Yok Olan Hayallerin Avuntuları (Inias | Diniel | Gadiel | Dina | Zenahpuryu)

User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

08 Mar 2024, 13:49

Bir özlemle nefes alışverişleri, her bir solukta içime dolan kasvetli hava, ruhumu sıkıştıran bir ağırlık gibi hissettiriyordu. Odanın içi, sessizlikle dolu, ancak o sessizliğin içinde yankılanan bir çeşit boşluk vardı. Konuşmanın getirdiği yorgunluk artık bedenimi esir almıştı ve zihnimi yavaşça bulanıklaştırıyordu. Başımın içinde hafif bir zonklama, varlığını belirginleştiren bir ağrı haline gelmişti. Odada dolaşan bu tükenmişlik ve kasvet, adeta beni sarhoş ediyordu. Ancak, bu an itibariyle, konuşmaya dair herhangi bir zorunluluğum kalmamıştı. En azından benim için artık sessizliği koruma şansı doğmuştu. Ruhumun içindeki huzursuzluk, sessizliğin kollarında hafiflemeye başladı. Zihnim, düşüncelerin ve duyguların karmaşık labirentlerinden uzaklaşıyor, sakinleşiyordu. Belki de sessizlik, en büyük huzur kaynağıydı.

Curena'nın Ela ile görüşme isteğime karşı gösterdiği tepki, mantıklı bir tepki gibi görünüyordu. Ancak, gerçekten durumun bu kadar basit olduğuna inanmak, onu görmek için içimdeki can atan kalbime bir ancak bir süre söz geçirebilirmişim gibi hissettiriyordu. Ama yine de, onun bu kadar kötü bir durumda olduğunu kabul etmek ve inanmak... O karanlıkta bana ışık olan kadının zihnimde oluşturduğu portreden sonra, onun böyle olduğunu düşünmek veya inanmak kolay değildi. Ela, benim için bir tür kılavuz olmuştu, içsel bir rehber. Onun aurası, hayatımın karanlık köşelerinde bile umut ışığı gibi parlamıştı. Ancak, şimdi bu görüşme isteğiyle birlikte, belki de o umut ışığının zayıfladığını düşünmek istemiyordum. Çünkü Ela'nın gerçekten bu kadar zorlu bir süreçten geçtiğini kabul etmek, içimde bir çeşit acı yaratıyordu. Onun için endişelenmek, onun yanında olmak istemek... Ama aynı zamanda, belki de ona yük olmak, onu daha fazla incitmekten korkuyordum. Bu çelişkili duygular içinde, onunla yeniden bağlantı kurma isteğiyle birlikte, kafamda bir savaş yaşanıyordu.

Gene de ufak bir baş hareketi ile Curena’ya bu konu nezdinde itiraz etmeyeceğimi göstermek maksadıyla onayı verdim. Bir süre bu konu nezdinde kendimi tutabileceğime inanıyordum.

Herkese selamımı verip odadan çıktıktan sonra, ileride bir güruh olarak bekleyen organizasyon liderlerine tek tek bakma gereksimi duydum. Bu adamlardan biri üç gün sonra hükümdar olacaktı ve onu hükümdar yapan bizlerin oyları olacaktı. Kimi seçeceğime dair herhangi bir fikrim olmamasına rağmen ortaya attığım iki aday da maalesef beni bu çıkmazdan çıkaramamıştı. Bir yandan, bu liderlerin her birinin farklı bir vizyona sahip olduğunu görebiliyordum. Kimisi daha sert ve otoriter bir yaklaşımı savunurken, diğerleri ise daha yumuşak ve uzlaşmacı bir tavır benimsemişti. Ancak, hangi liderin daha iyi olacağına dair kesin bir karar vermek benim için oldukça zordu. Her bir adayın da güçlü yönleri olduğu gibi, elbette zayıf noktaları da vardı. Hangi liderin Aclania için daha iyi bir gelecek vaat ettiğine dair net bir fikrim olmadan, bu kararın ağırlığı beni huzursuz ediyordu. Belki de bu seçim, Aclania’nın geleceği üzerinde büyük bir etki yapacaktı ve bu sorumluluğun altından kalkmak kolay değildi. Üç gün içinde bir karar vermek zorundaydım ve bu süreçte her bir adayı da daha yakından incelemem gerekiyordu. Belki de içlerinden hangisinin daha iyi bir lider olabileceğine dair ipuçları bulabilirdim. Ancak şu an için, kafamda net bir yol belirlemek oldukça zor görünüyordu.

Birkaç adım daha atarak, onları sesime duyurabileceğim kadar yakın bir konuma geldikten sonra durdum. "Saygıdeğer Organizasyon Liderleri... Bu üç günlük süreçte, değerli vakitlerinizden birazcık bana ayırmanızı rica ediyorum. Benimle birebir görüşmek isteyen herkesle bu süreçte görüşmek ve sizi tanımak istiyorum. Takdir ederseniz ki, sizler hakkında bildiklerim oldukça kısıtlı. En azından oyumun hakkaniyetli olması için bana bu lütfu göreceğinizi düşünüyorum." Gözlerimi onlara doğru çevirdim, yorgunlukla dolup taşan bir bakışla. Belki bu görüşmeler, Aclania’nın geleceği için önemli bir adım olabilirdi. Her bir liderin farklı bir bakış açısı ve vizyonu olduğunu anlamak için bu fırsatı kullanmalıydım.
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

08 Mar 2024, 15:04

İnias, en azından kendisi için, Boaldir ile Curcena ile düzenlenmiş bu tartma toplantısına son verip dışarı çıkmaya hazırlanırken Diniel ona tatlı bir şekilde engel oluyordu. Diniel'in sözleri ile İnias ondan ne kadar uzun süre ayrı kaldığını ve onla en son görüşmesinin ardından ne kadar olay olduğunu anımsıyordu. Kendisi hakkında endişelenen biri olması onu mutlu ediyordu.

"Ah, doğru ya, senden uzun süre ayrı kaldık. Lütfen endişe etme, benim durumum gayet iyi. Hatta, önceye nazaran çok daha iyi. Odana uğradığımda bütün detayları seve seve anlatırım. Senden birşey saklamak istemiyorum sonuçta."

