Kılıcı Bilemek (Inias)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

29 Aug 2023, 16:58

Karanlığın içindeki haykırışların, karşında duran Agrupnia’nın yüzündeki kasların hiçbirini hareketlendirmiyor. Buna karşılık, ağzından çıkan her bir kelime karanlığı eziyor ve her bir kol savuruşun ezilen karanlığı sonsuzluğa süpürüyor. Kimi zaman ağzından çıkan tükürükler karanlığı yeşertmek ister gibi savrulurken, aldığın her bir derin nefes ciğerlerini parçalamak istiyor. Tüm sözlerin sonlandığında ise, alnında biriken ter damlaları yere doğru süzülmeye başlıyor. Yere düşen birkaç ter damlasına gözü takılmış gibi görünen Agrupnia kafasını kaldırıp tekrar yüzüne baktığında “Ben nasıl mı güçlü oldum?” diyor. Hemen ardından ise kafasını hafifçe iki yana sallayarak “Sana bunu düşündürten nedir Inias?” diye soruyor. Konuşmaya devam edeceği belli olan Agrupnia birkaç saniye yüzüne baktıktan sonra “Komutan olmam mı? Yoksa üzerinde hissettiğin baskım mı?” diyerek sorularına devam ediyor. Cümlelerinin arasında hafif boşluklar koyan Agrupnia “Ben de senin gibi bir bilinmezin içinde açtım gözlerimi. Seninkinden daha karanlık değildi kalbim… Veya gözlerim seninkinden fazla görmüyordu. Ancak bir şeye inandım Inias, tek bir şeye!” diyor. Sol elini yavaşça kalbinin üstüne doğru götürüp yumruk yaparken “Buna!” diyor. Elini yavaşça aşağıya indirirken, sanki serin bir rüzgar dalgası saçlarını tarayıp geçiyor, hiç olmaması gerektiği şekilde.

Agrupnia gözlerinde tuttuğu sabit bakışlarıyla “Kho’Raktar ile nasıl bağ kurdun Inias? O bir devdi, yanılmıyorum değil mi? Koskocaman bir devi, bu koca bilinmezlikte belki de bir kum tanesi bile olmayan vücuduna nasıl sığdırdın? Daha vahimi… Hiçbir şey bilmiyorken, koskoca bir devi nasıl hükmün altına alabildin?” diye soruyor. Bu sözlerinin ardından kafasını hafifçe sağa eğen Agrupnia “İstediğinin onda birini bile sana verebilecek olsam Inias, inan bunu hiç düşünmeden sana verirdim. Ancak istediğin şey bende değil… Hiç kimsede değil! Seni sen yapacak olanı, senden başkası nasıl bilebilir ki?” diyor. Bu sözlerinin ardından bakışlarını senden gelecek cevaplar veya hareket için kilitleyen Agrupnia, yine de yanından çekip gidecek gibi görünmüyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

29 Aug 2023, 18:02

Inias, Agrupnia'nın sakin tavrı sayesinde normale dönüyor. Hala yaşadığı patlamanın etkisinde ama Agrupnia'nın sözleri ve beden dili ona yardım etmek istediğini vurguluyor. En azından Inias öyle görüyor. Belki de Agrupnia haklı. Belki de, belli bir yol veya yordam yok. Belli bir bahşetme yok. Inias, Agrupnia'nın dediklerini anlamaya çalışıyor ama kafasında ne kadar tartsa da sonuca varamıyor. Sonra küçük bir farkındalık oluşuyor onda. Ya başından beri yaptığı yanlış buysa? Evet, mantık kesinlikle önemli. Düşünmek, plan yapmak ve dikkatli olmak. Kesinlikle gerekli ancak ya asıl yapılması gereken bunlar değilse? Ya bunlar sonradan çerçeveye girmeli ise ve önce olması gereken, ana güç kaynağı olan duygu ise? Agrupnia'nın yürekten söz etmesi Inias'ı etkiliyor ve başını eğip elini yüreğine götürüyor. Ya her şey burada başlayıp bitiyorsa? Duygu, kararlılık, azim, inanç, yürek. Inias kafasını kaldırıp Agrupnia'ya bakıyor. Bakışlarında hala yerine oturmamış yapboz parçaları var. Bir kez daha bakışlarını boşluğa çeviriyor. Kho'Raktar neden onu kabul etti? Neden onunla olmaya razı geldi? Neden onu hala bırakıp gitmedi. İşkence görmesine karşın, Inias'ın kolaylıkla yenildiğini görmesine karşın hala onunla. Buraya girerken bile Kho'Raktar'dan gelen bir güç akışı hissetmedi mi? Kho'Raktar her şeye karşın onunla gücünü paylaşmadı mı?

"Ben..."

