Genel; Eletha’nın sorusunu yöneltmesinin ardından, ilk konuşmaya giren kişi Diniel oluyor. Odadaki herkes, oldukları yerde ve başlarını Eletha’ya doğru tutmuş bir halde Diniel’in verdiği cevabı dinlerken, Cysa’nın hafif kıkırdaması kulaklarınıza ilişiyor. Diniel’in sözleriyle oldukça eğlenmiş gibi kıkırdayan Cysa, yine de olabildiğince kendini tutmaya çalışıyor gibi duruyor. Aldığı birkaç derin nefesle birlikte yüzündeki gülümsemeyi silse bile, gözlerinin içinde gördüğünüz kahkahalar Cysa’nın içinden geçenleri ziyadesiyle ortaya döküyor.
Diniel’in sözleri sonlandığında, bu kez konuşmaya giren kişi Zenahpuryu oluyor. Ancak Zenahpuryu’nun soruyu cevaplamayı reddettiğini belirtmesinin ardından, odada bulunan herkesin bakışları bir anda çakan bir şimşek gibi Zenahpuryu’nun üzerinde toplanıyor. Zenahpuryu, bir anlığına dahi olsa üzerine dönen çatık kaşlarla birlikte neredeyse boğulduğunu hissederken Agthar bir anda hiddetli bir şekilde “Sen kim oluyorsun da Hükümdarımızın sorusuna cevap vermeyi reddediyorsun?” diye gürlüyor. Üçünüz de Agthar’ın Zenahpuryu’yu yok etmekten birkaç saniye uzakta olduğunu fark etmenizle birlikte, burnunuza çalan bir ölüm kokusunu ciğerlerinize çekiyorsunuz. Başından beri odanın içinde esen kasvetli havanın birden ölümün karasına bulanması, nefeslerinizi kesik bir şekilde almanıza neden oluyor. Ne var ki, üçünüzün de aklından geçenler tüm bu baskının altında bile kendi halinizde kalmanızı sağlıyor. Bunun yanında Eletha’nın bakışlarını Zenahpuryu’dan ayırmandan“Kesin!”diyerek bağırması, odadaki bakışların eski hale dönmesine neden oluyor. Eletha ön sıradaki kişilerde bakışlarını gezdirirken“Bir kez daha Zenahpuryu’nun veya bir başkasının sözünü kesen olursa, kendisi bizzat benimle muhatap olmak zorunda kalacaktır!”diyor dingin bir sesle. Eletha’nın bu dingin sesi, normal şartlar altında bir kuşun kanat çırpışından farksız olsa da, her biriniz kelimelerinin altındaki şeytanları rahatlıkla hissedebiliyorsunuz.
Odanın içine çöken sessizlik ve tekrar öne dönen bakışların ardından, Eletha Zenahpuryu’ya cümlelerini tamamlaması için müsaade ediyor. Zenahpuryu’nun cümleleri tamamlandıktan sonra, Vadlena’nın konuşmaya dahil olmak isteyen hareketlerini Eletha tek bir bakışıyla sonlandırıyor ve daha sonra Eletha bakışlarını Gadiel’e çevirerek ondan gelecek cevapları beklediğini gösteriyor.
Gadiel konuşmaya başladığında, içinde yaşadığı bilinmezlikleri dışa vurmaya başlıyor. Tüm bu curcunanın içine gökten düşmüş bir yıldız kadar yabancı olan Gadiel, sözlerinin doğrudan Eletha tarafından anlaşıldığını, Eletha’nın bakışlarının altındaki pusuda görebiliyor. Gadiel’in cümleleri sonlandığında, bu kez konuşmaya giren kişi Lenith oluyor. Lenith “Hükümdarım, naçizane sorunuzu cevaplamak isterim, ancak buna aklım ve kudretim ne derece haizdir bilemem.” diyor. Bu sözlerinden sonra hafifçe nefes alıp bakışlarını güçlükle Eletha ile buluşturan Lenith “Yüce hükmünüz beni buraya layık görmüşse, muhakkak ki bir bildiğiniz veya bende gördüğünüz bir şeyler vardır. Fakat ben kendimi hiçbir zaman sizin gördüğünüz yere yakıştıramam. Eksikliklerim çoktur, size hizmet etmeme kusur olur. Ancak burada bulunup da beni tanıyan kişiler de bilir ki, hükmünüzün dışına çıkabilecek ne gücüm ne cesaretim ne de arzum vardır. Kendimi size hizmette her zaman yetersiz görmekteyim, fakat bana olan inancınız, inanç duyduğunuz her bir kişiye inanmamı sağlar.” diyor. Lenith konuşmasının bittiğini bakışlarını tekrar ayaklarının önüne indirerek belli ettiğinde, Cysa kafasını iki yana çevirip her birinize bakıyor sırayla. Bu bakışları her birinize bakıp geçtiğinde ise “Bitti mi yani?” diyor. Sorusuna bir karşılık almayı bekler gibi dursa da, bir anda yerinden hareketlenen Cysa önündeki basamağa doğru ilerliyor ve adım atacağı sırada bir anda duraksayarak tek ayağı havada kalacak bir şekilde duruyor.
