Doğmuşlardan Kaçanı (Xaphan)

[GM - Dimensio]

Yarattığın öfke krizi modunda konuşmaya başladığında karşındaki iblisin içten içe heyecanlanmaya, senin bu öfke halinden zevk almaya başladığını hissedebiliyorsun. Şu ana kadar aranızdaki kurulan bağın birbirinize ettiğini küfürlerden ibaret olduğunu da göz önüne aldığında, bu öfkeli halinin iblisi amacına ulaşmışçasına memnun ettiğini düşünmeden edemiyorsun. Sallanan uzuvlarıyla bu memnuniyetini ve aldığı hazzı dışa vuran iblis konuşmanın sonlanmasından sonra sanki dilleriyle seni süzüyor ve ardından sakin, onca şey söylenmemiş gibi bir ses tonuyla “O’lum senin gibi birinden ne isti’cem ben. Kendine hayrın yok, bana ne hayrın olsun senin.” diyor. Ses tonu bir anda gülmemek için kendini zor tutan bir hale bürünmüş olan iblis kahkahalarını boğazına düğümlemeye çalışırken “Sıç desem canın çıkar. Kaç desem götün düşer.” diyor. İblisin sözleri artık doğrudan seninle alay etmeye yönelik bir hal almışken, iblis bu durumundan hiç olmadığı kadar haz duyuyormuş gibi görünüyor.

İblisin aşağılamaları henüz sonlandığında, iblis uzuvlarını bir kez daha sana doğru sallamaya başlarken, bu kez sesindeki o alaycılığı yok edip daha ciddi ve boğuk bir ses tonuyla “Benim atıştırmalığım olmak dışında bi’ boka yaramazsın sen. Bu kadar boş muhabbet acıktırdı zaten, en azından bir parça açlığımı bastırırsın.” diyor. Sözlerinde son derece ciddi gibi duran iblis, az önceki halini tamamen bir kenara bırakmış gibi keskin dişlerini sana doğru vahşice sergilemeye başlıyor. Bu esnadan sana doğru yavaşça adımlar atıyor ve “Önce dilimle seni kavrayacağım ve sonra kafanı yukarıdaki ağzımla, bacaklarını da aşağıdaki ağzımla çiğnemeye başlayacağım. Lezzetinin olduğunu sanmıyorum ama zaten lezzet de aramıyorum.” diyerek bir tane dilini beline dolamak ister gibi sana doğru savuruyor.

[Xaphan]

"Siktiğimin iblisi benimle oyun oynadığı sanıyor. Böyle bir yaratıkla anlaşmak mı? Ne düşünüyordum ki." İstediği cevabı almak için sinirlenmiş rolü yapmıştı az önce. Ama şu an gerçekten sinirlenmişti. Bu iblis kendisini sinirlendirebildiği için kendisine sinirlenmişti. Toz zerresi kadar değeri olmayan bir ucube nasıl onu sinirlendirmeyi başarmıştı? Bu olayın yaşandığına dair yegane kanıt olan iblisi yok edecekti. Bu oyun haddini aşmıştı çoktan.

Bu küçük kıyametten sonra sonuçlanacaktı birçok şey. Ya O ölecekti ya da iblis. Eğer ölürse anlaşılacak bir şey kalmayacaktı. Eğer iblis ölürse de belki Vadlena ve diğerlerine dair bir iz ortaya çıkardı. Bilmiyordu. Daha önce de merak etmişti bu iblisin buraya nasıl geldiğini, diğerlerinin nereye gittiğini. Bu iki olgunun arasında bir bağ var gibi dursa da iblis inatla bu bağı ona açmaya yanaşmamıştı. Bundan sonra da böyle bir fırsatı olmayacaktı. İnceldiği yer burası, zaman da kopma zamanıydı.

