Genç adamın sözleri sonlandığında, meraklı gözlerle Boaldir ve Curena'yı izlemeye başladı. Ortama düşen kısa süreli sessizlik sanki hiç bitmeyecekmiş gibi duruyordu. Bu ufak, stresli anı bozan Boaldir, O'nun Eletha olmasına imkan olmadığını söylüyordu. Curena bugüne kadar bahsedilen imgelerde değişiklik olsa da, sesin her zaman tek bir kişiye veya nesneye ait olduğunun düşünüldüğünü söylüyordu. Hiçbirinin onu göremediğini söylüyordu. Eletha'da aynı yollardan geçmişti, bu yüzden O'nun Eletha olamayacağını söylüyordu. Zen, bu konudan tam emin olamasa da Boaldir söze girip kandırılmadılarsa bu konunun böyle olabileceğini söylemesi, başka bir ihtimali ortaya çıkarıyordu. Gelen geçen tüm hükümdarlar, daha büyük şeyler saklıyor olabilirler miydi yoksa gerçekten o ışık, kadim bir şeye mi aitti? Bu konuda yapılan araştırmaların sonuçsuz kaldığını söyleyen Boaldir, O'nun bildiği veya tanıdığı bir insan olma ihtimalini düşük gördüğünü söylüyordu. Her bir Aludir'in benzer sesleri duymuş olması, bu sonucun doğru olabileceğini söylerken, O'nunla ikinci bir defa konuşabilene de şahit olmadığını söylüyordu. İlk uyanış dışında, bir kez daha O'nunla konuşan çıkmadığını söylüyordu.
Henüz daha söze girmeden, Boaldir ve Curena'nın sessizliğine katılıp anlatılanları sindirmeye başlıyordu. Birkaç saniye sonrasında Boaldir'in tekrardan söze girmesiyle bakışları ona doğru dönüyordu. Konu bu sefer Wuther'a gelmişti. Ona dair ellerinde beş adet yazıt, aslında tüm yazıtlarından beş parça olduğunu söylüyordu. Bunlar Aclania ilgili genel bilgiler içeren, özel bir şey olmayan bazı parçalardan oluşsa da, bir yazıt işin rengini değiştiriyordu. Bu yazıt doğrudan Wuther'a ait değildi, Furia Sura adında birinin Wuther'in Günlüğü adlı eserinden derlediği bilgileri içeriyordu. Yren Amaldin'den öncesine kadar giden bir anlatı içerdiğini, detaylı olmasa da Geçmişin Külleri olarak adlandırılan eserde Hephiris ve Xoxsus'tan bahsedildiğini söylüyordu. Mevcut kaynakların, Tarihçi Hephiris'in anlatımlarıyla şekillenmiş olduğunu, Tarihçi Xoxsus'un bilgilerine ulaşmak için arşivlere girilmesi gerektiğini söylüyordu. Wuther'ın Xoxsus'ın bilgilerine açıkça yer vermiş olması, ya arşivlerine eriştiğini kanıtlıyor ya da bambaşka bir şekilde kaynakları elinde tuttuğunu gösteriyordu.
Wuther, beklenilenden fazlası olan bir adam gibi duruyordu. Curena, ona ulaşmak için ellerinde sadece iki isim olduğunu söylüyordu. Birincisi, Aludir Aldea. Aldea'nın 25 yaşında bir kadın olduğu ve 4 yıldır Aludir olduğu yazmasına rağmen, Curena'nın söylemine göre bu mümkün değildi. 243 Yılında Aludir denemeleri yasaklanıyordu ve daha bu sene tekrardan yapılmaya başlanıyordu. Bu sebeple, bu mümkün değildi. Buna rağmen yazıdaki içerikler yüzünden onun gerçekten bir Aludir olduğuna kanaat getirebiliyorlardı, Wuther'a ulaşmak için Aldea isimli Aludir'in kim olduğunu bulmakta fayda olacağını söylüyordu. İkinci isim ise Furia Sura adlı, Geçmişin Külleri isimli yazıyı derleyen kişi. Bu kişinin Wuther'la arasında bağ kurduğu doğru gibi gözüküyordu. Wuther'a ulaşmak için bu iki kişiye ulaşmanın ilk gereklilikler olduğunu düşünüyordu Curena. Eletha'nın da bir şekilde Wuther'la temas etmiş olmasının muhtemel olduğunu söylüyordu. Ancak genç adama göre, bu doğru değildi. Kendisine Wuther'ı bulma görevini veren kişi Eletha'nın kendisiyken, onunla temas etmiş olması pek mümkün gelmiyordu.
