Kaderi Belirleyenler (Inias | Diniel | Gadiel | Dina | Zenahpuryu | Seraph)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

13 May 2024, 10:46

Her biriniz kendinizce görüşmelerinizi yapmanızın ardından, kulağınıza çalınan bir haber ile görüşmelerin kesildiğini öğreniyorsunuz. Boaldir’in acil olarak organizasyon liderleriyle bir görüşme yapacağını ilettiği mesajına bir şekilde vakıf oluyor ve bu olay neticesinde ters giden bir şeyler olduğunu hissetmeye başlıyorsunuz. Bu konuyla ilgili olarak üs içerisinde detaylı bir bilgi peşinde koşsanız bile, konuştuğunuz birçok kişi böyle bir olayın yaşandığını bile ilk kez sizden duyuyor. Bu haliyle yapabilecek bir şeyiniz olmadığını düşünerek, en azından diğerleriyle bir araya gelmek adına üssün bir köşesinde beklemeye başlıyorsunuz.

Kısa bir süre içerisinde, her birinizin ufak ufak aynı noktaya geliyor ve birbirinizle karşılaşıyorsunuz. Toplantıya dair yaşananları konuşmalarınızla teyit ediyor ve bu aşamadan sonra ne olabileceğini, daha da önemlisi yeni hükümdarın seçilmesiyle ilgili izlenimlerinizi paylaşmaya başlıyorsunuz.

Off Topic
Konu içerisinde birbirinizle oylamaya dair hususları konuşabilir, tartışabilirsiniz. Konuda herhangi bir yazma sırası bulunmadığından, sıraya uygun bir şekilde toplandığınızı belirtebilirsiniz. Konunun gerekli yerlerinde GM olarak konuya dahil olunması mümkündür. Konuya yazmayan oyuncuların ise, aynı noktaya geldikleri ancak konuşmadan öylece durdukları kabul edilecektir.
Off Topic
Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.

Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılamaz.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

13 May 2024, 13:05

Vearis ile görüşmem, beklediğimden çok daha verimli bir şekilde sonuçlandı. İlk izlenimimin aksine, mevcut adaylar arasında kafamdaki hükümdar tasvirine en yakın kişi Vearis'ti. Gözlerindeki kararlılık, yüreğindeki cesaret ve zihnindeki keskin zeka, onu bu göreve layık kılan unsurlardı. Yetenekleri ve vizyonu, bu ulusun kaderini değiştirecek güce sahipti.

Ancak, son kararımı vermeden önce Veruan'ı da dinlemek istedim. Nacse'yi de görüşmek istediklerim arasındaydı, fakat Vearis ile görüşmemizin hemen ardından gelen acil durum çağrısı planlarımı alt üst etti. Bu beklenmedik gelişme, hükümdar seçimi gibi önemli bir konuda adım adım ilerleme engel oldu. Boaldir... Bizlerden herkesle görüşmemizi isteyen ve bize üç gün veren kendisiyken, bir anda acil bir durum olduğunu beyan ederek organizasyon liderlerini çağırmıştı. Onunla sohbet ettiğim o kısacık sürede onun nasıl biri olduğunu anladığımı düşünüyordum ve gerçekten önemli bir şey olmasaydı bunu yapmayacağını biliyordum. Peki acil olan neydi?

Veruan ile görüşmem iptal olduktan sonra ilk işim üssün koridorlarında bunu araştırmak olsada, bir süre sonra bu çabamın yersizi olduğunu anlamıştım. Çünkü bu konu hakkında kimsenin bir fikri yoktu. Gizemli bir sessizlik hakimdi. Herkes gergin ve meraklıydı. Bu acil durum çağrısı, hükümdar seçimi kadar önemli bir mesele gibi görünmüyordu. Acaba Boaldir'in planlarında bir değişiklik mi olmuştu? Yoksa daha büyük bir tehlike mi yaklaşmaktaydı?

Bilinmezlik zihnimi kemiriyordu. Hükümdar seçimi gibi önemli bir konuda ilerleme kaydedememek canımı sıkıyordu. Ama Boaldir'in bir planı vardı, buna emindim. Belki de bu acil durum çağrısı, hükümdar seçimi için yeni bir bakış açısı sunacaktı. Belki de bu gizemli olay, bu ulusun kaderini sonsuza dek değiştirecek bir dönüm noktası olacaktı.

Sabırsızlıkla bekliyordum. Boaldir'in geri dönüşünü ve bu gizemli çağrının arkasındaki gerçeği öğrenmeyi sabırsızlıkla bekliyordum. Hükümdar seçimi, bu ulusun geleceği için hayati önem taşıyordu ve ben bu seçimde en doğru kararı vermek için elimden geleni yapacaktım. Boaldir'in planı ne olursa olsun, ben hazırdım.

Her ne kadar Veruan ile konuşmamış olsam da onun hal ve hareketlerini çokça gözlemleme şansım olmuştu. Inıas konusundaki tutumu da Vearis’in kalbimde ve zihnimde neden baskın olduğunun başka bir cevabıydı. Gene de eğer fırsatım olsaydı onunla konuşmak isterdim.

Çaresizce koridorun üssünde dolaşırken, yapacak bir şeylerin olmamasından ötürü diğerleriyle bir araya gelmiştim. Bir şekilde her birimiz aynı düşünceye kapılacak olacak ki tek tek birbirimizi bulmuş ve ortak bir paydada buluşmuştuk.

Herkesin gözüne kısa bir an baktıktan sonra;

“Sanıyorum ki buradaki hiç kimsenin bu acil durumla ilgili fikri yoktur. Yol üzerinde öğrenmek için birkaç kişiyle konuştum ama nafile… Kimse ne olup bittiğini bilmiyor.” Diyerek söze girdim. Sesime yansıyan yorgunluğumun farkındaydım. “Bu acil durumdan ötürü şahsım adına sadece Vearis ile konuşabildim.” Diyerek aynı tonda konuşmamı sürdürdüm. Kısa bir an Vearis isminin onların üzerinde bırakacağı tepkiyi ölçmek için sessiz kaldım ama bu çok uzun sürmedi.

