Josegna'nın sözleri kulaklarımda yankılanırken, ortamın sessizliği üzerime çöker gibi oldu. Gözlerimi Josegna'nın üzerinde gezdirdim. O, kelimelerini dikkatlice seçiyor, sanki her biri bir notayı çalıyormuş gibi melodisine dokunuyordu. Yüzünde oluşan ifadeler, iç dünyasının derinliklerine açılan pencereler gibiydi. Anlamak istedim ama bir o kadar da uzak hissettim kendimi.
Sözlerinde ruhlarla ilgili bir şeyler söylediğinde, düşüncelerim bir an duraksadı. Ruh, insanın en gizemli ve belirsiz parçasıydı belki de. Josegna'nın sorularıyla dolu cümleleri, beni kendi iç dünyamda dolaştırdı. Onun ruhuyla bağlantı kurmaya çalıştım, ancak her adımımda bir engel gördüm.
O, duygularını, düşüncelerini ve arayışlarını açığa çıkardı. Ben ise sessizce dinledim, gözlerimi onun ifadelerine takıp, sözlerinin arasında gizlenmiş anlamı yakalamaya çalıştım. Onun ruhunun derinliklerine inebilir miydim, bilmiyorum. Belki de o an Josegna'nın dünyasına girmeye çalışmak, kendi içimdeki dengeyi sarsmama neden olacaktı.
Sözlerini noktalayacağı kısma vardığında, aniden anladım. Josegna'nın denge arayışı, onun kendi dünyasında bulduğu bir şeydi. Her birimiz, kendi gerçekliğimizin ve denge noktamızın peşindeydik.
Josegna'nın bakışları, hala içinde taşıdığı melodiye dalmış gibiydi. Onun ritmi, benimkinin tamamen farklı bir hızda attığı kesindi. Belki de bu yüzden onun ruhunu tam olarak anlamak mümkün olmayacaktı. Her insanın ruhu, kendi melodisini çalar, kendi dansını yapardı.
Ben sessizce düşündüm. Belki Josegna'nın ruhuyla tam olarak buluşamasam da, onun dünyasında bir yolculuk yapmak, kendi denge noktamı daha iyi anlamamı sağlayabilirdi. Ve belki de, Josegna'nın ruhuyla kuracağım bu bağ, bana insanlığın en belirsiz yerinde bir ışık tutabilirdi.
"Josegna, ruh üzerine olan düşüncelerin ve sorguların derinliklerine dokundun. Ruh, belki de insanın en gizemli ve derin varlığıdır. Onu anlamak ve tanımlamak kolay değil; çünkü ruh, hem bedenimizin içinde var olan bir gerçeklik hem de bizim anlayışımızın ötesinde bir kavramdır. Söylediklerin, ruhun varlığını ve bu varlığın bizim varoluşumuza olan etkisini sorguluyor. Belki de ruh, sadece duyularla algılanabilir değil, aynı zamanda içsel bir deneyim ve anlam arayışıdır. Senin bakış açından baktığımızda, ruhun bu derinliğine inebilmek, insanın kendi varlığı ve denge noktasıyla bağlantı kurabilmesiyle ilgilidir. İçsel bir yolculukla, ruhunun melodisini daha derin bir şekilde keşfetmeye devam etmeni dilerim." Dedim.
Derin bir soluk alıp biraz nefeslendikten sonra;
“Söylediklerin şimdiden yoluma ışık oldu… Peki bu yolda bana eşlik edecek misin? Öğretilerin eşliğinde kılıç kullanmayı öğrenmeyi çok isterim.”
Sözlerinde ruhlarla ilgili bir şeyler söylediğinde, düşüncelerim bir an duraksadı. Ruh, insanın en gizemli ve belirsiz parçasıydı belki de. Josegna'nın sorularıyla dolu cümleleri, beni kendi iç dünyamda dolaştırdı. Onun ruhuyla bağlantı kurmaya çalıştım, ancak her adımımda bir engel gördüm.
O, duygularını, düşüncelerini ve arayışlarını açığa çıkardı. Ben ise sessizce dinledim, gözlerimi onun ifadelerine takıp, sözlerinin arasında gizlenmiş anlamı yakalamaya çalıştım. Onun ruhunun derinliklerine inebilir miydim, bilmiyorum. Belki de o an Josegna'nın dünyasına girmeye çalışmak, kendi içimdeki dengeyi sarsmama neden olacaktı.
Sözlerini noktalayacağı kısma vardığında, aniden anladım. Josegna'nın denge arayışı, onun kendi dünyasında bulduğu bir şeydi. Her birimiz, kendi gerçekliğimizin ve denge noktamızın peşindeydik.
Josegna'nın bakışları, hala içinde taşıdığı melodiye dalmış gibiydi. Onun ritmi, benimkinin tamamen farklı bir hızda attığı kesindi. Belki de bu yüzden onun ruhunu tam olarak anlamak mümkün olmayacaktı. Her insanın ruhu, kendi melodisini çalar, kendi dansını yapardı.
Ben sessizce düşündüm. Belki Josegna'nın ruhuyla tam olarak buluşamasam da, onun dünyasında bir yolculuk yapmak, kendi denge noktamı daha iyi anlamamı sağlayabilirdi. Ve belki de, Josegna'nın ruhuyla kuracağım bu bağ, bana insanlığın en belirsiz yerinde bir ışık tutabilirdi.
"Josegna, ruh üzerine olan düşüncelerin ve sorguların derinliklerine dokundun. Ruh, belki de insanın en gizemli ve derin varlığıdır. Onu anlamak ve tanımlamak kolay değil; çünkü ruh, hem bedenimizin içinde var olan bir gerçeklik hem de bizim anlayışımızın ötesinde bir kavramdır. Söylediklerin, ruhun varlığını ve bu varlığın bizim varoluşumuza olan etkisini sorguluyor. Belki de ruh, sadece duyularla algılanabilir değil, aynı zamanda içsel bir deneyim ve anlam arayışıdır. Senin bakış açından baktığımızda, ruhun bu derinliğine inebilmek, insanın kendi varlığı ve denge noktasıyla bağlantı kurabilmesiyle ilgilidir. İçsel bir yolculukla, ruhunun melodisini daha derin bir şekilde keşfetmeye devam etmeni dilerim." Dedim.
Derin bir soluk alıp biraz nefeslendikten sonra;
“Söylediklerin şimdiden yoluma ışık oldu… Peki bu yolda bana eşlik edecek misin? Öğretilerin eşliğinde kılıç kullanmayı öğrenmeyi çok isterim.”




