Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Inias

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

03 Sep 2024, 11:58

Kho’Raktar’ın karşısında başladığın alkışlar, Kho’Raktar’ın bakışlarının garip bir hal almasına ve kaşlarının çatılmasına neden oluyor. Alkış seremonisinden sonra konuşmaya başladığında ise, Kho’Raktar’ın yüzünde belirgin bir asılma oluştuğunu rahatlıkla görebiliyorsun. Kho’Raktar’ın söylediklerinin aksine, tüm bu mücadelenin esas kazananı olduğunu ilan eden sözlerinle birlikte doğrudan Kho’Raktar’ın varlığı ve onun varlığı üzerindeki hükmünü belirten sözlerinle birlikte, Kho’Raktar’ın kaslarındaki gerilmeyi rahatlıkla fark edebiliyorsun. Bir an için, şu anda karşısındaki kişinin sen değil de başka biri olması halinde, Kho’Raktar’ın çoktan icraata geçip yumruklarını indirmeye başladığını net bir şekilde görebiliyorsun. Ancak Kho’Raktar sana karşı bunu yapmıyor ve onca gerginliğine rağmen sözlerini dinlemeye devam ediyor. Sözlerini, Kho’Raktar’a sunduğun iki mutlak sonu içeren seçimle bitirdiğin anda ise Kho’Raktar’ın kendi öfkesiyle kendisini kavurmaya başladığını hissediyorsun. Sözlerinin bitimiyle birlikte, artık karanlık yavaşça Kho’Raktar’ın öfkesiyle dolmaya başlıyor. Yavaşça içine doğru akan bir öfke…

Birkaç saniyelik sessizlik faslı, Kho’Raktar’ın öfkesiyle yüzleşmene ve onu göğüslemene neden olurken, yabancı olmadığın bu hisle mücadele etmek senin için pek de sorun teşkil etmiyor. İlk günden bu yana bir kıyaslama yaptığında, Kho’Raktar’ın aurasına karşı bu kadar dirayetli durabiliyor olmanın ne denli geliştiğini ve yürüdüğün yolun doğru olduğunu sana gösteriyor. Ancak yine de Kho’Raktar’ın bu öfkesini dilediği şekilde karanlığa salabiliyor olması, halen daha bazı şeylerin kontrolünün altında gelişmediğini sana açıkça gösteriyor. Bu durum da sana hem bir galibiyeti hem de halen savaşın devam ettiğini belli ediyor.

Kho’Raktar yaymayı sürdürdüğü öfkesiyle birlikte sırtını dik bir hale getirmeye başlarken “Demek öyle Inias…” diyerek konuşmaya başlıyor. Ses tonundaki öfke bariz bir şekilde kendini belli etmesine rağmen Kho’Raktar’ın yine de yumruklarına başvurmamasını bir mucize gibi izliyorsun. Kho’Raktar aldığı hafif bir nefesin ardından ise “Peki ya sen anımsıyor musun? İlk karşılaştığımızda söylediklerimi…” diyor. Bu sözleriyle seni geçmişe doğru sürükleyen Kho’Raktar zihninde tüm konuşmaların tekrar yaşanmasına müsaade ettikten sonra “O bahsettiğin en tepe… Orada sadece biri oturabilir Inias! Ve ben o tepeye oturacak olan varlığım! Beni yanlış anlama, benden olmamı istediğin hiçbir şey olmayacağım! Ben Kho’Raktar’ım, ancak olmak istediğim varlık olurum! Fakat o tepeye ulaşıncaya kadar Inias, ben de seni kullanacağım! Tıpkı senin beni kullanmak istediğin gibi… Sen kudretimden faydalanırken, ben de hükmünü kıracağım! Ve sonunda o tepeye vardığında Inias… İşte orada karşında ben olacağım!” diyor. Sözlerini derin bir öfke ve inançla dile getiren Kho’Raktar, burnundan verdiği nefesiyle konuşmasını sonlandıracağına işaret ederken “Eğer hala bir itirazın yoksa…” diyor ve sessizliğe gömülüyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

13 Sep 2024, 17:24

İnias, Kho'Raktar'ın öfkesine nasıl direnç gösterdiğini görüyor, ondan nasıl her geçen gün daha az etkilendiğini ve ona daha çok boyun eğdirdiğini idrak ediyor. Evet, adım adım Kho'Raktar'ın üzerinde daha çok söz sahibi oluyor. Adım adım en büyük zaferine yaklaşıyor. Yine de, yiğidi öldür ama hakkını yeme hesabı, Kho'Raktar'ın da ne kadar dirençli olduğuna tanıklık ediyor. Ne kadar kararlı ve azimli olduğuna, ne kadar kendine inandığına tanıklık ediyor. Bugün ve şu an da gerçek bir hüküm yarışının içinde olduğunu çok iyi anlıyor İnias. Bununla birlikte de ne kadar yanlış düşündüğünü. Konuya ne kadar yanlış yaklaştığını. Agrupnia'nın ne kadar haklı olduğunu.