Cysa havadaki ayağını sanki herkesin gözüne sokmak ister gibi bekledikten sonra, ayağını hafifçe diğer ayağının yanına indirirken “Bu odadakilerin ne yapabildiği veya ne yapamadığı beni ilgilendirmiyor. Şu öndekiler bizi beğenmiyormuş, şu en arkadaki dangalak iblisini kaybetmiş, yanımdakiler hava kasıyor, itaat ediyor falan… Bunlar zerre umurumda değil!” diyor. Bakışlarını sözlerinden sonra odadakilerin arasında gezdiren Cysa, son olarak Eletha’ya baktığında “Senin orada oturman da beni ilgilendirmiyor!” diyor yüzündeki gevşek bir gülümsemeyle. Cysa’nın bu sözleri bir kez daha önde olanların bakışlarının arkaya dönmesine neden olurken, Cysa bundan hoşlanmış gibi “Gücendiniz mi? Şu oğlan cevap vermeyi reddettiğinde de moraliniz bozulmuştu değil mi? Ama her biriniz, size söylenenleri yapan, kendini bilenlerden ürken bir avuç acınası varlıklardan ibaretsiniz! İddiaya varım, arkanızda kalan bu beş kişi, her birinizi indirir! Hatta iddia ediyorum, hepinize tek başıma yeterim! Fakat bunu kabullenemezsiniz, öyle değil mi?” diyor. Cysa, sanki Eletha’nın ortamı sakin tutan hakimiyetinden cesaret almış gibi bakışlarını size doğru çevirip tek gözünü kırpmasının ardından tekrar Eletha’ya doğru dönüyor ve “Benim ve Lenith’in İmparator olduğumuzu söylediğinizde şu öndeki hergeleler ne tepki verdi? Hangisi gururla yüzünüze gülümsedi? Hangisi bundan sonra işlerin rayında gideceğini söyledi? Peki ya sen? Emrine iki İmparator girince gerçekten sevindin mi? Yoksa taşların yerinden oynayacağını sen de biliyor muydun?” diyor. Bu sorularından sonra Cysa hafifçe kıkırdamaya başlarken “Bence ikincisi, yanlış mıyım?” diyor.
Cysa’nın bu cümlelerinin ardından Agthar bir kez daha kendini tutamayarak “Hükümdarım!” diyor, adeta ölüm fermanının imzalanması için yalvarır gibi. Ancak Eletha, bakışlarını Cysa’dan ayırmadan sağ elini havaya kaldırarak Agthar’ı hareketsiz ve sessiz kılarken, durumu fark eden Cysa “Aynen öyle… Tek bir hareketle susmalısın! Tek bir hareketle nefes almalısın! Ama bunu benden beklemeyin… Ben ne istersem ve ne zaman istersem, o zaman onu yaparım! Bunu engellemek isteyeniniz varsa da, bu iblis katleden ellerimi kullanmaktan çekinmem!” diyor. Cysa’nın bu sözleri Agthar başta olmak üzere her bir kişinin sinirlerini olabildiğince gererken, Cysa son bir kez etrafına baktıktan sonra “Sorunuza gelirsek Hükümdarım… Kimseden medet ummuyorum ve kendimde de hiçbir eksiklik görmüyorum… Çünkü ben… İblis Diyarına, oradaki her bir iblise hükmedecek olan kişiyim! Ve bununla ilgili bir sorunu olan varsa da, daha önceki söylediklerimi tekrar aklından geçirsin!” diyor. Cysa bu sözlerinin ardından geriye doğru adımlarını atarak yanınıza kadar gelmesinin ardından, odadaki kaos ortamının ulaşabilecek en üst seviyeye çıkmış olduğunu fark ediyorsunuz.
