Inias'ın oyunu farklı bir şekilde kullanmasının ardından, Diniel'de kendi patronuna oyunu vermiş ve sıra konuşma faslına geçmişti. Birkaç saniyelik bir sessizliğin ardından Boaldir konuya giriş yapmış ve Inias'ın oyunu kullandığını var saydığını, belirttiği kriterde birilerinin kendini öne atacağını söylemişti. Bundan sonrası, liderlerin verecekleri oya kalmıştı. Boaldir'in ardından, Veruan'a üç adet oy gelmişti. Bunlardan birisi Ungu, diğeri tahmin edilebileceği üzere Nacse ve sonuncusu ise tahmin edilmeyen kişi Bristran'dı. Bu tahminsizlik diğer liderler üzerinde de olmuş olacaktı ki, bazı kişiler bu karara şaşırdıklarını belli etmişlerdi bile. Oyların verilmesinin ardından Veruan kendi oyunu Nacse'ye vermişti. Vearis'te aynı şekilde oyunu Nacse'ye vermesinin ardından, Boaldir'in tercihi de ondan yana oluyordu. Bu durumda masadakileri şaşırtmıştı, genç adam tam olarak neye şaşırdıklarını anlamasa da hiç bozuntuya vermeden dinlemeye devam etmişti. Nacse'ye verilen oyların ardından Vearis'e verilen oylar açıklanmış, Rarona ve Shourer onu desteklemişlerdi. Bristran'a gelen oylar ise Hanbium, Ruzanac ve Curena olmak üzere üç kişiden oluşuyordu. Bu üç oydan sonra genç adam kafasıyla hafif bir selam vererek tebriklerini uzaktan iletmişti patronuna karşı.
Herkesin oyları açıklandıktan sonra, Boaldir kafasında birkaç hesap yapıp söze atlamıştı. Nacse, Veruan ve Bristran üç oy almış, Vearis ise iki oy alabilmişti. Oy hakkı olan kişiler, Zen ve dostları Vearis'e iki, Bristran'a iki ve Nacse'ye bir olmak üzere oylarını dağıtmışlardı. En başta genç adam ve dostlarının oyları belirleyici olarak sayılacağından, iki oy olarak sayılmalarına karar verilmişti. Bu bağlamda Bristran yedi oya sahip olmuş, Vearis altı oya sahip olmuştu. Kendi liderinin kazanacağını düşünüyordu, ancak Boaldir'in belirttiği açıkta ki oyu kendisi de unutmuştu. Inias'ın oyu onun taleplerine karşılık verebilecek birisine karşı açıktaydı. Masadaki herkes bir şeyler düşünür gibi bir süre beklemişlerdi. Bristran'ın çıkıp bir konuşma yapmasını beklerken, Vearis elini kaldırıp Inias'ın neden böyle konuştuğunu anladığını söylüyordu. Kendinde olan bir eksikliği gördüğünü söyledikten sonra oturduğu yerden kalkmış, masadaki herkese meydan okumuştu. Vearis'ten yayılan müthiş bir aura tüm odayı ve odadaki kişileri baskılamaya başlarken, genç adam gözlerini liderlerin üzerinde gezdirmeye başladı. Her biri bu auranın altına girmişken, Bristran masadan aldığı destekle ayağa kalkarken şakaklarında beliren damarı görmek, bir şeylerin kötüye gidebileceğini düşündürtüyordu.
Lakin hiç beklenmedik bir şekilde, Bristran başını hafifçe eğmiş ve Aclania'nın 12. Hükümdarını selamladığını söylemişti. Anlık bir şaşkınlık tepkisi vermişti genç adam, en azından bunu beklemediği çok açık bir şekilde belli oluyordu. Masadaki herkes sırasıyla kalkıp başlarını eğmeye başlamış ve Boaldir yerinden kalkarak Inias'ın oyunun resmi olarak Vearis'e gittiğini duyurmuştu. Sonrasında ise hükümdarın ilan edildiği bir resmi konuşmayı ortaya koymuştu. Liderlerden her biri Özgür Aclania Halkı, Ölümsüz Hükümdar diyerek birkaç kez bağırmış, genç adam da bu selamlamaya eşlik ederek vücudunu selamlamak için eğmiş ve bir iki kez bağırma imkanı yakalamıştı. Vearis, hükümdarın oturması gereken yere geçtikten sonra, esas meseleye geçmeleri gerektiğini söyleyerek Alamara konusuna dönüyordu bir an önce. Alamara'da yaşanan olaylara müdahale edilmek için sınırlı olmak üzere yeni bir birlik oluşturulmuştu ve genç adam bu birliğin Birinci Harekat Bölüğü Komutanı olarak atanmıştı. Bu duruma hem şaşırmış, hem de içten içe sevinmişti. En güçlü Aludir olma yolunda böylesine bir tecrübe, onun için muhteşem olabilirdi.
Diniel, Dina, Gadiel ve Inias'ta bölük komutanları olarak atanmıştı. Kendilerine organizasyon liderleri haricinde bir kişiyi yardımcı olarak atayabileceklerdi. Bunun haricinde Hükümdar Vearis tarafından atanacak olan on kişiye de liderlik edeceklerdi. Yardımcılar belirlendikten sonra hazırlıklar derhal yapılacak ve yola çıkacaklardı. Görevleri ise, Alamara'ya giderek oradaki iblis saldırılarını engellemek ve ikinci bir emir gelmeden Alamara dışına çıkmamaktı. İblislerle birlikte işbirliği içinde olduğuna inandıkları kişileri de infaz etme yetkileri bulunmaktaydı. Genç adam, kısa bir süre içinde düşündü, bu ortam Boaldir'in bahsettiği yeteneğe sahip olup olmadığını test etmek için mükemmel bir ortamdı. O adamın elde ettiği Kudreti elde etmeyi ve kontrol etmeyi başarabilirse, kesinlikle En güçlü Aludir ünvanına sahip olabilirdi. Tek yapması gereken şey bunu test etmek ve kontrolden çıkarsa kendisini anında yok edecek birisini bulmaktı.
"Lavnivia." Dedi kendinden emin bir şekilde Boaldir'e bakarken. "Lavnivia'yı yardımcı komutan olarak bölüğümde istiyorum." Organizasyon liderliğine aday olan Lavnivia'nın kendisini çok rahat durduracağını düşündüğü gibi, onun zekasına da ihtiyaç duyacağını var saymıştı. Geriye kalan tek şey, Shy ile iletişime geçmekti. Onunla bir süredir iletişime geçmemişti ve bu hazırlık sürecinde iletişime geçip, bu süreci tekrarlamak istediğini söylemek zorundaydı. O an, İblis Diyarı'nda Vagror'un karşısında yaşanan her şeyin o da farkında olmalıydı ve bu konuda belki bildiği ufak tefek bir şeyler olabilirdi. Bu Kudreti kazanmasına yardımcı olması için Shy'dan yardım isteyecekti. Bu Kudreti kaldırabileceğine inanıyordu, bunu başarabilirdi. Başaramazsa da, denemiş olacaktı en azından.
"Shy, beni duyuyor musun? Konuşmamız gerek."
Diye geçirdi içinden. Uzun bir konuşma, onları bekliyor gibiydi...