Inias yüzüp yüzüp kuyruğuna geldiği sonuca inanmakta güçlük çekiyor. Umutlanıp tekrar ezilmekten korkuyor. Kendine olan inancını tekrar yitirmekten korkuyor. Yine de, yapması gereken bu değil mi? Kendisini durmadan ateşe atmak. Taa ki, ateşe onu yakamayana kadar. Durmadan düşman karşısına çıkmak. Taa ki, düşman onu deviremeyene kadar. Fazla düşündüğü için mi sorun yaşıyor? Eyleme geçmek yerine duraksadığı için mi aşağıda kalıyor? Inias derinlere inmeye çalışıyor. Bu sefer aklının değil ama yüreğinin derinliklerine. Düşünmeyi kesmeye çalışıyor. Sadece sezgi. En derinlerde ise bir anısı canlanıyor. Taa en başta, ilk defa Yaşam Boyutu'na geldiği gün. Diğerleri ile beraber olduğu oda. Ne kadar ışık saçan birisi olduğu. Dolap, kıyafetler ve o spesifik an. Zırh parçası bulunan kıyafet. Soğuk metali gördüğünde ve dokunduğunda yaşadığı aidiyet hissiyatı. Bu anısı ise onu bambaşka bir yere ışınlıyor. Görü. Işık saçtığı sırada onu etkileyen görü. Savaş alanında zırhıyla ve silahıyla gösterdiği performans. Nasıl yolunu kaybedebildi? Başından beri yapması gereken belliydi! Gözlerini açıyor. Agrupnia'ya dönüyor.

"Bana zırh ve silah lazım. Dövüşmeyi ve savaşmayı öğrenmem gerekiyor. Bütün şanı Kho'Raktar'a bırakmayacağım. Kendi zaferimi kendi ellerimle kazanacağım. Ben bir görü gördüm. Zırhımla ve silahımla savaş alanının efendisi olduğum. En başından beri yapmam gereken o görüyü gerçekleştirmekti. Sanırım yolumu bulabileceğim. Hiç yakışık almayan bir tarafımı gösterdim. Katlandığınız için teşekkür ederim."
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

31 Aug 2023, 12:50

Bir öncekinin aksine, bu kez ağzından çıkan kelimeler daha sakin ve dingin oluyor. Agrupnia söylediğin her bir cümleye herhangi bir duygusunu ele verecek şekilde tepki göstermese bile, sözlerinin ona net bir şekilde ulaştığını anlayabiliyorsun. Fakat Agrupnia’nın yüzünde tatmin olmuş bir adamın bakışından ziyade, sözlerinin ardında duyduğu ufak şüphe tohumlarını henüz daha filizlenmeden yok etmek isteyen bir adamın arzusunu hissedebiliyorsun. Sözlerinin sonlandırdığın teşekküre yönelik olarak Agrupnia henüz bir şey yapmamış olduğunu göstermek ister gibi kafasını iki yana belli belirsiz sallamasının ardından hafifçe bir nefes alıyor ve cümleni noktaladığın anda “Bütün şanı iblisine bırakmak mı?” diyor. Bu sorusundaki vurgusu, sanki daha önce hiç karşılaşmadığı bir metaforu anlamak ister gibi geliyor kulağına. Yine de Agrupnia sorusunun ardındaki düşünceleri kendiliğinden çözmeni beklemeden hafifçe çatılan kaşlarıyla tekrar konuşmaya başlıyor. “Bu sonuca nasıl ulaştın?” diyerek başladığı konuşmasını “Güçlenmek için gittiğin ilk yerde Hükümdar ile muhatap olmak istedin. Şimdi ise karşında ben varım. Yanılmıyorsam hiçbir iblisle irtibata geçmeye çalışmadın. Yapabileceğin en basit şey, içindeki iblise karşı kudretini bir kez daha hissettirmekken buna da yeltenmedin. Yanlış mıyım?” diye bitiriyor Agrupnia. Sözlerinin bir noktaya varacağını hissettiğin yaşlı adamın konuşmasını kesmesen de söylediklerini aklından geçirmeye başlıyor ve kendince cevaplar vermeyi ihmal etmiyorsun.

Karanlığın içinde kendinle yalnız başına kalmış gibi geçirdiğin birkaç saniyelik sessizliğin ardından Agrupnia “Genel kural iblislerin Aludirlere, insanların da iblislere zarar vermesinin mümkün olmadığıdır. Ama istisnalar her zaman mevcuttur ve bir kılıçla elbette iblisleri doğraman mümkün. Ya da bir kalkan alıp her bir iblis pençesine karşı kendini savunman da… Fakat şu an elimde bir kılıç görüyor musun Inias? Veya bir kalkan? Yanlış anlama, beni kendinden kudretli gördüğün için soruyorum sadece. Bugüne kadar elime, meyve doğramak için aldığım bıçaktan başka bir kesici alet almadım. Küçük çocuklarla oynadığım oyunlarda kalkan olarak kullandığım yastıkları saymazsak, bir kalkan da kullanmış değilim. Ama görüyorsun, bugün bir şekilde bu rütbe bana bahşedildi… Bundan daha ötesi, bir şekilde beni kendinden kudretli gördün.” diyor. Agrupnia konuşmasını yaparken, kılıç ve kalkandan bahsettiği sıralarda boş olan ellerini sana açıkça uzatmayı da ihmal etmiyor. Sanki elinde görünmeyen bir kılıç ve kalkan olmadığını ispatlamak istercesine indirmediği ellerini ise, konuşmasının sonunda arkasında bağlayarak duruşunu tekrar eski haline getiriyor.

