Zihninde Kho’Raktar’a fısıldadığın sözler, azgın bir alevin en korlu yerinde yankı buluyor. Adeta görüldüğünde yakan bir alevin içine attığın sözlerin, alevin gürleşmesine ve tüm alemi sarmasına neden oluyor. Fakat bu alev, bir tek sana ulaşamıyor. Bir şekilde alev, senin varlığından kaçıyor ve rüzgar yüzüne doğru de esse, alevin bir kıvılcımı bile sana ulaşmıyor. Oysa bu alevin de rüzgarın da ne olduğunu, daha doğrusu kim olduklarını biliyorsun. Kor alevlerin Kho’Raktar’ın vücudu, esen rüzgarın ise Kho’Raktar’ın benliği olduğunu idrak edebiliyorsun. Aranızdaki bu kadar engelsiz hale rağmen, bir şekilde isterik bir kaçınmanın varlığını sorguluyorsun. Çok değil, kısa bir süre önce… Agrupnia ve Kiragath’ın karşısındayken damarlarında, ruhunda hissettiğin alevlerin şimdi sana çok yakın ve buna rağmen en uzak olmasına anlam veremiyorsun. Adımlarım, anlamsızlıklarına bir anlam katmak için ilerliyor. Bu esnada Kho’Raktar boşta olan sol yumruğunu, yerden havaya doğru savuruyor Akuun’a doğru. Ancak Akuun, sanki karşısından gelen dev bir yumruk değilmişçesine, korkusuzca bu yumruğa yumruğuyla karşılık veriyor. Bir dev ile saf gücün çarpışma anı, o klasik tabloyu canlandırıyor gözünde. Ansızın saçları savuran bir rüzgar dalgası, ardından yerden fırlayan taş parçaları… Toz ve duman iç içe geçip eksiksiz bir resmi ortaya koyarken, adımların bir an olsun durmak bilmiyor. Sürekli sorulara savrulmuş zihninden beslenir gibi, her bir sorun bir adıma dönüşüyor. Ve Akuun, o salyalar kusan ağzıyla Kho’Raktar’dan bir parça almak için hareketlenirken, Kho’Raktar fazladan kolunu devreye sokup Akuun’u başından tutup geri itmeye çalışıyor.
Sözlerin, bir alevi körüklüyor ve havaya yönelen yumruğun tüm bu alevlerin ortasında ince bir detaydan ibaret oluyor. Kho’Raktar, varlığını bile görmezden gelerek rakibine, Akuun’a kilitlenmiş bir haldeyken, içinde bulunduğu durumun keyfiyle hırlayan Akuun“Bana mı elini kaldırmaya cüret ettin?”diyor. Bu sözlerini, sanki varlığını sezerek söyleyen ve bakışlarını sana bir an olsun bile çevirmemiş şekilde dile getiren Akuun’dan sonra, Kho’Raktar anlık bir boşlukta sana kaçamak bir bakış atıyor. İçerisinde pek de anlam bulunmayan bu bakışlar, bir anda Akuun için de hareketlenme imkanı sağlıyor. Bir anda, Kho’Raktar’ın suratını kavrayan eline indirdiği yumruğu ile kendini kurtaran Akuun, havada bir zemin varmışçasına güç alarak kendini aşağıya, doğrudan sana doğru fırlatıveriyor! Havada asılı yumruğu ile Akuun’un yüzleşmesinin sadece göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşeceğini bilsen bile, bir şekilde zihninde araya girmiş olmana lanetler okuyan Kho’Raktar’ın hırıltılarını duymaya başlıyorsun. Bu araya girişinin, Kho’Raktar tarafından hoş karşılanmadığı bir kez daha harlanan alevlerle ortadayken, Kho’Raktar koluna yediği yumruğun etkisiyle bir kolu havaya kalkmış bir halde gözlerini tam anlamıyla ilk kez, öfkeyle sana doğru çeviriyor. Bir gözün Kho’Raktar’ın öfkesiyle yüzleşirken, diğer gözün Akuun’un paramparça eden bakışlarıyla selamlaşıyor…
Sözlerin, bir alevi körüklüyor ve havaya yönelen yumruğun tüm bu alevlerin ortasında ince bir detaydan ibaret oluyor. Kho’Raktar, varlığını bile görmezden gelerek rakibine, Akuun’a kilitlenmiş bir haldeyken, içinde bulunduğu durumun keyfiyle hırlayan Akuun“Bana mı elini kaldırmaya cüret ettin?”diyor. Bu sözlerini, sanki varlığını sezerek söyleyen ve bakışlarını sana bir an olsun bile çevirmemiş şekilde dile getiren Akuun’dan sonra, Kho’Raktar anlık bir boşlukta sana kaçamak bir bakış atıyor. İçerisinde pek de anlam bulunmayan bu bakışlar, bir anda Akuun için de hareketlenme imkanı sağlıyor. Bir anda, Kho’Raktar’ın suratını kavrayan eline indirdiği yumruğu ile kendini kurtaran Akuun, havada bir zemin varmışçasına güç alarak kendini aşağıya, doğrudan sana doğru fırlatıveriyor! Havada asılı yumruğu ile Akuun’un yüzleşmesinin sadece göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşeceğini bilsen bile, bir şekilde zihninde araya girmiş olmana lanetler okuyan Kho’Raktar’ın hırıltılarını duymaya başlıyorsun. Bu araya girişinin, Kho’Raktar tarafından hoş karşılanmadığı bir kez daha harlanan alevlerle ortadayken, Kho’Raktar koluna yediği yumruğun etkisiyle bir kolu havaya kalkmış bir halde gözlerini tam anlamıyla ilk kez, öfkeyle sana doğru çeviriyor. Bir gözün Kho’Raktar’ın öfkesiyle yüzleşirken, diğer gözün Akuun’un paramparça eden bakışlarıyla selamlaşıyor…