Dina, Gadiel ve Diniel odayı terk etmiş oluyor ve geriye sadece İnias, Zenahpuryu, Boaldir ve Curcena kalıyor. İnias gözlerini kapatıp biraz düşünüyor. İlk Bristran ile görüşmeye karar veriyor ve oturduğu yerden ayağı kalkıyor. Kapıya doğru ağır adımlarla ilerliyor. Acele etmemeli. Gergin olmamalı. Sadece hedefine odaklanmalı. Dışarı çıktığında ise Dina'yı göremese de, Gadiel'i ve Diniel'i görüyor. Gadiel ulusa sesleniş yaparken Diniel randevu ayarlıyor. İnias da kendisine bir randevu ayarlıyor. Bristran'a elini uzatıyor.

"Sizi henüz kimse kapmadıysa, önce sizinle görüşmek istiyorum."
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

08 Mar 2024, 17:34

Genel; Zenahpuryu hariç hepiniz odadan sırayla çıkmaya başlıyorsunuz. Odadan ilk çıkan Dina organizasyon liderlerinin kapının tam karşısındaki duvarda durduklarını, içlerinden bazılarının kendi aralarında konuştuklarını görüyor. Ancak kapıdan çıktığı anda, her bir organizasyon liderinin bakışlarını üzerinde hisseden Dina, kendisine yönelen tüm bakışlara kendi tutumuyla karşılık veriyor. Yüzlerinde belirgin bir ifade olmasa bile, kiminin umursamaz, kiminin öfkeli ve çoğunluğun ifadesiz bakışları arasında Dina kendisine koridorun ucunda kuytu bir nokta buluyor ve buraya yerleşiyor. Ardından ise, bakışlarıyla organizasyon liderlerini esir almaya başlasa da, hem kapıdan başkaca çıkanlar olması hem de içeride yaşanan hadiseler neticesinde, Dina üzerinde umduğu bakışları pek de bulamıyor.

Odadan çıkan Diniel, organizasyon liderlerinin Dina’nın yarattığı sessizlik içerisinde bulunduklarını görüyor. Bu durum, onların kendi aralarında bir konuşma olmaması nedeniyle içlerinden istediğine yanaşabilmesine olanak sağlıyor. Bu doğrultuda Diniel adımlarını Shourer, Ungu ve Rarona’dan oluşan bir öbekleşmenin içinde yer alan Ruzanac’a yönlendiriyor. Her bir organizasyon liderinin bakışlarını üzerinde hissetse bile, Diniel adımlarına hiçbir taviz eklemiyor ve doğrudan öbekleşmenin odağına kendini yerleştiriyor. Her ne kadar Diniel’in hedefi Ruzanac olsa bile, Diniel’in gelmesiyle birlikte ilk dikkatini çeken kişi Shourer oluyor. Shourer, yüzündeki tebessüm ve parıldayan mor gözleriyle Diniel’in gelişine kafasıyla bir selam ekliyor ve sanki üzerinde tutulan spot ışıklarını bir anlığına da olsa Diniel ile paylaşıyor. Fakat bu esnada, Rarona’nın biraz huzursuz ve dalgın hali Diniel’in dikkatini çekiyor. Sanki Diniel’in gelmesinden duyduğu rahatsızlığı belli etmiyormuş gibi yapmaya çalışsa bile, donuklaşan bakışları bunu pek de mümkün kılmıyor. Ne var ki Diniel, bu huzursuzluğun kaynağının hoşlanmama veya haz etmeme şeklinde olmadığını, esasen basit bir kıskançlığın buna sebebiyet verdiğini hissedebiliyor. Tam bu esnada ise, Ungu’nun derin ve sorgulayıcı bakışlarını hisseden Diniel, Ungu’nun heybetli cüssesi altında kudretli bakışlarını görebiliyor.

Diniel öbekleşen bu kişiler arasındaki hedefine yönelerek Ruzanac’a görüşmek istediğini belirten cümlesini kuruyor. Ruzanac bu sözler karşısında vücuduna yansıyan herhangi bir ekstra tepki eklemeksizin, sağ elini hafifçe kaldırıp yolu gösteren bir el hareketi yapıyor. Diniel bu el hareketiyle birlikte öbekleşen kişilerin yanından ve organizasyon liderlerinin arasından sıyrılarak, odaya gelmiş olduğu yöne doğru ilerliyor. Attığınız birkaç adımın ardından organizasyon liderlerinin sizi duymasının mümkün olmayacağı bir noktaya geldiğinizde, Ruzanac adımlarını kesiyor ve vücudunu duvara yaslayıp Diniel’e yüzünü dönmesinin ardından, sadece Diniel’in duyabileceği bir ses tonuyla “Buyrun Diniel Hanım, sizi dinliyorum.” diyor. Ruzanac’ın biraz kırçıllı sesini ilk kez duyan Diniel, altında yatan kibar tonu garipsese bile, esasen sesin biraz yankılı gelmesi dikkatini çeken ilk detay oluyor. Bu yankının kaynağının Ruzanac’ın yüzündeki maske olduğunu düşünen Diniel, yine de seste ekstra bir değişiklik olduğunu da düşünmeden edemiyor.

Diniel’in odadan çıkmasının akabinde, Gadiel de odadan ayrılmasının ardından organizasyon liderlerinin kendisine dönen bakışlarıyla yüzleşiyor. Dina ve Diniel’in aksine doğrudan tüm organizasyon liderlerini kendine hedef alan Gadiel, cümlelerini kurmaya başladığı esnada Diniel’in Ruzanac ile birlikte koridorun bir diğer tarafına gittiğini görüyor. Organizasyon liderleri ise Gadiel’in sözlerini dinledikten sonra ufak bir homurtu duyuyor ve aynı zamanda tebessüm eden yüzler de görüyor. Özellikle Veruan’ın yüzündeki öfke ifadesi ve Nacse’nin yüzündeki donukluk, Gadiel’in sözlerinden pek haz etmediklerini açıkça belli etse bile, enteresan bir şekilde ilk konuşan kişi Vearis oluyor. Piposundan aldığı derin bir nefesin ardından Bristran ve Hanbium arasında duran Vearis birkaç adım öne çıkıyor ve “Elbette görüşebiliriz ve birbirimiz tanırız. Ancak, her ne kadar oyun değerli olsa bile -ve belki de bizleri tasvip etmesen bile- birbirimize saygı duyacaksak, sanırım senin bizlerin yanına gelmesi daha yakışık olur.” diyor. Tam bu anda söze atlayan Veruan “Ayaklarına kapanacağımızı mı sandın?” diye çıkışırken, Nacse onu durduran el hareketinin ardından “Sonuç ne olursa olsun, neticede bizler organizasyon liderleriyiz. Bunu küstahlık veya kendini üstün görme olarak algılama genç adam. Sadece hepimiz Aclania için çabalıyorsak, bazı teamüllere de riayet etmek gerektiğini düşünüyorum.” diyor. Bu noktada sözü devralan Vearis “Söylemek istediğim buydu. Neticede iyi niyetli olarak yanına gelsek bile, içimizde bunu bir oy almak için yaltaklanmak olarak adlandırabilecek kişiler var.” diyor. Vearis’in bu sözlerinin muhatabının Veruan olduğu bakışlarından bile açıkça anlaşılsa bile, bu aşamada Veruan bir şey söyleme gereği duymuyor ve bu sözleri -muhtemelen şimdilik- yutuyor.

