Vadlena’ya durmasını söylediğin tek bir kelime, Vadlena’nın yüzündeki agresif gülümsemenin tamamen silinip yerini saf bir öfkenin almasına neden oluyor. Ancak yine de, tek bir kelimene uyarak saldırıya geçmek yerine gergin duruşunu daha da kasarak, ansız bir saldırıya kendini hazırlamış gibi duruyor. Ne var ki, bu andan sonra odağın tamamen Tagrinath’a döndüğü için Vadlena’nın ne yaptığıyla pek ilgilenmeden ona doğru adımlamaya başlıyorsun. Tagrinath’ın tüm algıları açık bir şekilde durduğunu, fakat senin dingin ilerleyişine karşılık vermeyecek bir halde bulunduğunu hissedebiliyorsun. Bunda Tagrinath’ın sana karşı söylediği son cümlenin de etkisi büyük gibi görünüyor. Ona bir soru yönelteceğini söylediğin cümlenle başladığın yürüyüşün onun yarım metre kadar önüne gelene kadar devam ediyor ve sonunda, Tagrinath’ın önünde durup sözlerini söylemeye başlıyorsun. Tagrinath her bir kelimenin yüzündeki sakinlik ve ciddiyet arasındaki ifadeyle dinlemeyi sürdürürken, yaydığı auranın dağılmamasına da özellikle dikkat ediyor gibi görünüyor. Sözlerin, kendi ölümüne hazır olduğu belirterek sonlandığında ise Tagrinath’ın gözlerindeki şaşkın büyümeyi fark edebiliyorsun. Tagrinath’ın böyle bir istek karşısında şaşırdığını açık bir şekilde anlıyorsun ve bunun yanında, Tagrinath’ın istediğini yapıp yapmayacağı konusunda bu şaşkınlığın önündeki engel olduğunu hissedebiliyorsun.
Tagrinath’a gülümseyerek fısıldamanın ardından, Tagrinath sanki tüm vücudunu bir anda gevşetir gibi duruyor. Ancak bu gevşeme bir saniye bile sürmeden Vadlena’nın “Seve seve!” dediğini duyuyorsun hırçın bir kudurmuşlukla. Vadlena’nın ölüm arzunu gerçeğe döndüreceğini belirten bu cümleleriyle birlikte Lebrante’nin iki büyük pençesini havaya kaldırıp, tüm havayı yarmak ister gibi pençelerinde birikmiş karanlığı fark ediyorsun. Ancak bu fark edişin, sizden pek de uzak olmayan Lebrante’nin pençelerini savurmasıyla ortaya çıkan ve pençe şeklinde yayılan karanlığı görmenle daha tehditkar bir havaya bürünüyor. Daha önce Lebrante’nin görmüş olduğun ve Vadlena’nın “Kara Pençe” olarak adlandırdığı bu saldırısı karşısında, Vadlena’nın Tagrinath ile birlikte seni de hedeflemiş olduğunu fark ediyorsun. Bu saldırıya karşı muhtemel kaçış planları aklında hızlı bir şekilde dolanmaya başladığında, Tagrinath hızlı bir hareketle sağ kolunu ensenden dolayarak seni kavrıyor ve daha önce şahit olduğun hızlı hareketleriyle birlikte Lebrante’nin saldırısından sıyrılabileceğiniz şekilde sol tarafınıza doğru ilerliyor. Tagrinath’ın bu hızlı hareketi sonlandığında, bir anlığına yaşadığın ivmeyle başının döndüğünü hissetsen de, Lebrante’nin yıkıcı saldırısından kurtulmuş olmak seni rahatlatıyor.
