Varoluşun Üç Kadım Ayağı (2. Kısım) (Gadiel)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

25 Oct 2023, 09:24

Sydi’nin bedeni seninkinin üstüne düşerken, onu elinden tutuyorsun usulca. Teninin soğukluğu ve beyazlığı içine ilmek ilmek işlenmeye başlarken, Sydi’ye sözlerini iletiyorsun. Sydi, sanki rahat bir yastığa başını yaslar gibi vücudunu seninkiyle bütünleştirirken “Önemi yok… Ne de oysa aytık benimsin!” diyor. Sydi’nin bu sözleri bir anlığına tüm görüşündeki aydınlığı bulanıklaştırsa da, bedeninde hissetmeye başladığın bir acı tüm dengeni alt üst ediyor. Çatılan kaşların ve kesik bir hale bürünmeye başlayan bedenin, tıpkı senin gibi anlamsızlık içinde kendine bir yol bulmaya çalışırken, Sydi’nin kafasını bir kedi gibi bedenine sürtmeye başladığını fark ediyorsun. Ancak bu kez, Sydi’nin bakışlarındaki o masum havanın tamamen kaybolduğunu ve zevkten kudurmuş bir iblisin azgınlığına şahit oluyorsun! Bakışların hafifçe aşağıya kaydığında ise, Sydi’nin tam karın boşluğundan bedenine girmiş olan ve tamamen kana bulanmış elini görüyorsun! Bedenindeki acının kaynağı, Sydi’nin vücudunu delip geçen eli olduğunu anladığında, kendini ondan uzaklaştırmak istesen bile sanki etrafını saran tüm aydınlık seni tutuyor. Sydi, vücudunu delip geçen elini geri çıkardığında fışkıran kan, aydınlıkla kavrulup buharlaşırken, Sydi bu kez her türlü hazzını tatmin etmek isteyen bir varlık edasıyla kanına bulanmış eline bakıyor. Neredeyse dirseğine kadar kızıla boyanmış koluna akıl almaz bir şaheser edasıyla bakan Sydi “Bak, aytık biy bütün oyduk! Nodişş iyi biy oyuncaktı, ama şen daha güşel biy oyuncak oyacaksın!” diyor kahkahalarını bastıran bir ses tonuyla!

Sydi’nin kullandığı masumiyeti, nefesinin giderek yok olmasına ve vücudunda tüm gücün çekilmesine neden olurken, aydınlıkla dolan gözlerin de bulanıklığa savruluyor. Görüşün, tıpkı vücudundaki son hisler gibi silinip gitmeye başlarken, daha fazla ayakta durabilecek takatin kalmayarak dizlerinin üstüne çöküyorsun. Bakışların hala daha Sydi’nin azgın bakışlarına kilitlenmiş olsa bile, uğradığın ihanetin karşılığını verebilecek bir güç bulamıyorsun içinde. Yavaşça kapanan gözlerin, bu kez bir yanlış yapıp yapmadığını sana soruyor. Ancak buna verecek bir cevaba bile ihtiyaç duymuyorsun. Zira alışmaya başladığın karanlık, artık sana her şeyden daha yakın oluyor.

Yüzünde hissettiğin ansız bir acıyla gözlerini açtığın anda, karşında öfkeli bakışlarıyla Nuemsa’yı gördüğün anda, sanki ömründe ilk kez nefes almış gibi derin bir nefes alıyorsun. Sönmüş ciğerlerini tek bir nefesinle sonuna kadar doldurmanın ardından telaşlı bir şekilde vücudunu yokladığında, vücudunda herhangi bir yara olmadığını görebiliyorsun. Her ne kadar halen daha dizlerinin üstünde yere çökmüş bir halde olsan bile, vücudunda herhangi bir delik olmamasıyla birlikte bakışların hızlı bir şekilde Sydi’yi arıyor. Az önce Nuemsa’nın kendisini alaşağı ettiği yerde, yüzünde gergin bir ifadeyle duran Sydi ile bakışların karşılaştığında, Sydi’nin gördüğü manzaradan pek mutlu olmadığını anlayabiliyorsun. Ne var ki, gördüğü manzaradan pek memnun olmayan bir diğer iblisin, yani Nuemsa’nın “Ne yapıyorsun lan sen? Daha dayağımı yemeden yalvarmaya mı başlayacaksın?” dediğini duyuyorsun. Bakışların bu sözlerin ardından Ela ve Cysa’ya kaydığında, onların yüzlerinde herhangi bir ifade değişikliği göremiyorsun. Diğer bir deyişle, sanki az önce yaşadığın şeylerin tamamının sana ait olduğunu ve senden başka kimsenin bu anlara tanık olmadığını fark edebiliyorsun. Yine de şu an için senin adına en büyük tehlike, yumruğunu suratına indirmek ister gibi gergin bir şekilde duran Nuemsa oluyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

29 Oct 2023, 23:45

Korku dolu bir anın ardından, Sydi'nin bedeni üzerime düştü, ve onu kollarımla tutmaya başladım. Onun soğuk teni ve bembeyaz cildi, benimkisiyle birleşirken, duygusal bir karışım oluşturdu. Ona olan sözlerimi paylaştım, ve Sydi sanki rahat bir yastığa başını yatırır gibi bedenimi kabul etti. Hemen akabinde ise Sydi'nin bu sözleri, bir anlığına gözlerimin önündeki parlaklığı bulanıklaştırdı, ama bedenimdeki aniden yükselen acı, dengeyi alt üst etti. Çatlayan kaşlarım ve değişmeye başlayan bedenim, anlamsız bir çaba içinde bulundu, ve Sydi, başını bedenime sürtmeye başladı, tıpkı bir kedi gibi. Ancak bu sefer, Sydi'nin gözlerindeki masumiyet kaybolmuştu, ve yerini aç gözlü bir iblisin arzusuna bırakmıştı. Bakışlarım hafifçe aşağı kaydığında, Sydi'nin karnından içeri girmiş ve kana bulanmış olan elini fark ettim. Bedenimdeki acının kaynağının bu el olduğunu anladığımda, ondan uzaklaşmak istedim, ama etrafımı saran aydınlık beni tutuyordu. Sydi, elini geri çektiğinde fışkıran kan, ışığın içinde buharlaşırken, o hırslı bir şekilde kanla kaplı eline bakıyordu. Kolunun neredeyse dirseğine kadar kızardığını fark ettim. Sözcükleri kulağıma hiddetli ve sinsi bir kahkahanın özütü gibi geliyordu.

