Oh, bu hiç iyi değil. Bu gerçekten hiç ama hiç iyi değil. Inias kafayı yemek üzere! Daha "az önce" aldığı zaferin inkarı yetmiyormuş gibi, şimdi de haklı olduğu konuda kendini kanıtlayamamak. Tam bir cehennem oluyor onun için! Bütün soyut kavramları kendine çağırıp kendi çıkarına bükmeye çalışıyor, olmuyor. Gösterdiği gücü bir kez daha toplayıp aynı şahane saldırıya kalkışıyor, olmuyor. En zoru bir şekilde aştı; karmakarışık ruhani bir labirentte bir şekilde yolunu bulabildi. Yüzdü, yüzdü ve kuyruğuna geldi artık. Tam da burada tıkandı. Olamaz, olamaz, kesinlikle olamaz! Burada tıkanamaz! Burada başarısız olamaz! Onun olanı kaptıramaz! Burada ve şimdi, eğer zaten ulaştığına bir kez daha ulaşamazsa, eğer bir kez daha o üstünlüğü kavrayamazsa, o zavallı ve acınası Inias'a dönüşecek. Agrupnia haklı çıkacak. Haklı olduğu hâlde haksız durumuna düşecek! Bu cehennemden başka ne olabilir Inias için?!
"Hayır, hayır, hayır, hayır!"
"Neden? Neden yapamıyorum? Zaten bir kez başardım! Neden tekrar başaramıyorum? Sorun ne?"
Panik emin adımlarla iç dünyasında yukarıya tırmanıyor. Korku etrafını sarıp sarmalıyor. Her şeyi hızla kaybetmeye başladığını hissediyor. Ellerinden kayıyor geleceği. İmparatorluk, Aludirlik, Inias olmak ve daha niceleri son sürat uzaklaşıyor ondan. Hemen bir çözüm yolu bulmazsa...
O ince parıltı ve arkasından gelen kızıllık ne kadar büyük bir yanlış yaptığını kanıtlıyor Inias'a. Bedeni bir uçtan diğer uça açılıp patlarken adeta, kanı; yaşamının özü havayı vahşi fırça darbeleri ile boyarken hiç girmemesi gereken bir kısır döngüye giriyor. Yedi yirmi dört bedeni yarılıyor, yaşamının özü onu terk ediyor ve yerini iğrenç, kokuşmuş ve çürük karanlığa bırakıyor. Bu karanlık onun yarasını defalarca kapatsa bile her seferinden onun alev alev yanan ruhunu, ateşini söndürüyor. Bir dakika, ateş mi? Tam o anda Inias sarmal bir şekilde daha derine düşmekte olduğu transtan çıkıyor. Durmadan gözüne sokulmasına karşın kendi iç dünyasında kaybolduğu için göz ardı ettiği gerçeğin farkındalığı şimşekler çakmasına neden oluyor zihninde. Yankılanıyor gök gürültüsü gibi. Ateşini durmadan söndürenin Kiragath'tan önce kim olduğunu anlıyor. Kiragath'ın açtığı yaralardan önce onda yara açanın kim olduğunu anlıyor. Bakışlarının sürekli kime döndüğünü ve neden şanına bir kez daha kavuşamadığını anlıyor. Eskiden olsa kırılacak ve üzülecek olan Inias aksine sinirden küplere biniyor. Kaynar kazan gibi fokurduyor damarlarında kalan bir gıdım kan. Damarları şişiyor, dişlerine onları çatlatmak istercesine baskı uyguluyor. Bütün siniri tek bir adı hedef alıyor. Kho'Raktar! İç dünyasından Kho'Raktar'a ulaşıp feci patlıyor ona.
"KHOOOO'RAAAKTAAAAR! SENİ KOCA KAFALI BEYİNSİZ YARATIK! DÜŞMANIN BANA SALDIRDIĞINI GÖREMEYECEK KADAR KÖR MÜSÜN? BEDENİNİM YIRTILIP KANIMIN SAÇILDIĞINI DUYAMAYACAK KADAR SAĞIR MISIN? BU ÇÜRÜK KOKUŞMUŞ KARANLIĞIN KOKUSUNU ALAMAYACAK KADAR TIKALIMI BURNUN? HIZLA YAKLAŞMAKTA OLAN BOZGUNU TADAMAYACAK KADAR DAMAKSIZ MISIN? BANA DOKUNAMAYACAK KADAR UZAK KALMAYI NASIL BECEBİLİYORSUN? AKLINI BAŞINA TOPLA VE BANA BAK! BENİM GÖZLERİMDEN GÖR! ANT OLSUN Kİ, EĞER BURADA SENİN MALLIĞIN YÜZÜNDEN ŞANIMDAN OLURSAM, SONSUZA KADAR SANA CEHENNEMİ YAŞATACAĞIM! KALDIR O KOCA KIÇINI VE BENİMLE BERABER ŞUNLARIN BEDENLERİ PARAMPARÇA ET ARTIK!"
