Görüşme (Diniel)

[GM - Dimensio]

Söylediğin her bir sözü dikkatli bir şekilde dinleyen Shourer, her bir cümlenle birlikte bambaşka fikirlere dalmaya başlıyor. Seninle birlikte Shourer de adeta kendi yaşadıklarını ve Aclania'da son zamanlarda olanları bir kez daha yaşıyor gibi görünüyor. Son sözlerinin ardından ise Shourer hafifçe bir nefes vermesinin ardından "Bunun ilk sebebi Hükümdar Drusus "Wyion" Esdras..." diyor. Tam bu anda sanki söylememesi gereken bir şeyi söylemiş gibi bakışları büyüyen Shourer, hafifçe aldığı bir nefesle birlikte bakışlarını normal haline döndürüyor ve sonrasında gözlerini sana doğru çeviriyor. Shourer, parıldayan gözleriyle birkaç saniye sana bakmasının ardından "Hükümdar Drusus "Wyion" Esdras, iblis diyarındaki belki de binlerce iblisi katleden biriymiş. Ancak, onu iblis diyarına her girip çıkması kendi vücuduna da zarar veriyormuş. Hatta, belki duymuşsundur, onun sırf bu yüzden öldüğünü söyleyenler bile vardır. Hükümdar Decimus "Rhennir" Celer ise bu çift taraflı yıkıma en yakın şahitlik eden kişiymiş. Neticede bizzat Hükümdar Drusus "Wyion" Esdras ile ilgileniyormuş. Bu yüzden olsa gerek, Hükümdar Decimus "Rhennir" Celer iblis diyarına girişleri yasaklamış. Zira, denilene göre Hükümdar Drusus "Wyion" Esdras o kadar iblis katletmiş ki, artık Aludirler her iblis diyarına girdiklerinden İblis Lordu ile savaşmak durumunda kalıyormuş. Bu yüzden, Hükümdar Drusus "Wyion" Esdras'ın bile yok edemediği bir iblise karşı diğer Aludirlerin şansı olmadığı için, Hükümdar Decimus "Rhennir" Celer, en azından bir çare veya çözüm bulana kadar, iblis diyarına girişleri yasaklamış." diyor. Bu sözlerinin ardından Shourer hafifçe soluklanmasının ardından "Edinebildiğim bilgiler içerisinde en akla uyanı bu. Fakat Hükümdar Decimus "Rhennir" Celer'in yasaklama fermanı dışında bu olaya ilişkin yazılı bir kaynak bulunmuyor." diyor. Bu sözlerinin ardından ise derin bir nefes veren Shourer "Diğer bir sebep de Qen konusunun açıklanamamış olması. Ama o konu hala tam aydınlık olmadığından, bu nedenle ilgili pek bir şey diyemiyorum." diyor.

Shourer bu anlattıklarından sonra hafifçe soluklanmasının ardından odanın içinde gezdirdiği bakışlarıyla birlikte "Hükümdar Decimus "Rhennir" Celer tarafından iblis diyarına girişler yasaklanmış olsa bile, elbette tüm bu yasaklı zamanlarda bile iblis diyarına girebilen kişiler vardı." diyor. Bu sözlerinden sonra bakışlarını tekrar sana çeviren Shourer "Belki tahmin ediyorsundur, ancak bu dönemde varisler Hükümdarın veya yetkili kıldığı bir görevlinin gözetiminde iblis diyarına girebiliyordu. Bu nedenle, Eletha hiçbir zaman bu yasağa takılmadı ve her daim iblis diyarına girip çıkabildi. Orada neler yaptı, Serbest Bölge'nin ne kadar dışına çıktı elbette bilemiyorum. Ancak tüm bu zaman boyunca Eletha'nın iblis diyarında neler olup bittiğini gözlemlemiş olması muhtemel. Dolayısıyla, o beklediği an -artık her neyse- geldiğinde, bu yasağı kaldırdı. Kimisi bunun politik yanı olduğunu söylüyor, ki haksız sayılmazlar. Zira Aclania'da uygulanan yasak, diğer ülkeler tarafından uygulanmadı ve tüm bu süre zarfında Aclania geride kaldı. Bununla birlikte Eletha Aludirlerin vasıfsız kişilere dönüşmesini istemiyordu ve bu nedenle de bu yasağı kaldırarak Aludirlerin tekrar değerli hale gelmesini istemiş olması mümkün." diyor. Shourer her ne kadar bu konudaki bildiklerini dile getirse de, bunların hepsinin tamamen eminmiş gibi dile getirmiyor. Nitekim bunu özellikle yaptığı belli olan Shourer son olarak bu hususu açıkça ortaya koymak ister gibi derin bir nefes verdikten sonra "Kim bilir? Günün birinde Eletha'dan öğreniriz." diyerek sözlerini tamamlıyor.