İblisle iletişim kurarken durmadan birer adım aralarındaki mesafeyi kapatmıştı. En son sinirlenirken iyice yaklaşmıştı. Bu durum O'na, kendisinden iri olan iblise göre daha çok avantaj sağlayabilirdi. Beline doğru savrulan dilden iblise daha da yaklaşarak kaçacaktı. Onunki gibi devasa uzuvlara karşı küçük ve kompakt yapısı yapacağı hareketlerde daha iyi koordine olmasını sağlayabilirdi. Güvendiği şey de buydu. Dile yakalanacaktı belki yakalanmasına ama penislerinden birini başına yakın bir yerinden kavradığı sürece bunu pek takmayacaktı. Çünkü diğer eliyle işaret parmağından başlayarak tüm kolunu delikten içeri sokmayı deneyecekti. Tüm gücüyle ittirecekti kolunu içeri. İblisin kendisini fırlatmaya veya ittirmeye çalışacağını hissettiği gibi de penisin içini olabildiğince sıkı bir şekilde kavramayı deneyecekti. Tüm kolu girmezse sadece parmaklarıyla. İçeride ne vardı bilmiyordu ama en azından kavranacak bir et parçası falan olsa gerekti. En kötü ihtimalle sıkıca duvarları kavramayı deneyebilirdi. Daha önce penisine bastığında rahatsız olduğunu görmüştü. Tek çaresi açıkta duran bu zayıf noktalara saldırmaktı. İblis büyük ve güçlü olabilirdi ama O da bilinen ruhsal hastalıkların yarısından fazlasına sahipti, eğer şimdiye kadar anlaşılmadıysa. İstediğini gerçekleştirene kadar da kendini açık etmemek için bağırıp çağırmayacaktı iblise. Ama hele bir işler istediği gibi giderse "Aşağıdaki ağzınla yarramın tadına iyice baktığına emin ol e mi orospunun evladı!" diye bağıracaktı suratına suratına. Sikinin içini de bırakmayıp acı çektirecekti inatla. Gücü yeterse omzuna kadar sokacaktı kolunu.

Öfkeyle kuduruyor, bu ifrite hak ettiği dersi vermek için yanıp tutuşuyordu. Pek yüksek bir şansı yok gibiydi, ama elindeki plan buydu ve bu plana tamamen güvenerek tereddüt etmeden ilerlemek tek seçeneğiydi. Her şey yolunda giderse bir ihtimal iblise boyun eğdirtebilirdi gitmezse de ölecekti. Ama Tanrı için her şeyin yolunda gideceğine emindi. Tereddütsüz bir şekilde iblise daha da yaklaşmak için hareketlenmeye başladı...

[GM - Dimensio]

İblis dilini sana savurduğu anda, aradaki mesafeyi kapatarak kendini kurtarmaya çalışıyorsun. Bu hareketin bir nebze de olsa işe yarıyor, zira iblis önceki konumuna göre savurduğu diliyle seni yakalayamıyor. Ancak dilini hızlıca geri çekmesiyle birlikte, iblisin dilini sırt kısmında hissediyorsun ve iblis de bu teması algıladığı anda dilini beline doluyor. Kollarını ve ayaklarını hala hareket ettirebilmen mümkün görünüyor, ancak iblisin seni sıkı sıkıya kavraması nefes alıp vermende sorun yaşatmaya başlıyor. Fakat bu sırada esas dikkatini çeken şey, iblisin seni hızlıca çekip tüketebilme imkanına sahip olmasına rağmen, dilini olabildiğince yavaş bir şekilde geriye doğru çekmesi oluyor. İki ağzını da olabildiğince açan ve keskin dişlerinden süzülen salyalarıyla iştahını sana sergilemeye çalışır gibi duran iblis, aynı zaman bu yavaş hareketiyle korkunun en maksimum düzeyde yaşamanı ister gibi davranıyor. İblisin bu davranışı, başka bir zaman diliminde çığlıklar atmana neden olabilecekken, şu an düşündüğün tek şey iblisin penisi oluyor.

