağlı bu "özellik" olmasaydı, ölür ve kaybederdi. O kadar risk ve plan fakat hiçbiri "özelliğinin" önüne geçemez. Kor Savaşçı? İblisin varlığıyla bu kadar bütün bir adı olması ne kadar da uyumlu. Böyle bir estetiklik görünce özenmiyor değil kahramanımız. Sonuçta kendisinin bir adı yok. Sadece rol kesmek için görüsündeki sözcüğü kullandı o kadar. Ne anlama gelir? Necedir? Kim bilir? Kesinlikle kahramanımız değil. Kho'Raktar'ın sözleri ile aralarında geçen her şey film şeridi gibi sarılıyor. Tanışmaları, konuşmaları ve çatışmaları. Aralarında hiçbir engel olmasın diye adlarını birbirlerine verme. Varsaydığı doğru çıkıyor. Adlar gerçekten de önemli. Yine gerçekten de Kho'Raktar bunca zamandır onu sınamış. Ona hak vermemek mümkün değil. Hangi savaşçı karşısındakine boyun eğmek ister ki? Kim kendisini önüne gelenle müttefik kılmak ister ki? Biri ölene kadar savaş bitmez demek. Her ne kadar başta iblisin söz ve davranışını barbarca bulsa da, şu son tavrı ile Kho'Raktar, kahramanımıza savaşçı olduğunu kanıtlıyor. Mağlubiyet karşısında esir düşmektense, onur ve şeref ile ölmek. Evet, bunda da saygı duyulacak bir maneviyat var. Belki de savaşçı olmak kahramanımızın düşündüğü kadar azizlik dolu değildir. Gelin görün ki, Kho'Raktar'ı öldürmek? Asla! Kahramanımız o kadar gerizekâlı değil.

"Koz Savaşçı Kho'Raktar, senin kim ve ne olduğuna tanıklık ettim; ideana, kudretine, gururuna ve kararlılığına tanıklık ettim. Ölüm anında bile şeref ve onur ile dolu olduğuna tanıklık ettim. Ölümün önünde bile duruşunu bozmadığına tanıklık ettim. Seni öldürmek bir kişinin yapabileceği en ahmakça eylem olabilir. Senin kadar üstün bir savaşçı katiyen heba edilemez! Bu yüzden, sana bir kez daha teklif ediyorum. Bana katıl! Savaş alanında rüzgâr gibi eselim, düşmanlarımızın üzerine yıldırım gibi inelim, altımızdaki toprak yarılsın, ardımızdan alevler yükselsin, dostlarımıza can suyu olalım. Eğer öleceksen, benimle omuz omuza savaşırken öl!"
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

01 Jul 2022, 09:53

Kho'raktar tüm kollarını kenara açmış bir şekilde senden gelecek ölüm hamlesine mağrur bir duruşla beklerken, bu hamle yerine sözlerinin gelmesiyle kollarını yavaşça indiriyor. Yüzündeki hala daha öfkeli bir ifade bulunsa bile, Kho'raktar’ın yaptığı konuşmadan, ettiği sözlerden ve senin cümlelerinden sonra bu öfkeyi sana yansıtacak gibi durmuyor. Yetersizliğin ve sözlerini tutamamanın verdiği bir öfke gibi duran bu tepkiye karşılık cümlelerin sonlandığında, Kho'raktar derin bir nefes alıyor. Bakışları, sanki göklerden bir cevap umar gibi yukarıya doğru çevrilirken, Kho'raktar’ın sanki karanlığın içinde bir savaşçı için hangisinin doğru yol olabileceğini düşündüğünü hissediyorsun. Yarım dakika sonunda Kho'raktar bakışlarını bir kez daha sana doğru çeviriyor. Sözlerini kafasında toparlar gibi görünen Kho'raktar sonunda “Mağlup olanın söz hakkı olmaz. Lakin bana bir teklifte bulunuyorsan, tek bir şey eklememe izin ver!” diyor. Bu sözlerinden sonra olduğu yere yavaşça oturmaya başlayan Kho'raktar “Beni yanlış anlama, arzum hala beni öldürmenden yanadır. Aksi, bir savaşçı olarak tüm gururumu yok etmektir. Ancak eğer teklifine bir ekleme yapmama izin verirsen, o zaman gururumu en azından yaşatacak bir neden bulabilirim.” diyor.

