Göklerden Düşen (Esther)

Locked
User avatar
Esther
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 251
Joined: 17 May 2022, 16:06

13 May 2024, 12:54

Bilgi güçtür, cehalet ise mutluluk.


Azahil konuşmasını bitirdiğinde genç kızın suratında, söylenenlerden hiç memnun olmadığını belli eden bir ifade vardı. Hafifçe çatılmış kaşlarıyla birlikte birkaç saniye boyunca Azahil'in gözlerinin içerisine baktıktan sonra derin bir nefes vererek tekrardan duygusuz ifadesini büründü. "Daha 'detaylı' bir şekilde anlatmanı tercih ederdim." diye sitem etti. Genç kız, yanındaki adamın böyle bir yanıt vermesini bekliyordu fakat bu durum oldukça canını sıkmıştı. Henüz kendisini yeni yeni keşfediyor olmasına rağmen gözlerini açtığı andan itibaren bildiği tek bir şey vardı, o da bilgisizlikten nefret ettiğiydi. Bu nefretin hedefinin direkt olarak kendi yetersizliği olması onun daha çok yıpranmasına vesile oluyor. Azahil'in ona yeterli bilgileri vermiyor oluşu da nefretin ona yönelmesine neden olmuyordu, aksine kendi yetersizliğinin daha çok öne çıktığını düşünerek kendisinden daha fazla nefret etmeye başlıyordu. Elbette mantıklı bir insan olduğundan ötürü bu durum pek uzun sürmüyordu, zira yapabileceği pek bir şey bulunmuyordu. Yine de içten içe, o farkına dahi varmadan bu nefret büyümeye devam ediyordu.

Azahil'in söyledikleri her ne kadar sinirini bozmuş olsa da sorduğu soru ilgisini çekmişti. İmalı sözlerini ona ilettikten sonra bakışlarını gökyüzüne çevirerek birkaç saniyeliğine düşündü. "Ne bekliyorum..." diye mırıldandı. Hemen ardından da monoton bir ses tonuyla devam etti. "Büyük umutlarla veya hayallerle oraya gittiğimi söyleyemem. Zaten dün de sana söylemiştim, Aledesleri sadece bir basamak olarak görüyorum. Senin gibi onlara yapışıp kalmaya niyetim yok." Bakışlarını gökyüzünden çekerek tekrardan yola odakladı ve devam etti. "Aludirlerin yanında olmaktansa burada daha özgür olacağımı hissettiğim için sizi tercih ettim. Buradaki 'özgürlüğümün' de bana dar geleceği bir vakit gelecek, o zamana kadar burada kalmayı planlıyorum." Gözlerini yana, Azahil'e doğru çevirdi. "Evet, herhangi bir beklentimin olmadığını söyleyebilirim." diyerek cümlelerini sonlandırdı.
Image

KÜNYE
İsim: Esther
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 22
Boy: 178
Kilo: 54
Sınıflar: Etkileyici - Defansif - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/40/0
Mevcut Para: 8000
İtibar: 7

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 9
İrade: 20
Zeka: 10

ALUDİR STATLARI
Görü: 5
Hakimiyet: 10
Mevcudiyet: 13

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

---------------------------------------------------

Image

KÜNYE
İsim: Dia (Masum kişi/kişiler anlamına gelmektedir)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 1.02
Kilo: 20
Tür: Peri
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 5
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 10

YETENEKLER
Tatlı Tebessüm

TEKNİKLER
Peri Dokunuşu (5. Düzey)
Peri Salınımı
Rüzgarlı Gün (5. Düzey)
Mutlak Olan (Karakteristik Teknik) (2. Düzey)
Peri Kabusu


İblisin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

18 May 2024, 11:14

Azahil sözlerin dinlerken her ne kadar ufuktaki belirsiz bir noktaya gözünü dikmiş gibi görünse bile, yer yer sana yandan attığı kaçamak bakışlarla esas ilgisinin sende olduğunu belli ediyor. Bununla birlikte, Azahil’in yüzündeki sabit gülümseme, sözlerine karşılık hislerini dışarıya vurmaktan uzak durduğunu gösteriyor. Ne var ki, bunun Azahil’in genel mizacı olduğunu bildiğin için, gülümsemesinin altında yatan başkaca bir neden olmadığını hissedebiliyorsun. Fakat cümlelerin bittiği anda Azahil küçük bir kahkaha atmasının ardından “Ha~~ ‘Gideceğimiz yerde beni ne bekliyor?’ ve ‘Herhangi bir beklentimin olmadığını söyleyebilirim.’ Burada sence de bir çelişki yok mu?” diyor. Hemen ardından gözlerini daha çok sende odaklamaya başlayan Azahil “Ah~~ Esth’im, hem merak ediyorsun hem beklentin olmadığını söylüyorsun. Merak, bir beklentinin alt ürünü değil midir? Ne ile karşılaşacağını düşünmek… Bir beklentisi olmayan insanın bunlarla meşgul olması sadece bana mı garip geliyor?” diyor. İnce bir noktayı yakalamış ve sonuna kadar buradan gitmek ister gibi duran Azahil, hafifçe ipleri birkaç kez sallamasının ardından “Ah~~ Beklentisizlik, aslında içine düştüğün duruma verilebilecek bir ad değil diye düşünüyorum. Çünkü Esth’im, bir amaç uğruna attığın her bir adımın altında bir beklenti vardır. Senin ‘özgürlüğünün’ işleyiş tarzı bu olsa gerek…” diyor. Ancak hemen ardından Azahil kendisini bir anda geriye çekerek “Ah~~ Hala dünkü konuşmada kalmış gibi olmak istemem. Ne de olsa, o konuşma bir kazananın olmasını gerektiren türden değildi. Fakat, sanırım şimdi seni daha iyi anlıyorum Esth’im… Sen, henüz zamanı gelmeden kendisine koza örmüş ve çaresizce içini doldurmaya çalışan bir varlıksın.” diyor.

