Çatırdıyor. Her taraf, gökyüzü, zemin, duvarlar... Karanlıktan oluşan her şey... Birer cam parçası gibi parçalanıyordu. Başarmıştım. Başta bocalasam da sonunda bu sinir bozucu oyunun sonuna ulaşmıştım. Neresi olduğunu bilmediğim bu yerde görlerimi açmış ve saçma sapan bir bilmece oyununun içine bırakılmıştım. Benden istedikleri ise buraya düşmeden önce duyduğum kelimenin ismim olduğunu anlamamdı. Aslında bakınca o kadar da zor bir görev değildi. Kulağımı tersten tutmayı ben seçmiştim. Baktığında burnunun ucunda olan şey bazen insanın gözünde görünmez olabiliyordu.
İblisin de çatlak gökyüzüne baktığını fark ettim. Sonra bana dönüp isminin Volgreth olduğunu ve beni kabul ettiğini söyledi. Beni kabul etmesiyle çatlaklar birer cam parçası gibi kırılıp parçalanmaya başladı. Volgreth'e baktığımda karanlığa dönüşmeye başladığını gördüm. Parlak bir karanlığın şekilsiz formuna dönüşüp göğsüme saldırdı. Ancak bu saldırı kötü niyetli bir girişimden ziyade ritüelin bir parçası gibiydi. Göğsümden içeriye dolan karanlığı göğsümü gererek karşıladım. Her şey sona erdiğinde ise dizlerimin bağı çözülmüş bir şekilde yere uzanmıştım. Volgreth'in karanlığını özümsemek zihnimde olumlu duygular oluşturan karanlık bir sessizliğe bırakmıştı kendisini. Sivri dişlerimle sırıtarak karanlığa bakarken öylece kalakalmıştım. Kendimi bulutlu bir zihinle zamanın akışına bırakmıştım.
İblisin de çatlak gökyüzüne baktığını fark ettim. Sonra bana dönüp isminin Volgreth olduğunu ve beni kabul ettiğini söyledi. Beni kabul etmesiyle çatlaklar birer cam parçası gibi kırılıp parçalanmaya başladı. Volgreth'e baktığımda karanlığa dönüşmeye başladığını gördüm. Parlak bir karanlığın şekilsiz formuna dönüşüp göğsüme saldırdı. Ancak bu saldırı kötü niyetli bir girişimden ziyade ritüelin bir parçası gibiydi. Göğsümden içeriye dolan karanlığı göğsümü gererek karşıladım. Her şey sona erdiğinde ise dizlerimin bağı çözülmüş bir şekilde yere uzanmıştım. Volgreth'in karanlığını özümsemek zihnimde olumlu duygular oluşturan karanlık bir sessizliğe bırakmıştı kendisini. Sivri dişlerimle sırıtarak karanlığa bakarken öylece kalakalmıştım. Kendimi bulutlu bir zihinle zamanın akışına bırakmıştım.