Sydi'nin masumiyeti her şeyi ile bünyesinden silinirken bir yandan nefesim giderek azalıyor ve vücudum tükeniyordu. Gözlerim, aydınlıkla dolu olan dünyanın bulanıklaştığını görmeye başladığında ise son bir soluk aldım. Gözlerim gitgide karardı, ve artık ayakta durma gücümü yitirip dizlerimin üstüne çöktüm. Hala Sydi'nin ateşli bakışlarına kilitlenmiştim, ama içimdeki ihaneti karşılayacak gücü bulamıyordum.

Gözlerim yavaşça kapanırken, bu kez yaptığım hatayı sorgulamak için cevap aramama gerek yoktu. Çünkü artık karanlığa alışmıştım, ve bu karanlık, benim için her şeyden daha yakın hissettiriyordu.

Aniden gözlerimi acıyla açtığımda, karşımda öfkeyle dolu bakışlarıyla Nuemsa'yı buldum. Nefes almak, sanki yıllardır ilk defa bu anı yaşamışım gibi derin ve özgürdü. Hızla bedenimi yokladım ve şükürler olsun, vücudumda tek bir yara dahi yoktu. Hala dizlerimin üzerindeydim, ancak fiziksel olarak sağlamdım. Bakışlarım hızlıca kendim ve Nueamsa'dan uzaklaşıp, Sydi'yi aramak için dört döndü. Onu bulduğumda ise yüzündeki o memnun olmayan ifade tüm olan bitenin bir özeti gibi karşımda dikiliyordu. Öfkeyle gıcırdayan dişlerimin sesine eşlik ederek konuşan Nueamsa'ya ufak bir göz ucuyla baktıktan sonra, dikkatimi Cysa ve Ela çekmişti. Olağan bir şekilde duran bu ikiliden, tüm bu yaşananların Sydi ve benim aramda olduğunu anlayabiliyordum.

Nuemsa öfkeyle kaynıyordu, ve haklıydı. Muhtemelen beni oradan çekip kurtardığında attığı ilk yumruk, şu an ikinciyi vurmak için sabırsızlandığına dair işaretti. Fakat içimden taşan öfke, ona odaklanmamı zorlaştırıyordu. Gözlerim Sydi'ye odaklanmıştı, patlamış bir volkan gibi kaynayan bir öfkeyle ona bakıyordum. Kötü olanlara saygım sonsuzdu, ama kuzu postu giyerek kurt gibi yaşayanlardan nefret ediyordum. Kalpleri fazlasıyla kirli, zihinleri anlaşılmayacak kadar karışıktı benim gözümde.

Evrenin adaleti mutlak olmalıydı ve bu adaleti tescil edecek olan ben olmalıydım. Bana bunu mümkün kılabilecek güç ise bir diğer parçam olacak kadar bana yakın; ama şu an bir o kadar da uzak olan Nueamsa'ydı.

Zihnimde, karanlığın içinde bir bütün olarak var olduğumda, sadece Nueamsa'ya seslendim.

Zihinsel bir bağlantı kurarak sadece Nuemsa'ya seslendim. "Bana güveniyorsan, benimle bir bütün ol. Bir kez daha gücünü kullanmama izin ver. Evren kararını verdi ve bu kararı uygulamak için gücüme ihtiyacım var," dedim. Sesim duru bir nehri andırsa bile, bakışlarım öfkeden titriyordu. Kollarımı yanlara doğru açtım, tıpkı bir kara delik gibi, tüm o karanlığı bedenime çekmek ister gibi.

Sydi bu dünya için tehlikeliydi, ve onun gibi varlıkların tek kurtuluşu ölümdü. Bu ölüm benim ellerimden, Nueamsa'nın gücü vasıtası ile olmalıydı. Kurt, kuzu postundan sıyrılmalı, evrene en saf hali ile geri dönmeliydi.
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

31 Oct 2023, 11:47

Nuemsa’nın öfke dolu bakışları arasında yumruğunu tam da suratına indirmek ister gibi gerildiği bir anda, zihnindeki karanlığın içinde Nuemsa’ya sesleniyorsun. Sözlerinle birlikte Nuemsa yumruğunu havada sabit bir şekilde tutsa da, gözlerindeki öfke yerini derin bir bilinmezliğe bırakıyor. Bu aşamada Nuemsa’nın bir şekilde güven mevzusuna takıldığını hissedebiliyorsun, sözcüklere dökülmemiş olsa bile. Sanki bakışlarındaki öfkeyi miras aldığın Nuemsa, öfkeli halinden sıyrılıp senin kollarını iki yana açışını izlerken, kendi de yavaşça yumruğunu indirmeye başlıyor. Yüzündeki hatları hala daha gergin olsa bile, en azından şimdilik, seni pataklama fikrinden vazgeçmiş gibi duran Nuemsa derin bir nefes vermesinin ardından “Gücüm en başından beri senin…” diyor. Hemen ardından ise bu kez sırtını sana, yüzünü ise Sydi’ye doğru dönerken kinayeli bir ses tonuyla “Başka bir partner istemiyorsan tabi.” diyor.

Nuemsa’nın Sydi’ye dönmesinin ardından Sydi’nin yüzündeki ifade hafif gergin bir şekle bürünürken “Demek bana kayşı biylik oycakşınız. Hayika!” diyor bir anda parlayan bir neşeyle. Fakat bu sözlerinden sonra bakışlarını bir anda keskinleşen Sydi “Ama şana demiştim benimşin diye!” diyor. Sydi’nin bu sözleri sana ithafen söylediğini anlayabiliyorsun ve bunu anladığın anda ise, sanki dizlerinin bağı bir kez daha çözülüveriyor! Bu anda kendini bir anda, tekrar o bembeyaz dünyanın içinde bulduğunda, bu kez Sydi masumiyetinden uzak bir şekilde karşında dikiliyor! Bakışların korku ve çaresizlikten arındırılmış olsa bile, kalbinin hafifçe ritmini arttırması içinde bir tedirginlik yaratıyor. Kendini dizlerinin üstünde durduğunu fark ettiğin anda ayağa kalkmaya zorlasan bile, bir şekilde yerine çakılı kalmışsın gibi hissediyorsun. Kasların giderek daha da gergin bir hale gelirken senden birkaç metre ileride duran Sydi’nin ince ve çocuksu kahkahası bakışlarının ona doğru yönelmesine neden oluyor. Sydi “Boşa çabalamaşan mı? Şana benimşin dedim! Ben ne işteyşem onu yapayşın, kaptın mı?” diyor. Hemen ardından ise “Yoksa Nodişş gibi bir aptayı naşıl aykadaşım yapaydım ki?” diyor bariz bir küçümsemeyle.