Neredeyse ikiye bölünmüş bir havanın hakim olduğu ortama çöken sessizlik içerisinde, sanki burada bulunan her bir kişi bir diğerini nasıl katledeceğinin hesaplarını yapıyor. Birkaç saniyenin uzunluğu saatlere denk gelirken Eletha başını hafifçe kaldırıyor ve“Çıkın.”diyor sadece. Bir an Eletha’nın ağzından çıkan kelimeler anlaşılmamış gibi kim ne yapacağını bilemez bir haldeyken Eletha hafifçe iç geçiriyor ve“Cysa, Diniel, Gadiel, Lenith ve Zenahpuryu dışındakiler… Dışarıya çıkın!”diyor. Bu sözlerle birlikte ön sırada yer alan kişiler hızlı adımlarla dışarıya doğru ilerlemeye başlarken, Gyugnal hariç olmak üzere yanınızdan geçen her bir kişinin size binlerce ölümü bahşetmiş bakışlarına maruz kalıyorsunuz. Herkesin ardından gelen Gyugnal ise size donuk bir bakış attıktan sonra belli belirsiz bir gülümsemeyle başını sallıyor ve size yakın olan sağ eliyle sanki bir topu avuçlar gibi bir hareket yaptıktan sonra odanın dışına doğru ilerliyor.
Odanın kapısı kapandığı anda Eletha derin birkaç nefes alarak her birinizin yüzlerine bakıyor. Ardından hafifçe iç geçirerek“Sizinle ne yapacağım ben?”diyor. Eletha oturduğu tahtından kalkıp aşağıya doğru ilerlemeye başlarken, bir anda ilk basamağa gelip kendini bir anda yere bırakıyor. Sanki tahtın rahatsızlığından kurtulmuş ve yumuşacık bir koltuğa kendini atmış gibi görünen Eletha bakışlarını ilk olarak Gadiel’e yöneltirken, az önceki gerginliğinden ve donukluğundan uzak bir şekilde“Ah Gadiel… Seni buraya çağırırken kendi kendime seni ateşe attığımı düşünmüştüm. Oysa ateş olan bizzat senmişsin!”diyor. Sanki bu durumdan oldukça memnun olmuş gibi görünen Eletha“Sen ölçüt dediğin şeyi hepimizden iyi anlamış haldesin. Sana, seni aydınlatacak bir cevabım yok. Zira sen çoktan aydınlığa kavuşmuşsun!”diyor. Hemen ardından ise yüzüne düşen bir gülümsemeyle birlikte“İşin teknik yanını, şusunu busunu boşver ve ilerlemeyi seçtiğin yolda yürümeye devam et. Senden tek isteyebileceğim şey bu.”diyor.
Gadiel’e söylediği sözlerinin ardından bakışlarını Lenith’e çeviren Eletha yüzüne konan bir gülümsemeyle adeta yeni doğan çocuğuna bakar gibi görünürken“Lenith… Yani bu kadar şey olma. Nasıl denir? İtaatkar mı? Tam değil de, nasıl desem… İşte ondan olma! Kim olduğunu biliyorsun ve o olmaya devam et! Yaşadığın zorluğu biliyorum, ancak bunun üstesinden geleceğini de biliyorum. Başını dik tut ve bir daha sakın eğeyim deme!”diyor. Bir anda için Eletha’nın yerinden kalkıp Lenith’in başını okşayacağını bile düşünüyorsunuz. Ancak Eletha bakışlarını bu kez Zenahpuryu’ya çevirirken“Yani Zen… Hangi insan Hükümdarına kalkıp da sana cevap vermem, reddediyorum der ya! Bari cevap vermek istemezdim ama siz istediniz diye söylüyorum der, ne bileyim, sırf sizin adınıza der! Kalkıp direk ‘reddediyorum’ diyorsun! İki küfür etti diye beni bir kalemde silip attın ya, hiç olmadı bak bu!”diyor. Bu sözlerinin ardından yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştiren Eletha“Bir daha kalbimi kırma ama bak!”diyor ve hafifçe tek gözünü kırpıyor.
