Doğmuşlardan Acı Çekeni (Zenahpuryu)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

22 Jun 2022, 09:15

Yumruklarınızı tokuşturduğunuz anda, hem kendi içinde hem de iblisin içinde büyüyen sıcaklığın birbirine kaynaştığını hissedebiliyorsun. Sanki tek bir duyguyu aynı anda paylaşıyormuşsunuz gibi, aynı gözden dünyayı görüyor ve aynı nefesi soluyormuşsunuz gibi kendinden geçtiğini fark ediyorsun. Ancak kendinden geçmenin aynı şekilde ibliste de vuku bulduğunu bir şekilde anlayabiliyorsun. Bunun, adına her ne deniyorsa, oldukça yoğun bir duygu olduğunu ve insanı veya iblisi gerçek kıldığını fark edebiliyorsun. Tokuşan yumruklarınızın altından kaynaşan başkaca şeyler olduğunu ve bu şeylerin de iblis ile aranızda bir bağ kurduğunu çıplak gözle dahi görebiliyorsun.

Yumruklarınızı birbirinden ayırmanızın ardından, ilk kükreyen sen oluyorsun. Ancak bir insanınki kadar başarabildiğin kükremenin ardından iblis, kahkahalar atmaya başlarken yine de çabalarını takdir eden bir bakışla yüzüne bakıyor. Hemen ardından ise sanki işin gerçekten ustasıymış gibi az önce yaptığı böbürlenme hareketine benzer bir pozisyona geçiyor ve tiz, çatlak, bebeksi bir kükremeyle hünerini ortaya koyuyor. Normal şartlarda herhangi bir varlığı korkutmaktan uzak olan bu kükreme, yine de bir şekilde iblisin tüm sempatisini arttırmayı başarıyor.

Kükreme konusunda ustan olmayı attığı kahkahalar ve baş hareketiyle onaylayan iblis, senin düşünceli bir hale geçmenle birlikte yavaşça yanına sokuluyor. Kafasını hafif eğerek sanki göz teması kurarsa her şeyin sonlanacağını düşünüyormuş gibi sana bakan iblis “Buradan nasıl çıkabileceğimiz düşünüyorsun, öyle değil mi?” diyor çekingen bir şekilde. Hemen ardından ise senin hemen önüne oturuyor, biraz da seni taklit etmeye çalışır gibi. Hala daha seninle göz teması kurmaya çalışan iblis “Buradan çıkma konusunda fikrim olmadığını söylemiştim ya, bu bir yalandı.” diyor utana sıkıla. Bir anda gözleri yeniden dolmaya başlayan iblis hafifçe öne doğru atılırken “Özür dilerim… Özür dilerim… Özür dilerim… Özür dilerim… Özür dilerim…” demeye başlıyor. Hemen ardından ise gözyaşları bir kez daha boşalmaya başlayan iblis “Korktuğum için yalan söyledim, affet beni tamam mı? Lütfen affet! Lütfen! Lütfen! Lütfen! Lütfen! Lütfen! Lütfen!” diyor. Aynı kelimeyi durmadan tekrar etse de şiddetini arttıran ağlaması karşısında iblisin ağzından çıkan kelime giderek anlamsız hale geliyor. Ancak halen da aynı kelimeyi yinelediğini anlayabiliyorsun.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

22 Jun 2022, 09:44

Yumruğu, iblisin yumruğuna çarptığı anda bugün yaşadığı bütün kötü hislerden arınmayı başardı. İçinde büyüyen sıcaklığın iblise karıştığını ve iblisin de kendisine daha fazla kaynaştığını hissedebiliyordu. Gözünü açtığından beri geçirdiği tüm zaman boyunca hissettiği duygular yüzünden neredeyse kalbi bir çöle dönecekken, Kudretli Ejderha ile geçirdiği vakit sayesinde tekrardan çiçek açmayı başarmıştı. Aralarında oluşan bağın sağlamlaştığını hissedebiliyordu. Dünyayı tek bir gözden görüyor, aynı duyguyu paylaşıyor gibi yavaş yavaş kendinden geçiyordu. Aralarında kurulan bağın sadece bir takım duygusal bağdan ibaret olmadığını anlayabiliyordu. Kudretli Ejderha’da kendinden geçiyordu, genç adam ile aynı duyguları, aynı hissiyatları paylaşıyordu. Bunu görmek zor değildi, yumrukları tokuştuğu anda farklı bir şeyler yaşandığını anlamış ancak pek anlam verememişti. Tek düşünebildiği, bu duygunun ne kadar muhteşem olduğuydu. Yaşadığı onca korku, acı ve öfkeden sonra, genç adam için bu bir nimetti. Güvenebileceği, sağlam bir bağ kurabileceği birini bulmak, üstelik bunu bir iblisle yapmak, içini huzurla ve mutlulukla doldurmuştu.

