Konuşmaya başlamanla birlikte, Vearis’in seni dikkatli bir şekilde dinlemeye başladığını fark edebiliyorsun. Ancak daha cümlelerinin başında Vadlena’nın şiddet eylemlerinden bahsettiğin sırada, Vearis’in yüzünde oluşan ve gizlenmeye çalışılan tebessümü de görebiliyorsun. Buna rağmen Vearis, halen daha ciddi bir yüz ifadesiyle seni dinlemeye devam ediyor ve içindeki bilinmezliği anladığı belli edercesine kafasını hafifçe sallamaya başlıyor. Bu haliyle, bir hükümdardan çok içini döktüğün bir dost edası yaratan Vearis, cümlelerinin sonunda bir kez daha Vadlena’nın şiddet eylemlerini duyunca, bu kez kendini tutamayarak şuh bir kahkaha atıyor. Bir elini sanki güldüğü için özür diler gibi kaldıran Vearis, diğer eliyle de kahkahasını kontrol edemediğini işaret ederken, kesik kesik aldığı nefeslerle de gülmemek için direndiğini sana gösteriyor. Ne var ki, artık kontrolden çıkmış bir ok gibi kahkahalarını karanlığa salan Vearis, bir süre kendine gelmekte zorlanıyor.
Yaklaşık bir dakikayı bulan bir kahkaha seansının ardından, Vearis sağ elinin işaret parmağıyla gözlerinden akan yaşları temizlerken “Gerçekten- Yani buna gülmeme gerek- Özür… Özür dilerim.” diyor. Bir hükümdarın emri altındaki bir kişiden özür dilemesi başta kulağına garip gelse bile, toparlanmış olan Vearis aldığı derin nefesi sert bir şekilde vermesinin ardından “Vadlena’ya çok üzerine gelmemesini söylemiştim… Demek kendini ancak bu kadar tutabilmiş.” diyor. Vearis’in bu sözleriyle birlikte, Vadlena’nın sana söylediklerini birleştirdiğinde, kendini başından beri uğraşılan bir senaryonun içerisinde bilinçsizce başrole atanmış bir oyuncu olarak görüyorsun. Ancak karşında duran Vearis, hem bu senaryodan hem de oyunculuğundan tatmin olmuş gibi bir duruş sergiliyor. Bu durum kuşkusuz kafandaki soru işaretlerinin artmasına neden olsa da, Vearis tüm bunları aydınlatmak ister gibi yüzüne daha ciddi bir ifade takınıyor. Birkaç saniyelik sessizlik içerisinde cümlelerini zihninde toparlayan Vearis “Kafa karışıklığını anlıyorum ve bunlara bir nebze de olsa çözüm olma arzusundayım.” diyerek lafa giriyor. Hemen ardından iki kolunu göğüs hizasında bağlamasıyla birlikte Vearis “Bizler Aludirleriz… Bu dünyada iblislere hükmeden insanlar olarak biliniyoruz. Ancak iblislerin kudretlerine, ancak onların kudretleriyle karşılık verebiliyoruz. Diğer bir deyişle, insan olarak iblislere karşı koymamız mümkün olmadığından, onların kudretlerini onlara karşı kullanıyoruz. Bu uğurda, yaşadığın süreçte olduğu gibi bir iblisle bağ kuruyoruz ve onlar vasıtasıyla insanları koruyabiliyoruz. Bağ kurmayı başarmamızla, genel olarak insan olarak iblislere zarar veremediğimiz gibi, iblisler de bize zarar veremiyor.” diyor. Bu açıklamaları anlayıp özümsemen için birkaç saniye bekleyen Vearis kollarını iki yana açıp havada sallandırmasıyla birlikte ise “Yani kısacası, senin özelinde Volgreth’in kudretini kullanarak iblisleri yok edeceksin!” diyor.