Sydi’nin sözlerine rağmen hala içindeki güç ve inançla kendini ayağa kaldırmaya çalışsan bile, bunu başarmak senin için mümkün olmuyor. Bununla birlikte, Sydi çocuksuluğunu ortaya koyar şekilde iki elini arkada birleştirip seke seke sana doğru gelmeye başlarken “Ama biy daha buyadan ayyılmaman için biy şeyler yapmak geyek. Acaba şana ne yapşam? Şu çiykin iblişini şenden ayıyşam iyi oluy gibi!” diyor. Bu sözleriyle birlikte Sydi’nin sana doğru gelmesinin boşa olmadığını ve bir şeyler çevirerek Nuemsa ile arandaki bağı koparacağını hissediyorsun. Buna karşın vücudunun halen daha hiçbir emrine itaat etmemesi, önündeki en büyük engel gibi duruyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

01 Nov 2023, 12:06

“Nueamsa, eğer bana güvenmiyorsan, bu birlikteliği bitir lütfen. Bana olan güvensizliğin, artık onurumu lekeliyor. Ben senle bütün olmak için bu yola çıktım ve bunda kararlıyım. Sözcüklerimi yanlış anladın, tek niyetim olayları uzaktan izleyip, tüm iş yükünü sana bırakmamak için geçen yaşanan olay gibi savaşmanın yolunu bulmaktı. Sydi ise sadece ona dokunup dokunamayacağımı teyit edecek bir araç olacaktı. Bu işin daha fazla uzamasını istemiyorum; çünkü şu an çok öfkeliyim.”

Sözcükler birer birer zihnimden ona doğru akarken, yorgun bir iç sesi ile birlikte son sözcüklerimi aktardım. Karanlığa doğru fısıldadığım son sözcüklerimin bunlar olduğunu bilmeden… Bir göz açıp kapanıncaya kadar tüm dünyam bir kez daha sahte bir göz alıcı aydınlığa bulanırken. Doğru ve yanlış hiç olmadığı kadar birbirine karışıp, bozulmuşken.

Kontrolüm dışında dizlerimin üzerine çöktüğümde, çaresizdim. Esaret, kana bulanmış zincirleriyle boynuma doğru dolanırken, nefes almak en az hareket etmek kadar zor geliyordu. Düşünmek, anlamak ve idrak etmek… Bunlar zaten Sydi’nin etkisinden önce bile daha zordu; ama şu an, her zamankinden daha güçtü.

Yalnız hissediyordum. Sydi sözlerini birere birer söylerken, ona doğru bakan gözlerim, onu aşıp sonsuz aydınlığın derinliklerine doğru istemsizce dalıyordu. Her denememde acıyla kıvranan kaslarım beni daha da batırırken, hiçbir şeyden korkmadığımı fark ediyordum. Gözlerimi açtığım o karanlığa kıyasla, Sydi önemsiz geliyordu.

O karanlıkta hissettiğim yalnızlığa kıyasla, şu an hissettiğim önemsiz gibiydi sanki. Derin bir nefes aldım, bakışlarım sonsuz aydınlığın dirhemlerinden uzaklaşıp, Sydi’nin bakışları ile buluştuğunda donuk ve ıssızdı. “Yapabilir misin Sydi? Gerçekten beni Nueamsa’dan ayırabilir misin?” Sözlerim olağan bir şekilde sakindi. Gözlerim ise sözlerimin ardından o donukluğu ile birlikte tüm bu aydınlığı kabul etmiyormuş gibi kapanmıştı.

Karanlığı, göz bebeklerime hapsettiğimde, hareketsizdim. Nefes bile almıyordum. Kontrolüm dışında kitlenen kaslarıma boş yere hareket etme komutu vererek tüketmek istemiyordum. Sadece karanlığa adadım kendimi. O karanlıkta doğmuş ve o karanlıkta çıkmazdan kurtulmuştum. Kaderimin karanlıkla bağlantılı olduğunu biliyordum. Aradığım şeyin, beni çekip kurtaracak şeyin orada olduğunu biliyordum. Bu sefer, ne olursa olsun aradığımı bulmadan gözlerimi açmayacaktım. Gözlerimi açtığım anın, Sydi’nin gözlerine ayakta, dimdik bir şekilde bakarken olacağından emin olacaktım. Karanlık beni yükseltecek ve Sydi’nin hak ettiği gazabı sağlamak için avuçlarıma yetki verecekti. Evrenin ve Nuemsa’nın varlığına inancım sonsuzdu.

En çokta kaderin kendisine inanıyordum.
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

01 Nov 2023, 14:51

Nuemsa’ya söylediğin sözler, onun pek de umurundaymış gibi durmasa da, bir şekilde seni dinlediğini ve anladığını hissediyorsun. Aslında, Nuemsa’nın o öfke dolu hali değil de, diğeriyle muhatap olacak olsan, sorunların çoktan çözülmüş olabileceğini bile düşünüyorsun. Bu haliyle Nuemsa, çift kişilikli bir iblisten ziyade, öfkelendiğinde gözü tamamen dönen ve kendi gerçekleri dışında her şeyi reddeden bir iblis gibi görünüyor sana. Ve bir şekilde Nuemsa’yı anlamak, onu çözmek içten içe içinde bir huzur doğuruyor.

Her şeye rağmen gözlerinin buluştuğu aydınlık, senin ait olduğunu hissettiğin karanlıktan çok öte bir diyara taşımış gibi görünüyor. Vücuduna söz geçirmeyi bir kenara bırakıp Sydi’nin ilgisini çeken sözlerinin ardından karanlığına odaklanmaya başlıyorsun. Sydi ise, sana doğru attığı adımlarıyla birlikte “Şok kolay ki!” diyor büyük bir sevinçle. Sydi bir kez daha sana sırnaşmak ister gibi, çocuksu ve gülen suratıyla sana doğru yaklaşsa da, içindeki karanlık tüm gördüklerini yavaşça silmeye başlıyor. Kendini adadığın karanlık, aslında çoktan içinde var olmuş gibi kalbini esir alırken, ruhunu karanlık bir boşluğa atıyormuş gibi hissediyorsun. Aydınlık, giderek karanlığın içindeki gördüğün dalgalanmalarla birlikte sarsılmaya başlarken, Sydi’nin yüzündeki değişmeyen ifade etrafındakilerin farkında olmadığını gösteriyor. Ancak o anda, daha evvel yaşadıklarının diğerleri tarafından fark edilmediğini hatırladığında, bu kez değişen durumların Sydi tarafından fark edilmiyor olabileceği ihtimaline sığınıyorsun. Bu haliyle, gözlerinin önündeki aydınlık giderek silinirken, ruhunun derinliklerindeki o huzuru bir kez daha hissediyorsun. Ve bir kez daha, Nuemsa’nın öfkeli suratını müjdeliyorsun!

