Künye
İsim: Dina
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 21
Boy: 1.65
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Elementalist
Portre
Görünüm
Yer yer küllü, perçem kesilmiş ve koyu kahverengi tonunda saçlara sahiptir. Basit, püsküllü bir toka ile toplu saçlarının önü daima suratına düşer. Teni bir zambak kadar pak ve beyazdır.
Çimen yeşili gözleri, daima huzurlu görünen pürüzsüz çehresini bahar bahçesine çevirir. Minicik, hokka bir burna sahiptir. Zayıf yapılıdır. Kıyafetleri genelde özenlidir ve resmi sayılabilir. Beyaz gömlek üzerine siyah, ince bir papyon bağlamayı tercih eder. Boğazında bir tasmayı andıran, siyah bir halka bulunmaktadır. Kısa siyah şort ve uzun siyah çoraplar altına rugan parlak topuklu ayakkabılar giyer. Gözleri huzurun ve tabiatın yeşiline sahipken, dudakları ihtirasın ve tutkunun kırmızılığında boğar bakanları. Yer yer pembeleşen yanakları ise bembeyaz teninde basit ama etkili bir kontrast oluşturur. Bakışlarına delicilik katan mızraktan kirpikleri, farkedilmesi güç silik kaşları ve biraz bile olan geniş alnı; dikkat çeken diğer özelliklerindendir.
Ona tam anlamıyla kadınsı görüntüsünü veren, ince köprücük kemiklerinin ortasında bulunan çukurlardır. İnce ve zarif omuzlarının altından geçen bir vadi gibidir. Minik bilekleri ve uzun tırnaklarının yanında elleri inanılamayacak derecede nasırlıdır. Minik cüssesine göre dolgun ve hacimli göğüsleri vardır. Kalçası pek yayvan olmamakla birlikte geriye doğru çıkıktır. Dizlerinin altında bir kaç yanık izi, belinin üzerinde ise büyük kesikler bulunmaktadır. Bu kesiklerin bıraktığı izler dikkatli bakınca belli olmaktadır.
Ses tonu genellikle çocuğunu uyutmaya çalışan bir annenin; nennisine ilk başladığı anın sakinliğindedir. Hacimsiz, şefkat dolu ve uysal.
Kişilik
Menekşelerin ve papatyaların yeşerdiği; adeta bir sevinç tarlası suratının aksine, kaosun dile gelmiş halidir Dina.
Kaos bir şelale ise Dina o şelalenin suyu değildir. Dina şelalenin gürültüsü, uğultusudur. Taş kalbinin gerisinde güzel anılar ve iç ısıtan hayaller taşımaz. Bunları biriktirmez. Kendisini olduğu gibi yansıtmaz.
Maskeler takar ve bununla da kalmaz; taktığı maskeleri boyar. Başka türlüsünü bilmez. Nabza göre şerbet vermekten çekinmez. Yalan söylemeden yaşamak onun genlerine kazınmamıştır. Ağzında baharın uğultusunu çağıran neşeli bir kahkaha, çiçeklerin parıltısını yansıtan bir gülümseme görülmesi; ruhunun en derinlerine sirayet etmiş vahşeti ve öfkeyi gizler. İçindeki kaos yüzüne yansımasa dahi dışarıya olanca kibrini yansıtır. Bu nedenle alaycı ve görgüsüzdür. Bu nedenle narsisttir. Kafadan kontaktır.
Dina bencildir. İçten pazarlıklıdır, rolünü oynamak için bürünmekten çekineceği hiç bir kılık yoktur. Hiç huyu olmasa dahi, özür dileyebilir. Tüm egosuna rağmen birini övebilir. Tüm bunları yaparken istediğini aldığını anlarsa neşeyle tuttuğu eli paramparça edebilir. Günün sonunda kendisini tatmin etmek için yapmış olduğu herhangi bir eylemden çekince duymaz, pişman olmaz.
Dina ilgisini çekmeyen herhangi bir 'şeye' önem vermez. O şey yolunda ise yolundan çekmek ister, çekemiyorsa kendisini başka bir yola saptırır. Bu insanlar için de geçerlidir. Günün sonunda ona en ufak faydası dokunmayacak bir böcekcik için kelime sarf etmek istemez. Arzuları ve hedefleri bir bıçak kadar keskindir bu yüzden. Hata kaza birisini kesmesi umrunda olmayacaktır. Sarmaşıklarla doludur kalbi. Arzuları öyle derin ormanlarda saklıdır ki, kendisi dahi adımını atıp onları çıkarmaya çekinir. Bu nedenle en huzur bulduğu an, arzularından uzakta yaşadığı bilinçsizliğidir. Bu nedenle komediyi sever. Yine bu nedenle komik insanlara karşı ayrı bir düşkünlüğü vardır. Ne de olsa güldüğü zaman bir şekilde enerjisini sahte bir tebessüme kanalize eder. Hatırlayamadığı geçmişin, benliği üzerindeki en büyük etkisi kuşkusuz budur. Onu yıkıma götürecek o derin arzuyu hatırlamak. Noktaları birleştirmek. En büyük isteği olduğu gibi, en büyük korkusunu duymasını sağlamıştır. Yine bedenini saran bu çaresizliğe karşı uyumaktan nefret eder. Gördüğü kabuslardan olsa gerek, yalnız kaldığı her an tedirgin ve tetikte hisseder.