Azahil, senin hakkında oldukça kesin yargılara varmış gibi bir üslupla konuşmayı yeğlese bile, bu konuşma içerisinde seni herhangi bir şekilde gücendirmekten veya hor görmekten özellikle kaçınan bir tavır sergiliyor. Bu haliyle, dünkü konuşmanızda olduğu gibi, Azahil sadece kendisi olarak fikirlerini dile getiriyor gibi görünüyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Esther
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 251
Joined: 17 May 2022, 16:06

21 May 2024, 09:04

Azahil konuşmaya devam ettikçe Esther yeni bir parçasını daha keşfetme fırsatına erişti. Genç kız, kendisiyle karşıt görüşte olan insanlarla tartışmaktan keyif alıyordu. Tartıştığı kişi fikirlerini önemsemediği bir adam olsa dahi tartışmanın yarattığı gerginlik ve sinir duyguları hoşuna gidiyordu. Köşeye sıkıştırıldığında göğsünde hissettiği sıkışma, kafasının patlayacağı hissi ona yaşayan bir varlık olduğunu hatırlatıyordu. Karşısındakinin tezine karşıt bir argüman sunmak ve onu yendiğini hissetmek de hoşuna giden özelliklerden birkaç tanesiydi. Yine de onun en çok hoşuna giden şey bu tartışmalar esnasında ufkunun genişliyor oluşuydu. Sonuçta her insan kendince doğru ve haklıdır değil mi? Birilerinin kendisine düşüncelerinin yanlış olduğunu söylemesi ve onu doğru yola çekmesi gerekir... Elbette bu son bahsedilen olay Esther için geçerli değildi. Gün geçtikçe daha da kibirlenen Esther hala her konuda kendisinin haklı olduğunu düşünmekte ısrarcıydı. Özellikle karşısında ilgisini tam anlamıyla kaybetmiş bir adam bulunuyorken.

Esther, suratında alaycı bir gülümseme ile birlikte kafasını hafifçe yana çevirerek göz ucuyla Azahil'e baktı. "Söylediklerimde herhangi bir çelişki yok." Ses tonundan dahi onu ciddiye almadığı oldukça net bir şekilde belli olmasına rağmen yine de konuşmaya devam etti. "Sadece gideceğimiz yer ve karşılaşacaklarım için önceden bilgi edinmeye çalışıyordum ki en kötü senaryoya karşı hazırlıklı olabileyim. Sana sinirlenmemin sebebi de buydu aslında... Elbette bütün bunları bilgi edinmek ve beklenti arasındaki farkı bildiğini düşünerek söylüyorum." Hemen ardından bakışlarını tekrardan önüne doğru çevirerek devam etti. "Bana hakaret etmen umurumda değil Azahil, aramızda yapacağımız konuşmaların saygı çerçevesinde olmasına gerek yok. İzin ver de sana hatırlatayım; benim arzuladığım özgürlük istediğim zaman, istediğim yerde, istediğim şeyi yapabilme özgürlüğüdür. Bunu yaparken canım tehlikede mi olacak? Varsın olsun, umurumda değil. En azından senin gibi sınır kasabasında birilerini beklemek zorunda kalmam. Eminim bütün bunları sende büyük bir keyifle yapmıyorsundur. Urilirn, Theo ve beni beklemek, sonrasında da gideceğimiz yere kadar eşlik etmek. Ne kadar da sıkıcı değil mi? Eminim sadece sen değil, kimse bunu yapmak istemez fakat 'sen' buna mecbursun." Esther daha da rahat bir pozisyona geçtikten sonra devam etti. "Senin benzetmen üzerinden ilerleyelim biraz da. Diyelim ki söylediğin gibi ben kendisine minik bir koza örmüş, çaresizce içini doldurmaya çalışan bir tırtılım. En azından günün birinde kozamdan çıkacağımı biliyorum. Peki ya sen? İçinde bulunduğun o kozadan çıkmaya pek niyetin varmış gibi gözükmüyor. Ömrünün sonuna kadar ördüğü minik kozanın içerisinde, dışarıda özgürce uçan kelebekleri izlemeye mahkum edilmiş bir tırtıl. İstersen bu kozadan rahatlıkla çıkabilirsin fakat içindeki korku buna engel oluyor ve olmaya da devam edecek. İstediğin kadar kozanda rahat olduğunu, halinden memnun olduğunu söyleyebilirsin fakat gerçekten de öyle misin? Esther konuşmasını bitirdiği esnada suratındaki alaycı gülümsemeden eser kalmamıştı, duygusuz bir şekilde göz ucuyla Azahil'e doğru bakıyordu.

Esther, her ne kadar Azahil'e karşı olan ilgisini kaybetmiş olsa da derinlerde bir yerde oldukça benzer insanlar olduklarını hissedebiliyordu. Normalde daha fazla ağzını açmayı planlamıyordu fakat son bir kelam daha etmesi gerektiğini düşündü. "Aynı deneyimleri yaşadığımızı düşünerek bir soru sormak istiyorum. Zaten hali hazırda bir kere ölmüşken seni bu kadar korkutan şey nedir?" Esther bu sorunun cevabını gerçekten de merak ediyordu, zira Azahil de kendisi gibi bir Aledes ise çoktan ölümden daha beter olan o hissi tatmış olması gerekirdi. Yaşadığı his, Esther'in içerisindeki korku duygusunu neredeyse öldürmüştü.
Image

KÜNYE
İsim: Esther
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 22
Boy: 178
Kilo: 54
Sınıflar: Etkileyici - Defansif - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/40/0
Mevcut Para: 8000
İtibar: 7

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 9
İrade: 20
Zeka: 10

ALUDİR STATLARI
Görü: 5
Hakimiyet: 10
Mevcudiyet: 13

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

---------------------------------------------------

Image

KÜNYE
İsim: Dia (Masum kişi/kişiler anlamına gelmektedir)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 1.02
Kilo: 20
Tür: Peri
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 5
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 10

YETENEKLER
Tatlı Tebessüm

TEKNİKLER
Peri Dokunuşu (5. Düzey)
Peri Salınımı
Rüzgarlı Gün (5. Düzey)
Mutlak Olan (Karakteristik Teknik) (2. Düzey)
Peri Kabusu