Agrupnia’nın sözlerinden sonra ilk sözleriyle ikinci kısımda dile getirdikleri arasında bir irtibat kurmaya çalışıyorsun. Ancak Agrupnia bir kez daha yorgun zihnini daha da yormak istemiyor gibi bakışlarını sana dikmişken “İhtiyacın olan ne bir kılıç ne de bir kalkan Inias… Sana Izren Dağı’nın lavlarında dövülmüş bir kılıç ya da en iyi Aludirlerin iblisleri sayesinde güçlendirilmiş kırılmaz bir kalkan versem de, sadece birkaç gün veya yılın sonunda seninle yine burada olacağız ve sen yine birkaç dakika önceki gibi olacaksın.” diyor. Sözlerini bu kez doğrudan sıralamak yerine daha durgun bir şekilde dile getiren Agrupnia aldığı birkaç nefesin ardından “Sen zaten en yüce kılıca sahipsin… Adına Kho’Raktar diyorsun. Bilemen gereken metalden yapılmış bir kılıç değil, Kho’Raktar’ın ruhu… Ve Inias… Sen zaten en yüce kalkana da sahipsin… Adını henüz koymamışsın, kimse de bir isim vermez ya… Zihnin ve kalbin Inias… Seni sen edenleri bilemedikçe, eline tutuşturduğun metal parçalarından medet umamazsın.” diyor. Sözlerini anlaşılır kılmak ve bunların üzerinde düşünmen için yarım dakika kadar sessiz kalan Agrupnia bakışlarındaki keskinlikten taviz vermeden “Bunun için ise ilk önce kendini yenmen gerekiyor. Az önce kudretsizliğiyle hırçınlaşan insan… Sözleriyle güçsüzlüğünü haykıran insan… Sen bunlar değilsin Inias. İsmin, bu alemde gördüğün herhangi bir insanın ismine bile benzemiyor. Zira sen bir Aludir’sin! En kudretli Aludir olman için de, ilk önce Inias’ın insan halini yok etmen gerekir!” diyor.

Uzun konuşmasıyla birlikte yüzüne ufak da olsa yorgunluğun izleri düşen Agrupnia kollarını iki yana salarken “Sana insanlığından vazgeçmeni söylemiyorum Inias… Bir insanın ötesine geçmen gerektiğini söylüyorum. Bunu yapabilir misin?” diyerek sözlerini sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

02 Sep 2023, 21:00

"Evet, bütün işi o yapacaksa, ben de komut vermeyeceksem, hiçbir şey yapmış olmayacağım. Öyleyse, nasıl şan benim olabilir?"

"Ben iblis öldüremezsem ve komut veremezsem, zafer benim olamaz. Şan da olamaz. Nasıl hak ilan edebilirim ki?"

"Hayır, Kho'Raktar üzerinde baskı kurmadığım gerçek. Hmmm... Ya o beni anlamıyor ya da ben onu. İçimden bir ses benim anlamadığımı söylüyor. Genellikle öyle olur zaten."

"...ama bu mantıklı değil mi? Savaşmayı, dövüşmeyi bilmeden düşman karşısına nasıl çıkabilirim? Ne yapabilirim? İnsan olan bizler böyle yaşamıyor muyuz? Eşyalar kullanarak, ekipmanlar kuşanarak, buluşlar üretip onları bir aracı, bir uzantı gibi kullanarak. Onun varlığı dahi bu kadar basınç oluştururken nasıl onu kudretli görmem ki?
...
Bir dakika...
Güçlü olmak için gerek duyduklarıma sahip olmayan birisini güçlü kabul ediyorum..."


"Evet! İnsanlar olarak ekipmanlar ile...
Oh...
Bunu inkar edememekten nefret ediyorum şu an."


"En yüce kılıç=Kho'Raktar... En yüce kalkan=akıl ve duygu, cesaret, inanç..."

"Evet, bir daha asla öyle bir şey olmak istemiyorum ama İnsan olan Inias'ı öldürmek mi? Bu kulağa karanlık gelmiyor mu? Ben insan değil miyim? Aludir sınıfından bir insan. İnsan olmaktan o kadar uzak mıyım? Diğerlerinden o kadar farklı mıyım? Güç istiyorum. Güçlü olmak zorundayım ama..."

