Doğum (Seraph)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

14 Dec 2023, 16:09

Image

“Etrafına bir baksana... İnsanların suratlarındaki sarhoşluk dışında ne görmeyi bekliyordun ki?”

Duyduğun bu ses ile irkilerek kendine geliyorsun bir anda. Uçsuz bucaksız bir boşluğun içinde bulduğun bedeninin her şeyden ve herkesten uzak olduğunu hissediyorsun. Açılan gözlerin sanki binlerce yıl kapalı kalmış olmasına rağmen, zihnin tüm bu yıllar boyunca aralıksız çalışmış gibi yorgun hissediyorsun kendini. Ne var ki, bu yorgunluğun sebebini anlamak ve algılamak senin için bu anda pek de mümkün olmuyor. Karşında, belki de onlarca beden bulunsa bile, bunlardan her birinin görünmeyen yüzleri korku verici duruyor. Buna rağmen, gördüğün yüzlerce insanın bir şekilde mutlu olduğunu hissedebiliyorsun. Adeta varlığınla mutluluğa sürüklenmişler gibi, dümdüz olmuş ve hiçbir uzuvları seçilemeyen suratlarında koca koca gülümsemeler seziyorsun. Bu mutluluğun gerçekliğinin veya sahteliğinin hiçbir önemi olmasa bile... Ruhundaki boşluk, bu iki seçenek arasında çalkalanıyor. İçinden gelen derin, sessiz bir kahkaha ise, sonucu ne olursa olsun, bu insanların kahkahalarına ortak olman gerektiğini haykırıyor. Sonunda hiçlik veya yok oluş bile olsa…

Yüzlerce suratsız, sadece cismen var olmuş gibi duran insanlardan birkaçını gözüne kestiriyorsun. Her bir kestirdiğin yüz, adeta cisimleşir gibi farklı göz, ağız, burun ve saçlara bürünmeye başlıyor. Ancak bakışların son bulduğu anda, suratlar eski boşluk hallerine geri dönüyorlar. Zihninde bir anda bir çığlık tüm bu yükselen kahkahaların sahteliği ile kıvranıyor. Bunun yanından zihninin bir köşesi, sanki karşındaki insanlar tarafında zapt edilmiş gibi, susmak bilemeyen kahkahalara sürükleniyor. Bir süre sonra ise, hepsi tek bir kahkahadan ibaret oluyor. Tek bir kahkaha yüzlercesine, yüzlerce kahkaha ise tek bir tanesine evriliyor. Birkaç saniye, dakika, saat, gün, hafta, ay veya yıl sonra… Artık ancak kahkahalar kalıyor geriye... Ve bir de, kahkahaların arasına sıkıştırılan belli belirsiz tek bir kelime...

“Seraph!”
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

14 Dec 2023, 16:10

Image

Tamamen karanlık bir yerde gözlerini açtığınız anda, az önce yaşadıklarının, hissettiklerinin veya duyduklarının ne olup bittiğiyle ilgili en ufak bir fikrin bulunmuyor. Tıpkı kim olduğunu bilemediğini gibi… Derin bir çığlık içindeki tüm varlığı hiçliğe çevirirken, ruhunun çekildiğini ve geriye kalan et ve kemik parçalarının seni oluşturduğunu fark ediyorsun. Buna karşın ne bir hareket ne de bir ses çıkaramıyorsun ilk anda. vücudunun hiçbir uzvu sana ait hissettirmiyor kendini. Sahibinin rızası dışında işgal ettiğin bir vücutta emaneten bulunuyormuşsun gibi geliyor. Aldığın nefesin ciğerlerini dolduğunu, ancak bu ciğerlerin sana ait olmadığını ve gözlerinin gördüğünü, ancak gözlerinin de sana ait olmadığını fark ediyorsun. Bir anda tüm vücut parçalarına karşı aynı duyguları yaşamaya başlıyorsun. Fakat bir şekilde, yaşamaya ve nefes alıp vermeye devam edebildiğini anlıyorsun. Seni sen yapan zihninin varlığını koruduğunu idrak ediyorsun, kim olduğun sorusuna dahi cevap veremiyor olsa da.

