Varoluşun Üç Kadım Ayağı (3. Kısım) (Zenahpuryu | Gadiel | Diniel)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

08 Dec 2023, 10:09

Azuldir’in bir hayli uzun süren konuşmasının ardından söze giren Zenahpuryu, Diniel ve Gadiel’e söyleyeceklerini iletmesinin ardından, ruhundaki o derin dalgalanmaya dönüyor. Bir kulağı hala ortamda kalsa da, içinde o parıltılara ve dalgalanmalara erişmek için Cysa’ya duyduğu öldürme arzusunun damarlarına pompalamaya başlıyor.

Karanlığın içindeki sessizlik Diniel’in sözleriyle kırıldığında, Azuldir yüzüne yerleşen gülümsemesiyle ve bir parça acıma duygusuyla Diniel’e bakıyor. Bunun ardından Gadiel’in kendi kendine olan konuşması karanlık içerisinde büyük bir tirat gibi yankılanırken, Azuldir küçük kahkahalarını gizlemekten uzak kalıyor. Bu esnada Cysa ise, Diniel’in sözlerine içerlemiş gibi dişlerini daha sıkı bir hale getirirken, bir yandan da yerinden kıpırdamak için hareket etmeye çalıştığını fark edebiliyorsunuz. Ancak Azuldir’in etkisi, hem Agthar’ı hem de Cysa’yı şu an tamamen kilitlemiş gibi görünürken, Cysa hırçın bir hırıltının ardından Diniel’e dönerek “Bana diyene bak! Bu sikik herife en yakın olan sen değil miydin? Adam sizi parmağında oynatmış ve ruhunuz duymamış!” diyor. Ne var ki bu sözler üzerine Agthar’ın bakışlarını hoşnutsuz bir şekilde Cysa’ya dönerken, Cysa “Haksız mıyım? Senin de şu kızıl orospudan bir farkın yok!” diyor. Agthar bu sözler üzerine tam bir şeyler söylemek ister gibi durduğu anda ise Azuldir “Hadi ama! Burada ben varken, birbirinizi yemenize gerek yok. Nasıl olsa hepinizin sayılı dakikaları kaldı.” diyor. Bu sözlerle tüm bakışları bir kez daha üzerine toplayan Azuldir, ortamdaki odağı tekrar üstüne çekmekten oldukça memnun bir şekilde gözlerini Diniel’e doğru devirirken “Yani, Aludirleri mümkün olduğunca sağ bırakma taraftarıyım. Ama sizler, sıradan Aludirler de olmadığınız için, ileride başıma iş açmanızı istemem. O yüzden, burada ölecek olmanız için oturup yas tutacak değilim. Bilakis, bu beni daha da rahatlatacak.” diyor. Sözlerindeki alaycılık bariz bir şekilde kendi belli ederken Azuldir kırmızı parlak gözlere doğru bakışlarını çeviriyor ve “Bunu nasıl yapacağım ve İblis Lordu Vagror buna müsaade edecek mi?” diyor Diniel’in sorularını yineleyerek.

Azuldir son sözlerinden sonra bakışlarını biraz daha sabitleyip nefes alışverişini daha keskin bir hale getirirken “Maeve ile iblislerinizi kontrol edeceğim, haklısın. Her birinizin iblisini! Sonrasında ise bir kenara çekileceğim ve ölesiye dövüşünüzü izleyeceğim. Tıpkı O’nun gibi…” diyor. Son sözlerinde İblis Lordu Vagror’u kastettiği belli olan Azuldir hızlıca size yüzünü dönmesinin ardından “İblis Lordu Vagror sizi defalarca iyileştirebilir, tükenene kadar belki de! Ama elbet bir yerde tükenecektir. Yani eninde sonunda sizi iyileştirmekten vazgeçecek…” diyor. Hemen ardından sanki bu söyledikleri bir seçenekmiş gibi sağ elini uzatmasının ardından, sol elini diğer yana açarken “Ama dedim ya, siz sıradan Aludirler değilsiniz ve İblis Lordu Vagror da bunun farkında… Yani siz mücadele ettikçe, içinizdeki iblis daha da varlık bulabilir. Tıpkı Gadiel’in Almazath’ı yendiğinde olduğu gibi… Tüm planlarımın içindeki en güzel olay diyebilirim buna! Mutlak zaferimin habercisi…” diyor. Sözlerini büyük bir keyifle dile getiren Azuldir bunun ardından bakışlarını bir kez daha kırmızı parlak gözlere çevirirken “Burada esas sorulması gereken, İblis Lordu Vagror’un bunu nasıl engelleyeceği? Sizi sonsuzluğa kadar iyileştirmeyi seçip kendini mi tüketecek, yoksa benim gibi bir kenara çekilip kendisini yok edecek olanların doğmasını mı izleyecek? Hele de, dışarıda daha sizin gibi piyonlarım sağ salim bir şekilde iblis diyarında gezinirken!” diyor. Azuldir konuşmasının sonunda kucağındaki Maeve’yi okşamaya başlarken ufak adımlarla kenara doğru çekilmeye başlıyor. Bu sırada sanki ardında büyük bir yıkım bırakmış gibi gururla attığı adımları esnasında “Burada yok olacak olmanız, İblis Lordu Vagror’un umurunda olmayabilir. Ancak dışarıda, iblis diyarında bir yerlerde Inias ve Dina hala duruyor! Tabi Esther, Theo ve Mihr gibi piyonları saymıyorum bile! Yani sizin burada yok olmanız, benim en istediğim sonucu yaratır! Daha fazla nefret! Bu yüzden, İblis Lordu Vagror, burada sizin yok olmanıza müsaade edemez. Ne de olsa siz, müjdecilersiniz. Ama öbür yandan sizi ilelebet iyileştiremez de… Çok zor bir seçim olsa gerek.” diyor eğlencesinin dibine düşmüş gibi. Birkaç adımının ardından ise “Elbette bir ihtimal daha var… Peki bunu yapmaya cesaret edebilecek misin?” diye mırıldanıyor, kırmızı parlak gözlere hitaben. Ve ardından… Kırmızı parlak gözler… Bir anda vahşice ve çılgınca parlayıveriyor, tüm karanlığı bir kez daha sindirmek ister gibi.