Off Topic

Bayram önü iş yoğunluğu ve bayram tatili derken biraz geciktim, kusura bakmayınız efenim.

[Diniel]

Akşam yazacağım.

[GM - Dimensio]

Off Topic

Diniel birinci bildirilmiş pasiflik uyarısını almıştır.

[Diniel]

Shourer'in sözlerini dikkatlice dinliyordum. Hükümdar Drusus "Wyion" Esdras'ın sorumun ilk sebebi olduğunu söylemesiyle kim olduğunu anımsamaya çalışıyordum. İblis diyarına girip çıkmak ona bir şekilde zarar verip hayatını bu şekilde kaybettiğini söyleyenler bile varmış. Yazıldığına göre bir hastalığı olmadan öldüğüne göre bu konuda söylenenler gerçek olabilirdi.

İki zamanın hükümdarı da iblis diyarındaki büyük tahribata en yakın kişilerdi. Birisi bunun faili diğeri ise tanığıydı. İblis diyarında sanırım karşı durabilecek başka iblis kalmadığından her boyuta girdiklerinde karşılarında iblis lordu oluyormuş. Bu konuya kafam takılmıyor değildi. İblislerin geçmiş tarihi ile ilgili neredeyse hiçbir şey bilmiyordum ve kimse de bunun hakkında bir şey söylemiyordu. Raldrin'le bunun üzerine hiç konuşma fırsatı bir kenara, sorsam bile o zaman için anlamsız kalacağı için dalga geçtiğimi düşünüp belki de her zamanki tavrından ödün vermeyecekti. İşin garibi bu sözler kendi varlığımı sorgulamama sebep olmuştu. Ne yapmaya çalışıyordum ben? Aclania'yı olası bir yıkıma karşı önlemler almaya çabalayacak olmanın dışında neydim ben? Neden sürekli iblislerin yok edilmeye çalışıldığını iblis boyutunda olduğum her an her şeyi bana durduk yere saldırabilme potansiyelinden anlayabiliyordum ama o zaman Raldrin ve benzeri iblisler ne oluyordu? Konudan sapmamak için bunları detaylıca düşünmeyi sonraya bırakıyordum.

Eletha iblis diyarına girişlerin yasak olduğu dönemde rahatlıkla oraya girebilmiş ve orada keşifler yapabilmişti söylediğine göre. Siyasi nedenlerle kaldırdığı yasağın ardında saklı bir başka sebep daha olabileceğini söylemiş olsa bile sözlerinden kendisi de pek emin değildi ve bunu da belli ediyordu. Vagror ile o zamandan beri bir anlaşması olabilirdi belki. Ancak öyle olsa bile neyi ne için yapmıştı bilemiyordum ve kendisi söylemedikçe belki de bilemeyecektik. Sonuç olarak bu konuşmada Eletha'nın neyi amaçladığını anlayamadığım gibi kendimin de tesadüf eseri Aludir seçmeleri olduğunda katıldığımı düşünebilirdim. Bu konuşmanın benim için bir şeyleri açıklığa kavuşturmadığı görülebiliyordu ancak konuşmak fena gelmemişti. En azından bunu yaptım.