"İnsanlığın ötesi... Öyle bir şey mümkün mü? Bu insanlığımı benden almaz mı? Bu dediklerini yaparsam, neye dönüşürüm?"

Inias, Agrupnia'nın bütün sözlerine içinden yanıt veriyor. Saygısından ve bağlamın ciddiyetinden onu bölmek istemiyor. İçinde büyük bir terazi var ve tartma işlemi ağır ağır gerçekleşiyor. Inias, Agrupnia'ya belli noktalarda hak veriyor. Eğer ekipmanlara bel bağlarsa, yarın öbür gün yine o duruma düşecek. Yani, ekipman gereksiniminin ötesine gitmek zorunda. Burada da Kho'Raktar ile kendi yüreği devreye giriyor. Kho'Raktar sorun değil elbette ama yüreği sorun. Anlaşılan o ki, Inias, Aludir olmanın ne demek olduğunu tam olarak kavrayamamış. Bilgi olarak var kendisinde ama benimseyememiş. Özümseyememiş. Tam teşekküllü değil. Anladığı kadarıyla da bu yüzden sorun yaşıyor. Ne olduğunu her anlamda kavrayamadığı için. Agrupnia, ondan bunu istiyor. Tam teşekküllü bir Aludir olmasını. Bunun içinde insan olan kendisini ortadan kaldırmasını söylüyor. Inias burada ikiye ayrılıyor. Evet, güç peşinde ama insan olmak onun için çok olumlu bir durum. İnsan olmayı renklerle, doğayla, sosyalleşme ile ilişkilendiriyor. Bu yüzden, insan olan tarafını öldürmesini bunları yitirmek olarak görüyor. Suratı tarafların çekişmeli bir şekilde yarıştığı bilgi yarışmasının haritasına dönüyor. Inias iki arada bir derede kalmışken beyninde bir şimşek çakıyor. Bir anda beyin damarlarının neden tıkandığına dair kendinden emin olduğu bir kanıya varıyor. Önce düşük ama duyulabilir bir sesle yavaşça konuşuyor. Gittikçe de sesi heyecan ile yükseliyor ve gözleri aydınlanıyor.

"İnsanlar eğitim alarak ve ekipmanlar üreterek savaşıyorlar. Bu yüzden ben de aynını istedim çünkü kendimi insan olarak görüyordum ama siz benden dağlar kadar fark ile daha güçlü ve rütbe olarak yüksekte iken hiçbir ekipman kullanmıyorsunuz ve eğitimden söz etmiyorsunuz çünkü siz, yani ben, yani biz resmî insan tanımına sığmıyoruz. Resmî tanımın dışındayız çünkü işler benim varsaydığımdan daha soyut hatta daha ruhanî. Kılıçlar veya kalkanlar değil, ruhlar çarpışıyor. Yürekler çarpışıyor; iki taraf karşı karşıya geldiğinde kararlılık, inanç, irade, duyguların hepsi karşı karşıya geliyor. Bütün şanı Kho'Raktar'a bırakmayı garipsediniz çünkü Kho'Raktar bana bağlı. Benim irademe ve isteğime bağlı. Benim bir uzantım, bir uzuvum. Kho'Raktar benim gücümün bir parçası. Bu yüzden o değil, ben alt ediyorum. Onun bir iblisi öldürmesi benim bir iblisi öldürmem demek. Yumruğumu birisine geçirdiğimde yumruğum değil, ben vurmuş oluyorum. Aynı şey bu bağlamda geçerli. Siz benden insanlığımı terk etmemi istemiyorsunuz. Siz benden insan olmanın getirdiği olumsuzluklardan arınmamı istiyorsunuz. Korku, şüphe, kararsızlık ve daha niceleri! Bunlardan arınmamı istiyorsunuz çünkü bunlar zihni ve ruhu zayıflatıyor. Bunlar var olduğu sürece kendime güvenemem ve kendime güvenemezsem cesur, kararlı, inançlı ve kendimden emin olamam. Bu da kaybetmeyi kabul ettiğim anlamına geliyor. O zaman da otomatik olarak kaybediyorum. Ben insan değil, Aludir olmalıyım çünkü insan olmanın getirdiği sınırları ortadan kaldıracak potansiyele sahibim. Bu potansiyel de Aludir olmak zaten. Ben evrim geçirebilen bir canlıyım; insan olarak başladım ve Aludir olarak devam edeceğim. İnsanın ilerisi, yukarısı ve ötesi bu. Merdivendeki bir sonraki basamak sadece. Bu demek değil ki, kendimden birşeyler kaybedeceğim. Aksine, kendimi bulacağım. Kim ve ne olduğumu keşfedeceğim. Tıpkı önceden söz verdiğim gibi! Inias'ın kim ve ne olduğunu bulana kadar asla pes etmeyeceğim! Bu sözü verdim ben."