İblisin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

24 May 2024, 10:49

Konuşmaya başladığın anda Azahil’in gailesiz bir şekilde seni dinlemeye başladığını fark ediyorsun. Sözlerin yüklediğin anlamları fark etse bile, bunlara bir anlam verildiğini umursamayan tavrı karşısında kendince takındığın ifade, birbirlerine karşı üstünlüklerine çoktan karar vermiş gibi kudretin çarpışmasından farksız olmuyor. Fakat tıpkı senin hissettiğin gibi, Azahil’in de bu konuşmadan zevk aldığını rahatlıkla anlayabiliyorsun. Her ne kadar Azahil’in gerçekten başından beri kendi düşüncelerini kabul ettirmek gibi bir tavrı olmasa bile, sanki varlığını bir şekilde dışa vurmak ve bunu savunmak ona haz vermiş gibi görünüyor. Ne var ki, konuyu bir şekilde korkuya getirdiğin anda Azahil’in yüzündeki kocaman gülümseme bir kahkahaya dönmemek için zapt edilmiş gibi duruyor. Sorunu sormanın ardından ise Azahil bu gülümsemesini tamamen sana göstermek ve sözlerine karşı ilk tepkisini açıkça ortaya koymak ister gibi yüzünü sana dönüyor ve bir süre öylece kalıyor.

Birkaç saniye boyunca duruşunu değiştirmeyen Azahil, bakışlarını tekrar belirsiz bir ufka çevirmesinin ardından “Ha~~ Beni korkutan şey ne mi?” diyor sanki sorunun absürtlüğüne vurgu yapmak ister gibi. Gülümsemesini hala koruyan Azahil hafifçe kıkırdamasının ardından ise “Ah~~ Bir korkum varsa, o da senin gibi birine dönüşmek olabilir Esth’im.” diyor. Bu sözlerinin ardından sana kaçamak bir bakış attıktan sonra ise Azahil “Ah~~ Madem benim acınası biri olduğumu düşünüyorsun, o zaman sana aramızdaki farkı daha net göstereyim Esth’im.” diyen Azahil hafifçe aldığı birkaç nefesten sonra “Ah~~ Bir sınır kasabasında birilerini beklemek sıkıcı mı? Evet, sıkıcı! Peki ben sadece birilerini beklemiş biri gibi mi görünüyorum? Hayır Esth’im, hayır! Ben bu hayatın içindeki sıkıcılık içerisinde, ruhumu eğlendirebilecek onlarca şey bulabiliyorum! Alkol, kadınlar, birilerini pataklamak veya hoş bir sohbet…” diyor. Sözlerinin son kısmını sana ithafen söylediğini açıkça ortaya koyan Azahil bakışlarıyla da bunu belli etmesinin ardından “Ah~~ Peki ya sen Esth’im? Hiç bilmediğin bir yere, sözde özgürlüğün için ilerlerken, belki de hiç muhatap olmayacağın insanlarla muhatap oluyor ve daha da kötüsü, onların bir sözüyle nereye gittiğini dahi bilmeden yol alıyorsun… Peki bu yolun nereye gittiğini hangimiz biliyor? Sen, Esth’im, özgürlüğüne ulaşacağını düşünüyorsun. Oysa yolu çizen benim! Yani Esth’im, benim sıkıcı yaşamım aslında senin sözde özgürlüğe uzanan yaşamına çoktan yön veriyor! Peki o zaman hangimiz özgürüz veya özgürlük yolunda ilerliyoruz? İpleri elinde tutan mı yoksa sözleri büyük olsa da, uslu bir şekilde yan tarafta oturan mı?” diyor. Azahil, bu sözlerinden sonra bakışlarını bir kez daha sana çevirip sözlerini bakışlarıyla onaylıyor ve sana açıkça göstermek ister gibi elinde tuttuğu ipleri bir kez daha sallıyor.

Azahil elindeki ipleri savurmasının ardından “Ah~~ Kısacası Esth’im, ben sandığının aksine ördüğüm kozanın içerisinde dışarıdaki özgür kelebekleri izlemiyorum. Ben, o kozanın içindeyken bile kelebekleri özgür olduklarına inandırıyorum! Oysa, tüm o kelebeklerin özgürlükleri, çoktan benim kozamın müsaade ettiği kadardır… Bu yüzden Esth’im, eğer bir korkudan bahsedeceksek… Ben sadece o kelebeklerden biri olma hayalini kurmaktan korkarım…” diyerek cümlelerini tamamlıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Esther
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 251
Joined: 17 May 2022, 16:06

27 May 2024, 14:54

Bir yandan gözlerindeki yaşları silmekle uğraşan Esther, bir yandan da durmak bilmeyen kasıntılarını gidermek için derince nefes alıp vermeye çalışıyordu fakat Azahil'in suratını her gördüğünde gözleri daha da yaşlanıyor ve kasıntılarının şiddeti artıyordu. Yaklaşık bir dakika boyunca bu halde kaldıktan sonra nefessiz kaldığını hissetmesiyle birlikte bakışlarını aşağıya indirdi, sağ elini alnına koyarak birkaç kez derin nefes alıp verdi lakin kafasını kaldırdığı anda önünde beliren Azahil'in suratı bu durumun tekrardan ortaya çıkmasına vesile oldu. Yaklaşık bir dakika daha geçtikten sonra Esther öleceğini hissetmeye başladı, kalbi ve karnı sürekli olarak sıkışıyordu. Sulanan gözlerinden ise artık herhangi bir yaş akmıyordu zira içeride akacak pek bir şey kalmamıştı. Esther son kez derin bir nefes aldıktan sonra sağ koluyla gözlerini temizledi. Suratında hala kocaman bir sırıtış bulunmasına rağmen artık Azahil'in suratına bakabiliyordu. Her ne kadar içindeki dürtü tam olarak kaybolmamış olsa da kontrol edilebilecek seviyeye kadar inmişti... Genç kız hayatında ilk defa kahkaha atmıştı. Bu ona oldukça yabancı bir his olmasına rağmen nedense nostaljik hissettirmişti. Sanki daha öncesinde sürekli olarak kahkaha atan, neşeli bir insanmış gibi.