Aydınlık, bir anda karanlık tarafından yutulurken, göğsünün orta yerinden koparcasına varlık bulan Nuemsa’nın sert yumruğu Sydi’nin yüzüne iniveriyor! Neye uğradığını bile anlamaya imkanı kalmayan Sydi, yediği yumrukla birlikte birkaç metre öteye savrulurken gözlerinin hemen önünde duran Nuemsa “Çok mu öfkelisin? Benim kadar değil Gadiel, benim kadar değil!” diyor. Hemen ardından ise Nuemsa yerinde fırlarken “Gel sana ‘perinin dokunuşu’ nasıl olur, onu da göstereyim!” diye haykırıyor Sydi’ye doğru. Bu sözleriyle birlikte Nuemsa, iki elini açık bir şekilde göğüs hizasına getirip, avuç içleri tamamen Sydi’ye bakacak şekilde duruyor. Nuemsa ve Sydi arasındaki mesafe, yumruk atılabilecek kadar azaldığında ise, Nuemsa Sydi’nin göğüs bölümüne art arda 4 yumruk atıyor! Her bir yumrukla birlikte, Sydi sanki birkaç kemiği kırılmış gibi geriye sekerken, Nuemsa’nın son yumruğu indirmesinin ardından Sydi geriye savrulup yere düşüyor. Sydi’nin ağzından gelmeye başlayan kanla birlikte, yüzüne yayılan vahşi ifade, bir kez daha Sydi’nin tüm çocuksu yanını silip götürürken, Sydi “Şeni gebeyteceğim lanet ibliş! Doğduğuna pişman oycaksın!” diye haykırıyor. Ancak Nuemsa, tüm öfkesine rağmen oldukça dingin bir ses tonuyla “Hangimiz olmayacak ki?” demesinin ardından yerinden bir kez daha fırlıyor! Ne var ki, Nuemsa henüz daha Sydi’ye ulaşamadan tüm karanlık sanki keskin bir bıçakla ikiye ayrılırken, Sydi’nin gözleri de bir anda donuklaşıveriyor! Nuemsa, bir anda hamlesini kesip olan biteni çözmeye çalışır gibi dururken, etrafınızı saran karanlık dağılıp yok olmaya başlıyor. Tam bu esnada, Sydi’nin vücudu bel kısmından yatay bir şekilde ikiye ayrılıp yere düşerken, Ela’nın sakin bir şekilde kılıcını kınına soktuğunu görüyorsun.

Ela kılıcını kınına sokmasının ardından, sanki hiçbir şey olmamış gibi bakışlarını sana doğru çevirirken “Daha fazla zaman kaybetmek istemedim, lütfen bağışla.” diyor mücadelene engel olmaktan duyduğu üzüntüyü dile getirerek. Hemen ardından “Sydi bir şekilde dokunduğu kişilerin Qen akışını etkiliyor olabilir. Bu yüzden seni de daha fazla tehlikeye atmak istemedim.” diyor. Fakat sonrasında bakışları Nuemsa’ya kayarken “Aslında seni sonuna kadar koruyacak bir iblis bulmuşsun, buna gerek var mıydı bilmiyorum.” diyor. Ela’nın sözlerinin ardından Nuemsa hafifçe başını sallamakla yetinirken gözlerin bir anda Nodiss’in yatmakta olduğu yerde meydana gelen kıpırdanmaya takılıyor. Seninle birlikte diğerleri de o yöne döndüğünde ise, Nodiss’in zar zor yerden kalktığını ve kendine gelmek ister gibi kafasını salladığını görüyorsunuz. Ancak bu sırada, sanki bu ana kadar beklemekten sıkılmış gibi duran Cysa yerinen hareketlenerek “Aaaa- gebermemiş! Bunu da ben halledeyim madem, tüm zevki size bırakmak istemem.” diyor bıkkın bir ses tonuyla.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

01 Nov 2023, 23:58

Nuemsa'ya söylediğim sözler, onun fazla ilgisini çekmiyormuş gibi görünse de, bir şekilde beni duyduğunu ve anladığını hissettiriyordu. Yüzüne bakarken, dışa vurduğu duygularla içinde hissettiği farklıydı. Aramızda yaşadığımız deneyimler göz önüne alındığında, bu tuhaf geliyor olabilirdi, ancak gerçek buydu. Gittikçe bir bütün olma sürecimiz devam ediyordu ve tüm zorluklara rağmen, bu tür ince ayrıntılar, başarımızın bir işareti gibiydi.

Nuemsa, öfkeli değilken dünyanın en mantıklı insanı gibi hissettiriyordu, ancak öfkelenince tamamen farklı biri oluyordu. İlk başta bu iki farklı kişilik gibi görünüyordu, ama onunla daha fazla zaman geçirdikçe, bu değişimin sadece aşırı öfkenin bir sonucu olduğunu anladım. Öfkelenince, sadece kendi bildiklerine odaklanıyordu, ama yine de sözlerim kalbine ulaşıyordu ve bu beni içten içe huzurlandırıyordu.

Bu an, birlikte olma sürecimizin bir sonucu olarak geliyordu ve işte bu yüzden, aramızdaki bağ giderek daha güçleniyordu sanki. O tüm öfkeli hallerine rağmen, kalbimde hissettiğim şey buydu.

Sydi... Aydınlığın en lekelenmiş haliyle karşımda dikilirken, her şeye rağmen, gözlerimizin buluştuğu bu tiksinç aydınlık, beni karanlığa doğru çeken bir çekim merkezi gibiydi. Vücudumun içinde gizli duyguları bastırmak yerine, Sydi'nin dikkatini çekmemin ardından coşkuyla bana yapacaklarının kolaylığından bahsedip ve sanki buna inanmış gibi, sevinçle bana yaklaştı. Çocuksu gülümsemesiyle sırnaşmaya çalıştı, ancak içimdeki karanlık, gördüklerimi yavaşça silmeye başladığında çoktan dünyam ve odağım değişmişti.