Azuldir’in kenara çekilmesi ve kırmızı parlak gözlerin bir kez daha derinden parlamasıyla birlikte, sanki bir anda ruhunuzun üzerindeki tüm karanlık yok oluveriyor! Bu ana kadar Zenahpuryu’nun odaklanmasına rağmen erişemediği tüm o öfke ile Diniel ve Gadiel’in sözlerinin erişemediği iblisleri, sanki bir anda yokluktan var oluveriyor! Vücudunuz, bir kez daha kendinize has renklerin parıltısıyla coşmaya başlarken, ruhunuzdaki karanlığın da renklenerek silinmeye başladığını hissediyorsunuz! Sanki bir anda, tüm yok olmuş anılar canlanır gibi, kendinizi kaybolmuş bir diyarın emanetçisi gibi hissettiğiniz anda, Azuldir yüzündeki tebessümden tamamen kurtulmuş bir halde, gözleri büyük ve derin bir hayranlıkla kocaman olmuş bir şekilde ve yüzüne dehşetin izlerini kazımışçasına “Bana neler yapabileceğinizi gösterin sevgili piyonlarım!” diyor. Bu sözler, sanki sizi bağlayan tüm prangaların bir anda kırılmasına ve ruhunuzun dalgalanarak vücudunuzu ele geçirmenize neden oluyor. Her biriniz, bilinmez ve sebebi de pek umurunuzda olmayan, vahşi ve karanlık bir kudretin damarlarınızda şuursuzca gezinmeye başladığını fark ediyorsunuz! Daha önce hissettiğiniz benzer duygulardan çok daha karanlık olan bu hisse karşı, bilincinizin çok fazla dayanamayacak olmanızı bildiğinizden, nedenlere ve sebeplere odaklanmak yerine, ne yapmak istiyorsanız bunu kısa bir süre içerisinde halletmeniz gerektiğini hissedebiliyorsunuz.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

11 Dec 2023, 10:20

Merak edilesi bir soru belirdi zihnimde ansızın… Ölümle cezalandırılan bir mahkûm mu daha kötüydü yoksa sonsuz hapis cezasına tabii tutulan mı? Merak ettim bu sualin cevabını istemsizce. Zihnim bir süre bunla meşgul oldu. Dışarıdaki sözler fırtınası zaman zaman birbirleriyle tartışan bireylerden ötürü artış gösterse de ruhum sonsuz bir sessizlik ve yalnızlıkla mücadele etmekteydi. Konuşulan sözlere uzak; ama onları duyup, algılayabilecek kadar da yakın bir konumda, kendi içimdeki o en ürkütücü karanlıkta var ettim kendimi.

Seslendim içimdeki o varlığa… Sesim karanlıkta yankılanıp, yavaşça yankısıyla birlikte süzülüp gitmiş olsa da bir karşılık alamadım. Sanki karanlık tarafından tamamen sindirilmişti Nueamsa… O hep bir başına bırakılmaktan bahsettiği o karanlıkta artık yok gibiydi.

Arsız gülüşler, arsız planlarının bir emsali gibi kulaklarımda yankılanıyordu bir yandan. Azuldir, tüm kaderi avucun içindeymiş gibi tutan o adamı anlayamıyordum. Anlayabildiğim tek şey sözlerinde sıkça bahsettiği o piyon kelimesiydi. Onun tüm o kudreti tarafından bastırılmış bu aciz bedenim piyon kelimesine en yaraşır şey gibiydi.

Gözlerimse halen kapalıydı. Sanki o gözleri açarsam, her şeyi kabul etmişim gibi hissedecektim. Göz kapaklarımı birbirine mühürlemek ve bir daha açmak istemiyordum. Gözlerimi açtığımda göreceğim o görüntüden gözlerimi kapalı tutarak uzak durmak istiyordum. Lord Vagror, Azuldir ve diğerleri… Gayeleri olan insanların, gayelerine kul olmak istemiyordum. Hedefleri için her şeyi göze almış ve her şeyi bir hiçmiş gibi yok edebilecek bu insanların maşası hiç olmak istemiyordum. Sahi Nueamsa söylemişti… İblisler diyarında kudretli olanın sözü geçtiğini. Gerçekten kudret denilen şey, bu aciz bedenin sahip olduğu prangalardan mı ibaretti? Azuldir’in söylediği gibi sıradan Aludir değilsek, neden buradaydık?

Acı bir şekilde bağırmak istedim.

Ama sessizlik yaralarıma en büyük derman oldu.

Azuldir sözleriyle bize saldır emri verirken, bir yandan da sözleri adeta ruhlarımıza ve bedenimize sirayet ediyor gibiydi.

Cysa ile münakaşa ettiğim o an aklıma geldi.

O gaddarlık, o karanlık…

Gözlerimi kapattım. Zamanımın kısıtlı olduğunu bilerek içimde kaynayan o hissiyata acıyla baktım.

Bir kez daha seslendim içimdeki o kadına. “Nueamsa…” dedim çaresizlikten titreyen o ses tonumla. “Lütfen karanlığımı aydınlat.” Dedim. “Lütfen beni o karanlığa mahkum etme… Lütfen bana ışık ol, lütfen bize ışık ol…” dedim titreyen ses tonum acıya ve içimde yükselen o istemsiz öfkenin hissiyatıyla adım adım değişirken.

Elimi karanlığa doğru uzattım Nueamsa’nın orada olabileceğini umarak… O elimi tutmasını ve benimle birlikte tüm bu kötülüğe karşı meydan okumasını istedim. Ne bedenim ne de kendim… Tek başıma ne Azuldir ile baş edebilirdim ne de Vagror ile… Ona ihtiyacım vardı. Nuemasa, güçlü bir bütün olarak var olabilmem için, o ruhumda hissettiğim eksikliği tamamlayabilmem için artık tam anlamıyla benimle bir olmalıydı.
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

12 Dec 2023, 14:55

Denedim, sadece o güce tekrardan ulaşabilmek için Cysa’ya duyduğum öldürme arzusunu damarlarımda gezdirmeye başladım. Ancak işe yaramadı. Etrafımdaki insanlar konuşmaya devam ederken, bir yandan kulağımı da o tarafa verdim. Cysa boş boş konuşmaya devam ederken, Azuldir az bir zamanımız kaldığından bahsediyordu. Her ne kadar Aludir’lerin sağ kalmasını istediğini söylese de, bizler sıradan Aludir’ler olmadığımız için bizi öldürmek istiyordu. Sonrasında ağzından çıkan sözler, kafamda bazı soru işaretlerine sebep oluyordu. Hem de benim cevaplayabileceğim sorular değil.