Karanlığın siyahına rağmen gördüklerinden ziyade kendine anlam vermeye çalışıyorsun. Karanlık içerisindeki siyah dalgalanmalar, kısa bir anlığına da olsa bulunduğun ortama odaklanmanı sağlıyor. Gözün, siyah dışında ve dalgalanmaların yarattığı siyaha çalan grilikler dışında başka ayırt edici hiçbir şey görmüyor. Bastığın zemin, adeta boşluktaymışsın gibi hissettiriyor, ancak aynı anda ayaklarını yerden kaldıramayacak kadar güçlü bir çekimin varlığına da karşı koyabileceğini düşünmüyorsun. Kokudan soyut bu ortamda son olarak fark edebildiğin şey, havanın giderek ağırlaştığı ve ciğerlerine dolmakta zorlandığı oluyor. Elbette bunun, iç dünyanızda yaşadığın boşluk mu olduğunu veya havanın gerçekten mi ağırlaştığını tam olarak anlayamıyorsun.

Bir hiç kimse olarak, hiçliğin ortasında, hiçbir şekilde ne yaptığını bilmeyerek var olmuş oluyorsun. Hepsi bu.

Off Topic
İlk konunda başarılar dilerim. Konuda uygulanacak pasiflik süresi 72 saattir. Bu aşamada pasiflik kurallarına bir kez daha göz atmanızı tavsiye ederim.

Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılamaz.

İyi RP'ler dilerim.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Seraph
Posts: 99
Joined: 05 Dec 2023, 21:09

14 Dec 2023, 21:26

Karanlığın verdiği tuhaf ve ürpertili huzur ile açtı okyanus mavisi gözlerini. Sessizdi, mutluluk ve tedirginlik arasında, enteresan noktadaki bir sessizlik. Gördüğü şekilsiz suratları hayal etmeye çalıştı. Kimdi onlar? Neye gülüyorlardı? Daha da önemlisi, neden onsuz gülüyorlardı? Yalnız hissetmişti. Kim veya ne oldukları hakkında hiçbir fikri olmamasına rağmen, onlarla beraber gülmek isterken buldu kendini. Sahi, herhangi bir duygu hissetmeyeli ne kadar olmuştu? Her şey hem çok uzak hem de çok canlı geliyordu garip bir şekilde.

"Açın da popişinize gülün."

Kıskanmıştı. Var olmalarını, hiçbir şekle sahip olmak zorunda olmama özgürlüklerini kıskanmıştı. Şekil demişken, kendi bedeni ne durumdaydı sahi? Bedenin kendisine ait olup olmadığı bile zihninde dönen bir monologdan ibaret gibiydi bir süre için. Kesin olan şuydu ki, bu hissi daha önce hiçbir şekilde tatmamıştı. Neler olup bittiğine anlam verebilmek isterdi ama çok da önemli değildi, nefes alabildiği sürece bir çaresi bulunurdu. Ah, nefes demişken.. ciğerleri neden her geçen saniye görevini yapmakta daha da zorlanır hale geliyordu? Havadaki is miydi bunun sebebi? Belki de panik atak?

"Şekilsiz götler sizi."

Kolay olanı yapıp suçu mutlu insanlara attı. Evet, onlar yüzünden olmalıydı değil mi? Giderek ağırlaşan havanın başka bir açıklaması olamazdı. Öfkelenmek faydasızdı belli ki.. zihin beden bütünlüğünü dahi korumakta bu kadar zorlanırken bir de duygu durum değişikliklerini idare etmek ile uğraşamazdı, daha önemli öncelikleri vardı. Her şeyden önemlisi, kimdi mesela? Kim olduğunu bilmemek... zor gibiydi. Kötü biri miydi? Affedilemeyecek şeyler yaptığı için vicdanı bu travmayı kaldıramayıp tüm benliğini yok etmişti belki de? Nefret duygusunu aradı içinde. Hayır.. böyle yoğun bir hisse sahip değildi. Az önceki öfkesinden bile iz kalmamıştı. Ama gerçekten, kimdi ki? Kim olabilirdi?

Duyduğu ismi hayal etti. Tüm melodisiyle kulağında yankılanan uğultularla beraber zihnine kabul ettirmeyi denedi. Uğultuların sesi berraklaştırdıkça daha kolay alışıyordu. Ağırlaşan havayı yok saymak için aklını meşgul ediyordu belki de. Bir kez daha düşündü. Hiçbir şey hatırlamıyorsa, bunu da unutma ihtimali vardı. Unutmayacaktı. Bu sefer değil. Sahip olduğu tek şeyin, isminin kazınmasına izin vermeyecekti hafızasından. Bedenine son kez hükmetmeyi deneyerek sol elini göğsüne koydu ve gözlerini açtı. Omzunun üzerinden boşluğa bakarak gülümsüyordu.