Vadlena, saldırısının etkisiz olmuş olması nedeniyle yaşadığı hayal kırıklığını yüzüne yansıtırken Tagrinath yavaşça kolunu vücudundan ayırıyor ve “Çok bekletmeyeceğim.” demekle yetiniyor. Tagrinath bu sözleriyle, konuşmanızın önündeki yegane engel olan Vadlena’yı ortadan kaldıracağını rahatlık anlayabiliyorsun. Bununla birlikte Tagrinath hafifçe gerdiğin vücudunu öne doğru fırlatacak gibi göründüğü sırada, sol elini yere paralel bir şekilde uzatmasının ardından sağ elini de onun üstüne koyuyor ve ardından parmak uçlarını birbirleriyle birleştiriyor. Bu anda, sanki Tagrinath’ın yaydığı aura ellerine doğru hareketlenip orada mavi bir kabusa evrilir gibi hissetmeye başlıyorsun. Tagrinath ise birleştirdiği parmak uçlarını ayırmasıyla birlikte yerinden fırlıyor ve bir anda Lebrante’nin bir metre kadar uzağına gelmesinden sonra elinden 2 metre büyüklüğünde ve sudan oluşmuş gibi duran, keskin dişleri olan bir iblisvari ağır yaratıyor! Ortaya çıkan bu açık ağızın içindeki keskin onlarca diş, başlı başına bir yok oluşu simgeler gibi dururken, Tagrinath “Vacht Suftie Upeth İmdsei!”diyor gırtlağından gelen bir ses tonuyla. Bu sözlerinin ardından iki elini kapatmasıyla birlikte, ortaya çıkan devasa sudan ağız bir anda Lebrante’yi tek hamlede yutmak için kapanıyor! Lebrante, vücuduna giren onlarca keskin dişin yarattığı acıyla ulumaya başlarken, vücudundan fışkıran kanlar da suyu duru maviliğini vahşi bir kızıla boyamaya başlıyor. Tagrinath ellerini serbest bırakıp dik bir pozisyona geçerken, yarattığı sudan ağız da yok oluyor ve Lebrante, bilincini yitirmiş gibi yere yığılıveriyor!
Lebrante’nin çöküşüyle birlikte Tagrinath doğrudan Vadlena’ya bakışlarını kilitlerken, Vadlena yerinden hızla fırlayıp Tagrinath’a doğru ilerlemeye başlıyor. Ancak Tagrinath, az önce Lebrante’yi tek seferde indirmemiş gibi sakin bir duruşla Vadlena’yı karşılamaya hazırlanırken “Faydasız olacağını biliyorsun kadın.” demekle yetiniyor. Ancak Vadlena bu sözlere aldırış etmeden yumruğunu hızlı bir şekilde Tagrinath’a savuruyor! Doğrudan yüzüne gelen yumruğa karşı Tagrinath tepki bile vermek istemez gibi dursa da, son anda sol elini kaldırıp Vadlena’ın yumruğunu havada, adeta bir hiçmiş gibi durdurmayı başarıyor! Bunun yanında Vadlena’nın elini geri çekemiyor oluşundan Tagrinath’ın yumruğu yeterli bir güçle sıktığını da fark edebiliyorsun. Bu anda Vadlena bu kez bir tekmeyle saldırmak için harekete geçmek ister gibi görünürken, Tagrinath “Suft Gravenyei!” diyor. Tagrinath’ın bu sözleriyle birlikte, Vadlena’nın tuttuğu elinden başlayan bir su balonu hızlıca Vadlena’yı içine alıyor! Su balonu içinde tamamen hareketsiz kalan Vadlena çırpınmaya başlarken Tagrinath, Vadlena’nın yumruğunu bırakıp kolunu geri çekiyor. Vadlena, içine kıstırıldığı su balonunu yok etmek ister gibi çırpınırken Tagrinath “Buradan ayrıldığımda tekrar nefes almaya başlayacaksın. Ama bil ki, benim topraklarımda bir daha nefes almak istersen, o zaman senin boğulmana bizzat şahitlik edeceğim kadın!” diyor.