Tüm bu konuşmaların yaşandığı esnada dışarıya adımını atmış olan Inias, grup içerisinde en azından diğerlerine nazaran daha boşta gibi duran Bristran’a yöneliyor. Inias’ın bu adımlarını fark eden Vearis ise, bir anda yanından geçen Inias’a bakarken yüzüne yerleştirdiği gülümsemesinin miktarını arttırarak “İlk benimle konuşursun sanıyordum Inias.” diyor. Vearis’in bu sözleri altında herhangi bir sitem veya kırgınlık olmadığını, sadece takılma amaçlı söylendiğini hissedebilen Inias Bristran’a görüşmek istediğini iletmesinin ardından Bristran hafifçe etrafına bakındıktan sonra “Tabii, elbette.” demekle yetiniyor. Bu sözlerinden sonra bir kez daha etrafına bakınan Bristran, gözlerini bir süre kapıda tutmasına rağmen beklediği sonucu almamış gibi iç geçirerek koridorun tenha bir noktasına doğru ilerliyor. Koridorda bulunan kişilerin sizleri duymasının mümkün olmadığı bir noktaya gelmesinin ardında ise Bristran adımlarını kesiyor ve kapıyı görebileceği bir konuma yerleşmesiyle birlikte “Seni dinliyorum Inias.” diyerek sözü Inias’a bırakıyor.

Zenahpuryu; Herkesin teker teker odadan çıkmasının akabinde, Boaldir ve Curena ile odada yalnız başına kalıyorsun. Boaldir, odadaki her bir kişinin çıkışını dikkatle takip etmesinin ardından, odada başkaca kişiler kalmayınca bakışlarını masaya çeviriyor. İlk olarak derin birkaç nefes alan Boaldir kaçamak bir bakışlar Curena’yı keserken “Ne zor bir gün, öyle değil mi?” diyor. Bu sözlere karşılık Curena yüzüne bir tebessüm ekleyip Boaldir’in masanın üstünde bulunan sağ eline birkaç kez hafifçe vuruyor. Curena’nın bu hareketi Boaldir’in yüzünde de bir tebessümün oluşmasına neden olurken, Curena bakışlarını sana çeviriyor ve ardından “Kafandaki soru işaretlerini nasıl giderebiliriz? Hadi dökül bakalım!” diyor. Curena’nın bu cümleleri, diğerlerinin odada bulunduğu zamana nazaran daha cana yakın ve rahat bir şekilde ağzından çıkmış gibi görünüyor. Boaldir’in genel yüz hatları da üzerine çöken rahatlığı açıkça ortaya koyarken, tüm odakları tamamen sana dönmüş gibi görünüyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

08 Mar 2024, 17:50

İnias, Bristran ile kenara geçtikten sonra onun bakışlarını takip edip kapıya bakıyor onunla.

"Eğer aklınız Zenhapuryu'da kaldıysa, onun çıkmasına daha var. Konuştuğu konularda kararlı ve derin düşünen birisi. İstediğini almadan bir yere gitmez bence."

Bristran'ın dikkatini kendisine çekmek adına onun içini böyle rahatlatmaya çalışıyor. Bu sözlerinden sonra konuya giriyor.

"Güce saygı duyduğunuz ve gücü önplanda tuttuğunuz çıkarımındayım. O yüzden ilk öğrenmek istediğim sizin için güç kavramının ne olduğu."

Hükümdar olacak kişi güç sahibi olmaktan öte gücün kendisi olacak. Bütün yetki ve etki onda toplanacak. Bakalım, bu konuda bu aday ne düşünüyor?
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

09 Mar 2024, 22:22

Sakin bir şekilde kollarını göğsünde birleştirip herkesin çıkmasını bekledi. Teker teker her çıkan kişinin sözlerini ve gidişini seyretti. Odada yalnız kaldığında, gözleri Boaldir ve Curena’ya döndü, ancak hemen sohbete girme eğiliminde değildi. Boaldir birkaç derin nefesin ardından Curena’ya bakış atmaya başlıyor, Curena’a sağ elini hafifçe onun eline vurarak destek oluyordu. Belki de iki aşığın bir yabancının önünde en samimi anlarından bir tanesiydi bu. Sadece gülümsemekle yetindi Zen, birkaç kez kapıya doğru kaçamak bakış attıktan sonra Curena söze giriyordu. Curena kafasındaki soru işaretlerinden bahsettiğinde, gülümsemesi biraz daha büyümüştü.

“Muhtemelen gideremeyeceksiniz. Onlar soru işareti olarak kalacaklar, onlara noktayı koyacak olan sizler değilsiniz.”

Diyerek ilk tepkisini veriyordu. Kısa bir es verdikten sonra devam ediyordu.

“Ancak kafamdaki soru işaretlerinin dallanıp budaklanmasına yardımcı olmanızı istediğimden sizinle konuşmak istedim. Hayat tecrübeleriniz olduğu çok belli, bir cevap bulamasanız bile bu tecrübelerinizden kaynaklı doğabilecek soruları bilmek istiyorum. Bu soruları bilirsem, cevapları verecek kişiye veya kişilere neler sorabileceğimi daha net göreceğim.”


Cümlelerini tamamladığında, ayağa kalktı. Derin bir nefes aldıktan sonra, bir kaplumbağadan daha yavaş bir şekilde nefesini vermeye başladı. Düşüncelerini toparlamaya çalıştığı belli oluyordu.