Cümlelerini tamamladıktan sonra olduğu yere oturan Kho'raktar ile aranızdaki cüsse farkına rağmen, sanki aynı masada oturan iki varlıkmışsın gibi hissediyorsun. Kho'raktar’ın seninle bu hissi paylaştığına emin oluyorsun ve içinden bir ses, Kho'raktar sırf bunu sağlayabilmek için oturduğunu dahi sana fısıldıyor. Ancak aklın, tüm bu olan bitenden ziyade Kho'raktar’ın teklifine eklemek istediği şeye odaklanıyor. Kho'raktar ise mağlubiyetin yarattığı öfkeli yüz ifadesiyle seni bir kez daha süzdükten sonra “Seninle arzu ettiğin gibi savaşmayı kabul ediyorum insan! Ancak bunun karşılığında bana bir yemin vermeni istiyorum…” diyor. Bu sözlerinin ardından sanki tüm cismani unsurlar aranızdan kalkıyor ve Kho'raktar ile göz göze geldiğini hissettiğin bir anda Kho'raktar “Bir gün benimle tekrar savaşacaksın ve seni öldüren ben olacağım! O güne kadar ne birine mağlup olacaksın ne de öleceksin!” diyor. Kho'raktar'ın bu sözleri kafanda yankılanmaya başlarken Kho'raktar “Bu benim gururumu yaşatacaktır. Eğer kabul ediyorsan, bana ismini bahşet!” diyor gururunu toplamaya çalışan bir şekilde.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

05 Jul 2022, 18:21

"Kendini benimle eşit tutmana karşın hâlâ yüksekten konuşuyorsun. Sen nasıl bir şeysin ya?"

Kahramanımız bu düşünceyle içinden gülmeye başlıyor. Niyeti onla dalga geçmek değil. Aksine, bu onun hoşuna gidiyor. Kho'Raktar'ın sunmuş olduğu koşul kahramanımızı ne kadar güçlü ve saygın gördüğünü anlatıyor ona. Kahramanımız yorgun. Aklı ve ruhu yorgun. Ne dalga geçecek durumda ne de onla tartışacak. Kho'Raktar gibi o da yere oturuyor. Teklif gözünü korkutmuyor değil. Kho'Raktar'a bugün üstün geldi, evet fakat yarın için kim ne diyebilir ki? O kendisini kişisel gelişime adayacak. Durmadan, bıkmadan ve usanmadan daha güçlü, daha hızlı ve daha zeki olacak. Olacak da, Kho'Raktar ne yapacak? Olduğu yerde durup onu izlemeyecek. Bunu çok iyi biliyor. Kesin bir şekilde o da aynısını yapacak. Bu sırada yine o görüyü anımsıyor. Oradaki kişiyi anımsıyor. Olmak istediği kişiye akıl gözünü dikiyor. Gülümsüyor, şimdiden endişeye kapılırsa kendine ihanet etmiş olmaz mı? Kho'Raktar gibi o da kafasını yukarı kaldırıyor. O da orada bir şey görmeye çalışıyor ve oradan bir şey bekliyor. "Ne kadar komiksin be! Koskoca bir devi; bir iblisi alt ettin. Elde ettiğin başarı hayâl edebileceğinin ötesinde ve sen kendinden mi şüphe ediyorsun? Yakışıyor mu hiç sana?" İçinden kendisi ile de konuştuktan sonra çok daha kötü bir durumdayken endişenin veya şüphenin kırıntısını bile bulundurmadığını fark ediyor. Kho'Raktar ile olan savaşının ortasında bunları düşünmüyordu, değil mi? Hayır, hatta doğru düzgün düşünmüyordu bile. Aklı fikri düşmanını alt etmek için gerçekleştirebileceği planlar listesindeydi. Duygularından güç alarak konuşuyor ve hareket ediyordu. Sanki, yapacağı her şey önceden hazırlanmış veya belirlenmiş gibi. Sanki, çatışma içinde ve dışında bambaşka biri gibi. Tıpkı o muazzam görüdeki gibi. Orada da öyleydi. Düşmanların içinden geçerken her bir an gerçekleştirdiği her bir eylem en doğrusu oluyor, her bir düşman da yerle bir oluyordu. Tek başına, o savaş alanında sayısız düşmana göğüs geriyordu. İnsanlar ona insandan bile fazlasıymış gibi bakıyorlardı. Bu dünyadan olmayan ama iyilik dolu bir güç taşıyormuşçasına bakıyorlardı. Kahramanımız o an oradakutlanıyordu. Her şeyin ışığında kahramanımız bir sonuca varıyor. "Korkuyu söküp kenara at! sadece önüne bak; sadece öne doğru ilerle! Asla duraksama! Eğer kaçarsan, mahkum olursun; eğer şüphe edersen, ölürsün! Haykır, senin adın..." O çok etkilendiği, o çok mutlu olduğu, o aydınlandığı görünün sonuna gidiyor. İnsanların kıvanç dolu seslerini duyuyor. Ona seslendiklerini; ona doğru yürekten yaptıkları alkışı duyuyor. Inias!