Shyrlonay’ın cevaplayabileceği sorular.

Maeve ile iblislerimizi kontrol edeceğini, sonrasında ise kenara çekilip ölesiye dövüşümüzü izleyeceğini söylüyordu. Biz dışarı çıkarmadığımız müddetçe, iblislerimizi nasıl kontrol edebilirdi? Maeve ile olan dövüşümde, o kedinin bir ses çıkarttığını ve zaten hali hazırda dışarıda olan iblisimi kontrol ettiğini hatırlıyorum ama… Şuan da öyle bir ortam yok. Bu yüzden bu lafları edememesi gerekirdi, çünkü arkadaşlarımı uyarmıştım! Onlara iblislerini çıkartmamaları gerektiğini söylemiştim ama yine de, iblislerimizi kontrol edeceğinden bahsediyor. Farklı bir şeyler olmalı.

Belki de ilk seferinde çok tanıdık gelen, ancak ruhumdaki acı sebebiyle dokunduramadığım, o hissiyatın sebebi yüzünden böyle konuşuyordu.

Biz mücadele ettikçe içimizdeki iblisin daha da varlık bulması, İblis Lordu Vagror’un da bunun farkında olması. Kafamda yavaş yavaş netleşiyordu düşünceler. Bu gücün kaynağı, ben olmayabilirdim. Benimle gücünü paylaşan Shy olabilirdi. Azuldir konuşmasına İblis Lordu Vagror’un ne yapacağı üzerinden devam ederken, dışarıda iblis diyarında Inias ve Dina’nın hala durduğunu söylüyordu. Belli ki yeni nesilde kim varsa hepsini katledeceklerdi. Bizim burada yok olmamıza müsaade etmeyecek olsa da, sonsuza kadar da iyileştiremeyecekti. Sonucun ne olacağını belirleyecek olan, tüm olayların ipini elinde tutan Azuldir gibi görünüyordu. En azından, şimdilik.

Azuldir’in kenara çekilmesinin ardından ruhumuzdaki karanlık yok olmuş, odaklanmama rağmen erişemediğim tüm o öfke yokluktan var olmuştu. Renklerin parıltısıyla kaynamaya başlayan vücudumun yanında ruhumdaki karanlığın renkleri silmeye başladığını hissediyordum. Azuldir hayranlık içerisinde bakıp, piyonlarının neler yapabileceğini görmek isterken vahşi ve karanlık bir kudretin damarlarımda gezdiğini hissedebiliyordum. Ancak bunun çok dengesiz olduğu barizdi, zira bilincim de bu durumua çok fazla dayanamayacaktı. Hemen harekete geçmeliydim. Hatta, Shy’la konuşmak zorundaydım. İçime ve Shy’a, kalbimde yerine kurmuş o minik dostuma odaklandım ve zihnimin bir yerlerinde onunla konuşmaya çalıştım.

“Shy, çok fazla zamanım yok. Her an bilincim gidebilir. Şuanda bu edindiğim güç sana mı ait ve Maeve tarafından kontrol mü ediliyorsun?”

Shy’ın cevabını beklediğim süreçte, hızlıca harekete geçmem gerektiğinin de farkındaydım. Bu yüzden ilk hedefim Azuldir ve Maeve olmalıydı. Hatta Azuldir’den öte, Maeve’i yok etmeliydim. Bundan dolayı, hızlıca Azuldir’in üstüne koşturacak ve bir ya da iki metre kala son attığım adımdan güç alarak ileriye doğru fırlayacağım. Amacım, yumruğumu hızlı ve güçlü bir şekilde Azuldir’in dizine vurarak onu sakat bırakmak. Eğer vuramazsam, hızlıca kendimi toparlayacak ve saldırı için hazırda bekleyeceğim. Vurabilirsem, yumruklarımı suratına durmadan vurabilmek için tüm eforumu vereceğim.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

13 Dec 2023, 03:53

Cysa’ya olan sözlerime karşı asıl sorunun bizim tarafımızda olduğunu söyleyip küfür etmişti. Aniden ona dönen öfkeli bakışlarıma karşı Azuldir dikkatleri üzerine çekmiş olmasına karşı Cysa’yı mahvetme isteğimde en ufak bir değişim yaşamıyordum. Azuldir aklındakileri hiçbir çekince duymadan bir bir anlatırken yapabileceğim şey o an için yalnızca dinlemek oluyordu. Amacı gerçekten de Maeve ile iblisleri kontrol etmesinden geliyordu. Ancak kurduğu cümleler içerisinde ‘içinizdeki iblis daha da varlık bulabilir’ sözüne takılıyordum. Raldrin’den mi bahsediyordu? Raldrin’in varlık bulmasının benim açımdan ne gibi bir etkisi vardı ki? Acaba… Belki de o karanlık kişilik… Emin değilim, yanılıyor olabilirim. Ancak bununla ne yapabileceğimi de bilmiyorum…