Dina kör eder. En doğru tabirle onu yakından tanımak, dünyanın güneşe bir kaç santim daha yaklaşması gibidir. Uzaktan soğuk ve hastalık dolu, biraz yaklaşınca yürek ısıtan gülümsemesini farkedebildiğiniz; en yakından ise kavurucu, öldürücü. Nazik düsturunun altında saklı bir şuursuz sosyopat vardır. İstediğini elde etmek için dişiliğini kullanmaktan çekinmez. Bu yolda başarısız olursa, dostluğunu kullanır. Bir şekilde istediğini almaya çalışır Dina. Çünkü en çok o hak eder. Bir başkasında olan, onda da olmalıdır. Bu bir açgözlülük değildir. Hak edişin doğuştan olduğuna inanır. O nedenle çalmaz, çırpmaz. İster, alır. Savaşır, alır. Şeytani hırsı onun dizginleyemediği, bastıramadığı bir başka yıkımıdır. Hırsı en büyük silahı, en derin lanetidir.
Dina yırtıcıdır. Uyuz bir köpektir. Birinin ona acıyarak bakması, onun için anlam ifade etmez. Zira acı çekmek onun fıtratında yoktur. O acı çektirir. Bu nedenle o daha üstündür. Bu nedenle insancıklarla oynamak onun hakkıdır. Geçip gidecek şeylerden birisi de dünyanın beşerliğidir. Hayatı da, rüzgarın akışına boyun eğecek ve bir gün son bulacaktır. Arzuları için birinin canını yakmak; kuralların dışına çıkmak onun için oyunun kuralı değildir. Zira kurallara inanmaz. Dina kurallarını kendisi belirler. Bu nedenle derin düşünür. Birisinin zayıf noktasını bulana kadar şekilden şekle girer. Zaaflara oynamayı sevmektedir. Sırf eğlencesine bile insanları zorlamak ve korkutmak onun için hobi gibidir.
Dina hiç mi iyi değildir? Bir noktada taktığı maskelere inanmayı seçer. Gel gitler yaşar. Garipser, afallar. Gerçekte kim olduğunu asla bulamayacaktır zaten. Hayata anlam yüklemediği için, sevgi ve inanç onun arzularından kıymetli değildir. Gün sonunda kazanmış olmak, ona yeter. Bu nedenle Dina, kendisi için olabildiğince iyidir. Başka insanlar için şer odağından başka bir şey değildir. Kaldı ki bu konu hakkında düşünmemiştir muhtemelen. Nihayetinde henüz o kadar değer verdiği birisi çıkmamıştır karşısına. Yine de 'yolunda' olmayan bir şey için bile isteye yıkım istemez. Ona kar getirmeyecek bir eylemi zaten yapma taraftarı da değildir. Bu nedenle hırslanmaz. Aynı zamanda ilgisini çekmeyen birisi için hayıflanmaz.
Dina zamansız gelen bir kahkahadır. Zaman zaman oldukça matrak olabilmektedir. İnsanların onu beğenip hayran olmasındaki ana sebep budur belki de. İnsanların utanmasından keyif alır, kendisini gülünç durumlara sokmayı da sever. Neticesinde Dina için yalnızca alacağı keyif önemlidir. Keyif aldıkça bu tavrını sürdürme eğilimindedir. Bir olgu veya kişi ilgisini çekmemeye başladığında tepkisizleşir, konuşmaz. Hayatın adil olmadığını bilmektedir. Bu nedenle bu kadar pragmatisttir. Bu nedenle kendisini bu kadar sever.
Dina arzularını kaybetmekten korktuğu kadar, derinlerde kalan; bulamadığı arzusundan da korkar. Bu nedenle bu kadar bağlıdır hırslarına. Hırsları ona hayatta olduğunu söyler çünkü. Sığınacak güvenli limanı, ihtirasıdır.