Esther kahkaha atma faslını bitirdikten sonra kendisini toparlamak için birkaç kez daha derin nefes aldı ve sonrasında neşeli bir tavırla konuşmaya başladı. "Haklısın Azahil, ben henüz büyük laflar eden bir aptaldan faklı değilim." Esther 'henüz' sözcüğünü özellikle vurgulayarak söylemişti. "Lakin yanlış anladığın bir nokta var, hiçbir zaman özgür olduğumu düşündüğümü söylemedim." Parmaklarını birleştirerek iki elini hemen göğsünün önüne doğru hizaladı. "Aludirlerin bana verdiği koza bu boyuttaydı." Ellerinin arasındaki boşluğu birkaç santim genişleterek devam etti. "Sizlerin verdiği ise bu kadar. Benim isteğim ise..." Ellerini indirerek dizlerinin üzerine yerleştirdi. "...bu duvarların ortadan kalkması." Hemen ardından Esther, rahat bir pozisyona geçerek devam etti. "Anlayacağın, durumumun zaten farkındayım. Bugünlük ipleri elinde bulunduran kişinin sen, daha doğrusu senin iplerini elinde bulunduran kişiler olduğunu biliyorum. Zaten bunu inkar etmek cahillik olurdu." Hemen ardından derin bir nefes verdi. "Tekrardan amaçlarım ve arzularım hakkındaki konulara girmek istemiyorum, zira dün zaten bunları konuşmuştuk. Lakin bir konuda fikrimi değiştirdiğini itiraf etmem gerekiyor. Daha öncesinde diğerlerinden kaçabilecek kadar güçlü olmayı arzuladığımı söylemiştim fakat dünkü konuşmamızın ardından düşünmek için bolca fırsatım oldu." Esther'in suratında canice bir gülümseme oluşmuştu fakat genç kız bunun farkında değildi. "Bu kadarı yeterli değil, daha da güçlü olmam gerekiyor. Hatta o kadar güçlü olmalıyım ki, benden daha güçlü olan kişiler bile bana bulaşmaya çekinmeli. Beni yenebileceklerinden emin olsalar dahi sonunda bir şeyleri kaybedeceklerini bilmeliler. İşte o kudreti elde ettiğim vakit gerçekten özgür olduğum vakit olacak." Hemen ardından bakışlarını tekrardan Azahil'e döndürerek devam etti. "Bugün seninle yolculuk etme sebebim de zaten o kudreti elde etmeye çalışmak. O yüzden, seninle geçirdiğimiz bu güzel anların hatırına Aledesler hakkında daha fazla bilgi verirsen sevinirim."

Esther konuşmasını bitirdiği vakit oldukça sakindi fakat suratındaki gülümseme yerini koruyordu. Her ne kadar bunun farkında olmasa da genç kızın suratında oldukça acımasız bir gülümseme mevcuttu. Sanki istediği şeyi almazsa karşısındaki kişiye cehennemi yaşatacakmış gibiydi. Elbette Azahil'e karşı böyle bir niyeti bulunmuyordu fakat yaydığı hava bu şekildeydi.
Image

KÜNYE
İsim: Esther
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 22
Boy: 178
Kilo: 54
Sınıflar: Etkileyici - Defansif - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/40/0
Mevcut Para: 8000
İtibar: 7

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 9
İrade: 20
Zeka: 10

ALUDİR STATLARI
Görü: 5
Hakimiyet: 10
Mevcudiyet: 13

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

---------------------------------------------------

Image

KÜNYE
İsim: Dia (Masum kişi/kişiler anlamına gelmektedir)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 1.02
Kilo: 20
Tür: Peri
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 5
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 10

YETENEKLER
Tatlı Tebessüm

TEKNİKLER
Peri Dokunuşu (5. Düzey)
Peri Salınımı
Rüzgarlı Gün (5. Düzey)
Mutlak Olan (Karakteristik Teknik) (2. Düzey)
Peri Kabusu


İblisin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

29 May 2024, 11:40

Atmaya başladığın kahkahalarına karşı Azahil, bu kahkahalara eşlik etmek ister gibi dursa bile, şimdiye kadar sende görmeye alışık olmadığı bu hareket karşısında biraz şaşırmış görünüyor. Yanaklarına dökülen gözyaşlarını sildiğin sırada, Azahil’in suratında tüm bu kahkahalardan sonra bir şeyler söyleyeceğini bekleyen bir ifade görmenle birlikte, kendini bir nebze kontrol ediyor ve söze giriyorsun. Konuşman sırasında yaptığın el hareketlerini dikkatle takip eden Azahil, sanki bu anlarda bir at arabasıyla ilerlediğinizi dahi unutmuş gibi tüm odağını sana vermiş görünüyor. Cümlelerinin sonuna yapışan cani gülümsemen ve içindeki anlamla birlikte, Azahil’in yüzünde beliren tebessüm dikkatini çekse bile, bu hususu bir başka bahara bırakarak esas konuya dönüş yapıyorsun. Azahil, sanki konuşmanın üzerine ekleyecek bir şeyi bulunmadığını belli edercesine derin bir nefes aldıktan sonra “Ha~~ Peki madem.” demekle yetiniyor.