“Bristran, söylediklerime karşı katı davrandı. Ki sizler de bu katılığı destekliyor olabilirsiniz, hadsiz olduğumu düşünüyor da olabilirsiniz, saygı duyarım ve patrona da saygı duyuyorum. Lakin, dediklerimin hala arkasındayım. Bir geminin kaptanı bel bağlanması gereken tek kişi olmamalı. Bu yüzden, araştırmalarıma tek başıma devam etmenin daha uygun olacağını gördüm. Belli ki, birilerine bu düşünceden daha fazla bahsedersem başıma iş açılacak.”

Hafifçe gülümsedi bir gerçekle yüzleştiğini gösterircesine. Sonrasında devam etti.

“Bir sürü bilinmeyen var. Öncelikle size sormak istediğim, kişisel bir mesele. Dediğim gibi, ölüp dirilmem. Almazath beni öldürmeden önce, ölümün bir çok şeyin sonu gibi göründüğünü, ancak bazı şeylerin başlangıcı olduğunu söylemişti, bazı şeylerin bittiğini sansan da bazı şeylerin daha yeni başladığını. İsmimin anlamını öğreteceğini söyledi, ancak bunu öğrenemeyecek hale geldiğimde. İblisim Shy, gözlerimin önünde öldükten sonra onun bedenini korumak için ölüme doğru yürüdüm. Öldüğümü çok iyi hatırlıyorum, Shy’ın bedeninin üstünde son nefesimi verdiğimi. Sonrasında, ikinci kez doğduğum bu Aludir meselesinde gördüğüm ilk görüyü tekrardan gördüm, sonrasında benimle konuşan o beyaz ışık karşıma geldi.”


Gözleri o anı tekrardan yaşıyormuş gibi bir boşluğa daldı.

“Bana karanlıktan karanlık olmayı dilesem de, karanlığın yazgıma reva olamdığını, karanlığı kanıma işlesem de kanıma, karanlığın gölgemin altına düşmeyeceğini söyledi. Yazgıma değebilecek siyah bir nokta bile olmadığını, karanlığın asla var olmayacağını söyledi. Sonrasında ise, yazgım bu dünyanın ışığı ise, bunun bir karanlığı olacağını ekledi. Işığımın kararmasına müsaade etmemem gerektiğini, yazgımın silinmesine izin vermemem gerektiğini söyledi.”


Gözlerini daldığı boşluktan çekmek için kafasını iki yana salladı hızlıca. Bakışları karşısındaki ikili arasında gezdiriyordu.

“Uyandığımda Shy’ın kafası boynundan kopmamıştı. Tamamen iyileşmiş bir şekilde duruyordu, benim bedenimde açılan tüm delikler kapanmıştı ve en önemlisi Eletha yanımdaydı. Eletha’ya sordum, daha önce geçmişlerinde ölüp dirilen bir Aludir olmadığını söyledi, ancak yazılan tarih öncesinde varsa bile onlara dair bilgimiz olmadığını da ekledi. Ki gördünüz, Diniel bildiği bilgileri aktardıktan sonra Yren Amaldin’e kadar giden bilgiler haricinde bir şey bilmiyorlardı. Bu yüzden Tarihçi Wuther ile konuşmam gerektiğini söyledi.”

Tüm cümleleri bittiğinde, kalktığı yere geri oturdu.

“Bunları anlatma sebebime gelirsek. Tarihçi Wuther’a soracağım sorular arasında nasıl ölüp dirilmiş olabileceğim var, ancak işin ucunda başka bir şey varsa onları da sormam gerek. Ölüp dirilmediysem neler olmuş olabilir onları da düşünmem gerekiyor. Ancak tecrübelerim farklı sonuçlar düşünmeme engel oluyor. Siz hiç, daha önce bir Aludir’den en başta kendi ismini seslenen o kişiyle bir daha konuştuğunu, o kişinin ona seslendiğini duydunuz mu? O ışık, ismimizi bize söyleyen kişi veya nesne, bir insan olabilir mi? O ışık, Eletha olabilir mi?”


Sorularını teker teker sorduktan sonra, karşı taraftan da sorular ve bir takım cevaplar bekliyordu. Herhangi bir soruya net olarak cevap olması gerekmiyordu, kafasındaki soruları eleyebilir ve daha başka sorular ekleyebilirse yeterliydi.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Dina
Posts: 158
Joined: 13 Nov 2022, 05:50

10 Mar 2024, 02:27

Ne konuşuyorlardı ki? Bu kadar konuşacak ne var? Burada bulunan herhangi bir liderin, kendi kişiliğine uygun davranacağını tabii ki düşünmüyordu. Sarışın maymun hariç. Belli ki hissiyatını saklayamayan, ya da saklamaya çalışmayan bir tek o var. Açıkcası, bu durumda koridordaki herkesin aksine, tek dürüst insan o. Hükümdar olsa, Inias ve kendisinin başta olmak üzere boğazına urganı geçireceği bariz gibi. Ne olursa olsun fazlasıyla sıkıcı. Bürokrasi ne kadar ilgi çekici olursa olsun, Dina için çıkar sağlayamayacağı anda uğursuz ve dipsiz bir uğraş gibi.

Beklemeye devam ediyordu. Ne de olsa rahatsız edici bir unsurdu onlar için. Belki de onu ezilmesi gereken, minik bir böcek olarak görüyorlardı. Belki de yok edilmesi gereken bir hedef. Hatta bir çoğunun onu nedensizce hiç umursamadığını hissediyordu. Böyle hissetseler de garip kaçmazdı. Ne düşüneceği belli olmayan, tamamıyla saygısız ve edepsiz, dikkate alınmaya değmeyecek birisi. Değer görmek gibi bir amacı da yoktu zira. İblis diyarına bir hükümdar seçilecek olsa, değer görmeyi isteyebilirdi. Hemen herkes de meşgul olduğuna göre, kimseye bir dert anlatma gibi bir gayesi de en başından beri olmadığına göre; bu seansı beklemekle geçirecekti. Düşünceleri ilk andan beri netti çünkü. Geri adım atacak kadar korkak ve dengesiz birisi değildi. Bakışlarını kalabalıktaki gözlerden ayırıp tavanı izlemeye koyuldu. Kollarını göğsüne buluşturdu ve birbirine bağladı.

