Gözleriniz açıldığı anda etrafınızı saran karanlık, ilginç bir şekilde size hiçbir şekilde yabancı gelmiyor. Gözlerinizi en son uykuya dalmak için kapattığınıza emin olsanız bile, bu karanlığı içinize sindirmeniz pek de güç olmuyor. Nitekim, daha önce defalarca maruz kaldığınız bu karanlık, bir şekilde içinizde huzurun doğmasına ve ruhunuzun özgür kalmasına neden oluyor. Fakat bu kez, etrafta dalgalanan herhangi bir şey olmaması, diğer bir tabirle zifiri karanlık, size olması gerekenden farklı bir görüntü sunuyor. Bu haliyle gözlerinizi hafifçe ovuşturup yerden kalktığınızda, taş zemini çıplak ayaklarınızda hissedebiliyorsunuz. Ancak içinize bir ürperti doğmasıyla birlikte, esasen tüm vücudunuzun çırılçıplak olması sizi adeta şoka uğratıyor! İstemsizce vücudunuzda eksik bir uzuv veya organ olup olmadığını el yordamıyla kontrol ediyor ve vücudunuzun tastamam olmasına rağmen en son giydiğiniz kıyafetlerin neden üzerinizde olmadığını düşünmeye başlıyorsunuz. Gözleriniz, zifiri karanlığın içinde hiçbir şey göremezken, bir anda kulağınıza dolmaya başlayan garip cızırtılar, bulunduğunuz ortamın yankılı bir yer olduğunu size anlatıyor.
Cızırtılar birkaç saniye sürerken, daha önce duymadığınız bu sesin ne olabileceğini düşünmeye başlıyorsunuz. Düzensiz ve yükselip azalan cızırtılar, daha önce gördüğünüz iblislerin çıkardığı seslerle hiçbir ilgisi olmayan türden oluyor. Giderek güçlenmeye başlayan cızırtılar, kendinizi çıplak bir şekilde daha güvensiz bir ortamda hissetmenize neden olurken, ilk kez cızırtıların arasında “Neler oluyor?” şeklinde bir erkek sesini az çok duyabiliyorsunuz. Cızırtılar giderek azalmaya ve başlarken, bu kez nefes alıp verme sesinin içinde bulunduğunuz yere yayılmaya başladığını fark ediyorsunuz. Bakışlarınız karanlığın içinde sesin geldiği noktayı tam olarak tespit etmeye çalışsa bile, bulunduğunuz yerin yankılı bir ortam olması bunu imkansız kılıyor. Tam bu anda cızırtılar kesilip bir erkeğin boğaz temizleme sesini duyuyorsunuz.
İki erkeğin kendi aralarındaki konuşmalarına şahitlik etmiş olsanız bile, sizin nazarınızda anlamsız bu konuşmalara kendinizce tepkiler veriyor ve bu sözler üzerine düşünmeye başlıyorsunuz. Kulaklarınız hala hafifçe gelen nefes alıp verme seslerine odaklanmışken, bu seslerin ardındaki derin sessizlik, sanki konuşan iki kişinin bir kabahat işlemiş gibi birbirlerine baktıkları izlenimi yaratıyor zihninizde. Bakışlarınız hala sesin kaynağını arasa bile, bir anda nefes alıp verme sesleri kesiliyor ve ilk konuşan erkek bir kez daha söze giriyor.
Bir anda içinde bulunduğunuz yer aydınlığa kavuşurken, ilk defa sarı taş duvarlar arasında olduğunuzu fark ediyorsunuz. Işığın kaynağı hiçbir şekilde kendini belli etmese bile, dört duvar arasında sıkışmış bir halde olduğunuzu görüyorsunuz. Kiminizin geniş, kiminizin dar olmasına rağmen, her biriniz etrafı tamamen kapalı duvarlar içinde buluyorsunuz kendinizi. Tam bu esnada ise, sesi bir kez duyuyorsunuz kulaklarınızda.
Sesler kesildiği anda, tam önünüzde bir anda beliren parlak sandık kendiliğinden açılıyor ve içinden üzerinize uygun ve kendinizi bildiğiniz kıyafetler bulunuyor. Bu kıyafetleri almanızın ardından ise, bir anda var olan sandık ışıklara kavuşarak yok oluveriyor! Tüm bu anlamsızlıklar içerisinde kıyafetlerinizi giymeye başladığınız esnada ses bir kez daha duyuluyor.
Bir anda sesler sanki bıçakla kesilmiş gibi yok olurken, dört duvarın arasında sıkışmış bir halde ve kafanızda dönen sorularla öylece kalakalıyorsunuz. Ancak bir şekilde, içinde bulunduğunuz tüm bu durumun pek de beklenen türden olmadığını anlayabiliyorsunuz. İşin vahim kısmı ise, bir şekilde varlığınızı hissediyor olsanız bile, tüm bu konuşmaların tamamen gerçek dışı bir tonda kulağınıza çalınması, bundan sonra olacaklar konusunda istemsizce tedirgin olmanıza neden oluyor. Ve tam bu esnada, hemen önünüzde duran duvarın sanki büyülü bir şekilde ışıldamaya başladığını ve ardından yok olduğunu görüyorsunuz. Tüm duvar bir anda yok olurken, duvarın ardında sizi karşılayan başka bir karanlık buluyorsunuz.
