Koridorları bir süre arşınlamanın ardından, Shourer’in odasının olduğu yere geliyor ve Shourer’i henüz daha odasına girmeden buluyorsun. Shourer, bir şekilde sanki geldiğini fark etmiş gibi elini odanın kapısına atmadan arkasını dönüyor ve yüzündeki tebessümü silmeden sana baş hareketiyle odaya gelmeni işaret ediyor. Kendisi odaya girdikten sonra ise kapıyı sonuna kadar açık bir şekilde bırakıyor.
Shourer’in odasına doğru ilerleyip kapının önüne kadar geldiğin anda, seni pek de beklemediğin bir manzara karşılıyor. Zira odanın açık kapısından içeriye baktığında, odanın içinde beklediğinin aksine hiçbir mobilya görmüyorsun. Fakat bakışlarının büyümesine neden olan esas şey, odanın içinde büyükçe ve kalın kerestelerin bulunuyor olması oluyor. Odanın sana göre sağ tarafına istiflenmiş bir şekilde duran kerestelerden başını ayırıp diğer tarafa baktığında ise, odada gördüğün kerestelerden yapıldığı belli olan oyma eşyalar oluyor. Kimisi bir metreden uzun, kimisi ise avuç içi kadar küçük olan çeşitli oyma figürler, küçüklük büyüklü sandıklar, ne için kullanılacağı pek belli olmasa bile desenli bir şekilde oyulmuş düz ahşaplar ve bunun yanında büyüklü küçüklü kaşıklar görüyorsun. Kapının tam karşısında bulunan pencerenin önünde ise, Shourer’in bu oyma işlerini yapmak için kurduğu küçük alanı ve buradaki çeşitli malzemeleri rahatlıkla görebiliyorsun.
Shourer, kendisine kurmuş olduğu bu alanda bir şeyler arar halde dururken, eline aldığı bir oyma bıçağını ustaca elinde çevirmesinin ardından kapıya, dolayısıyla sana doğru dönüyor. Yüzündeki gülümseme, sanki ait olduğu yere kavuşmuş bir adamınkinden farksız dururken, etrafa bakışını taklit eder gibi çevresine bakınan Shourer, tekrar gözlerini sana çevirdiğinde “Meraklı mısındır?” diye soruyor.
Shourer’in odasına doğru ilerleyip kapının önüne kadar geldiğin anda, seni pek de beklemediğin bir manzara karşılıyor. Zira odanın açık kapısından içeriye baktığında, odanın içinde beklediğinin aksine hiçbir mobilya görmüyorsun. Fakat bakışlarının büyümesine neden olan esas şey, odanın içinde büyükçe ve kalın kerestelerin bulunuyor olması oluyor. Odanın sana göre sağ tarafına istiflenmiş bir şekilde duran kerestelerden başını ayırıp diğer tarafa baktığında ise, odada gördüğün kerestelerden yapıldığı belli olan oyma eşyalar oluyor. Kimisi bir metreden uzun, kimisi ise avuç içi kadar küçük olan çeşitli oyma figürler, küçüklük büyüklü sandıklar, ne için kullanılacağı pek belli olmasa bile desenli bir şekilde oyulmuş düz ahşaplar ve bunun yanında büyüklü küçüklü kaşıklar görüyorsun. Kapının tam karşısında bulunan pencerenin önünde ise, Shourer’in bu oyma işlerini yapmak için kurduğu küçük alanı ve buradaki çeşitli malzemeleri rahatlıkla görebiliyorsun.
Shourer, kendisine kurmuş olduğu bu alanda bir şeyler arar halde dururken, eline aldığı bir oyma bıçağını ustaca elinde çevirmesinin ardından kapıya, dolayısıyla sana doğru dönüyor. Yüzündeki gülümseme, sanki ait olduğu yere kavuşmuş bir adamınkinden farksız dururken, etrafa bakışını taklit eder gibi çevresine bakınan Shourer, tekrar gözlerini sana çevirdiğinde “Meraklı mısındır?” diye soruyor.