Kudretli Selamlaşma’nın getirdiği sorumlulukla, yumruğunu ayırdı gibi kükremeyi denemişti. Karşısındaki ejderha gibi ejderha olmayı bütün gücüyle denese de, ne kadar başarısız olduğunu iblisin kahkahalar atmasından anlamak zor değildi. Cümlelerini kurduktan sonra, iblisin böbürlenme hareketine geçtiğinde onun kahkahasına katılmıştı. Bu işin gerçekten ustası gibi dursa da, kendisinden çıkan kükreme oldukça bebeksi bir kükremeydi. Her ne kadar birisini korkutmayacak derecede olsa da, genç adamın gözünde yeni bir yer edinmeyi başarmıştı. O bir ejderhaydı ve kudretli bir şekilde kükremeyi başarmıştı. “Muhteşemdi.” Dedi kükremeyi başıyla onaylayarak. Ardından yavaşça oturdu, arkadaşlarını tekrardan aklına getirdi. Buradan nasıl çıkacağını bilmeyen, arkadaşının güvenini kıracağını bildiği tek yolu es geçerek yere oturan adam, iblisin yavaşça yanına sokulmasıyla tekrardan yüzüne küçük bir gülümseme kondurdu. Beyaz Kafa, arkadaşına her zaman gülümsemesi gerektiğini düşünüyordu, onun içini her zaman güvenle dolduracak, ikisinin de duygularını her zaman pozitife çevirecek bir gülümseme, buna ikisinin de ihtiyacı olacaktı.

İblis, kafasını eğerek göz teması kurmaya çalışırken, sanki düşüncelerini okuyormuş gibi sormuştu sorusunu. Bu, hem genç adamı mutlu etmiş, hem de biraz daha düşünceli bir hale sokmuştu. Kendisini daha konuşmadan anlayabilen bir dost edinmiş olmak onun içini kıpır kıpır ederken, bir yandan gerçekten arkadaşlarının yanına dönmeyi düşünüp bir fikrinin olmaması düşünmeye zorluyordu. Kudretli Ejderha, genç adamı taklit etmeye çalışırcasına önüne otururken, göz teması kurma çabası devam ediyordu. Buradan çıkma fikrinin olmadığı konusunda yalan söylediğini söylemiş, gözleri dolarken özür dilemeye başlamıştı. Korktuğu için yalan söylemişti, genç adam bundan daha doğal bir eylem olmadığını düşünüyordu. Kızmamıştı karşısında ağlamaya başlayan iblise, onun bir suçu yoktu. Sağ elini kaldırdı genç adam, Kudretli Ejderha’nın kafasına koydu yavaşça. Okşamaya başladı derisini, yanında olduğunu belirtircesine. “İlk geldiğimde, bir yabancıydık. Ben korktuğun için yalan söyledin, bundan daha doğal bir eylem yok. Asıl önemli olan ne biliyor musun? Sen çok daha güzel bir şey yaptın.” Diğer elinin baş parmağını kaldırdı gururla genç adam, ejderhayı onayladığını belli edercesine. “Dostuna dürüst davrandın ve yalan söylediğini söyledin. Bundan daha önemli bir şey yok. Biz yabancıyken yalan söylemiş olman önemli değil, unutma, artık dostuz. Bu yüzden affedilecek bir konu yok çünkü yanlış bir şey yapmadın. Ama yine de…” Kocaman gülümsedi tekrardan genç adam. “Kendini suçlu hissedersen sarılırsın biter. Sarılmak her şeyi çözer.” Elini yavaşça çekerken, iblisini gözyaşlarını silmeyi denedi. Arkadaşının her daim yanında olduğunu ve ağlamasının gerekmediğini, yanlış bir şey yapmadığını göstereceğini düşündü bu hareketin. Sonrasında tekrar söze girdi. “Peki, nasıl çıkıyoruz buradan?”
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

23 Jun 2022, 09:04

Kendinde hala mırıldanıp af dilemeyi sürdüren iblisin başına elini koyup okşamaya başladığın anda, iblisin gözleri bir kez daha açılıp sana dönüyor. Titreyen göz bebekleri, gözyaşlarının sebebini bir kez daha değiştirmeye başlarken sen de iblisin sert pullu derisinin elinde bıraktığı tuhaf hissi anlamlandırmaya çalışıyorsun. Sıradan bir zaman diliminde, insanların pek elini sürmek istemeyeceği türden sert ve pullu olan deri yapısına rağmen, iblisi okşamaya başladığında tüylü kocaman bir kediyi okşarmış gibi huzurla dolduğunu hissediyorsun. Konuşmanı sürdürmeye devam ederken iblis de ağlamayı kesiyor yavaş yavaş ve kendisini affettiğinden dolayı mutlu görünse de mahcup ifadesini korumayı sürdürüyor. İblise kendisine sarılabileceğini söylediğin anda ise, iblis ilk önce buna yeltenecek gibi dursa da hemen ardından sanki sorumluluk almak isteyen bir birey kararlılıkla dolan bakışlarıyla yüzüne bakmaya başlıyor. İblisin göz yaşlarını elinle silip, normal göz yaşlarından daha yoğun kıvamı olan yaşların hissini yaşarken sorunu yöneltiyorsun iblise.