Inias, tıpkı eskiden olduğu gibi kocaman bir gülümseme takınıyor. Tıpkı eskiden olduğu gibi yüzü parlıyor. Tıpkı eskiden olduğu gibi gözleri ışıldıyor. Yumruklarını sıkıyor ve dimdik duruyor.

"Ben hiç bu kadar yakın hissetmemiştim. Evet, en nihayetinde istediğimi alacağım! Güç benim olacak çünkü güç zaten benim! Inias'ı bulduğumda gücü de bulacağım çünkü Inias gücün ta kendisi olacak! Inias bir Aludir ve Inias güçlü!"

Inias kendi kendine kafasını "evet" anlamında sallıyor ve gülerek yumruklarıyla göğsüne iki kez vuruyor.

"HADİ YAPALIM ŞUNU!"
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

04 Sep 2023, 16:11

Kelimelerin düşüncelerin dışa vurmaya başladıkça, adeta ciğerlerinin genişlediğini, daha rahat nefes alıp verdiğini, göğsünün ve omuzlarının dikleştiğin, başının ise karanlığın arşına eriştiğini hissediyorsun. Birkaç saniye önce aranızdaki boy farkına rağmen seni bir bakışıyla ezen Agrupnia’nın şimdi gerçekte olduğu gibi, sana aşağıdan baktığını fark etmeye bile başlıyorsun. Bir diğerini haykırmana neden olan cümlelerin iki kez göğsüne vurmanın ardından sonlandığında, artık karşında olduğu gibi görünen bir ihtiyardan fazlası olmadığını görüyorsun. İçinde dolup taşan güven duygunla birlikte, seni zincirleyen Inias’tan kurtulmak için haykırdığın bu son cümleler, Agrupnia’nın arkasında bağladığı ellerinin de çözülmesine neden oluyor.

Bakışlarını bir an olsun senden ayırmayan Agrupnia gözlerindeki alevle sanki hasret kaldığı bir duyguya kavuşmuş gibi görünürken “Başlayalım Inias. En zorunu ne kadar erken başarırsak, kolayının her halükarda üstesinden gelirsin.” diyor. Bu sözlerinden sonra ise geriye doğru attığı adımlarıyla birlikte “İblisini çağır Inias… Aranızdaki bağı ne şekilde kurduğunuzu bilmiyorum, ancak ilk iş, Aludir olan Inias’ın iblisiyle kuracağı bağı ortaya çıkarmak.” diyor. Senden yeteri kadar uzaklaştığına inandığı anda arkasında ellerini tekrar bağlayan Agrupnia “Buna ister kılıcını bilemek de, istersen de kalkanını güçlendirmek… Yeri geldiğinde su kılıcın kesemediğine keser, yeri geldiğinde dağların durduramadığını durdurur… Çünkü konu ne olduğun değil, nasıl olduğundur.” diyerek beklemeye koyuluyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

05 Sep 2023, 19:46

Işık geri döndü,

Beraberinde umudu getirdi.

Yükselişin ilk basamağında,

Inias'a giden yolda,

Sihirli sözcükler vuku buluyor!

"Bana soracak olursanız," diyor Inias ve göğüsünü kabartıp sesini hazırlıyor. "Aramızdaki bağ çok özel."

"Yeri ve göğü yarıp geç, Kho'Raktar!"

Şimdi sırada koca oğlan ile istişare var. Bakalım, o bu duruma ne diyecek?
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

06 Sep 2023, 16:11

“Herkes doğumu bir mucize olarak görür. Nasıl görünmesin ki? Ancak bir insanın doğumu, annesinin karnından çıkmasıyla başlamaz. İlk tohum rahme düştüğü anda, aslında insan doğmuştur. Geriye tek kalan, alacağı ilk nefestir. Ve yine derler ki; bu ilk nefes aslında alınan son nefestir. Zira insan ilk aldığı nefesi, ancak ölürken verdiği son nefesle tamamen dışarı atar. Oysa bu bizim gibi sıradan insanlar için geçerlidir. Dedim ya, her birimiz iki gözü iki bacağı olan sıradan insanlardan ibaretiz. Ancak bir de karanlıktan gözlerini açanlar vardır… O gözler karanlığa kavuştuğunda, insan bir kez daha doğar. Ne bir nefes almakla ne de bir nefes vermekle… Ne ilk nefesini alır ne de son nefesini… Artık O, karanlıkta doğmuş karanlığın kendisidir…”

Yüzündeki ince tebessüm, naçiz vücudunu titret adamın bakışlarını etrafına çevirmesine neden oluyordu. Etrafında toplanan onlarca insan, birkaç saatliğine bile olsa sarhoşlukla kendilerinden geçmeyi beklerken, meczup bir adamın anlattıklarına bağlanıp kalmıştı adeta. Küçük tavernanın içinde ne bir müzik sesi geliyordu ne de şarap doldurulan bir bardağın tek bir seferde içilerek masaya vurulmasının sesi… On kadar masanın olmasına rağmen, tüm masalar çoktan boşalmış ve ücra köşedeki tek bir masanın etrafına yuvalanmıştı tüm sandalyeler. Ne pişen etin cazip kokusu yükseliyordu mutfaktan ne de içeride gezinen bir garsonun ayak sesi. Sanki adam nefes alıp vermekten bahsederken, etrafındaki onca insan tek bir nefes dahi alıp vermekten imtina ediyordu.