Kırmızı parlak gözler Azuldir’in çekilmesiyle birlikte ruhumdaki bütün karanlığı yok ediyordu. Bu anda sanki biraz öncesinde ulaşmaya çalışıp başaramadığım Raldrin bir anda yokluktan var oluyordu. Etrafımda mor parıltılar yeniden kendisini gösterirken ruhumdaki karanlık da renklenerek siliniyordu. Buna neyin sebep olduğu konusunda aklıma gelen tek şey Maeve’in etkisi olmasına karşı buna karşı ne yapılabileceğini bilemiyordum. Ancak ben daha olaylara odaklanamadan Azuldir yüzündeki tebessümü bir kenara bırakıp gerçek hislerini açığa çıkarıyor ve kurduğu cümlesiyle sanki beni bağlayan prangaların bir anda kırılmasına sebep oluyordu. Böyle olduğu anda ruhumum dalgalanarak bedenimi ele geçirdiğini görüyordum. Biraz önceki karanlığın dağılmasının tam zıttı olarak çok daha büyük bir karanlık vücuduma çöküyordu. Çabucak ne yapacaksam yapmalıydım artık yoksa bilincimi kaybedecek ve yalnızca şuursuzca sağa sola saldıracakmışım gibi geliyordu. Sağ dizimi istemsizce kırıp vücudumu istila etmek isteyen varlığa karşı direnmeye çalışırken sarsılıyordum. Öfkeden sıkılı dişlerim kırılacak gibi geliyordu. Hızlı nefes alış verişim sürerken bakışlarım ölümün öfkesiyle Azuldir’in üzerindeydi. Maeve’in varlığından dolayı Raldrin’i alana sürmek hiç mantıklı bir seçenek olarak gelmiyordu. Ancak onu çağırmazsam bilincimi kısa süre içerisinde kaybedebileceğim için neler olacağını bilemeyecek tamamen Azuldir’in oyunları içerisinde gerçekleşecekti her şey. Ancak o sırada ona bir şey olabilir miydi? Olmasına müsaade edemezdim! Raldrin’i riske atamazdım! Korkuyordum. Hiç vakit kaybetmeden Raldrin’e odaklandım. “Raldrin! Azuldir’in vücudumda neyi kontrol ettiğini hissedebiliyor musun? Maeve seni etkileyemiyorsa mevcudiyetini bu şuursuz halimi bastırmak için kullanabilir misin? Gerçekten ne olduğunu ve ne yapacağımı bilemiyorum… Seni kayb… Çh…. ÖFKELİYİM!”
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

15 Dec 2023, 14:45

Gadiel; Kapalı gözlerinin ardında, ruhunun içinde dalgalanan pembe renklerin yarattığı dehşetli festivale seyre dalıyorsun. Karanlığı içine sindiren her bir dalgalanma, sanki ruhunun en ücra köşesinde köhneleşmiş hisleri gün yüzüne çıkarıyor. Yüzüne yerleşen hiçbir mimik olmamasına karşın, ruhunun bu dalgalanmaları baş tacı edişi, karanlığının aydınlanmasının hayra alamet olmayacağını fısıldıyor. Ancak ne bunu durdurmanın ne de bu dalgalanmalara kapılmanın bir yolu olmadığını hissedebiliyorsun. Azuldir’in baskısını silmesiyle birlikte, adeta ruhunun içinde başlayan kaos, çoktan durdurulamaz bir hal alıyor. Ancak kapalı gözlerinin ardındaki tüm bu fırtınalı havada, bir şekilde Nuemsa’ya ulaşmak için sözler dökülüyor ağzından.

Dalgalanmalar arttıkça yok olan karanlık, yerini ruhunun derinliklerindeki bir karanlığa terk etmeye başlıyor. Bu, bilincinin kapanmaya başladığının en açık göstergesi olarak karşına çıkarken, o karanlık içinde uzattığın elinle Nuemsa’ya sesleniyorsun. Her ne kadar fiziken pembe dalgalanmaların arasında bulunmasa bile, bir şekilde onun sıcaklığını ve varlığını hissederek sözlerini sonlandırmanın ardından, elini bilincinin karanlığına ve ruhundaki dalgalanmalara uzatıyor. Ne var ki, elinin pembe dalgalanmalarla buluştuğu anda, adeta yere inen binlerce yıldırımın tek bir noktaya, göğsünün ortaya yerine düştüğünü hissediyorsun! Yıkıcı, yakıcı ve yok edici her bir yıldırım, bedeninden ruhuna geçip ilerlemeye devam ederken, pembe dalgalanmalar başı boş dalgalanışlarını terk ederek vücuduna doğru yönelmeye başlıyor! Daha önce Nuemsa’yı çok kez var edip yok ettiğin anlara benzer bir hareketlenmenin bu kez ruhunda cereyan edişi, en acı dolu anların sembolü haline geliyor. Bir şekilde kurtuluş arzuladığın yolda, ellerinden başlayarak vücuduna zerk olmayan başlayan pembe dalgalanmalar çoktan zihninin karanlığını ve bu sayede bilincini de ele geçirmeye başlıyor! Gözlerine inen karanlık perdesi artık sonu olmayan bir karanlığı müjdelerken zihninde Nuemsa’nın sözlerini duyabiliyorsun.


“Üzgünüm Gadiel… Sanırım bir iblis ile bir Aludir’in kaçınılmaz sonuna geldik… Böylesini istemezdim, ancak beni affet! Sana ve vücuduna iyi bakacağım!”


Diniel; Sıkılı dişlerin, gerilen yüz hatların, çatılan kaşların ve küfre dönüşmüş her bir nefes… Dizini kırarak vücudunun kontrolünü sağlamaya çalıştığı o kısa anda, tek düşünebildiğin şey etrafa saçılan mor dalgalanmaların bir şekilde sindirilmesi oluyor. Raldrin’in fiziki olarak varlık bulamadığı ortamda, yayılan mor dalgalanmalardan aldığı hava, tamamen Raldrin’e ait hissettiriyor. Ancak tüm bu havanın Raldrin’e ait olduğunu bilsen bile, her zamanki Raldrin’den çok uzak ve vahşi bir hareketlilik oluşu zihnini daha da bulandırıyor. Gerilmiş yüz hatların nedeniyle dudaklarını kıpırdatmak bile oldukça güç bir hale gelirken, bedeninin gösterdiği direncin de her saniye azaldığını hissedebiliyorsun. Zira, ruhunun içine giderek daha da büyüyen ve tüm karanlığı yutmayı arzular şekilde davranan mor dalgalanmalar adeta ruhundaki tüm yaşam enerjisini de sömürüyor.