"Selam! Ben Seraph."
KÜNYE
İsim: Seraph
Cinsiyet: Dişi
Yaş: 23
Boy: 165
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı / Saldırgan / Elementalist
İtibar: 5
Mevcut GP/AGP/İGP: 15/0/15
Mevcut Para: 1.000

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 2
İrade: 4
Zeka: 1

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: -
KÜNYE
İsim: Vagrut
Cinsiyet: Erkek
Boy: 175
Kilo: 75
Tür: Hortlak
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: Normal
Yatkın Olduğu Element: Karanlık / Toprak (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 4
Güç: 8
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 3
Arun: 2
Duren: 2
İrade: 6

YETENEKLER

Saf Öfke

TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR

-
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

15 Dec 2023, 15:04

Karanlığının dalgaları arasında açılan gözlerinle ne yaşadığını veya yaşayıp yaşamadığını anlamlandırmaya çalışıyorsun. Etrafında var olan karanlık, zihninin derinliklerinin temsili bir görseli gibi öyle duruyor karşında. Kafanda dolanan soru işaretlerinin cevapları karanlığın içinde ve ardından gizli görünüyor. Ancak karanlık, keskin bir bıçak kadar suskun olmaktan da vazgeçecek gibi görünmüyor. Ne attığın adımlar ne aldığın nefes bir şeyleri açıklamaya yanaşır gibi durmuyor ve bu yüzden sadece bakmakla yetinmek zorunda kalıyorsun karanlığa.

Karanlığa ve boşluğa bir anlam yükleyebilmek için ne kadar çabalasan da, sonunda tek bulduğun uzayıp giden soru işaretli cümleler oluyor. Bu anda ise, karanlığın içinden gelen bir erkek sesi ile tüm dikkatin sesin geldiği yöne dönüyor. “Uyanabildin mi?” diyerek bir anda dikkatini çeken sözlerin geldiği noktaya kafanı çeviriyorsun. Geçmişine dair hatırlamadığın hiçbir şeyin içerisinde bir nebze de olsa umut olan bu sözlere karşı içinden nasıl bir karşılık vermen gerektiği düşüncesi geçerken, sesin sahibi karşında beliriyor.

Karanlığın içerisinde rastalı saçları olan, yataktan yeni kalkmış gibi bakışları bulunan, esmer, 20’li yaşlarına merdiven dayamış, 170 santim boylarında görünen erkeği görüyorsun. Adamın yüzündeki boşluk ve uyuşuk duruşa rağmen, kaşlarının arasındaki çizgiler genellikle kızgın bir ifadeye sahip olduğunu sana fısıldarken, adamdan herhangi bir kötü niyet sezemesen de, bakışlarıyla dikkatli bir şekilde seni süzdüğünü fark edebiliyorsun. Karanlığın içinden tamamen kurtulan adam sana doğru birkaç metre mesafe kaldığında ise tamamen duruyor ve onun tüm fiziksel özelliklerini görebilir hale geliyorsun.


Image


Seni, sanki fiziken değil ruhen dikkatli bir şekilde inceleyen adam, sanki bakışlarıyla varlığını test ediyor. Herhangi bir yaralanma veya zihinsel bir sıkıntı olup olmadığını anlamak için uzun bir süre incelemesine devam eden adam, en sonunda hafifçe nefes alıyor ve sanki hiç olmak istemediği bir yerde bulunur gibi konuşmaya başlayarak “İyi görünüyorsun, bu güzel.” diyor. Hemen ardından etrafınızdaki karanlığa hafifçe göz atan adam “Benim adım Melades. Normalde bu işlere pek girmem, ama diğer Anahtarlar Hükümdar tarafından verilen bir göreve gittikleri için benden ricacı oldu. Evet, Hükümdar benden ricacı oldu, doğru duydun!” diyor. Sana bu durumu dikte etmek ister gibi üzerine basa basa cümlelerini söylemesinin ardından ise Melades “Kısa keseceğim, o yüzden kulaklarını dört aç.” diyor. Bu sözlerinin ardından hafif bir nefes alan Melades “Burası İblis Diyarı ve ben de senden sorumlu olan kişiyim. Normalde denemelerin bitirilmiş olması lazım ama senin gibi birkaç istisna oldu işte. Niyesini sorma, ben de bilmiyorum!” diyerek konuşmasını sürdürüyor. Seninle önemsiz konuları paylaşmış gibi sözleri üzerine kısa bir süre duraksayan Melades hemen ardından “Geçmişini hatırlamıyorsundur. Bu son derece olağan bir durum, endişelenme. İblis Diyarı’nda gözlerini açabilen herkesin başına bu gelir. Ne geçmişini hatırlarsın ne de başka bir şey. Başta korkunç geliyor ama sonra alışıyorsun. Bir süre sonra aklına bile gelmiyor, baktığında. Yani rahat ol, geçer bunlar.” diyor.