Kho'Raktar onun arkadaşı, dostu veya müttefiği değil. Kho'Raktar onun için bir araç, bir rakip, hatta bir düşman. İnias, tıpkı Agrupnia'nın dediği gibi insanlığından yüzde yüz arınmak zorunda çünkü insan gibi düşünüp hissetmenin; konuya insani biçimde yaklaşmanın ne kadar yanlış olduğunu kavramakta. İnias bir aludir, bir imparator, bir kishen, o hükmeden kişi unvanına sahip. Bunun ne demek olduğunu bu ana kadar tam anlayamamış demek ki. Söz geçirmek demek istemek demek değildir veya rica etmek. Sözü geçen kişi sözünü geçirdiği ile eşit olamaz. Sözünü geçirebilen kişi üstün olan kişidir ve üstün olan oldurur, hepsi bu. Olmasını istemez, dilemez, başkasına oldurtmaz. Bizzat kendi oldurur ve olur. Bu kadar.

İnias, iblisi olan dev Kho'Raktar'ın karşısında onun gibi dimdik kasları sıkı, kemikleri sert, bakışları keskin bir biçimde duruyor ve bakıyor. Kafasını kaldırmış, Kho'Raktar'ın gözlerinin içine bakıyor. Ruhunun derinliklerindeki öfkeyi, inancı, inadı ve her koşulda herkesle savaşmaya hazır oluşunu görüyor. Kazanmak için karşı tarafı tanımak zorunda. Bakışları Kho'Raktar'ın suretini delip geçerek en derine inmeye çalışıyor. Onun özüne kadar ulaşmaya çalışıyor.

...ve o özü kavrayıp sökmeyi...

İnias, iki kesin son sunmuştu. Kho'Raktar onu tanımayı reddetti. Bunu açıkça da dile getirdi. Bu da demek oluyor ki, yok olmayı seçiyor. Tek öfkeli ve inançlı olan Kho'Raktar değil. Tek reddeden ve karşı çıkan da Kho'Raktar değil. Hayır, İnias da, reddedilmenin öfkesine ve kazanacağına emin olmanın inancı ile kavruluyor. İnias da Kho'Raktar'ın kendi iradesi üzerine kendi iradesini koyma cürretine sinirleniyor. İnias suratındaki bütün kasları kasıyor. Gözleriyle kesmeye ve delmeye devam ediyor. Kesmek ve delmek; savaşmak ve kazanmak; yenmek ve öldürmek. İnias, Kho'Raktar'ı öldürmek istemiyor. Onu öldürmenin de ötesine gitmek istiyor. İnias, Kho'Raktar'ı ölümden öteye kendisinin kalıcı bir parçası olmaya sürükleme amacı güdüyor. Kho'Raktar'ı kalıcı olarak kendi iradesine katmayı, kendi uzuvu ve uzantısı kılmayı amaçlıyor. O an bu amacını görsel olarak kendisine yansıtıyor. Kho'Raktar'ı nasıl bu çıplak elleriyle tam özünden; en derin ve savunmasız merkezinden yakalayıp o nokta haricinde her şeyi dağıtıp yok ettiğini; parçalayıp hiç ettiğini ve geriye kalan özü nasıl bir kaynak olarak tükettiğini yansıtıyor kendisine. Evet, İnias, Kho'Raktar'ı tüketmeli. Onu sadece bastırmamalı, onu sadece itaatkar kılmamalı. İnias, Kho'Raktar'ı silmeli! Onun iradesini de, bilincini de silip geriye sadece saf bir güç bırakmalı. Ardından o gücü kendisine katıp kendisi kılmalı. En nihayetinde sadece İnias kalmalı! Bütün güce sahip bir ve tek İnias! Bunu nasıl yapmalı peki? İnias şimdi, bu an, bunu gerçekleştirmenin derdinde. Kafayı tamamen bu derin düşüncelerin gerçekliğe dökümüne takmış durumda. Beynini en çok zorladığı bu anlarda kendisinin en derinliklerinden bir yanıt yükseliyor ona doğru. Gün yüzüne çıkıp bütün ihtişamı ile ona seriliyor.

İmparator gücü!

İnias, Aludirlerin Komutanı Agrupnia'yı böyle yenmişti. İblis Boyutu'ndaki o vahşi canavar kılıklı iblisi de öyle yenmişti. Tıpkı Kho'Raktar'ın konuşmasıyla onu geçmişte bir yolculuğa çıkarması gibi, İnias kendi de geçmişte bir yolculuğa çıkıyor ve orada iken, iblisin suratını dağıttıktan sonra kendine geldiğinde, Kho'Raktar'ın ne dediğini anımsıyor. O sihirli sözükler beyninde tekrar ses buluyor.

“Buradayım Inias… Nasıl olduğunu bilmiyorum, ancak sanırım bir anda içine çekildim. Bu, o andakine benzer gibiydi. Sanki bedenim ve ruhum sana ait, ben sadece değersiz bir taşıyıcıydım… Anlamlandırılması benim için imkansız. Zira bu savaşabileceğim veya karşı koyabileceğim bir şey değildi!”