Derin bir nefes verdi. Basit, içine içine gömülerek tıslarken, "Gyugnal haklıymış. Tamamen hikaye." dedi. Kendisinin dahi duymakta zorlandığı ses tonu ile havaya karışan nefesi, derin düşüncelerini bir kez daha eşelerken beklemeye devam etti.
Image
Karakter - Künye
Image
İsim: Dina
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 21
Boy: 165
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: -
Mevcut Para: 9.550
İtibar: 6


Profil
Güç: 1
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 3
İrade: 6
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 4
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 2

Ekipmanlar/Eşyalar
-
İblis - Künye
Image
İsim: Vybukh
Cinsiyet: Erkek
Boy: 2.25
Kilo: 217
Tür: Yaratık
Seviye: Razguk

Profil
Varlık: 5
Güç: 6
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 6
Arun: 7
Duren: 4
İrade: 5

Yetenekler
Element Yaratıcısı

Teknikler

Azgın Canavar - C Rank
Misket Bombası - C Rank
Kuyruk Kırbacı - B Rank

Ekipmanlar/Eşyalar
Bel Çantası
3 adet Cam Fanus
2 adet Yağ Matarası
40 adet Demir Bilye
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

11 Mar 2024, 04:47

Odadan çıktıktan sonra bir şekilde Dina'nın liderlerin sessizliğe gömülmesine sebep olduğunu görmüştüm. Bir şey mi söylemişti bilmiyordum ancak ilgi alanım değildi. Ben Ruzanac için görüşme isteyecektim nihayetinde. O da küçük adam, Ungu ve Ronaro'nun içinde bulunuyordu. Doğrudan adımlarımı ona doğru atmayı sürdürürken Shourer'in yüzündeki tebessüm ve parıldayan gözleri dikkatimi çekiyordu. Baş selamına karşılık ben de baş selamı veriyordum. Bu kadar etkilenecek ne olduğunu anlamamış olmakla beraber düştüğüm bilinmezliği dışarı yansıtmıyordum. Rarona ise huzursuz ve dalgın görünüyordu. Kıskanıyor muydu? Onun kıskanıp kıskanmaması umurumda bile değildi. Zaten fazlasıyla derdim varken bir de böyle saçma şeylerle vakit harcayamazdım. Ungu ise hala bazı konularda benimle ilgili kafasında bir şeyler oturmamış gibi geliyordu. Beni çözmeye çalışıyor olması kendi hedeflerine yönelik olabilirdi belki. Bilemiyordum. Kendisi bilir. Benim hedefim Ruzanac'tan başkası değil. Ancak daha sonrasında Shourer ile konuşmam belki faydalı olabilirdi. Görünüşü gözüme fazla genç gelmişti.

Ruzanac ile görüşme talebim sessizce ve işaret diliyle karşılanmıştı. Bana gösterdiği yolda beraber yeterince uzaklaştıktan sonra duvara dayanmış ve gayet kibar tonda sözümü bekliyordu. Maskenin ardından gelen yankılı sesin sebebi ister istemez dikkat çekici oluyordu. Bunun sebebi maske olmalıydı ancak sanki... sanki maskenin ardında başka bilmediğim şeyler de bulunuyordu. İblis olabilir mi? İblis olsa varlığını hissederdim sanırım. Hissedebilir miydim? Aklım yeniden bilinmezliklere gitmeden konuya dönüyordum.

Kollarımı karın hizamda usulca kavuşturduktan sonra bakışlarımı maskenin ardındaki gözlerine dikiyordum. Onun gerçekten hükümdar olmak isteyip istemediğini bilmediğim gibi Eletha'dan doğrudan emir alan birliğin liderinin karşısındaydım. Onun bildikleri, aldığı görevler ve gizli amaçları bir başkası biliyor olabilir miydi?

"Eletha'dan doğrudan emir alan birliğin lideri olarak pek çoğunun bilmediği özel hedefler ve amaçlara yönelik pek çok görev almış olmasınız" dedikten sonra iki saniye kadar durma gereği hissetmiştim. Ardından "Yüzünüzdeki maskeyi Eletha'dan önce de takıyor muydunuz? Ne zamandan beri ve neden Aclania için vaktinizi harcıyorsunuz? Bana bunun cevabını gerçekten verecek misiniz?" diye soruyordum.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

11 Mar 2024, 12:19

Gözlerim, dışarıdan gözüken tüm yorgunluğuna rağmen, dikkatle takip etti olup biteni. Veruan’ın yüzünde beliren öfke ile Nacse’nin bir buzulu andıran soğuk ifadesi, sözlerimin onlarda hoş karşılanmadığını açıkça gösteriyordu. Gözlerim, bu sessiz çekişmenin ortasında bir an bile titremeden, kıyametin sessizliğiyle dolup taşan bir okyanusun derinliklerindeymiş gibi kıpırtısız kaldı.

Sözcükler, birer kılıç gibi keskin, birer ok gibi hedefe yönelmişti. Her bir nefes alışverişinde, atmosferdeki elektrik yüklü havayı hissedebiliyordum. Vearis ilk söze giren oldu. Sözlerimi makul bir şekilde yorumladı. Akabinde Veruan'ın sesi, bir volkanın patlamasına benzer bir güçle yankılandı. Kelimeleri lav gibi dökülüp etrafa zarar vericekmiş gibi hissettiriyordu.

Nacse ise daha ılıman yaklaştı. Bakışları dondurucu soğukluktaydı, bir buzulun ölümcül sessizliğini andırıyordu. Sözlerimin her bir harfini tartıp inceliyordu, sanki zihni bir labirentin içinde kaybolmuş gibiydi. Ancak sözleri, sesinin soğuk tonuna rağmen daha ılımandı, adeta rüzgarın getirdiği ılıman bir ilkbahar havası gibi.

Ben ise, bu çekişmenin ortasında duruyordum. Sessizlik, her nefes alışverişimde beni saran bir örtü gibi hissediliyordu. Zihnim, bir fırtına öncesi sessizlik gibi doluydu, her bir düşünce yıldırım gibi çakıyordu. Ancak içimde bir umut, bu gerginliğin ardında bir çözümün yattığına dair parlıyordu.