Zenahpuryu’nun ardından Eletha’nın bakışları Diniel’e doğru kayarken Eletha“Ve sen Diniel… Kimsenin hayatını garanti etmem nedir? Bir de görevimi bıraktım da geldin diyorsun! Lütuf mu ettin yani şimdi? Ben sana yer yarıldı, dünya patladı diyorum, sen bana zaten görevi bıraktım geldim diyorsun! Hangi birinizle uğraşayım ben? Kaça bölüneyim? Sizin tripleriniz ayrı, diğerlerinin derdi ayrı!”diyor. Ancak hemen ardından tıpkı Zenahpuryu’ya yaptığı gibi yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştiren Eletha“'Söylemem gereken tek şey ise karşıma çıkacak kimsenin hayatını garanti edemeyecek olmam', ha? Kullanırım bunu ben.”diyor.
Eletha bu sözlerinin ardından geriye kalan son kişi olan Cysa’ya bakışlarını çevirdiğinde, yüzüne bir anda ciddiyet yerleşiyor. Eletha bakışlarını daha keskin bir hale getirirken“Benim hükmüm varken nereye hükmedebileceğini sanıyorsun? Karşında duruyorum Cysa! Bana tek bir yumruk indirebilirsen…”diyor ve ardından sağ eliyle yanağına hafifçe sürtmesinin ardından“… ya da böyle bile bana dokunabilirsen, yerin altındaki onlarca Tanrı’dan göğün üstündeki binlercesine yemin ederim ki, tek bir söz dahi söylemeden tahtımı sana vereceğim!”diyor. Cysa bu sözlerle birlikte dişlerini sıkmaya başlarken Eletha“Hadi Cysa! Ya sözlerinin arkasında dur ya da arkasında duramayacağın sözlerden uzak dur!”diyor. Eletha bu sözlerinden son oturduğu yerde hareketsiz bir şekilde beklerken, Cysa’nın da yumruklarını sıkmaya başladığın ancak sanki ayakları yerine içine girmişçesine hareketsiz kaldığını görebiliyorsun. Eletha ile Cysa arasında gözlerinizin göremediği onlarca savaş yaşanıp Cysa her birini mağlup bir şekilde terk etmiş gibi dururken Eletha’nın yüzüne bir kez daha gülümseme yerleşiyor ve ardından“Ama tavrı fiyakalıydı! Gel gör ki, karşımda bir daha bu havalara girersen, Hükümdar unvanıma leke düşmüş olur. Bu yüzden, o yumruğu indirebileceğine inandığın ana kadar karşımda bu şekilde konuşma cüreti gösterme. Anlaştık mı?”diyor. Eletha’nın gülümseyen yüzüne rağmen, Cysa’nın öfkeden titreyen gözbebekleri durmakta zorlanıyor gibi duruyor. Ancak Eletha, çoktan konuşmayı bitirmiş ve zaferini ilan etmiş bir savaşçı gibi yavaşça ayağa kalkmaya başlıyor.
Eletha tamamen ayağa kalktığı anda her birinizi bir kez daha süzmesinin ardından“Bahsettiğim görevi, odanın içinde bulunan herkesi dahil ederek tasarladım. Ne birinizin eksik olması ne de birinizin fazla olması mümkün değil. Bu yüzden her biriniz belirlediğim şekilde göreve dahil olacak ve görevini başarıyla tamamlayıp geri dönecek.”diyor. Bu andan sonra Eletha, olayın resmiyetiyle birlikte daha ciddi bir ifade takınırken“Ancak hepsi bu değil…”diyor. Bu son sözüyle dikkatinizi toplamak istediği belli olan Eletha, her birinizin odağını kazandığına emin olduğu anda“Kafanızdan geçen tüm düşünceleri bir köşeye atın. Burada kimin hakkında iyi kimin hakkında kötü düşündüğünüzü unutun! Size verdiğim görev içerisinde, içinde yer aldığınız grubu gözlemleyeceksiniz. Her biriniz, bir diğerini… Bahsettiğim üç eşyanın iblislerin eline geçmesinden daha büyük bir sıkıntı varsa, o da birilerinin bize ihanet ettiğidir… Bu yüzden esas göreviniz, bize ihanet edeni bulmak!”diyor. Bu sözlerinden sonra Eletha her birinize tek tek bakmasının ardından“Bununla ilgili bir sorunu olan var mı?”diyerek sözü size bırakıyor.