Tüm sözlerini ciddilik ile samimiyetsizlik arasında gezdiren Melades sana verdiği birkaç saniyelik zaman dilimi içinde sözlerinin anlaşılıp anlaşılmadığını teyit etmek ister gibi gözlerinin içine bakmaya başlıyor. Hemen ardından ise sanki bir an önce bitmesini arzuladığı bir ritüele katılmış gibi omuzlarını silkip nefesini sertçe dışarıya vermesinin ardından “Kendini hazır hissediyorsan sorun yok. Ama istersen biraz daha kendine gelmeni bekleriz, sen bilirsin.” diyerek cümlelerini sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Seraph
Posts: 99
Joined: 05 Dec 2023, 21:09

15 Dec 2023, 17:19

Saniyenin milyonda biri bile sürmemişti belki de kim olduğunu hatırlamaya çalışma çabası. Derin bir nefes çekti ciğerlerine Seraph. İçinde bulunduğu durumu tüm çıplaklığıyla kabullenecekti, bu hissin tarifini tam olarak yapamıyordu fakat kesin olan şuydu ki artık geri dönüş yoktu. Geri kalan hayatının ilk günü.. ne kadar da radikal geliyordu kulağa. Sıfırdan, bembeyaz bir sayfa.. yeni bir hayat, yeni bir isim, yeni yeni umutlar. Simsiyah karanlığa bile toz pembe bakıyordu masmavi gözleri. Renklerin içinde kaybolurken kendinden kaçmaktı belki de yaptığı şey.

"Oha saçlarına bayıldım!"

Uyanabildin mi sorusunun doğru cevabı bu değildi muhtemelen.. fakat karanlığın ortasında her geçen saniye daha da belirgin hale gelen silüet, aydınlandıkça daha bir ilgisini çeker hale geliyordu Seraph'ın. Bir erkek. Hiçliğin ortasında, ney ve nerede olduğunu asla tam olarak bilmediği bu garip yerde, yokluktan var edebileceği üç şey seçme hakkı verilse bir veya ikinci sırada bu olurdu muhtemelen. Yaklaştıkça gözlerinin odağını karşısındaki adamın gözlerine hizaladı. Gerçek bir insan sesi duymayalı ne kadar olmuştu sahi? Gerçi, neyin gerçek olup olmadığı konusu Seraph için kalın çizgilerle belirlenen bir ayrım değildi. Hoşuna gitmişti.

"Hükümdar mı?! Oha süper.. umarım diğer anahtarlıklarını da bulursun. Hatta istersen beraber arayabiliriz, aşırı süper keskin gözlerim vardır. Zaten iblis diyarı dediğin, göt kadar yer."

Gözlerini kısarak gülümsedi ve olduğu yerde dikleşip üstünü başını silkti. Belli belirsiz bir melodi mırıldanarak adama doğru yürüdü, tam karşısına geldiğinde elini karşısındakinin omzunun üstüne koydu ve aralarında bir kol boyu mesafe bırakıp boynunu yere eğercesine bakışlarını yere düşürdü. Duyduğu tüm kelimeler arasında iki tanesini seçip aşırı önemli şeyler panosuna yapıştırmıştı beyni. Yataktan zıplarcasına uyanan biri gibi saniyelik bir şok ile kendine geldi.

"İblis diyarı mı dedin az önce?"

Kafasını yavaşça kaldırıp tekrar Melades ile göz göze geldi. Yakından baktığı zaman daha tatlıydı.. ya da binlerce yıldır insan görmemiş gibi hissettiği için ona öyle geliyordu, emin değildi. İlgisiz ve bıkkın suratında çaresizce gezdirdi bakışlarını. Anlaşılan oydu ki Melades'in son anlattığı şeyler bir teklif veya iki uçlu bir soru değildi. Etrafına baktı Seraph. Uçsuz bucaksız karanlığa. Sonrada tam önünde, o karanlığı az da olsa aydınlatan adama.

