Kaderi Belirleyenler (Inias | Diniel | Gadiel | Dina | Zenahpuryu | Seraph)

Seraph · 25 Jun 2024, 10:35

Tamam. Hadi bugünü şöyle bir özetleyelim. Beş tane aşırı değişik tiple tanıştım. Biri adını söylemedi, diğeri konuşmadı bile. Sonra Aclania'nın kaderini belirleyeceğimiz masada, adını söylemeyen kişinin Inias olduğunu öğrendim. Süper değil mi?! Şu her yerde ismi geçen, Gialdir'in nefret ettiği tip. Inias! Başından beri bir kol boyu uzağımda duruyormuş meğer! Keşke yanaklarını sıksaydım. Olsun... kedi ismi de yakışmıştı bence. Daha sonra, tamamen tarafımı belli etmek için verdiğim oy'un garip bir şekilde takip edildiğini gördüm. Hem de aşırı manyak liderler tarafından! Masanın en süper adamları resmen Nacse'ye vermişti, hatta Veruan'a verenler veya Bristran destekçilerinin bir kısmı oyları bölmeseydi şu an kazanmıştık!

"Tebrik ederim Hükümdar Bey. Aclania'mızı en süper ve en havalı şekilde yöneteceğinize şüphem yok. Yeni görevinizde mutluluklar dilerim."

Bunun, Vearis ile ilk konuşmam olduğunu fark ettim. Şimdi... gelelim o malum soruya. Neden hükümdar olma ihtimali bu kadar yüksek gözüken birinin odasını dahi ziyaret etmedim şu ana kadar? Bunun iki cevabı var, bir tanesi aşırı manyak karanlık derin kompleks stratejik planlar içeriyor ve sizi bunlarla sıkmak istemiyorum. İkinci cevabı veriyorum: ÇÜNKÜ ORGANİZASYONU ÇOK SIKICI! Bir an kendimi Kraliyet Savaşçısı olarak hayal ettim ve gerçekten kusasım geldi. Bence sırf o da sıkıldığı için aday oldu! Neyse ne. Yeni bir hükümdarımız var. Oley. Umarım Eletha'nın yaptığı gibi şeyler yapmaz. Bunu düşünürken, Nacse ile göz göze geldiğimi fark ettim. Herkesin yavaş yavaş toparlanıp dağılmaya başladığı sırada yanına gittim ve belinden tek kolum ile sarıldım. Sadece onun duyabileceği bir ses ile konuşuyordum.

"Az kalmıştı..."

Teselli sarılmasından sonra koridorlara doğru yürüdüm. Inias resmen boş oy vermişti. Hem de iki oy gücü olan biri olarak. İnanılmazdı! Gerçekten yanaklarını sıkmak istiyordum! Alamara meselesine gelince... açıkçası, neden komutan olarak atanmadığımı sorgulamadım. Muhtemelen Yuna'nın işi olmalıydı, normaldi. Ben de böylesini tercih ederdim. Ama yaaaani şu an bu kadar gizem yaratmaya da gerek var mıydı? Nooolurdu kimin yanında gideceğim söylense? Uzun ve yorucu bir gün olmuştu. Bahçede biraz yürüyecektim, belki birileri ile laflardım. Sonra da odamda mektup falan bekleyecektim herhalde.

26 Jun 2024, 11:41

Odaya çöken sessizlik, zamanın donduğu hissini yaratıyordu. Her birimizin oyunu kullanmasının ardından, Inias’ın sözleri üzerine derin düşüncelerle dolu bir atmosfer oluşmuştu. Liderlerin yüzlerinde hiçbir ifade yoktu, sanki iç dünyalarında büyük savaşlar veriliyordu. Bu sessizlik, kısa bir an gibi görünse de, sonsuzluk kadar uzun hissettiriyordu. Sessizlik, Boaldir’in sesinin yankılanmasıyla bozuldu ve herkesin dikkatini yeniden topladı. Masadaki her bir lider, sanki görünmez bir yük taşıyor gibiydi.