"Kho'Raktar, koşulunu kabul ediyorum! Kutlu adıma er! Benim adım Inias!"
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

06 Jul 2022, 13:10

Kho'Raktar'ın sözlerinin ardından, düşüncelerin eşliğinde hareketleniyorsun. Önce yere çöken vücudunu ve ardından yukarı kalkan kafanı Kho'Raktar’ın da izlediğini fark edebiliyorsun. Ancak şu an, tüm bunlardan daha önemli bir şeye odaklanman, çevrendeki hareketliliğin kendince yok olmasına neden oluyor. Zihnin “an” içinde tekrar var olurken, daha önceden ismini zikretmiş olsan bile, bir kez daha kendini “an” içinde buluyorsun!

Inias’ın Uyanışı

Zihninden ismini geçirmenle birlikte, karanlık dünyanın ufkunda bir parlaklığın belirdiğini görüyorsun. Cılız parlaklık, muazzam bir hızla karanlığı sindirip sana doğru gelirken, elini istemsizce gözlerine siper etme ihtiyacı duyuyorsun. Yerinen kalkıp parlaklığa yaklaşmaya dair arzun bir anda ve hızlıca içinde doğarken, parıltı bir anda karşında beliriveriyor. Hatları bir insanı andıran, ancak hiçbir uzvunu göremediğin parıltının gözlerinin içine sıcak bir duyguyla baktığını net bir şekilde hissedebiliyorsun. Parıltının ardında beliren “an” görüntüleri sonradan eklenmiş bir efekt gibi gözüne gelse bile, daha önce gördüğün görüntülerin bir kez daha akması gözlerinin açılmasına neden oluyor. Bu sayede, parıltıya da alışan gözlerine götürdüğün elini indirirken ışığın içindeki insanın şefkatli ve naif bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor.
“Demek uyandın ve bana ihtiyaç duymadan ismini öğrendin. Ne mutlu… Ne kutlu…”

Ses tonundan cinsiyetini bile anlayamadığın insan ışığını seninle paylaşmak için sana kollarını uzatır gibi bir hareket yaparken sözlerini sürdürüyor.
"Tüm bu ismini haykıranlar hiçlikten var olmadı. Senin ne geçmişin ne de geleceğin, bu sadece yazgı. Her şeyin başı olan yazgı, senin de başlangıcın olacak. Buraya girdiğine ve ismini dahi kendin bulduğuna göre, bu yazgını zaten kabullenmişsin demektir."

Işığın seni sıcak bir şekilde sarmaladığını hissetmeye başladığında, ışığın içindeki insanın hemen yanıbaşında oturmakta olduğunu görüyorsun.
“Yazgına verilen ismi bulman yetmez, ona sahip çıkmalısın.”

Işık bir anda havaya ufak parıltılar halinde dağılmaya başlarken insanın sesini bir kez daha duyuyorsun, yok olmaya başlamış olsa bile.
"Doğumunu selamlayın! Inias’ı selamlayın!"

Parıltı bu cümleleriyle yok olurken, “an” içindeki herkesin tek bir ağızdan bir kez daha aynı şeyi söylediğini duyuyorsun.

Inias!

Gözlerin ansızın açıldığında, karşında durmakta olan Kho'Raktar'ı görmek bir an için seni şaşırtıyor. Zihnin içinde var olanlar veya gerçekten var olup da Kho'Raktar'ın fark edemediği şeyler, sözlerine başlamadan önce hafif bir nefeslenme duraksamasına neden oluyor. Kendini toparladığın anda ise cümlelerini kurmaya başlıyorsun Kho'Raktar'a hitaben. Kho'Raktar, sözlerini dikkatli ve saygı duyduğunu belli eder bir şekilde dinledikten sonra yüzüne yerleşen belli belirsiz bir tebessümle sana bakıyor. Sanki bir düşmana değil de dosta teslim olmuş gibi, ancak gözlerinin ardında etmiş olduğunuz yeminle birlikte omuzlarını hafifçe salan Kho'Raktar "Inias... Ben de Koz Savaşçısı Kho'Raktar!" diyor.