Adam sözlerinin ne denli anlaşıldığını bilmiyordu. “Hoş, bunu bilmeyi hiç istedim mi?” diye iç geçirdi sadece, kendisine dalan gözlere bakmayı sürdürürken. Anlattıkları, kuşkusuz buradaki insanlar için mitsel bir destan gibiydi. Oysa her biri, bu hikayenin olası kahramanıyla tanışmış olabilirlerdi. Her biri, O’nun gibi olmanın kutsallığının farkındaydı. Lakin buradakilerin hiçbiri O’nun neler yaşadığını ve neler hissettiğini bilmiyordu. Ancak adam, gözlerdeki hayranlığı rahatlıkla görebiliyor ve bu da şevkini arttırıyordu. Her bir hikayesinin ana karakterinin bu denli heyecan uyandırması, kendisi için bulunmaz bir nimet gibiydi. Oysa kendisi de biliyordu. O günün geleceğini ve her birinin unutulacağını…

Aldığı derin bir nefesin ardından adam yavaşça dudaklarını araladı. Yaklaşık bir saati aşmıştı anlatmaya başlayalı ve kurumuştu dudakları. Ancak ne bir damla su ne de bir şaraptı arzusu. Tek derdi, O’nu anlatabilmekti. Yüzündeki tebessümü silmeyen adam “Dedim ya, bu bir başka doğumdu belki. Karanlıkta doğmuşsa bile bir kez, şimdi tekrar doğuyordu kendinden. Ancak bu sefer, kendini kendinden var etmesi gerektiğini bilerek haykırıyordu o sihirli sözleri. Her şeyin bir sonu varsa, O’nun da ikinci sonu işte tam bu andı.”




“Gök darılır, toprak yeşerir. Toprak ulur, yer yeşerir. Yer fışkırır, insan yeşerir. İnsan yaşar, gün yeşerir. Gün kararır, ay yeşerir. Ay küser, ışık yeşerir. Işık gizlenir, gök yeşerir… Bir döngüden ibarettir, yaşam yeşerir. İşte bu an, tüm döngünün kırılmasıdır. Zira ne yeşeren bir insandır ne de doğan… Hep derim, tek bir an belki ama, başlı başına bir destana bedel.”

Adamın anlattıklarına karşı büyüyen gözlerde beliren hayranlık yadsınamayacak derecedeydi. Bu hayranlığın içerisinde barınan birkaç gözyaşı, tüm anlatılanların daha yoğun yaşanmasına neden oluyordu. Hiç bitmesi istenmeyen bir hikaye soluksuz dinlenmişti ve her bir yüz, bu hikayenin binlerce sene daha dinlenilmeyi arzulandığını gösteriyordu. Sanki her biri, ellerine geçirebileceği ilk kılıçla veya mızrakla, tüm karanlığı yok etmek için O’nun bir neferi olmak istiyordu. Ne vücutlarında açılacak onlarca yarayı ne de yitip gidecek hayatlarını ve geride kalanların hayallerini hiçbir şekilde düşünmeksizin…

Yarım dakika kadar süren sessizlik, yaşanan duygu yoğunluğunun bir ürünüydü sadece. “Amca.” diyebildi sadece gözleri yaşlanmış bir delikanlı. Boylu poslu olmasına rağmen, yüzüne çöken hüznün izleri olan gözyaşlarını bile saklama gereksinimi duymayan delikanlı “Neler yaşamışsın böyle?” dediğinde, adamın yüzünde kocaman bir gülümseme beliriyordu. Bunu daha önce de yaşamıştı ve daha onlarca kez yaşayacaktı belli ki… Kıskançlık, istek, saygı duyma… Hepsini barındıran bu gülümsemenin altında adam çaresiz bir şekilde omuzlarını silkiyordu.

“Genç adam... Bu aciz Wuther Amcan, sadece bir soluk bu hikayede. Ne karanlık bilirim ne aydınlık. Sadece onların hikayesidir bana kalan. Ne onlar gibi kudretliyimdir ne de onlar gibi mert! Ve bu hikayede onlardan birinin hikayesi… İsmi hatırlanmaz belki ya da söylesem de unutulur. Ama siz yine de bilin… Belki bir gün, bir yerde bu ismi duyarsınız… Onun adı-”





..


