Varoluşun Üç Kadim Ayağı (Diniel | Gadiel | Zenahpuryu)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

04 Sep 2023, 17:25

Genel; Eletha’nın sorusunu yöneltmesinin ardından, ilk konuşmaya giren kişi Diniel oluyor. Odadaki herkes, oldukları yerde ve başlarını Eletha’ya doğru tutmuş bir halde Diniel’in verdiği cevabı dinlerken, Cysa’nın hafif kıkırdaması kulaklarınıza ilişiyor. Diniel’in sözleriyle oldukça eğlenmiş gibi kıkırdayan Cysa, yine de olabildiğince kendini tutmaya çalışıyor gibi duruyor. Aldığı birkaç derin nefesle birlikte yüzündeki gülümsemeyi silse bile, gözlerinin içinde gördüğünüz kahkahalar Cysa’nın içinden geçenleri ziyadesiyle ortaya döküyor.

Diniel’in sözleri sonlandığında, bu kez konuşmaya giren kişi Zenahpuryu oluyor. Ancak Zenahpuryu’nun soruyu cevaplamayı reddettiğini belirtmesinin ardından, odada bulunan herkesin bakışları bir anda çakan bir şimşek gibi Zenahpuryu’nun üzerinde toplanıyor. Zenahpuryu, bir anlığına dahi olsa üzerine dönen çatık kaşlarla birlikte neredeyse boğulduğunu hissederken Agthar bir anda hiddetli bir şekilde “Sen kim oluyorsun da Hükümdarımızın sorusuna cevap vermeyi reddediyorsun?” diye gürlüyor. Üçünüz de Agthar’ın Zenahpuryu’yu yok etmekten birkaç saniye uzakta olduğunu fark etmenizle birlikte, burnunuza çalan bir ölüm kokusunu ciğerlerinize çekiyorsunuz. Başından beri odanın içinde esen kasvetli havanın birden ölümün karasına bulanması, nefeslerinizi kesik bir şekilde almanıza neden oluyor. Ne var ki, üçünüzün de aklından geçenler tüm bu baskının altında bile kendi halinizde kalmanızı sağlıyor. Bunun yanında Eletha’nın bakışlarını Zenahpuryu’dan ayırmandan“Kesin!”diyerek bağırması, odadaki bakışların eski hale dönmesine neden oluyor. Eletha ön sıradaki kişilerde bakışlarını gezdirirken“Bir kez daha Zenahpuryu’nun veya bir başkasının sözünü kesen olursa, kendisi bizzat benimle muhatap olmak zorunda kalacaktır!”diyor dingin bir sesle. Eletha’nın bu dingin sesi, normal şartlar altında bir kuşun kanat çırpışından farksız olsa da, her biriniz kelimelerinin altındaki şeytanları rahatlıkla hissedebiliyorsunuz.

Odanın içine çöken sessizlik ve tekrar öne dönen bakışların ardından, Eletha Zenahpuryu’ya cümlelerini tamamlaması için müsaade ediyor. Zenahpuryu’nun cümleleri tamamlandıktan sonra, Vadlena’nın konuşmaya dahil olmak isteyen hareketlerini Eletha tek bir bakışıyla sonlandırıyor ve daha sonra Eletha bakışlarını Gadiel’e çevirerek ondan gelecek cevapları beklediğini gösteriyor.

Gadiel konuşmaya başladığında, içinde yaşadığı bilinmezlikleri dışa vurmaya başlıyor. Tüm bu curcunanın içine gökten düşmüş bir yıldız kadar yabancı olan Gadiel, sözlerinin doğrudan Eletha tarafından anlaşıldığını, Eletha’nın bakışlarının altındaki pusuda görebiliyor. Gadiel’in cümleleri sonlandığında, bu kez konuşmaya giren kişi Lenith oluyor. Lenith “Hükümdarım, naçizane sorunuzu cevaplamak isterim, ancak buna aklım ve kudretim ne derece haizdir bilemem.” diyor. Bu sözlerinden sonra hafifçe nefes alıp bakışlarını güçlükle Eletha ile buluşturan Lenith “Yüce hükmünüz beni buraya layık görmüşse, muhakkak ki bir bildiğiniz veya bende gördüğünüz bir şeyler vardır. Fakat ben kendimi hiçbir zaman sizin gördüğünüz yere yakıştıramam. Eksikliklerim çoktur, size hizmet etmeme kusur olur. Ancak burada bulunup da beni tanıyan kişiler de bilir ki, hükmünüzün dışına çıkabilecek ne gücüm ne cesaretim ne de arzum vardır. Kendimi size hizmette her zaman yetersiz görmekteyim, fakat bana olan inancınız, inanç duyduğunuz her bir kişiye inanmamı sağlar.” diyor. Lenith konuşmasının bittiğini bakışlarını tekrar ayaklarının önüne indirerek belli ettiğinde, Cysa kafasını iki yana çevirip her birinize bakıyor sırayla. Bu bakışları her birinize bakıp geçtiğinde ise “Bitti mi yani?” diyor. Sorusuna bir karşılık almayı bekler gibi dursa da, bir anda yerinden hareketlenen Cysa önündeki basamağa doğru ilerliyor ve adım atacağı sırada bir anda duraksayarak tek ayağı havada kalacak bir şekilde duruyor.

Cysa havadaki ayağını sanki herkesin gözüne sokmak ister gibi bekledikten sonra, ayağını hafifçe diğer ayağının yanına indirirken “Bu odadakilerin ne yapabildiği veya ne yapamadığı beni ilgilendirmiyor. Şu öndekiler bizi beğenmiyormuş, şu en arkadaki dangalak iblisini kaybetmiş, yanımdakiler hava kasıyor, itaat ediyor falan… Bunlar zerre umurumda değil!” diyor. Bakışlarını sözlerinden sonra odadakilerin arasında gezdiren Cysa, son olarak Eletha’ya baktığında “Senin orada oturman da beni ilgilendirmiyor!” diyor yüzündeki gevşek bir gülümsemeyle. Cysa’nın bu sözleri bir kez daha önde olanların bakışlarının arkaya dönmesine neden olurken, Cysa bundan hoşlanmış gibi “Gücendiniz mi? Şu oğlan cevap vermeyi reddettiğinde de moraliniz bozulmuştu değil mi? Ama her biriniz, size söylenenleri yapan, kendini bilenlerden ürken bir avuç acınası varlıklardan ibaretsiniz! İddiaya varım, arkanızda kalan bu beş kişi, her birinizi indirir! Hatta iddia ediyorum, hepinize tek başıma yeterim! Fakat bunu kabullenemezsiniz, öyle değil mi?” diyor. Cysa, sanki Eletha’nın ortamı sakin tutan hakimiyetinden cesaret almış gibi bakışlarını size doğru çevirip tek gözünü kırpmasının ardından tekrar Eletha’ya doğru dönüyor ve “Benim ve Lenith’in İmparator olduğumuzu söylediğinizde şu öndeki hergeleler ne tepki verdi? Hangisi gururla yüzünüze gülümsedi? Hangisi bundan sonra işlerin rayında gideceğini söyledi? Peki ya sen? Emrine iki İmparator girince gerçekten sevindin mi? Yoksa taşların yerinden oynayacağını sen de biliyor muydun?” diyor. Bu sorularından sonra Cysa hafifçe kıkırdamaya başlarken “Bence ikincisi, yanlış mıyım?” diyor.

Cysa’nın bu cümlelerinin ardından Agthar bir kez daha kendini tutamayarak “Hükümdarım!” diyor, adeta ölüm fermanının imzalanması için yalvarır gibi. Ancak Eletha, bakışlarını Cysa’dan ayırmadan sağ elini havaya kaldırarak Agthar’ı hareketsiz ve sessiz kılarken, durumu fark eden Cysa “Aynen öyle… Tek bir hareketle susmalısın! Tek bir hareketle nefes almalısın! Ama bunu benden beklemeyin… Ben ne istersem ve ne zaman istersem, o zaman onu yaparım! Bunu engellemek isteyeniniz varsa da, bu iblis katleden ellerimi kullanmaktan çekinmem!” diyor. Cysa’nın bu sözleri Agthar başta olmak üzere her bir kişinin sinirlerini olabildiğince gererken, Cysa son bir kez etrafına baktıktan sonra “Sorunuza gelirsek Hükümdarım… Kimseden medet ummuyorum ve kendimde de hiçbir eksiklik görmüyorum… Çünkü ben… İblis Diyarına, oradaki her bir iblise hükmedecek olan kişiyim! Ve bununla ilgili bir sorunu olan varsa da, daha önceki söylediklerimi tekrar aklından geçirsin!” diyor. Cysa bu sözlerinin ardından geriye doğru adımlarını atarak yanınıza kadar gelmesinin ardından, odadaki kaos ortamının ulaşabilecek en üst seviyeye çıkmış olduğunu fark ediyorsunuz.