Yine normal zamanlarda bir insanın penisini düşünmek bile yeteri kadar rahatsız ediciyken, bir iblisin penisine ulaşmak, ona bir şeyler yapmak için kafa yormak daha da rahatsız edici geliyor kulağa. Ancak buradan çıkış yolunun bir penisten geçtiğine karar vermen, hareket kabiliyeti kısıtlanmış olsa da hala hareket edebilen kollarına bir gün ışığı vurmasını sağlıyor. Giderek iblisin ağzına yaklaşmaya başlarken, iblisin üst tarafa denk gelen penisinin senin kavrayabileceğin bir menzile girmesiyle birlikte derin bir nefes alıp iblisin penisini tutuyor ve ardından kolunun başındaki delikten içeriye doğru hareketlendiriyorsun! İblisin penisinin başındaki delikten içeriye giren yumruğun iblisin büyük bir acıyla bağırmasına neden olurken, beline doladığı dilinin de salınmasına neden oluyor. İki ayağın üstünde biraz da beceriksiz bir şekilde yere iniş yapmanın ardından, neredeyse bileğine kadar soktuğun kolunu biraz daha ileriye itelemeye çalışıyorsun. Kolun hareket ettikçe bağırtısı artan iblis ise bir anda boştaki iki dilini ve penisini sert bir şekilde sana savuruyor!

Üzerine doğru gelen iki dil ve bir penise karşı nasıl dirençli durabileceğini düşünsen de, bu yöndeki düşüncelerini toparlamayı başaramadan iki dilin ve penisin vücudunun sağ tarafına indiğini hissediyorsun. Dillerin ve penisin geliş hızına bakılırsan birkaç metre öteye savrulmayı ve narin bedeninden en az birkaç kırığın oluşabileceğini düşünerek temas anına yakın bir sırada gözlerini kapatıp kendini istemsizce kastığını fark ediyorsun. Temas anı yaşandığı sırada da bu kasma halin devam ettiği için ne bir acı ne de savrulmanın verdiği bir rüzgar hissediyorsun. Gözlerini biraz da korkuyla açıp kendini yoklamak istediğinde ise, temas anından önce bulunduğun noktada olduğunu fark ediyorsun. İblis bir kez daha dillerini sana savururken, iki dilin birden sana çarptığını bu kez hissetmekle kalmıyor, görüyorsun da. Ancak vücudunda hiçbir acı oluşmadığı gibi, iblisin dilleri sana çarptığı anda sanki geri savruluyor gibi duruyor. Bu haliyle de iblise karşı en azından bir üstünlük kurduğunu düşünerek cümleni söylüyorsun.

Cümlenin ardından kolunu biraz daha ittirmek istesen de bunu başaramıyorsun. Zaten almak istediğini de almış olduğunu düşünerek bu yönde hareket etme gereği duymuyorsun. İblis ise yaşananlara karşı şaşkın bir halde dururken “N’aptın amına koy’im?” diyor acı içinde. Hemen ardından ise “Şu siki bi’ bırakalım ama artık, acıyor işte! Küfür kıyamet iyiydi ama bu olmadı. Yakışmadı sana.” diyebiliyor sadece. Hemen ardından ise boş duran penisiyle cılız ve siyah bir sıvı dışarıya sızmaya başlarken “İşersem acısı geçer belki.” diyor sanki normal bir haldeymiş gibi.

[Xaphan]

İstediğinden de fazlasını öğrenmişti yaşananlar sonucunda. Ama yeni bilgiler yeni soruları da beraberinde getirmişti. "Beyaz saçlı ve diğerlerinin acıdan çığlık attığını duydum. Bu iblis neden bana vuramıyor?" Tekrar aklından geçirdi olan biteni. Tahminine göre iblisin de amacının gerçekten onu yemek olmamasından ötürü dilden kaçarak zaman kazanmayı başarmıştı. Yine de yakalanmıştı. İblisin asıl amacı olduğunu tahmin ettiği eziyet çektirmenin bir parçası olarak kuşbakışı keskin dişlerle donatılmış açık ağzı izlemişti. Yavaş yavaş kara çukurlara yaklaşırken ise kendinde güç bulmuş planını uygulamaya koymuştu. İstediği gibi penisi yakalamış, yumruğunu iğne deliğinden iplik geçirir gibi geçirmişti. İblisin O'nu ani bir şekilde yere bırakması acı çektiğini gösteriyordu. Aynı acıyla O'na vurmaya da çalışmıştı. İlk seferinde nasıl olduğunu çözememiş ama darbeden hiç etkilenmemişti. İkinci sefer olan biteni görmüştü. İblisin saldırıları adeta ona temas edemeden sekiyordu. "Vadlena büyü falan mı yaptı bana, anlamadım ki..."