Gözlerindeki kararlılığı sonuna kadar korumaya istekli gibi görünen iblis hafifçe silkelendikten sonra sağ elini havaya kaldırıyor ve küçük iki parmağını sana doğru uzatırken “Buradan kurtulabilmemizin iki yolu varmış.” diyor. Hemen ardından tek parmağını kapatıp “İlk yol, benim buradan ayrılmammış. Buradan ayrılmak için gidersem, o zaman buradan çıkabiliyormuşum. Nasıl oluyor bilmiyorum, ama bunu yapabilirmişim. Tabi bu durumda sana ne olduğu konusunda bir fikrim yok.” diyor. Bu ilk yolun her ikiniz açısından da bir çözüm olmadığını vurgulamak ister gibi konuşan iblis, bu kez kapattığı parmağını tekrar açarken “İkinci yol ise birbirimizin ismini öğrenmekmiş. Kulağa saçma geliyor, ancak bu yöntem işe yarıyormuş.” diyor. Bu yolu anlatmaya başladığında yüzünde düşünceli bir ifade beliren iblis “Benim açımdan bu olay aslında basit, ama sen hiçbir şey hatırlamadığın için ismini nasıl bana söylersin bilemiyorum.” diyor. Sanki her iki yolun da senin açından sıkıntılı olduğunu işaret eden iblis “Bana adını söylersen, ben de sana adımı söyleyebilirmişim veya dilersen beni bir isimle çağırabilirmişsin. Ancak bunu yaptığında, nasıl oluyorsa artık ikimiz bir bütün gibi olurmuşuz.” diyor yavaşça titremeye başlayan ses tonuyla.

İblisin anlattıklarını can kulağıyla dinlesen de dikkatini çeken en önemli husus, iblisin bunları bir deneyim gibi değil, kulaktan dolma bir bilgiymiş gibi dile getirmesi oluyor. Anlatımlarını olabildiğince basit tutan iblis, yine de içten içe tüm bu yöntemlerin işe yarayıp yaramadığı konusunda pek de kendinden emin duruş sergilemiyor gibi geliyor gözüne. Yine de, iblis konuşmasını sonlandırdığını bakışlarını sende sabitliyor ve bir cevap beklemeye koyuluyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

23 Jun 2022, 14:47

Kudretli Ejderha, yavaş yavaş ağlamasını keserken genç adam iblisin sert, pullu derisinin elinde bıraktığı hissiyatı düşünüyordu. Normalde, belki de hiç hoşuna gitmeyecek olan bu durum, sanki bir kediyi okşarmışcasına huzurla dolduruyordu içini. Aralarında kurulan bağın basit bir arkadaşlıktan ibaret olmadığını düşünüyordu. Bu sırada, istiyorsa sarılmasını söylediğinde karşısındaki iblis bir anlığına buna yeltense de kararlı bir şekilde suratına bakmıştı genç adamın. Sorunu böyle çözmek yerine, gerçek bir çözümle karşılık vermek istiyor gibiydi. Sevinmişti genç adam iblisin bu tavrına karşı. Yoğun kıvamlı gözyaşlarını silerken sorusunu sormuş, iblis ise kafasını toparladıktan sonra iki küçük parmağını havaya kaldırmıştı. Bu sorunun iki çözümünün olduğunu söylediğinde, genç adam dikkatle dinlemeye başlıyordu karşısındaki iblisi.

İlk yol, iblisin buradan gitmesi. Kendisi buradan gidebiliyor, ancak genç adama ne olduğu konusunda durum belli değil. Bu yol ikisinin çıkmasına yol açabilir de, açmayabilir de. İblis, bu yolun çözüm olmadığını vurgulamaya çalışırken, ikinci yolu anlatmaya başlıyordu. İkinci yol birbirlerinin isimlerini öğrenmekmiş. İblis ismini söyleyebilecek olsa da, beyaz kafa hiçbir şey hatırlamadığı için ismini söyleyemecek. İki yolunda genç adam için sıkıntılı olduğunu belirtirken, ikisi de isimlerini birbirlerine söylerlerse bir bütün gibi olurlarmış. Hatta iblisin ismini söyleyerek çağırabilirmiş. Kudretli Ejderha, kulaktan dolma bilgileri anlatıyor gibi duruyor, bu yöntemlerin işe yarayacağı konusunda emin bir duruş sergilemiyor olsa da, genç adamın zihninde bir şeyleri aydınlatmaya başarmıştı.

Gülümsemesi, bir şeyler bulduğunu belli edercesine suratına yayılırken, ejderhanın gözlerine baktı dikkatlice. “Sana yaşadıklarımı anlatırken Vadlena demiştim ya? O iblisini çağırırken adını söyleyerek çağırmıştı. Yani, adını söyleyerek çağırma kısmı doğru olmalı. Ayrıca sen de hatırlarsan benden kaçmıştın ilk ismini sorduğumda. Senin ismini öğrenmem yeterli sanırım, çünkü az önce sende hissettiysen, yumruklarımızı tokuşturduğumuzda bir duyguyu aynı birmişiz gibi paylaştığımızı, dünyayı birmişiz gibi gördüğümüzü ve aynı nefesi soluduğumuzu hissettim. Biz bağımızı çoktan kurduk.” Kollarını göğsünde kavuşturdu genç adam. “Ama yine de, şöyle bir şey deneyelim. Ben biliyorsun ismimi hatırlamıyorum. Yani sana gerçek ismim ne ise söylemem zaten imkansız. Bana, Ejderha ismi ver. Bundan sonra benim ismim o olsun, ben sana senin bana vereceğin ismimi söyleyeyim, sen de bana kendi ismini söyle. Böylelikle, ikimizde birbirimize isim vermiş oluruz. Aklıma bir insan ismi gelseydi kendim bir şey uydururdum ancak gelmiyor. Bu yüzden, senin bana Ejderha ismi vermen gerek. Böylelikle bağımızı daha da kuvvetlendirerek çıkabiliriz.” Derin bir nefes aldıktan sonra, heyecanla seslendi. “Hadi Kudretli Ejderha, bana da Kudretli bir isim bahşet.” Bu yöntemin işe yarayacağını düşünüyordu.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