"Aşırı hazırım.."

KÜNYE
İsim: Seraph
Cinsiyet: Dişi
Yaş: 23
Boy: 165
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı / Saldırgan / Elementalist
İtibar: 5
Mevcut GP/AGP/İGP: 15/0/15
Mevcut Para: 1.000

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 2
İrade: 4
Zeka: 1

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: -
KÜNYE
İsim: Vagrut
Cinsiyet: Erkek
Boy: 175
Kilo: 75
Tür: Hortlak
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: Normal
Yatkın Olduğu Element: Karanlık / Toprak (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 4
Güç: 8
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 3
Arun: 2
Duren: 2
İrade: 6

YETENEKLER

Saf Öfke

TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR

-
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

19 Dec 2023, 15:44

Off Topic

Code: Select all

[align=justify][/align]
RP'lerimizde bu kodu kullanırsak çok da güzel olmaz mı? Takıntı işte...

Saçlarına gelen iltifatla birlikte, Melades’in yüzünde beliren belli belirsiz bir gülümsemeyle doğru yolda olduğunu hissedebiliyorsun. Ancak Melades’in yüz ifadesinin konuşmaya devam ettikçe değişmesi, gittiğin yol hakkında fikri yürütmeni de zor hale getirmeye başlıyor. Zira, ilk olarak 'anahtarlık' lafıyla birlikte adeta beklemediği bir yumruk yemiş gibi yüzünü garip ifadeye sokan Melades, ardından 'keskin gözlerine' değinmenle alaycı bir gülüş atıyor. Ancak konuyu iblis diyarının büyüklüğüne getirmenle birlikte, Melades’in yüzündeki gülümseme ufak bir kahkahanın eşiğine kadar getiriyor kendisini.

İki elini de beline koyarak seni dinlemeye devam eden Melades kendi kendine tadındaki konuşmanı bitirip hazır olduğunu belirtmenle birlikte “Çok iyi, çok iyi.” diyor kelime anlamından uzak bir ses tonuyla. Hemen ardından ise hafifçe nefeslenen Melades “Keskin gözlerin karanlıktan başka bir şey görüyor mu peki?” diyor, etrafına bakınmanı kastedercesine. Bu sözlerin ardından gözlerin bir kez daha istemsiz bir şekilde karanlıkta dolanırken, gördüğün dalgalanmalar dışında pek bir şeye erişemeyerek tekrar bakışlarını Melades’e çeviriyorsun. Ağzında herhangi bir kelime çıkmamasına rağmen Melades aldığı nefesi hafifçe verirken “Anlıyorum, her yer karanlık.” diyor durumdan haz alır gibi.

Melades’in sürekli değişen ifadesi, ona karşı bir tutum takınmanı zora soksa bile, en azından samimiyeti noktasında herhangi bir tereddüdünün olmaması, Melades’in hala karşında durmasına olanak sağlıyor gibi görünüyor. Bu aşamada Melades “Önce şunu düzelteyim, iblis diyarı sandığın kadar küçük değil. Ya da en azından kendi kıçın kadar…” diyor. Bu sözlerinden sonra belini hafifçe bükerek bakışlarını kalçalarına doğru yönlendiren Melades “Evet, bu kadar küçük olamaz!” diyor esprisinde ısrarcı bir şekilde. Duruşunu tekrar düzeltmesiyle birlikte Melades “Ya da belki bir koca karı kıçı kadar diyebiliriz… Daha da gider bu böyle. Ama konumuz bu değil.” diyor. Esasen bu konuda kalmak ister gibi görünen Melades yüzünden sildiği gülümsemesiyle birlikte eski donuk haline dönerken “Madem hazırsın, o zaman yapman gerekeni söylüyorum. Beni dikkatli dinlesen iyi edersin.” diyor. Adeta uzun bir konuşmaya girecek gibi bakışlarını hafif kısan ve derin birkaç nefes alan Melades birkaç saniye beklemesinin ardından “İblis bul.” demekle yetiniyor. Hemen ardından ise Melades iki omzunu hafifçe kaldırıp indirirken ‘hepsi bu’ der gibi gözlerini devirmekle yetiniyor.

Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Seraph
Posts: 99
Joined: 05 Dec 2023, 21:09

19 Dec 2023, 17:35


Aaaaa tamam tamam :')


Melades'in mimiklerini ve o anki düşüncelerini okumak muhtemelen normal biri için bile yeteri kadar zordu, fakat karşısındaki kişinin Seraph olması bunu iyice imkansız hale getiriyordu. Kafasında farklı teoriler oluşturup kısa süre sonra her birinden vazgeçiyordu. Önce, öldüğünü düşündü mesela. Fakat bu durumda nereye gitmiş olursa olsun onu karşılamaya gelen kişi Melades gibi biri olmazdı. Sonra bütün bunların bir rüya olduğuna ihtimal verdi. Eh.. hayal gücü, arka planı dümdüz karanlık ve sıkıcı şekilde siyaha boyamaktan çok daha fazlasını yapabilirdi. Kendine yediremedi. Araftaydı belki de? Olamaz mıydı? Olamazdı. Orayı çok daha ciddi bir ortam olarak hayal etmişti.

"Evet evet.. çok aşırı karanlık. Bi sürü siyahlık falan.. kocaman kara kara renkler.."

İblis diyarı diye bahsettiği yerin büyüklüğünü anlatmak için kullandığı betimlemelere cevap olarak, kafasında kurduğu 'bamya' , 'küçük' , 'annen' ve 'kıç' kelimelerini içeren tüm şakaları önce zihninde sonra da dudaklarında frenledi. Melades en azından bir konuda haklıydı.. burası kesinlikle çok karanlıktı ve karanlık yerler genellikle büyük ve dipsiz olurdu. En azından ışıklar açılana kadar en süper aşırı mükemmel arkadaşı olmalıydı. Arkadaşlar birbirinden bazen saçma şeyler isteyebilirdi, bu olağan bir durumdu. Fakat bu duruma kafasında örnek bulmaya çalışsaydı, muhtemelen ilk beş yüz bin milyar trilyon milyon milyar tahmini arasında bu olmazdı.

"İblis bulayım? Oluuur... tamam.. sen otur dinlen keyfine keyfine bak.. birazdan bulup gelirim."

Melades'e doğru yürüdü, yanından geçerken göz ucuyla aşırı bariz bir şekilde adamı süzdü.. hissettiği şey tam olarak korku değildi fakat en huzurlu ve mutlu günü olduğu da söylenemezdi. Gerçi, belki de öyleydi.. öncesini hatırlamıyordu sonuçta. Şimdi ise yapması gereken tek şey bu sonsuz karanlıkta bir iblis bulmaktı. Ne kadar zor olabilirdi ki? Belki de iblis kelimesi burada bir metafor olarak kullanılmıştı. Yere çöp atan birini arayacaktı belki de. Hayır.. Seraph bile kendini bu yalana inandıramazdı. Bugün sıradan bir gün değildi.. hiçbir şeyden emin olmasa bile buna şüphesi yoktu. Durdu. Omzunun üzerinden kafasını hafifçe sola çevirip az önce yanından geçtiği adama baktı tekrar.

"Yanlış anlama, saaaaadece sen sıkılma diye söylüyorum.. eğer oturup tek başına beklemek istemezsen benimle gelebilirsin... hem daha kısa sürer falan?"

Arkası kısmen dönük haldeyken sormuş olsa bile, sesinde gizleyebildiği çaresizlik gözlerinden okunabilir haldeydi. Bu çift taraflı bir soru değildi aslında.. eğer hayır cevabı alırsa omuz silkip dümdüz bir şekilde karanlığa doğru yürümeye devam edecekti. Kim bilir.. belki de ileride tünelin sonundaki ışığı görürdü?

KÜNYE
İsim: Seraph
Cinsiyet: Dişi
Yaş: 23
Boy: 165
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı / Saldırgan / Elementalist
İtibar: 5
Mevcut GP/AGP/İGP: 15/0/15
Mevcut Para: 1.000

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 2
İrade: 4
Zeka: 1

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: -
KÜNYE
İsim: Vagrut
Cinsiyet: Erkek
Boy: 175
Kilo: 75
Tür: Hortlak
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: Normal
Yatkın Olduğu Element: Karanlık / Toprak (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 4
Güç: 8
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 3
Arun: 2
Duren: 2
İrade: 6