Neredeyse ikiye bölünmüş bir havanın hakim olduğu ortama çöken sessizlik içerisinde, sanki burada bulunan her bir kişi bir diğerini nasıl katledeceğinin hesaplarını yapıyor. Birkaç saniyenin uzunluğu saatlere denk gelirken Eletha başını hafifçe kaldırıyor ve“Çıkın.”diyor sadece. Bir an Eletha’nın ağzından çıkan kelimeler anlaşılmamış gibi kim ne yapacağını bilemez bir haldeyken Eletha hafifçe iç geçiriyor ve“Cysa, Diniel, Gadiel, Lenith ve Zenahpuryu dışındakiler… Dışarıya çıkın!”diyor. Bu sözlerle birlikte ön sırada yer alan kişiler hızlı adımlarla dışarıya doğru ilerlemeye başlarken, Gyugnal hariç olmak üzere yanınızdan geçen her bir kişinin size binlerce ölümü bahşetmiş bakışlarına maruz kalıyorsunuz. Herkesin ardından gelen Gyugnal ise size donuk bir bakış attıktan sonra belli belirsiz bir gülümsemeyle başını sallıyor ve size yakın olan sağ eliyle sanki bir topu avuçlar gibi bir hareket yaptıktan sonra odanın dışına doğru ilerliyor.

Odanın kapısı kapandığı anda Eletha derin birkaç nefes alarak her birinizin yüzlerine bakıyor. Ardından hafifçe iç geçirerek“Sizinle ne yapacağım ben?”diyor. Eletha oturduğu tahtından kalkıp aşağıya doğru ilerlemeye başlarken, bir anda ilk basamağa gelip kendini bir anda yere bırakıyor. Sanki tahtın rahatsızlığından kurtulmuş ve yumuşacık bir koltuğa kendini atmış gibi görünen Eletha bakışlarını ilk olarak Gadiel’e yöneltirken, az önceki gerginliğinden ve donukluğundan uzak bir şekilde“Ah Gadiel… Seni buraya çağırırken kendi kendime seni ateşe attığımı düşünmüştüm. Oysa ateş olan bizzat senmişsin!”diyor. Sanki bu durumdan oldukça memnun olmuş gibi görünen Eletha“Sen ölçüt dediğin şeyi hepimizden iyi anlamış haldesin. Sana, seni aydınlatacak bir cevabım yok. Zira sen çoktan aydınlığa kavuşmuşsun!”diyor. Hemen ardından ise yüzüne düşen bir gülümsemeyle birlikte“İşin teknik yanını, şusunu busunu boşver ve ilerlemeyi seçtiğin yolda yürümeye devam et. Senden tek isteyebileceğim şey bu.”diyor.

Gadiel’e söylediği sözlerinin ardından bakışlarını Lenith’e çeviren Eletha yüzüne konan bir gülümsemeyle adeta yeni doğan çocuğuna bakar gibi görünürken“Lenith… Yani bu kadar şey olma. Nasıl denir? İtaatkar mı? Tam değil de, nasıl desem… İşte ondan olma! Kim olduğunu biliyorsun ve o olmaya devam et! Yaşadığın zorluğu biliyorum, ancak bunun üstesinden geleceğini de biliyorum. Başını dik tut ve bir daha sakın eğeyim deme!”diyor. Bir anda için Eletha’nın yerinden kalkıp Lenith’in başını okşayacağını bile düşünüyorsunuz. Ancak Eletha bakışlarını bu kez Zenahpuryu’ya çevirirken“Yani Zen… Hangi insan Hükümdarına kalkıp da sana cevap vermem, reddediyorum der ya! Bari cevap vermek istemezdim ama siz istediniz diye söylüyorum der, ne bileyim, sırf sizin adınıza der! Kalkıp direk ‘reddediyorum’ diyorsun! İki küfür etti diye beni bir kalemde silip attın ya, hiç olmadı bak bu!”diyor. Bu sözlerinin ardından yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştiren Eletha“Bir daha kalbimi kırma ama bak!”diyor ve hafifçe tek gözünü kırpıyor.

Zenahpuryu’nun ardından Eletha’nın bakışları Diniel’e doğru kayarken Eletha“Ve sen Diniel… Kimsenin hayatını garanti etmem nedir? Bir de görevimi bıraktım da geldin diyorsun! Lütuf mu ettin yani şimdi? Ben sana yer yarıldı, dünya patladı diyorum, sen bana zaten görevi bıraktım geldim diyorsun! Hangi birinizle uğraşayım ben? Kaça bölüneyim? Sizin tripleriniz ayrı, diğerlerinin derdi ayrı!”diyor. Ancak hemen ardından tıpkı Zenahpuryu’ya yaptığı gibi yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştiren Eletha'Söylemem gereken tek şey ise karşıma çıkacak kimsenin hayatını garanti edemeyecek olmam', ha? Kullanırım bunu ben.”diyor.

Eletha bu sözlerinin ardından geriye kalan son kişi olan Cysa’ya bakışlarını çevirdiğinde, yüzüne bir anda ciddiyet yerleşiyor. Eletha bakışlarını daha keskin bir hale getirirken“Benim hükmüm varken nereye hükmedebileceğini sanıyorsun? Karşında duruyorum Cysa! Bana tek bir yumruk indirebilirsen…”diyor ve ardından sağ eliyle yanağına hafifçe sürtmesinin ardından“… ya da böyle bile bana dokunabilirsen, yerin altındaki onlarca Tanrı’dan göğün üstündeki binlercesine yemin ederim ki, tek bir söz dahi söylemeden tahtımı sana vereceğim!”diyor. Cysa bu sözlerle birlikte dişlerini sıkmaya başlarken Eletha“Hadi Cysa! Ya sözlerinin arkasında dur ya da arkasında duramayacağın sözlerden uzak dur!”diyor. Eletha bu sözlerinden son oturduğu yerde hareketsiz bir şekilde beklerken, Cysa’nın da yumruklarını sıkmaya başladığın ancak sanki ayakları yerine içine girmişçesine hareketsiz kaldığını görebiliyorsun. Eletha ile Cysa arasında gözlerinizin göremediği onlarca savaş yaşanıp Cysa her birini mağlup bir şekilde terk etmiş gibi dururken Eletha’nın yüzüne bir kez daha gülümseme yerleşiyor ve ardından“Ama tavrı fiyakalıydı! Gel gör ki, karşımda bir daha bu havalara girersen, Hükümdar unvanıma leke düşmüş olur. Bu yüzden, o yumruğu indirebileceğine inandığın ana kadar karşımda bu şekilde konuşma cüreti gösterme. Anlaştık mı?”diyor. Eletha’nın gülümseyen yüzüne rağmen, Cysa’nın öfkeden titreyen gözbebekleri durmakta zorlanıyor gibi duruyor. Ancak Eletha, çoktan konuşmayı bitirmiş ve zaferini ilan etmiş bir savaşçı gibi yavaşça ayağa kalkmaya başlıyor.

Eletha tamamen ayağa kalktığı anda her birinizi bir kez daha süzmesinin ardından“Bahsettiğim görevi, odanın içinde bulunan herkesi dahil ederek tasarladım. Ne birinizin eksik olması ne de birinizin fazla olması mümkün değil. Bu yüzden her biriniz belirlediğim şekilde göreve dahil olacak ve görevini başarıyla tamamlayıp geri dönecek.”diyor. Bu andan sonra Eletha, olayın resmiyetiyle birlikte daha ciddi bir ifade takınırken“Ancak hepsi bu değil…”diyor. Bu son sözüyle dikkatinizi toplamak istediği belli olan Eletha, her birinizin odağını kazandığına emin olduğu anda“Kafanızdan geçen tüm düşünceleri bir köşeye atın. Burada kimin hakkında iyi kimin hakkında kötü düşündüğünüzü unutun! Size verdiğim görev içerisinde, içinde yer aldığınız grubu gözlemleyeceksiniz. Her biriniz, bir diğerini… Bahsettiğim üç eşyanın iblislerin eline geçmesinden daha büyük bir sıkıntı varsa, o da birilerinin bize ihanet ettiğidir… Bu yüzden esas göreviniz, bize ihanet edeni bulmak!”diyor. Bu sözlerinden sonra Eletha her birinize tek tek bakmasının ardından“Bununla ilgili bir sorunu olan var mı?”diyerek sözü size bırakıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

05 Sep 2023, 03:02

Diniel’in sözleri bittiğinde, genç adam kesin bir kararla birlikte hükümdara cevap vermeyi reddettiğini belirtmesiyle tüm gözleri üzerine çekmişti. Üzerine toplanan gözlerin baskısı altında nefesinin hafifçe kesildiğini hissetse de kaskatı bir şekilde durmaya ve Eletha’ya bakmaya devam etmişti. Agthar denen kişinin hiddetli bir şekilde söze girmesinin ardından, adamın kendisini yok etmek istediğini hissediyordu. Her ne kadar ruhunda ölüm korkusunu hissetse de duruşundan taviz vermeden sert bir şekilde bekliyordu. Eletha’nın söze girip, bir kere daha birinin sözünün kesilmesi durumunda kendisiyle muhattap olunacağını belirtmesinin ardından herkes sessizlik içine gömülüyordu. Zira, hükümdarın ağzından dökülen kelimeler ne kadar zarif dursa da arkasında büyük bir tehdit barındırıyordu. Genç adam, bu sessizlikten ve hükümdarın uyarısından sonrasında cümlelerini tamamlamıştı, muhattap olduğu Vadlena söze girmek istese de Eletha onun hareketlerine bir bakışıyla cevap vermiş ve sözü Gadiel’e devretmişti.