24 Jun 2022, 09:58

İblisle konuşmaya başladığında, iblis neredeyse seninle aynı hisleri paylaşarak seni dinlemeye koyuluyor. Konun kaçma kısmına geldiğinde yüzünde mahcubiyeti belli olan iblis, hızlıca bu ifadesini bir kenara bırakarak seni dinlemeye sürdürüyor. Konuşmanın bitmesinden sonra iblisin yüzünde bebeksi bir düşünce hali beliriyor. Kafasını sol pençesinin baş parmağındaki tırnağıyla kaşımaya başlayan iblis “Şimdi… O kaçma konusunda… Benim ismimi öğrenip ben seninkini öğrenmezsem sıkıntı olur diye düşündüm. Ama neyse…” diyor. Bu konuyu atlayıp başka ve daha önemli bir olaya gelmek ister gibi duran iblis “Üzgünüm ama sana bir isim veremem. Çünkü bu isim sana ait olmalıymış… Yani şöyle düşün… Ben sana bir isim versem bile, bu sana sonradan verilmiş veya başkası tarafından konulmuş bir isim olacak. Bu yüzden ismini kendin hatırlamak zorundasın.” diyor. Sözlerini çaresiz bir ifadeyle sonlandıran iblis yavaşça yanına yaklaşırken gözlerine doğru bakıyor ve “Bunu yapabileceğini biliyorum. Sadece biraz kendini zorla!” diyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

24 Jun 2022, 22:41

İblis, genç adamın sözlerini dikkatle dinledikten sonra, bir çocuk gibi düşünür hale bürünmüştü. Pençesiyle kafasını kaşımaya başlarken, başta mahcup olduğu konuyu düzeltmek için söze girmiş, ardından bu konuyu tamamlamak istememişti. Genç adam için de bu önemliydi, zaten o konu hakkında herhangi bir sorunları yoktu, aralarında problem kalmamıştı. İblis, kendisine isim veremeyeceğini söylediğinde genç adam biraz üzülmüştü, ejderha olmak için bir fırsatı vardı ve onu kaçırmıştı. Ancak iblis haklıydı, isim kendisine ait olmayacaktı, sonradan konulmuş bir isimden ibaret olacaktı. Peki, kendi ismini nasıl hatırlayacaktı? Gördüğü rüya haricinde hiçbir şey hatırlamayan birisi, ismini nasıl hatırlayabilirdi? İblis, kendisine güven veren sözlerini de sarf ettikten sonra, genç adam gülümsemiş ve kararlılığını gösterecek bir yüz ifadesini suratına yerleştirmişti. "Tamam, elimden geleni yapacağım!" Dedi kararlılıkla.

Aklına fikir olarak, her şeyi başa almak dışında hiçbir şey gelmiyordu. Hiçbir şey hatırlamıyorsa, hatırladığı kısımdan itibaren düşünmeyi deneyebilirdi. Neler yaşadıysa, neler hissettiyse hepsini teker teker zihninden geçirerek hafızasını zorlamaya çalışacaktı. "Biraz rahat bir pozisyona geçeyim." Dedikten sonra iblisin önünde yere doğru yattı. Ellerini iki yana açtıktan sonra, bir deniz yıldızını andırırcasına yatarken, Kudretli Ejderha'ya göz kırptı ve gözlerini kapadı. "Her şeyi tekrardan hayal edeceğim. Hafızamı zorlamak için, hatırladığım yerden başa alacağım. Gördüğüm o rüyadan, mezarlığın içinden başlayacağım. Bunları sana söylüyorum çünkü az önce aramızda hissettiğim bağdan sonra, senin de aynı duyguları hissetmenden şüpheliyim. Benim düşüneceğim her şeyi, hissedeceğim her şeyi hissedeceksen sakın korkma. Ben buradayım. Yine de uyarmak istedim dostumu." Derin bir nefes aldı, en başa döndü. Mezarlığı hayal etti, gözlerini ilk defa açtığı yerde.

Hafızasını kaybettikten sonra, ilk duyduğu cümleyi hatırladı. “Elbette çürüyüp gidecek şeyler için endişelenmemelisin! Bu doğal bir süreç!” Kulaklarına dolan bu kelimelerden sonra, ilk hissettiği duyguya yoğunlaştı, korku. Çürümüş et kokularının arasında, kasvetli ve karanlık mekana bir kez daha baktı. Yerin altından çıkan et parçasına baktı, tekrardan aynı korku kapladı içini. Öncekine nazaran, hızlı bir şekilde attı bu duyguyu içinden. Yerden çıkmaya başlayan diğer et parçalarına baktı keskin bakışlarla. Bu mekan, bu çürümüş bedenler onun ilk anılarıydı. Belki bir rüyaydı, belki geçmişiydi, belki geleceği, ne olduğu belli değildi ama zihnine yerleşen ilk anılarıydı. Yeni hayatının, ilk zamanları. Bundan öncesi olmuş olmalıydı, yine de onları hatırlayamayacağını düşünüyordu. Ancak, zihnini yeteri kadar zorlayabilirse belki de ismini hatırlayabilirdi. Çürümüş bedenler yavaş yavaş yok olup bulanıklaşmaya başlarken zihninde, arkadaşlarının yanında buldu tekrardan kendini. Etrafına baktı tekrardan. “Kimdim ben?”