Evet, elbette! Evet, tabii! Kho'Raktar kendi ağzı ile İnias'ın imparatorluğundan gelen gücün tam olarak ne olduğunu, nasıl olduğunu ve neye neden olduğunu açıklamıştı zaten! İnias zaten amacının, en büyük zaferinin; kendisini fethedip kendisinin mutlak hakimi olmanın tam tamına ortasında duruyor! Bu aydınlanma ile avuçlarını iki yana açıyor ve irade etmesiyle eş zamanlı olarak kapatmaya başlıyor. Elleri sanki birer pençe ve o da bir avcı! Avı ise bakışlarını ayırmadığı Kho'Raktar! Kho'Raktar'ı her zamanki gibi düz bir şekilde kendisine çağırmıyor. Onu kendisine irade ediyor. İmparator gücünü kullanmaya çalışıyor. Kho'Raktar kendisine dönerken ve kendisinden beden bulurken oluşan parıltıyı ve ısıyı anımsıyor. Özellikle kollarında vuku bulan o sürece dikkat ediyor. Kho'Raktar'ın geri dönerken nasıl saf bir ışığa; enerjiye dönüştüğünü gözünde canlandırıyor. Belki de o süreçten esinlenebilir. Kho'Raktar'ı ayrıştırıp kendisine katabilir!

İrade İnias'ın, inanç İnias'ın, ışık İnias'ın, ısı İnias'ın,
Güç, kuvvet, dayanıklılık, hız İnias'ın,
Damarlarında akan kan, ruhunda yanan ateş İnias'ın,
Sadece İnias var;
Her şeyin sahibi İnias!
Onun dışında kimse yok!
Kimse olamaz!

İnias içinden adeta yakarıyor ve yakarışına karşılık arıyor. Bir yanıt gelir mi? Bir kut iner mi? Bir başarı gerçekleşir mi? Bir imparator unvanına layık olabilir mi?
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

16 Sep 2024, 11:33

Avuçlarını iki yana açmanla birlikte, Kho’Raktar’ın dikkatli bir şekilde seni izlediğini görüyorsun. Suratında beliren damarlar, Kho’Raktar’ın sanki yapmaya çalıştığın şeyi fark ettiği ve buna karşı koymak için savunma mekanizmasını harekete geçirdiği izlenimi uyandırmaya başlıyor senin nezdinde. Kho’Raktar’ı var eden iradeni, kudretini özellikle kollarında yoğunlaştırmak için çaba harcamaya başladığında, gözle görülür veya hissedilir herhangi bir değişim fark etmiyorsun. Bu anda Qen hakkında sana verilen bilgileri ve Qen’in yoğunlaştırma ve yönlendirme gibi durumlardan muaf yapısını anımsıyorsun. Her ne kadar Qen’in de kendi içinde bilinmez bir tarafı olsa dahi, şu anlık tecrübeden bu bilgilerin doğruluğunu gözlemleyebiliyorsun. Ancak bunun yanında geçmiş yaşantıların da bu bilginin aksinin ortaya konulabileceği izlenimi yaratıyor. Nitekim, her şeyden arındırdığın zihninle avuçlarını kapatmaya başladığında, seni dikkatle izleyen Kho’Raktar’ın hareketlerine anlam vermeye çalıştığını görüyorsun. Avuçlarını kapatmayı sürdürdüğünde, halen daha değişen herhangi bir his veya durum olmasa bile odağını kaybetmiyorsun. Avuçların neredeyse birbirine değecek kadar yaklaştığı anda ise, bir anlığına Kho’Raktar’ın varlığının kızılı bir aura ile dalgalandığını görüyorsun! Kho’Raktar’ın bedeninin etrafında anlık olarak beliren ve sonrasında hızla silinen bu aura, sanki gözlerinin sana oynadığı bir oyundan farksız görünüyor. Avuçların birbirine değdi anda, zihnin hala bu anlık görüntünün etkisindeyken, gördüğün şeyin gerçek mi yoksa zihninin sana oynadığı bir illüzyon mu olduğunu düşünmeye başlıyorsun sadece.

“Bir İmparator bu şekilde çalışıyor demek ki?”