Karşısında zavallı bir işeme denemesinde bulunan iblise baktı bir elinde bir vücudun sıcaklığını ve nemini hissederken. Tüm olanların heyecanı fark etmesine engel olmuştu ama elinde yaşadığı his ufkunu genişletmişti. Aynı O'nun, iblisin sik borusunu genişletmesi gibi... İşemeye çalıştığı penisten çıkan kara sıvıya takıldı gözleri. Bir saniye öncesine kadar vücudunun içinde olan sıvı, dışarı çıktığı anda dünyanın en iğrenç şeyi ilan ediliyordu. Tükürük, kan, bok, sidik, gaz... Hepsi de en mahrem kabul edilen, bütünlüğü gözetilen bedenin içindeyken kimsenin iğrenmediği şeylerken çıktıkları anda lanetlenmiş objelermiş gibi davranılıyordu. Öyle ki hiçbir şey hatırlamamasına rağmen bunlardan iğrenmesi gerektiği beynine kazınmıştı. Boştaki eline çevirdi bakışlarını yavaşça. Bileklerinden yukarı çıkan yara izlerini gördü. Yara izlerinin oluştuğu zamanı, teninin kanlı halini hayal etti. Bağırsaklarının dışarı dökülmesini engelleyen şey ne kadar kalındı ki? Beş santim mi? Birinin karnına bıçağı takıp bağırsaklarını dökmesi hiç de zor bir şey değildi. Cılız elinin üstündeki yeşil damarlar? Santim bile fazla gelir. İçinin dışına çıkması bu kadar kolaydı. Yaşamaya devam etmesini sağlayan organların hepsi en fazla bir karış uzağındaydı. Bilimsel bir anlatıdaki gibi havada, sadece düşüncede var olan şeyler değillerdi. Hepsi bir karış uzağındaydı ve gerçekti. Birisinin elini atıp içindekileri çıkarması zor değildi. Ten denilen kılıfla kaplı olmanın yarattığı göz bağı çözülüverdi aniden. İçinde korku olmayan ama korkuya yakın hisler yükseldi. Hayret? Belki. Hayranlık? Biraz. Vahşet? Evet. Şiddet? Lütfen. Özgürlük? Kesinlikle.

Karanlığı yaran derin bir nefes çekti içine. Titriyordu. Kontrol edilemez bir gücü kontrol etmeye çalışır gibiydi. Dışarı fışkırmasını önlemek için gücünün son damlasında çaba veren birinin nefes alması gibi. Sınırlarında ama kontrollü. Aynı titremeyle çıkardı ciğerine dolan havayı. Boştaki eliyle iblisin sikini tutup içerideki elini çekip çıkaracaktı. Sonrasında ise tekrar konuşma faslına geçilmesi gerekiyordu. "Görünen o ki istesen bile bana zarar veremezsin. Artık bir şeyleri açıklamanın zamanı geldi." Oyunların, rollerin, öfke krizlerinin sırası geçmişti. Sözleri direkt ve amaca hizmet edecek şekilde seçilmişti. Fazlasına ihtiyaç yoktu.

[GM - Dimensio]