Tagrinath’ın sözleri Vadlena’nın yüzündeki öfkeyi vücuduna da yaymaya başlasa bile, bedenini saran su balonundan kurtulması da mümkün değil gibi görünüyor. Tagrinath ise, sözlerinin ardından arkasını dönüp sana doğru gelmeye başlarken “Seni öldürmeyeceğim Zenahpuryu. İblis Lordu Vagror’dan böyle bir emir almadım. İblis Lordu Vagror’un senden neden övgüyle bahsettiğini de benim kudretim idrak edemez. O ancak İblis Lordu Vagror’un hükmüdür.” diyor. Bu sözlerinden sonra tıpkı senin gibi yanına kadar gelen Tagrinath bakışlarını bir an bile senden ayırmazken “Lakin dilersen, seni iblis Lordu Vagror’un hükmüyle yüzleştirebilirim.” diyor. Tagrinath’ın bu cümleleri, adeta bir daveti andırıyor olsa bile, altında ciddi bir tehdit bulunduğunu da rahatlıkla hissedebiliyorsun. Ne var ki bu tehdit, alelade bir ölüm korkusundan daha çok mutlak bir hiçliğin azabını anımsatıyor.
Tagrinath’a gülümseyerek fısıldamanın ardından, Tagrinath sanki tüm vücudunu bir anda gevşetir gibi duruyor. Ancak bu gevşeme bir saniye bile sürmeden Vadlena’nın “Seve seve!” dediğini duyuyorsun hırçın bir kudurmuşlukla. Vadlena’nın ölüm arzunu gerçeğe döndüreceğini belirten bu cümleleriyle birlikte Lebrante’nin iki büyük pençesini havaya kaldırıp, tüm havayı yarmak ister gibi pençelerinde birikmiş karanlığı fark ediyorsun. Ancak bu fark edişin, sizden pek de uzak olmayan Lebrante’nin pençelerini savurmasıyla ortaya çıkan ve pençe şeklinde yayılan karanlığı görmenle daha tehditkar bir havaya bürünüyor. Daha önce Lebrante’nin görmüş olduğun ve Vadlena’nın “Kara Pençe” olarak adlandırdığı bu saldırısı karşısında, Vadlena’nın Tagrinath ile birlikte seni de hedeflemiş olduğunu fark ediyorsun. Bu saldırıya karşı muhtemel kaçış planları aklında hızlı bir şekilde dolanmaya başladığında, Tagrinath hızlı bir hareketle sağ kolunu ensenden dolayarak seni kavrıyor ve daha önce şahit olduğun hızlı hareketleriyle birlikte Lebrante’nin saldırısından sıyrılabileceğiniz şekilde sol tarafınıza doğru ilerliyor. Tagrinath’ın bu hızlı hareketi sonlandığında, bir anlığına yaşadığın ivmeyle başının döndüğünü hissetsen de, Lebrante’nin yıkıcı saldırısından kurtulmuş olmak seni rahatlatıyor.
Vadlena, saldırısının etkisiz olmuş olması nedeniyle yaşadığı hayal kırıklığını yüzüne yansıtırken Tagrinath yavaşça kolunu vücudundan ayırıyor ve “Çok bekletmeyeceğim.” demekle yetiniyor. Tagrinath bu sözleriyle, konuşmanızın önündeki yegane engel olan Vadlena’yı ortadan kaldıracağını rahatlık anlayabiliyorsun. Bununla birlikte Tagrinath hafifçe gerdiğin vücudunu öne doğru fırlatacak gibi göründüğü sırada, sol elini yere paralel bir şekilde uzatmasının ardından sağ elini de onun üstüne koyuyor ve ardından parmak uçlarını birbirleriyle birleştiriyor. Bu anda, sanki Tagrinath’ın yaydığı aura ellerine doğru hareketlenip orada mavi bir kabusa evrilir gibi hissetmeye başlıyorsun. Tagrinath ise birleştirdiği parmak uçlarını ayırmasıyla birlikte yerinden fırlıyor ve bir anda Lebrante’nin bir metre kadar uzağına gelmesinden sonra elinden 2 metre büyüklüğünde ve sudan oluşmuş gibi duran, keskin dişleri olan bir iblisvari ağır yaratıyor! Ortaya çıkan bu açık ağızın içindeki keskin onlarca diş, başlı başına bir yok oluşu simgeler gibi dururken, Tagrinath “Vacht Suftie Upeth İmdsei!”diyor gırtlağından gelen bir ses tonuyla. Bu sözlerinin ardından iki elini kapatmasıyla birlikte, ortaya çıkan devasa sudan ağız bir anda Lebrante’yi tek hamlede yutmak için kapanıyor! Lebrante, vücuduna giren onlarca keskin dişin yarattığı acıyla ulumaya başlarken, vücudundan fışkıran kanlar da suyu duru maviliğini vahşi bir kızıla boyamaya başlıyor. Tagrinath ellerini serbest bırakıp dik bir pozisyona geçerken, yarattığı sudan ağız da yok oluyor ve Lebrante, bilincini yitirmiş gibi yere yığılıveriyor!