Duyduğun bu tanıdık sesle birlikte, istemsizce irkilerek arkanı döndüğünde Vearis’in kendine has çekici bakışlarıyla birkaç metre arkanda olduğunu görüyorsun. Hiçbir şey sezdirmeden ve adeta yoktan var olmuş gibi arkanda beliren Vearis, sanki bir suç işlemiş gibi kaşlarını masumca kaldırdığı esnada “Odağını yıpratmamak için ses çıkarmak istemedim. Ancak kendimi de tutamadım, kusura bakma.” diyor. Vearis’in ses tonunda gerçekten özür dilemekten uzak bir tavrı sezdiğin sırada Vearis ufak adımlarla sana yaklaşıyor ve bir yandan da Kho’Raktar’a bakmaya başlıyor. Onun boyutundan ve kudretinden etkilenmiş bir yüz ifadesiyle sana doğru adımlamayı sürdüren Vearis “Lütfen şahsına bir leke veya hakaret olarak algılama İki Diyarın Savaşçısı Kho’Raktar…” dedikten sonra bakışlarını sana çeviren Vearis “Ancak iblisinle kavga ederek arzuladığın sonuca ulaşamazsın.” diyor. Hemen karşına kadar gelip adımlarını kesen Vearis, bu saatten sonra sanki Kho’Raktar’ı tamamen göz ardı etmişçesine “Kudretin, İmparator oluşun, Kho’Raktar’ı dizginlemekten veya bir şekilde onu sindirmeye çalışmaktan geçmiyor olabilir… Evet, bu yaşadığınız şeyler benim için tamamen bir bilinmez, fakat tüm olan bitene baktığımda bazı taşların yerine oturduğunu ve bazılarınınsa oturmadığını görebiliyorum.” diyor. Vearis bu sözlerinin ardından sanki karanlıktaki boş bir zemini işaret ederken “Oturalım mı?” diyor.

Vearis kendi önerisine ilk önce kendisi uyup karanlığa kurulurken, cebinden çıkardığı piposunu da yakıyor. Aldığı birkaç nefesle birlikte gözleri büyüyen ve sanki yenilenmiş gibi silkinen Vearis bakışlarını sana doğru çevirip birkaç saniye sessiz kalıyor. Piposundan aldığı bir nefesle birlikte konuşmaya hazır hale gelen Vearis “Amahimara Kirata, Amahimara Phistila ve Amahimara Sindenna… Bunları biliyorsun zaten, farkındayım. Fakat kafama oturmayan bir şeyler var Inias… Başından beri zihnimi kemirip duran… Amahimara Kirata’nın Tanrılar tarafından dövüldüğü söylenir… Amahimara Phistila’nın ise Tanrıların derileriyle işlendiği… Buna rağmen insanlar iblisleri alt edemedi. İnsanlar, Tanrıların dolaylı gücüyle dahi iblislerle baş edemedi… Ve sonra Tanrılar insanlar için Amahimara Sindenna’yı yarattı… Tüm iblisleri hüküm altına alan bir güç… Sence bu hikaye tuhaf değil mi?” diyor. Piposundan birkaç derin nefes alan Vearis sana bu konuda düşünme fırsatı vermesinin ardından “Ama daha dur… Eletha bu üçüne de sahip… İblis Lordu Vagror’a da… Yani şu an Eletha’nın Tanrılardan bile üstün olduğunu düşünmemiz gerekmiyor mu?” diyor. Vearis bir kez daha piposundan hızlıca nefesler almaya başlarken, giderek daha da heyecanlanıyor gibi görünüyor. Sanki tüm bu bilinmezlikler ona ayrı bir haz veriyor gibi piposunda aldığı bir nefesten sonra “Tanrılardan bile üstün bir güce sahip olsan ne yapardın Inias? Mesela ben, doğrudan Tanrıları yok ederdim!” diyor. Bu sözlerin hafif bir tebessüm ekleyen Vearis, piposundan aldığı bir nefesi vermeye başlarken “Oysa Eletha ne yapıyor? Alamara’ya saldırıyor… Evet, Aclania için oldukça önemli bir yerleşke ama peki ya Eletha için?” diyor. Bu sözlerinin ardından piposuna bir kez daha sarılan Vearis aldığı birkaç nefesle tüm karanlığı duman altına sürüklerken “Bana kalırsa, Eletha’nın Alamara’yla bir işi yok… Sadece orada, orayı yok etmesini gerektiren bir şey vardı… Ve Eletha, sahip olduğu bu üç kutsal eşyaya rağmen, hala iblislerle saldırmayı tercih ediyor! Parmağını şıklatmak kadar kolayken, hala uğraşıyor! Bu anlamsız Inias…” diyor. Vearis bu sözlerinin ardından yüzüne yerleşen bir gülümsemeyle sana bakarken “Neyse ki onu bilen bir hükümdarınız var Inias… Uzun zamandır gölgelerin ardında varlığını sorguladığım şey… Tarihçi Hephiris ve Tarihçi Xoxsus… İkisi de sadece kendi gördükleri kadar anlattılar… Oysa, senin ve senin gibi olan tüm dostlarımızın kaderini bilen ve onları gören… Alamara’da olan şey Inias…


Ölümsüz Tanrı Kyrien’in Gözü…

Image

... Wuther!”
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

16 Sep 2024, 23:39

Sadece o an...
Sadece bir anlığına...
Kanın, yaşamın ve ölümün temsilcisinin göz kırpması adeta...
Hem zirvede hem de daha yolun en başında...
İki farklı gerçeklik arasında...
Gerçekliğin ve düşün ta orta yerinde...

“Bir İmparator bu şekilde çalışıyor demek ki?”