Boaldir, derin bir nefes aldıktan sonra bu konuyu tek başına araştırmanın genç adamın mentalitesine uygun olmadığını söylüyordu. Hükümdar işleri hallolduktan sonra, bu konuyla ilgili derin bir çalışma yapma niyeti olduğunu, Hanbium'un da bu konuda faydalı olabileceğini düşündüğünü söylüyordu. O zaman gelince, adımlarının daha dikkatli ve temkinli olmasının faydalı olabileceğini söylüyordu. Onun bu konunun peşini bırakmayacak olması, genç adamın içindeki kıvılcımları biraz daha ateşliyordu.
"Eletha, Wuther'ı bulma görevini bana veren kişiydi. Onun Wuther'la temasa geçip geçmediği konusunda bir fikrim yok, ama bana söylediğine göre ona yönelme fırsatı olamamıştı henüz, bundan dolayı bu görevi ben üstlenmiştim. Sonrasında malum, diğer olaylar yaşandı zaten."
Diyerek temas konusundaki düşüncelerini dile getiriyordu.
"Diğer bir konu ise, O dediğiniz kişi. O bir kadındı."
O anı tekrardan hayal etmek için gözlerini kapattı hafifçe. O an yaşadığı tüm o muhteşem duyguları, o kadının kendisine yaşattığı tüm duyguları tekrardan zihninden geçirmeye başladı.
"Uzun bacakları, sanki hiçbir döneme ait olmayan kıyafet parçaları, beyaz tenli bacaklarına eşlik eden narin elleri, pembe uzun saçlar, muazzam bir güzelliğin parçaları gibi birleşiyordu. Yüzünü görmeyi çok istedim o kadının, ancak sanki hiç var olmayan eller yüzünü görmemem için başımı eğmeye devam ettiler. Başımı kaldıramadım, ama onun güzelliğini görebilmek, her bir parçayı birleştirip o muhteşem güzelliği tamamlayabilmek için her şeyi yapardım. Yine de, imkanım olmadı. Başımı eğmekten başka bir çarem yoktu. Sesi... Daha önce bir şekilde duydum, sanki bana her gün fısıldadı ama benimle konuşmamaya sonsuza kadar yemin etmiş olan o sesi, en güzel şarkının nağmelerinden bile çok daha güzeldi."
Gözleri hafifçe açtı gülümseyerek. "Ölmüş olmanın da iyi yanları oluyor sanırım." Dedikten sonra gülümsemesi daha da büyüdü. "Yazgını böylesine melun bir dille haykırmak sana yakışıyor mu Zenahpuryu? Daha önce gördüğüm ve selamladığım Zenahpuryu'nun sen olduğuna emin misin?" Birkaç saniyelik sessizliğe gömüldü bu sorudan sonra. Yüzündeki gülümseme biraz düşüyordu. "Bana sorduğu sorulardı. Peki gerçekten bana mı sormuştu, yoksa Zenahpuryu'ya mı? Ben mi Zenahpuryu ismini yaşatıyorum, yoksa Zenahpuryu ismi mi beni yaşatıyor? Ben mi Zenahpuryu'nun yazgısını yaşayacağım, yoksa benim yazgımın adı mı Zenahpuryu? O kadının konuştuğu kişi, ben miyim yoksa Zenahpuryu mu?" Tüm olan biteni, belki de bütün varoluşunu ve ismini sorgulayan bu soruların ardından kafasını iki yana sallayarak kendini toparladı.
"Boaldir benim isteğim sizden ayrı hareket etmek veya size karşı çıkmak değil. Ancak yaşadığım tecrübelere baktığınız zaman, bu konunun dışında kalabilecek olmam da mümkün değil. Sizlere saygı duyuyorum, Hanbium, senin ve Curena'nın ne kadar tecrübeli olduğunun farkındayım, zaten bu saygımdan ve tecrübelerinizden dolayı bu odadayım. Ancak dediğim gibi, yaşadığım tecrübeler bu araştırma için daha fazla ön ayak oluşturabilecek tecrübeler, bazı derin soruları sordurabilecek şeyler. Belki de, bazı soruları eleyebilecek ve bazılarını ise eğip bükebilecek şeyler. Bu yüzden, bu araştırmaya ben de katılmak istiyorum. Bir emir komuta zincirinden ziyade, en azından sadece bu araştırma için sizlerle yan yana olmak ve yaşadığım şeyleri araştırmamıza katmak istiyorum. Sizin hayat deneyiminiz ve benimse bu sorulara karşılık yaşadığım tecrübeler harmanlandığında cevaplara yaklaşabileceğimizin farkındayım. Bu yüzden, beni dışarıda tutmayın ve hükümdar seçme süreci bittiğinde sizinle birlikte araştırmaya katılmama izin verin. Eğer izin vermeyecekseniz üzgünüm ama, tek başıma harekete geçmekten kaçınmayacağım."