Zihni, onu bu sefer iblis çemberine götürmüştü. Etrafı iblislerle kaplıyken, hepsine teker teker baktı. Kırmızı gözlerine, vahşiliklerine. İçine bu sefer o korku yerine, saf öfkesi saplanmıştı. Tekrardan hatırladı o öfkeyi. İblisler bu sefer hareket etmiyordu, zaman durmuş gibiydi. Bir soru daha sordu zihninin derinliklerine. “Neden buradayım? Kimdim ben?” Belki bir cevap bekliyordu, almayacak olsa bile. Dostuna verdiği sözün kararlılığıyla yumruklarını sıkmaya başladı. Tek istediği, zihninin derinliklerinde yatıyorsa, ismini öğrenmekti. Gözlerini kapattı, yumruklarını daha sert sıkmaya başladı zaman akarken. “Sadece ismimi öğrenmek istiyorum.” Zihnine yalvarıyor gibiydi, bir şeyleri hatırlaması için. Tek bir anısı bile bu derinliklerde bulunmayan adam, sadece bir isim istiyordu. Bilinçaltının ona fısıldamasını istiyordu. “İsim…” Gözlerini yavaş yavaş açmaya başladı hayal dünyasında. Gözleri aralandıkça, etraf netleşmeye başladı. Tekrardan, başa dönmüştü. Kasvetli mezarlığın ortasına.

Gözlerini tamamen açtığında, yavaşça yerden çıkan et yığınına baktı. Çürümüş et kokusunu hissetmiyordu. “Kimdim ben?” Bir kez daha fısıldadı. Yakarışlarını duyurmak istiyordu. Karşısındaki çürümüş beden, yerden tamamen çıktığında yumruklarını sıkmayı bırakıp üzerine koşturdu. Et yığınını boğazından yakaladığı gibi suratını kendi suratına çekti. O an, yüzünde hiç bulunmayacak bir ifade vardı belki de. Sinir, öfke, çaresizlik, hepsi birbirine karışmıştı. Yeni dostuyla birlikte buradan çıkmak istiyor, ona ismini söylemek istiyordu. Çürümüş et yığının suratına bağırdı sıkıca boğazını sıkarken. “KİMDİM BEN?” Et yığınını tuttuğu gibi ileriye doğru ittirdi yere vurmak istercesine. Bu tavrı, karşısındaki çürümüş bedene karşı alınmış bir tavır değildi. Zihninin hatırlaması için alınmış, sert bir tepkiydi sadece.

Çürümüş et yığını, yere düştüğü anda gözlerini etrafa dikti genç adam. Etrafı tekrardan sarılmış, bu sefer tek başınaydı. Her şey, gerçekte yaşadığından daha farklıydı. Kendi hayal dünyasında istediğine ulaşabiliyor gibi hissediyordu. İblisler üzerine koşarken, hepsine bağırdı teker teker, "KİMDİM BEN?" Kolunu tekrardan ısıran iblise döndü. Acı, bu sefer yoktu. Kolu yaralanmıyordu. Zihninin derinliklerine tekrardan bir çağrıda bulundu. "İsmimi hatırlamak istiyorum, kim olduğumu bilmek istiyorum." Kolunu ısıran iblisi tuttuğu gibi ileriye fırlattı. İblisler, çürümeye başlarken kendini bir karanlığın içinde buldu. Bu sefer, ejderha dostu yanında değildi. Tek başına, karanlığın ortasında duruyordu. Yumruklarını sıktı tüm gücüyle, ismini hatırlarsa buradan çıkabilirdi. Buradan çıkarsa, başlarına ne geldiğini bilmediği arkadaşlarının yanına dönebilirdi. Yumruklarını delicesine sıkarken, sakince derin bir nefes aldı. "Kimdim ben? Sadece ismimi, sadece ismimi hatırlamak istiyorum." Karanlığın içinde, tekrardan gözlerini kapattı. Kendi karanlığı onu daha çok rahatlıyordu. Zihninin derinliklerinde bekleyen genç adam, sürekli aynı cümleyi tekrarlıyordu zihninin uyanması için. "İsmimi hatırlamak istiyorum."
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

25 Jun 2022, 22:07

İblisin sözlerinin ardından havaya yaydığın dostane duygularla kendini yere bırakıyorsun. Rahat bir pozisyon alıp iblise yönelik uyarılarını yapmanın ardından kırptığın göze, iblis sevecen bir yüz ifadesi ve sana olan güvenini belli eden bakışlarıyla başını hafifçe aşağı yukarı sallıyor. İblisin bu ifadesi ve tavrı daha korkusuz ve özgür bir düşünce seline sürüklüyor seni.

Zenahpuryu'nun Uyanışı

Zihninden hatırlayabildiğin tüm her şeyi tek tek geçirmeye başlıyorsun. Kendini bulduğun her bir zaman dilimine girip çıkıyorsun. Kelimelerin haykırışlara, haykırışların ise karanlığa evrilirken her defasında tek bir sorunun cevabı için atmaya başlıyor kalbin. Hangi ortama girersen gir, hangi varlıkla karşılaşırsan karşılaş, artık sadece dilin değil tüm uzuvların aynı soruyu soruyor. Yumruklarını sıkarken etine geçen tırnaklarını hissetsen bile, en ufak bir acı duymuyorsun. Tırnaklarının arasına dolmaya başlayan kan bile sorunun cevabını bulmak için fışkırmaya çalışıyor gibi geliyor.