Gadiel’in konuşmasının ardından Lenith söze girmiş ve oldukça itaatkar ve sanki mahçupmuş gibi bir konuşma gerçekleştirmişti. Lenith’in konuşması, genç adamın garibine gitmişti, zira böylesine bir sadakat beklemiyordu. En azından, kendisi bu tarz bir bağlılık yaşamadığı için garip buluyordu. Lenith’in konuşmasının bitmesinin ardından Cysa söz almış ve ortamı daha da kızıştıracak konuşmasının başlangıcını atmıştı. Cysa, aslında odadakilerin ne yaptığının umurunda olmadığını söyleyerek başlamıştı, beşinci basamaktakileri, yanındakileri, Azuldir’i, hiçbirini umursamıyordu söylediğinde. Üstelik, hükümdarın tahtta oturuyor olması da onun ilgi alanı içerisinde değildi. Bakışlar tekrardan arkaya doğru döndüğünde, bu sefer direkt olarak ön basamaktaki kişileri hedef alarak konuşmasına devam ediyordu. Arkalarında kalan beş kişinin kendilerini indirebileceğini, hatta tek başına kendisinin bile onları indirebileceğini söylüyordu.

Cysa’nın konuşması, direkt olarak ön basamaktakileri kışkırtma planına benziyordu. Sözleri devam ederken, Lenith’in ve kendisinin imparator olduğundan bahsediyordu. Emrine iki imparatorun girmesinin sonucunda sevincini veya tereddütünü sorguluyordu, bu duruma ise sevinmediği yönünde bir fikri vardı. Agthar dayanamayıp tekrardan söze girdiğinde, sözü kesilmiş ve Cysa da bu durumu lehine kullanarak tek bir hareketle susması gerektiğini, tek bir hareketle nefes alması gerektiğini söylüyor, ancak kendisinden bunun beklenmemesini istediğini söylüyordu. İblis katleden ellerini kullanmaktan çekinmeyeceğini söylüyordu. İmparator ve İblis katleden eller kelimeleri aklına kazınmıştı genç adamın. En son olarakta, sorusuna cevap vermek amacıyla kimseden medet ummadığını ve kendisinde hiçbir eksiklik görmediğini söylüyordu. İblis diyarına, oradaki her bir iblise hükmedecek kişi olduğunu söylüyordu. Yine sonuna bir tehdit ekleyerek, bununla sorunu olan biri varsa daha önce söylediklerini tekrardan aklından geçirmelerini tavsiye ediyordu.

Tüm bu konuşmalar bittiğinde, Eletha çıkmalarını emrediyordu. Başta bu emrin kime geldiği belli olmasa da, aşağı basamakta yan yana duran kişiler haricinde herkesin çıkmasını emrediyordu. Diğerleri hızlı adımlarla inmeye devam ederken hepsinin öldürme arzusunu hissedebiliyordu genç adam. Agthar’ın gözlerinin içine bakmayı ise ihmal etmedi. O inerken, hafif bir şekilde gülümseyerek uğurladı. Hepsinin gitmesinin ardından, Eletha biraz daha rahatlamış gibi görünüyordu. İlk gördüğü Eletha gibi gözüken bu kişi, tahttan kalkıp kendini ilk basamağa bırakmıştı, tahtta oturmaktan daha rahat gibi duruyordu. İlk olarak Gadiel için söze girmiş ve ölçüt denen şeyi herkesten iyi anladığını, kendisini aydınlatacak bir cevabı olmadığını söylüyordu. İlerlemeyi seçtiği yolda yürümesini tavsiye ediyordu. Kendisinden isteyebileceği tek şey buydu hükümdarın sözlerine göre.

Sonrasında ise sıra Lenith’e geçiyordu. Lenith içinse tavsiyeleri, garipti. Bu kadar itaatkar olmaması gerektiğini, kim olduğunu bildiğini ve o olmaya devam etmesi gerektiğini tavsiye ediyordu. Başını asla eğmemesi gerektiğini ekledikten sonra, sıra genç adama geliyordu. Kendisine yapılan konuşma bir tavsiyeden ziyade sitem gibi duruyordu. Kalbini bir daha kırmamasını istediğini söylediğinde, bu sitemin insan içinde olmaması gerektiği anlamını çıkarıyordu. Zira, yaptığı bu hamle gerçekten insanların içinde hükümdara karşı bir başkaldırı gibi gözükmüş olabilirdi. Diniel için de sözler tavsiyeden ziyade birer sitem gibiydi. Sonraısnda ise söz Cysa’ya gelmişti. Bu sefer, Eletha diğerlerine konuştuğu gibi yumuşak değil, daha ciddiydi.

Kendisine karşı çıkan Cysa’ya meydan okuyordu. Tek bir yumruk bile indirebilirse tahtını ona vereceğini söylüyordu. Söylediği sözlerin arkasında durmasını ve bunu yapmasını söylüyordu. Cysa’nın sözlerine oldukça sinirlenmiş olmalıydı. Sinirlenmekten ziyade, yerini bilmesi gerektiğini öğretmeye çalışıyordu sanki. Tüm konşmalar bittiğinde, konu tekrardan göreve gelmişti. Odanın içinde bulunan herkesi düşünerek tasarladığını, birinin eksik olması veya birisinin fazla olmasının mümkün olmadığını söylüyordu. Burada kimin hakkında iyi, kimin hakkında kötü düşündüklerini unutmalarını söylüyordu. Her birinin bir diğerini gözlemesini ve birilerinin ihanet ettiğini, onu bulmaları gerektiğini söylüyordu. Bununla ilgili bir sorunu olup olmadıklarını sorduğunda genç adam derin bir nefes alıp “OF!” diyerek rahatladığını belli ediyordu. Matarasını belinden çıkartıp küçük bir yudum aldı ve kapağını kapatıp elinde bekletti.

“Agthar beni öldürecek diye korktum baya.” Dedi ortamın sakinleşmesi için. Özellikle Cysa’nın öfkeden titreyen gözbebeklerinin buna ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Elindeki matarayı Cysa’ya uzattı. “Al, sakinleştirir.” Diyerek gülümsedi. Sonrasında Eletha’ya geri döndü. “Hükümdarım, öncelikle size cevap vermeyi reddettiğim için kusura bakmayın, ancak olay şahsıma edilmiş birkaç küfür değildi. Arkadaşlarıma dil uzanması, beni sinirlendirdi. Bir dahakine daha dikkatli olmaya çalışırım. Diğer bir husus ise, hayır benim bir sorunum yok ancak merak ettiğim bir şey var. Biz hariç geri kalanı odadan çıkarttığınıza göre, hain olma potansiyeli olanlar sadece onlar mı? Yani, bizim hain olmadığımızı nereden biliyorsunuz? Yoksa onların görevi de bizi izlemek mi? Herkes potansiyel birer hain adayı mı? Bu sorularım aslında sizi sorgulamak değil, yanlış anlamayın, merakımdan soruyorum. Herhangi bir alınganlıkta yapmıyorum. Birde diğer problem, onları nasıl keşfedeceğiz? Bir hain, tam olarak hain olduğunu bize nasıl ispat edebilir?” Diyerek yanlış anlaşılmaları üzerinden hızlıca atmayı planlamıştı. İmparatorun ne olduğu konusundaki sorularını ise sonra sormayı planlıyordu.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

05 Sep 2023, 10:06

Eletha'nın nezaketle yönelttiği soruya yanıt ararken, ilk söze kızıl saçlı kadın başladı. Odadaki herkes sessizce beklerken, bizimle aynı basamakta bulunan kısa saçlı kadının içten içe eğlendiğini gizleyemediği kıkırdamalarını duyarak anladım. Kızıl saçlı kadının cevabından zevk alan kısa saçlı, gülümsemesini bastırmaya çalışıyor gibiydi, ancak gözlerindeki kahkaha hepsini ele veriyordu. Kızıl saçlı kadın sözlerini tamamladığında, sıra iki metrelik deve gelmişti. Ancak bu devasa herifin, soruya yanıt verme konusunda isteksiz görünüyordu. Bu durum, odadaki herkesin dikkatini bu adama çevirmesine neden oldu. Ön basamaktakilerden birinin öfkeyle bizim basamağa doğru yaklaşmasıyla birlikte, ölümün kokusu etrafa yayıldı. Odada hemen hemen her şey dondu, atmosfer ağırlaştı. Ancak içimden gelen dürtülere sadık kalarak sakin kalmaya çalıştım.

Eletha'nın ön basamakta bulunanlara müdahale etmesi ve keskin bir uyarıda bulunması, odadaki gerginliği bir nebze azalttı. Eletha'nın dingin sesi, dışarıdan bakıldığında sakin bir gölge gibi görünüyordu. Odanın içine çöken sessizlik tıpkı bir kara delik gibi derinleşti. Her göz, her kulak, her nefes, şimdi bu oda içindeki tek ilahi varlığın, yani Eletha'nın hangi kararı vereceğini bekliyordu. Onun sessiz izniyle dev konuşmasını tamamladı. Sıra hükümdarın bakışlarının üzerimde bitmesi ile bana gelmişti. Ben, içimde taşıdığım tüm bu soru ifadelerini dışarıya doğru ifade ederken, içimdeki bilinmezliklerin sıcak bir rüzgar gibi dışarı savrulduğunu hissediyordum. Eletha'nın bakışlarının bu sözleri nasıl okuduğunu görebiliyordum. İçimdeki yabancı, bu sözlerin doğrudan Eletha tarafından anlaşıldığını hissedebiliyordu. Her kelime seçimim, Eletha'nın bakışları altında saklı olan pusuyu düşünerek dikkatlice yapılmış gibi planlı gözüküyordu sanki; ama her bir kelimem sonucunu bilmediğim kaderimin bir planıydı sadece. İnsanların kirli zihinlerinden uzaktı.