.


Kho’Raktar’ın ismini haykırdığın anda, göğsünü dağlayan alevlerin varlığını hissetmeye başlıyorsun. Tüm kudreti ve öfkesiyle varlığına varlık katan Kho’Raktar’ın parlaması ve akabinde birkaç metre ötenden devasa bedenini var etmesi, söylediğin büyülü sözlerin bile ötesine geçiyor gibi duruyor. Kho’Raktar’ın sessizliği içerisinde aldığı tek bir nefesi bile tüm karanlığı kül etmeye ant içmiş gibi yayılırken, Kho’Raktar ilk önce bakışlarını Agrupnia’ya dikiyor. Bir şekilde, Kho’Raktar’ın tüm konuşmaları duyduğu ve olaya hakim olduğu inancı içine doğmaya başlarken, Agrupnia’nin yüzündeki gerginlikten ve sabitlikten taviz vermeden görebiliyorsun. Sanki karşısında koca bir dağ gibi duran dev iblis yokmuş da, bir hamlede parçalayabileceği bir varlık duruyormuşçasına sabit bir şekilde duran Agrupnia, hiçbir şekilde bu duruşundan taviz vermeyecek gibi duruyor. Kho’Raktar ise ezici üstünlüğünü bakışlarıyla sağlamayı çabalasa bile, bir anda bakışlarını sana doğru çeviriyor ve “Sakın bana bir ihtiyarla başa çıkamadığın için beni çağırdığını söyleme Inias!” diyor öfkeli tok sesiyle.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

06 Sep 2023, 20:03

Inias, Kho'Raktar'ı bundan önce kaç kere çağırdı? Kim bilir? Ancak bu sefer bu deneyimi çok daha içten hissediyordu. Bir kitabı okurken her bir sözcüğü kavrayarak okumak gibi, bir resmi incelerken ne anlatmak istediğini net bir şekilde anlar gibi. En derinlerde yatan dev önce kendisine varıyordu. Sonra da dünyaya. Her zamanki gibi yapıyordu gösterisini. Yaraları yoktu galiba. Inias yine de yaşam ve sevinç dolu sesiyle sormaktan çekinmedi.

"Hehehehe! İçin rahat olsun, Kho'Raktar. Aludirlerin Komutanı Agrupnia bizim düşmanımız değil. Şu an düşman olmaktan en uzak kişi o. Seni iyileşmiş ve her zamanki gibi kudretli görmek beni mutlu ediyor. Nasılsın?"
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

07 Sep 2023, 14:11

Kho’Raktar ezici varlığını ortaya koymak ister gibi sözlerinin ardından bakışlarını Agrupnia’ya çevirse de, Agrupnia üzerine dönen bu bakışlardan pek de etkilenmiş gibi görünmüyor. Yüz hatlarındaki sabitlik ise, Agrupnia’nın hissettiği duyguları anlaşılır kılmaktan uzak tutmayı sağlıyor. Odağını kaybetmeden konuşmaya başladığında, Kho’Raktar Agrupnia üzerindeki bakışlarını ayırmadan senin sözlerini dinliyor. Bu aşamada her ne kadar sözlerin Kho’Raktar’ın devasa yumruklarını hareket ettirmesine engel olsa bile, bir şekilde Kho’Raktar’ın açlığını ve savaşma arzusunu hissedebiliyorsun. Kho’Raktar birkaç saniye daha bakışlarını Agrupnia’nın üzerinde tutmasının ardından bakışlarını hafifçe sana çevirdiğinde “Nasıl mıyım? Nasıl olmamı bekliyorsun? Yerim karanlık bir dehliz değil, savaş meydanı!” diye gürlüyor adeta. Fakat Kho’Raktar sözüne devam edecekmiş gibi dursa bile, bir anda suratına sıçrayan sıcak kan, Kho’Raktar’ı bir anda sessiz bırakıyor. Gözlerine ansızın yapışan kanı elinin tersiyle silip gözlerini hızlıca birkaç kez açıp kapamanın ardından, Kho’Raktar’ın sol bacağının baldır kısmında yatay bir şekilde açılmış derin yarayı görüyorsun! Sanki Kho’Raktar senin yarayı görmenle bunu fark etmiş gibi kafasını hafifçe bacağına doğru eğerken, karanlığın içerisinden gelen Agrupnia’nın hırıltılı sesini duyuyorsun. Agrupnia “Hal hatır sormanız bitti diye düşündüm.” diyor. Agrupnia’nın bu sözleriyle başını Kho’Raktar ile senkronize bir şekilde hızlıca ona doğru çevirdiğinizde, yaşlı adamın sanki karanlığı yayıyormuş gibi yarattığı aurayı daha net bir şekilde hissediyorsunuz. Kho’Raktar, bacağındaki yaraya aldırmadan “Senin bir dost olmadığını ilk bakışımda anlamıştım! Inias gibi toy birini kandırabilirsin, ancak bir savaşçıyı asla!” diye haykırıyor.