Cızırtılar birkaç saniye sürerken, daha önce duymadığınız bu sesin ne olabileceğini düşünmeye başlıyorsunuz. Düzensiz ve yükselip azalan cızırtılar, daha önce gördüğünüz iblislerin çıkardığı seslerle hiçbir ilgisi olmayan türden oluyor. Giderek güçlenmeye başlayan cızırtılar, kendinizi çıplak bir şekilde daha güvensiz bir ortamda hissetmenize neden olurken, ilk kez cızırtıların arasında “Neler oluyor?” şeklinde bir erkek sesini az çok duyabiliyorsunuz. Cızırtılar giderek azalmaya ve başlarken, bu kez nefes alıp verme sesinin içinde bulunduğunuz yere yayılmaya başladığını fark ediyorsunuz. Bakışlarınız karanlığın içinde sesin geldiği noktayı tam olarak tespit etmeye çalışsa bile, bulunduğunuz yerin yankılı bir ortam olması bunu imkansız kılıyor. Tam bu anda cızırtılar kesilip bir erkeğin boğaz temizleme sesini duyuyorsunuz.
“Ahheem… Ehhee… Oldu mu? Duyuluyor mu?”
“Evet, duyulabilir olmalı…”
“Ses kontrol… Bidibitbit! Oldu gibi, ha?”
“Bir-ki, üç… Se-ah-çe! Olmuş bence!”
“Ah, çoktan ses gidiyor gibi?”
“Sanırım."
“Evet, duyulabilir olmalı…”
“Ses kontrol… Bidibitbit! Oldu gibi, ha?”
“Bir-ki, üç… Se-ah-çe! Olmuş bence!”
“Ah, çoktan ses gidiyor gibi?”
“Sanırım."
İki erkeğin kendi aralarındaki konuşmalarına şahitlik etmiş olsanız bile, sizin nazarınızda anlamsız bu konuşmalara kendinizce tepkiler veriyor ve bu sözler üzerine düşünmeye başlıyorsunuz. Kulaklarınız hala hafifçe gelen nefes alıp verme seslerine odaklanmışken, bu seslerin ardındaki derin sessizlik, sanki konuşan iki kişinin bir kabahat işlemiş gibi birbirlerine baktıkları izlenimi yaratıyor zihninizde. Bakışlarınız hala sesin kaynağını arasa bile, bir anda nefes alıp verme sesleri kesiliyor ve ilk konuşan erkek bir kez daha söze giriyor.
“Merhaba! Ben, ismini şimdilik bilmenize gerek olmayan kişi. Ve sanırım fark etmiş olacağınız üzere, yanımda ismini bilmenize gerek olmayan bir diğer kişi daha var! Ama merak etmeyin, bizler dostuz!”
“Tamam… Kafanız karışık olabilir veya burada ne aradığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Ama düşünmeyin. Çünkü bunu bulamayacaksınız. Gerçi biz de neler olup bittiğinden tam emin değiliz!”
“Öyle demesene! Dostlarımıza güven aşılamazsak bize nasıl yardımcı olacaklar?”
“Ah, doğru! Bize güvenin dostlarımız, çünkü bizler- … Bir saniye… Kıyafetleri yok?”
“Teknik bir sıkıntı, sorun değil! Bunca yıl kıyafetli gezmelerinin bir faydasını görmüşler midir dersin?”
“Yine de kıyafetli olmalarını tercih ederdim. En azından şu erkek olanların… Şununkine baksana!”
“SANSÜR! Eksik parça bu olabilir! Ya da bilerek eksik bırakılmış parça.”
“Ehhe… Konuya gelirsek… Konu… Konu… Ha! Tabi! Açıklasana!”
“Dostlarım… Burada bizimle olduğunuz için gerçekten çok mutluyuz. Eminim ileride burada olduğunuz için sizler de çok mutlu olacaksınız. Ancak şimdilik ba~~zı sıkıntılarla karşılaşabilirsiniz. Ama merak etmeyin, bu sıkıntılar sonraki ba~~zı sıkıntıların hiç var olmamasını sağlayacak. Böylece ba~~zı sıkıntısız ortamlar yaratıp sıkıntısız yaşamlar oluşturabiliriz. Karışık mı oldu?”
“Sanırım. Neyse… Ne derler bilirsin-”
“Evet bilirim! Şimdi gözlerinizi koruyun, çünkü~~ Üç… İki… Bir… Ve~~ Işık!”
“Tamam… Kafanız karışık olabilir veya burada ne aradığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Ama düşünmeyin. Çünkü bunu bulamayacaksınız. Gerçi biz de neler olup bittiğinden tam emin değiliz!”
“Öyle demesene! Dostlarımıza güven aşılamazsak bize nasıl yardımcı olacaklar?”
