Tamam. Hadi bugünü şöyle bir özetleyelim. Beş tane aşırı değişik tiple tanıştım. Biri adını söylemedi, diğeri konuşmadı bile. Sonra Aclania'nın kaderini belirleyeceğimiz masada, adını söylemeyen kişinin Inias olduğunu öğrendim. Süper değil mi?! Şu her yerde ismi geçen, Gialdir'in nefret ettiği tip. Inias! Başından beri bir kol boyu uzağımda duruyormuş meğer! Keşke yanaklarını sıksaydım. Olsun... kedi ismi de yakışmıştı bence. Daha sonra, tamamen tarafımı belli etmek için verdiğim oy'un garip bir şekilde takip edildiğini gördüm. Hem de aşırı manyak liderler tarafından! Masanın en süper adamları resmen Nacse'ye vermişti, hatta Veruan'a verenler veya Bristran destekçilerinin bir kısmı oyları bölmeseydi şu an kazanmıştık!
"Tebrik ederim Hükümdar Bey. Aclania'mızı en süper ve en havalı şekilde yöneteceğinize şüphem yok. Yeni görevinizde mutluluklar dilerim."
Bunun, Vearis ile ilk konuşmam olduğunu fark ettim. Şimdi... gelelim o malum soruya. Neden hükümdar olma ihtimali bu kadar yüksek gözüken birinin odasını dahi ziyaret etmedim şu ana kadar? Bunun iki cevabı var, bir tanesi aşırı manyak karanlık derin kompleks stratejik planlar içeriyor ve sizi bunlarla sıkmak istemiyorum. İkinci cevabı veriyorum: ÇÜNKÜ ORGANİZASYONU ÇOK SIKICI! Bir an kendimi Kraliyet Savaşçısı olarak hayal ettim ve gerçekten kusasım geldi. Bence sırf o da sıkıldığı için aday oldu! Neyse ne. Yeni bir hükümdarımız var. Oley. Umarım Eletha'nın yaptığı gibi şeyler yapmaz. Bunu düşünürken, Nacse ile göz göze geldiğimi fark ettim. Herkesin yavaş yavaş toparlanıp dağılmaya başladığı sırada yanına gittim ve belinden tek kolum ile sarıldım. Sadece onun duyabileceği bir ses ile konuşuyordum.
"Az kalmıştı..."
Teselli sarılmasından sonra koridorlara doğru yürüdüm. Inias resmen boş oy vermişti. Hem de iki oy gücü olan biri olarak. İnanılmazdı! Gerçekten yanaklarını sıkmak istiyordum! Alamara meselesine gelince... açıkçası, neden komutan olarak atanmadığımı sorgulamadım. Muhtemelen Yuna'nın işi olmalıydı, normaldi. Ben de böylesini tercih ederdim. Ama yaaaani şu an bu kadar gizem yaratmaya da gerek var mıydı? Nooolurdu kimin yanında gideceğim söylense? Uzun ve yorucu bir gün olmuştu. Bahçede biraz yürüyecektim, belki birileri ile laflardım. Sonra da odamda mektup falan bekleyecektim herhalde.