İnias'ın tüyleri diken diken oluyor ve algılarını yedi yirmi dört tehlikelere karşı açık tutan bir hayvan gibi hızla kafasını arkasına çeviriyor. Hükümdarı görmesi ile beraber fal taşı gibi açılmış gözlerinin kapakları iniyor, damarları geri çekiliyor ve ellerini düzeltiyor. Ayağı kalkıp selam durmak ile karşısında gördüğünün ne ve kim olduğuna inanmak arasında sıkışıp kalıyor. Derin derin nefes alıp veriyor sadece. Bakışları artık Hükümdarında. Kulaklarını dikmiş, onu dinliyor. Heh, bir başkası bunları söylese İnias'ın vereceği isyan ve şikayet dolu sözel karşılık sabahtan akşama kadar sürerdi belki ama susmayı seçiyor. Keşke bilseydi Hükümdarı, bu ana kadar Kho'Raktar'a karşı ne kadar saf, masum, iyimser ve arkadaş canlısı yaklaştığını. Keşke bilseydi, bunların hepsinin boşa nefes, enerji ve zaman kaybı ile sonuçlandığını. Susmayı erdem belliyor İnias. Hükümdarı teklifine kendi icabet edip piposunu hazırlarken gözlerini Kho'Raktar'a çeviriyor İnias. Ona baka baka Hükümdarına yaklaşıp yanına yerleşiyor ve söze girmesiyle bakışlarını ona sabitliyor. Hükümdarın ağzından çıkan her bir sesi sanki kulakları ile yetinmeyip gözleri ile de dinliyor. Duydukları ise önce dikkatini, ardından da da ilgisini kazanıyor. sonra ise onu şok etkisine alıyor.

İnias duydukları karşısında şoke olmuş biçimde ağzı açık öyle bakakalıyor. Beyninin bunları kavraması zaman alıyor. Aynı anda bildiği ve bilmediği bütün öğeler iddia edildiği üzere bir bütün oluşturarak gümüş tepside kucağına oturtuluyor. Ağzını kapatıyor, elini yumruk yaparmış gibi kapatıyor ve başını önüne eğerek gözlerini kapatıyor. Dirseği bir bacağında, boştaki eli diğer bacağında, bağdaş kurmuş öyle duruyor. Artık dikkati, ilgisi ve aklı tamamen Hükümdarın paylaştıklarını özümsemeye çalışıyor. Şu an kendini içinde bulunduğu durumun az önceye kadar kendini içine sokmuş olduğu duruma garip paralelliği de işin içine giriyor tabii. Qen, Hükümdarın iblisi ile olan ilişkisine yorumu ve hemen ardından ilettiği bilgiler. Hepsi İnias'ın nezdinde aynı konumdalar. Hem anlıyor hem de anlamıyor; hem uzak hem de yakın; yanında ama dokunamıyor, biliyor ama açıklayamıyor.

"Heheheheh...
Hahahaha!"


İnias gülmeye başlıyor. Suratında acı bir gülümseme. Kendi kendine fısıldıyor.


"Daha ne kadar bu işkenceyi çekeceğim acaba?"


Ciğerlerini doldurana kadar, karnı iyice şişene kadar nefes alıyor. Acı çekermişçesine verip olmayan gökyüzüne dikiyor gözlerini. Daha sonra Hükümdarına dönüyor.


"Tanrı nedir? Tanrılar kimlerdir? Ne işe yararlar? Neden bize yardım ediyorlar? O silahlar ne işe yarıyor? Hiç ama hiç bilmiyorum. Eletha neden ihanet etti? Nasıl İblis Lordu Vagror'un sahibi? Vagror ile ne planlıyorlar? Daha da çok bilmiyorum ama anladığım tek bir şey var. Düşman sahip olabileceği bütün güce sahip ve bizim kazanmaya dair tek umudumuz Wuther denen kişi. Bizi bu yüzden Alamara'ya yollama kararı aldınız. Hem de komutan kılıp bölükler vererek. Biz oraya iblisleri katletmek veya toprağı kurtarmak için değil, Wuther'ı elde etmek için gidiyoruz. Zaferimizin tek anahtarını. Şu an Eletha, Vagror'un kuvvetleri ile Wuther'ı ele geçirmek için çabalıyor. Bu yüzden bana geri kalmamamı söylediniz çünkü boşa harcanacak bir an bile bozgunu garantileyebilir. Sonrası ise sonsuzluğa uzanan cehennem olsa gerek. Yine de, hazır siz buradayken sormak istiyorum, neden bana bunları anlatıyorsunuz? Bunlar devlet sırrı niteliğinde hatta daha ötesinde bilgiler. Ben de, her ne kadar İmparator olsam da, rütbesiz bir askerim aslında. Amacınız ne? Hedefiniz ne? İdealiniz ne? Siz nesiniz? Neden ben?"
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