Benimle aynı basamakta bulunanlardan bir diğerinin konuşmasıyla birlikte, odadaki atmosfer değişti. Konuşan kişi, kendini sorgularken, yetersizliklerini dile getiriyordu. Kendi sınırlarını kabul ederken, Eletha'ya olan bağlılığını vurguluyordu. Kısa saçlı olan diğer bir kadın ise ise son konuşmanın ardından biraz sabırsızlanmış gibi görünüyordu. Bir anda hızla söze atılan kısa saçlı kadın sorusuna cevap alamadığında ani bir hareketle ileri doğru adım atmaya başlaması, odanın tansiyonunu bir kez daha yükseltti. Ancak aniden durdu ve havada sallanan ayağına odaklandı. Bu an, odadaki atmosferi bir anlığına kesip, dikkatleri üzerine çekti.

Kısa saçlı kadın, havada sallanan ayağını sanki bu odayı ve içindekileri küçümsemek için kullanıyormuş gibi konuşmaya devam etti. Kadın, Eletha'nın otoritesinden aldığı cesaret ile bakışlarını salona doğru gezdirdi ve sonra Eletha'ya dönerek onun orada oturmasının kendisini ilgilendirmediğini açıkladı.

Ardından, diğerlerinin tepkilerine gönderme yaparak salondaki varlıkları sıradan insanlar gibi küçümsedi. Her birinin altında yatan güçleri ve potansiyellerini hiçe saydı. Kadın şuursuz bir şekilde, Eletha'nın varlığının taşları yerinden oynatacağını ve ne tür bir değişiklik getireceğini bilip bilmediğini sordu.

Sonra küt saçlı olan bu kadın, dikkatini özellikle Eletha'ya çevirdi ve aynı hışımla sözlerine devam etti. İmparator olduğunu söylediğinizde, diğerlerinin nasıl tepki verdiğini ve Eletha'nın ne hissettiğini sorguladı. Küt saçlı kadının soruları ön basamaktaki aynı adamı öfkeyle feryat ettirirken, Eletha bakışlarıyla kontrolü elinde tutmaya devam etti.

Kadının bu sözlerinin ardından öfkeyle kavrulan ön basamaktaki adam, neredeyse yalvarır gibi "Hükümdarım!" dedi, ancak Eletha onu sessizce susturdu. Küt saçlı kadın, sözlerine devam ederek herkesi tehdit etti. Sonunda, karanlık bir şovun yıldızı gibi geri çekilirken İblis Diyarı'na hükmetmekle övünerek sahneden ayrıldı.

Bu sözlerin ardından oda, bir çılgın fırtına gibi sakinleşti. Herkes kendi yerine döndü, ve bir anlığına sessizlik hüküm sürdü. Neredeyse ikiye bölünmüş bir havanın hakim olduğu bu sessiz ortamda, herkes sanki bir diğerini nasıl alt edeceğinin planlarını yapıyordu. Eletha'nın son sözleri, odadaki gerginliği daha da artırdı.

Eletha'nın başını hafifçe kaldırarak "Çıkın," dediğinde, odadaki herkes şaşkınlık içinde kaldı. Kimse ne yapacağını bilemez bir haldeydi. Eletha bu karmaşık atmosferde hafifçe iç çekti ve benimle aynı basamakta bulunan herkesin ismini ben dahil tek tek söyleyip, bizim dışımızdaki herkesin odadan çıkmasına dair emrini tekrarladı. Bu sözlerle birlikte ön sıradaki kişiler hızlı adımlarla odadan çıkmaya başladılar. Her birinin gözleri, bizim basamağımıza yöneltilen binlerce ölümün bakışlarıyla doldu.

Odanın kapısı kapanırken, Eletha derin bir nefes aldı ve her birimize baktı. Ardından tahtından kalkıp bize yaklaşarak bir anda yere oturdu. Bu, sanki rahat bir koltuğa kendini atmış bir insanın görüntüsünü andırdı. Gözleri ilk olarak bana yöneldi. O gözlere baktığımda ne gerginlik ne de bir öfke görüyordum. Öte yandan sözleri ile beni onurlandırıp, mahcup olmama sebebiyet vermişti. Bu bağlamda ufak bir baş hareketi ile kafamı öne eğip, hem sözlerine hem de varlığına karşı saygımı ilettikten sonra sessizliğe gömülmüştüm.

Çünkü şu an bu odada bulunmamızın asıl sebebi ben değildim.

Daha sonra dikkati ve sözleri adının Lenith olduğunu öğrendiğim, çekingen ve itaatkâr bir tavrı ile dikkatimi çeken kişiye döndü. Hükümdar, zihnimdekine benzer noktalara parmak basıp, Lenith isimli bu kişiye özgüven aşılamaya çalışırken bir hükümdardan çok, bir anneye benziyordu.

Akabinde bakışları iki metrelik deve kaymıştı. İsminin Zenapuryu olduğunu öğrendiğim bu deve ise daha çok tavrından dolayı dem vurmuştu.

Asıl mevzuya geçmeden önce ise hükümdarın son durağından önceki durağı kızıl saçlı kadın olmuştu. Diniel olduğunu öğrendiğim bu kişiye ise tavırlarından ve sözlerinden dolayı ufak bir fırça çekmişti. Bu noktada gözümde hâlâ bir hükümdardan çok anne gibi gözükmeye devam ediyordu.

Ama bu tutumu, gözleri buluşması gereken asıl noktayla buluştuğunda değişmişti. Tekrardan bir hükümdarın sert hatlarına doğru kaymıştı aurası. Eletha, Cysa'nın öne sürdüğü iddialara karşı keskin bir cevap vermişti ve onunla başa çıkmak için hazır olduğunu belirtmişti. Bu anlarda, otoritesini ve kararlılığını göstermek için hiçbir kelime fazla gözükmemişti gözüme.

Cysa, her ne kadar zorlanmış olsa da, Eletha'nın sözlerine boyun eğmişti ve yumruklarını sıkmaya son vermişti. Eletha'nın gülümsemesi galip gelmenin tadını çıkarırken, Cysa'nın gözlerindeki öfke durmak bilmiyordu. Patlamaya hazır bir volkan gibi fokurduyordu adeta.

Sonunda, Eletha, Cysa'nın ona karşı saygısızca davranmasına bir kez daha izin vermeyeceğine dair sert bir uyarı ile Cysa karşı olan sözleri bitirdi.

Eletha tamamen ayağa kalktığında, oda daha fazla gerilir gibi oldu. Eletha, her birimizin gözlerine tek tek baktıktan sonra diğerlerine bahsetmediği bir şeyden bahsetti. Bu diğerlerinden farklı olarak bizlere verdiği ekstra bir görevdi. İhanet edeni bulacaktık. Bu bağlamda burada işi en zor olan kişi benmişim gibi gözüküyordu; ama nedense Elatha, bir sorumuz olup olmadığını sorduğunda aklıma herhangi bir soru gelmiyordu. Bu yüzden herkesin konuşmasına müsaade edecek ve en sonunda sadece: “İlginiz için teşekkürler hükümdarım, tekrardan görüşmek dileği ile.” Diyerek saygı ile kafa selamı verip huzurundan çekilmek için bekleyecektim.

Odadan çıkarken ise içimdeki karanlığa doğru fısıldayacaktım. “Nuemsa, ne düşünüyorsun olan bitenler hakkında?”
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

05 Sep 2023, 15:02

Konuşmamın ardından Zen’in sözünü işittiğimde etrafımda insanlar olduğunu yeniden hissetmeye başlamıştım. Bir anda konuşmayı reddetmesi üzerine etrafı saran ölümcül havayla beraber küstahça Zen hakkında konuşan Agthar’a sert bakışlarımı bir hışım ile çevirmeme karşı Eletha’nın varlığını ortaya koymasıyla herkesi sindiriyordu. Eletha’nın bu mutlak baskınlığı sayesinde Zen konuşmasını tamamladıktan sonra Gadiel konuşmaya giriyordu. O konuştuğu sırada buradaki kimseye Zen’i yedirmeyek olma refleksim ile tetikte beklerken Eletha’nın mutlak otoritesinin Zen’i koruyacağı düşüncesiyle yavaşça dikkatim Gadiel’e dönüyordu. Yine de içimde bu tavra karşı net bir duygu oluşmuştu.

Olabilecek en insancıl konuşmanın Gadiel’den çıkıyor olması biraz olsun beni de sakinleştirmeyi başarmıştı. Başımı hafifçe çevirip ona bakmam lütfunu bahşediyordum ona. Onun konuşmasından sonra Lenith’in şaşırtmayan cümlelerini duyuyordum. Durum içerisinde anormal gelmeyen konuşma biterken içimde de herhangi bir duygu oluşturmuyordu artık onun bu davranışları. Cysa ise ortalığı yeniden alevlendiren kişi oluyordu. Küstahça bir ileri bir geri yürüyor, ayak şovu yapıyordu. Ancak söyledikleri içerisinde ciddi bir durum da yatıyordu. O da imparatorların varlığının Aludir’ler için iyi değil kötü bir şey gibi görülmüş olabileceği yönündeydi. Elzerad’ın gücüne tanık olmama rağmen, gözüme mutlak, yenilmez bir varlık gibi de gelmemişti Elzerad. Diğer Aludirlerin bunlardan çekinmesini gerektiren sebep ne olabilirdi anlamamıştım. Açıkçası bu, ilgimi çekmeyen bir konu olsa da dünyaya dair bilmem gereken bilgilerden biri olduğunu düşündüğüm için aklımda yer ediyordu artık.