İblisin kısa süren işeme faslının ardından boştaki elinde iblisin penisini tutuyor ve içindeki elini çıkarıyorsun. İblis bir anda derin bir rahatlamayla kendine gelmiş gibi olurken, kurduğun cümlelerle odağı sana doğru kayıyor. İblisin bir şekilde içinde bulunduğu durumdan duyduğu şaşkınlığı hissedebiliyorsun ve bu durum elindeki kozların daha da fazla olduğu anlamına geliyor senin için. Tüm bu güvenle kurduğun cümlelerin ardından iblis hayret barındıran bir ses tonuyla “Ö’le gibi hak’katen. Yani dillerimin zarar vermemesine üzülmedim de, sikim a’cık bi’ titretseydi iyiydi.” diyor. Konuşmaya başlamasıyla birlikte o hayret içinde olan havasını kaybetmeye başladığını fark ettiğin iblis “Yani o kadar dalgalandırdık, şahlandı dedik, iktidar dedik sonunda bi’ ihtiyar bülüğe boyun eğdi. Yoo, bu hiç hoş olmadı!” diyor. Bu cümlelerinden sonra boşta duran penisini havaya kaldırıp sertçe zemine vurmaya başlayan iblis “Tüüü ‘mına kodu’m siki! Mahcup ettin beni siktiğimin siki! Şimdi dalgalansan n’olur dalgalanmasan n’olur? Bi’ de seni övüyoruz, şöyle iyi böyle iyi diye! Seni taşıyacağıma hortum taşısaydım! Ne hortumu ya!? Seni taşıyacağıma incecik ip taşısaydım! Yazıklar olsun senin gibi sike! Sik denilmeyi bile hak etmiyorsun sen!” diyor. Sözlerini oldukça hızlı ve sinirli bir şekilde söyleyen iblis bir anda tekrar sana dönüyor ve “Şu elindekini de bırak da ona da haddini bildireyim! Bi’ bırak da iki siki birbirine kırdırayım! Bırak bak, anasını sik’cem sikimin!” diyor hafifçe çekiştirmeye başlarken. Şu an için konuyu konuşmaya getirmeye çalışmış olsan da, iblisin uzuvları hakkındaki konusu henüz tam olarak kapanmamış gibi görünüyor.

[Xaphan]

Sıkkınlıkla baktı karşısındaki iblise. Basitçe parmaklarını açarak serbest bıraktı penisi ve "Buyur." dedi. Israr etmeye niyeti yoktu. Belli ki konuşma iblisin istediği tempoda geçecekti ve hızlandırmak için yapabileceği bir şey yoktu. Kara vantuzun yerden yere vurulmasını izlemek durumundaydı.

Şu ana kadar burada karşılaştığı herkesi nasıl öldürmek istediğini düşünmekle geçirecekti zamanını...

Beyaz saçlıyı en sona bırakacaktı. Korumak istediği herkesin gebermesini izlemesini istiyordu. Kırmızı saçlı inatçı elemanın gururunu ve inadını ayaklar altına alıp gebertmeliydi. Belki bu iblis elemanı kendinden geçene kadar sikebilirdi. "Hehehe..." O herifin inadından kendi için vazgeçip geçmeyeceğinden emin değildi. Kendinden çok değer verdiği bir şeyler bulması daha iyi olurdu. Sonra değer verdiği şeyi iblis gebertene kadar siker, sonra parça pinçik edip yerdi. Sonra da benim zorla göz kapaklarını açık tuttuğum kırmızı kafalıyı sike sike gebertirdi. Kara saçlı kızla pek bir problemi olmamıştı. Sikilerek ölebilirdi. Hoş da bir kadındı. O'nun tarafından sikilebilirdi belki de... Kulağına fısıldayan kara saçlıyı döve döve gebertecekti. Ya da önce dövecek, sonra siktirecekti. Evet evet, önce tüm kemiklerini kendi elleriyle kıracak sonra iblis amına koyacaktı o kara kafalı ibnenin. "Kendini ezdirmeymiş! Am çullamasına bak hele!" Vadlena köpek bokunda boğularak geberecekti. Lebrante göt deliğini yerde yatan Vadlena'nın ağzına yapıştıracak sıçacak da sıçacaktı. "Hayır hayır, eksik anlattın!" Şöyle olacaktı: Vadlena ve Lebrante herkesten önce ölecekti. Bok parçası olan herkes Vadlena'nın boğazında bokla öldüğünü görecekti. Hazzın doruklarını gördükten sonra gebermeleri daha uygun geldi ona. Ayrıca Vadlena için de daha aşağılayıcı olacaktı. Lebrante de tüm kemikleri kırıldıktan sonra çöp iblislerin beslenmesi için iblis diyarından bırakılacaktı. "Hayır hayır, eksik anlattın!" Lebrante'nin kemikleri sıçmadan önce kırılacaktı. Sonra çöp iblisler boğazından aşağı doldurularak vücudunun bolca bok üretmesi sağlanacak. Sonra o bok götünden Vadlena'nın ağzına patlayacaktı. "Evet, böyle olacak." Bir de en son bir kız daha gelmişti. O da sikilmekten ölecekti işte. Hiç muhabbeti olmamıştı o kızla, o yüzden ölmesine gerek yoktu aslında. Ama geride şahit bırakmamak en iyi seçeneği olurdu. En sona kalan beyaz saçlı da kimseyi koruyamadığının bilinciyle çöp iblislere yem bırakılacaktı. Canlısını koruyamadıklarının cesetlerini de koruyamadığının bilinciyle yem olacaktı iblis ayaktakımına.