18 Sep 2024, 15:37

Vearis’in sözlerinin ardından gülmeye başlamanla, Vearis bir an için aklını yitirip yitirmediğini sorgularcasına bakmaya başlıyor yüzüne. Gülümsemene eşlik eden fısıltı, karanlığın ortasında sadece senin nezdinde anlaşılır bir cümleden ibaret olurken, Vearis’in soran gözlerindeki soru işaretlerinin büyümesiyle birlikte konuşmaya başlıyorsun. Başlangıçta Vearis sabit bir keskinlikle sözlerini dinlerken, konuşman uzadıkça piposundan aldığı nefeslerle birlikte çarpık gülümsemesini yüzüne konduruyor. Olayın bir anda kendisinin sorgulanmasına dönmesiyle Vearis durumdan memnun bir ifadeyle gözlerinin içine bakıyor ve cümlelerin tamamlandığında “Rütbesiz bir asker, ancak Hükümdarınız sorgulayacak kadar hadsiz!” diyor. Bu sözüne bir kahkaha sıkıştırmamak için kendini zor tutuyor gibi görünen Vearis, kahkahasını piposundan aldığı bir nefesle sindirdikten sonra “Önce ilk kısmı düzelteyim sevgili Inias…” diyor. Pek de aceleci olmayan bir tavırla piposundan bir nefes alan Vearis, dumanını karanlığa karıştırmaya başlarken “Sizi Wuther’i elde etmeniz için göndermedim. Sizi, kendinizi bulmanız için gönderdim!” diyor. Kaşlarını hafifçe kaldırarak kelimelerine vurgu yapan Vearis piposunu ağzının kenarına koymasının ardından “Yoksa organizasyon liderlerinin birkaçını veya orduyu seferber ederdim. Fakat bu durumda, ne Wuther’e ulaşabilirdik ne de o kızılca kıyamette kendinizi bulurdunuz. Gel gelelim, kafamdan geçenleri dile getirmem halinde buna herkes karşı çıkacaktı. Varlığını bile bilmediğimiz birinin peşinden gideceğimiz söylesem, sanırım tahta oturamadan beni bir yere kapatırlardı. Bu yüzden de, bahsettiğin bölük ve komutan olayını ortaya attım. Aslına bakarsan, oraya gidenler sadece yanlarına aldıkları kişiler ve benim gölgelerimle ilerlediler… Eğer oraya varmışlarsa, yüzlerce iblise karşı şimdi bir başlarınalar!” diyor.

Vearis korkunç bir gerçeği apaçık yüzüne çarparken dahi yüzündeki çarpık gülümsemeyi koruması, sözlerinin bitmediğinin işareti oluyor senin için. Kısa bir süre önce aynı görevi alan diğer Aludirlerin, şu an savaş meydanında çırpınıyor olmaları içten içe ruhunu kemirmeye başlıyor. Bir şekilde, o savaş meydanında olması gereken kişinin kendin olduğunu düşünmeden edemiyorsun. Ruhun, arsız bir kızgınlık ve kıskançlıkla yanmaya başlıyor ve Vearis de hafifçe kıstığı gözleriyle sana bakarken “Sen ise burada iblisinle kaynaşma peşindesin!” diyor. Vearis tek bir sözüyle yangına en acı körükle gitmeyi tercih etmiş bir şekilde gülümsemeye başlarken, Kho’Raktar’ın da durumdan memnun olmadığını çıkardığı homurtulardan anlayabiliyorsun. Vearis kaçamak bir bakışla koca devin varlığını yeniden anımsamış gibi ona bakmasının ardından, bakışlarını sana doğru çeviriyor ve “Ama bu da olmasını istediğim bir durumdu. Zira sen, bir İmparator olduğunu ilan etmiş kişisin. Diğerlerinin aksine ruhunun karanlığını sindirmeye başladın. Belki içlerinden biri, şu an olduğun konumdan daha üstündür, bilemiyorum. Ancak yine de onlar ya bunun farkında değiller ya da bunu başarmaları gerektiğini bilmiyorlar. Ben, her birinizin bir İmparator olduğunu düşünüyorum Inias… İşte bu yüzden Wuther’in peşine ancak sizi gönderebilirdim.” diyor.

Sözlerine kısa bir duman molasıyla ara veren Vearis, birkaç saniyelik sessizliğin içerisinde sözlerini sindirmene olanak sağlıyor. Bu süre sonunda ise “Tüm bunları sana anlatmamı sebebi, tüm bunların sizinle son bulacağına olan inancım. Yıllardır Aludirler olarak bir şeyler yapıyoruz ve elimize geçen tek şey, dünyevi zenginliklerden ibaret… İblisler hala büyük bir tehdit, her zaman olduğu gibi. Fakat esas sorun Inias, bizim ne kendimizi ne de iblisleri tam olarak bilemiyor olmamız. Bize bahşedildiği söylenen Qen’i bile tam anlayamayan bizler, sadece günlerimizi geçirip birkaç iblisi yok ettiğimiz kahramanlıklarımızla yaşıyoruz. Fakat kimse, ne iblislerin ne de bizlerin tam olarak ne olduğunu bilmiyor! Tarihimiz bile karanlık bir geçmişten ibaret… Furia Sura’nın anlatımlarına baktığında, bir Doğuş Çağı var… Sonrasında ise ansızın ilk insan Amaldin ortaya çıkıyor. Amaldin ile iblislerin savaşları ve sonrasında Aclania… Dağılan Havariler sonrası yeni ülkeler… Biz gerçekten bu kadar mıyız sence Inias?” diyor. Vearis bu sözleriyle birlikte artık çok daha ciddi bir ifade takınmış oluyor ve konuşurken neredeyse piposundan tek bir nefes bile almıyor. Konuşmasının içinde geçenleri sindirmen için bir süre sessizce bekleyen Vearis, sanki içinde bulunduğunuz karanlıktan daha fazlasına arzular gibi görünüyor.