O anlarda, kendi içimde derin bir huzur ve sükunet hissettim. Doğrularım ve yanlışlarım, vicdanımın keskin kılıcıyla şekillenmişti. Bu nedenle, verdiğim her kararın arkasında durmak, benim için bir onur meselesiydi. Vearis’e verdiğim oy, onun liderlik vasıflarına olan güvenimin bir ifadesiydi. Onun hükümdarlığına olan inancım, adalet ve onur anlayışımla örtüşüyordu.

Veruan, Nacse ve Bristran arasında oylar dağıtılırken, Vearis’in gücü ve kararlılığı beni etkilemişti. Her adımı, her hareketi, onun bu görev için ne kadar uygun olduğunu gösteriyordu. Sessizlik içinde geçen dakikalar, Vearis’in içindeki potansiyeli ve liderlik vasıflarını daha da belirginleştiriyordu.

Bir noktada, Vearis’in elini kaldırıp içindeki kararlılığı ve gücü sergilemesi, odada bir enerji dalgası yarattı. Onun kendine olan güveni ve liderlik iddiası, odadaki havayı tamamen değiştirdi. İçimdeki sakinlik, onun kararlılığıyla birleştiğinde, doğru bir seçim yaptığımı bir kez daha hissettim. Vearis’in yayılan aurası, odadaki her bir bireyin üzerine baskı kurarken, ben içimdeki huzuru korudum. Bu anın büyüklüğünü ve önemini tüm benliğimle hissediyordum.

Bristran’ın da bu güç karşısında durup, sonunda saygısını sunması, Vearis’in gerçek bir lider olduğunu kanıtladı. Bu olay, onun hükümdarlığının kabul edilmesiyle sonuçlandı. Boaldir’in, Inias’ın oyunun da Vearis’e gittiğini belirtmesi, onun Aclania’nın 12. Hükümdarı olarak ilan edilmesini sağladı. Bu an, benim için bir dönüm noktasıydı. Onun liderliği altında, adalet ve onur uğruna savaşacak olmaktan büyük bir onur duyuyordum.

Vearis’in hükümdar olarak verdiği ilk emirler, Alamara’da yaşanan olaylarla ilgiliydi. Yeni bir birlik oluşturulmuştu ve ben, Dördüncü Harekat Bölüğü Komutanı olarak atanmıştım. Bu görev, evrene olan borcumu ödemek için bir fırsattı. Her nefesim ve her adımım, evrenin iyiliği için olmalıydı. İblislerle işbirliği içinde olanları adil bir şekilde cezalandırmak, benim görevimdi. Vearis’in bakışları üzerimdeyken, bu sorumluluğun ağırlığını ve onurunu hissettim. Bu görev, adaletin ve onurun savunucusu olarak benim için bir sınavdı. Ve ben, bu sınavdan alnımın akıyla çıkacağıma inanıyordum.

Her anı, her kararı, her adımı iç dünyamda değerlendirdim. Vicdanımın rehberliğinde hareket etmek, benim için en önemli pusuladır. İyi bir insan olmak, benim için bir hedef değil, ama vicdanı rahat bir insan olmak, her gün yeniden doğduğum bir gerçekti.

Derin bir nefes alırken, gözlerim Vearis'in üzerindeydi. "Yeni hükümdarımız olan sizleri saygıyla selamlıyorum." diye söze girdim, ufak bir öne eğilme hareketiyle sözlerimi desteklerken. Tekrardan doğrulduğum da ise; "Josegna'yı yanımda görmek isterim... Eğer sağlığı yerindeyse, ekibimde Ela'nın da olması tercihimdir." diyerek fikirlerimi belirttim.