Barış ve huzur içinde tekrar iblise dönecekti. Sik cezalandırma seremonisinin sona ermiş olduğunu umuyordu. İğrenç, aptal ve ağlamasına sebep olacak kadar sinir bozucu olan bu iblisten iğreniyordu. Ama tüm bu öldürme planlarının gerçekleşmesi için ideal bir araçtı. Onu nasıl geberteceğine dair de bir plan kurabilirdi gayet. Ama en iyi bildiği şey doğru zamanı beklemekti ve basitçe şu an doğru zaman değildi.

[GM - Dimensio]

İblisin elinde tuttuğun penisini bırakmanın ardından iblis iki penisini de yere ve birbirine vurmaya başlıyor. Bu esnada içinde bolca küfür geçen cümleler kurmaya başlasa da, düşüncelerinin arasında onları duyman ve iblisin hareketlerini takip etmen mümkün olmuyor. Bu düşünce ve iblisin cezalandırma faslının ne kadar sürdüğünü bilmesen bile, kafanın içindeki planların yerli yerine oturmasından sonra iblise dönüyor bakışların bir kez daha. İblisin iki penisini birbirine dolamış bir halde tutarken, dilleriyle sağlı sollu vurma anını yakaladığın anda cezalandırma seansının bitmemiş olduğunu görebiliyorsun. Ancak senin kendisine baktığını anlamasıyla bir anda duran iblis tüm uzuvlarını serbest bırakıyor. İki dili havada sallanmaya başlarken, pataklanmaktan bitap düşmüş iki penis kendilerini yere bırakıveriyorlar. İblis ise yere serilmiş penislerine doğru hafifçe eğildikten sonra "Amına ko'dum onların!" diyor gururlu bir şekilde. Sanki boş bir övgü bekler gibi duran iblis senden beklediği karşılığı göremeyeceğini anladığında ise yere serilmiş penislerini hafifçe sana doğru yaklaştırıyor ve ardından "Vur'can mı sen de? Söz sana doğru kaldırmam. Sana kalkmaz bu sikler artık, kalkar mı hiç?" diyor. Bir anda iki penisi ortadaki ellerinin üstüne doğru alan iblis, iki penisi de altın tepsideymiş gibi sana sunarken "Al, senindir! Bundan sonra bu sikler senin sikin sayılır. Bu sikler senin sayıldığı için sana Siklerin Başı bile diyebiliriz!" diyor. Heyecanlı bir şekilde konuşan iblis, bu tonda ve tavırda konuşmaya devam edecekken, bir anda sözlerini tekrar kafasından geçirir gibi duruyor ve ardından "Siklerin Başı olmadı, yanlış anlaşılabilir." diyor ciddi bir fikir beyan eder gibi. Hemen ardından da dahiyane bir fikir bulmuş gibi hafifçe yerinde zıplayan iblis "Evet, buldum! Bundan sonra Siklerin Efendisi olarak anılacaksın! Alın siklerim, Siklerimin Efendisi!" diyor.