Vearis son cümlesini söylemesinin ardından, bu kez sana doğru adımlamaya başlayarak sanki teferruat kısımlarını halledip ana konuya gelmek ister gibi görünüyor. Nitekim sana birkaç adım kala olduğu yerde duran Vearis “Volgreth, diğer Aludirlerin bağ kurduğu iblislerden farklıdır… Kendisini geçmişte tüm iblis ve insan soykırımının yaşanmasında etkin rol almış bir iblistir… Yani günahları, diğer bildiğin tüm iblislerden daha fazladır.” diyor. Ancak hemen ardından, yüzünde beliren saf bir öfkeyle birlikte Vearis “Fakat artık ondan daha günahkar bir insan var… Eski hükümdarımız Eletha! Tüm insanlığa bir çırpıda ihanet eden Eletha, günahlarının en büyüğünü Alamara isimli şehrimizde işliyor. Orada insanlarımızı ve Aludirleri tek tek yok ediyor! Onu durdurmak için, güvendiğim Aludirleri ve kudretimi kullanıyor olsa bile, bunun yeterli gelmeyeceğini biliyorum. Bu yüzden de, onu seninle vurmayı planlıyorum… Her şeyimizi aldığını düşünse bile, alamayacağı tek şeyi ona göstermek istiyorum!” diyor hırslı bir şekilde. Bu sözlerinin ardından ise, gözlerine düşen düşünce tohumlarının ardından yatan öfkeyi, olduğu gibi saf haliyle yaymaya başlıyor Hükümdar Vearis…
Yaklaşık bir dakikayı bulan bir kahkaha seansının ardından, Vearis sağ elinin işaret parmağıyla gözlerinden akan yaşları temizlerken “Gerçekten- Yani buna gülmeme gerek- Özür… Özür dilerim.” diyor. Bir hükümdarın emri altındaki bir kişiden özür dilemesi başta kulağına garip gelse bile, toparlanmış olan Vearis aldığı derin nefesi sert bir şekilde vermesinin ardından “Vadlena’ya çok üzerine gelmemesini söylemiştim… Demek kendini ancak bu kadar tutabilmiş.” diyor. Vearis’in bu sözleriyle birlikte, Vadlena’nın sana söylediklerini birleştirdiğinde, kendini başından beri uğraşılan bir senaryonun içerisinde bilinçsizce başrole atanmış bir oyuncu olarak görüyorsun. Ancak karşında duran Vearis, hem bu senaryodan hem de oyunculuğundan tatmin olmuş gibi bir duruş sergiliyor. Bu durum kuşkusuz kafandaki soru işaretlerinin artmasına neden olsa da, Vearis tüm bunları aydınlatmak ister gibi yüzüne daha ciddi bir ifade takınıyor. Birkaç saniyelik sessizlik içerisinde cümlelerini zihninde toparlayan Vearis “Kafa karışıklığını anlıyorum ve bunlara bir nebze de olsa çözüm olma arzusundayım.” diyerek lafa giriyor. Hemen ardından iki kolunu göğüs hizasında bağlamasıyla birlikte Vearis “Bizler Aludirleriz… Bu dünyada iblislere hükmeden insanlar olarak biliniyoruz. Ancak iblislerin kudretlerine, ancak onların kudretleriyle karşılık verebiliyoruz. Diğer bir deyişle, insan olarak iblislere karşı koymamız mümkün olmadığından, onların kudretlerini onlara karşı kullanıyoruz. Bu uğurda, yaşadığın süreçte olduğu gibi bir iblisle bağ kuruyoruz ve onlar vasıtasıyla insanları koruyabiliyoruz. Bağ kurmayı başarmamızla, genel olarak insan olarak iblislere zarar veremediğimiz gibi, iblisler de bize zarar veremiyor.” diyor. Bu açıklamaları anlayıp özümsemen için birkaç saniye bekleyen Vearis kollarını iki yana açıp havada sallandırmasıyla birlikte ise “Yani kısacası, senin özelinde Volgreth’in kudretini kullanarak iblisleri yok edeceksin!” diyor.
Vearis son cümlesini söylemesinin ardından, bu kez sana doğru adımlamaya başlayarak sanki teferruat kısımlarını halledip ana konuya gelmek ister gibi görünüyor. Nitekim sana birkaç adım kala olduğu yerde duran Vearis “Volgreth, diğer Aludirlerin bağ kurduğu iblislerden farklıdır… Kendisini geçmişte tüm iblis ve insan soykırımının yaşanmasında etkin rol almış bir iblistir… Yani günahları, diğer bildiğin tüm iblislerden daha fazladır.” diyor. Ancak hemen ardından, yüzünde beliren saf bir öfkeyle birlikte Vearis “Fakat artık ondan daha günahkar bir insan var… Eski hükümdarımız Eletha! Tüm insanlığa bir çırpıda ihanet eden Eletha, günahlarının en büyüğünü Alamara isimli şehrimizde işliyor. Orada insanlarımızı ve Aludirleri tek tek yok ediyor! Onu durdurmak için, güvendiğim Aludirleri ve kudretimi kullanıyor olsa bile, bunun yeterli gelmeyeceğini biliyorum. Bu yüzden de, onu seninle vurmayı planlıyorum… Her şeyimizi aldığını düşünse bile, alamayacağı tek şeyi ona göstermek istiyorum!” diyor hırslı bir şekilde. Bu sözlerinin ardından ise, gözlerine düşen düşünce tohumlarının ardından yatan öfkeyi, olduğu gibi saf haliyle yaymaya başlıyor Hükümdar Vearis…