Cysa’nın şımarık hareketlerinin içerisinde haklılık payı olması sinir bozucu görünse de, tüm yaşananları sahnelenmiş bir gösteri gibi izliyordum. İblis diyarına hükmetmeyi düşünen bu bacaksıza karşı ne tepki versem bilmiyordum. Tepki vermeye gerek var mıydı ondan da emin değildim. Memnuniyetsizdim. Ortam öndekiler ve arkadakiler olmak üzere tüm bu sözlerle beraber ikiye bölünmüş gibiydi. Ulrasil’in bu konvoya katılması bir tık şaşırtıcı gelse de onun da kendine göre düşünceleri vardı demek ki. Anlamsız insanlar…

Çöken bu ağır havanın içerisinde Eletha sonsuza uzanacakmış gibi gelen bu bekleyişi sonlandırıp çıkılmasını emrediyordu. Bu kelimeyi kimler için kullandığını anlamamıştım ancak bunu da fark etmiş olan Eletha bulunduğum sıradakiler dışındakileri salonda daha fazla istememişti. Onun bu emrine karşı hiç tereddüt etmeden hareket etmeye başlayan grupta farklı tutum gösteren tek kişi Gyugnal olmuştu. İyiye mi kötüye mi yormam gerektiğini o sırada anlamadığım bu hareketinden sonra onun da çıkmasıyla kapı kapanmıştı.

Olan biten karşısında kendimi bir seyirci gibi hissetmeme karşı Eletha’nın tahttan kalkıp önündeki basamağa oturmasıyla tüm bu baskıcı ortam dağılmıştı benim için. İlk sözü Gadiel’e olmuştu. Örnek insan Gadiel’in duyduğu sözler hiç ilgi çekici değildi. Lenith’i ise arkadaşça teşvik etmeye çalışıyordu ama bir işe yarayacağını sanmıyordum. Zen’i ise ayıplamıştı. Sonunda ise gözleri bana kaydığında bir anda bu ortamın içerisinde kendi varlığımı hatırlıyordum. Sözlerimi bir de bu şekilde söyleyince kulağa komik gelmesine karşı yüzümde biraz öncekileri kenara bırakıp gülümseme de yerleşmemişti. Ancak kollarımı kavuşturup suçlu edasıyla bakışlarımı sola doğru kaçırıyordum yine de. Eletha’nın sıcaklığı, ona hala arkadaşça davranabilmeme sebep olsa da zihnimin derinliklerinde çözemediğim karanlık bir hissiyat yatıyordu. Kimsenin hayatını garanti edemem derken, dost veya düşman fark etmeksizin birisinin hayatı için gerçekten tehlike olabileceğimi söylemiştim ancak bunu öylesine söylemediğimi biliyordum. Sorun ise Eletha’nın buna gerçekten ihtimal vermiyormuş gibi hissetmemdendi sanırım.

Bu netleşmemiş huzursuzluğun sebebini daha fazla deşememiş olmamın sebebi Eletha’nın Cysa’ya olan sözleri oluyordu. Açıkça meydan okunan Cysa yerinde sabitlenip kalıyordu. İki iblisin saldırısını çıplak elleri ile durdurabilen Eletha’nın kudreti karşısında ezilmesine karşı, Eletha’nın ona aslında ne yaptığını bilmediğim için ise ortada bir gizem oluşturuyordu. Eletha’nın anlamlandıramadığım yetenekleri vardı. Engin bilgi ve gücün dışında bir yetenek olmalıydı bu da. Gerekli bir konu olup olmadığını değerlendirmesem de belki bir ara konuşma fırsatı olursa laf arasında sorardım.

Herkes ile ilgilenen Eletha sonunda dikkatleri üzerinde topladıktan sonra konuyu göreve getiriyordu. Her şeyin planlandığını ve görevin dışında hainin de ortaya çıkarılmasının da ek bir görev daha olduğunu söylüyordu. Azuldir’i sorgulama olayında bu konuyu ne kadar ciddiye aldığını biliyordum. Anlaşılan bu sorgulama bizim vasıtamızla gizli olarak da devam ettirilecekti. Yani görev açıktı. Buna karşı ise bir sözüm yoktu.

Gayet anlaşılır konuşması bitip sorusunu sorduğunda Zen bir of çekip matarasından bir yudum almıştı. Agthar mahlûkunun kendisi için tehlike olduğunu söylemişti. Cysa ile münasebetinden sonra ise Eletha’ya sözlerini söyleyip sorularını iletmişti. Hayatı sorgularcasına sorduğu bu soruları dinledikten sonra bir şey söyleyip söylememe arasında kalıyordum. Aklım hala buradaki konumum, benden beklenen ve şu an yaptığımdaydı. Eletha’ya değer veriyor olmama karşı, benden yapmam istenilenlerin varlığıma her ters düşüşünde kendimle mücadeleye girmek zorunda olmam yorucu geliyordu. Onu bu konuda daha fazla endişelendirmek istemiyordum çünkü onun uğraştığı meselelerin ağırlığı bana verilecek olan yükten kat ve kat daha yüksekti, bunu biliyordum. Aklıma Azuldir ile olan tartışması sırasında Azuldir’in ona söyledikleri zihnimde yeniden canlanınca buna bir kez daha emin oluyordum. O yüzden hafif önüme eğilmiş derin düşüncelerden sıyrılan bakışlarımı kaldırıyor ve sesimin tonunu oldukça doğallaştırmaya çalışarak “Merak etme Eletha. Yapılması gerekenleri yapacağım, bize bırak” dedikten sonra hala içimi kemiren sinir bozucu bir şey olduğunu fark ediyordum. Evet! Sorun bu Cysa’dan kaynaklanıyordu. Küçümseyici bakışlarımı bu küstah varlığa çevirdikten sonra çok ses tonum bir anda canlanarak “Bu bacaksız sorun çıkarmazsa tabi” diye ekliyordum.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

06 Sep 2023, 09:38

Eletha henüz tahtına oturmamış bir halde beklemekteyken, sözlerinin ardından ilk konuşmaya başlayan kişi Zenahpuryu oluyor. Zenahpuryu’nun ilk tepkisinin ardından Eletha hafif bir kahkaha ile olaya karşı tepkisini belli ederken, Zenahpuryu’nun konuşması sürdükçe yüzüne daha ciddi bir ifade takınıyor. Zenahpuryu’nun soruları bittiğinde Eletha kafasını birkaç hafifçe kez öne sallayarak soruları anladığını belli ediyor. Ancak Eletha Zenahpuryu’nun sorularına cevap vermek yerine bakışlarını gruptaki diğer kişilerin üzerinde gezdiriyor. Bu haliyle Eletha’nın her birinizin sözlerinin ardından lafa gireceğini anlayabiliyorsun. Eletha’nın bakışlarından nasiplerini alan Cysa ve Lenith, kendilerine verilen bu yeni göreve dair bir diyecekleri bulunmadığını sessizlikleriyle belli ederken, Eletha’nın bakışları Diniel ile kesiştiğinde, bu kez Diniel konuşmaya başlıyor. Ancak Diniel’in sözleri doğrudan Cysa’yı hedef aldığı anda, Cysa yüzündeki gergin ifadeyi kenara atıp birden çarpık bir gülümsemeyle Diniel’e dönüyor. Diline gelen birkaç cümleyi söylemek ister gibi görünen Cysa, sanki son anda bundan vazgeçer gibi bakışlarını önüne çevirirken, bu fırsattan istifade eden Gadiel sözlerini söylemeye başlıyor. Gadiel’in adeta bir vedayı andıran cümlesi Eletha’nın yüzünde şaşkın bir ifade yaratırken, Eletha“Biraz daha beklesen mi?”diyor Gadiel’e ve hemen ardından hafif bir tebessümü ona ikram ediyor.

Eletha bakışlarını bir kez daha sizlerin üzerinde gezdirirken, bir anda Cysa “Baksana…” diyerek lafa giriyor. Yere düşen bakışlarını hızlı bir şekilde Diniel’e çeviren Cysa “Yanılmıyorsam nereden baksan senden 5 santim daha uzunum. Yani fiziksel olarak bana bacaksız diyebilme hakkına pek sahip değilsin.” diyor. Bu sözlerinden sonra tüm vücudunu Diniel’e doğru çeviren Cysa “Ha, kastettiğin başka bir şeyse, o konularda da pek söz söyleme hakkın yok diye düşünüyorum. Zira, en son karşılaştığımızda Inias’ı elinden alacak olmam seni kudurtmuştu. Tabi sonrasında olanlar da malum… Senin hakkında yeteri kadar şey biliyorum Diniel, bu yüzden sert kadını oynamayı bırak!” diyor. Ses tonundaki alaycılığı özenle korumayı sürdüren Cysa “Az önce Vadlena’nın sözlerinden sonra sana arka çıktım, ama gördüğüm muamele bu mu şimdi? Oysa, henüz daha iblisine bile laf geçiremeyen birinin, kendisini destekleyen kişiye hayran olması gerekir.” diyor. Hemen ardından ise kafasını biraz daha Diniel’e yanaştıran Cysa “Yani ‘bacaksız’… Sen ancak bana hayran olabilirsin. Bu yüzden benimle ilgili bir kez daha ileri geri konuştuğunda, Elzerad’ın iblisine yaptığını kendi ellerimle sana yaparım!” diyor. Cysa’nın bu sözleri söylediği sırada kan kırmızısı bir şekilde parlayan gözleri, sözlerindeki içtenliği ve inancı açıkça ortaya koyuyor. Cysa’nın bu sözlerinden sonra bakışlarınız Eletha’ya çevrildiğinde, bakışları düşmüş ve sanki tüm bu didişmelerden yılmış gibi görünen Eletha’nın şimdilik olaya müdahil olmaktan uzak bir tutum içerisinde olduğunu görebiliyorsunuz.