Dina · 27 Jun 2024, 02:57

Gözlerinin önünde cereyan eden olaylar ve sonrasında daldığı düşünceler bir şekilde onu sıkıştığı, daraldığı o minik zindandan dışarı atmıştı. Zira görmeyi beklediği şov sonunda cereyan etmişti. Dina verdiği oyun nereye gittiğini ve sonuçlarını pek sorgulamamıştı. Vearis için oy kullanırken tamamen merak ettiği, neler olacağını görmek istediği için oyunu kullanmıştı. Diğer Aclania'lılar gibi onlara layık bir hükümdar olabileceği, güçlü olması ya da en doğru kararları vereceğini düşündüğü için değil. Neticede bir nebze dahi olsa hukukları olmuştu. Oyunu verdikten sonra sonuçları öğrenirken ilginç bir şey yaşanmıştı. Boaldir ve Vearis arasında süren bi gergin sessizlik, ince bir ip gibi bağlanmıştı odada bulunan her birinin yüreğine. O ipin kopacağını düşünürken Vearis'in konuşması olaya farklı bir renk katmıştı. Tüm salonun onun kudretiyle sarsıldığını hissediyordu. Böylesine güzel bir şov, en nihayetinde hükümdar seçimi saçmalığını panayıra çevirmişti. Dina nedensizce keyiflenmişti. Verdiği oyun bir işe yaradığını bilmek harika hissettiriyordu. Neticede liderler arasında ondan daha uygunu da yoktu Dina'nın gözünde.

Bir an düşündüğünde, fikirleri ve yaptıkları arasında fark gözlemliyordu. Her ne kadar buralı gibi hissetmese de, olan bitenle ilgisiz olsa da bir şekilde Aclania'lı bir Aludir gibi hareket ediyor ve o şekilde davranıyordu. Verdiği oy, düşünce şekli ve olayın ardından hissettikleri bir şekilde kendi içinde varamadığı sonuçlara varmasını sağlıyor, ona yeni kapılar açıyordu. Vearis'in teşekkür konuşması sonrasında ise ondan gözünü bir an dahi ayırmamıştı. Sonrasında ise cereyan eden olaya dalmışlardı hızlıca. Yeni bir hükümdar ile, yeni bir sayfa açacaklardı. Dina için değişen bir şey yoktu. O ana kadar.

Vearis'in konuşmasının ardından Alamara ile ilgili ilk emirlerini vermesi, Dina için farklılıktı işte. Zira Üçüncü Harekat Bölüğü komutanı olarak atandığını öğrenmişti az önce. Kısa bir hazırlıktan sonra ise yola çıkma emrini almıştı. İlginç. Daha önce resmi olarak bir bölükte bulunmamış, bir komutanı olmamıştı. İblis diyarından iki kez sağ döndükten sonra bir şekilde tecrübeli ya da farklı olduğunu hissetmişti lakin.. Yine de baş belası iblisine söz dinletemiyordu. Diyar hakkında oldukça az şey biliyor, bildiklerini ise kendisine saklıyordu. Bu karar doğru muydu? Hayır... Belki de. Doğru yanlarını biraz düşündükten sonra kendi kendine fark etmişti. Vearis, yanlarına istedikleri kişiyi yardımcı komutan olarak alabileceklerini söylemişti. Ardından ise iblislerle iş birliği halinde olanları infaz etme yetkisi vermişti. Bir şekilde Vearis, Dina'ya paralel şekilde bu işin içinde bir ihanet olup olmama ihtimali üzerinde duruyordu. Bu saldırı ile hem bölgeyi keşfetme, hem de bir iç temizlik şansı doğuyordu. Bu noktada onu tebrik etmekten başka şansı da yoktu. Yeni hükümdarının gözlerinin içine kenetlendikten sonra içtenlikle gülümsedi. Artık iki kadın olarak konuşmuyordu. Bu sebeple zarif bir şekilde başını eğerek onu saygıyla selamladı. Bir süreliğine Eletha gibi bir derdi yoktu. Ya da Vearis'in doğru düşünebilme yetileri içini rahatlatmıştı. Böylelikle bu diyarı daha rahat keşfedebilecekti. En büyük arzusu, keşfetmekti ve bir şekilde şimdilik de olsa güvenebileceği bir şey vardı. Hükümdarını selamlayıp, onu tebrik ettikten sonra söze girdi.