“Dürüst olmak gerekirse, tam kararımı vermeden önce Veruan ve Nacse ile de konuşmak istiyordum; ama buna fırsatım olmadı. Ama sanıyorum ki onlarla görüşsem bile çok büyük ihtimalle kalbim ve zihnim Vearis’ten yana olacaktı. Onunla benim dışımda konuşan oldu mu bilmiyorum ama geçiş dönemi için en mantıklı isim sanıyorum ki Vearis olacaktır. Yarış anladığım kadarıyla Vearis ve Veruan arasında geçecek… Veruan şüphesiz kendi tarzıyla hükümdarlığı laiki ile yerine getirecek birisi ama hem Inıas ile ilgili düşünceleri hem de fevri tarzı nedeniyle, Aclania için bu geçiş döneminde doğru seçeneğin Vearis’ten yana olduğunu düşünüyorum.” Diyerek kendi fikirlerimi açıkça ve net bir şekilde onlara aktardım. Herkesin bunu idrak etmesine birkaç saniye müsaade ettikten sonra ise;

“Sizler kimlerle görüştünüz ve düşünceleriniz neler?” diyerek oradaki herkese tek tek bakarak fikirlerini sordum.
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Dina
Posts: 158
Joined: 13 Nov 2022, 05:50

16 May 2024, 02:41

İki görüşmeyi yaptıktan sonra sıkıntılarına derman olabilecek bir zaman geçirdiğinin bilincindeydi. Gürültülü, kaotik ve belirsiz bir durumun içinde dahi olsa kendisini buraya tam olarak verebilmiş değildi. Önce Veruan'ın öfkesini tatmış, ardından Gialdir'in motivasyonuna az da olsa şahit olmuş; ardından Vearis'in politik kişiliği ile tanışmıştı. Bir hayli yoğun bir gündü esasen kendisi için. Yine de biliyordu ki bütün bunları biraz olsun eğlenebilmek ve olaylara farklı açılardan bakabilmek için katlanmıştı. Aslında Vearis ile olan konuşması boş değildi. Her iki adayın da kişiliğini artık biliyordu. Vearis her ne kadar ona dost canlısı ve ideal hükümdar imajıyla gelse dahi; ne yapabileceğini kestirmek zordu. Politik cevapları, orta yolcu düşünceleri ve tamamıyla bir piyes edasıyla önceden yazılmış sözleri ile Vearis karşısında tam bir siyasetçi olarak duruyordu. Bir hükümdarda olması gereken özelliklerin çoğuna sahipti. Veruan ise ondan şüphesiz hoşlanmıyordu. Ancak verdiği havanın kudreti bir şekilde Dina'ya zerk edebilmeyi başarmıştı. Bir şekilde her iki görüşmeden çok ilgilendiği şey buradaki hiç kimsenin bilmediği o hareketlilikti. Gialdir ve beraberindekilerin bir şekilde bu seçimi istemediği, hatta karışabileceklerini biliyordu. Planlarını henüz bilmese dahi, bir şeylerin olmuş olabileceğini biliyordu.

Görüşmelerin sonlandırılıp bir şekilde burada toplanmalarıyla ilgili gerçeği düşünmeye başladı. Henüz iki saat olmamıştı. Yani Gialdir ile görüşüp görüşemeyeceğini bilmiyordu. Lakin bu kadar aceleden sonra bir şekilde onların açığa çıktığını düşündü. Planlarını ve kaç kişi olduklarını bilmiyordu lakin eğer böyle bir durum varsa, henüz dahil olmamış oluşu konusunda kendisini şanslı hissedebilirdi. Bir şekilde bu durumdan diğerlerine bahsetmek hatta çıtlatmak istiyordu. Onların gerçek fikrini ve tavrını bilmek istiyordu. Ancak burada bulunan kimseye güvenmiyordu. Nitekim, onları etkisi altına alabileceğinden de henüz emin değildi. Denemediğinden değil, onları kendisine güvenecek bir dost olarak görmeyişindendi. Basit doğaları gereği bu kadar detaycı ve telaşlı düşünmeyeceklerini biliyordu. Düz mantık, kendilerince en doğru hükümdarı bulmaya çalışıyorlardı hala. Hiç biri gerçeğin farkında değildi ve gerçeklerin peşine düşmek gibi bir gayeleri yoktu.

İlk konuşan Gadiel olmuştu. Durumla ilgili bilgisi yoktu. Bununla birlikte Vearis'in doğru seçenek olduğunu düşünüyordu. Onların düşüncelerini merak ediyordu. Ancak burada konuşulması gereken konu bu değildi. Diğerleri henüz lafa girmeden, Dina ortaya çıkmayı düşündü tekrar. Amacı suyu bulandırmak değildi. Ancak Gadiel'in basit düşünce tarzını eleştirmek istiyordu. Burada konuşmaları gereken konu, kime oy atacaklarından çok fazlasıydı.

"Ahhh!! Efendi Gadiel... Bu düşüncelerin ne tatlı... Eğer doğru zaman olsaydı, seninle fikirlerimi paylaşabilirdim. Ancak, görüşmelerin aniden kesilmesinin ve bütün liderlerin toplanmasının ardında yatan sebebi merak etmiyor olamazsınız."

Biraz duraksadı. Nahoş tavırlarını aniden silip attı. Bir kenara bıraktığı alaycı gülümsemesinin yerini merak dolu bakışlar aldı. Yavru bir kedi gibi, oyuncağına sıçrayan bir enik gibi adımladı Gadiel'e. Gözlerini büyükçe açarken ellerini iki yana açarak, şakacı ses tonunu bir anda çıkardı ortaya. İyice sokulurken tekrar konuştu.

"Merak ediyor musun?.. Ha~~ Ha~~? Ben etmiyorum. Çünkü biliyorum. ~Nya!"

Kendi ekseni etrafında bir yarım tur döndükten sonra bakışlarını Diniel ve Zenahpuryu'ya kilitledi. Diniel ile göz göze geldikten kısa bir süre sonra bir kelam daha etti. Yine aynı ses tonunu korurken, sonlara doğru cılız sesinin kalınlaşmaya başladığını gördü. Bunu istemli bir şekilde yapmamıştı. Bir anda ciddiyetinin arttığını hissetti.

"Sizlere, Boaldir'in hükümdar olma ihtimalinin olduğunu söylesem... Ya da bir başkasının... İnanır mısınız? Ah! Kim bilir, belki de yanlış düşünüyorumdur. Ne yani, fikrini mi değiştirdi? Bilemem ki ben bunu! Siz biliyor musunuz? Ne olmuş olabilir?!"