At arabası üzerindeki ilerleyişiniz yarım dakika sadece at arabasının tekerlerinin çıkardığı seslere emanet edilmiş haldeyken, Azahil hafif bir nefes alarak göğsünü şişiriyor ve ardından bakışlarını yoldan ayırmadan konuşmaya başlıyor. Ciddiyet ile lakaytlık arasındaki ses tonuyla Azahil “Ah~~ İnsan denilen varlık, anlamlandıramadığı bir fenomenle karşılaştığı vakit, her zaman iki yola başvurur… Bunlardan ilki, onu yok etmek… İkincisi ise, itaat etmek! İşte Aledeslerin de kaderi bu şekilde yazılmış… Önce biat edilen, sonra ise yok edilenler olmuşlardır!” diyor. Bu sözlerinin ardından sana kaçamak bir bakış atan Azahil “Ah~~ Her ne kadar bugünkü adıyla bilinmese bile, bilinen tarihte Aledes denilebilecek ilk kişi, Yren Amaldin’in ta kendisidir. Elbette 11 Havari’nin de Aledes olduğunu anlamış olmalısın. O zamanlarda insanlar, bu anlamlandırılamayan fenomene itaat etmiş ve bizlerin hüküm sürdüğü dönem başlamıştır. Fakat bizim zamanımız bununla sınırlı kalmamış ve Aclania hükümdarları da Aledeslerden olmuştur. Igdis, Ariuk, Mianym ve Adennum… Her biri bugün yaşasalardı, Aledes olarak adlandırılacak kişilerdi. Fakat Adennum’un hükümdarlığı döneminde, işler değişmeye başladı. Artık insanlar, bu fenomenlere itaat etmeyi terk edip, onları yok etmeye karar verdiler. Bunun için son derece işleyen bir planı devreye soktular. Tüm bu planı tasarlayan kişi ise, Khisef’ten başkası değildi.” diyor. Tarihe dair notları adeta o anları yaşar gibi dile getiren Azahil, biraz soluklanmasının ardından “Ah~~ Aslında Ariuk’un ölümünden sonra tahtın kendisine kalacağını uman Khisef, bunu başaramayınca, Mianym’in ölümünden sonra tahtın kendisine kalmasını sağlamaya çalıştı. Ancak önündeki en büyük engel, Khisef’in sıradan bir Aludir olmasıydı. Bu yüzden, aslında Adennum’un tahta çıkışı kendisi için paha biçilemez bir fırsattı. Sahip olduğu otoritesiyle birlikte, Adennum’un tecrübesizliğinden ve yabancı olmasından başlayarak, elinden gelen her türlü propagandayı yaptı. Sahip olduğu otoriteyle Adennum’u kolayca bertaraf edebileceğine inanmasına rağmen, bunu başaramadığı için utançla görevinden ayrıldı ve köşesine çekildi. Aslında Adennum’un insafı, kendi sonunu da hazırlamıştı. Khisef’e hiçbir ceza vermeyen ve onun sıradan bir hayat yaşamasına müsaade eden Adennum, aslında canını alacak kişinin tüm ülkede elini kolunu sallaya sallaya gezmesine izin verdiğinin farkında bile değildi. Nitekim Khisef, gölgelerin arasında yürüyerek planlarını kurmaya başladı. Adennum’un iblislerle savaş için özel birlikler kurmaya başlaması üzerine, Khisef bu birliklere güvendiği kişileri sokmaya başladı. Sonunda ise, Adennum dört tarafı kendisini tahttan indirmek isteyen kişilerle dolu bir hale geldi. Fakat Adennum, iblislere ve onların yarattıkları sorunlara olan takıntısı nedeniyle, yanıbaşında cellatlarının olduğunun farkında bile değildi. Nihayetinde, tahmin edebileceğin üzere, Adennum iblis diyarında Khisef’in adamları tarafından öldürüldü… Arkasında korkularından dolayı cesedini bile getiremedikleri Adennum’un iblis saldırıları sonucu öldüğü halka bildirildi.” diyor.

Azahil, derin bir iç çekmeyle birlikte tarihin gizli notlarına bir ara veriyor. Birkaç kez derin nefes alıp bunları burnundan sertçe vermesinin ardından ise “Ah~~ Khisef’in tahta çıkması önünde bir engel kalmamıştı… Ta ki Gartha isimli, bugünkü tanımla Aledes denilen biri çıkana kadar. İkisi arasında süren taht mücadelesi sonucunda, askerlerin desteğini almayı başaran Khisef varis olarak Gartha’yı göstermek şartıyla hükümdar oldu. Fakat Khisef’in eline bir kez Aledes kanı bulaşmıştı… Bu yüzden Gartha’nın sonu da farklı olmadı. Khisef’in tahta çıkmasından sonraki ilk icraatı, Gartha’nın öldürülmesini emretmek oldu. Nitekim, Gartha Aledeslerin sonuydu… Böylece insanların, artık yok etmeleri gereken kimse kalmamıştı.” diyor. Nesli tükenen bir yaşam formundan bahseder gibi bir şekilde konuşmasını sürdüren Azahil “Ah~~ Khisef’in hükümdar olmasının ardından, ellerine bulaşan kan ve kaderine yazılan günah diğer hükümdarlara da sirayet etti. Her Aledes diyebileceğimiz kişi sorgusuzca ve şeytanın ta kendisiymiş gibi infaz edildi. Aclania güç kazandıkça, diğer ülkedeki Aledes diyebileceğimiz kişileri de buldu ve onları da infaz etti. Bazı ülkeler bunun farkında olsa bile, Aclania’dan çekindikleri için bu infazlara ses çıkaramadılar. Sonunda ise, Aledeslerin bugünkü lideri tüm Aledeslerin makus talihine son vererek Aclania’dan kendisini kurtarabildi. Eletha, Azuldir ve O… Decimus ‘Rhennir’ Celer’in geriye kalan üç varisleriydi… Fakat O’nun kudreti her birini aşıyordu. Bu nedenle Decimus ‘Rhennir’ Celer tarafından infaz edilmesine hükmedilmesine rağmen ve bizzat Decimus ‘Rhennir’ Celer çabalarına rağmen, kendisini bu kaderden kurtardı. Ardından ise, kendisiyle aynı kaderi paylaşan insanları bulmaya başladı. Böylece de, artık Aledes adıyla anılmaya başlandık…” diyor. Hikayenin sonuna doğru adeta kendisini bulmuş gibi güven dolu bir şekilde omuzlarını dikleştiren Azahil, bakışlarını hafifçe sana doğru kaydırırken “Ah~~ Yani anlayacağın Esth’im… Bizler esas hak sahipleri olarak, elimizden alınmaya çalışılan özgürlüğün peşinde koşan ve bir kez daha kimsenin özgürlüğümüze göz dikmemesi için çabalayan kişileriz. Tıpkı, senin olmak istediğin gibi… Ne fazlası ne eksiği…” diyerek sözlerini sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Esther
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 251
Joined: 17 May 2022, 16:06

29 May 2024, 16:38

Azahil'in vermiş olduğu tarih dersi, Esther'in sahip olmadığı bilgiler içerdiğinden ötürü oldukça ilgisini çekmişti. Adam konuşmaya devam ettikçe genç kızın kafasında çeşitli sorular oluşuyor fakat onları sormak yerine sabırla beklemeyi tercih ediyordu. Eletha'nın miras olması kısmını anlamlandırabiliyordu fakat ya Azuldir? Onun isminin geçmesini biraz garip bulmuştu açıkçası. Zira, iblis diyarında gözlerini açtığında kendisini karşılayan adam ondan başkası değildi.