"Hayır, hayır, hayır, hayır!"
"Neden? Neden yapamıyorum? Zaten bir kez başardım! Neden tekrar başaramıyorum? Sorun ne?"
Panik emin adımlarla iç dünyasında yukarıya tırmanıyor. Korku etrafını sarıp sarmalıyor. Her şeyi hızla kaybetmeye başladığını hissediyor. Ellerinden kayıyor geleceği. İmparatorluk, Aludirlik, Inias olmak ve daha niceleri son sürat uzaklaşıyor ondan. Hemen bir çözüm yolu bulmazsa...
O ince parıltı ve arkasından gelen kızıllık ne kadar büyük bir yanlış yaptığını kanıtlıyor Inias'a. Bedeni bir uçtan diğer uça açılıp patlarken adeta, kanı; yaşamının özü havayı vahşi fırça darbeleri ile boyarken hiç girmemesi gereken bir kısır döngüye giriyor. Yedi yirmi dört bedeni yarılıyor, yaşamının özü onu terk ediyor ve yerini iğrenç, kokuşmuş ve çürük karanlığa bırakıyor. Bu karanlık onun yarasını defalarca kapatsa bile her seferinden onun alev alev yanan ruhunu, ateşini söndürüyor. Bir dakika, ateş mi? Tam o anda Inias sarmal bir şekilde daha derine düşmekte olduğu transtan çıkıyor. Durmadan gözüne sokulmasına karşın kendi iç dünyasında kaybolduğu için göz ardı ettiği gerçeğin farkındalığı şimşekler çakmasına neden oluyor zihninde. Yankılanıyor gök gürültüsü gibi. Ateşini durmadan söndürenin Kiragath'tan önce kim olduğunu anlıyor. Kiragath'ın açtığı yaralardan önce onda yara açanın kim olduğunu anlıyor. Bakışlarının sürekli kime döndüğünü ve neden şanına bir kez daha kavuşamadığını anlıyor. Eskiden olsa kırılacak ve üzülecek olan Inias aksine sinirden küplere biniyor. Kaynar kazan gibi fokurduyor damarlarında kalan bir gıdım kan. Damarları şişiyor, dişlerine onları çatlatmak istercesine baskı uyguluyor. Bütün siniri tek bir adı hedef alıyor. Kho'Raktar! İç dünyasından Kho'Raktar'a ulaşıp feci patlıyor ona.
"KHOOOO'RAAAKTAAAAR! SENİ KOCA KAFALI BEYİNSİZ YARATIK! DÜŞMANIN BANA SALDIRDIĞINI GÖREMEYECEK KADAR KÖR MÜSÜN? BEDENİNİM YIRTILIP KANIMIN SAÇILDIĞINI DUYAMAYACAK KADAR SAĞIR MISIN? BU ÇÜRÜK KOKUŞMUŞ KARANLIĞIN KOKUSUNU ALAMAYACAK KADAR TIKALIMI BURNUN? HIZLA YAKLAŞMAKTA OLAN BOZGUNU TADAMAYACAK KADAR DAMAKSIZ MISIN? BANA DOKUNAMAYACAK KADAR UZAK KALMAYI NASIL BECEBİLİYORSUN? AKLINI BAŞINA TOPLA VE BANA BAK! BENİM GÖZLERİMDEN GÖR! ANT OLSUN Kİ, EĞER BURADA SENİN MALLIĞIN YÜZÜNDEN ŞANIMDAN OLURSAM, SONSUZA KADAR SANA CEHENNEMİ YAŞATACAĞIM! KALDIR O KOCA KIÇINI VE BENİMLE BERABER ŞUNLARIN BEDENLERİ PARAMPARÇA ET ARTIK!"