Bir saniye daha beklemesinin ardından tekrar söze girdi. Bu sefer az önceki ses tonundan zerrece eser yoktu. Ciddiyeti, suratını çelik bir örtü gibi kaplarken en çok ilgilendiği şey ise; bu odadakilerin suratlarının alacağı haldi. Bilmek istiyordu. Gerçekten iki süslü cümle ile kaderlerinin dizayn edilmesine razı mı geleceklerdi... Yoksa söyleneni mi yapacaklardı. Ya da sadece heyecanlandıkları şeyi mi yapmak istiyorlardı. Bilinmeyene gitmek, bilinmeyeni deşmek için gerekli irade bu odada var mıydı? Bilmek istiyordu.

"Konuşun bakalım. Devam edin. Kendinizi önemli hissedersiniz belki. Ben sizi rahatsız etmeyeyim."

Bir kaç adım geriye çekilirken kadrajdan artık yavaşça çıktığını hissediyordu. Spot ışıklarının kısa bir süre üstünde olması fena hissettirmese de, kendisini yormak istemiyordu. Çünkü şimdiden soruların geleceğini biliyordu. Amacı da buydu. Ne düşüneceklerini, ne sordukları belirleyecekti. Onları tanımak için bir fırsattı bu.
Image
Karakter - Künye
Image
İsim: Dina
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 21
Boy: 165
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: -
Mevcut Para: 9.550
İtibar: 6


Profil
Güç: 1
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 3
İrade: 6
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 4
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 2

Ekipmanlar/Eşyalar
-
İblis - Künye
Image
İsim: Vybukh
Cinsiyet: Erkek
Boy: 2.25
Kilo: 217
Tür: Yaratık
Seviye: Razguk

Profil
Varlık: 5
Güç: 6
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 6
Arun: 7
Duren: 4
İrade: 5

Yetenekler
Element Yaratıcısı

Teknikler

Azgın Canavar - C Rank
Misket Bombası - C Rank
Kuyruk Kırbacı - B Rank

Ekipmanlar/Eşyalar
Bel Çantası
3 adet Cam Fanus
2 adet Yağ Matarası
40 adet Demir Bilye
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

16 May 2024, 14:06

Herkesin acil bir çağrıyla birlikte tekrardan toplanması, bir anda ortada kalmasına sebep olmuştu. Zaten Rarona haricinde başka biriyle görüşme planı olmasa da, üç gün olmadan herkesin toplanması ve durumun aciliyeti, yeni bir şeylerin geliştiğini gösteriyordu. Ancak bu gelişmeler iyi miydi, yoksa kötü müydü emin değildi. Üs içerisinde detaylı bir bilgi aramış, insanların ağzını yoklamayı denemişti ancak çoğu kişi olayı genç adamın kendisinden duyuyordu. Hiçbir ilerleme katedemeden, diğerleriyle birlikte buluşabileceği bir köşede beklemeye başlamıştı. Çok bir süre geçmeden, herkes aynı yere toplanmıştı ve aralarında söze giren ilk kişi ise Gadiel olmuştu. Sözlerinin önceliğini acil konu hakkındaki bilgisizliğe getirmişti, sözleri bittiği gibi başını aşağı yukarı oynatarak onaylamıştı genç adam. Kendisi de bilgisizdi ve diğerlerinin de pek fazla bir bilgisi olduğunu düşünmüyordu, tabi hükümdar adaylarından birileri ağzından birkaç laf kaçırmadıysa.

Bu durumdan ötürü sadece Vearis ile konuşabildiğini söyleyen Gadiel, sözlerine Veruan ve Nacse ile de konuşmak istediğini söyleyerek devam ettirmiş ancak fırsat bulamadığını eklemişti. Yine de onlarla konuşsa bile düşüncelerinin Vearis'ten yana taraf bulacağını ekliyordu. Yarışın Vearis ile Veruan arasında geçeceğini düşünüyordu. Cümlelerini, en doğru seçenek olarak Vearis'i gördüğünü söyleyerek noktalıyordu. Bir süre onun fikirlerini beyninde ki süzgeçten geçirmeye devam etti. Vearis'i tanımıyordu, onun fikirlerini, ideallerini ve Aclania için olan planlarını bilmiyordu. Onun yerine, Bristran'ın düşüncelerini öğrenmişti. Üstelik, patronunun sert görünüşünün ardındaki mantıklı, yufka yürekli kişiyi biliyor olmak ona daha da güvenmesini sağlıyordu. Dik kafalı, sadece bildiğinin üzerine giden bir adam gibi gözüküyor olabilirdi ancak öyle değildi. Bristran çok daha detaylı düşünebilen, çok daha mantıklı, çoğu şeyin farkında olan ve adım atmaktan korkmayan bir adamdı. Muhtemelen Vearis'le görüşmüş olsaydı bile fikrini değiştirmeyecekti.

Genç adam söze girmeden Dina denen kadın söze giriyordu. O söze girdiği andan itibaren gözlerini hafif kısarak dinlemeye başlamıştı. Hükümdar adaylarının önünde kendisine fısıldadığı sözlerden sonra ona dikkat etmesi gerektiği konusunda emindi. Belki de şuana kadar hiç kimseye yaklaşmadığı kadar şüpheci yaklaştığı bir kadındı. Her bir kelimesinden, her bir eyleminden şüphe etmesi gerektiği yönünde şimşekler çakıyordu zihninin içinde. Dina, Gadiel ile aynı fikirleri paylaşmadığını, bu aciliyetin ardında yatan sebebi ise bildiğini söylüyordu. Boaldir'in hükümdarlığa adaylık ihtimalini tekrardan yüzeye çıkarmış, ancak bunun yanına yeni bir şey ekliyordu; Bir başkasının aday olma ihtimalini.

