Bir kez daha konuşmaya başlamanla birlikte, Phiteus sanki istemsizce kulak misafiri olduğu bir konuşmayı, giderek isterik bir şekilde dinlemeye başlamış gibi duruyor. Her bir cümlenin ardından ne anlama geldiği belli olmayan mimikleriyle konuşmanı takip eden Phiteus, yine de durumdan pek hoşlanmamış ama bunu da gösteremezmiş gibi vücudunu katı bir konuma sokmaya başlıyor. Nitekim, cümlelerin tamamlandığında Phiteus birkaç derin nefes alıp kendisini daha sakin bir konuma getirirken “Ah benim mavi papatyam! İhtişamlı Phiteus’a acıyor olmanı hüzünle mi yoksa mutlulukla mı karşılamam gerektiğini bilemiyorum. Görüyorsun ya, İhtişamlı Phiteus, İhtişamlı Phiteus konusunda ne yapmasına karar veremeyecek kadar ihtişamlı!” diyor. Bu sözlerinden sonra kendi okşadığı gururunu sana belli etmek için tek gözünü kırpan Phiteus gözüne daha rahatlamış görünmeye başlıyor. Phiteus aldığı birkaç nefesten sonra daha gevşek bir şekilde sırtını at arabasına yaslarken “Vearis’e bir ilgimin olduğunu inkar etmeyeceğim. Onunla bahsettiğim şeylerin dışında özel bir şey de yaşamadık zaten. Bunu kabul etmek belki ihtişamıma gölge düşürecek ama, sanırım Vearis’in pek de tipi de değilim.” diyor. Phiteus’un modu bu cümlesiyle birlikte bir anda düşerken, adamın sarkan göz kapakları ve dudakları, karşındaki ihtişamlı kişiden hiçbir eser kalmadığını gösteriyor. Ancak bunun bu kadar basitçe gerçekleşmiş olması da, Phiteus’un sanki bunu bilinçli yaptığını da düşünmene neden oluyor. Nitekim, Phiteus bu haldeyken sana attığı birkaç kaçamak bakışla birlikte, sanki üzüldüğünü anlayıp anlamadığını teyit ediyor ve ardından bir anda o eski ışıklarına geri kavuşuyor!
Phiteus eski haline dönmesiyle birlikte bir anda gururunu tekrar arşa çıkartırken “Fakat ilişkimizdeki sorun Vearis’ti… Yani kendisi ihtişamıma ve ışığıma uyum sağlayamazdı. Bu yüzden ondan uzaklaştım. Ama orduya girmemin sebebi kesinlikle bu değil! Organizasyonda kalsaydım, ışığımın parlaklığı her zaman Vearis’in üzerine düşecekti. Bu hem onu hem de beni fazlasıyla rahatsız ederdi… Bu yüzden ben de orduya geçerek, kendi ışığımı sadece kendime düşürdüm!” diyor. Bu sözlerinin içerisinde hiçbir pişmanlık emaresi barındırmayan Phiteus bakışlarını bir kez daha sana çevirirken “O butona basar mıydım? Kesinlikle hayır! İhtişamım her şeyin ötesindedir ve ötesinde kalmalıdır benim çikolata kaplı fıstığım!” diyor.
Phiteus eski haline dönmesiyle birlikte bir anda gururunu tekrar arşa çıkartırken “Fakat ilişkimizdeki sorun Vearis’ti… Yani kendisi ihtişamıma ve ışığıma uyum sağlayamazdı. Bu yüzden ondan uzaklaştım. Ama orduya girmemin sebebi kesinlikle bu değil! Organizasyonda kalsaydım, ışığımın parlaklığı her zaman Vearis’in üzerine düşecekti. Bu hem onu hem de beni fazlasıyla rahatsız ederdi… Bu yüzden ben de orduya geçerek, kendi ışığımı sadece kendime düşürdüm!” diyor. Bu sözlerinin içerisinde hiçbir pişmanlık emaresi barındırmayan Phiteus bakışlarını bir kez daha sana çevirirken “O butona basar mıydım? Kesinlikle hayır! İhtişamım her şeyin ötesindedir ve ötesinde kalmalıdır benim çikolata kaplı fıstığım!” diyor.