"Eğer müsait durumda ise benim yardımcı komutan adayım Gialdir. Uygun değilse siz atayabilirsiniz."

Sözlerini bitirdikten sonra derin bir nefes alarak beklemeye koyuldu. Herkesin konuşması bittikten sonra ise odasına dönüp kıyafetlerini değiştirecekti. Sonrasında ise bir keşfe çıkacaktı. Şu an için amaçları ve tutkuları doğrultusunda oradan oraya savrulan paçavradan farksızdı. Aclania ve Vearis'in hedefleri doğrultusunda, kendi arzularını tatmin edebildiği sürece iyi bir köpek olabilirdi. Belki bir gün bundan fazlasını isterdi. Belki bir gün, tıpkı onun elde ettiği kudreti isterdi. Hiç şüphe yok ki isteyecekti. Gülümsedi. Dudakları kasılıyor, dişleri kamaşıyordu. Ağzından salyalarının sızmaması için zor tutuyordu kendisini. Sürekli yutkunuyor, suratını stabil tutmaya çalışıyordu. Bir gün hiç şüphe yok ki bu olacaktı. O gün bugün değildi. Bugün, doğru olanı yapma günüydü. Aclania'nın bir neferi olmak! Kudretli hükümdarını mutlu etmek... İblislere yenilgiyi tattırma günüydü! Tüm Aludirler gibi, erdemli olanı yapmak, hükümdarı için zafer kazanmak için yola çıkacaktı. Belki de bir gün, o tahtı öylesine çok arzulardı ki... Tüm bunları yapmaktan asla gocunmazdı.

01 Jul 2024, 00:15

Oylar tek tek verilmeye başlanmış, ardından hesaplamalar yapılırken Bristran Vearis'ten bir oy fazla oy almış görünüyordu. Ancak Inias'ın oyu hala sahibini bulmamıştı. Bu noktada Boaldir duruma bir sonuca vardırmak için oya kimin talebi olduğunu sorduğunda liderler içlerinde bir şeyler düşünmeye başlamış gibiydi fakat bu kapanış Vearis'in bir anda kendi hükümdarlığını iddia ettikten sonra yaydığı devasa aura ile adeta dizlerimin üstüne çökmemin ve başımın zemine kadar eğmem için kuvvetli bir baskı uyguluyordu. Bu auradan etkilenen bir tek olmadığımı etrafıma baktığımda kolayca anlayabiliyordum.

Bristran bu çılgın auranın etkisi altında direnirken masadan aldığı destekle ayağa kalkmış ve hiddetli bakışlarını sürdürürken adını ağzına almıştı. Büyük bir kaos mu çıkacak diye içimden geçirirken, Bristran onun hükümdarlığını selamlamıştı. Diğer liderler de hep bir ağızdan Aclania'nın yüceliğini vurgular naralar attıktan sonra sanırım prosedürler uygulanıyor ve Vearis'i masanın başına buyur ediyordu Boaldir. Yeni hükümdar demek Vearis olmuştu. Kendisiyle konuşamamış olsam da Shourer'in hakkında olumlu düşünceler içermesi negatif bir tutum sergilememem için bir sebep oluyordu.

Belki de herkesin sabırsızlıkla beklediği konuya Vearis bir anda dönüyordu. Hepimizi bir bölüüğn komutanı olarak atadığında bu beklenmedik duruma karşı başta ne düşünsem bilememiştim. Yalnız hareket edeceğimi düşünüyordum ancak bir anda astlar verilmişti. Görev açıktı. Tüm ciddiyetimle Vearis'e "Olayın faillerini ortadan kaldıracağım" dedikten sonra başımla onu selamlıyor ve Boaldir'e kimi yardımcı seçeceğimi söylemek için bir köşede düşünmeye çekiliyordum.