Dina'nın söylediklerini de bir süre beynindeki süzgeçten geçirdikten sonra söze girdi. "Benim oyum Bristran'a. Diğerlerinin içinde Aclania'yı yönetebilecek en iyi kişinin o olduğunu düşünüyorum. Güce olan takıntısı ve açlığı, kendisini ve ülkesini güçsüz gördüğü her bir alanda güçlü insanlarla doldurma davranışına itecek. Bu konunun sadece fiziksel güçle alakası yok. Buna bizim bilmediğimiz şeyler de dahil. Aclania'yı ve bizi, Aclania'yı var eden her şeyi zayıflatacak şeylerin karşısında durup onu güçlendirmek için her şeyi deneyecektir. Bu yüzden, Bristran'ın daha iyi bir aday olduğunu düşünüyorum." Dedikten sonra kollarını göğsünde kavuşturdu. Bir omzunu duvara vererek açılı bir şekilde yaslandı, konuşmasına bu şekilde devam etmeye başladı. "Lakin, Boaldir'in aday olmayacağını düşünsem de çok daha iyi bir aday çıkarmış olabilirler. Acil bir toplantının sebebi Dina'nın dediği gibi, başka bir adayın gelmiş olması olabilir. Yine de bunun da ihtimali düşük diye düşünüyorum, tanınmamış bir aday getirmek mantıksız da olabilir, ancak kudretini yeni keşfetmiş bir aday da çıkmış olabilir." Dedikten sonra gülümseyerek etrafındakilere bakınmaya başladı ve sözü kendisinden sonra gelecek kişiye bıraktı.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

17 May 2024, 10:47

Sözlerim son bulduğunda, ruhum sakin bir nehri andırıyordu. Bakışlarım, benden sonra sözü kimin alacağını anlamak için çevremdeki insanların arasında gidip geliyordu. Ancak içimdeki kudretin yankısı, sessizliğin derinliklerinde yükseliyordu. Gözlerim, içimdeki kudretin yankısını taşıyordu, kararlılıkla dolu bir bakışla herkesi tarıyordu. Karanlık bulutlar belirsizliği getirse de içimdeki inanç, karanlığın üstesinden geleceğimizi söylüyordu.

Benden sonra söze giren kişi Dina olmuştu. İnsanlar arasında gidip gelen bakışlarım, onun üzerinde durmuştu. Dikkatle dinledim sözlerini; ancak içten içe onun sözlerinden doğan bu kuşkucu tavra karşı ruhum ve bedenimden yükselen bir direniş hissediyordum. Dina’nın alaycı ve belirsiz tavırlarına rağmen, kararlılıkla inandığım şeyi savunmaya kararlıydım. Onun kuşkuculuğu, insanların gerçek niyetini anlamak için önemli ve güçlü bir araç olabilirdi; ancak bu durumda gereksiz bir belirsizlik yaratmaktan ötesi olmayacaktı.

“Dina.” Dedim oldukça sakin, onun alaycı tavrına oldukça tezat bir durgunlukla. “Senin kuşkucu doğanı anlıyorum, ancak bu durumda, belirsizlik ve kargaşa bizi yanlış kararlar almaya iter. Kararlarımızı güven üzerine inşa etmeliyiz, ancak bu, körü körüne güven anlamına gelmez. Her birimizin kendi içgüdülerimize ve değerlerimize dayanarak doğruyu bulmamız gerekiyor. Sadece başkalarının etkisi altında kalarak değil, kendi özgür irademizle hareket etmeliyiz." Ruhumdan, bedenime doğru taşan derin bir iç çekme arzusuyla konuşmama kısa bir an son verdim. Zihnimde beliren Dina’nın o alaycı gülümsemesini kulak ardı ettim.

“Kargaşa ve belirsizlik, gerçek çözümün önünde bir engel olabilir. Bizler, bu kriz anlarında birlik olmalıyız ve birbirimize güvenmeliyiz. Ancak bu, mantıklı ve düşünceli bir şekilde hareket etmemiz gerektiği anlamına gelir. Şüphelerimize rağmen, birbirimize destek olmalı ve birlikte doğru kararı bulmalıyız." Duraksadım ve bakışlarımı ortamda bulunan herkesin üzerinde kısa bir an gezdirdim.

“Kararlarımızı güven üzerine inşa etmeliyiz, ancak bu güven, sağlam bir temele dayanmalıdır. Dina, senin endişelerini anlıyorum, ancak bu, kararlılığımızı zayıflatmamalı. Bizim görevimiz, doğruyu bulmak ve onun için mücadele etmektir. Aclania bir belirsizliğe sürükleniyor ve senin aksine Boaldir’in aday olacağını düşünmüyorum.” Bir kez daha kendimi iç çekerken bulmuş, sözlerime kısa bir mola verdikten sonra bakışlarımı herkesin üzerinde gezdirirken sözlerime devam etmiştim.

“Boaldir, Vearis, Bristan veya bir başkası… Kimin aday ya da hükümdar olacağı aslında o kadar önemli değil. Aclania’nın şu an bu belirsizlikten kurtarılması gerekiyor. Eğer bizim kararlarımızla bir hükümdar seçilecekse, burada her kim hükümdar olursa olsun, isimden ziyade önemli olanın bir ekip olarak bu kararın arkasında durmak olduğuna inanıyorum. Bu isimlerden herhangi biri de ihanet içerisinde olabilir, bunu bilemeyiz ve şu an sadece kuşku duyabiliriz… Kuşkular ise bu belirsizlikte, bizi daha belirsizliğe sokar. Ama bir ekip olarak karar verip, verdiğimiz bu kararın arkasında durursak, günü geldiğinde Aclania’yı kendi kararlarımızdan bile koruyabilecek kudrete nail oluruz.”

Durdum ve Dina’ya döndüm;

“Dina, müsaadenle sormak istiyorum. Sorumluluk alıp, bir karar verecek misin? Yoksa kafandaki binlerce kuşkuyla, hareket edip, kendi yarattığın bataklığa kuşkuların tarafından çekilmeye devam mı edeceksin? Senin aksine ben ve Zen bir karar verdik. Ve günü geldiğinde ikimizin de bu kararların arkasında duracağından eminim. Peki ya sen? Kuşkuların şu an sana ne söylüyor? Benim bir aptal ve hayalperest olduğu mu? Çok basit düşündüğümü mü? Umurumda değil Dina! Bu tarz şeylere ayıracak bir vaktim yok. Vagror, Aludir… Ve Eletha! Hepsini gördüm, hepsinin gücünü bu aciz insan bedeninde ilmek ilmek hissettim. Sorumluluk almayız, almak zorundayız!”