Karanlık, içimi saran bir boşluğa çekildim gibi hissettirirken, ruhumu karanlık bir derinliğe bıraktım. Aydınlık, karanlığın içindeki dalgalanmalarla birlikte titremeye başladı, ancak Sydi bunu fark etmiyormuş gibi görünüyordu. Önceki deneyimlerimde diğerlerinin fark etmediği şeyler olduğunu biliyordum, bu yüzden şimdi de durumu aynı şekilde düşünmeye karar verdim.

Gözlerimdeki aydınlık giderek silinirken, derinlerimdeki huzuru yeniden hissettim. Ve bir kez daha, Nuemsa'nın öfkeli ifadesi kallbimden dışarı doğru uzanan sıkı bir yumruk olarak var olduğunda, hissettiğim tek şey huzurdu.

Yumruk, karanlık tarafından tüketilen aydınlık gibi, ani ve ansızın Sydi'nin yüzü ile buluştuğunda, göz bebeklerim Sydi'nin göz bebeklerinin aksine az önce olduğu kadar durgun ve olağandı. Sydi tüm bu yaşananlara şok olmuş gibi tepki vermesine rağmen, ben tüm bu olanları önceden bilen bir kahin kadar normal karşılıyordum. Nueamsa'nın attığı yumruğun ardından saf ettiği sözleri ufak bir tebessüm eşliğinde dinlerken, sözlerinin tamamlanmasıyla birlikte öne doğru atılmasını ise heyecanla takip ediyordum.

Dört ayrı yumruk, dört ayrı kemiğin kırılma sesiyle buluştu. Sıradan yumruklardan uzak bir şekilde vuku bulan bu o anlar, Nueamsa'nın sözleri ile bütün olduğunda, normal değilmiş gibi hissettiriyordu.

Sydi, kırılan kemiklerine rağmen savaşmaya niyetli olduğunu sözleriyle tasdiklediğinde doğrulmak için çabalıyordum. İzlemek yerine Nueamsa'ya destek olmak istiyordum; fakat ben doğru düzgün doğrulmamışken , bir anda önce karanlık ikiye ayrıldı, hemen akabinde ise donuklaşan bakışlarıyla birlikte Sydi. Ne olduğunu anlamak için etrafıma bakındığımda ise Ela'nın kınına koymakta olduğunu gördüğüm kılıcı ile birlikte her şeyi anladım. Sonraki sözlerini dinlerken, özellikle savaşa müdahil olduğu kısımlarda elimi önemsiz bir detaydan bahsediyormuş gibi iki yana doğru sallayarak geçiştirmiştim; ama Sydi'nin bana yaptığını ve Nueamsa hakkında söylediklerini geçiştirmemiştim.

Sydi'nin bana ne yaptığını merak ediyordum ve Ela'nın bunu direkt çözümlemiş olması onu gözümde birazcık daha gizemli kılmıştı. Nueamsa için ise Ela konuşurken, tıpkı Nueamsa gibi bu sözcükleri kafamı sallayarak onaylamıştım.

Tam o anda ise o kıpırdamayı görmüştüm. Nodiss, yaşıyordu ve kendine gelmişti. Sydi'nin yok edilmesi ile birlikte özgürlüğüne kavuşmuş gibi gözüküyordu; ama bunun çok kısa sürmemesi için durdurmam gereken biri vardı.

"Cysa!" dedim net bir ses tonu ile. "O iblis, az önce ölen iblis tarafından kontrol altındaydı. Onunla iletişim kurmak istiyorum öncesinde, lütfen bize müsaade et." dedikten sonra, Nueamsa'ya dönecektim. "Gidelim Nueamsa, bakalım Sydi'nin esareti altındaki Nodiss aslında nasıl biriymiş öğrenelim." dedikten sonra hareket edecektim o tarafa doğru.

Nodiss'in olduğu yere vardığımda ise: "İyi misin? Sanırım Sydi isimli iblisin kontrolü altındaydın. Ama artık endişe etmene gerek yok. Kendisi bir daha hiç kimseyi kontrol altına alamayacak." diyecektim sadeceee. İlk başta çok fazla konuşarak kendisini şoka sokmak istemiyordum. Bir yandan onu gözlemlemek ve ne halde olduğunu anlamak istiyordum.
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

03 Nov 2023, 10:31

Cysa bıkkın sözlerine rağmen giderek keyiflenen adımlarıyla Nodiss’e doğru ilerlerken, onun ismini zikretmenle birlikte adımları olduğu yerde kesiliyor ve bakışlarını sana dönüyor. Konuşmanı yaptığın süre zarfında Cysa ağzından çıkan kelimeleri, hiçbir şekilde bunları önemsemediğini ortaya koyan bakışlarıyla dinlerken, sözlerinin bitmesinden sonra hafifçe omzunu silkip Nodiss’e doğru ilerlemeye devam ediyor. Bu haliyle Cysa fikrinden vazgeçmemiş gibi görünürken, bu kez Ela devreye girerek “Ben de Gadiel’e katılıyorum Cysa. Eğer aksi bir durum olursa, istediğini yapmakta tamamen özgürsün.” diyor. Ela’nın sözlerine rağmen Cysa birkaç adım daha atsa bile, en sonunda kızgınlıkla bıkkınlık arasındaki bakışlarını sana çeviriyor ve “İletişim mi!? Tüm bu görev olayları son bulmadan, kesin kendi kafamı koparacak kıvama geleceğim! İletişimmiş…” diyor sözlerinin sonunda tiksintiye varan bir ifadeyle. Hemen ardından ise küskün bir çocuk edasıyla olduğu yere çöküp kollarını göğsünde bağlayan Cysa, sanki bir an önce ne yapacaksan yapmanı ve ardından da Nodiss’i dilediği gibi katletmeyi beklediğini gösteriyor.