Esther, Azahil konuşmasını bitirdikten sonra birkaç saniye boyunca bekleyerek düşünmeye başladı. Elini çenesine koydu ve hafifçe geriye yaslandı. Bakışlarını gökyüzüne doğru çevirerek bulutlara kilitlendi. Her ne kadar gözleri bulutlarda olsa da aslında onları görmüyordu, zihninde Azahil'in anlattıklarını toparlayarak soracağı soruları düşünüyordu. Açıkçası sormak istediği bir çok soru vardı fakat sırasıyla ilerlemenin doğru olacağını düşündü. Geçmişle ilgilenmiyordu, daha doğrusu geçmişle ilgili daha fazla bilgi almasına gerek olduğunu düşünmüyordu.

Esther sorularını sıralamayı bitirdikten sonra ilk iş olarak konuşmaya başladı. "Söylediklerinden sonra buraya gelmekle doğru kararı verdiğimi tekrardan anlamış oldum. Açıkçası bizim gibilerin Aludirler tarafından avlandığı hakkında hiçbir fikrim yoktu... Sizler bütün Aledeslerin özgürlüğünü elde etmesini arzularken ben sadece kendi özgürlüğümü arzuluyor olabilirim fakat yine de amaçlarımız aynı. Açıkçası bunu duyduğuma da sevindiğimi söyleyebilirim. Yine de insan gücünden yana bir tür sıkıntımız olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar Eletha'nın ihanetiyle birlikte Aludirler güç kaybetmiş olsa da sizlerin onları yenebilecek gücü var mı? 'O' olarak bahsettiğin kişi muazzam bir güce sahip olabilir fakat diğerleri de aynı mı? Urilirn'in Gyugnal'a üstünlük kuramadığını hesaba katarsak henüz yeteri kadar güçlü değilsiniz sanırım." Esther konuşmasının bu kısmında bir ara vererek Azahil'in konuşmasına izin verdi.

Birkaç saniyelik düşünme süreci geçtikten sonra Esther, Azahil'e dönerek ağzını açtı. "Anlamlandıramadığım bir şey var... Aludirler neden bizi hayatta kaldı? Daha öncesinde deney yapmak ve bizim durumumuzu daha iyi kavrayabilmek için bunu yaptıklarını düşünmüştüm fakat anladığım kadarıyla bizim hakkımızda oldukça fazla bilgiye sahipler. Üstelik sizlerin bizlerle iletişime geçeceğini bilmelerine rağmen... Anladığım kadarıyla Urilirn'i de ellerinden kaçırmışlardı, en azından Gyugnal ile olan konuşmasından bunu anladım. O halde neden bizi anında öldürmeyi tercih etmediler?"
Image

KÜNYE
İsim: Esther
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 22
Boy: 178
Kilo: 54
Sınıflar: Etkileyici - Defansif - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/40/0
Mevcut Para: 8000
İtibar: 7

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 9
İrade: 20
Zeka: 10

ALUDİR STATLARI
Görü: 5
Hakimiyet: 10
Mevcudiyet: 13

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

---------------------------------------------------

Image

KÜNYE
İsim: Dia (Masum kişi/kişiler anlamına gelmektedir)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 1.02
Kilo: 20
Tür: Peri
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 5
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 10

YETENEKLER
Tatlı Tebessüm

TEKNİKLER
Peri Dokunuşu (5. Düzey)
Peri Salınımı
Rüzgarlı Gün (5. Düzey)
Mutlak Olan (Karakteristik Teknik) (2. Düzey)
Peri Kabusu


İblisin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

03 Jun 2024, 10:06

Konuşma faslının sana geçmesiyle birlikte kurduğun cümlelere karşılık Azahil, her zamanki umursamaz yüz ifadesiyle sana kaçamak bakışlar atarak seni dinlediğini belli ediyor. Artık Azahil’i daha iyi tanıyan biri olarak, onun yüzündeki umursamazlığa karşın bakışlarını ara ara sana yönlendirmesinin, esasen konuyu ciddiye aldığını gösterdiğini bilebiliyorsun. Nitekim, daha önceki konuşmalarınızda da benzer tavırları sergilemiş olması, Azahil’in bu konuya da ilgili olduğunu ve sorularına veya konuşmalara karşılık vereceğini hissetmene olanak sağlıyor. Konuşmanın ilk kısmı sonlandığından hafifçe başını sallamayan Azahil, konuşmanın sonlandığı anda da aynı hareketi yaparak sözlerini anladığını sana gösteriyor.

Sözlerinin ardından birkaç saniye duraksayan ve ellerindeki ipi hafifçe sallayan Azahil “Ha~~ Gyugnal konusuna çok takılma… Zira Aludirlerin içerisinde bile ona bir istisna diyebiliriz. Pejmürde görünüşünün altında çok daha fazlası var. Bu yüzden Urilirn’in ona üstünlük kuramamış olması, bizlerin veya Urilirn’in güçsüz olduğunu göstermiyor. Yani kısacası, Gyugnal’ı bir kıstas olarak belirlemek çok da doğru değil.” diyor. Azahil’in bu sözleri söylediği sırada Gyugnal’a belli bir saygı beslediğini, ancak karşı karşıya gelmeleri halinde Gyugnal’i yenebileceğini belli eden bir özgüven hissedebiliyorsun. Ancak Azahil’in bunu bilinçli mi yoksa tamamen konuşmasının doğası gereği mi yaptığı konusunda pek bir fikrin bulunmuyor. Zira Azahil de bu konu üzerinde durmayı bir kenara bırakmasıyla birlikte “Ah~~ Eletha’nın seçtiği yol ile Aludirlerin güç kaybettiği ortada. Ancak O’nu hafife almak pek de mantıklı olmaz. Kendisi onca Aludir ve hatta dönemin hükümdarından kaçabilmiş biri. Dileseydi, belki de hepsinin işini bitirebilirdi… Ancak o zaman ideallerine aykırı davranmış bir suçlu olurdu. Oysa O, idealleri için suçlu olmayı seçecek kadar küçülecek biri değil. Aludirleri yenebilecek gücümüz var mı? Bilemiyorum… Zaten sorulması gereken soru aslında bu değil… Esas soru, Aludirleri yok etmeli miyiz?” diyor.