Son bir kez soluklandım akabinde ve son bir kez daha söz aldım.

“O kapının ardında liderlerin ne konuştuğunu umursamıyorum. Çünkü bir ekip olursak, bunun üzerinden geleceğimize eminim!”
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

18 May 2024, 11:54

Seraph; Odanda beklemenin artık boğucu bir sıkıcılığa dönüşmesiyle birlikte, aldığın nefes bile sanki ruhuna garez olsun diye yaptığın bir eyleme dönüşüyor. Odadaki en ufak detaylara bile anlam yüklemek gibi sıkılganlığın en yüksek safhasına vardığın anda ise, odanın kapısının bir anda açılmasıyla birlikte, sanki odana bir güneş doğuveriyor. Bakışların kapıya yöneldiği anda ise yüzündeki sinsi ifadeye rağmen beliren Yuna adeta senin için bir kurtarıcı gibi görünüyor. İki elini de beline koyan Yuna hafifçe seni süzmesinin ardından “Gel bakalım, seni yeni arkadaşlarınla tanıştırmanın zamanı geldi!” diyor. Bunun dışında hiçbir şey söylemeyen Yuna doğrudan koridora doğru ilerliyor. Sen de, çoktan bıkmış ruhunu ardında bırakıp Yuna’yı takip ediyorsun.

Üssün koridorlarında bir süre ilerlemenizin ardından, üssün bir köşesinde durmuş ve konuşmakta olan 5 kişi görüyorsun. Yuna emin adımlarla bu gruba doğru ilerliyor ve Yuna’nın yanında grubun olduğu yere varıyorsun.

Genel; Aranızda konuşmalarınızı yaptığınız esnada, sessiz bir şekilde bekleyen Inias hariç konuşmalarınızı sürdürmeye devam ediyorsunuz. Gadiel’in sözlerinin ardından konuya girmek için yeltendiğiniz anda ise, birden yanıbaşınızda Yuna ve yanında mavi saçlı bir kızı görmenizle, dikkatiniz bir anda onlara çekiliyor. Yuna, yüzünde kocaman bir gülümseme ile her birinizi süzmesinin ardından “Bakın size ne getirdim!” diyor ve mavi saçlı kızı belinden tutup size doğru yaklaştıracak şekilde ittirmesinin ardından “Adı Seraph…” diyor. Sözleri bu aşamada henüz bitmemiş gibi duran Yuna bakışlarını daha çok Inias’ta sabitlemiş gibi görünürken “Seraph sizin yeni arkadaşınız. Sizin gibi başından talihsiz olaylar geçmiş değil. Az farkla tüm bu curcunanın içinde olmayı kaçırdı. Fakat, onu sizin yanınıza getirmemin özel bir sebebi var.” diyor. Yuna, her birinizin ilgisini ve odağını üzerinde toplamak istercesine işveli ve gizemli bir şekilde sözlerini söylemesinin ardından yüzüne kondurduğu ufak bir tebessümle birlikte “Serap da, tıpkı Cysa ve Lenith gibi uyanışını İmparator olarak gerçekleştiren bir Aludir! Nedenini bilmiyorum ve söylemesi garip ama, kendisine Gevşek İmparator diyorlar ve Harcanmış Adalet Birliği çoktan onu kapmış durumda!” diyor.

Seraph’ı sizlere tanıtmaktan büyük bir zevk almış gibi görünen Yuna, Seraph’ın imparator olmasına da büyük hayranlık duymuş gibi bakışlarını ona doğru çevirmesinin ardından “Yeni dostlarınla iyi anlaş ve sana olan güvenlerini boşa çıkarma!” diyor. Bu sözlerinden sonra ise her birinize sırayla bakmasının ardından “Görüşürüz, dikkat edin!” diyerek yanınızdan ayrılmak için adımlamaya başlıyor. Ne var ki, Yuna’nın pek de hızlı olmayan adımları yanınızdan ayrılmak için pek de acelesi olmadığını açıkça gösteriyor.
Off Topic
Seraph konuya dahil olmuştur. Konudaki pasiflik sınırı ve diğer kurallar kendisi için de geçerlidir.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Seraph
Posts: 99
Joined: 05 Dec 2023, 21:09

18 May 2024, 14:36



Dolabın köşesindeki minik tahta çıkıntı daha farklıydı. Yemin ederim ki daha farklıydı! Son birkaç günde ne olmuştu bilmiyorum ama bu odada insanlık için küçük, benim için büyük değişimler vardı. Tavandaki ahşap oymanın rüzgar estiğindeki çok hafifçe duyulabilen gıcırtısı bile iki oktav değişmişti sanki. Ya da bütün bunların yanısıra, bir ihtimal daha vardı. Deliriyordum. Bunu normal zamanların aksine zihnimdeki gaipten seslerden ve kaotik diyaloglardan değil, kapı açıldığı anda yataktan sanki yukarıdan bırakılmışımcasına sekerek Yuna'ın önüne doğru adeta uçarak iniş yapmamdan anlamıştım.

"Yeni arkadaşlar mı? Mükemmel! Tam da eskilerinden sıkılmaya başlamıştım."

Büyük bir özen ile arkaya doğru hafif dağınık salaşlıkta örülmüş mavi saçlarım ve üzerimdeki dizlerime kadar sarkan yarı açık siyah perçemli fazlası ile gothic elibesime aldırış etmeden hızlandım. Üssün soğuk ve boğucu koridorlarında sekerek, dans ederek, üç yüz atmış dönerek, bazen de aynısını havada yaparak ilerliyordum. Aclania güvenlik birimleri, tarih boyunca gerçekten boşuna uğraşmışlardı. Savaş esirlerine sorgular, işkenceler falan. Yapmaları gereken tek şey, adamları o aptal odaya kapatıp bir hafta boyunca tüm dedikodulardan ve söylentilerden mahkum bırakmaktı! Ne biçim işe yarardı var ya.

"Bakın size ne getirdi!"