“Ah, doğru! Bize güvenin dostlarımız, çünkü bizler- … Bir saniye… Kıyafetleri yok?”
“Teknik bir sıkıntı, sorun değil! Bunca yıl kıyafetli gezmelerinin bir faydasını görmüşler midir dersin?”
“Yine de kıyafetli olmalarını tercih ederdim. En azından şu erkek olanların… Şununkine baksana!”
“SANSÜR! Eksik parça bu olabilir! Ya da bilerek eksik bırakılmış parça.”
“Ehhe… Konuya gelirsek… Konu… Konu… Ha! Tabi! Açıklasana!”
“Dostlarım… Burada bizimle olduğunuz için gerçekten çok mutluyuz. Eminim ileride burada olduğunuz için sizler de çok mutlu olacaksınız. Ancak şimdilik ba~~zı sıkıntılarla karşılaşabilirsiniz. Ama merak etmeyin, bu sıkıntılar sonraki ba~~zı sıkıntıların hiç var olmamasını sağlayacak. Böylece ba~~zı sıkıntısız ortamlar yaratıp sıkıntısız yaşamlar oluşturabiliriz. Karışık mı oldu?”
“Sanırım. Neyse… Ne derler bilirsin-”
“Evet bilirim! Şimdi gözlerinizi koruyun, çünkü~~ Üç… İki… Bir… Ve~~ Işık!”
Bir anda içinde bulunduğunuz yer aydınlığa kavuşurken, ilk defa sarı taş duvarlar arasında olduğunuzu fark ediyorsunuz. Işığın kaynağı hiçbir şekilde kendini belli etmese bile, dört duvar arasında sıkışmış bir halde olduğunuzu görüyorsunuz. Kiminizin geniş, kiminizin dar olmasına rağmen, her biriniz etrafı tamamen kapalı duvarlar içinde buluyorsunuz kendinizi. Tam bu esnada ise, sesi bir kez duyuyorsunuz kulaklarınızda.
“Şimdi şöyle yapıyoruz. Sizler, önce üstünüze bir şeyler giyin. Sonra da açılan kapılardan devam edin. Bakalım her şey yolunda gidecek mi!?”
“Demek başlıyoruz, ha? Sence her şey yolunda olacak mı?”
“Yayındayız, yayında! Hiçbir sorun olmayacak, güven bana! Şu kıyafetleri yolla, hadi!”
“Tamam, hallediyorum.”
“Demek başlıyoruz, ha? Sence her şey yolunda olacak mı?”
“Yayındayız, yayında! Hiçbir sorun olmayacak, güven bana! Şu kıyafetleri yolla, hadi!”
“Tamam, hallediyorum.”
Sesler kesildiği anda, tam önünüzde bir anda beliren parlak sandık kendiliğinden açılıyor ve içinden üzerinize uygun ve kendinizi bildiğiniz kıyafetler bulunuyor. Bu kıyafetleri almanızın ardından ise, bir anda var olan sandık ışıklara kavuşarak yok oluveriyor! Tüm bu anlamsızlıklar içerisinde kıyafetlerinizi giymeye başladığınız esnada ses bir kez daha duyuluyor.
“Bir sorun var…”
“Ne oldu ki?”
“Şu kızıl ve mavi saçlı kız… Aynı yere düşmüş gibiler!”
“Nasıl? Bir bakayım…”
“…”
“…”
“…”
“Evet, neyse… Bu da ayrı bir tecrübe olur.”
“Hadi başlayım artık. Heyecanlandım!”
“Sorma ya, ben de! Şunu kapat da, sesimiz gitmesin.”
“Tamam.”
“Ne oldu ki?”
“Şu kızıl ve mavi saçlı kız… Aynı yere düşmüş gibiler!”
“Nasıl? Bir bakayım…”
“…”
“…”
“…”
“Evet, neyse… Bu da ayrı bir tecrübe olur.”
“Hadi başlayım artık. Heyecanlandım!”
“Sorma ya, ben de! Şunu kapat da, sesimiz gitmesin.”
“Tamam.”
Bir anda sesler sanki bıçakla kesilmiş gibi yok olurken, dört duvarın arasında sıkışmış bir halde ve kafanızda dönen sorularla öylece kalakalıyorsunuz. Ancak bir şekilde, içinde bulunduğunuz tüm bu durumun pek de beklenen türden olmadığını anlayabiliyorsunuz. İşin vahim kısmı ise, bir şekilde varlığınızı hissediyor olsanız bile, tüm bu konuşmaların tamamen gerçek dışı bir tonda kulağınıza çalınması, bundan sonra olacaklar konusunda istemsizce tedirgin olmanıza neden oluyor. Ve tam bu esnada, hemen önünüzde duran duvarın sanki büyülü bir şekilde ışıldamaya başladığını ve ardından yok olduğunu görüyorsunuz. Tüm duvar bir anda yok olurken, duvarın ardında sizi karşılayan başka bir karanlık buluyorsunuz.
Haritadaki Konumlarınız