Bir şekilde Cysa’yı durdurmayı başarmanızla birlikte, Nuemsa’yı da yanına alarak Nodiss’in olduğu yere doğru ilerlemeye başlıyorsunuz. Kafasının sağ tarafını eliyle tutan Nodiss, halen daha kendine gelmek ister gibi dururken, bir anda yanında belirmeniz ve konuşmaya başlamanla birlikte, şaşkın bakışlarla suratınıza bakıyor. Ancak şaşkın bakışları konuşmanın sonunda donuklaşıp dalgınlığa evrilirken Nodiss “Sydi…” diye mırıldanıyor. Nodiss aynı ismi birkaç kez daha sessizce ve silikleşen bir tonda zikretmesinin ardından bakışlarını hafifçe sana doğru kaldırıyor ve “Sydi… O benim küçük kardeşim! O kimseye zarar veremeyecek kadar naif!” diyor. Nodiss’in dalgın bakışları bir anda öfkeli bir şekle bürünürken, ses tonu da giderek bağırtıya dönüşüyor ve Nodiss “Sydi belki de ejderhaların en merhametlisi! O savaşmaktan nefret eder ve herkese değer verir! Sydi- Sydi… İnsanlara bile acır! Onlara bile zarar vermez!” diyor. Ancak Nodiss bu bağırtılarına rağmen, sanki sözlerine kendi de inanmıyor gibi titreyen göz bebeklerine engel olmakta zorlanırken, bir anda nefessiz kalmış gibi iki elini göğsüne atıyor ve ardından “Ve ben-” diyor. Bir anda tekrar nefes almaya başlayan Nodiss, bu kez sık sık alıp verdiği nefesleriyle birlikte bakışlarını da hemen önüne kilitlemiş gibi görünürken, bu kez yüzünde sadece bir şok ve şaşkınlık beliriyor. Nodiss “Ve ben... Sydi’yle birlikte yaşadığım hiçbir şeyi hatırlamıyorum!” diyor soluk soluğa kalmış bir halde.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

05 Nov 2023, 23:17

Cysa, anlaşılması güç, yönetilmesi ve yönlendirilmesi imkansız bir karaktere sahipti. Fevri hareketleri, kalbine sinmiş olan acımasızlığın bir yansıması gibi yansıyordu adeta bizlere… Elimizden gelen tek şeyse sözlerimiz oluyordu. O isterse ona ulaşıyordu sözlerimiz istemezse ise… Öngörebildiğim tek şey, tatsız olaylar silsilesi oluyordu. Bundan mütevelli sözlerime karşılık verdiği tepkilere istinaden kalp atışlarım hızlanmış ve onu durdurmak için elimden geleni ardıma koymamak için kendimi fikren cesaretlendirme aşamasına geçmiştim; ama neyse ki, o karanlıkta yapayalnızken gözüme nasıl bir melek gibi gözüktüyse, Ela şu anda bir melek gibi gözükerek olaya dahil olup, arkamda durmuştu. Cysa’yı, yapmayı planladığı tüm o çılgınca şeylerden alıkoyan ise Ela’nın bana verdiği destek olmuştu. Minettar bakışlarım, Nueamsa ile birlikte Nodiss’e doğru ilerlemeden önce Ela ile buluşmuştu.

Nodiss’in yanına vardığımızda, tüm o karmaşık düşüncelerle boğuşur bir vaziyette karşımızda dikiliyordu. Sözlerimin ilk kısımlarının ona ulaşıp ulaşmadığımdan bile değildim; ama son sözlerimle birlikte, onun kalbine ulaştığımdan emin olmuştum. Donuklaşan bakışları bizlerden uzaklaşıp, tahmin bile edemeyeceğimiz noktalara kayarken birer birer konuşmuştu Nodiss. Önce olağan bir şekilde reddetmişti tüm suçlamaları ama daha sonra küçük küçük ısırıklarla tüketmişti gerçek onu ve tüm o sahte dünyasını… Tüm süreci izlemiştim çaresizce ve en sonunda acı bir şekilde kabullendiğinde tüm her şeyi aldığı her solukta kalbim eşlik etmişti üzüntüsüne.

Bir süre konuşmaktan uzak bir şekilde izledim onu… Müsaade ettim bu süreci sindirmesini ve gerçeğin tamamen farkına varmasın arzuladım. Nefeslerini takip ettim ve onunla iletişim kurabileceğimiz en doğru anda lafa atıldım. O an, buzlu toprakların sessizliği, soğuk rüzgarların uğultusuyla doluydu. Dışarıda ve içimdeki fırtınanın yankısı, her kelimeyi anlamlı kılıyordu. “İnsan da olsa ibliste olsa… Kurt olup, kuzu postunu giyinmiş olanından tehlikelisi ve kötüsü yoktur.” Diye isyankar bir tınıda fısıldadım bu soğuk diyara karşı. Herkesin beni duyabileceği kadar öfke dolu konuştuğumun farkında değildim sözlerim boş arazide yankılanıp, tekrardan kulağıma ulaşana kadar.

Nodiss’in gözlerine baktım, içimde derin bir empati hissiyle. "Nodiss… Biliyorum, en çok zoruna giden tüm bu yaşadıklarını sana yaşatanın kız kardeşin olması; ama gerçek, kalbinde hissettiğin kadar net ve açık. Bu soğuk diyara karşı isyankar bir tınıda fısıldadım, çünkü içimdeki fırtına, kız kardeşinin sana yaşattığı acıyı anlamak için çabaladı. Çok kısa bir süre olsa bile senin yaşadıklarını yaşadım; ama seni anlamaktan çok uzağım. Bu yüzden ağlamak istiyorsan ağla, bağırıp çağırmak istiyorsan bağır veya vurup kırmak istiyorsan bunu yap… Ama lütfen kendi iyiliğin için her şeyin sonunda hatırlamaktan uzak olduğun geçmişini ve en önemlisi de sana tüm bunları yapanı kız kardeşin olsa bile geride bırak. Söylemesi yapması kadar kolaysa tabii." Sözlerim bir anlığına donakaldı, sonra sakin ve kararlı bir şekilde devam ettim. "Affına sığınıyorum, kendimi tanıtmayı unuttum. Şimdi tanıtayım kendimi. Ben Gadiel, gördüğün gibi bir insanım," dedim ve gözlerimle Nueamsa’yı işaret ettim. "Bu da Nueamsa, o da benim yoldaşım. Arkadaki gördüklerin ise Cysa ve Ela. Onlarda benim gibi insan ve onlarda yoldaşım.” Cysa ve Ela’yı tanıtırken, bakışlarım ve parmaklarımdan yardım alıp isimleri söylerken senkronize bir şekilde hareket ettirerek onları işaret edecektim.