Rengarenk beş tane insan. Hem de sanırım gerçek insan. Öyle odamdakiler falan gibi değil ha. Kanlı canlı, yaşayan, nefes alan, konuştukları zaman başka insanların da duyduğu dümmmdüz normal insan. Oha süper! Yuna beni tanıtırken kulağım onda olsa da, gözlerim bu beşlideydi. Hepsini tek tek süzdüm. TEK TEK! Uzun saçlı, gereksiz derecede sakin ve olgun adama baktım önce. Her ekipte bundan bir tane lazımdı. Nedendir bilmiyordum, ama belinde bir kılıç taşısa yakışacakmış gibi duruyordu. Etrafına yaydığı güven hoşuma gitmişti, grubun diğer erkeklerine de göre biraz kısa olsa da sevimli sayılabilirdi. On üzerinden sekiz. Yok, sekiz buçuk.

"Seraph. Tarzın hoşmuş. Bir ara takılalım."

Dedim elimi avuç içi yere bakacak şekilde uzatırken. Ne yapacağı ona kalmıştı, açısını değiştirerek tokalaşabilirdi bile. Hemen ardından, yanındaki kadına kaydı gözlerim. Diğeri duruş ve sakinlik olarak beni nasıl tamamlıyorduysa, bu kadın da vücut hatları olarak aynısını yapıyordu! Kırmızı saçlar, donuk bakışlar... bu bakışlar ürpertici ve nostaljik bir şekilde tanıdık gelmişti sanki. Rüyamda böyle birini gördüğümü hatırlıyordum. Konuşmamıştı. Belki gerçek hali konuşurdu. Yüzünü ve vücudunu biraz daha incelerken, aynı şekilde elimi uzattım. On üzerinden temizinden bir sekizi vardı. Net.

"Seraph. Kırmızı renk ile toksik bir ilişkim var. Ama sana yakışmış."

Refleks olarak kafamı bir çıt yana döndürdüğümde, diğerlerinden biri ile göz teması kuracağımı düşünmüştüm fakat bunu yapmak için yukarı bakmam gerekti. Bu kadar uzun bir adama göre oldukça masum ve sevimli bir yüzü vardı. Beyaz saç onu olduğundan yaşlı değil, marjinal gösteriyordu. Ayrıca tarzı kesinlikle kendisine yakışıyordu. Bu kadar gereksiz derecede iri olmasaydı, belki de yakışabilirdik. On üzerinden yedi buçuk. Saçlarını arkadan bağlarsa belki sekiz. Elimi uzatırken şaşkın şaşkın gülümsedim.

"Seraph. Yuna'ya çok benziyorsun... erkek versiyonu resmen!"

Mor saçlı kıza yaklaşabilmek için kafamı çevirmem yetmedi, bir adım attım. Doğal ve şık görünüyordu. Gözlerinde tam olarak anlamlandıramadığım, normalde olsa "sinsilik" diye tasvir edeceğim fakat bunu yapmak istemediğim bir ifade vardı. Her şeye rağmen, bu masum görüntüye şimdilik inanmayı seçmiştim. On üzerinden dokuz. İfadenin sebebi sanırım kaşlarının yapısıydı. Belki de gerçekten masum bir melekti. Elimi uzattığımda kendimi buna inandırdım.

"Seraph. Yuna tam şey yapamadı... bu Gevşek İmparator olayını bir gün anlatayım sana."

Son olarak, diğerlerinden daha sessiz duran adama baktım. Kesinlikle farklı ve bir o kadar sıradan bir enerjisi vardı. Baştan aşağı inceledim. Bu adam hakkında kelimeler zihnimde oradan oraya savruluyor, fakat asla birleşmiyordu. Gerçekten tasvir edemiyordum. İstemsiz bir şekilde tek kaşımı hafifçe kaldırdığımı hissettim. Keskin, delici bakışlar. Kadınına sahiplenici erkek tutuşu yapabilecek güçlü kollar ve dimdik bir duruş. Elimi çoktan uzatmış olmama rağmen, birkaç saniyedir konuşmayı unutmuş olduğumu fark ettim.

"Seraph... eğer içinde yaşadığımız dünya kurgusal bir hikaye olsaydı, ana karakteri kesinlikle sen olurdun!"

İşte bu kadardı! Yeni aşırı süper arkadaşlarım. Üstelik beşi arasında assssla flört etmem diyebileceğim biri yoktu. Yavaşça uzaklaşmakta olan Yuna'ya baktım ve olduğum yerde birkaç kez zıplayarak hoşçakal anlamında kolumu olabildiğince yukarı kaldırarak el salladım. Her şey yolundaydı. Yapmam gereken tek şey, bana söylemiş oldukları isimlerini -en azından bunu yapanların- aklıma kazımaktı. Ben Gevşek İmparator'dum! Elbette birkaç ismi aklımda tutabilirdim!

KÜNYE
İsim: Seraph
Cinsiyet: Dişi
Yaş: 23
Boy: 165
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı / Saldırgan / Elementalist
İtibar: 5
Mevcut GP/AGP/İGP: 15/0/15
Mevcut Para: 1.000

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 2
İrade: 4
Zeka: 1

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: -
KÜNYE
İsim: Vagrut
Cinsiyet: Erkek
Boy: 175
Kilo: 75
Tür: Hortlak
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: Normal
Yatkın Olduğu Element: Karanlık / Toprak (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 4
Güç: 8
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 3
Arun: 2
Duren: 2
İrade: 6

YETENEKLER

Saf Öfke

TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR

-
User avatar
Dina
Posts: 158
Joined: 13 Nov 2022, 05:50

21 May 2024, 05:09

Dina pek az şey düşünüp, pek çok laf işittiği bu durumun sıkkınlığını bir nebze sindirmişti. Ruhundaki marazların günyüzüne nasıl çıktığı, ışıkla buluşan sineklerin gözünün bir bir kör oluşuna nasıl buruk bir heyecanla şahit olduğuna kendisi de şaşırıyordu. Bir saç telini koparıp, karşısında çene çalan adamın ağzını düğümlemek istedi. Dudaklarını buzup, ağzını bir düdük gibi sıkıştırmak istedi. Çıkacak ses değişmeyecekti. Söylediği her bir sözün kendi iradesi dışında, belki de bir rol olduğuna inanmak istiyordu. Inias ile benziyordu Gadiel. Bir çok konuda mantığının lafı yerine vicdanının ve onurunun köhne sesini dinleyen bir çocuktu. Haklı olduğu her nokta, koymaktan itina ettiği her virgül ve serzenişlerle dolu ünlemleri Dina için anlamlı değildi. Zira onun düşündüğü ve düşünebileceği her şeyi zaten fikir süzgecinden geçirmişti. Dina bu noktada kendisinden emindi. Zira dışarı verdiği imajın yalnızca eğlenceli olanı yapmak olduğunu biliyordu. Ancak içten içe, çok daha fazlasını düşünüyordu. Burada yapacakları seçimin bir noktada hayal kırıklığı olacağının da pekala farkındaydı. Vearisle konuştuğu halde nasıl bu kadar emin, nasıl bu kadar hevesli göründüğünü ise anlamsız buluyordu. Yine de Gadiel'i anlamaya çalışmıştı. Kısa bir süre. Bir sineğin kanat çırpışı kadar kısa bir süre. Anlamıştı onu.