Zihninin uyanması için kendini olabildiğince karanlığa gömmeye başladığında ise zihninin derinliklerinde parlayan bir ışık görüyorsun. Işığa doğru dikkat kesildiğin anda etrafını saran çürümüş cesetleri fark edebiliyorsun. Bir anda kendini o mezarlıkta bir kez daha bulurken, ufka düşen ışığın giderek daha parlak bir hal aldığını görüyorsun. Çevreni sarmış onca ölü ve çürümüş bedeni yararcasına ilerlemeye başlıyorsun. Sana her dokunan ölü ve çürümüş beden sanki etinden bir parça koparmak ister gibi duruyor. Ancak benliğin hiçbir acıya taviz vermeden ilerlemeye devam ediyor. Adımların koşmaya dönüşürken, bedeninden kopan et parçalarını bile görmezden geliyorsun. Her kopan parçan anından eski haline dönerken, bu duruma kafa yormanın bile gereksiz olduğunu anlayabiliyorsun.

Onlarca, yüzlerce ve belki de binlerce çürümüş bedenin arasında ışığa doğru iyice yaklaştığında ise, parıltının içinde bir insan olduğunu görebiliyorsun. Ne yüzünü ne de başka bir uzvunu göremediğin insanın arkasının sana dönük durduğunu ancak hissedebiliyorsun. Parlak ışığın içinde kalmış insan aranızdaki birkaç metre mesafe kala sana doğru dönüyor. Yüzünü sana döndüğünü bilsen bile halen daha yüzünü görmenin imkansız olduğu insanın bir şekilde sana bakıp gülümsediğini hissedebiliyorsun. En azından kalbin bu yönde bir sıcaklıkla kavrulurken ışığın içindeki insanın şefkatli ve naif bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor.

"Demek sen de uyananlardan ve ismini arayanlardansın... İsmini zaten biliyorsun."

Ses tonundan cinsiyetini bile anlayamadığın insan ışığını seninle paylaşmak için sana doğru hareketlenirken bir yandan da konuşmasını sürdürüyor.

"Tüm bu çürümüş bedenler ve bu mezarlık hiçlikten var olmadı. Senin ne geçmişin ne de geleceğin, bu sadece yazgı. Her şeyin başı olan yazgı, senin de başlangıcın olacak. Buraya girdiğine ve beni bulduğuna göre, bu yazgını zaten kabullenmişsin demektir."

Bir anda attığı birkaç adımla aranızdaki mesafeleri kapatan insan, hafifçe yanından geçerken tekrar söze giriyor.

"Yazgına çoktan bir isim verildi."

Bu cümlesinden sonra yanından geçip giderken, bakışlarınla insanı takip ediyorsun. Bir anda onlarca çürümüş ceset bu çürüklükten kurtulmaya başlarken yanından geçip giden insan aydınlığa çevirdiği karanlığın arasında kaybolmaya başlıyor.

"Doğumunu selamlayın! Zenahpuryu'yu selamlayın!"

Parıltı bu cümleleriyle yok olurken, bu kez çürümüşlükten kurtulmuş olanların tek bir ağızdan bir kez daha aynı şeyi söylediğini duyuyorsun.

Zenahpuryu!
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

26 Jun 2022, 02:52

İblisin sevimli ve kendisine güvenen ifadesinin ardından, zihninin derinliklerine doğru bir yolculuğa başlıyordu. Kudretli Ejderha dostunun kendisine olan güveni, genç adamın özgüvenini daha da yinelemişti. Gözlerini kapadı yavaşça, hayal etmeye başladı. Gezindi, sordu. Zihnine bağırmaya, yalvarmaya başladı. İsmini öğrenmek, beraber iblislerin içinde kalan arkadaşlarının yanına dönmek için ismini öğrenmek zorundaydı. Mezarlığın kasvetine katlandı, tekrardan iblis çemberinin içinde kaldı. Her anı, tekrardan yaşadı uyanabilmek için. Zihnini uyandırmak, dostunun ona olan güvenini boşa çıkarmak istememesi, sürekli anılarında tekrar tekrar gezmesine sebep oluyordu. Sorduğu sorunun cevabını aramak dışında, hiçbir hissiyat onun için önemli değildi artık. Tüm bedeni tek bir dille aynı soruyu soruyordu, “Kimim ben?”. Etine geçip kanatmayı başaran tırnakları bedenine bir acı yayamıyordu. Akan kan bile, bu sorunun cevabını bulabilmek için akıyor gibiydi. Vücudunda gezinen her bir his, mezarlığın getirdiği korku, iblis çemberinde yaşadığı acı, hepsi aynı cevabı arıyordu. Her bir soruda, her hissinin, her uzvunun sorduğu soru tekrarında, daha derinlere dalıyordu. Daha derinlere, daha derinlere. En derine…

En derinde, karanlığın içerisinde parlayan ışığı gördüğünde gözleri açıldı. Sıktığı yumruklarını yavaşça salmaya başladı. Etrafını saran çürümüş et parçalarına baktı, korku artık duyduğu bir his değildi. Bu mezarlığın kasveti ve karanlığı arasına düşmüş olan ışığa doğru adımlamaya başladı. Etrafında duran çürümüş bedenler, sanki genç adamdan birer parça alıp, onu bitirmek istiyor gibiydi. Kaşları çatılmış, gözleri daha da keskinleşmiş bir şekilde ışığa doğru ilerlerken, hiçbir acı onu etkilemiyordu. Adımları yürümekten çıkmış, koşmaya dönerken vücudundan koparılan et parçaları umurunda değildi. Her kopan parçası geri eski haline dönerken, ışığa koşturmaya devam etti. Tek istediği, sorduğu sorunun cevabını bulmaktı. Çürümüş et parçalarının arasından sıyrılıp ışığa daha da yaklaştığında, ışığın altında duran insanı gördü gözleri. Yüzünü, uzuvlarını göremese de, orada bir insan olduğunun bilincindeydi. Işığın altındaki adam, aralarında kısa bir mesafe kaldığında kendisine doğru dönmüş, ancak kendisine doğru baktığında bile insanın yüzünü göremiyordu. Tek hissettiği, insanın ona doğru gülümsediğiydi.