Off Topic
Bu tur için Zenahpuryu ve Gadiel'in tur yazma zorunluluğu bulunmamaktadır. Diniel'in ise tura yazması gerekmektedir. Diniel'in RP'sini göndermesinin ardından, diğerlerinin RP yazması beklenilmeksizin konuya GM mesajı atılacaktır.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

06 Sep 2023, 14:03

Eletha’nın kahkahasının ardından mutlu olmuştu genç adam. En azından, hükümdarı o her yeri yıkabilecek, sanki yıldırımlar çaktıracak ruh halinde görmektense bu halde görmek çok daha güzeldi. Sonrasında birbiri ardına, nefessiz bir şekilde sıraladı sorularını. Eletha, ciddi bir ifadeyle dinlese bile grubu dinlemeden ve gözlerini onların üzerinde gezdirmeden cevap vermedi. Diniel, yapılması gerekenleri yapacağını söyledikten sonra, Cysa’ya laf atarak konuşmasını bitirmişti. Cysa ise buna karşın gülümseyerek cevap vermiş, birkaç kelime söylemek istese bile bundan vazgeçmiş gibi duruyordu. En son söze girense Gadiel olmuştu, onun sözleri ise daha çok gitmeye yönelikti. Bir an önce göreve başlamak ve buradan uzaklaşmak istiyordu. Eletha ise biraz daha beklemesi gerektiğini bir soru sorarak iletiyordu.

Ancak Cysa, tam bu noktada söze girmiş ve ortamı tekrardan germeye başlamıştı. Kendisinin Diniel’den 5 santim kadar uzun olduğunu, fiziksel olarak ona bacaksız diyemeyeceğini söylüyordu. Kastettiği başka şeyler ise, o konuda bir şey söyleme hakkı olmadığını, en son karşılaştığında Inias’ı elinden alacak olmasının onu kudurttuğunu söylüyordu. Belli ki aralarında bir erkek savaşı da yaşanmıştı. Zen, elini çenesine koydu, Diniel bu kadar hızlı bir şekilde aşkı nasıl bulmuştu? Bulsa bile, elde edememiş olması üzücüydü, ancak bu duyguları yaşamak güzel bir şeydi. Bu konu hakkında daha derin düşünmeden önce Cysa’nın sözlerini dinlemeye devam etti. Vadlena konusunda kendisine arka çıktığını, iblisine laf geçiremeyen birinin kendisini destekleyene hayran olması gerektiğini söylüyordu. Diniel’in ona söylediği Bacaksız kelimesini bu sefer o Diniel’e iletmiş, ardından ise ancak hayran olabileceğini söylemişti.

Eletha bu didişmeden yılmış gibi duruyor, olaya müdahil olmak istemiyordu. Genç adam bu gerginliğin sonunun bir kavga olmayacağını düşünüyordu, ancak taraflardan herhangi birinin sırf bir görev için kendini sindirmesini istemiyordu. Bu yüzden suratında kocaman bir gülümseme ile aralarına girmek için adım attı. “Benim boyum iki metre, ben ikinize de bacaksız diyebilirim. Hatta bu odadaki herkese bacaksız diyebilirim sanırım.” Sonrasında kolunu Cysa’nın omzuna attı, diğer kolunu da Diniel’in omzuna. İkisini de dostane bir şekilde sıkarak kendine yaklaştırdı. “Hadi bu odadaki hepimiz en yakın arkadaşlar olalım! Hem birbirimize durmadan laf ederiz, hem de kavga ederiz, kavga edip yere düşsek bile yine birbirimizin elini tutarak kalkarız!” Cysa ve Diniel’in kaçmasına izin vermeden koluyla sıkmaya ve kendine yakın tutmaya devam ediyordu. “Şimdi görevimize gidelim, şu hain kimse bulalım, sonra bu aranızdaki gerginliği birer şarap eşliğinde dostça sonlandırırız tamam mı? Şarap içeriz, şaraptan sonra bidaha geriliriz, bidaha sonlandırırız, bidaha içeriz, güleriz, eğleniriz. O yüzden, tüm gerginliğinizi, mutluluğunuzu, mutsuzluğunuzu ve sinirinizi o güne saklayın, tamam mı bacaksızlar?” Kocaman gülümsemesiyle iki tarafa da kafasını çevire çevire bakarken, bir anda hükümdara döndü. Bütün samimiyeti ve kalbiyle konuşmaya başladı. "Tabi ki, burada kurduğum her bir cümle sizin için de geçerli hükümdarım, sizde davetlisiniz ve hatta gelmelisiniz. Hatta şöyle diyim, gelmeme opsiyonu sunulmuyor. Şaraplar benden, güzel bir kavga izleyeceğiz..." Dedikten sonra Cysa ve Diniel'e baktı. "Öldürmek yok ama. İkiniz için de geçerli. Yok benim ellerim iblis keser, yok ben önüme çıkanı keserim, düzgün dostça bir mücadele olacak. Bu arada hükümdarım, merak etmeyin sizin de geleceğinizi sır gibi saklarız. Şüpheniz olmasın. Zaten Agthar falan duysa, hepimizi bu sefer emirsiz öldürür galiba." Dedikten sonra kahkahayı basmış ve bu sefer kollarını rahat bırakmıştı. Cysa ve Diniel'in sırtına aynı anda sert bir tokat çakmış ve gülmeye devam etmişti. Ortamın yatıştığını düşünüyordu, en azından yatırmış olmalıydı.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

06 Sep 2023, 15:16

Gadiel’in vedayı andıran sözleri bir yere gitmeyi planlıyormuş gibi olsa da Eletha’nın şaşkın ifadeyle onu durdurmasıyla bekletiliyordu. Lenith ve Cysa’nın ise daha fazla söyleyeceği bir şey yok gibi görünürken bir anda sinir bozucu kızın sesinin yeniden kulaklarımı tırmalamasına maruz kalmıştım.

Başımı çevirip ona baktığımda yerdeki bakışlarını hızlıca bana döndürüyor ve boy olarak benden uzun olduğunu söylediğinde bunu gerçekten de o an fark ediyordum. Gözlerimin bunu fark etmeyecek kadar nasıl karardığını merak ederken vücudu tamamen bana dönen Cysa sözümde başka bir şeyi kastedersem o konularda pek bir söz söyleme hakkımın bulunmadığını söylüyordu. Bana neyin hakkım olup olmadığını gerçekten söyleyebilmişti. Kaşlarımın yeniden çatılmasına sebep olan sözlerinin ardından ise devamı geliyordu. Inias’ı elinden alacak olmasının beni kudurttuğunu söylüyordu. Inias’ı resmen taciz ediyor olmasına sinirlenmiştim doğru ama artık şundan emindim ki Inias ile ilgili herkesin onunla bir ilişkim olduğuna dair kesin bir inancı var. Şayet onunla gerçekten bir ilişkim olsaydı bile başka herhangi bir kadının beni kıskandırması mümkün değildi. Çünkü ben mükemmel olandım. Neden başka kadınları kıskanmak gibi bir şey yapıp kendimi küçülteyim ki? Umarım büyük düşünmüyorumdur…

Inias ile ilgili sözüne takılamıyordum çünkü hemen sonrasında kurduğu cümleler çok daha sinir bozucu ve o beş santim daha uzun olan boyunu aşan kelimeler içeriyordu ancak henüz bitmemişti. Sesinin tonunda alaycılığı korurken Vadlena’ya karşı beni koruduğunu düşünme gafletinde bulunmuştu. Daha ne kadar ileri gidebilir diye daha fazla düşündürmeden Raldrin ile aramdaki bağa laf söyleme cüreti göstermişti. Ona hayran olmam gerektiğini söylemesini ise kulağım duymamıştı bile. Sonunda ise beni tehdit eden hayal dünyasında belli ki binlerce zafer kazanmış düşüncelerle sarmalanmış cümlesini kurmuştu.

Onu burada öldürmeli miyim?