Vearis’in son sözlerini söylemesinden sonra, usulca tebessüm ettim. Elbette onları ayağıma çağırmak istememiştim ve sözlerim kendimi yanlış ifade etmemden dolayı yanlış algılanmıştı. “Lütfen özrümü kabul edin,” dedim, sesimde samimiyetle birlikte hafif bir iç çekiş vardı. “Niyetim sizi ayağıma çağırmak değildi elbette, sanırım birbirimizi yanlış anladık. Sadece bana zaman ayırmanızı istemiştim. Bu doğrultuda dilediğiniz bir yerde sizinle buluşabilirim. Böyle takıntılarım yok.” Bir an duraksadım ve ekledim; “Eğer arzu ederseniz bugün gün içerisinde üçünüzle de görüşebilirim. Sıralamayı size bıraktım, uygunsa pek tabii.” Bu sözlerim, bir barış kıvılcımı gibi, bu gerilim dolu atmosferde bir umut ışığı gibi parlamasını umdum.
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

11 Mar 2024, 14:40

Inias; Bristran’ın odağını sana çevirmesiyle birlikte söze girdiğin anda, Bristran hafif şaşırmış gibi kaşlarını yavaşça kaldırıyor ve ardından yüzüne yerleştirdiği bir tebessümle kaşlarını indiriyor. Sözlerindeki haklılık payını tebessümüyle karşılamış olan Bristan sözlerini dinlemesinin akabinde “Organizasyonumdaki birini beklemem kadar doğal bir şey olamaz, değil mi? Zen’in dostları tarafından da bu şekilde kabul edilmesi beni sadece gururlandırır. Minnettarım.” diyor. Son kelimesini gözlerini kapatıp hafifçe başını aşağıya doğru eğerek dile getiren Bristran kafasını yavaşça kaldırıp gözlerini açarken “Güç kavramı nedir?” diyor öğrenmek istediğin şeyin cevabını vermeye hazırlanarak. Bristran kafasını tamamen dik hale getirip gözlerini seninkilere kilitlerken “Organizasyonuma giren veya organizasyonumda olduklarını unutan kişilere söylediğim bir şey vardır.” diyor. Bu cümlesinin ardından Bristran sağ elinin işaret parmağının şakağına doğru götürürken “Güç buradan başlar.” diyor. Aynı parmağını bu kez kalbine doğru indiren Bristran “Buraya yönlenir.” diyerek konuşmasını sürdürüyor. Ardından tüm göğüs bölgesini işaret edecek şekilde bir çember çizen Bristran “Buraya yayılır.” diyor. Bu sözlerinden sonra birkaç saniye duraksayan Bristran “Güç dediğin şey, sadece kas gücünü kullanabilmen veya iblisini en üst mertebeye kadar güçlendirebilmen değildir. Güçlü insan, ilk önce zihnini ehlileştirir… Tehlike, korku, güçsüzlük ve aciz kalma… Önce bunları deneyimler ve her daim bunları korur. Güçlü kişinin zihni zayıfsa, kaslarının veya iblisinin bir önemi yoktur.” diyor. Cümlelerini bir yere bağlayacak gibi görünen Bristran en sonundan yüzünü daha yumuşak bir hale getirirken “Güçlü bir insan, dört duvar arasında sıkışmış bir haldeyken, sadece kaslarına güvenerek hayatta kalabileceğine inanmaz. Güçlü insan, karşısındaki tehdidin boyutlarını sezemeden güçlü olamaz.” diyor.

Bu aşamada yeteri kadar açıklama yapmış gibi hafifçe sessizliğe gömülen Bristran birkaç nefes almasının ardından ise “Eğer bu güç ile ne yapılacağını soruyorsan, orası başka bir konu. Ama yine de söyleyeyim Inias…” diyor. Bristran bu noktada hafifçe göğsünü kabartıp omuzlarını dikleştirirken “En güçlü olup, benden sonra gelen güçlüyü kontrol edebilmek için! Eğer yeteri kadar güçlü olsaydım, Eletha’nın ihanetini engelleyebilirdim. Eğer organizasyonum yeteri kadar güçlü olsaydı, belki Agrupnia’yı feda etmeden senin kendini bulmanı sağlayabilirdik. Eğer Aludirler olarak yeteri kadar güçlü olsaydık, bugün çektiğimiz sıkıntıların hiçbirini yaşamazdık…” diyor. Sözlerine devam etmek için iki kolunu da dirseklerinden kırıp kenara doğru açan Bristran “Hem bizim diyarımız hem de iblis diyarı güç üzerine kurulu… Güçlü olanları kontrol edebilirsem, onların ne bize ne de geleceğe ihanet etmelerine olanak kalmaz. Ancak sonuçta bir insan olarak her an her yerde olmam mümkün değil. Bu yüzden organizasyonum en güçlülerin peşinde. Benim olmadığım bir yerde, benim gibi her şeye müdahale edebilmeleri için. Bu yüzden, Inias, hükümdar olmaya layık görülürsem bu felsefemi değiştirmeyeceğim. En güçlüleri yine yanımda toplayacak ve bir kez daha, herhangi birinin Eletha gibi ihanet etmesine izin vermeyeceğim. Bugün organizasyon lideri olarak yaptığım ve fakat başarısız olduğum hususu, hükümdar olarak başarıya ulaştıracağım.” diyor. Bristran, her ne kadar senin öğrenmek istediğinin dışına çıktığını fark ettiğini bakışlarıyla ortaya koysa da, bunu sanki senin de zamanından çalmak istemediğini göstermek ve bu düşüncesinde net olduğunu açıkça anlatmak ister gibi görünüyor.

Zenahpuryu; Konuşmaya başlamanla birlikte, tıpkı kendin gibi Boaldir ve Curena da uzun bir konuşmanın esiri olacaklarını hissedebiliyor. Buna rağmen sadece yerlerine daha rahat bir şekilde yerleşmekle yetinen Boaldir ve Curena, olağanca dikkatleriyle ağzından çıkacak sözleri dinlemeye başlıyorlar. Anlattığın şeyleri, adeta kendileri yaşamış gibi dinleyen Boaldir ve Curena, yer yer düşünceli gözlerle sana bakarken, yer yer de anlattıklarını sindirmek için bakışlarını çeviriyor ve yutkunuyorlar. Tüm sorularının ağzından çıkmasının ardından ise, odaya mutlak bir sessizlik çöküyor ve tüm bu sessizlik sanki tüm sorularının esaslı karşılığı oluyor. Her birinizin nefes alışverişi birbirinizin kulaklarında yankılanmaya başlarken Boaldir hafifçe boğazını temizliyor ve ardından gözlerini seninkilere çeviriyor. Boaldir, söyleyeceği şeyden emin olup olmadığını kendince teyit eder gibi birkaç saniye boyunca sana bakmakla yetinmesinin ardından “Buna imkan yok. O’nun Eletha olmasına…” diyor. Hemen ardından ise Curena söze giriyor ve “Bugüne kadar bahsedilen imgelerde değişiklik olsa da, sesin her zaman tek bir kişiye veya nesneye ait olduğu düşünüldü. Hiçbirimiz onu görebilmiş değiliz, senin gördüğünden farklı olarak. Ancak Eletha’nın da aynı şeyleri yaşaması, O’nun Eletha olamayacağını gösteriyor.” diyor. Ancak Curena’nın bu sözlerinden sonra Boaldir “Tabii bu konuda kandırılmadıysak…” diyor. Boaldir bu sözleri her ihtimale karşı söylemiş gibi dururken hemen sonrasında “Bu konuda yapılan ve devam eden araştırmalar sonuçsuz kalsa da, O’nun bildiğimiz, tanıdığımız bir insan olma ihtimali çok düşük görünüyor. Zira her bir Aludir’in benzer sesleri duymuş olması, bu sonucu makul kılıyor. Ancak bu zamana kadar, hiçbir zaman O’nun sesini ikinci kez duyana şahit olmadım. İlk uyanış dışında, bir kez daha O’nunla konuşan çıkmadı.” diyor.