Diyerek teklifini sunuyordu. Bu teklifinden sonra, geriye son bir sorusu kalıyordu ve sonrasında odayı terk edebilirdi.
Henüz daha söze girmeden, Boaldir ve Curena'nın sessizliğine katılıp anlatılanları sindirmeye başlıyordu. Birkaç saniye sonrasında Boaldir'in tekrardan söze girmesiyle bakışları ona doğru dönüyordu. Konu bu sefer Wuther'a gelmişti. Ona dair ellerinde beş adet yazıt, aslında tüm yazıtlarından beş parça olduğunu söylüyordu. Bunlar Aclania ilgili genel bilgiler içeren, özel bir şey olmayan bazı parçalardan oluşsa da, bir yazıt işin rengini değiştiriyordu. Bu yazıt doğrudan Wuther'a ait değildi, Furia Sura adında birinin Wuther'in Günlüğü adlı eserinden derlediği bilgileri içeriyordu. Yren Amaldin'den öncesine kadar giden bir anlatı içerdiğini, detaylı olmasa da Geçmişin Külleri olarak adlandırılan eserde Hephiris ve Xoxsus'tan bahsedildiğini söylüyordu. Mevcut kaynakların, Tarihçi Hephiris'in anlatımlarıyla şekillenmiş olduğunu, Tarihçi Xoxsus'un bilgilerine ulaşmak için arşivlere girilmesi gerektiğini söylüyordu. Wuther'ın Xoxsus'ın bilgilerine açıkça yer vermiş olması, ya arşivlerine eriştiğini kanıtlıyor ya da bambaşka bir şekilde kaynakları elinde tuttuğunu gösteriyordu.
Wuther, beklenilenden fazlası olan bir adam gibi duruyordu. Curena, ona ulaşmak için ellerinde sadece iki isim olduğunu söylüyordu. Birincisi, Aludir Aldea. Aldea'nın 25 yaşında bir kadın olduğu ve 4 yıldır Aludir olduğu yazmasına rağmen, Curena'nın söylemine göre bu mümkün değildi. 243 Yılında Aludir denemeleri yasaklanıyordu ve daha bu sene tekrardan yapılmaya başlanıyordu. Bu sebeple, bu mümkün değildi. Buna rağmen yazıdaki içerikler yüzünden onun gerçekten bir Aludir olduğuna kanaat getirebiliyorlardı, Wuther'a ulaşmak için Aldea isimli Aludir'in kim olduğunu bulmakta fayda olacağını söylüyordu. İkinci isim ise Furia Sura adlı, Geçmişin Külleri isimli yazıyı derleyen kişi. Bu kişinin Wuther'la arasında bağ kurduğu doğru gibi gözüküyordu. Wuther'a ulaşmak için bu iki kişiye ulaşmanın ilk gereklilikler olduğunu düşünüyordu Curena. Eletha'nın da bir şekilde Wuther'la temas etmiş olmasının muhtemel olduğunu söylüyordu. Ancak genç adama göre, bu doğru değildi. Kendisine Wuther'ı bulma görevini veren kişi Eletha'nın kendisiyken, onunla temas etmiş olması pek mümkün gelmiyordu.
Boaldir, derin bir nefes aldıktan sonra bu konuyu tek başına araştırmanın genç adamın mentalitesine uygun olmadığını söylüyordu. Hükümdar işleri hallolduktan sonra, bu konuyla ilgili derin bir çalışma yapma niyeti olduğunu, Hanbium'un da bu konuda faydalı olabileceğini düşündüğünü söylüyordu. O zaman gelince, adımlarının daha dikkatli ve temkinli olmasının faydalı olabileceğini söylüyordu. Onun bu konunun peşini bırakmayacak olması, genç adamın içindeki kıvılcımları biraz daha ateşliyordu.