İblisin tüm bu konuşmaları arasında sözlerinde gerçekten ciddi mi yoksa seninle dalga mı geçtiğini tam olarak anlayamıyorsun. Fakat kısa bir süre önce sana saldıran ve hatta seni yemeği dahi düşünen iblisin, şu an için hiçbir şekilde böylesine bir tavır içinde olmadığını fark edebiliyorsun. Bununla birlikte iblis, sanki o anlar da hiç yaşanmamış ve aranızda bu tür hadiseler vuku bulmamış gibi, ellerinin arasındaki penisleri sana doğru tutmaya devam ediyor.

[Xaphan]

Kendisine sunulan onur ve şerefe dikti gözlerini. Biri onur, diğeri şerefti. Ne yapması gerektiğini düşündü. İblis yaptığı onca oyundan sonra tavrını değiştirmişti. Yine de önceki yaşananları düşününce emin olamıyordu. Yaşanan olayların absürtlüğü neyin gerçek neyin yalan olduğunun sınırlarını bulanıklaştırıyordu. Bir iblisi emri altına alması gerekiyordu. Ama o iblis gerçekten bu iblis miydi? Mahlukatın en düşüğü denebilecek bu hilkat garibesi... Belli ki diğer gereksiz iblislerden güçlüydü. Korkunç görünümü de bir silahtı. Tüm planlarında işe yarayabilecek bir araç olduğunu kabul ediyordu. Ama durmadan onunla uğraşması gerektiğini düşünmek içini karartıyordu. Yine de buradan kurtulmak istiyorsa başka şansı yok gibiydi. O iblis bu iblis olmasa bile şimdilik suyuna gitmek zorundaydı. Bu sürecin nasıl geçtiğine göre de iblisi o mu olacak bir karara varmayı deneyecekti.

Ciddiyetle süzmeye başladı iblisi. "Bu sikler efendisinin düşmanlarına sikleyecekler mı?" diye sordu bir adım yaklaşıp. Bir yandan bu siklerin diğer efendisi de bu sikleri kontrol eden iblisti. Dolayısıyla efendisi olması gereken sikler değil iblisti. Alt metni sezdiren biraz da dramatik tırto bir performansla bu konuyu dürtecekti. Olumlu bir cevap alması durumunda da devam edecekti. "Efendine adını bahşet." diyerek küçük bir tanışmayla her şeye baştan başlayacaktı. "Düşmanlarım buranın dışında. Zamanı geldiğinde onlara karşı benimle çarpışmak istiyorsan buradan çıkmalıyız. diye de devam edecekti.

Tüm bu evcilleştirme ehlileştirme işi bitmeden iblise düşmanlarını zamanı gelince sikleyeceğini söylemesi gerekiyordu. Ayaküstü milleti sikmeye çalışıp başını derde sokması hiç iyi olmazdı. Zamanı gelince hepsini sike sike gebertebilirlerdi zaten. Ama hepsinden önce bir şekilde anlaşmaları ve buradan kurtulmaları gerekiyordu. Önce buna odaklanacaktı.

[GM - Dimensio]

Ciddiyet dolu bir şekilde sorduğun sorunun ardından iblisin şaşkınlıkla kalakaldığını anlıyorsun bir anda. Sorduğun soruya karşılık anlamsız ve cılız birkaç cümle geveleyen iblisin ne dediği pek anlaşılır durmuyor. Ancak bakışlarını biraz daha sertleştirmenin ardından iblis “Yani şimdi… Düşmanların kim olur, ne olur ben bilmiyo’m… Sikler derim, so'ra başka bi’ şey olur. Ama hani bi’ şey gerekirse de yaparız gibi geliyo’. Ama işte, şimdi sen bö’le ciddi ciddi bıdırdanınca, bi’ garip de olmadı değil.” diyor. Soruna ne olumlu ne de olumsuz bir karşılık veren iblisin bu tavrına karşılık kendini biraz daha kasarak iblise adını söylemesiyle başlayan konuşmanı tamamladığında, iblis bir anda iki penisini de hafifçe geriye çekiyor. İblisin bu hareketinden bir şeylerin ters gittiğini rahatlıkla anlayabiliyorsun.