Azahil bu sözlerinin ardından sana bir süre bakmasından sonra başını tekrar önüne doğru çeviriyor. Birkaç saniye sessizliği de eklemesiyle Azahil’in sorduğu soruyla ilgili düşünme imkanı bulabiliyorsun. Sessizliğin kafandaki düşüncelerle aralandığı sırada ise Azahil tekrar lafa giriyor ve “Ah~~ Aludilerin sizi neden bıraktığına gelirsek… Aslına bakarsan, sizleri bir denek olarak kullanmak faydalı olacaktır. En azından Aludirler için… Fakat Eletha’nın yaptıklarına bakılırsa, hiçbir zaman bu niyette olmadığını anlayabiliriz. Çünkü Eletha’ya şu an korku veren yegane şey O’nun varlığı… Bu yüzden O’na ulaşmak için, mümkün olduğunca O’na ulaşabilecek kişileri başı boş bırakması kadar olağan bir şey yok. Zira O’nu takip edemez, ancak O’na ulaşabilecek kişileri kolaylıkla takip edebilir, öyle değil mi? Bu yüzden, Eletha’nın tatlı dili sayesinde ve insani duygularla sizi hayatta bırakmaya herkesi ikna ettiği, ancak halihazırdaki planları için sizi farklı bir şekilde kullanmayı amaçladığı aşikar. Bana kalırsa, bu son mevzular tüm bu düşüncelerimi mantıklı kılıyor.” diyor. Bu sözlerinin ardından bakışlarını sana doğru çeviren Azahil “Ah~~ En azından ben bu şekilde olduğunu düşünüyorum. İşin içinde başka bir bit yeniği varsa, zaten zamanla ortaya çıkacaktır.” diyerek konuşmasını sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Esther
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 251
Joined: 17 May 2022, 16:06

07 Jun 2024, 03:34

Esther ne kadar düşünürse düşünsün Eletha'nın iblislerin tarafına geçmesine anlam veremiyordu, özellikle de Aludirlerin lideri olarak hüküm sürerken. Onu ve takipçilerini bu yolda yürümeleri için motive eden şey neydi? Genç kızın merak ettiği aslında bu sorunun cevabıydı. Hal böyle olunca Gyugnal'a karşı da bir ilgi beslemeye başlamıştı, özellikle Azahil'in söylediklerinden sonra... Genç kız Gyugnal ile iblis diyarında karşılaştığında onun kudretini ilk elden tecrübe etmişti fakat yine de ona karşı herhangi bir ilgi duymuyordu, zira sıradan bir Aludir olduğunu düşünüyordu. Genç kız hala kaybetmesinin sebebinin tecrübesizliği olduğunu düşünüyordu, zira gücüne biraz daha alışmış olsaydı rahatlıkla Gyugnal'a üstünlük kurabileceğini biliyordu. Bu sebepten ötürü onu kendisine bir rakip olarak görmemişti, gerçi genç kız kimseyi kendisine bir rakip olarak görmüyordu. Azahil, Urilirn, Gyugnal, Eletha ve 'O' sadece güçlenmek için kendisine yardımcı olacak yan karakterlerdi onun gözünde. Dolayısıyla Gyugnal'a ilgi duymasının sebebi güç değil, düşünceleriydi. Eletha'ya da aynı sebepten ötürü ilgi beslemeye başlamıştı. Günün birinde yollarının öyle ya da böyle kesişeceğini hissedebiliyordu. O gün geldiğinde ikisine neden iblislerin tarafını seçtiklerini sormak istiyordu.

Azahil konuşmasının devamında 'O' hakkında birkaç sözcük ettikten sonra Esther'in sorduğu soruya da cevap verdi. Genç kız açıkçası amacın bu olduğunu tahmin etmişti fakat dışarıdan birisinin kendisini doğrulamasını istemişti.

'O' olarak bahsedilen kişi de Esther'in ilgisini çekmeyi başarmıştı. Genç kız sürekli olarak bahsedilen bu gizemli kişinin nasıl birisi olduğunu merak etmeden edemiyordu. Urilirn'in bu adamı neden takip etmiş olabileceğini az çok anlayabiliyordu fakat Azahil gibi tembelin tekinin neden onu takip ettiğini anlayamıyordu. Onun gözünde Azahil ile Theo arasında pek bir fark yoktu açıkçası. Genç kız ikisinin de düşünce yapısını tam olarak anlamlandıramıyordu, bu sebepten ötürü ilgisini çekiyorlardı.