Bu konuyla ilgili söyleyebilecekleri sonlanmış gibi duran Boaldir ve Curena, birkaç saniyelik de olsa sessizliğe gömülüp konu üstünde düşünmeye devam ediyor. Geçen birkaç saniyenin ardından ise Boaldir tekrar bakışlarını sana yöneltirken “Wuther olarak bahsettiğin tarihçi… Henüz daha çok yeni bir mevzu aslında.” diyor. Boaldir bu aşamada Wuther ile ilgili bildiklerini anlatmak ister gibi iki elini de masanın üstüne getirip sıkıca birbirine bağlarken “Ona dair elimizde sadece 5 yazıt var… Daha doğrusu tüm yazıtlarından sadece 5 parça var… Bunlardan ilki ‘250, İlkbahar, XX Gün’ olarak başlıyor. Sırayla ‘250, Yaz, XX Gün’, ‘251, Kış, XX Gün’ ve ‘253, Bahar, XX Gün’ olarak başlayan diğer üç yazı daha var. Bunlar Aclania ilgili genel bilgiler içeriyor, içerisinde özel bir şey yok. Fakat işin rengi, elimize geçen son yazıtla değişiyor. Aslında bu yazıt doğrudan Wuther’e ait değil. Furia Sura adından birinin, Wuther’in Günlüğü adlı eserinden derlediği bilgileri içeriyor ve Yren Amaldin’den öncesine kadar giden bir anlatı içeriyor. Her ne kadar detaylı bir bilgi içermese bile, ‘Geçmişin Külleri’ olarak adlandırılan bu eserde Tarihçi Hephiris ve Tarihçi Xoxsus’tan da bahsediliyor. Çoktan göçmüş olan bu iki tarihçinin Zafer Çağı’na ilişkin farklı anlatımları mevcut. Kaynaklarımız, Tarihçi Hephiris’in anlatımlarıyla şekillenmiş halde, dolayısıyla ancak bu konuyla ilgili arşivlerimize giren biri Tarihçi Xoxsus’un bilgilerine ulaşabilir. Ne var ki, ‘Geçmişin Külleri’ isimli yazıda, Tarihçi Xoxsus’un bilgilerine açıkça yer verilmiş halde. Dolayısıyla Wuther denilen kişi her kimse, ya bir şekilde arşivlerimize erişmiş durumda ya da daha fenası, bambaşka bir şekilde bu kaynakları elinde tutuyor.” diyor.

Boaldir bu konuşmasında Wuther ile ilgili kafasının karışık olduğunu açıkça belli ederken, Curena bir anda söze giriyor ve “Wuther’e ulaşmak için elimizde sadece iki isim var. Bunlardan ilki, Wuther’den geriye kalan ‘251, Kış, XX Gün’ başlıklı yazıda adı geçen Aludir Aldea… Söz konusu yazıda, Aldea’nın 25 yaşında bir kadın olduğu ve 4 yıldır Aludir olduğu yazıyor. Oysa 243 yılında yasaklanan Aludir denemeleri, daha bu sene tekrar yapılmaya başlandı. Yani bu kişinin 4 yıldır Aludir olması mümkün değil. Fakat yazıdaki içerikler, bu kişinin gerçekten bir Aludir olduğuna kanaat getirmemize neden oluyor. Bu yüzden Wuther’e ulaşmak için önce Aldea isimli Aludir’in kim olduğunu bulmakta fayda var.” diyor. Curena’nın bu sözlerinin ardından Boaldir hafifçe nefes alarak konuşmaya dahil olacağının işaretini veriyor ve ardından “İkinci isim ise az önce belirttiğim Furia Sura… Kendisi ‘Geçmişin Külleri’ isimli yazıyı ‘Wuther’in Günlüğü’ isimli eserden derlediğini yazmış. Dolayısıyla bu kişi ile Wuther arasında bir bağ olduğu açık." diyor. Boaldir bu cümlelerinden sonra tekrar düşünceli yüz haline dönerken Curena “Wuther’e ulaşmak için bu iki kişinin kim olduğunu bulmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Diniel’in anlattıklarına bakılırsa ve bunlar doğruysa, Eletha’nın bir şekilde bu kişiyle temas etmiş olması muhtemel. Ayrıca tarihimizle ilgili bizim bilmediklerimiz biliyorsa, o zaman hem ondan bir şeyler öğrenebiliriz hem de bizim için bir tehlike olup olmadığını kavrayabiliriz.” diyor.

Tüm bu konuşmalardan sonra Boaldir, sanki epeydir kafasını kurcalayan bir mevzuyu dile getirip getirmeme konusunda arada kalmış gibi sıkılgan bir tavır sergilemesinin ardından, aldığı derin bir nefes sana dönüyor ve “Bu konuyu tek başına araştıracağını söyledin. Aslında senin mantalitene pek de uyan bir düşünce değil gibi… Tüm bu hükümdar işleri hallolduktan sonra, bu konuyla ilgili derin bir çalışma yapma niyetim var. Ayrıca Hanbium’un da bu konuda faydalı olabileceğini düşünüyorum. En azından o zaman gelince, adımlarımızı daha aklı başında ve düşünerek atabiliriz.” diyor. Boaldir’in Wuther konusundaki düşüncesini dile getirmesiyle rahatladığını görebilsen de, onun bu konunun peşini bırakmayacağını da gözlerindeki kararlılıktan anlayabiliyorsun.