Diniel’in sözleri sonlandığında, bu kez konuşmaya giren kişi Zenahpuryu oluyor. Ancak Zenahpuryu’nun soruyu cevaplamayı reddettiğini belirtmesinin ardından, odada bulunan herkesin bakışları bir anda çakan bir şimşek gibi Zenahpuryu’nun üzerinde toplanıyor. Zenahpuryu, bir anlığına dahi olsa üzerine dönen çatık kaşlarla birlikte neredeyse boğulduğunu hissederken Agthar bir anda hiddetli bir şekilde “Sen kim oluyorsun da Hükümdarımızın sorusuna cevap vermeyi reddediyorsun?” diye gürlüyor. Üçünüz de Agthar’ın Zenahpuryu’yu yok etmekten birkaç saniye uzakta olduğunu fark etmenizle birlikte, burnunuza çalan bir ölüm kokusunu ciğerlerinize çekiyorsunuz. Başından beri odanın içinde esen kasvetli havanın birden ölümün karasına bulanması, nefeslerinizi kesik bir şekilde almanıza neden oluyor. Ne var ki, üçünüzün de aklından geçenler tüm bu baskının altında bile kendi halinizde kalmanızı sağlıyor. Bunun yanında Eletha’nın bakışlarını Zenahpuryu’dan ayırmandan“Kesin!”diyerek bağırması, odadaki bakışların eski hale dönmesine neden oluyor. Eletha ön sıradaki kişilerde bakışlarını gezdirirken“Bir kez daha Zenahpuryu’nun veya bir başkasının sözünü kesen olursa, kendisi bizzat benimle muhatap olmak zorunda kalacaktır!”diyor dingin bir sesle. Eletha’nın bu dingin sesi, normal şartlar altında bir kuşun kanat çırpışından farksız olsa da, her biriniz kelimelerinin altındaki şeytanları rahatlıkla hissedebiliyorsunuz.
Odanın içine çöken sessizlik ve tekrar öne dönen bakışların ardından, Eletha Zenahpuryu’ya cümlelerini tamamlaması için müsaade ediyor. Zenahpuryu’nun cümleleri tamamlandıktan sonra, Vadlena’nın konuşmaya dahil olmak isteyen hareketlerini Eletha tek bir bakışıyla sonlandırıyor ve daha sonra Eletha bakışlarını Gadiel’e çevirerek ondan gelecek cevapları beklediğini gösteriyor.
Gadiel konuşmaya başladığında, içinde yaşadığı bilinmezlikleri dışa vurmaya başlıyor. Tüm bu curcunanın içine gökten düşmüş bir yıldız kadar yabancı olan Gadiel, sözlerinin doğrudan Eletha tarafından anlaşıldığını, Eletha’nın bakışlarının altındaki pusuda görebiliyor. Gadiel’in cümleleri sonlandığında, bu kez konuşmaya giren kişi Lenith oluyor. Lenith “Hükümdarım, naçizane sorunuzu cevaplamak isterim, ancak buna aklım ve kudretim ne derece haizdir bilemem.” diyor. Bu sözlerinden sonra hafifçe nefes alıp bakışlarını güçlükle Eletha ile buluşturan Lenith “Yüce hükmünüz beni buraya layık görmüşse, muhakkak ki bir bildiğiniz veya bende gördüğünüz bir şeyler vardır. Fakat ben kendimi hiçbir zaman sizin gördüğünüz yere yakıştıramam. Eksikliklerim çoktur, size hizmet etmeme kusur olur. Ancak burada bulunup da beni tanıyan kişiler de bilir ki, hükmünüzün dışına çıkabilecek ne gücüm ne cesaretim ne de arzum vardır. Kendimi size hizmette her zaman yetersiz görmekteyim, fakat bana olan inancınız, inanç duyduğunuz her bir kişiye inanmamı sağlar.” diyor. Lenith konuşmasının bittiğini bakışlarını tekrar ayaklarının önüne indirerek belli ettiğinde, Cysa kafasını iki yana çevirip her birinize bakıyor sırayla. Bu bakışları her birinize bakıp geçtiğinde ise “Bitti mi yani?” diyor. Sorusuna bir karşılık almayı bekler gibi dursa da, bir anda yerinden hareketlenen Cysa önündeki basamağa doğru ilerliyor ve adım atacağı sırada bir anda duraksayarak tek ayağı havada kalacak bir şekilde duruyor.