Zihnin içinde hoyratça yayılan dalgalanmalara karşın, varlığını göremediğin ama sezdiğin Raldrin’e seslendiğinde, ondan gelebilecek bir cevap veya tepki bekliyorsun. Raldrin’in ismini zikrettiğin anda, adeta tüm dalgalanmalar ansız bir durulmaya kapılıp tüm yozlaşmışlığını şuursuzca sana doğru yönlendiriyor. Bu hiç de “Raldrinlik” olmayan hareketlenme, iliklerine kadar uzanan bir karanlığın da kapısını aralıyor. Mor dalgalanmalar, adeta sözlerine karşılık vermek ister gibi tekrar belirsiz bir şekilde dalgalanmaya başladığında ise Raldrin’in tüm kudretinin karanlığa saçılmaya başladığını hissediyorsun. Nitekim, Raldrin’in kudreti yayıldıkça zihnindeki karanlığın artarak bilincinin kapanmaya başladığını fark ediyorsun. Hala daha Raldrin’den bir cevap beklesen bile, bir anda göğsüne dolmaya başlayan mor dalgalanmalar, kendine dair her şeyin soyut bir boşluğa düşmesine neden oluyor. Diniel olarak var olduğunu bu hayatta, artık var olmanın bile ne demek olduğunu sorgular hale geliyorsun. Mor dalgalanmalar vücuduna doldukça, karanlığın arttığını ve tüm yaşam enerjisinden arınmış bir şekilde karanlığın içine sürüklendiğini fark ediyorsun. Tam bu anda ise, Raldrin’in mahcup sesi yankılanıyor kulaklarında.


“Bu ne Azuldir’in ne de Maeve’in işi Diniel… Bunu yapan sadece sensin… Ben de öfkeliyim. Ama daha çok seni kaybedecek olmaktan dolayı…”


Zenahpuryu; Ruhundaki dalgalanmalar artmaya devam ettikçe, tüm maviliğin karanlığı sindirişine şahitlik etmeye başlıyorsun. Azuldir’in kalkan baskısı sonunda, adeta yıllardır tıkılı kaldığı delikten fışkıran bir mahkum gibi karanlığa dolmaya başlayan dalgalanmalar, zihnindeki tüm karmaşıklığın baş mimarı haline geliyor. Kararan gözlerinin ardındaki ruhunda dalgalanan mavilik, her bir tezat kavramın aynı anda ve aynı yerde rahatlıkla varlık bulabileceğini simgeliyor. Tüm bu karanlık ve mavilik karmaşası içinde, sadece tek bir şeye, Shyrlonay’a odaklanarak bir kurtuluş yolu bulmaya çalışıyorsun. Her ne kadar fiziki olarak varlığını algılayamasan bile, tüm mavi dalgalanmaların her bir zerresinde hissettiğin Shyrlonay’a sorularını yönelttiğinde, bir cevap alıp alamayacağını bile sorgulamaya başlıyorsun. Beynini kemiren öfkenin izleri ve damarlarında dolanan kanın sıcaklığı, her bir nefesinin son nefesmiş gibi olmasına neden olurken, soruların birlikte sanki tüm dalgalanmaları da kesiyorsun.

Mavi dalgalanmalar, ansız bir şekilde karanlıkla olan mücadelesini bir kenara bırakıp, adeta tamamen sana odaklanmış gibi hareketsiz kaldığı esnada, bir şekilde vücudunu hareket ettiriyor ve Maeve’e doğru koşmaya başlıyorsun! Gördüğün her bir yüz o anda sana yabancılaşmaya başlasa bile, seni durdurmak adına önüne geçen biri de olmuyor. Bu esnada, Azuldir’in yavaşça bakışlarını sana çevirmesiyle birlikte, sanki tüm bunların olmasını arzuladığını rahatlıkla hissedebiliyorsun. Yüzünde ne bir korku ne de bir çekince beliren Azuldir, adeta senden gelecek her türlü musibeti kabul eder gibi gülümsemeye başladığı anda, olduğun yerden zıplayarak Azuldir’in dizine doğru yumruğunu çıkartıyorsun! Ne Azuldir ne de Maeve senden gelen bu yumruğa karşı herhangi bir hamle yapma girişiminde bulunmuyor ve bu sayede, hedeflediğin üzere Azuldir’in dizine yumruğunu indiriyorsun! Yumruğunu indirdiğin anda Azuldir’in bacağı geriye doğru savrulurken, yüz üstü yere doğru düşmeye başlıyor. Vücudunu öne atmış olmandan dolayı, indirdiğin yumrukla birlikte sen de yüz üst yere düşmüş olsan bile, hızlıca soluna doğru yuvarlanıp yerden kalkmayı arzuluyorsun. Tam bu esnada, Azuldir de iki eliyle yerden destek alarak ayakta kalmayı başarıyor ve bir anda kafasını sana doğru gülümseyerek çeviriyor! Vurduğum yumruğa rağmen Azuldir’in bu hali, sana hiçbir şekilde engel olmayacağını açıkça ortaya koyarken, Azuldir bu durumu tasdiklemek istercesine “Aynen böyle sevgili piyonum! Bana daha fazlasını ver! Tüm öfkeni ve tüm benliğini!” diyor. Azuldir’in bu sözleri kulağına ilişse bile, bir anda boğuklaşmaya başlaması sanki o kısa sürenin de sonuna geldiğini gösteriyor. Yumrukların bir anda Azuldir’in yüzüne doğru çıkmaya başladığında, ruhunun tamamen kararmaya başladığını ve mavi dalgalanmaların seni sindirerek içine aktığını görüyorsun. Sonunda ise, Shyrlonay’ın o üzgün ve ağlak ses tonu kulaklarına doluveriyor.