Bu ana kadar yaşanan garipliklere sığınarak, iblisin son hareketine bir anlam yüklemeye çalıştığın sırada iblis “Ya, ben aslında bur’da takılırız diye sana öyle demiştim. Ama şimdi sen ismimi falan sorunca da bi’ değişik oldu her şey.” diyor. İblisin genel anlamda kafa karışıklığı içinde olduğu ve tam anlamıyla bir anlam ifade etmeye cümleleriyle muhatap olacağını anladığın sıralarda iblis konuşmasına “Benim birileriyle dövüş’im, onları patakl’im gibi bi’ derdim yok açıkçası. Benim meselemi anladın bence sen. O yüzden eğer beni çıkışta adam dövmek için gazlıyo’san, bacağına sıçarım. Sikerim derdim ama Siklerin Efendisi’ne sikerim denmez. Sikersem Siklerin Efendisini Siken Efendi olurum aslında.” diyerek devam ediyor. Bir anda ciddiyetle başladığı konuyu yine başka bir noktaya getiren iblis, bu kez olayı uzatmadan “Neyse, bunu so'ra düşünürüm ben de… Yani demek istediğimi anladın de’ mi?” diyerek bir anlığına da olsa susuyor.

İblisin bu suskunluğu birkaç saniyeden uzun sürmüyor ve hemen ardından “Şu isim konusunda da şö’le bi’ problemimiz var.” diyor. Bu cümlesinin ardından suskunluğa bir kez daha gömülen iblis, bir anda sus pus oluyor ve hiçbir şey söylemeden öylece durmaya başlıyor. Yavaşça sallanmaya başlayan iki diline baktığında, iblisin bu suskunluğu kasıtlı olarak yaptığını fark edebiliyorsun. Sanki bir şekilde seninle oynar gibi, cümlelerini farklı yerlere götürdüğünü veya ansızın kestiğini anlayabiliyorsun.

[Xaphan]

"Yav benim sevmediğim insanları deli edeceksin, iğrendireceksin falan işte. En sonda da gebertiriz kanıt kalmasın diye yersin sen. Sikmek istersen de sik, sana kalmış. Benim işime gelir sikmen, sonuçta sevmediğim insanlar. Acı çeksinler amına koyim!" Kendisi de gereksiz ciddileşmişti belki. Tekrar iblisin tonuna dönmek konuyu dağıtabileceği için korkuyordu ama diğer türlüsü de pek bir yere vardırmamıştı konuşmayı.

Elini sikine sokma hamlesinden mi iblisin ona vuramamasından mı bilmiyordu ama bir şekilde iblise biraz sözünü geçirmeyi başarmıştı. Denemediği şey kalmamıştı zaten. Terso yapmış, öpüp sevgi göstermiş, kavga etmiş, uzuvlarıyla haşır neşir bile olmuştu. Ama şimdi de isim konusunda takılmışlardı. Bu konuda da ilerleme kaydedebilmeleri için bunların tekrar edilmesi mi gerekiyordu? "Niye söylemiyor ki adını? Sikicem bunu da haa!" İsim konusunda nasıl bir problem olabilir merak etti. Aklına bir şey gelmemesinin sonucu olarak da tekrar sessizleşen iblise döndü.

"Hayırdır? İsim konusunda nasıl bir problem var? 'Önce kendini tanıtman lazım, bu nasıl kabalık!' falan diyecek bir tip değilsin sen. Zaten desen de kendi adımı hatırlamıyorum amına koyim." Birkaç isim örneği düşünmeye çalıştı. İblise kendisine hitap etmesi için birkaç seçenek verebilirdi. Aklına bir şey gelmeyince iblis kendince bir isim söylesin diye düşündü. Bu fikrin ne kadar aptalca olduğunu anlaması da çok kısa sürdü. Bunları düşünürken bir an donmuştu. "Siklerin Efendisi deyiver işte bana. Sen öksür bakalım senin derdin ne?" Bu sorunu çözdükten sonra ne çıkacağını merak ederek sözü iblise devretti.

Out: Bu hafta biraz yoğunum. Pasiflik veya rp kalitesinde düşüş olabilir.