Lebrante’nin çöküşüyle birlikte Tagrinath doğrudan Vadlena’ya bakışlarını kilitlerken, Vadlena yerinden hızla fırlayıp Tagrinath’a doğru ilerlemeye başlıyor. Ancak Tagrinath, az önce Lebrante’yi tek seferde indirmemiş gibi sakin bir duruşla Vadlena’yı karşılamaya hazırlanırken “Faydasız olacağını biliyorsun kadın.” demekle yetiniyor. Ancak Vadlena bu sözlere aldırış etmeden yumruğunu hızlı bir şekilde Tagrinath’a savuruyor! Doğrudan yüzüne gelen yumruğa karşı Tagrinath tepki bile vermek istemez gibi dursa da, son anda sol elini kaldırıp Vadlena’ın yumruğunu havada, adeta bir hiçmiş gibi durdurmayı başarıyor! Bunun yanında Vadlena’nın elini geri çekemiyor oluşundan Tagrinath’ın yumruğu yeterli bir güçle sıktığını da fark edebiliyorsun. Bu anda Vadlena bu kez bir tekmeyle saldırmak için harekete geçmek ister gibi görünürken, Tagrinath “Suft Gravenyei!” diyor. Tagrinath’ın bu sözleriyle birlikte, Vadlena’nın tuttuğu elinden başlayan bir su balonu hızlıca Vadlena’yı içine alıyor! Su balonu içinde tamamen hareketsiz kalan Vadlena çırpınmaya başlarken Tagrinath, Vadlena’nın yumruğunu bırakıp kolunu geri çekiyor. Vadlena, içine kıstırıldığı su balonunu yok etmek ister gibi çırpınırken Tagrinath “Buradan ayrıldığımda tekrar nefes almaya başlayacaksın. Ama bil ki, benim topraklarımda bir daha nefes almak istersen, o zaman senin boğulmana bizzat şahitlik edeceğim kadın!” diyor.
Tagrinath’ın sözleri Vadlena’nın yüzündeki öfkeyi vücuduna da yaymaya başlasa bile, bedenini saran su balonundan kurtulması da mümkün değil gibi görünüyor. Tagrinath ise, sözlerinin ardından arkasını dönüp sana doğru gelmeye başlarken “Seni öldürmeyeceğim Zenahpuryu. İblis Lordu Vagror’dan böyle bir emir almadım. İblis Lordu Vagror’un senden neden övgüyle bahsettiğini de benim kudretim idrak edemez. O ancak İblis Lordu Vagror’un hükmüdür.” diyor. Bu sözlerinden sonra tıpkı senin gibi yanına kadar gelen Tagrinath bakışlarını bir an bile senden ayırmazken “Lakin dilersen, seni iblis Lordu Vagror’un hükmüyle yüzleştirebilirim.” diyor. Tagrinath’ın bu cümleleri, adeta bir daveti andırıyor olsa bile, altında ciddi bir tehdit bulunduğunu da rahatlıkla hissedebiliyorsun. Ne var ki bu tehdit, alelade bir ölüm korkusundan daha çok mutlak bir hiçliğin azabını anımsatıyor.