Kalbi, karşısındaki insanın onda yarattığı sıcaklığın huzuruyla dolarken, insan şefkatli bir ses tonuyla söze girmişti. Karşısındaki insan oldukça bilge biri olmalıydı, genç adamın uyananlardan ve ismini arayanlardan olduğunu söylemiş, ardından ise ismini zaten bildiğini söylemişti. İnsan, kendisine doğru hareketlenirken, buradaki çürümüş et parçalarının geçmişi veya geleceği olmadığını söylemiş, bir soruyu daha yanıtlamıştı. Bunun bir yazgı olduğunu ve yazgısını kabullendiğini, bunun başlangıç olacağını belirtiyordu. Aralarındaki mesafe iyice kapanırken, tekrardan söze giriyor ve yazgısına bir isim verildiğini söylüyordu. İnsan yanından geçip giderken, gözlerini onun üzerinde tutmuştu yutkunarak. İsmini öğrenecek olmanın verdiği heyecan, kalbindeki huzura karışıyordu. Çürümüş et parçaları, insan geçerken çürüklükten kurtulurken, doğumunu selamlamasını söylüyordu diğerlerine. “Zenahpuryu’yu selamlayın.” İsmini öğrenmeyi başarmıştı. “Zenahpuryu” diye tekrarladı çürümüşlükten kurtulan bedenlerin ardından. Mutluluk, huzur ve heyecan birbirine karışırken, gözlerini büyük bir adrenalinle gerçek dünyaya açtı…

Gözlerini açtıktan sonra, kendine gelmek için kafasını iki yana salladı ve aniden belinden yukarıya kalktı. Bacakları hala uzanırken, heyecanla dostuna döndü. “Öğrendim! İsmimi öğrendim!” Sevinçle bağırırken, yumruğunu bir zafer kazanmış gibi sıktı ve havaya kaldırdı. “Az önce, anılarımı tekrar edip dururken, ışıktan bir insanla karşılaştım. Bildiğin ışıktı ve bana ismimi söyledi. Uyananlardan olduğumu, yazgıma bir isim verildiğini söyledi. Benim ismim…” İblisin gözlerinin içine baktı heyecanla, gülümsemesi tüm yüzünü kaplayabilirdi. “ZENAHPURYU!” Sevinçli bir kahkaha attı çocuk gibi. Bir yandan havayı yumrukluyordu. Kahkahası ve sevinç naraları bittikten sonra, işaret parmağıyla kafasını kaşımaya başladı ejderha dostuna dönüp. “Yalnız ismim çok uzunmuş, sen bana Zen dersin. Ama asıl ismim Zenahpuryu. Tekrardan tanıştığıma memnun oldum dostum.” Dedi elini uzatarak. “Senin ismini öğrenebilir miyim?” Diye sordu, merak ve heyecanla.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

27 Jun 2022, 10:00

Gözlerini açıp kafanı iki yana sallamanın ardından hızlıca doğruluyorsun. Tam bu anda, endişeli bakışlarıyla sana bakmakta olan iblisi görüyorsun. Yüzünde bir hayli endişeli ve tedirgin bir ifade bulunduğunu fark ettiğinde, alnından süzülen bir ter damlasının yere düşmesiyle, iblisin endişesini bir nebze de olsa anlayabiliyorsun. Ancak buna takılmadan sevinçli esas konuya girdiğinde, iblisin yüzündeki tüm endişe ve tedirginliğin yok olduğunu, yüzünde çocuksu bir sevinç ve heyecan belirdiğini görüyorsun. Söylediklerine en az senin kadar sevinmiş bir şekilde kıpır kıpır olmaya başlayan iblis kendini bu kez isminle tanıtmanın ardından uzattığın eline heyecanla bakıyor ve ardından dolmaya başlayan gözleriyle elini sana doğru uzatıyor. Yumruğunu yavaşça yumruğunla tokuşturan iblis bir yandan ağlamaya başlarken “Benim adım… Shyrlonay!” diyor büyük bir heyecanla.

