Konuşmaya başlaman, Almazath’ın her daim üzerinde tuttuğu ilgiyi de tekrar canlandırıyor. Sözlerinin arasında sivri bir kaya arasan bile, kar ve buzun her yeri kapladığı bu diyarda, ulaşabileceğin herhangi bir kaya göremiyorsun. Ancak niyetini dikit ve sarkıtlar yönüne çevirdiğinde ise, elindeki seçeneklerin daha da arttığını görüyorsun. Birkaç metre önünde… Gözlerin bir anda yarıçapı 10 santim kadar olan ve uzunluğu bir metreyi bulan bir buz kütlesiyle karşılaşıyor. Ucu yeteri kadar sivri olmasa bile, tercihlerin arasında akla en makul olanı bu buz parçası oluyor. Adımlarını ona doğru yönlendirdiğinde, üzerinde iki çift gözün gezdiğini hissedebiliyorsun. Ancak tıpkı onların yaptıklarını şu an için pek önemsememesi gibi, sen de bu bakışları önemsemiyorsun. Zira artık bu bakışlara daha alışkın bir hale gelmiş olmak, seni o tehditkar havanın etkisinden biraz daha sıyırıyor. Bu parçasının yanına geldiğinde, onu bulunduğu yerden koparmak için hemen hemen dibinden tutuyorsun usulca. Vücudunun üşüyor olmasına rağmen, bu parçasını tuttuğun anda buz parçasının ıslaklığını hissettiğinde, vücudunun olması gerekenden daha sıcak olduğunu anlayabiliyorsun. Bunun yanında yere sabitlenmiş gibi duran buz parçasını koparmak için ilk hamleni yaptığında, bunu başaramıyorsun. Bu başarısızlık esasen seni pek de şaşırtmıyor ve bir miktar kullandığın gücü arttırdığında, buz parçasını tamamen koparıp eline alıyorsun. Tam bu esnada, normal şartlar altında bu buz kütlesini sıradan bir insanın zeminden koparamayacağını ancak senin sadece gücünü bir miktar arttırarak bunu yapabildiğini fark ediyor ve sıradanlıktan uzaklaştığını anlayabiliyorsun. Tüm sözlerine ve eline buz parçasını almış olmana rağmen, iki iblis yerlerinden hiç kıpırdamadan sadece bakışlarıyla seni takip etmeye devam ediyor.
Eline buz parçasını almanın ardından adımlamalarına devam ediyorsun. Ancak bu kez zihninin karanlığına gömdüğün gözlerinle Vybukh’un açlığını aramaya başlıyorsun. Karanlıktan yankılanan sözlerin, karanlıktan başka muhatap bulamaz gibi kulağına aksettiği anda ise, ağzından o kudretli sözler dökülüveriyor!
Bir anda parlayan vücudunu saran parıltılar, sadece birkaç saniye içinde önünde Vybukh’u var ettiği anda, Vybukh’un sıcak soluğundan yayılan buharla birlikte, 10 metre kadar önünde bulunan Almazath’ın yüzündeki gülümsemenin arttığını görüyorsun. Onun da geçmiş anılarının canlanışına işaret eden bu gülümseme, ağzında buruk ve kekremsi bir tat bırakırken Almazath“Seninle de tekrar karşılaşmak hoş oldu. Neyse, en azından bundan sonra çene çalmayacağımızı öğrenmiş olduk.”diyor alaycı bir ses tonuyla. Vybukh, bakışlarını özellikle Almazath’a kilitlemiş bir halde hemen önünde durduğu sırada “Dina! Leşi tamamen benim! İlk önce onun leşi, sonra diğeri ve sonra sen!” diyor hırlamaya başlarken. Bu sözlerinden sonra ise başını omuz üstünden sana doğru çevirirken “Bir planın yoksa, kafama göre dalıyorum!” diyor herhangi bir tereddüt barındırmaksızın.
Eline buz parçasını almanın ardından adımlamalarına devam ediyorsun. Ancak bu kez zihninin karanlığına gömdüğün gözlerinle Vybukh’un açlığını aramaya başlıyorsun. Karanlıktan yankılanan sözlerin, karanlıktan başka muhatap bulamaz gibi kulağına aksettiği anda ise, ağzından o kudretli sözler dökülüveriyor!
Bir anda parlayan vücudunu saran parıltılar, sadece birkaç saniye içinde önünde Vybukh’u var ettiği anda, Vybukh’un sıcak soluğundan yayılan buharla birlikte, 10 metre kadar önünde bulunan Almazath’ın yüzündeki gülümsemenin arttığını görüyorsun. Onun da geçmiş anılarının canlanışına işaret eden bu gülümseme, ağzında buruk ve kekremsi bir tat bırakırken Almazath“Seninle de tekrar karşılaşmak hoş oldu. Neyse, en azından bundan sonra çene çalmayacağımızı öğrenmiş olduk.”diyor alaycı bir ses tonuyla. Vybukh, bakışlarını özellikle Almazath’a kilitlemiş bir halde hemen önünde durduğu sırada “Dina! Leşi tamamen benim! İlk önce onun leşi, sonra diğeri ve sonra sen!” diyor hırlamaya başlarken. Bu sözlerinden sonra ise başını omuz üstünden sana doğru çevirirken “Bir planın yoksa, kafama göre dalıyorum!” diyor herhangi bir tereddüt barındırmaksızın.