İsmini söylemesinin ardından Kho'Raktar'ın kızıl teninin daha da parlak bir hal almaya başladığını görüyorsun. Sanki yeni fırından çıkmış bir metalin dövülmek için kabına döküldüğü andaki gibi parlayan bedenine Kho'Raktar da dikkatle bakmaya başlıyor. Kızıl parlaklık, Kho'Raktar'ın tüm vücudunu yavaşça sarmalamaya başlarken, Kho'Raktar'ın da bu olan bitene pek anlam veremediğini görebiliyorsun. Bu anlarda anlamlandıramanın içine hapsolmuş gibi duran Kho'Raktar, ellerini ve kollarını havaya kaldırıp gözlemlemeye çalıştığını fark edebiliyorsun. Kor bir hale gelen parlaklığın giderek Kho'Raktar'ın simasının silinmesine neden olurken, parıltı tüm karanlığı aydınlatmak ister gibi yayılmaya devam ediyor. Giderek formsuz bir hal alan kor parıltı, bir anda iki koluna yayılıp kollarında yoğunlaşmaya başlıyor. Kollarına, olması gerekenden katbekat daha fazla gücün dolduğunu rahatlıkla hissedebiliyorsun. Ancak olan bitene anlam yükleme çaban, kollarına dolan güce ve içine dolan sıcaklığa yoğunlaşıyor. Kor parıltı, tek bir anda kolların tarafından emilmiş gibi yok olduğunda ise, vücudun ansızın bitkinleşmiş gibi kendini yere salıyor. Önce dizlerinin üstüne çöküyorsun ve ardından kendini geriye doğru bırakarak sırt üstü yatar pozisyona geçiyorsun. Yüzüne yerleşen muzaffer bir gülümseme, içine dolan sıcaklık ve kollarına yerleşen güçle daha da artarken, kendini tamamen parıltıya bırakıyorsun. Gözlerin kapanırken, zihninde Kho'Raktar’ın sesinin yankılandığını duyuyorsun.
“Tanıştığımıza memnun oldum Inias… Yeminimizi sakın unutma!”

Off Topic
Son bir RP daha alalım senden, sonrasında konuyu sonlandırabiliriz.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

07 Jul 2022, 12:47

Kahramanımız, görüdeki sözcüğü tamamen benimsedikten sonra kendisini zamanın ve uzayın ona özel ayrılmış bir noktasında buluyor. İçinde bulunduğu yokluğu yaran ak aydınlıktan sıcakkanlı bir varlık ona kucak açıyor. Duyduğu cümleler, ona yapılan açıklamalar, insanların alkışı. Kahramanımız yaşadığı olumlu duygu yoğunluğundan hiçbir şey söyleyemiyor. Diyecek sözcük dahi bulamıyor. Sadece iç sesi kıvanç ile haykırıyor. "Biliyordum!" diye. Tarafsızlığı, temizliği ve kutluluğu temsil eden beyaz bizzat ayağına gelirken, kut almış kişi olduğu resmî olarak kanıtlanıyor. Bu "an" bitince de kendisini yine Kho'Raktar'ın karşısında buluyor. Düşünülecek her şey düşünülüyor, söylenecek her şey söyleniyor. Anlaşma iki taraftan da kabul görünce aradaki bütün düşmanlık hiçliğe karışıyor. Geriye sadece yeni kurulmuş bir dostluk ve kaçınılmaz bir ant kalıyor. Kho'Raktar gözleri önünde parlarken ne olduğunu anlamasa da tepki vermek yerine hayra yormakla yetiniyor. Kho'Raktar'ın biçimsiz parıltısı onu kaplarken içine dolan güçle heyecanlanıyor ve gülümsüyor. Bu süreç ağır olsa gerek ki, bitkinlik içinde çöküyor ve yere yayılıyor. Gözlerini kapatıp anın tadını çıkarırken Kho'Raktar'ı duyuyor. Hehehehe! Ne iblis ama! Karşılık veremeden içi geçiyor kahramanımızın.
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Diğer Bölgeler”