“Eletha’ya sorulacak o kadar çok soru var ki, bunu sorma vakti bir gün gelecek mi bilemedim” diyordum. Ardından birkaç saniye olayı kafamda toparladıktan sonra “Belki de onun seçmeleri yeniden başlatması için farklı bazı sebepleri vardı fakat üzerine söyleyeceğim her şey spekülasyondan ibaret olacak” dedikten sonra bir nefes verdim ve bakışlarımı hafifçe camdan dışarıya doğru çevirdikten sonra adeta konuyu değiştireceğimi ses tonumu daha yumuşatıp değişmesinden de belli ederek “Hükümdar seçimi konusunda Bristran’ı düşünüyorum. Kadınların alt metinlerini okuması çok yorucu, Eletha’dan da gördüğüm gibi. Bristran ise konuşmalarından ve hareketlerinden dolayı gayet okunabilir birisi. Bu kadar gizli çevrilmiş olaylar varken hükümdar olarak Bristran gibi birinin varlığının daha yerinde olacağını düşünüyorum. Vearis’i tanımıyorum ama onun da yetkinliğinin olduğuna pek şüphem yok, ancak dediğim gibi liderler hükümdara desteğini esirgemeyeceği için, Vearis de seçilmezse görevinden alınmayacağı için bence herkes birbirine bir şekilde destek olacaktır. Zaten en çok buna ihtiyaç var” diyordum.

[GM - Dimensio]

Shourer’in ardından bu kez konuşmaya başlamanla birlikte, rolleriniz değişiyor ve Shourer dingin bir şekilde sözlerini dinlemeye başlıyor. Ne var ki Shourer, konuşmanın ilk kısmında seninle aynı dertleri taşır gibi omuzlarını silkmesinin ardından, yüzüne kondurduğu tebessümü ve parıldayan gözleriyle sanki tüm dertlerin silinip atılacağını müjdeliyor. Konuşmanın devamında hükümdar adayı olarak Bristran’ı destekleyeceğini belirtmenin ardından ise, Shourer’in yüzündeki gülümseme biraz silinse bile, saygılı ifadesini korumayı sürdürüyor. Tüm sözlerinin sonlanmasının ardından ise Shourer “Bristran’ın doğru bir tercih olabileceğini düşünüyorum. Yani en azından bundan sonraki hükümdar o olursa, buna sesimi çıkarmam.” diyor. Shourer’in sözlerinden ağzında başka baklalarının da olduğunu rahatlıkla anlayabiliyorsun. Nitekim Shourer de sana çölde bir kum tanesi aratma niyeti olmadığını hafifçe açılan gözleriyle gösteriyor ve bu esnada da “Ancak Vearis’in çok daha iyi olabileceğini düşünüyorum.” diyor.

Shourer bu sözlerinin ardından birkaç saniyelik sessizlikle hem kendi kafasındaki düşünceleri toparlıyor hem de senin yeni fikirlere açılmanı sağlamak için bekliyor. Bu sessizlik sonrasında ise “Beni yanlış anlama Bristran’a sonsuz bir saygım var. Ve dediğim gibi, hükümdar olsa buna ses çıkarmam. Ne var ki Bristran daha düz bir adam… Organizasyonunu yönetim şekline ve tavırlarına dikkat etmişsen, bu düzlüğü tamamen görebilirsin. Güç, kudret ve otorite üzerine kurulu bir yapı. Kimi zaman dingin, kimi zaman ise hiddetli bir tavır takınsa bile, bu üçgen içerisinde dolanıp duruyor.” diyor. Shourer’in bu sözlerini zihninde tartmaya başlıyor ve her bir kelimesini derin bir süzgeçten geçiriyorsun. Shourer’in hafifçe soluklanması da sana bu imkanı tanıyor ve Shourer kısa bir nefes almasının ardından “Vearis ise daha komplike biri… Ne de olsa bir kadın.” diyor hafifçe gülümseyerek ve ortamı ısıtmak istercesine. Hemen sonrasında ise Shourer yüzündeki gülümsemeyi koruyarak “Vearis’in olaylara birçok açıdan, daha farklı şekillerde bakabileceği ve bu olaylara karşı daha derinden sonuçlar var edebileceğini düşünüyorum. Bristran’ın aksine, herhangi bir kalıba girmeksizin düşüncelerini toplayıp uygulamaya koyabilecek bir yapısı var. Bu da ona, her ihtimale ve şarta karşı, ayrı bir savunma veya saldırı mekanizması oluşturacak yaratıcılığı veriyor.” diyor. Shourer bu sözlerinden sonra bir kez daha sessizliğe geçiyor ve sözlerinde herhangi bir yanlış anlama olmamasını sağlamak için beklemeyi seçiyor. Birkaç saniyelik sessizlik içerisinde senden olumsuz bir tutum sezmemesi sonucunda Shourer “Kısacası demek istediğim, biri Bristran’a küfür ederse, karşılığında yumruğu yer. Olay bu kadar net. Ancak biri Vearis’e küfür ettiğinde, Vearis’in saldıracağını bilsen bile ne şekilde saldıracağını kestirmek güç. Bu haliyle de, Vearis’in bir ülkeyi daha iyi yönetebileceğine inanıyorum.” diyor.