“Planlarımızda sen ve Sydi ile kesişmek yoktu; ama ön göremediğimiz kaderimizde kesişmemiz çoktan belliydi. Bunca söz ve bunca laf belki sana fazla, belki de mantıksız geldi. Ama rücü eden şey, kaderimiz. Kadere sonsuz saygım var ve bu vesile ile sana da. Bu yüzden sana bir süre eşlik etmek istiyoruz, sende istersen tabii."
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

06 Nov 2023, 12:04

Konuşmaya başladığın anda, Nodiss’in dalgın bakışlarının altında hatırlanmayan bir geçmişe dair ufak bir parıltı aramaya çalışıldığını görebiliyorsun. Buna rağmen, bir şekilde sözlerinin ona eriştiğini de aynı şekilde hissedebiliyorsun. Nodiss ile ilk karşılaşmanız, o anki tavırları ile şimdi gözlerinin önündeki hali arasında geceyle gündüz kadar fark varken, Nuemsa’nın dinginleşmiş yüz ifadesi sözlerinin samimiyeti açısından dikkat çeken bir nokta olarak gözüne yansıyor. İçten içe Nuemsa’nın her bir sözüne eşlik ettiğini, Nuemsa konuşmaya başlasa sanki ağzından çıkanlarla aynı şeyleri dile getireceğini hissedebiliyorsun. Nuemsa’yı tanıttığın sırada ise, onun hafif baş eğmesi adeta sözlerinin tasdiki ve bundan sonrakiler için güvence niteliği taşıyor. İlk olarak Cysa’yı gösterdiğinde ise, Cysa’nın başka alemlere kayan ilgisiyle konudan tamamen kopuk olduğu, ardından Ela’yı tanıttığın ise, onun da dingin ve saygılı bir şekilde baş selamı verdiğini görebiliyorsun. Sözlerinin son kısımlarına geldiğinde ise Nodiss’in hafifçe kaldırdığı bakışlarıyla karşılaşmak, sana bu diyarda en çaresiz anın içinde olduğunu hatırlatıyor. Ne var ki, geçen birkaç saniye içinde Nodiss’in tekrar geçmişine gömülüşü, konuşmanın gidişatının ne yönde olması gerektiğini de açıkta bırakıyor.

Nodiss’in dalgın bakışları arasında geçmişinde kayboluşu, bu kez Nuemsa’yı harekete geçiriyor. Nuemsa yavaşça çömelip Nodiss ile göz teması kurmak ister gibi durmasının ardından “İlk olanlar için bağışla beni Nodiss… Ne bu şekilde tanışmayı ne de bu şekilde olmasını dilerdim. Ancak her birimizin bu yaşamda bir amacı ve her yaşamda da bir acizlik vardır. En azından buna inanıyorum… Şu an hem yaşama amacını kaybetmiş hem de acizliğin pençesinde nefes alıp vermeye çalışıyorsun. Bunun seni yiyip bitirmesine müsaade edecek değilsin, öyle değil mi?” diyor. Bu sözlerinden sonra Nodiss’e yavaşça elini uzatan Nuemsa “Hadi, ayağa kalk. Çünkü sen sadece Sydi ile olan geçmişini hatırlamıyorsun. Oysa Gadiel… O tüm geçmişini kaybetmiş biri bile olsa, hala ayakları üzerinde duruyor.” diyor. Nuemsa’nın bu sözleriyle birlikte Nodiss’in bakışları bir anda sana kilitlenirken, bu bakışların altında beliren hayranlığı da fark edebiliyorsun. Sanki imkansız bir hayali gerçeğe çevirmişsin gibi üzerinde kilitlenen bakışlarıyla Nodiss, yine de içine düştüğü araftan kurtulabilmiş gibi de görünmüyor. Bu noktada Nuemsa yavaşça tekrar doğrulurken “Ve sen bir ejderhasın! Ejderha onurunun bu kadar kolay ayaklar altına alınmasına izin mi vereceksin!?” diyor daha katı bir ses tonuyla.

Nuemsa’nın son sözleri, sanki Nodiss için bir uyanış çağrısı oluyor ve Nodiss’in donuk bakışları sanki bir alevle harlanmaya başlıyor. Birkaç saniye içerisinde, Nodiss tüm o karanlık geçmişi kendi pençeleriyle parçalıyor ve keskin dişleriyle midesine indiriveriyor! Yavaşça yerinden doğrulmaya başlayan Nodiss, ilk andaki tavrından uzak görünse bile, yine de güçlü ve dirayetli bir hava yaymaya başlıyor. Tüm bu anlarda, sana kilitlemiş olduğu bakışlarından taviz vermeyen Nodiss, sessiz bir şekilde “Doğru… Bir ejderha olarak kudretimi karanlık bir geçmiş için bulanıklaştıramam! Bu en büyük hakaret olur!” diyor. Nodiss’in bu sözleri, adeta yeniden doğuşunu müjdeleyen bir haykırışı andırırken, üzerinizde hissetmeye başladığınız tanıdık bir aura bir anda dikkatinizi çekiyor. Ve bu aura, bir kez daha bulunduğunuz havaya yayıldığında, tanık olduğunuz yeni bir başlangıcın, yeni bir hayatın da sonuna gelişini çığırıyor!

Gözlerin Nodiss’in baş kaldırısına odaklanmışken, Nuemsa ile arandan geçen Cysa’nın son anda fark edebildiğin şehvetli gülüşü ve çılgına dönmüş gözleri ile kesişiyor! Bu kesişme, engel olunamayacak bir felaketin de başlangıcı oluyor ve Cysa tereddütsüz bir şekilde Nodiss’in kalbine doğru elini sokarken zaman ve mekan bir anda önemini yitiriyor! Cysa’nın yere paralel uzanan sağ eli, tıpkı bir iblisi andırır gibi Nodiss’in kalbinin bulunduğu yeri delip geçiyor ve Cysa’nın üzerine sıçrayan kan onun şehvetli arzularını bir anda vahşetin pençesine sürüklüyor! Bir göz açıp kapama anında, Nodiss’in yeniden parlamış gözleri bu kez sonsuz bir karanlığın içine gömülmek üzereyken Cysa’nın “Kandırılmış bir ejderhanın onuru mu olurmuş!?” diye hayıflanıyor. Nodiss’in donuklaşan gözleri Cysa’ya yeni bir zevki kızıl bir şerbet gibi sunmuş gibi duruyor ve Cysa hızlıca elini geri çekerek Nodiss’in bedeninde açtığı deliğe hayranlıkla bakıyor. Tam bu anda ise, Nodiss’in bedeni cansız bir şekilde yere yığılıveriyor. Nodiss başına nelerin geldiğini tam olarak çözemeden ve neyle karşılaştığını bile henüz kestiremeden, bir anda ölümün donukluğuna sürükleniyor. Cysa ise olağan bir süreçten ayrılmış gibi sana dönüyor ve “Hadi gidip şu kalkan mıdır neyse onu bulalım. Ya da iblis gebertmeye de devam edebiliriz, ben de hepsine varım!” diyor aldığı zevkten parlayan göz bebekleri ve yüzüne yayılan gülümsemesiyle.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