"Endişe... ~~Hmm.. Endişe bilginin yokluğudur Efendi Gadiel. Sen de takdir edersin ki... ben bir şeyler bilmeden, pek konuşmam. Rezil olurum yoksa! ~~Ehe... Biliyorsun, ben asla yalan söylemem. Sana istikbali için türlü türlü dil dökenlerin aksine, farklı ihtimallerin de varlığından söz ettim. Bana gelecek olursan sizin aksinize ben zaten kararımı verdim. Yaani... Senin için sorumluluk almak demekse bu; ben onu çoktan yaptım."

Kısa esler vererek devamını getirdiği zoraki cümlesini kurmayı sonunda başarmış, kısaca yanıtlamıştı onu. Gadiel için sorumluluk almak ya da almamak fikriyatına değil; vereceği karara bağlıydı. Bu kararı Dina zaten vermişti. Eğer ki bir oylama olacaksa, oyunu Vearis'e verecekti. Ancak bu oylamanın nasıl ve ne şekilde gerçekleşeceğini bilmiyordu. Dahası, henüz yeni haberdar olduğu diğer gelişmelerin seçimi nasıl etkileyeceğini de bilmiyorlardı. En azından Dina için net olmayan her şey; burada bilgiden yoksun bu Aludir'ler için birer netlikti. Yine de Dina konuşmasını bitirmeden önce son kez gülümseyerek, uzlaşmacı tavrını ortaya koymuştu. Gadiel bir lider değildi. O daha çok ekipteki herkese eşit yaklaşan, bulunduğu takımın istikbali için en doğru kararı almaya çalışan bir fedai gibiydi. Kesinlikle bir siyasetçi değildi. Diplomatik dilden anlamadığı için, Vearis'in onu kendi safına çekmesi epey kolay olmuştu. Ancak yine de Zenahpuryu kadar idealist, Inias kadar atılgan değildi. Onu dengeleyen bir şeyler vardı. Bu yönü Dina'nın oldukça hoşuna gitmişti. Çözülmesi gereken gizemlerden çok, bulunması gereken ipuçlarından oluşuyordu. Ona daha yakın olmak istemişti istemsizce. Onu parçalara ayırmak, her parçayı bir bir cilalayıp parlatmak, sonrasında tekrar birleştirmek istemişti. Cam, ahşap, metal ya da bakır parçaların birer birer masanın üzerinde durduğu, kanı ve ruhuyla ışıldadığı; sonra tekrar birleştirildiği bir maket gibi canlanıyordu zihninde. Sonrasında onunla ne yapacağını bilemezdi işte. İşine yarayacak biriydi. Ancak duyduğu amansız heyecana yenik düşerse, kendisine kızabilirdi.

Daha sonrasında ise Gadiel'in cevap verip vermeyeceğinden emin olmayan, şaşkınlıkla ve bir o kadar rahat, üstten poz kesen surat ifadesiyle beklemişti. Bu esnada odaya giren iki Aludir'e dahi sonradan dikkat kesilmişti. İsminin Yuna olduğunu hatırladığı Aludir, onlara yeni birisini takdim ediyordu. Onu daha önce görmediğine emindi. Mavi saçlara sahip, biraz enerjik birisi izlenimini vermişti. Yuna'nın tanımından sonra bir şeyler onda oturmuştu. Bir de lakap takmışlardı. Kısa takdim sürecinden sonra ise kız garip ve alışılmadık biçimde herkes tek tek selamlaşmayı tercih etmişti. Hoş bir hareketti bu.

Tokalaşma sırası ona geldiğinde ise elini uzatan kızı kendine çekip sarılmak istedi. Daha samimi olması için değil, onu rahatsız ederdi bu. Rahatsız olmasını istemişti anlık olarak. Kediler sahiplerine diş geçirdikleri zaman yahut onlara pati attıkları zaman bunu rahatsız olmaları için yapmazlar. Onlar için bir oyun biçimidir bu. Avcı doğalarından gelen, takip etme, atılma ve tırmalama iç güdülerini tatmin etmek isterler. Zamanla bu tarz hareketler Dina için karşı koyulamaz bir güdü haline gelmişti. Fakat ilk kez tanıştığı bir insana karşı bu denli rahatsızlık vermesi kendisi için dahi hoş değildi. Elini uzatan kızı hızlıca elinden kavramış ve onu çekmek yerine, kıza doğru iki adım hızlıca ilerlemiş ve suratı ile kendi suratı arasında neredeyse bir karışlık bir mesafe bırakmıştı. Bu hızlı samimiyetin ne doğuracağını bilmediği için, çok seri bir şekilde konuşmaya girmişti.

"Benim ismim de Dina. Ehh.. Bir ara anlatırsın artık."
Image
Karakter - Künye
Image
İsim: Dina
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 21
Boy: 165
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: -
Mevcut Para: 9.550
İtibar: 6


Profil
Güç: 1
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 3
İrade: 6
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 4
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 2

Ekipmanlar/Eşyalar
-
İblis - Künye
Image
İsim: Vybukh
Cinsiyet: Erkek
Boy: 2.25
Kilo: 217
Tür: Yaratık
Seviye: Razguk

Profil
Varlık: 5
Güç: 6
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 6
Arun: 7
Duren: 4
İrade: 5

Yetenekler
Element Yaratıcısı

Teknikler

Azgın Canavar - C Rank
Misket Bombası - C Rank
Kuyruk Kırbacı - B Rank

Ekipmanlar/Eşyalar
Bel Çantası
3 adet Cam Fanus
2 adet Yağ Matarası
40 adet Demir Bilye
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

21 May 2024, 13:15

Dina’nın sözlerinin yankılandığı geniş salonun derin sessizliğinde bir an durakladım. Etrafımızdaki sessizlik, varoluşun bile bir an için durduğu izlenimini veriyordu. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi Dina’nın kararlı bakışlarına diktim. Ağır adımlarla ona doğru ilerledim, kelimelerimi toplarken sesimdeki kararlılığı gizlemiyordum. Ancak bu anlamlı an, bize doğru yaklaşan ayak seslerinin sessizliği bozmasıyla bir anda dağıldı.