Vücudumu tamamen Cysa’ya çevirdiğim sırada arada esen soğuk fırtınaların arasında Zen’in konuşmasıyla bölünüyordu mutlak odağım. Elini omzumda atmış ve bir anda kendine çektiğinde sarsılarak ona yapıştırılmıştım. Anlamlandıramadığım bu harekete karşı ne yapmam gerektiğini de bilemeden sıkışmış ve ne yapmam gerektiğini bilemesem de kolundan kurtulmaya çalıştığımda ise beni daha çok sıkıyordu. Resmen esir alınmıştım! Büyük cüssesinin böyle bir engel çıkarabileceğini açıkçası hiç düşünmemiştim. Sadece konuşurken kafamı kaldırmam gerektiği sorununu çıkardığını düşünüyordum ancak şimdi sorunun birden ikiye çıktığını görmüştüm. Çırpınarak kurtulamayacağımı anladığımda burnumdan soluyarak bir nefes alıp verip teslim olmuştum. Ne yapayım, Zen işte…

Zen’in ortamı yatıştırmaya çalıştığının farkındaydım. Ancak söylenen sözler çizgiyi aşan sözlerdi. Kafamda kuracağım cümleleri netleştirmeme konuşmasıyla engel olan Zen sonunda ise sırtıma vurduğu tokat ile ciğerimi yerinden sökecekti adeta. Yediğim tokat ile bir iki adım ileri uçurtan Zen’e “Ne yapıyorsun ya?!” dediğimi bakışlarımla anlatırken ardından sadece bir “Cık” demiştim. Derin bir nefes alıp veriyor ve benim için değeri olduğu için önce Zen’e hafif bir tebessümle sanki Cysa burada bulunmuyormuş gibi “Cysa’nın sınırı aştığının farkında olmalısın ama seni de anlıyorum, merak etme” dedikten sonra yüzümdeki gülümseme hızla soluyor bakışlarım Cysa’ya kayıyordu.

Konuşmalar ve hareketler gerçekten de kurmak istediğim cümleleri toparlamamda sorun oluşturmuştu. Zen’in sihirlerinden birine maruz kalmıştım yine ancak yine de söylemek istediklerimi biliyordum. İblisimle yaşadıklarımla ilgili ileri geri konuşan kaçıncı kişiydi bilmiyordum artık. Bir sürü çıkarımlar yapmış pek çok o beş santim daha uzun olan boyunu aşan sözler söylemişti. En sonunda da elleriyle öldürecek olduğunu söylediği yeniden zihnimde canlandığında artık kış soğuğuna dönmüş bakışlarımla ona birkaç saniye baktıktan sonra bakışlarımın artık beş saniyeyi aşıyor ve hiçliğe düşüyordu. Bir karınca vızıldarken ona cevap vermeme gerek var mıydı? Bakışlarımdaki soğukluk bir an zamanın donmuşluğunu andırsa da aslında hiçliğe karıştığı için böyle oluyordu. Bir an zaman içinde kaybolduğumu fark ettiğimde gözlerimde yeniden yaşam belirtisi gelmişti. Ardından zihnimde öncesinde kurduğum onlarca cümle de bakışlarımdaki boşluğa düşüp anlamını yitirdiğinde “Hım, öyle mi? Tamam” demiş ve Eletha'ya dönmüştüm.

Cysa dâhil burada kalanların Eletha için daha özel bir anlam taşıdığını anlamamak için kör olmak gerekirdi. O yüzden Cysa’nın dediklerini duymazlıktan gelmiyordum, sadece öyle bir konumdaydık ki ciddiye almamın bir mantığı yoktu. Inias’ı benden almayı söyleyerek, o günden beri yaşananları unutamadığını belli etmiş küçük bir kız çocuğuydu karşımdaki. Sinirlenmiş miydim ona, evet. Raldrin ile aramızdakilere laf söyleyebilecek kadar küstah olmasına karşı, şu anda ona ne söylesem zaten yine bir cevabı olacağına emindim. Onu bastırıp sindirmenin de şu geçen süre boyunca zaten yeterince örselenmiş olduğu için bir etkisi olacağını sanmıyordum. Kendisini iyice arsızlığa vuran bir kız çocuğu olmasının önüne geçmiştim belki de böylece, bilemiyordum.

Uyarılarımın temelinde yatan şey, beni geri dönülemez noktaya getirilmemeleri yönünde olmasına karşı, şimdiye kadar bunu ciddiye alan birini de görmemiştim. Sahi bu uyarıları yapmama rağmen ne yapacağımın kendim de pek bilincinde değildim açıkçası. Kader ve An’dan yola çıkarak bunları söylediğimi hatırlamamdan sonra, zihnim eğer tüm buradaki kısıtlamalardan kurtarmış olsam nasıl bir senaryo ile karşı karşıya olacağımı düşünmeye dönüyordu. Ortamdan tamamen uzaklaşan zihnim, Wrufolst Bölgesi’nin karlı atmosferinde olduğumu hayal ederken bu hayalde Cysa’nın çoktan beri solmuş bedeni ve donuk bakışları onun artık hiçliğe karıştığını gösterirken, onu havada boğazını sıkıp yaşamına son verenin kendim olduğumu görüyordum. Yüzümde ne zaferin izleri, ne de yaptığımın sonucunda bir pişmanlık belirtisi görülürken, ruhum daha çok bu atmosfer gibi donmuş görünüyordu.

Gördüğüm bu manzara karşısında kendimi daha önceden öldürmenin merkezine koymamış olmamla beraber, bu düşüncenin içimde ansızın ortaya çıkardığı korkudan dolayı kafamdan silinmesini istiyordum. Bu yüzden bu atmosferden sıyrılmak için gözlerimi kapatıp kafamı iki yana hafifçe sallama gereği duydum. Bu etkiden kurtulmak için birkaç saniyeye ihtiyaç duysam da sonunda bu zayıflığımın görünmemesi için bakışlarımı kaldırıp Eletha’ya çevirdim.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

06 Sep 2023, 22:58

Gözlerimi açtığım o karanlık, adeta bedenimi takip eden bir gölge gibiydi. Fırsat buldukça zihnimde canlanan bu karanlık, her defasında içimi bir korkuyla dolduruyordu. Bilmediğim bir dünyada, bilmediğim bir bedende uyanmak, yabancılaşmanın doruk noktasıydı. Tüylerimi diken diken eden bu korku, yalnızlık hissiyle birleştiğinde, kalbime derin bir dehşet salıyordu. Çünkü yalnızlık, en büyük korkumdu.

Bu ana kadar geçen her insanın benzer korkularla başa çıktığını düşünmüştüm. Ancak son zamanlarda yaşananlar, bu düşüncemi sorgulamama neden oluyordu. Çünkü duyduğum tek şey, cesurca dile getirilen meydan okumalar ve ölümün adeta kutsandığı sohbetlerdi.

Neden? Ne anlama geliyordu bu sözler? Ne anlatmak istiyorlardı? İçimde bir kaos büyüyordu ve anlamaktan çok uzaktım. Belki de bu yüzden, bu tuhaf atmosferden kaçmak, anlamsızlığı geride bırakmak istedim. Çünkü gözlerim açıldığında, zamanın anlamsızca tükenip gittiğini görüyordum.

Her bir saniye, anlamsızlığa harcanan bir kayıptı.

Her bir dakika, gözlerimin önünde bir hiçe dönüşüyordu.

Anlamıyordum. Anlamaktan ise çok uzak kalıyordum. Belki de bu yüzden, istemsizce veda etmek ve bu atmosferden uzaklaşmak istemiştim. Çünkü artık yaşananlar gözümün önünde vuku buldukça, kalbim anlamsız bir acı ile kıvranıyordu.

Bomboş bakan gözlerim ile takip ettim olan biteni önce. Daha sonra bir hayal kırıklığının kıvılcımı çaktı birkaç kez göz gözbebeklerime ve en sonunda çatıldı kaşlarım safi bir öfkeyle. Derin bir nefes aldım, ardından aynı hızda nefesimi verdim. Gözlerim öfkeyle kapandı, kaşlarım çatıldı ve içimden yükselen öfke, sessizce "Ne üzücü," diyerek dudaklarımdan dışarıya doğru sızdı.

“Kaderin sizlere sunduğu bu ikinci hayatın her bir saniyesi bu kadar kıymetliyken, siz bunu heba ediyorsunuz. Tıpkı hükümdarın bir süredir sizler için yaptıklarının değerini ve kıymetini görmezden gelip, birbirinizle didişerek heba etmeniz gibi." Duraksadım ve aynı basamakta bulunduğum herkesin gözlerinin içine bakarken, hüznümü hissetmelerini istedim.

“Evrene, insanlığa ya da kalbinizde inandığınız şeyin adı her neyse ona burada zaman kaybederek ihanet ediyorsunuz. Onca konuşulan önemli şeylerden sonra benim daha fazla bu çocukça işlere ayırabilecek vaktim yok. Eminim sizlerin de böyle bir lüksü yoktur daha fazla. O yüzden hükümdarımızın bize söyleyeceği son sözleri söylemesine müsaade edelim ve yola koyulalım. Çünkü her biriniz sarf ettiğiniz cümleleri, bu görev sırasında karşılaşacağınız fırsatlar vasıtası ile gerçek kılabilecek kişilersiniz. Sizlere baktığımda bunu görebiliyorum.”
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

07 Sep 2023, 14:38

Cysa’nın sözlerinin ardından Diniel’e diktiği bakışları, konuşmaya Zenahpuryu’nun girmesiyle ona doğru dönüyor. Ancak Zenahpuryu kolunu Cysa’nın omzuna koyduğunda, Cysa sadece şaşkınlıkla bir Zenahpuryu’ya bir de omuzundaki kola çeviriyor. Bu esnada Zenahpuryu’nun kolundan kurtulmak ister gibi hareketlenmeye çalışan Cysa, bir anda Zenahpuryu’nun kendisini sıkmasıyla dengesiz bir halde yakalanarak sarsılıyor. Zenahpuryu’nun konuşması Eletha’ya döndüğünde, Eletha giderek gülümsemeye başlayan bir ifadeyle Zenahpuryu’yu dinliyor.