YETENEKLER

Saf Öfke

TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR

-
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

20 Dec 2023, 11:58

Melades’e söylediğin ilk cümleler, onun tepkisiz suratına çarpıp karanlığa yayılsa bile, Melades’in bir şekilde diyalogların bu şekilde ilerlemesinden zevk aldığını hissedebiliyorsun. Bir an için aklına gelen tüm şakaları söyleyip söylememe yönündeki kararını bile gözden geçiriyorsun. Zira Melades’in de sana benzer bir şekilde aynı şakalara bir şekilde girişmeye başlaması ve akabinde bu şakaları başka bir zamana bırakır gibi konuyu değiştirmesi, sana bunları hissettiriyor. Melades’in söylediği üzere iblis bulmaya yönelik sözlerini aktardığında, Melades başıyla her söylediğini onaylar ve bir o kadar da geçiştirir gibi bir tepki veriyor. Bu yüzden, yanına kadar geldiğin sırada sadece sana bakmakla yetinen Melades yanından geçip gitmenin ardından söylediklerine karşılık olarak “Niye yanlış anlayayım ki? Ama burada boş boş oturmayı tercih ederim. Etraf karanlık falan ya, ayağıma bir şey takılıp düşerim, bir yerlerimi kırarım… Bunların olmasını istemem. Yooo, asla!” diyor ciddiyetten uzak bir ses tonuyla. Hemen ardından ise, bir anda bulunduğu yere bağdaş kurup oturmasının ardından ellerini göğsü hizasında bağlarken “Benim vaktim bol… Dışarıda Uphin ile uğraşmak yerine burada senin çırpınmanı izlemek daha zevkli olur. Hadi kolay gelsin sana!” diyor yüzünde beliren gülümsemeyle.

Melades’ten aldığın olumsuz cevap üzerine karanlığın içine doğru adımlamaya başlıyorsun. Attığın birkaç adımın ardından ise Melades’in kupkuru kalmış boğazını temizlemek ister gibi öksürdüğünü fark ederek arkanı döndüğünde Melades “Bana kalırsa karanlığın içinde karanlıktan başka bir şey bulamayacaksın. Görü diye bir şey var neticede… Bu konuda sen…” diyor ve sanki kafasından önemsiz bir düşünce geçirir gibi göz bebeklerini hafif yukarı çapraz bir şekilde hareketlendirmesinden sonra “Nasıl desem?” diyor. Birkaç saniye sessiz kalan ve gözlerini aynı şekilde tutan Melades, bakışlarını bir kez daha sana çevirdiğinde “Yani dürüst olmak gerekirse, bu konuda tamamen beceriksizsin. O yüzden dikkat et ayağına bir şey takılmasın. Ya da ne bileyim, belki bir iblis, sen daha fark edemeden seni midesine indiriverir, ne malum?” diyor. Tüm söyleyecekleri bundan ibaretmiş gibi bir nefes vermesinin ardından Melades, hafif kamburunu çıkartarak olduğu yerde oturmaya devam ediyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Seraph
Posts: 99
Joined: 05 Dec 2023, 21:09

20 Dec 2023, 12:53



Karanlığa içinde karanlık. Daha vaadedici ne olabilirdi ki? Önce Melades'in süper gücünün bu olduğunu düşündü. Flört için farklı ve romantik bir ortam yaratmak amacıyla havayı karartmış olabilirdi.. ama o zaman en azından ayaklarıyla yürüdüğü yol boyunca yerde patika şeklinde kırmızı parlak güller olması gerekmez miydi? Hayır.. belli ki burası gerçekten karanlık gibi karanlıktı. Doğal karanlık. Hiç aydınlık olmamışçasına karanlık. Ne yani, geri kalan hayatı bundan mı ibaret olacaktı? Yeteri kadar şey görmüştü belki de geçmişinde. Ama ya görmediyse? Bu duruma kesinlikle bir çözüm bulması gerektiğini hissediyordu.

"Göt."

Dedi omuzlarını ve göz kapaklarını aynı anda düşürerek. Sağ gözünün hizasında inen hafif bir perçem mavi saçlarını üfleyerek savurdu. Kaşlarını çattı ve son kez Melades'e sert sert, pis pis, kötü kötü baktı. Belli ki Seraph'ın debelenmesinden zevk alma niyetindeydi. Eğer daha önce başkaları da şuan Seraph'ın bulunduğu konumda bulunduysa, Melades'in hayatı epey eğlenceli geçiyor demekti. Eh.. en azından kendi seçimi olmayan bir handikapı olduğunu öğrenmişti az önce. Ne demek olduğunu bilmese bile, neden etrafta hiç ışık olmadığını kısmen de olsa açıklıyor olabilirdi bu durum. Elbette, bu denklemi kurmak Seraph'tan biraz daha zeki insanlar için mümkündü belli ki.