Profil
Statlar
Güç: 1
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 2
İrade: 3
Zeka: 3
Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 1
İsim: Dina
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 21
Boy: 1.65
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Elementalist
Portre
Görünüm
Yer yer küllü, perçem kesilmiş ve koyu kahverengi tonunda saçlara sahiptir. Basit, püsküllü bir toka ile toplu saçlarının önü daima suratına düşer. Teni bir zambak kadar pak ve beyazdır.
Çimen yeşili gözleri, daima huzurlu görünen pürüzsüz çehresini bahar bahçesine çevirir. Minicik, hokka bir burna sahiptir. Zayıf yapılıdır. Kıyafetleri genelde özenlidir ve resmi sayılabilir. Beyaz gömlek üzerine siyah, ince bir papyon bağlamayı tercih eder. Boğazında bir tasmayı andıran, siyah bir halka bulunmaktadır. Kısa siyah şort ve uzun siyah çoraplar altına rugan parlak topuklu ayakkabılar giyer. Gözleri huzurun ve tabiatın yeşiline sahipken, dudakları ihtirasın ve tutkunun kırmızılığında boğar bakanları. Yer yer pembeleşen yanakları ise bembeyaz teninde basit ama etkili bir kontrast oluşturur. Bakışlarına delicilik katan mızraktan kirpikleri, farkedilmesi güç silik kaşları ve biraz bile olan geniş alnı; dikkat çeken diğer özelliklerindendir.
Ona tam anlamıyla kadınsı görüntüsünü veren, ince köprücük kemiklerinin ortasında bulunan çukurlardır. İnce ve zarif omuzlarının altından geçen bir vadi gibidir. Minik bilekleri ve uzun tırnaklarının yanında elleri inanılamayacak derecede nasırlıdır. Minik cüssesine göre dolgun ve hacimli göğüsleri vardır. Kalçası pek yayvan olmamakla birlikte geriye doğru çıkıktır. Dizlerinin altında bir kaç yanık izi, belinin üzerinde ise büyük kesikler bulunmaktadır. Bu kesiklerin bıraktığı izler dikkatli bakınca belli olmaktadır.
Ses tonu genellikle çocuğunu uyutmaya çalışan bir annenin; nennisine ilk başladığı anın sakinliğindedir. Hacimsiz, şefkat dolu ve uysal.
Kişilik
Menekşelerin ve papatyaların yeşerdiği; adeta bir sevinç tarlası suratının aksine, kaosun dile gelmiş halidir Dina.
Kaos bir şelale ise Dina o şelalenin suyu değildir. Dina şelalenin gürültüsü, uğultusudur. Taş kalbinin gerisinde güzel anılar ve iç ısıtan hayaller taşımaz. Bunları biriktirmez. Kendisini olduğu gibi yansıtmaz.
Maskeler takar ve bununla da kalmaz; taktığı maskeleri boyar. Başka türlüsünü bilmez. Nabza göre şerbet vermekten çekinmez. Yalan söylemeden yaşamak onun genlerine kazınmamıştır. Ağzında baharın uğultusunu çağıran neşeli bir kahkaha, çiçeklerin parıltısını yansıtan bir gülümseme görülmesi; ruhunun en derinlerine sirayet etmiş vahşeti ve öfkeyi gizler. İçindeki kaos yüzüne yansımasa dahi dışarıya olanca kibrini yansıtır. Bu nedenle alaycı ve görgüsüzdür. Bu nedenle narsisttir. Kafadan kontaktır.
Dina bencildir. İçten pazarlıklıdır, rolünü oynamak için bürünmekten çekineceği hiç bir kılık yoktur. Hiç huyu olmasa dahi, özür dileyebilir. Tüm egosuna rağmen birini övebilir. Tüm bunları yaparken istediğini aldığını anlarsa neşeyle tuttuğu eli paramparça edebilir. Günün sonunda kendisini tatmin etmek için yapmış olduğu herhangi bir eylemden çekince duymaz, pişman olmaz.
Dina ilgisini çekmeyen herhangi bir 'şeye' önem vermez. O şey yolunda ise yolundan çekmek ister, çekemiyorsa kendisini başka bir yola saptırır. Bu insanlar için de geçerlidir. Günün sonunda ona en ufak faydası dokunmayacak bir böcekcik için kelime sarf etmek istemez. Arzuları ve hedefleri bir bıçak kadar keskindir bu yüzden. Hata kaza birisini kesmesi umrunda olmayacaktır. Sarmaşıklarla doludur kalbi. Arzuları öyle derin ormanlarda saklıdır ki, kendisi dahi adımını atıp onları çıkarmaya çekinir. Bu nedenle en huzur bulduğu an, arzularından uzakta yaşadığı bilinçsizliğidir. Bu nedenle komediyi sever. Yine bu nedenle komik insanlara karşı ayrı bir düşkünlüğü vardır. Ne de olsa güldüğü zaman bir şekilde enerjisini sahte bir tebessüme kanalize eder. Hatırlayamadığı geçmişin, benliği üzerindeki en büyük etkisi kuşkusuz budur. Onu yıkıma götürecek o derin arzuyu hatırlamak. Noktaları birleştirmek. En büyük isteği olduğu gibi, en büyük korkusunu duymasını sağlamıştır. Yine bedenini saran bu çaresizliğe karşı uyumaktan nefret eder. Gördüğü kabuslardan olsa gerek, yalnız kaldığı her an tedirgin ve tetikte hisseder.