"Eletha, Wuther'ı bulma görevini bana veren kişiydi. Onun Wuther'la temasa geçip geçmediği konusunda bir fikrim yok, ama bana söylediğine göre ona yönelme fırsatı olamamıştı henüz, bundan dolayı bu görevi ben üstlenmiştim. Sonrasında malum, diğer olaylar yaşandı zaten."
Diyerek temas konusundaki düşüncelerini dile getiriyordu.
"Diğer bir konu ise, O dediğiniz kişi. O bir kadındı."
O anı tekrardan hayal etmek için gözlerini kapattı hafifçe. O an yaşadığı tüm o muhteşem duyguları, o kadının kendisine yaşattığı tüm duyguları tekrardan zihninden geçirmeye başladı.
"Uzun bacakları, sanki hiçbir döneme ait olmayan kıyafet parçaları, beyaz tenli bacaklarına eşlik eden narin elleri, pembe uzun saçlar, muazzam bir güzelliğin parçaları gibi birleşiyordu. Yüzünü görmeyi çok istedim o kadının, ancak sanki hiç var olmayan eller yüzünü görmemem için başımı eğmeye devam ettiler. Başımı kaldıramadım, ama onun güzelliğini görebilmek, her bir parçayı birleştirip o muhteşem güzelliği tamamlayabilmek için her şeyi yapardım. Yine de, imkanım olmadı. Başımı eğmekten başka bir çarem yoktu. Sesi... Daha önce bir şekilde duydum, sanki bana her gün fısıldadı ama benimle konuşmamaya sonsuza kadar yemin etmiş olan o sesi, en güzel şarkının nağmelerinden bile çok daha güzeldi."
Gözleri hafifçe açtı gülümseyerek. "Ölmüş olmanın da iyi yanları oluyor sanırım." Dedikten sonra gülümsemesi daha da büyüdü. "Yazgını böylesine melun bir dille haykırmak sana yakışıyor mu Zenahpuryu? Daha önce gördüğüm ve selamladığım Zenahpuryu'nun sen olduğuna emin misin?" Birkaç saniyelik sessizliğe gömüldü bu sorudan sonra. Yüzündeki gülümseme biraz düşüyordu. "Bana sorduğu sorulardı. Peki gerçekten bana mı sormuştu, yoksa Zenahpuryu'ya mı? Ben mi Zenahpuryu ismini yaşatıyorum, yoksa Zenahpuryu ismi mi beni yaşatıyor? Ben mi Zenahpuryu'nun yazgısını yaşayacağım, yoksa benim yazgımın adı mı Zenahpuryu? O kadının konuştuğu kişi, ben miyim yoksa Zenahpuryu mu?" Tüm olan biteni, belki de bütün varoluşunu ve ismini sorgulayan bu soruların ardından kafasını iki yana sallayarak kendini toparladı.
"Boaldir benim isteğim sizden ayrı hareket etmek veya size karşı çıkmak değil. Ancak yaşadığım tecrübelere baktığınız zaman, bu konunun dışında kalabilecek olmam da mümkün değil. Sizlere saygı duyuyorum, Hanbium, senin ve Curena'nın ne kadar tecrübeli olduğunun farkındayım, zaten bu saygımdan ve tecrübelerinizden dolayı bu odadayım. Ancak dediğim gibi, yaşadığım tecrübeler bu araştırma için daha fazla ön ayak oluşturabilecek tecrübeler, bazı derin soruları sordurabilecek şeyler. Belki de, bazı soruları eleyebilecek ve bazılarını ise eğip bükebilecek şeyler. Bu yüzden, bu araştırmaya ben de katılmak istiyorum. Bir emir komuta zincirinden ziyade, en azından sadece bu araştırma için sizlerle yan yana olmak ve yaşadığım şeyleri araştırmamıza katmak istiyorum. Sizin hayat deneyiminiz ve benimse bu sorulara karşılık yaşadığım tecrübeler harmanlandığında cevaplara yaklaşabileceğimizin farkındayım. Bu yüzden, beni dışarıda tutmayın ve hükümdar seçme süreci bittiğinde sizinle birlikte araştırmaya katılmama izin verin. Eğer izin vermeyecekseniz üzgünüm ama, tek başıma harekete geçmekten kaçınmayacağım."
Diyerek teklifini sunuyordu. Bu teklifinden sonra, geriye son bir sorusu kalıyordu ve sonrasında odayı terk edebilirdi.