Yaklaşık yarım dakika kadar süren sessizliğin ardından Vearis unutmaya yüz tuttuğu piposundan derin bir nefes alıyor ve sonra sanki zihnin tekrar işlemeye başlamış gibi rahatladığını belli eden bir şekilde dumanını yayıyor. Daha henüz ağzından tüm duman çıkmadan piposundan bir nefes daha alan Vearis “Ben, Eletha veya diğerleri gibi hükümdar olmadım. Onların aldığı eğitimleri almadım. Bildikleri sırlara erişemedim… Fakat gölgelerim her daim arayış içerisindeydi. Şüphesiz ki, ne Eletha’nın bildiği kadarını ne de ondan öncekilerin bildiklerini biliyorum. Fakat hissediyorum Inias… Aldığım her bir nefeste onlara yaklaştığımı… Ne var ki, her bir yaklaşma adımım, beni daha karanlığa sürüklüyor. Zira ben, o karanlığa ait olmayan ve o karanlıkta barınamayacak bir Aludirim… Ama siz, o karanlığı çoktan soludunuz, biliyorsunuz. İşte amacım da bu Inias…” diyor. Sözlerine bir duman arası daha sıkıştıran Vearis “Amacım, sizlerin tüm kudretinizi elde etmeniz. Hedefim, bu kudreti Aclania için kullanmanız. İdealim, geçmişimizdeki her bir karanlığın gölgesi olmak. Ve ben, tüm bunları başaracak olan Aclania Hükümdarı’yım! Ve sen Inias… Bu başarımın öncülerinden olacaksın! Wuther’i bulacaksınız ve hem üzerinize hem Aclania’ya düşen tüm karanlığı kaldıracaksınız! Ben ise, sadece karanlığın gölgesinden ibaret olacağım!” diyerek sözlerini sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

23 Sep 2024, 09:35

İnias, Vearis'i dinlemekten bir hayli keyif alıyor. Vearis'i kendi gibi görüyor çünkü. Kendi gibi istekli ve aç. Bilgiye aç, güce aç, ideallere aç. Kendi gibi idealist. Kendi gibi ideası peşinde her şeyi yapıyor ve her şeyi deniyor. Sonuçta Hükümdar. Elbette böyle olacak ama ilk elden bunu görmek ve deneyimlemek İnias için bir nimet. Hükümdarı ayağına kadar gelmiş ve ona gümüş tepside en sevmediği eksikliklerinin defedecilerini sunuyor. Bilgisizliğe karşı bilgi ile belirsizliğe karşı belirginlik. Vearis onun için bir fırsat! Evet, duydukları tüylerini diken diken ediyor. Evet, içi kıpır kıpır oluyor. Evet, kanı kaynıyor. Zenahpuryu'ya, Diniel'e, Dina'ya, Gadiel'e yetişip bütün şanı ve zaferi ellerinden almak istiyor. İstiyor ancak bir daha Vearis gibi bir fırsatı nasıl bulabilir? Bir daha ne zaman bu kadar mükemmel bir ortamı elde edebilir? Yine de yapması gereken ortada. Yapmak zorunda olduğu.

"Affınıza sığnıyorum, Hükümdarım, ancak o hadsizlik benim görevim. Ben Kraliyet Savaşçıları Birliği'ne üyeyim sonuçta. Savaş alanının çağrısını duydum ve ona hükmümü göstererek yanıt vereceğim elbette."

İnias ayağı kalkıyor.

"Size teşekkürü bir borç biliyorum. Yanıma gelmeniz bir onur, bana anlattıklarınız ise armağan. İnanır mısınız veya anlar mısınız bilmiyorum fakat sizi kendim gibi görüyorum ve bu beni tarifsizce heyecanlandırıp mutlu ediyor. Hükümdarımın bana bu denli yakın olması ancak lütuf olabilir. Önerinize de uyacağımı bilin."

İnias, Hükümdarı Vearis'ten aldığı manevi destek ile dışarı çıkmaya. Yaşam Boyutu'na dönüp Alamara'ya varmaya hazırlanıyor. Kho'raktar'a şevk dolu bir gülümseme ile bakıyor.

"Savaşa gidiyoruz, Kho'raktar! Zirvede bana meydan okuyacak rakibimin ederi neymiş görelim! Bakalım, beni kullanabilecek kadar kudretli misin?"

Kho'raktar'ı kendisine çağrıyor ve çağrırken devam ediyor.