Ortaya saçtığı argümanlarıyla birlikte Shourer bu kez konuşma faslını tamamen sana bırakırken, sanki bir yandan da tüm bu düşüncelerini çürütmeni veya onlara destek olmanı bekler gibi görünüyor. Ancak bu çürütme veya desteklemenin, bir şekilde içten olduğunu ve burada bir sonuç ortaya çıkması halinde, kendi aklına da yatması halinde Shourer’in düşüncelerini değiştirebileceğini hissediyorsun. Tüm bu hususlar da, şu anki konuşmanızın bir organizasyon lideri ile hükümdar seçiminde sözü geçebilecek biri arasında geçen bir tartışmadan ziyade, iki eşitin fikirlerini birbirlerine açması olarak görmene olanak sağlıyor.

[Diniel]

Shourer Bristran'a karşı negatif bir düşünce içinde değildi ancak fazla düz biri olmasından dolayı, Vearis'in ise çok daha karmaşık düşünceleriyle derin sonuçlar çıkarabilecek kabiliyette olmasıyla yaratıcı çözümler oluşturabileceğini söylemişti. Böyle anlatınca Vearis gayet makul biri gibi gelmişti bana da. Ancak Vearis ne derece güvenilirdi? Karmaşık planlar yapabilen biri benimle ilgili de karmaşık planlar içerisine girebilir ve dilediği hedefe yönlendirmede olağanüstü yetkileriyle son derece başarılı olabilirdi. Bristran'ın düzlüğü bu nokta benim için daha önemliydi. Aslında Bristran ile neredeyse hiç vakit geçirmemiştim. Belki de o kadar düz biri değildi. Bu nedenle onunla da konuşmalıydım.

Vearis'in nasıl biri olduğunu Shourer'in anlatmış olması iyi olmuştu. Böylece onu görme zahmetine girmeme gerek kalmamıştı. Aslında... aslında onu da bir görsem iyi olabilirdi. O yüzden doğrudan Bristran'a gitmek yerine önce onun odasına uğrasam iyi olacaktı. Ona niye hükümdar olacaksın gibi soru sormak istemiyordum bile. Yalnızca potansiyel hükümdarın hükümdar olmadan önce nasıl biri olduğunu kısa süre de olsa görmüş olmamın yararıma olacağını düşünüyordum. En azından Eletha'laşma potansiyeli olup olmadığını görmeliydim.

Shourer konuşma faslını bana bırakmış, destekler veya fikirlerini çürütür bir şeyler söylememi bekliyordu. Bense bu iki tarafa ağırlık verebileceğimi düşünmüyordum çünkü bildiklerim kısıtlıydı. O yüzden sürekli taşıdığım o gergin atmosferi derin bir nefesin ardından kenara bırakıp belli belirsiz bir tebessümle "Vearis'in böyle biri olduğunu bilmiyordum. Anlaşılan söylendiği gibi liderler farklı yollar benimsemiş olsa da hükümdarlık için gerçek birer adaylar" dedikten sonra bakışlarımı hafifçe dış kapıya doğru yönlendirip Shourer'e geri çeviriyordum. "Şimdi böyle yoğun konuşmaların ardından bir anda ayrılmak gibi olacak ama gidip diğer liderlerle görüşmem gerekli. Ayrıca söylediklerinin sonucunda Vearis'le de konuşmam gerektiğine karar verdim. Düşüncelerini destekleyebilecek veya çürütebilecek bir argümanım olmadığı için üzerine bir şey söyleyemeyeceğim ama dediklerini aklımda bulunduracağıma emin olabilirsin. Bristran ile konuştuğumda kendi ile ilgili neler söyleyeceğini merak ediyorum. Kim seçilirse seçilsin, özellikle askeri kesimin içerisindeki huzursuzluğu da bir an önce sona erdirebilir umarım" diyecektim.