Cysa havadaki ayağını sanki herkesin gözüne sokmak ister gibi bekledikten sonra, ayağını hafifçe diğer ayağının yanına indirirken “Bu odadakilerin ne yapabildiği veya ne yapamadığı beni ilgilendirmiyor. Şu öndekiler bizi beğenmiyormuş, şu en arkadaki dangalak iblisini kaybetmiş, yanımdakiler hava kasıyor, itaat ediyor falan… Bunlar zerre umurumda değil!” diyor. Bakışlarını sözlerinden sonra odadakilerin arasında gezdiren Cysa, son olarak Eletha’ya baktığında “Senin orada oturman da beni ilgilendirmiyor!” diyor yüzündeki gevşek bir gülümsemeyle. Cysa’nın bu sözleri bir kez daha önde olanların bakışlarının arkaya dönmesine neden olurken, Cysa bundan hoşlanmış gibi “Gücendiniz mi? Şu oğlan cevap vermeyi reddettiğinde de moraliniz bozulmuştu değil mi? Ama her biriniz, size söylenenleri yapan, kendini bilenlerden ürken bir avuç acınası varlıklardan ibaretsiniz! İddiaya varım, arkanızda kalan bu beş kişi, her birinizi indirir! Hatta iddia ediyorum, hepinize tek başıma yeterim! Fakat bunu kabullenemezsiniz, öyle değil mi?” diyor. Cysa, sanki Eletha’nın ortamı sakin tutan hakimiyetinden cesaret almış gibi bakışlarını size doğru çevirip tek gözünü kırpmasının ardından tekrar Eletha’ya doğru dönüyor ve “Benim ve Lenith’in İmparator olduğumuzu söylediğinizde şu öndeki hergeleler ne tepki verdi? Hangisi gururla yüzünüze gülümsedi? Hangisi bundan sonra işlerin rayında gideceğini söyledi? Peki ya sen? Emrine iki İmparator girince gerçekten sevindin mi? Yoksa taşların yerinden oynayacağını sen de biliyor muydun?” diyor. Bu sorularından sonra Cysa hafifçe kıkırdamaya başlarken “Bence ikincisi, yanlış mıyım?” diyor.
Cysa’nın bu cümlelerinin ardından Agthar bir kez daha kendini tutamayarak “Hükümdarım!” diyor, adeta ölüm fermanının imzalanması için yalvarır gibi. Ancak Eletha, bakışlarını Cysa’dan ayırmadan sağ elini havaya kaldırarak Agthar’ı hareketsiz ve sessiz kılarken, durumu fark eden Cysa “Aynen öyle… Tek bir hareketle susmalısın! Tek bir hareketle nefes almalısın! Ama bunu benden beklemeyin… Ben ne istersem ve ne zaman istersem, o zaman onu yaparım! Bunu engellemek isteyeniniz varsa da, bu iblis katleden ellerimi kullanmaktan çekinmem!” diyor. Cysa’nın bu sözleri Agthar başta olmak üzere her bir kişinin sinirlerini olabildiğince gererken, Cysa son bir kez etrafına baktıktan sonra “Sorunuza gelirsek Hükümdarım… Kimseden medet ummuyorum ve kendimde de hiçbir eksiklik görmüyorum… Çünkü ben… İblis Diyarına, oradaki her bir iblise hükmedecek olan kişiyim! Ve bununla ilgili bir sorunu olan varsa da, daha önceki söylediklerimi tekrar aklından geçirsin!” diyor. Cysa bu sözlerinin ardından geriye doğru adımlarını atarak yanınıza kadar gelmesinin ardından, odadaki kaos ortamının ulaşabilecek en üst seviyeye çıkmış olduğunu fark ediyorsunuz.