Azahil konuşmasını bitirdikten sonra Esther konuşmaya başladı. "Aludirleri yok etmek pek mantıklı bir fikir değil gibi, zira her ne kadar sizlerle onlar arasında bir mücadele olsa da sonuçta iki grubunda ortak düşmanı iblisler. Özellikle fazla Aledes olmadığı göz önünde bulundurulursa Aludirlerin yaratacağı boşluğu doldurmak pek mümkün gözükmüyor..." Genç kız konuşmasına kısa bir ara verdikten sonra oldukça ciddi bir surat ifadesiyle devam etti. "Tabii bütün iblisler ortadan kaldırılırsa iş değişir." Son söylediklerini daha çok kendisine söylemiş gibiydi. "İblisler hakkında pek bilgili değilim fakat bazı iblislerin kendi iradeleri olduğundan ötürü hiyerarşik bir düzenleri olduklarını varsayıyorum. Piramidin en tepesindekiler öldürülürse iblis diyarı büyük bir karmaşaya sürüklenmez mi? O fırsattan istifade Aludirler ile de ilgilenilebilir. Neden bunca zamandır Aludirler bunu yapmadı? Daha doğrusu yapamadı? İblisler o kadar güçlü mü?" Esther, Azahil'in yanıt vermesine izin vermeden devam etti. "Eletha, 'O' ve tarihe adını kazımış nice Aledes ve Aludir bulunuyor. Hiçbiri iblislerin kudretine erişemedi mi?" Esther sorusunun cevabını gerçekten de merak ediyordu. Aslında bunca zamandır bunu neden bunu düşünmediğini de bilmiyordu. Belki de bütün bu olanlar içerisinde düşünecek zamanı olmamıştır.
Image

KÜNYE
İsim: Esther
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 22
Boy: 178
Kilo: 54
Sınıflar: Etkileyici - Defansif - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/40/0
Mevcut Para: 8000
İtibar: 7

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 9
İrade: 20
Zeka: 10

ALUDİR STATLARI
Görü: 5
Hakimiyet: 10
Mevcudiyet: 13

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

---------------------------------------------------

Image

KÜNYE
İsim: Dia (Masum kişi/kişiler anlamına gelmektedir)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 1.02
Kilo: 20
Tür: Peri
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 5
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 10

YETENEKLER
Tatlı Tebessüm

TEKNİKLER
Peri Dokunuşu (5. Düzey)
Peri Salınımı
Rüzgarlı Gün (5. Düzey)
Mutlak Olan (Karakteristik Teknik) (2. Düzey)
Peri Kabusu


İblisin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

11 Jun 2024, 17:58

Konuşmanı kendine has dikkatiyle dinleyen Azahil, konunun iblislere gelmesiyle birlikte sanki daha şevklenmiş gibi bir ifade takınmaya başlıyor. Cümlelerin tamamlandığında ise Azahil hafif bir gülümsemeyle birlikte “Ha~~ İblisler konusunda o kadar cahiliz ki, birkaç iblisi yendiğimizde ve birini kontrol etmeyi başardığımızda kendimiz ayrıcalıklı sayıyoruz. Bu yetmiyormuş gibi, halk gözünde de çok matah insanlarmışız gibi hürmet görüyoruz. Çok enteresan.” diyor. Birkaç saniye bu sözleri üzerine kendisi de düşünüyor gibi durmasının ardından ise Azahil “Ah~~ Sana muhakkak birileri söylemiştir. İblisleri de kendi içinde seviyelere ayırıyoruz. Mizzon, Razguk, Zagran, Sigluran, Urgod ve Gurukin… Aslında bu seviyeler, iblislerin kudretlerine göre insanlar tarafından belirlenmiş halde. Yani iblisler, kendilerinin belli bir seviyeye tabi tutmaksızın hayatlarını sürüyorlar. Elbette onlar da kimin kudretli olduğunu, kiminse kendi içlerindeki zavallılar olduklarının farkındalar. Ne var ki, iblislerin temel korkusu İblis Lordu’ndan başkası değil… Bir İblis Lordu ise, tek başına saydığım tüm bu seviyeleri cebinden çıkarabilir. İblis Lordu’na bir seviye vermek yersizdir.” diyor. Bu sözlerinin ardından sana kaçamak bir bakış atmasının ardından Azahil “Ah~~ Bu olayı insanlar uygularsak… Mesela sen şu aşamada olsa olsa Sigluran seviyesinde bir iblis gibi takılan, ancak özünde henüz daha Razguk seviyesinin sınırlarını zorlayan bir iblis olurdun. Bense, Gurukin seviyesinde olan ancak Zagran gibi takılan bir iblis olurdum. Tanıştığın organizasyon liderleri varsa, onlara da Urgod seviyesi diyebiliriz. Eletha ise, rahatlıkla Gurukin seviyesinde olan bir iblis olurdu. Geçmişe bakarsak, İblis Lordu seviyesinde olabilecek yegane kişi Yren Amaldin’den başkası değildi.” diyor. Bu açıklamalarıyla birlikte, aslında soruna cevap vermiş gibi soluklanan Azahil, birkaç saniyelik sessizlik serüveninin ardından ise “Ah~~ Demem o ki, Yren Amaldin dışında İblis Lordu’nu yok edebilecek biri henüz çıkmış değil. Eletha’nın İblis Lordu’na bir şekilde hükmedebiliyor olması, onu kesinlikle Yren Amaldin gibi kudretli birine çevirmez. Tabi, bu benim bildiğim Eletha… Sonrasında kudretini aşmışsa, ona bir şey diyemem.” diyor.

Ufuktaki belirsiz noktaya bir süre bakmasının ardından Azahil, kaçamak bir şekilde sana attığı birkaç bakıştan sonra ise “Ah~~ Ancak benim kişisel fikrimi soruyorsun, durum başka. Aludirlerin iblisleri gerçekten yok etmek istediğine inanmıyorum. Çünkü iblislerin tamamı yok olduğunda, Aludirleri bu dünyada özel kılacak hiçbir şey kalmıyor. Aludirlerin tek isteğinin kontrollü bir denge olduğunu düşünüyorum. İblisler varlığını sürdürsün, ancak benim istediğim şekilde… Biz Aledesler ise, iblislere en yakın insani varlıklar olarak, iblisler ile insanlar arasındaki dengeyi oluşturuyoruz. Yani, tüm bu dünyanın dengesini kuracak kişiler bizlerden başkası değil. Çünkü biz ne insan tarafına ne de iblis tarafına ait değiliz. Bu yüzden, her birini anlıyor ve her birinden ayrışıyoruz. O’nun kudreti, İblis Lordu’yla rahatlıkla yarışabilir olsa bile, amacı hiçbir zaman yok etme üzerine kurulmadığı için, kurduğun o denklemde bizim yerimiz bulunmuyor. Anlatabildim mi?” diyerek sözlerini sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Diğer Bölgeler”