Kho’Raktar’ın karşısında başladığın alkışlar, Kho’Raktar’ın bakışlarının garip bir hal almasına ve kaşlarının çatılmasına neden oluyor. Alkış seremonisinden sonra konuşmaya başladığında ise, Kho’Raktar’ın yüzünde belirgin bir asılma oluştuğunu rahatlıkla görebiliyorsun. Kho’Raktar’ın söylediklerinin aksine, tüm bu mücadelenin esas kazananı olduğunu ilan eden sözlerinle birlikte doğrudan Kho’Raktar’ın varlığı ve onun varlığı üzerindeki hükmünü belirten sözlerinle birlikte, Kho’Raktar’ın kaslarındaki gerilmeyi rahatlıkla fark edebiliyorsun. Bir an için, şu anda karşısındaki kişinin sen değil de başka biri olması halinde, Kho’Raktar’ın çoktan icraata geçip yumruklarını indirmeye başladığını net bir şekilde görebiliyorsun. Ancak Kho’Raktar sana karşı bunu yapmıyor ve onca gerginliğine rağmen sözlerini dinlemeye devam ediyor. Sözlerini, Kho’Raktar’a sunduğun iki mutlak sonu içeren seçimle bitirdiğin anda ise Kho’Raktar’ın kendi öfkesiyle kendisini kavurmaya başladığını hissediyorsun. Sözlerinin bitimiyle birlikte, artık karanlık yavaşça Kho’Raktar’ın öfkesiyle dolmaya başlıyor. Yavaşça içine doğru akan bir öfke…
Birkaç saniyelik sessizlik faslı, Kho’Raktar’ın öfkesiyle yüzleşmene ve onu göğüslemene neden olurken, yabancı olmadığın bu hisle mücadele etmek senin için pek de sorun teşkil etmiyor. İlk günden bu yana bir kıyaslama yaptığında, Kho’Raktar’ın aurasına karşı bu kadar dirayetli durabiliyor olmanın ne denli geliştiğini ve yürüdüğün yolun doğru olduğunu sana gösteriyor. Ancak yine de Kho’Raktar’ın bu öfkesini dilediği şekilde karanlığa salabiliyor olması, halen daha bazı şeylerin kontrolünün altında gelişmediğini sana açıkça gösteriyor. Bu durum da sana hem bir galibiyeti hem de halen savaşın devam ettiğini belli ediyor.
Kho’Raktar yaymayı sürdürdüğü öfkesiyle birlikte sırtını dik bir hale getirmeye başlarken “Demek öyle Inias…” diyerek konuşmaya başlıyor. Ses tonundaki öfke bariz bir şekilde kendini belli etmesine rağmen Kho’Raktar’ın yine de yumruklarına başvurmamasını bir mucize gibi izliyorsun. Kho’Raktar aldığı hafif bir nefesin ardından ise “Peki ya sen anımsıyor musun? İlk karşılaştığımızda söylediklerimi…” diyor. Bu sözleriyle seni geçmişe doğru sürükleyen Kho’Raktar zihninde tüm konuşmaların tekrar yaşanmasına müsaade ettikten sonra “O bahsettiğin en tepe… Orada sadece biri oturabilir Inias! Ve ben o tepeye oturacak olan varlığım! Beni yanlış anlama, benden olmamı istediğin hiçbir şey olmayacağım! Ben Kho’Raktar’ım, ancak olmak istediğim varlık olurum! Fakat o tepeye ulaşıncaya kadar Inias, ben de seni kullanacağım! Tıpkı senin beni kullanmak istediğin gibi… Sen kudretimden faydalanırken, ben de hükmünü kıracağım! Ve sonunda o tepeye vardığında Inias… İşte orada karşında ben olacağım!” diyor. Sözlerini derin bir öfke ve inançla dile getiren Kho’Raktar, burnundan verdiği nefesiyle konuşmasını sonlandıracağına işaret ederken “Eğer hala bir itirazın yoksa…” diyor ve sessizliğe gömülüyor.
Birkaç saniyelik sessizlik faslı, Kho’Raktar’ın öfkesiyle yüzleşmene ve onu göğüslemene neden olurken, yabancı olmadığın bu hisle mücadele etmek senin için pek de sorun teşkil etmiyor. İlk günden bu yana bir kıyaslama yaptığında, Kho’Raktar’ın aurasına karşı bu kadar dirayetli durabiliyor olmanın ne denli geliştiğini ve yürüdüğün yolun doğru olduğunu sana gösteriyor. Ancak yine de Kho’Raktar’ın bu öfkesini dilediği şekilde karanlığa salabiliyor olması, halen daha bazı şeylerin kontrolünün altında gelişmediğini sana açıkça gösteriyor. Bu durum da sana hem bir galibiyeti hem de halen savaşın devam ettiğini belli ediyor.
Kho’Raktar yaymayı sürdürdüğü öfkesiyle birlikte sırtını dik bir hale getirmeye başlarken “Demek öyle Inias…” diyerek konuşmaya başlıyor. Ses tonundaki öfke bariz bir şekilde kendini belli etmesine rağmen Kho’Raktar’ın yine de yumruklarına başvurmamasını bir mucize gibi izliyorsun. Kho’Raktar aldığı hafif bir nefesin ardından ise “Peki ya sen anımsıyor musun? İlk karşılaştığımızda söylediklerimi…” diyor. Bu sözleriyle seni geçmişe doğru sürükleyen Kho’Raktar zihninde tüm konuşmaların tekrar yaşanmasına müsaade ettikten sonra “O bahsettiğin en tepe… Orada sadece biri oturabilir Inias! Ve ben o tepeye oturacak olan varlığım! Beni yanlış anlama, benden olmamı istediğin hiçbir şey olmayacağım! Ben Kho’Raktar’ım, ancak olmak istediğim varlık olurum! Fakat o tepeye ulaşıncaya kadar Inias, ben de seni kullanacağım! Tıpkı senin beni kullanmak istediğin gibi… Sen kudretimden faydalanırken, ben de hükmünü kıracağım! Ve sonunda o tepeye vardığında Inias… İşte orada karşında ben olacağım!” diyor. Sözlerini derin bir öfke ve inançla dile getiren Kho’Raktar, burnundan verdiği nefesiyle konuşmasını sonlandıracağına işaret ederken “Eğer hala bir itirazın yoksa…” diyor ve sessizliğe gömülüyor.