“Zen! Hep seninle birlikte olmak istemiştim, biliyorsun! Lütfen beni affet! Ancak bunu gururuma yediremem, biliyorsun! Biz dostlarımızı koruruz, öyle değil mi? Seni… O karanlığa mahkum edeceğim için beni affet Zen! Orada hiçbir acı çekmeyeceksin! Ancak orada seni koruyabileceğim! Ve bir gün… Tekrar buluşamayacak olsak bile, o günün gelmesi için her şeyi yapacağım! ZEN! BENİ AFFET!”
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

17 Dec 2023, 22:26

Yaşadığım onca şey, öğrendiğim ve karşısında öfkeyle dolduğum her şey önemini yitirdi bir anda. Kulaklarıma dolan O’nun sesi, bütün bu diyarın sessizliğinin başlangıcı oldu. Hiçbir şeyin ve hiç kimsenin bir önemi yoktu. Ne yaşadığım karanlığın, ne de yanımdaki ve karşımdaki insanların. Masmavi parıltımın, belki de ödünç aldığım bu parıltının bile bir önemi kalmamıştı. Gözlerim ve kulaklarım dış dünyaya bulanıklaşmaya başlarken bir kurtarıcı gibi yetişmişti minik dostumun sesi kulaklarıma. Saniyeler, belki de saatler gibi geçiyordu gözümün önünden her bir kelimesini duyduğumda. Onunla çok fazla zaman geçirememiş olmanın verdiği pişmanlık kalbime dolmaya başladı. Üzüldüm, ne yaşayacağıma değil ne yaşayamayacağıma dair düşünceler zihnimin derinliklerine doğuyordu. İki diyarın en güçlü Aludiri ve iblisi olacak olmak, daha fazla anıyı paylaşacak olmak, şuana kadar geçirdiğimiz vakitler, geçiremediğimiz vakitler, konuştuğumuz sohbetler, bütün hayallerimin suya düşeceğini hissetmek ruhumun çektiği acıdan daha büyük bir acıydı.

“Affedilecek bir şey yok Shy, özür dileme…”

Ağzımdan dışarıya çıkan cümleler miydi, zihnimden aktardığım kelimeler miydi bilmiyorum. Yüzümdeki kocaman gülümseme ile onun duyabileceğine emin olduğum sözcüklerdi. Yüzümdeki gülümsemeyi görebildiğini biliyordum. En azından, bunu kalbimde hissediyordum. Kısacık ömrümde Shy ile geçirdiğim tüm vakitler gözümün önünden akarken ne yaptığımı umursamıyordum. Gözümün önünde görebildiğim tek şey, Shy’ın kendisiydi. Gülümsemem, her bir an biraz daha arttı.

“Shy, sana hep güvendim. Sana hep güveneceğim. Bir gün, bir yerde tekrar buluşacağımıza eminim…”

Görüşüm daha da bulanıklaşırken, son gücümle dizlerimin üstünde kalıp sağ kolumu havaya doğru kaldırmak için uğraştım. Yumruğumu, havaya diktim, bedenin karşımda olmasa da Shy için son bir kez yumruk tokuşturmak istedim. Onunla bir gün bir yerlede buluşacaksam, yumruğumuzun bu sefer fiziken vuruşacağından emindim. Gülümsemem daha da arttı yumruğumu tamamen havaya kaldırdıktan sonra.

“Beni özlersen, kalbine odaklan Shy. Sen benim için hep oradaydın ve ben de orada olacağım.”

Son bir kelimelik gücü kendimde toparladım bedenimi tamamen bırakmadan önce.


“Hoşçakal Shy.”
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

18 Dec 2023, 05:28

Mor dalgalanmaların sindirilmesini istiyordum. Ancak benim isteğimin dışında öncesinde fark edememiş olduğum bir his içimi kaplıyordu. Bu dalgalanmaların oluşturduğu hava tamamen Raldrin’e aitmiş gibi hissettiriyordu. Her ne kadar hissi tanıyabilmiş olsam da, bu his Raldrin’den oldukça uzak, ve vahşiydi. Bunun sebebinin ne olduğunu anlamlandırmaya çalışmak, hissin Raldrin tarafından bastırılmasını istememe uyuşmadığı için iyice zihnimi bulandırıyordu. Nefes almak o an için zor olmasının yanında, geçen her saniyede etrafımda olup bitenleri gözlemlemekten çok kendime odaklanmış, direncimin yavaşça kayboluşuna yalnızca çaresiz direniş gösteriyordum. Ruhumun içinde giderek bu mor dalgalanma yaşam enerjimi de karanlığımla beraber tüketiyordu.

Raldrin’i hala hissedebiliyor olmamla ona ulaşmaya çalışmış ve ondan bir cevap veya en ufacık bir tepki bekliyordum. Adını andığımda sanki süreci hızlandırmışçasına hedefi kendime yönlendirmiş gibiydim. Hissettiğim bu şey her neyse hiç Raldrin’lik değildi ve bu dalganın akıntısına kapılıp savruluyor dahası gitgide tükenip sindiriliyordum. Ancak Raldrin’in kudretinin zihnimde yayılmaya başlamasıyla, buna sebep olanın o olduğunu artık anlayabiliyordum. Bilincim yavaşça kapanırken hala ondan bir cevap umudu taşısam da göğsüme dolmaya başlayan dalgalanmalar kendime dair her şeyin boşluğa düşmesine sebep oluyordu. O an hemen her şey benim için de boşluktan ibaret olmuştu. Neden doğmuş, neden iblis ile anlaşmış ve neden bu savaşı vermiştim bilemiyordum. Artık bunların bir anlamı da kalmamıştı. Başlangıçtan bugüne yanımda olan tek varlık beni sindirmiş ve çok kısa süre içerisinde de yok edecekti sanırım. Varlığımın bile anlamını cevaplayamayacak hale dönmüş olmam bundan öncesini veya bundan sonra olacakların telaşına kapılmama da bir noktada engel oluyordu artık. Fiziki varlığım tamamen önemini yitirmişti. Hatta belki de artık fiziki varlığa sahip değildim, bilemiyordum. Karanlıkta sessizce sürüklenirken Raldrin’in mahcup sesi kulaklarımda yankılandı. Bana bunların sebebinin kendimden başkası olmadığını söylüyordu. Bir an olanları anımsamış ve olanlara kafa yoracak gibi hissetmiştim kendimi. Ancak artık bunların önemi yoktu. Raldrin bunu söylediğine göre doğruyu söylüyor olmalıydı. Ona inanıyordum. Ancak sözünde beni etkileyen nokta hem başıma geleceklerin habercisi hem de Raldrin’in duygularını içeriyordu. Beni kaybedeceği için öfkeliydi. Beni kaybedecekti… Varlığımla ilgili düşüncelere kapılamıyordum bile. Yorgun hissediyordum. Uyumak ve dinlenmek istiyordum eğer huzuru bulabileceksem bu karanlığın içerisinde. Ancak her şeye rağmen yüzümde sıcak bir tebessüm hissettiğimi düşünüyordum. Uykulu, yorgun bakışlarıma rağmen dışa yansıyan o sıcak bakışa sahiptim. “İblis boyutu senin var olman gereken yer değildi Raldrin… Göremediğim insan boyutunu, asıl yaşam alanını, benim için de güzelce yaşamanı diliyorum…” deyip gözlerimi yumarken “Sanırım veda etme vakti…” dedim son gücümle. Ardından eklemeye çalışsam da sonunu getiremediğim kelimeler döküldü. “Raldrin... seni hep…”
---
-------
------------
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