Neredeyse ikiye bölünmüş bir havanın hakim olduğu ortama çöken sessizlik içerisinde, sanki burada bulunan her bir kişi bir diğerini nasıl katledeceğinin hesaplarını yapıyor. Birkaç saniyenin uzunluğu saatlere denk gelirken Eletha başını hafifçe kaldırıyor ve“Çıkın.”diyor sadece. Bir an Eletha’nın ağzından çıkan kelimeler anlaşılmamış gibi kim ne yapacağını bilemez bir haldeyken Eletha hafifçe iç geçiriyor ve“Cysa, Diniel, Gadiel, Lenith ve Zenahpuryu dışındakiler… Dışarıya çıkın!”diyor. Bu sözlerle birlikte ön sırada yer alan kişiler hızlı adımlarla dışarıya doğru ilerlemeye başlarken, Gyugnal hariç olmak üzere yanınızdan geçen her bir kişinin size binlerce ölümü bahşetmiş bakışlarına maruz kalıyorsunuz. Herkesin ardından gelen Gyugnal ise size donuk bir bakış attıktan sonra belli belirsiz bir gülümsemeyle başını sallıyor ve size yakın olan sağ eliyle sanki bir topu avuçlar gibi bir hareket yaptıktan sonra odanın dışına doğru ilerliyor.
Odanın kapısı kapandığı anda Eletha derin birkaç nefes alarak her birinizin yüzlerine bakıyor. Ardından hafifçe iç geçirerek“Sizinle ne yapacağım ben?”diyor. Eletha oturduğu tahtından kalkıp aşağıya doğru ilerlemeye başlarken, bir anda ilk basamağa gelip kendini bir anda yere bırakıyor. Sanki tahtın rahatsızlığından kurtulmuş ve yumuşacık bir koltuğa kendini atmış gibi görünen Eletha bakışlarını ilk olarak Gadiel’e yöneltirken, az önceki gerginliğinden ve donukluğundan uzak bir şekilde“Ah Gadiel… Seni buraya çağırırken kendi kendime seni ateşe attığımı düşünmüştüm. Oysa ateş olan bizzat senmişsin!”diyor. Sanki bu durumdan oldukça memnun olmuş gibi görünen Eletha“Sen ölçüt dediğin şeyi hepimizden iyi anlamış haldesin. Sana, seni aydınlatacak bir cevabım yok. Zira sen çoktan aydınlığa kavuşmuşsun!”diyor. Hemen ardından ise yüzüne düşen bir gülümsemeyle birlikte“İşin teknik yanını, şusunu busunu boşver ve ilerlemeyi seçtiğin yolda yürümeye devam et. Senden tek isteyebileceğim şey bu.”diyor.
Gadiel’e söylediği sözlerinin ardından bakışlarını Lenith’e çeviren Eletha yüzüne konan bir gülümsemeyle adeta yeni doğan çocuğuna bakar gibi görünürken“Lenith… Yani bu kadar şey olma. Nasıl denir? İtaatkar mı? Tam değil de, nasıl desem… İşte ondan olma! Kim olduğunu biliyorsun ve o olmaya devam et! Yaşadığın zorluğu biliyorum, ancak bunun üstesinden geleceğini de biliyorum. Başını dik tut ve bir daha sakın eğeyim deme!”diyor. Bir anda için Eletha’nın yerinden kalkıp Lenith’in başını okşayacağını bile düşünüyorsunuz. Ancak Eletha bakışlarını bu kez Zenahpuryu’ya çevirirken“Yani Zen… Hangi insan Hükümdarına kalkıp da sana cevap vermem, reddediyorum der ya! Bari cevap vermek istemezdim ama siz istediniz diye söylüyorum der, ne bileyim, sırf sizin adınıza der! Kalkıp direk ‘reddediyorum’ diyorsun! İki küfür etti diye beni bir kalemde silip attın ya, hiç olmadı bak bu!”diyor. Bu sözlerinin ardından yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştiren Eletha“Bir daha kalbimi kırma ama bak!”diyor ve hafifçe tek gözünü kırpıyor.