İsmini söylemesinin ardından gözyaşları bir nebze daha artan iblis büyük bir heyecanla yüzüne bakmaya devam ediyor. Ancak iblisin gözyaşları yer düşmek yerine havada mavi parıltılara dönüşmeye başlıyor. Tam bu esnada Shyrlonay’ın vücudunun çevresini de cılız bir parıltının sarmaya başladığını görüyorsun. Parıltının maviliği giderek artmaya başlarken, Shyrlonay’ın heyecanlı, ancak tedirginlikte barındıran gözlerine denk geliyorsun. Ağzından tek bir kelime dahi çıkarmakta zorlandığını anladığın Shyrlonay sadece gözlerinin içine bakarken, mavi parıltı giderek artıyor ve Shyrlonay’ın simasının silinmesine neden oluyor. Parıltı, tüm karanlığı aydınlatmak ister gibi yayılmaya devam ederken yumruğunu uzattığın kolunun etrafında dönmeye başlıyor. Giderek formsuz bir hal alan parıltı kolundan başlayarak vücudunun tamamında dönüp durmaya başlarken, etrafının tamamen bu parıltıyla kaplanmasıyla büyülenmiş gibi oluyorsun. Sonunda ise parıltı, büyük bir hızla kalbine doğru hücum ederken, kalbini doldurmak için sabırsızlanıyor gibi görünüyor. İki yana açılan kolların ve kalbinin olduğu bölgeye takılı kalmış bakışlarınla, sadece parıltının kalbine doluşunu hissederken, karanlığı yaran parıltı bu kez içini aydınlatmaya çalışıyor. Mavi parıltı tamamen kalbine dolduğu anda ise içinde büyük bir sıcaklık hissediyorsun. Vücudun tüm bu sıcaklığın etkisiyle bitkinleşmiş gibi kendini yere salıyor. Önce dizlerinin üstüne çöküyorsun ve ardından kendini geriye doğru bırakarak sırt üstü yatar pozisyona geçiyorsun. Yüzüne yerleşen kocaman gülümseme, içine dolan sıcaklıkla daha da artarken, kendini tamamen parıltıya bırakıyorsun. Gözlerin kapanırken, zihninde Shyrlonay’ın sesinin yankılandığını duyuyorsun.

“Tanıştığımıza memnun oldum Zen… Gerçekten!”

Off Topic
Son bir RP daha alalım senden, sonrasında konuyu sonlandırabiliriz.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

27 Jun 2022, 21:11

Sevgili dostunun yüzüne baktı heyecanla. İblisin suratındaki endişe ve tedirginliğe rağmen, bütün sevinciyle gülümsedi gözleriyle. Adını öğrenmeyi başarmış olmanın verdiği sevinç, üstelik bunu paylaşabileceği bir dostunun olması onun sevincini durmadan katlıyordu. İblisin yüzündeki endişe kaybolup, yerini çocuksu bir sevince bıraktığında uzaktan gören birisi iki çocuğun birbiriyle anlaşmaya çalıştığını görebilirdi. Zen’in bütün iriliği bir yana gitmiş, içindeki minik çocuk ortaya çıkmıştı. Minik ejder bu sevince karşılığını sevinçle vermiş ve uzattığı yumruğa yumruğunu uzatmıştı. Gözleri dolmaya başlayan iblis, ağlamaya başlarken ismini vermişti Zen’e. Shyrlonay. “Senin isminde uzunmuş, Shy.” Dedi sevinçle. Gözyaşları biraz daha artarken, kocaman gülümsemekle yetinmişti Zen. Shy’in gözyaşları yere düşmek yerine mavi birer pırıltıya dönüşürken, gözleri açılmıştı genç adamın. “Gözyaşına kristalleşiyor sanki Shy.” Dedi biraz tedirgin olarak. Parıltının maviliği her geçen saniye artarken, aynı tedirginliği dostunun gözlerinde de yakalamıştı, ancak farklı olarak ona heyecan da eşlik ediyordu.

Shy’ın bir şeyler söylenmekte zorlandığını anladığında hafiften yüzü düşmeye başlamış, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Mavi parıltı giderek artarken, Shy’in siması silindiğinde Zen’in yüzü daha da düşmeye başlıyordu. Parıltı, karanlığı yok edercesine kolunun etrafında dönmeye başlarken, döndükçe formsuz bir hal alıyordu. Büyülenmiş gibi hissetmeye başlayan Zen’in düşen yüzü geri toparlanıyor, kötü bir şey olmadığını anlamaya yetiyordu. Tüm hızıyla kalbine hücum eden parıltının sabırsızlığını hissedebiliyordu, yüzünü daha da güldürmeyi başarıyordu bu durum. Karanlığı aydınlatmayı başaran parıltı, kalbini ve içini aydınlatmayı denerken, bakışlarını sadece kalbinin üzerinde tutabiliyor, ayıramıyordu. Ayırmak istemiyordu. Parıltı dolmayı başardığında, içini büyük bir huzur ve sıcaklık kaplarken, vücudu bitkin düşüyordu. Her şeyden farklı olarak bu sefer kötü bir duygudan değil, hissettiği muazzam duygudan dolayı dizlerinin üzerine düşüyordu.

Dizlerinin üstünde durmayı da başaramayan Zen, kendini hızla arkaya doğru bırakıyordu. Yüzündeki gülümsemeyle birlikte içinde hissettiği huzur birleşiyor, daha önce hiç tatmadığı muazzam bir duyguya evriliyordu. Gözleri yavaşça kapanırken, zihninde Shy’in sesini duymasıyla gülümsemesi daha da artıyordu. Göz kapakları iyice ağırlaşırken, “Ait olduğun yere hoş geldin Shy.” Diyordu yavaşça. Hissettiği muazzam duygunun seline kendini kaptırıyor, yavaş yavaş bırakıyordu kendini. Ne olacağını bilmeden bırakmıştı vücudunu, tek istediği dostunun ona hissettirdiği muhteşem duygunun içinde kaybolmaktı…
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Diğer Bölgeler”