20 Dec 2023, 09:44

Gözlerimi kapadığımda, ruhumun içindeki karmaşık renklerin dansını izliyordum. Her dalgalanma, içimdeki köhne duyguları yüzeye çıkarıyor gibiydi. Yüzümde bir ifade yoktu ama içimdeki bu fırtınayı baş tacı ediyordum, çünkü karanlığın hükmü altına girmenin bir işaret olduğunu hissediyordum. Belki iyiye belki de kötüye… Fakat ne durdurabilirdim bu dalgalanmayı ne de ona kapılmamayı başarabilirdim. Azuldir’in baskısı azalmış olabilirdi ama ruhumdaki karmaşa durdurulamaz bir hal alıyordu. Gözlerim kapalı olmasına rağmen, içimdeki fırtınadan Nuemsa’ya ulaşmak istediğimi dışa vurmaktan başka elimden bir şey gelmiyor gibiydi.

Dalgalanmalar arttıkça, karanlık daha derin bir hale bürünmeye başlıyordu. Bilincimin kaybolmaya başladığının açık bir işareti olarak, Nuemsa’ya doğru elimi uzatırken buluyordum kendimi. Belki fiziksel olarak pembe dalgalanmaların içinde değildi ama onun sıcaklığını ve varlığını hissediyordum. Sözlerimi tamamladıktan sonra, bilincimin karanlığına ve ruhumdaki dalgalanmalara uzanıyordum. Ama elm pembe dalgalanmalarla birleştiğinde, bedenime yüzlerce yıldırım indiğini hissediyordum! Yıkıcı bir enerji bedenimden ruhuma doğru akarken, pembe dalgalanmalar vücuduma yöneliyordu. Daha önce Nuemsa’yı yaratan ve yok eden anları anımsatan bir hareketlenme, acı dolu anların simgesi haline geliyordu. Kurtuluş arzum, ellerimden başlayarak vücuduma sızıyor ve pembe dalgalanmalar zihnimin karanlığını ele geçiriyordu.

Gözlerime inen karanlık perdesi, sonsuz bir karanlığı müjdeliyordu. Zihnimde ise Nuemsa’nın sesini duyuyordum.

“Nueamsa… Gerçekten bu sen misin? Eğer değilsen, Gadiel olarak, yoldaşın olarak, Aludir’in olarak sana buyuruyorum… ÖZÜNE DÖN!”
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

20 Dec 2023, 11:45

Mutlak karanlık…

Ağzınızdan dökülen kelimeler, adeta parıldamalarınız tarafından yutulurken iblislerinize ulaşıp ulaşmadığı noktasında hiçbir fikriniz olmuyor. Parıldamalar, ruhunuza o derece egemen oluyor ki, sözlerinizin ağzınızdan çıktığından bile emin olamıyorsun. Birkaç saniye ve belki de birkaç yüz yıl… Sadece ağzınızdan kelimelerin çıkıp çıkmadığını düşünebiliyorsunuz. Silinen varlığınızın son demleri, yokluğunuza selam durmuş bir halde geçerken, artık kelimelerin de bir önemi kalmadığını anlayabiliyorsunuz. Ruhunuz parıldamalara karışıp yok olurken… Sonsuz bir karanlığın içine hapsolan ruhunuzun kurtuluş için bir umudunun kalmadığını hissedebiliyorsunuz. Bunun adına ölüm mü yoksa yokluk mu dendiğini düşünüyorsunuz son birkaç saniyenizin geçtiği yüz yıllarda… Son…


Mutlak karanlık…

Hissizlik…

Yokluk…

Mutlak karanlık…

Yokluğun hissizliği…

Hissizliğin yokluğu…

Mutlak karanlık…

Ötesi ve berisi olmayan…

Başı ve sonu bulunmayan…

Mutlak karanlık…

Ölüm gibi…

Ölümden öte…

Mutlak karanlık…

Yokluk gibi…

Yokluktan öte…

Mutlak karanlık…

Sonsuzluk gibi…

Sonu yokluk gibi…

Mutlak karanlık…

Tek kalan gibi…

Tek gerçek gibi…

Mutlak karanlık…

“Üzgünüm çocuklar.”

Birışık...

Mutlak karanlığın içinde beliren…

Silik birışık

“Size böyle bir geleceği sunduğum için, beni bağışlayın.”

Birışık

Mutlak karanlığın içinde parlamaya başlayan…

Giderek ruhunuza dolan…

“Açın gözlerinizi!”

Titreyen hücrelerinizin yarattığı yıkımla birlikte, parçalanan her bir parıldamayı ruhunuza sindirmeye başladığınızı hissediyorsunuz. Karanlığa hapsolmuş gözleriniz, beliren bir başka parıldamayla adeta yeniden bir doğuşu yaşamaya başlıyor. Parıldamaların yarattığı tüm göz alıcılık ve bulanıklık, her bir nefesinizle yok olmaya başlarken, mutlak karanlıktan sıyrılan bedeninizin parıldamaları özümsemeye başlamasıyla varlıklarınız tekrar bir anlam kazanmaya başlıyor. Ruhunuza fitili ateşleyen diğer bir parıldama, varlığını içinize dolan kendinize has parıldamalara emanet ederken, giderek varlığınız tekrar hissedilir hale geliyor. Mutlak karanlığı yıkan ruhunuz, parıldamaları içine hapsederken bir kez daha isimlerinizle varlık bulduğunuzu hissediyorsunuz. Ve bir kez daha gözlerinizin açıldığını!