Zenahpuryu’nun ardından Eletha’nın bakışları Diniel’e doğru kayarken Eletha“Ve sen Diniel… Kimsenin hayatını garanti etmem nedir? Bir de görevimi bıraktım da geldin diyorsun! Lütuf mu ettin yani şimdi? Ben sana yer yarıldı, dünya patladı diyorum, sen bana zaten görevi bıraktım geldim diyorsun! Hangi birinizle uğraşayım ben? Kaça bölüneyim? Sizin tripleriniz ayrı, diğerlerinin derdi ayrı!”diyor. Ancak hemen ardından tıpkı Zenahpuryu’ya yaptığı gibi yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştiren Eletha“'Söylemem gereken tek şey ise karşıma çıkacak kimsenin hayatını garanti edemeyecek olmam', ha? Kullanırım bunu ben.”diyor.
Eletha bu sözlerinin ardından geriye kalan son kişi olan Cysa’ya bakışlarını çevirdiğinde, yüzüne bir anda ciddiyet yerleşiyor. Eletha bakışlarını daha keskin bir hale getirirken“Benim hükmüm varken nereye hükmedebileceğini sanıyorsun? Karşında duruyorum Cysa! Bana tek bir yumruk indirebilirsen…”diyor ve ardından sağ eliyle yanağına hafifçe sürtmesinin ardından“… ya da böyle bile bana dokunabilirsen, yerin altındaki onlarca Tanrı’dan göğün üstündeki binlercesine yemin ederim ki, tek bir söz dahi söylemeden tahtımı sana vereceğim!”diyor. Cysa bu sözlerle birlikte dişlerini sıkmaya başlarken Eletha“Hadi Cysa! Ya sözlerinin arkasında dur ya da arkasında duramayacağın sözlerden uzak dur!”diyor. Eletha bu sözlerinden son oturduğu yerde hareketsiz bir şekilde beklerken, Cysa’nın da yumruklarını sıkmaya başladığın ancak sanki ayakları yerine içine girmişçesine hareketsiz kaldığını görebiliyorsun. Eletha ile Cysa arasında gözlerinizin göremediği onlarca savaş yaşanıp Cysa her birini mağlup bir şekilde terk etmiş gibi dururken Eletha’nın yüzüne bir kez daha gülümseme yerleşiyor ve ardından“Ama tavrı fiyakalıydı! Gel gör ki, karşımda bir daha bu havalara girersen, Hükümdar unvanıma leke düşmüş olur. Bu yüzden, o yumruğu indirebileceğine inandığın ana kadar karşımda bu şekilde konuşma cüreti gösterme. Anlaştık mı?”diyor. Eletha’nın gülümseyen yüzüne rağmen, Cysa’nın öfkeden titreyen gözbebekleri durmakta zorlanıyor gibi duruyor. Ancak Eletha, çoktan konuşmayı bitirmiş ve zaferini ilan etmiş bir savaşçı gibi yavaşça ayağa kalkmaya başlıyor.
Eletha tamamen ayağa kalktığı anda her birinizi bir kez daha süzmesinin ardından“Bahsettiğim görevi, odanın içinde bulunan herkesi dahil ederek tasarladım. Ne birinizin eksik olması ne de birinizin fazla olması mümkün değil. Bu yüzden her biriniz belirlediğim şekilde göreve dahil olacak ve görevini başarıyla tamamlayıp geri dönecek.”diyor. Bu andan sonra Eletha, olayın resmiyetiyle birlikte daha ciddi bir ifade takınırken“Ancak hepsi bu değil…”diyor. Bu son sözüyle dikkatinizi toplamak istediği belli olan Eletha, her birinizin odağını kazandığına emin olduğu anda“Kafanızdan geçen tüm düşünceleri bir köşeye atın. Burada kimin hakkında iyi kimin hakkında kötü düşündüğünüzü unutun! Size verdiğim görev içerisinde, içinde yer aldığınız grubu gözlemleyeceksiniz. Her biriniz, bir diğerini… Bahsettiğim üç eşyanın iblislerin eline geçmesinden daha büyük bir sıkıntı varsa, o da birilerinin bize ihanet ettiğidir… Bu yüzden esas göreviniz, bize ihanet edeni bulmak!”diyor. Bu sözlerinden sonra Eletha her birinize tek tek bakmasının ardından“Bununla ilgili bir sorunu olan var mı?”diyerek sözü size bırakıyor.