Bir anda ortamda beliren iki figür dikkatimizi çekti. Yuna... Onu Eletha ile olan görüşmemizden hatırlıyordum. Ancak yanındaki kişi, enerjisiyle odadaki havayı değiştiren, gözlerinde hayatın neşesi ve yüzünde şen şakrak bir ifade taşıyan yeni bir simaydı. Bu kızı tanımıyordum.

Yuna, yanında getirdiği bu genç kızı tanıttıktan sonra, yeni gelen kendini tanıttı. İnce, zarif elini bana uzattığında, bu jestin bir ritüelin parçası gibi olduğunu hissettim. Elini usulca tuttum ve nazik bir şekilde öptüm.

Karşılık verirken sesimdeki sıcaklık ve samimiyetin ona geçtiğini hissediyordum: “Ben de Gadiel’im,” dedim ve ekledim, “Senin de auran hoşmuş, bir anda neşe kattın bize.”

Fakat zihnim, odağımı onun üzerinde tutmamı engelliyordu. Yuna’nın gitmek üzere olduğunu fark ettiğimde, içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim. Onu yakalamalı ve bu belirsizlik anlarında bize rehberlik edebilecek bilgiyi öğrenmeliydim. Adımlarımı hızlandırdım ve sesim, duvarlarda yankılanarak ona ulaştı:

“Yuna! Lütfen bekler misin? Eğer kıymetli vaktinden birkaç dakika ayırabilirsen, önce Dina ile olan sohbetimi sonlandıracak, ardından sana müsaadenle bir soru yönelteceğim.”

Sesim, bir komutanın emrindeki askerlerine verdiği talimat kadar net ve kararlıydı. Yuna'nın tepkisini kısa bir an gözlemleyecek ve bekleyip beklemediğine aldırmadan, tüm dikkatimle Dina'ya dönecektim. Bu anın önemini kavrayarak, her kelimenin ağırlığını hissediyordum. Dina'nın bakışlarında, içimdeki kararlılığı yansıtarak konuşmaya devam edecektim.

“Dina, senin endişe tanımın oldukça ilginç. Bilgi, evet, bilgidir ki bizlere aydınlık yolu gösterir. Fakat bilginin bile yetersiz kaldığı anlar vardır; insanın kalbinde, ruhunda cevaplarını bulamadığı sorularla yüzleştiği anlar. Sen, bilgiye dayanarak kararını vermişsin, bu saygıdeğer bir tavır. Ancak bilmelisin ki, kararlarımızın doğruluğunu zaman gösterecek.”

Bir an sustum, bakışlarımı yere indirdim ve devam ettim.

“Endişe etmiyorum, çünkü ben de kararımı verdim, Dina. Ama karar vermek sadece başlangıçtır. Gerçek savaş, verdiğimiz kararın arkasında durabilme cesaretinde yatar. Senin için sorumluluk almak demekse bu; evet, ben de o sorumluluğu aldım. Ama sadece karar almak yetmez, bu kararların bedelini ödemek gerekir.

Seninle bu yolda yürüyecek olmaktan onur duyuyorum, çünkü biliyorum ki sen de, tıpkı benim gibi, bu sorumluluğun bilincindesin. Vagror, Aludir ve Eletha’nın gücünün üzerimde oluşturduğu o sorumluluğu hissediyorsun. Ama unutma, gerçek güç, bilginin ötesinde, kalbimizde ve ruhumuzda yatan inançtan gelir. Bu inanç, bizi karanlık zamanlarda aydınlığa çıkaracak.

Sana güveniyorum Dina.”


Sözlerim son bulduğunda, Dina'ya sıcak bir tebessüm ile karşılık verecektim. Ardından, eğer Yuna hâlâ bekleme nezaketini gösteriyorsa, dikkatimi ona yönlendirecek ve birkaç adım atarak ona doğru yaklaşacaktım.

“Teşekkür ederim, vaktini bize ayırdığın için,” diye söze başlayacak, ardından: “Neler olup bittiğine dair bir fikrin var mı?” diye soracaktım.
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

22 May 2024, 10:21

İnias olan bitenlere o kadar tepkisizdi ki bir an kendisi bile buna şaşırabilir, uyuduğunu falan sanabilirdi ancak durum bundan çok uzak. Kafası fazla dolu. Sorun bu. Aclania, hükümdar seçimi, Agrupnia, Kho'Raktar, Diniel, güç, söz, hakimiyet, İmparatorluk, miras derken kendini daha önce önemsemediği ve bilmediği bir oyunun içinde buluverdi. Hepsi birbirinden önemli, hepsi birbirinden öncelikli. Ne demeli? Hangi sırayla demeli? Kime demeli? Nasıl demeli? Düşünmekten heykele dönmüştü. Ne kadar katı bir surat ifadesi takındığının farkında bile değildi. Her şeyi duyuyor ve görüyor ancak başka bir boyutta idi sanki. Onu başka boyuttan bu boyuta çeken imparator sözcüğü oldu. Bir anda kendi geldi ama duruşunu bozmadı. Bakışlarını da. Yeni bir imparator. Yaşanan olaylardan sonra Aclania tarafında etkin tek imparator o kalmıştı. Artık yeni bir tane daha var. Gevşek kısmını yok saymaya karar verdi. Aludirin nasıl bir imparator olacağına karar vermesi ağır ve geri dönüşü olmayan bir yüktü sonuçta.

"Hoş geldin, Seraph. Tam zamanında geldin. Biz de kader tayin ediyorduk."

Önce Seraph'a baktı, sonra yanındakilere baktı.

"Boaldir ne diyecek dinleyelim. Kararı en son veririz. Acele iş yapmayalım."
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Aludir Üssü”