"Görü'lü olmayabilirim.. ama hoşgörülüyüm. Eğüheeğehehe..."

Kötü kötü şakalarını da aldı ve Melades'in yanından geçip gitti. Evet, burası belli ki bir oyun parkı veya tatlı bir botanik bahçesi değildi.. fakat bir iblis tarafından canlı canlı yenilip yutulma ihtimali olduğu gibi, bunların yaşanmama ihtimali de vardı. Yani, olmalıydı değil mi? Sonuçta, görünüşe göre Melades buraya kendi isteği ve amaçları doğrultusuna gelmemişti.. ondan daha yukarıda, sorumluluğu ve kontrolü elinde tutan birileri olmalıydı. Dolayısı ile Melades de bu durumda Seraph'tan ve can güvenliğinden sorumluydu.

Ya da değildi.. belki de sadece insanların iblislere fındık fıstık olarak atıldığı bir tür sirk şovunun içinde bulmuştu kendisini. İki olasılığa da yüzde elli ihtimal verdi. Bunları düşünmek hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Odaklandı. Gözlerini kapattı. Dinledi. Daha fazla dinledi. Gözleri işe yaramıyorsa, kulakları vardı. Bir süre bu şekilde yürüyecek, herhangi olağandışı bir ses duyduğu anda gözlerini açacaktı. Tetikteydi.

KÜNYE
İsim: Seraph
Cinsiyet: Dişi
Yaş: 23
Boy: 165
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı / Saldırgan / Elementalist
İtibar: 5
Mevcut GP/AGP/İGP: 15/0/15
Mevcut Para: 1.000

PROFİL
Güç: 1
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 2
İrade: 4
Zeka: 1

Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: -
KÜNYE
İsim: Vagrut
Cinsiyet: Erkek
Boy: 175
Kilo: 75
Tür: Hortlak
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: Normal
Yatkın Olduğu Element: Karanlık / Toprak (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 4
Güç: 8
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 3
Arun: 2
Duren: 2
İrade: 6

YETENEKLER

Saf Öfke

TEKNİKLER

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR

-
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

21 Dec 2023, 12:14

Kendince yaptığın espri ağzından çıktığı anda, Melades’in yüzündeki boşluk hissi sanki bir anda karanlığı tamamen silip atıyor! Bir anda bulunduğun diyar boyut değiştiriyor ve kendini dipsiz bir boşluğun içinde hissediyorsun. Karanlığın mı yoksa boşluğun mu daha iyi olduğu yönünde düşünceler beyninde dolaşmaya başlarken Melades “Keşke kulaklarım kesilseydi de bunu duymasaydım!” diyor yüzünü eski haline zar zor sokmaya çalışırken. Melades’in bu tepkisiyle birlikte, ondan gelecek en ufak bir yardım ihtimalini dahi sıfırlamış olduğunu hissederek, bu kez gözlerin yerine kulaklarına umut bağlamayı seçiyorsun. Kapattığın gözlerin, içinde bulunduğu karanlıktaki dalgalanmaları silmekle yetinse bile, kulaklarının da sana pek yardımcı olmayacağını daha ilk andan hissedebiliyorsun. Kapalı gözlerinle yürümeye başladığın anda ise Melades’in bir anda tüm sessizliği bozarak “Yerinde olsam o tarafa gitmezdim.” dediğini duyuyorsun. Bu sözlerle birlikte tek gözünü açıp Melades’e baktığında, yüzünde pek de tedirgn olmayan bir ifade ile kafasını iki yana salladığını görüyorsun. Melades bağlı kollarını yavaşça çözmesinin ardından “Hoşgörülü olanlar burada pek yaşamıyor. Sen söylemeden hemen söyleyeyim, öngörülü olanlar da!” diyor. Sözleri esnasında ‘öngörü’ kelimesine özellikle vurgulan Melades, esprine yaptığı göndermesinin ardından “Hayatta kalmak istiyorsan, yürümek en son tercih olmalı.” diyor. Bu sözlerinden sonra ise yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirip sanki içten içe eğlencesini harmanlamak istercesine “Gerçi sana çözümü zaten söylemiştim. İblis bul, iblis!” diyor kahkaha atmamak için kendini tutar gibi bir görüntüyle birlikte.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Diğer Bölgeler”