Dina kör eder. En doğru tabirle onu yakından tanımak, dünyanın güneşe bir kaç santim daha yaklaşması gibidir. Uzaktan soğuk ve hastalık dolu, biraz yaklaşınca yürek ısıtan gülümsemesini farkedebildiğiniz; en yakından ise kavurucu, öldürücü. Nazik düsturunun altında saklı bir şuursuz sosyopat vardır. İstediğini elde etmek için dişiliğini kullanmaktan çekinmez. Bu yolda başarısız olursa, dostluğunu kullanır. Bir şekilde istediğini almaya çalışır Dina. Çünkü en çok o hak eder. Bir başkasında olan, onda da olmalıdır. Bu bir açgözlülük değildir. Hak edişin doğuştan olduğuna inanır. O nedenle çalmaz, çırpmaz. İster, alır. Savaşır, alır. Şeytani hırsı onun dizginleyemediği, bastıramadığı bir başka yıkımıdır. Hırsı en büyük silahı, en derin lanetidir.
Dina yırtıcıdır. Uyuz bir köpektir. Birinin ona acıyarak bakması, onun için anlam ifade etmez. Zira acı çekmek onun fıtratında yoktur. O acı çektirir. Bu nedenle o daha üstündür. Bu nedenle insancıklarla oynamak onun hakkıdır. Geçip gidecek şeylerden birisi de dünyanın beşerliğidir. Hayatı da, rüzgarın akışına boyun eğecek ve bir gün son bulacaktır. Arzuları için birinin canını yakmak; kuralların dışına çıkmak onun için oyunun kuralı değildir. Zira kurallara inanmaz. Dina kurallarını kendisi belirler. Bu nedenle derin düşünür. Birisinin zayıf noktasını bulana kadar şekilden şekle girer. Zaaflara oynamayı sevmektedir. Sırf eğlencesine bile insanları zorlamak ve korkutmak onun için hobi gibidir.
Dina hiç mi iyi değildir? Bir noktada taktığı maskelere inanmayı seçer. Gel gitler yaşar. Garipser, afallar. Gerçekte kim olduğunu asla bulamayacaktır zaten. Hayata anlam yüklemediği için, sevgi ve inanç onun arzularından kıymetli değildir. Gün sonunda kazanmış olmak, ona yeter. Bu nedenle Dina, kendisi için olabildiğince iyidir. Başka insanlar için şer odağından başka bir şey değildir. Kaldı ki bu konu hakkında düşünmemiştir muhtemelen. Nihayetinde henüz o kadar değer verdiği birisi çıkmamıştır karşısına. Yine de 'yolunda' olmayan bir şey için bile isteye yıkım istemez. Ona kar getirmeyecek bir eylemi zaten yapma taraftarı da değildir. Bu nedenle hırslanmaz. Aynı zamanda ilgisini çekmeyen birisi için hayıflanmaz.
Dina zamansız gelen bir kahkahadır. Zaman zaman oldukça matrak olabilmektedir. İnsanların onu beğenip hayran olmasındaki ana sebep budur belki de. İnsanların utanmasından keyif alır, kendisini gülünç durumlara sokmayı da sever. Neticesinde Dina için yalnızca alacağı keyif önemlidir. Keyif aldıkça bu tavrını sürdürme eğilimindedir. Bir olgu veya kişi ilgisini çekmemeye başladığında tepkisizleşir, konuşmaz. Hayatın adil olmadığını bilmektedir. Bu nedenle bu kadar pragmatisttir. Bu nedenle kendisini bu kadar sever.
Dina arzularını kaybetmekten korktuğu kadar, derinlerde kalan; bulamadığı arzusundan da korkar. Bu nedenle bu kadar bağlıdır hırslarına. Hırsları ona hayatta olduğunu söyler çünkü. Sığınacak güvenli limanı, ihtirasıdır.
Profil
Statlar
Güç: 1
Dayanıklılık: 1
Çeviklik: 2
İrade: 3
Zeka: 3
Aludir Statları
Görü: 1
Hakimiyet: 1
Mevcudiyet: 1