Askeri kesimin ne düşündüğü pek umrumda değildi aslında. Ancak politika gereği böyle şeyleri de takip ediyor olmalı ve krallığın savrulup gitmemesi için ne gerekiyorsa onun desteklenmesi gerektiğini düşünüyordum. Sonunda yine kendi rahatımı düşünüyor olsam da, herkese buradan bir pay çıkıyor olması da hareketlerimdeki sebeplerin olumsuz karşılanmayacağını düşündürtüyordu. Tabi bu düşüncelerimi başkalarına açarsam olacak bir şeydi. Bu amacımdan uzaklaşmama sebep olacak şeyler yaşanmazdı umarım.

[GM - Dimensio]

Sözlerinle birlikte toparlanmaya başladığında, Shourer de seninle birlikte ayaklanıyor. Yaptığınız sohbetten kendisi de zevk almış gibi gülümseyerek ve parıldayan gözlerindeki ışıkları sana teslim ederek kapıya kadar sana eşlik eden Shourer “Umarım aklındaki tüm sorulardan ve şüphelerden arınarak bir tercih yaparsın Diniel.” diyor. Hemen ardından ise biraz mahcup bir gülümsemeyle bakışlarını oturduğunuz noktaya çevirirken “Bir dahaki sefere herhangi bir şeyi parçalamadan, güzel bir şeyler yapalım!” diyerek seni uğurluyor.

Off Topic

Yazacağın RP’de görüşmek istediğin organizasyon liderinin odasına gittiğini ve odaya girdiğini belirtebilirsin. Bunun yanında konuşmaya da girişmen mümkündür.

[Diniel]

Shourer konuşmanın artık sonlanmasının ardından kapıya kadar bana eşlik etmiş ve niyetlerini temenni etmişti. Bir dahaki sefer herhangi bir şey parçalamadan, güzel şeyler yapalım dediğinde yüzümdeki tebessümün büyümesine sebep olmuştu. "Anlaştık" diye cevaplayıp baş selamının ardından uğurlanıyordum.

Sıradaki adımım Vearis'in odasına gitmek oluyordu. Kapıyı birkaç kez tıklamanın ardından aldığım izinle içeri giriyor, girişte hafif bir baş selamı verdikten sonra kapıyı ardıma kapıyor ve belli bir mesafemin olduğunu odadaki konumuma da yansıtıp konumlanıyordum. Yüzümden kasvetin belli belirsiz tonları yansırken "Hükümdar adayı olduğunu öğrendim. Seçilirsen Eletha'dan ne farkın olacağını kendi gözlerimle görmek için öncesinde görüşmem gerektiğini düşündüm" diyecektim.

[GM - Dimensio]

Vearis ile konuşmak için yanına gittiğin anda odasının kapısını çalıyor ve içeriye giriyorsun. Tam bu esnada odanın içindeki yoğun duman bir an nefesini kesse bile, Vearis’in şuh bakışları bir anda bu nefes kesme işini ele geçiriyor. Halihazırda kapıya yakın bir yerde ayakta duran Vearis sözlerine karşılık olarak yüzündeki gülümsemeyi silmeden “Ah Diniel’cim… Gerçekten senin oturup konuşmayı isterdim ancak Boaldir acil bir toplantı için tüm organizasyon liderlerini çağırdı. Maalesef yanına gitmem gerekiyor. Belki zamanımız kalırsa, seninle sohbet etmeyi çok isterim.” diyor.

Vearis’in bu sözleriyle birlikte, tüm organizasyon liderlerinin bir toplantıya gireceğini ve bundan sonra onlarla görüşmenin pek de mümkün olmayacağını anlayabiliyorsun.

Off Topic

Gelinen aşama itibariyle konuyu burada sonlandırmanın uygun olacağını düşünüyorum.