Bir anda açtığınız gözlerinizle birlikte, kendinize ait her bir hissin geri geldiğini, vücudunuzdaki tüm kontrolün kendinizde olduğunu fark edebiliyorsunuz. Sanki anlık bir kararma gibi, her şey ve herkes bıraktığınız yerdeymiş gibi dururken, Azuldir’in yediği yumrukla kızarmış suratına rağmen yüzünde kocaman bir gülümseme olduğunu, Cysa ve Agthar’ın ise şaşkınlık dolu gözlerle öylece bakakaldığını görebiliyorsunuz. Ancak bu bakışlar, sizin üzerinizden bir hışımla geçip gidip, kırmızı parlak gözlerin olduğu yere doğru kaydığında, sizler de bakışlarınızı oraya yönlendirme zorunluluğu hissediyorsunuz. Kırmızı parlak gözlerin varlığının silindiği bu anda, tam karşınızda zihninize fısıldayan kişiyi, Eletha “Visyn” Norkian’ı görmenizle birlikte, her şey daha anlamlı bir hale gelmeye başlıyor. Eletha’nın sözleriyle mutlak karanlıktan sıyrılmayı başardığınızı fark ettiğiniz anda, onun yüzündeki öfkeli ifadeyi ilk kez bu kadar fazla görüyor ve hissediyorsunuz. Bakışlarını hışımla Azuldir’e çevirdiği anda, sadece bakışlarıyla bile Azuldir’in binlerce parçaya ayrılacağını hissedebiliyorsunuz. Çatık kaşları ve sıkılı dişleri ile sanki tüm söylemek istediklerini zihinlerinize fısıldamış gibi duran Eletha, bakışlarını bir an olsun Azuldir’den ayırmazken, Azuldir’in tüm rahatlık ve aymazlığıyla söylediği cümleleri duyuyorsunuz.


“Eletha… Seni beklemekten sıkılmaya başlamıştım!”
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

22 Dec 2023, 09:09

Kendimi tamamen bırakmıştım. Ne yaptığım, ne gördüğüm, ne duyduğum, ne yaşadığım önemli değildi. Kulaklarımda Shy'ın sesi ve ona ulaştırmaya çalıştığım birkaç kelime. Aklımdan geçen sadece bunlarken, ona tamamen güvenmiş ve kendimi karanlığa teslim etmiştim. Dostlar, verdiği sözü tutar. Benimle tekrardan sohbet edebilmek, vakit geçirebilmek için her şeyi yapacağından emindim. Sonsuzluğa hapsolmuştum, ne kadar süre geçtiğinden veya geçiyor olduğundan emin değildim. Sadece, karanlığın içindeydim. Buna ölüm mü denirdi, yoksa hiçlik mi bilmiyorum. Aslında olduğum yerle alakalı hiçbir şey hissetmiyorum. Belki de zihnimin içine hapsoldum, belki de sadece öldüm ve varsa öbür dünyada ya da karanlıkta duruyorum. Boşluğun içinde gibiyim, ama bir yandan bunun ne olduğuna karar veremiyorum. Gerçekten bir boşluk olup olmadığını anlayamıyorum. Bütün hislerim ve hissizliklerim birbirine karışmaya başlıyor. Ölümden de öte bir hissiyat, ebedi bir karanlığın içine hapsoluyorum. Zaman algısını yitirdiğim geçen vakitlerde sonsuzluk beni kapana kıstırıyor. Ta ki, o sesi duyana kadar.

Karanlığın içinden çıkan ışık benimle konuşmaya başlıyordu. Ruhuma dolmaya başlayan ışığı hissediyordum. Sanki bu karanlıktan çıkmak, yeniden doğmak gibi hissettiriyordu geçen her bir vakitte. Gözlerimin bir kez daha açıldığını hissetmek, varlığımı tekrardan keşfetmişim gibi hissetmeme sebep oluyordu. Zenahpuryu'nun geriye döndüğünden emindim. Gözlerimi açtığımda, tamamen kendimdeydim. Her şey yerli yerindeydi ve sanki tüm bu anlar birkaç saniyelikti. Belki daha da kısa. Azuldir'in yüzündeki yumruğumun izine baktım. Buna rağmen gülümsüyordu. Ben kendimi kaybetmeden önce de sanki bunu yapmamı diliyor gibiydi. Kullandığı kelimeler ve kurduğu cümle aklıma düşüyordu. Cysa ve Agthar'ın şaşkınlıkla baktığı yere doğru baktım. Hükümdar olaya el atma gereksinimi duymuştu. Aslında ona sinirliydim. Bu olayları önceden fark etmemiş olmasına sinirliydim. Belki de, bir hükümdar olarak birisiyle böylesine yakın bir bağ kurmak gibi bir hata yapmasına sinirlenmiştim. Yine de, bunun sözünü açmaya niyetli değildim. Zira, hepimiz bir insanız ve Azuldir denen herifin zekası, hükümdarımızı aşmış bile olabilir.

Hükümdarın yüzündeki öfkeli ifade, Azuldir'i her an ortadan yok edecekmiş gibi bir hava yayıyordu. Buna rağmen, Azuldir rahat bir şekilde hükümdarı beklemekten sıkıldığını söylüyordu. Bu çocuk ne yaparsak yapalım, her şeyin onun planı olduğunu söylemeye devam edecekti. Bu yüzden geriye kalan her şeyi hükümdara bırakmayı planlıyordum. Eminim, her şeyi halledecek olan O idi. Zihnimin içinden, Shy'a seslendim. "Shy. Az önce tam olarak ne yaşandı? Neden beni karanlığa doğru sürükledin ve neden mavi bir şekilde parıldıyordum? O gücü, senden ödünç mü aldım, yoksa başka bir şey mi yaşandı? Bana anlatmalısın. Eğer gücünü ödünç alabiliyorsam, bunu doğru anlarda kullanmam gerekebilir. Daha doğrusu, nasıl kullanacağımı öğrenmem de gerekir." Diyerek minik dostumun cevabını beklemeye başladım. Bir yandan, Azuldir'in herhangi bir hareketine karşılık tetikte bekliyordum. Hükümdarımıza olan güvenim tam olsa da, Azuldir'in gücü de küçümsenecek durumda değildi.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “İblis Diyarı”