07 Nov 2023, 00:40

Nodiss'in gözleri, anılarına dalmış gibi dalgın bir şekilde uzaklara kayıyordu. İlk cümlemi söylediğimde, onun ilk karşılaşmamızdaki halinden şu andaki durumu arasındaki büyük farkı gözlemledim. Ateşle su kadar birbirinden uzak iki farklı insan gibiydi. Ancak, sözlerim ona ulaşıyor gibi hissediyordum, sanki bir tür bağlantı kurulmuş gibiydi. Öte yandan Nuemsa'nın yüz ifadesi, sakinliği ve içtenliği yansıtıyordu. Onun dingin tavrı, söylediklerimin samimiyetini doğruluyor gibiydi. Nueamsa’ya baktığımda gördüğüm tek şey, bölünmez bir bütünün parçaları olmak için biraya getirdiğimiz fikirlerin her geçen saniye birbirleriyle biraz daha kaynaşmasıydı.

Sözlerim devam edip, çevremdekileri tanıttığım ana kadar geldiğinde, Cysa’yı tanıtırken bunu yapıp yapmamak arasında gidip geldiğim bir pişmanlık hissiyle yıkandım; ama Ela öyle değildi. Durgun bir nehri andıran yapısı ile sözlerime eşlik ederken, kendine bir kez daha hayran bırakıyordu. Gene de hayranlığım çok uzun sürmemişti. Çünkü konuşmamın sonlarına doğru, Nodiss’in hafifçe kaldırdığı gözlerinin içine baktığımda bu diyarın sınırları içerisinde ne kadar ufak bir parça olduğumu hatırladım. Nodiss, avuçlarımın arasından kayıp, bir kez daha o kusurlu geçmişinin derinliklerinde kaybolurken, sözlerimin üzerine daha fazla ne söyleyebilirdim bilmiyordum. Bu çaresizlik anlarımda ise sanki bunu hissetmiş gibi Nueamsa kendini öne atmıştı.

Dizlerinin üzerine çökmüş, tüm ilgisi ve vicdanıyla Nodiss ile ilgilenirken, Nueamsa her zaman olduğundan daha fazla bir parçam gibi gözüküyordu gözüme.

Nueamsa, etkileyici lafları ile Nodiss’i etkisine altına almıştı ve bende ister istemez bu etki alanından nasibimi almıştım. Nodiss bana hayran dolu gözlerle bakarken, bende Nueamsa’ya hayran dolu gözlerle bakıyordum bir yandan.

Nueamsa’dan gözlerimi aldığım o an, Nodiss’in bir ejder gibi yükseldiği o an olmuştu. Göz ucuyla, olanlardan memnun bir tebessüm ile izlemiştim Nodiss’i… Birkaç saniye sonrasını hiç düşünmeden, onun için bir geleceğin var olduğuna inanarak.

Gelecek?

Kan?

Nodiss?

Cysa?

Bir an, binlerce soru.

Gözlerimin önünde vuku bulan şey bedenimin kaskatı kesilip, ruhumun tamamen ıssızlaşmasına sebebiyet vermişti. Cysa, bir anda var olmuş ve bakışlarımın arasında bir anda elini Nodiss’in kalbine sokmuştu.

Ölüm?

Ama neden?

Cysa, neden?

Sonsuz bir döngüyü andırdı en başta tüm o sorular. Gözüm, birkaç metre önündekini göremeyecek kadar bulanıklaştı. Zihnim tek bir anı defalarca kez gözümün önünde tekrar tekrar canlandırdı. Sorular, Nodiss her öldürüldüğünde Cysa tarafından bir kez daha soruldu ve bir kez daha cevapsız kaldı. Kan, Cysa’nın gülüşü ile neşelendi, dünyam tamamen kızıllaştı.

“GADİEL!”

O sesi duydum bir kez daha. Bir anda binlerce kez şahit olduğum o ölüm sahnesi silindi gözlerimin önünden. Her yer karanlık oldu.

“Omuzların burada olduğu sürece, hiçbir zaman çaresiz hissetmeyeceğiz.”

Bir bir belirdi yüzsüz binlerce varlık karanlıkta. Her biri üzerime doğru geldi ve bana yaklaştıkça yüzleri Nodiss’in yüzüne evrildi. Kimisi gülüyor, kimisi ağlıyor, kimisi nefretle bana bakıyor ve kimisi de öfkeyle intikam istiyordu.

Hepsini kucakladım.

Ve bir kez daha karanlıklaştı dünyam.

Her yer sessizdi. Önüm görünemeyecek kadar ıssız ve karanlıktı. Kalbim, tüm o karmaşa ve öfkeden uzaktı. Neden öfkeli değildim? Neden her yer karanlıktı? Cysa… Ona bunu yaptığını ödetmem gerekmiyor muydu? Neden onu göremiyordum?

“GADİEL!”

Bir kez daha o sesi duydum. Karanlık dalgalandı ve gözümden bir damla yaş karanlığa doğru süzülüp, yok olup gitti. Üzgündüm sanırım, ama halen öfkeli değildim. Öfkeli olmak istiyordum, Cysa’yı parçalamak ve onu tüketmek istiyordum.

Karanlık, ıssızlaştı. Bir adım attım, ellerim önümdeki karanlığı tutup, ikiye yarmak istiyormuş gibi öne doğru atıldı.

“GADİEL!”

Ses, bir daha yankılandı. Ve artık öfkeliydim. Gözlerim karanlıkta yavaşça açıldı. Issızlık, Cysa’nın uzaktan gelen neşeli kahkahası ile aralanıyordu. Karanlık, buzulun beyazlığını yansıtan çatlaklarla doluydu. Cysa, yok edilmesi gerekiyordu. Onu canım pahasına yok etmeliydim, o tehlikeliydi. O kirlenmişti, o kurtarılamazdı.
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Wrufolst Bölgesi”