Zenahpuryu tüm konuşmasını bitirdiğinde Diniel ve Cysa’yı bırakmasıyla birlikte, Cysa üstüne bir çekidüzen verirken bu kez Diniel cümlelerini kurmaya başlıyor. Diniel ve Cysa’nın bakışları birbirleriyle kesiştiğinde, ikisi arasında dizginlenmesi güç bir gerilimin varlığı tüm odayı sarmaya başlıyor. Ne var ki Diniel’i mevzuyu geçiştirircesine kapatmaya yönelik cevabı, Cysa’nın yüzünde çarpık bir gülümseme yaratıyor. Bu aşamada Cysa’nın kendisini tutmayacağı ve birkaç iğneleyici cümleyi daha savuracağı bariz bir şekilde belli olmaya başlarken, ansızın lafa giren Gadiel tüm dikkatlerin üzerine dönmesine neden oluyor. Gadiel’in cümleleri adeta odadaki cehennem ateşini dinmeyen bir yağmurla sulamaya başladığında, Eletha’nın yavaşça tahtına oturduğunu ve Gadiel’in sözlerini dikkatli bir şekilde dinlediğini görebiliyorsunuz. Gadiel’in cümleleri sonlandığı anda ise Eletha donuk bakışlarını size çevirerek“Sanırım eklemem gereken başka bir şey yok.”demekle yetiniyor, duyduğu hayal kırıklığını belli etmekten çekinmeden. Ne var ki, Eletha bakışlarını bir kez daha Cysa’ya diktiğinde, birkaç ölümün tatsız kokusu burnunuza gelmeye başlıyor. Yine de Eletha hafif bir nefes verdikten sonra bakışlarını Zenahpuryu’ya çevirirken“Nazik teklifin için teşekkür ederim. Ancak şarabımızı, kavga eden iki genç kadını izlerken değil alacağımız zaferler için içmeyi yeğlerim.”diyor. Sanki sözlerinde vurgulamak istediğini bakışlarıyla belli etmeyi uman Eletha her birinize bir kez daha bakmasının ardından“Esas konuya gelirsek…”diyor. Eletha bu aşamada bakışlarınızı sürekli olarak üzerinizde gezdirerek konuşmaya başlıyor ve“Sizin hain olmadığınızı biliyor muyum? Hayır. Aradığımız kişi veya kişiler içinizden biri olabilir. Bu pekala mümkün, zira tüm yaşananlar sizin uyanışınızın ardından gerçekleşti.”diyor. Bakışları bir an olsun sabit durmayan Eletha konuşmasını“Benimki sadece bir inanç.”diye sürdürüyor. Bu noktadan sonra Eletha, az önceki halinden daha ciddi, ancak ilk anından daha rahat bir tonlamayla“Sizlerin hain olduğuna, bana ve Aclania’a ihanet ettiğinize inanmıyorum. Karakterleriniz birbirinden farklı olabilir. Düşünceleriniz, hayalleriniz ve idealleriniz bambaşka olabilir. Belki biriniz diğerinden daha güçlü de görünüyor olabilirsiniz. Fakat inanıyorum ki, bu işin içindeki insanlardan arınmayı en az benim kadar istiyorsunuz. Bunun için, karşınıza çıkacak her türlü engeli aşmak isteyeceğinizi biliyorum. Değer verdiğiniz her şeyle… Karşınıza en yıkılmaz olanı, en kutsal olanı dikilse bile, değer verdiğiniz şeyleri koruyacağınızı biliyorum. İşte bu yüzden, bu görevi ancak sizlerin layıkıyla yerine getireceğine inanıyorum!”diyor.

Eletha sözlerinin anlaşılır olması için birkaç saniye sessizlik içerisinde size bakmasının ardından“Haini keşfetme konusunda size verebileceğim bir tavsiyem bulunmuyor. Belki benim saflığımdır, bilemiyorum. Ancak bir hainin neler yapabileceğini aklım almıyor. Bu yüzden zihninize ve kalbinize güvenin… Sonu neye varacaksa, oraya varır. Yeter ki sizin arkanızda durabilmem için bana bir sebep verin! Attığınız adım beni karanlığa çekecek bile olsa, sizlerin geride kalması hiçbir karanlıktan korkmamama neden olacaktır!”diyor. Bu sözlerini bakışlarıyla tasdik etmek için her birinize uzun uzun bakan Eletha, sonunda“Eğer başka bir şey yoksa diğerlerini çağıracağım ve sizleri görevinize intikal etmek için huzurumdan göndereceğim.”diyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

08 Sep 2023, 00:07

Cysa’ya olan tek cümleme karşı yüzünde o asla vazgeçmediği çarpık gülümsemeyi yerleştirmişti. Bu kız gerçekten bela arıyordu. Gadiel'in iç dünyamda yaşadığım donukluktan dolayı yorum yapmadan dinlediğim söyleri bittikten sonra aklımdan onunla ilgili geçen şey, bir şey bilmemesine karşı sözlerinin bilge bir kişiyi andırıyor gibi gelmesiydi. Konuşmasını sıkıcı bulduğum için daha fazla kafa yorma gereği duymasam da ortamı yatıştırma yeteneğini aklımda tutacaktım.

Gadiel konuştuğu sırada tahtına dönen Eletha konuşması bittiğinde hükümdar haline dönmüş gibi görünüyordu. Zen’e içki konusunda cevabını verdikten sonra konuyu artık asıl meseleye çekiyordu. İhanet ve sorunu çözme konusunda yaptığı konuşmayı dinlemeye çalışsam da zihnimin derinliklerinde daha önemli problemler olduğunun sinyallerini hissediyorken, Eletha’nın sözlerini dinlemekte zorlanıyordum. Başka bir sorun olup olmadığını söylediğinde başımı iki yana başka soru olmadığı yönünde hafifçe sallamakla yetiniyordum.

Genel duruşum olan keskin bakışlı halimden çok durgunluk hâkimdi üzerimde. Zen’in başta çıkabilecek olan kavgayı durdurmaya çalışıp bunu bir tür eğlence olarak bire bir karşı karşılaşmayı başka zaman yapabileceğimizi önermesi, öncesinde Eletha’nın yapacağım konusunda kendi halimde bırakması, Cysa’nın sürekli devam eden ve ben pasif kaldıkça bunu sürdürmeyi sürdüren tavırları… Sanki, sanki insanlar olabilecekleri anlamıyor veya bunu kabul ediyormuş gibi görünüyordu. Cysa’yı gözümde ufaltıp görmezden geliyor olmam, onun sözlerini tamamen işitmediğim anlamına gelmiyordu. Ancak bana söylemediğini bırakmayan bu kıza karşı sonunda yine görmezden gelmem kendimle ilgili bir şeylerin de yanlış gittiğini gösteriyordu. Sebeplerin oluşturabileceği sonucu aklımdan geçirdiğimde bile içimi bir uğursuzluk kaplarken, buradaki insanların bunu basit bir kavga veya anlaşmazlıktan öteye geçmeyecek gibi gelmesi olacak iş değildi.

Peki, gerçekten de ne olması gerekiyordu? Eğer gerçekten harekete geçecek olsaydım, onu orada öldürürdüm. Peki, beni durduran şey neydi? Beni en iyi tanıyan varlık Raldrin’di ve o benim insanlık için kıyamet olabileceğini düşünüyordu. Daha öncesinden şimdiye kadar bu hareketlerimi gören Raldrin sürekli benden şikâyetçi olmasına karşı böyle bir cümle kurduğunda, bunu duyduğumda o sırada bunun gayet doğal olduğunu düşünmüş ve üzerine bir hissiyata kapılmamıştım. Ancak tüm o konuşmaların ardından bana her şeyi söyleyen kıza karşı bir aksiyon almamış olmam yalnızca onu küçük görmemden dolayı mıydı? Bu bana neyi gösteriyordu? Korkuyor muydum? Neyden korkuyordum? Sonucu biliyor olsam da bu sonuca hazır olmamamdan mı? Etki etmekten mi? Sahip olduğum şeyleri kaybetmekten mi? Yoksa yapacaklarımın sonucundan pişmanlık duyabilecek olmamdan mı? Beni durduran şey neydi? Eletha mı? Hayır, Eletha değil. Ben kendi kendimi durduruyordum.

Hemen herkes her şeyi biliyormuş, her şeyi çözmüş ve işleyişi kavramış gibi cümlelerini kurup duruyordu. Gördüğüm kadarıyla bunda en usta kişi Gadiel’di. Bense gözümü açtığımdan beri böyle değildim. Diğerleri aksiyon alırken bir an olsun sonuçlarının ne olacağını görmüyormuş gibi davranıyorlardı. Ama… Bunun sebebi tamamen öngörüsüzlük olamazdı. O zaman, geleceği göremiyor değil, yalnızca kendilerine güveniyor ve ona göre hareket ediyorlar olabilirdi… Düşüncelere dalıyordum...
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
Locked

Return to “Yükseliş Konağı”