Ortalıkta belli bir karışıklık olduğu belliydi. Şiddete karşı şiddet uygulanmalıydı. Bu konuda bildiğim en faydalı kişi kimdi? Im... Tabiki de Lenith. O'nunla o günden bu yana iletişime geçmemiştim. Bazı durumları netliğe kavuşturmak için ikimizin de bunca zamandır tuttuğu o iğrenç dinginliğe bir haykırış ile sona erdirmek için kullanmak istediğim varlık ise Elzerad'dı. Düşüncelerimi vakti geldiğinde O iblise aktaracaktım.

Boaldir'in yanına gidip "Yardımcı olarak Lenith'i istiyorum" dedikten sonra onayımı alıp Lenith ile görüşmeye gidecektim. Büyük ihtimal olaylardan haberi yoktu ve öğreneceği sırada kendi kendine değişik fikirlere kapılmadan bizzat benden duymasını istiyordum duyacaklarını.

01 Jul 2024, 10:31

Yeni Hükümdar Vearis’in ilk emri doğrultusunda, ilk konuşmaya başlayan kişi Zenahpuryu oluyor. Zenahpuryu, birliğinde görmek istediği kişinin ismini söylemesiyle birlikte, Vearis’in bakışları bir anda Bristran’a dönüyor. Bristran ise başını olumlu anlama gelecek şekilde sallamasının ardından Vearis Zenahpuryu’ya dönerek başını sallıyor. Zenahpuryu’nun ardından Inias konuşmaya girdiğinde ise, Vearis beklediğinin dışında duyduğu şeylerin yaşattığı şaşkınlıkla birkaç saniye Inias’ın yüzüne bakıyor. Ancak ardından bakışlarını deviren Vearis “Ne yapacaksan çabuk hallet. Yoksa, dostların her yeri dümdüz ederken arkalarından izlemekle yetinirsin!” diyor çarpık bir gülümsemeyle. Bu konuşmanın ardından Seraph’ın sözlerine karşılık olarak Vearis başını hafifçe, ancak saygı duyduğunu belli edercesine sallamakla yetiniyor. Gadiel konuşmaya başladığında ise, Vearis bakışlarını ona çeviriyor ve duyduğu isim karşısında şaşırmış bir şekilde Gadiel’e bakıyor. Birkaç saniye devam eden bu bakışının ardından ise “Josegna’yla tanışıklığın olduğunu bilmiyordum. Demek ki daha çok çalışmam gerekiyor.” diyor az önce görmüş olduğunuz çarpık gülümsenin bir benzeriyle. Söz sırasının kendisine gelmesiyle birlikte Dina da yardımcı olarak atamak istediği kişiyi dile getirdiğinde, Vearis hafif bir kahkahanın ardından Dina’ya bakarak “İlginç bir tercih.” demekle yetiniyor, birden çok anlama gelecek tonlamayla. Fakat bu cümlesine kendisi de pek takılmayan Vearis bakışlarını Diniel’e çeviriyor. Diniel’in de verdiği isimle birlikte Vearis ona da olumlu bir baş sallamayla karşılık vermesinin ardından “Her birinizin yapmış olduğu atamaları ayarlayacağım. Şimdi kişisel hazırlıklarınızı yapmak için harekete geçin.” diyor. Bu sözlerinden sonra ise keskin bakışlarını bir anda masaya çeviren Vearis “Sizlerle ise konuşmamız gereken başka konular var. O yüzden bir süre daha burada kalmanız gerekiyor.” diyerek cümlelerini sonlandırıyor.

Vearis’in sözleriyle birlikte her biriniz odadan çıkıyor ve size tahsis edilmiş odalara dönüyorsunuz. Bundan sonra ise, geriye sadece hazırlıklarınızı yapmak ve harekat emrini beklemek oluyor.

Off Topic

Konu Sonu Ödülleri