"İtiraz ne kelime? Bana her şeyinle gel! Sakın geri durma! Ben seni her şeyinle kabul ediyorum. Sen de beni her şeyinle kabul edeceksin. Benim uzantım beni nasıl reddedebilir ki?"
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

24 Sep 2024, 13:49

Ağzından çıkan cümleleri yüzüne yerleşen bir gülümseme ve piposundan aldığı keyifli nefeslerle karşılayan Vearis, ayaklanmanla birlikte sana uyarak ayağa kalkıyor. Devam eden sözlerin içerisinde yüzündeki tebessümü korusa da, bir yandan piposunu sağ ayak tabanına vurarak karanlığa imzasını bırakıyor. Sözlerinin muhatabı bir anda Kho’Raktar olduğu anda, Kho’Raktar’ın sanki bir rakip görmüşçesine bilendiği bakışlarla Vearis’e baktığını görüyorsun. Bakışlarının altındaki öfke ve arzunun, Kho’Raktar’ı daha yükseğe taşıyacağını bilerek sözlerini sarf ettiğinde, Kho’Raktar başını sana çeviriyor ve“Bir Hükümdar ve bir İmparator… Bakalım kudretimi dizginleyebilecek misiniz?"şeklinde karşılık veriyor. Kho’Raktar’ın doğrudan Vearis’e de yönelen bu meydan okuması, Vearis’in gözlerindeki parıldamayı ve yüzündeki tebessümü arttırırken, Kho’Raktar’ı kızıl ışığına bulayarak karanlıktan koparıyorsun.

Serbest Bölgeden ayrılmak için hareketlendiğinde, Vearis de sana eşlik ediyor. Üssün koridorları boyunca sessiz bir şekilde ilerlemenize rağmen, aynı dilden anlattığınız düşünceleriniz birbirinize değiyor. Nitekim üssün kapısına vardığınızda, çoktan bir at arabasının senin için hazırlanmış olduğunu ve sanki atların bile gitmek için sabırsızlandığını görüyorsun. At arabasına binmek ve Vearis’e veda etmek için arkanı döndüğünde, Vearis’in seni dikkatli bir şekilde süzmesiyle karşılaşıyorsun. Bu bakışların söylenmek isteyip de söylenemeyen bir anlam ifade ettiğini anlamanla birlikte, bunu bakışlarına yansıttığında Vearis hafifçe bir iç çekiyor ve ardından “Belki de sadece bir kuruntu, ancak yine de sana söyleyebilirim…” diyor. Bu sözlerinden sonra sanki kafasındakileri bir kez daha tartan Vearis bir kez daha derin bir nefes almasının ardından “Dina ile birlikte giden Gialdir… Dina’nın onun hakkında geleceğinden şüphem yok ama, olur da denk gelirseniz ona dikkat etmeni istiyorum. İçimde ona karşı bir his var… Dedim ya, belki de bir kuruntu!” diyor. Sözlerini önemsiz bir detaymış gibi seninle paylaşmasının ardından Vearis seni uğurlarcasına başını sallıyor ve arkasına dönüp üsse doğru adımlamaya başlıyor. Vearis’in kapıya kadar gidişini izletip at arabasına yöneldiğin sırada ise Vearis’in arkandan “Bir de Inias…” dediğini duyuyorsun. Bir kez daha bakışlarını Vearis’e çevirdiğinde, Vearis “Zenahpuryu’nun yanında olan Lavnivia…” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Off Topic
Dilersen yolculuk faslını biraz hızlı geçmemiz mümkündür.

Gialdir ve Lavnivia ile tanışmamış olsanız bile, konu içerisinde kendisini NPC Kütüphanesinde belirtilen bilgiler ışığında gıyabında tanıdığınız ve eşkalini de bildiğiniz kabul edilecektir.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

25 Sep 2024, 14:28

Ne kadar ilginç bir gün İnias için. Geride kalması ne kadar da iyi oldu onun için. Eşi benzeri bulunmaz bir deneyim oldu onun için. Sessiz koridorlarda yürüdü, sessizce indi merdivenlerden. Boaldir ve diğerleri ile masada otururken onlardan müttefik olmalarını istemişti. Ne büyük kut ki, onların yerine Hükümdar yanıt verdi. Bir İmparator ve bir Hükümdar yan yanalar artık. Ne büyük bir gelişme! Öğrendikleri, denedikleri ve elde ettikleri!

"Gialdir ve Lavnivia..." diye tekrarladı İnias. Gülümsedi ardından. "Emredersiniz."

At arabasına atlıyor İnias. Oraya düz bir saldırı kuvveti olarak gitmiyor. Hayır, o arama ve kurtarma ekibi! Wuther'ı arayacak ve diğer aludirleri kurtaracak. Savaş alanı ve üzerindekiler neye uğradığını şaşıracak. Teker teker bütün zaferleri ensesinden yakalayacak ve tek şan sahibi o olacak. Alamara, İnias'ın namının yerde ve gökte yankılandığı yer olacak.
Off Topic
Vırın, vırııııın! Basalım gaza, yollar bizim!"
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

26 Sep 2024, 09:54

Off Topic
Konu sonlanmıştır.

Inias'ın hikayesi bu konudan devam edecektir.

Konu sonu ödülleri devam eden konunun sonunda değerlendirilecektir.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Aludir Üssü”