Diniel; Ruzanac’ın yüzündeki maske, söylediğin cümlelere karşı nasıl bir tepki verdiğini anlamanın önüne geçse de, başından beri duruşunu bir an olsun değiştirmemiş olması Ruzanac hakkında az da olsa bir fikir edinmeni sağlıyor. Ağzından çıkan sözleri dikkatle dinlediğini düşündüğün Ruzanac’a sorularını yöneltmenin ardından Ruzanac’ın kendine has nefes sesi kulaklarına geliyor ve ardından “Yüzümdeki maskeyi Eletha’dan önce ve kendimi bildim bileli takıyorum.” dediğini duyuyorsun. Ruzanac’ın sesindeki yankı, konuşmanın maskenin altında geldiğinden bile şüphe duymana neden olmaya başlarken Ruzanac “Ve yine kendimi bildim bileli, Aclania için vaktimi harcıyorum. Her sabah uyandığımda ve her akşam yattığımda, bunu yapıp yapmadığımı teyit ediyorum.” diyor. Ruzanac’ın bu cümleleriyle konuşmasını sonlandırdığını fark ediyorsun. Bu haliyle bakıldığında ise, Ruzanac’ın sorduğun sorulara doğrudan cevap veren, bu soruların getirdiği diğer şeylere hiçbir şekilde değinmeyen bir tarzı veya karakteri olduğunu düşünüyorsun. Bu nedenle, aklının bir köşesinde Ruzanac ile konuşurken her şeyi açık açık söylemen ve sorman gerektiği, aksi takdirde düz cevaplar alabileceğin yönünde düşünceler dolanmaya başlıyor.

Gadiel; Özrünü dilemenin ardından Vearis bu özrüne açık bir tebessüm ve kafa sallayarak karşılık veriyor. Nacse ise donuk gözlerle sana baksa bile, tüm bu olayların bir yanlış anlamadan ileri geldiğini fark etmiş gibi duruyor. Veruan ise, olay tamamen umurunda değilmiş gibi hırçın gözlerler etrafına bakınmakla yetiniyor. Ancak son sözlerinin ardından bir anda vahşi bir aslan gibi bakışlarını sana çeviren Veruan “Benimle konuşacak biri varsa, nerede olduğumu biliyor!” diyor. Sadece sana değil, adeta evrende kendini duyabilen herkese cevap vermiş gibi konuşan Veruan, son bir kez daha sana hırçın gözlerle bakmasının ardından yerinden ayrılıyor ve koridorda ilerlemeye başlıyor. Veruan’ın ortamı terk etmeye yüz tutan adımlarını Nacse de sana verdiği hafif baş selamıyla takip ederken, Vearis hemen yanına kadar geliyor ve “Odamı biliyorsundur, seni bekliyor olacağım.” diyor.

Genel; Kendi içinizdeki aksiyonlar çerçevesinde konuşmalarınızı yaparken, Veruan’ın Dina’nın bulunduğu taraftan ayrıldığını ve onu Nacse’nin de takip ettiğini fark edebiliyorsunuz. Bu ikilinin ardından Vearis de ortamdan ayrılmak için aynı yolu seçerken, konuştuğunuz kişiler hariç olmak üzere, diğerlerinin de odalarına çekilmek için hareketlendiğini görebiliyorsunuz.

Off Topic
Gadiel ve Dina’nın, halihazırda bu konuda yer alan kişiler (Inias, Diniel, Zenahpuryu, Bristran, Boaldir ve Curena) dışındaki kişilerle aksiyona girmek istemeleri halinde, kendileri için yeni konu açılması mümkündür.

Konunun gelindiği nokta itibariyle, her bir oyuncunun üsteki organizasyon liderlerinin kullandıkları odayı bildikleri kabul edilecektir.

Halihazırda konu içerisinde organizasyon liderleriyle iletişim halinde olan oyuncuların, başka bir organizasyon lideri ile iletişime geçmeyi istemeleri halinde, kendilerine yeni konu açılması mümkündür. Bunun dışında, mevcut kişilerle iletişimlerinin devam etmesi halinde, bu konu üzerinde devam edilecektir.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

11 Mar 2024, 18:02

"Teşekkür ederim. Sözleriniz açıklayıcı ve yararlı oldu. Tekrar görüşmek üzere."

İnias, Bristran'ın yanından ayrılarak kendi Kraliyet Savaşçıları Birliği'nin Lideri Vearis'in peşinden gidiyor. Bristran'ın güce karşı tepkisini ölçmek isteği olumlu sonuçlanıyor. İstediğin fazlasını dahi alıyor. Onun ne demek istediğini anlıyor. İlk elden yaşadı hepsini. Acizliği, güçsüzlüğü, korkuyu. Hepsinden nefret ediyor. Hepsinden tiksiniyor. Hepsinden kurtulması gerekiyor. İnsan, insan, insan! Hayır! O insandan üstün! O iblisten üstün! O aludirden üstün! O bir İmparator! O bir Kishen! O İnias! Bir ve tek! Bristran'ın sözleri aydınlatıcı oluyor. Evet, bütün zayıflıkları kavrayacak. Sonra ne yapacak? Hepsini teker teker yok edecek! Asla geri gelemeyecekleri üzere! Şimdi, sıra Vearis'te. Bakalım, birliğinin Hükümdar'ı katledilebilmesi gerçeğine ne tepki verecek? Bakalım, yoldan çıkarsa, İnias'ın elinde can vermeyi hoşnut karşılayacak mı? Vearis'in kapısını tıklatacak. İzin ile içeri girecek. Formaliteleri geçtikten sonra da konuya girecek.

"Bilmek istediğim iki şey var sadece. Hükümdar olmak sizin için ne demek? Eğer o kara gün gelirse birlikten birisinin veya benim elimde can vereceğiniz gerçeği hakkında ne düşünüyorsunuz?"

Evet, kısa ve öz olmak iyi olacak. İnias konuya girmeden önce karşı taraf başka bir konuya girmek isterse de, elbette o konudan ilerlenir. Acele etmeye gerek yok ancak işlerin hızlı ilerlemesinde yarar var. Sonuçta yanına uğraması gereken bir Diniel var.
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Aludir Üssü”