Kho’Raktar’ın karanlığı yırtmaya yemin etmiş ses tonuna rağmen Agrupnia bakışlarını sende sabit tutmaya devam ediyor. Kulağına gelen cümleleri hiçbir şekilde umursamadığı açıkça belli olan Agrupnia “Dilini kesmemi ister misin, yoksa sen susturur musun?” diyor soğuk bir edayla. Ne var ki Agrupnia’nın bu sözleri, Kho’Raktar’ın bedenini kavuran öfkesini de harekete geçiriyor ve henüz daha bir şey demene fırsat vermeden hızlıca yerinden büyük bir adım atıp, sol yumruğunu Agrupnia’ya indirmek için harekete geçiyor. Kho’Raktar’ın bu hamlesine rağmen Agrupnia yerinden bir milim bile kıpırdamazken, karanlığın içinde sadece Kho’Raktar’ın sol elinin sana bakan kenarından dirseğine doğru beyaz bir parıltının geçtiğini fark ediyorsun. Sadece bir anlığına, gerçek olup olmadığını bile fark etmekte zorlandığında bu parıltı, yine bir anda Kho’Raktar’ın kızgın kanının dışarıya fışkırmasına neden oluyor! Bu durum, Kho’Raktar’ın dişlerini sıkmasına ve yumruğunu geri çekmesine neden olurken Agrupnia halen sende sabit tuttuğu bakışlarını bir an olsun senden ayırmaksızın “Acıtıyor mu Inias?” diye soruyor. Hemen ardından ise arkada birleştirdiği ellerini göğsüne doğru çekerken “Karanlığın hükmünü kızıla çevirelim mi?” diyor kendinden emin bir şekilde. Bu sırada bakışları ilk kez Kho’Raktar’a doğru kayarken, istemsiz bir şekilde senin bakışların da aynı yöne dönüyor. Tam bu esnada, elindeki uzun kılıcını Kho’Raktar’ın hemen ensesine dayamış olan 180 santim boylarında, yüzü vahşi bir maskeden oluşan, keskin dişleriyle en sert kayayı bile parçalayabilecek gibi duran, gözlerinden saçtığı ışıkla insanı kör edebilecek ve sağ kolunda bulunan değişik tarzda, ancak keskinliğinden şüphe duymadığın bir ekipman bulunan vücudu gri renkte ve siyah saçları karanlıkla bütünlemiş gibi duran iblisi görüyorsun! İblisin elindeki kılıca baktığında, beyaz ve siyah kısımları olduğunu, siyah kısmının neredeyse zifiri karanlık gibi dururken, beyaz kısımlarının ise Kho’Raktar’ın kanıyla ala bulanmış olduğunu görüyorsun. Ancak içinde bulunduğun durumda, ne iblisi görmüş olmak ne de kılıcındaki kan umurunda olmuyor. Zira Kho’Raktar, kafasını vücudundan ayıracak olan iblisin hemen üstünde duruyor olmasının bile farkında değil gibi halen öfkeyle ve her an Agrupnia’ya saldırmak ister gibi duruyor.

Kho’Raktar’ın içinde bulunduğu durumdan bihaber oluşu, damarlarında gezinen kanın akışını hızlandırırken Agrupnia “İblisim Kiragath… Sence Kho’Raktar kafasını keseni fark edebilecek mi? Ama bundan da öte… Acaba kafası kesildiğinde, canın acıyacak mı Inias?” diye soruyor.

Kiragath
Image
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

07 Sep 2023, 22:01

"Görüyorum ki, sınanma zamanımız gelmiş, Komutanım. Peki, sınanalım o zaman."

Inias yüzüne bir gülümse yerleştiriyor. Artık ne yapması gerektiğini biliyor. Bunca zamandır en büyük düşmanının ne olduğunu çözmüş bulunmakta. Yokluk onun en azılı düşmanı. Karanlık ise onun neferi. Eğer Agrupnia İblis Boyutu'nun karanlığını kullanacaksa, Inias da Yaşam Boyutu'nun aydınlığını kullanacak. Siyahı kırmızıya mı çevirmek istiyor? Çevirsinler o zaman. Inias karanlığı yırtan ışık olacak. Yokluğu doldurup taşıran varlık olacak. Agrupnia'ya gülümsedikten sonra Kho'Raktar'a dönüyor. Kho'Raktar her var olduğunda ona hissettirdiği güce dikkatini veriyor. Ateş, alev, öfke, gazap ve kudret. Eğer Kho'Raktar İnias'ın bir uzantısı ise Inias irade ederek onu daha güçlü kılamaz mı? Eğer Kho'Raktar İnias'ın iradesine bağlı ise Inias onu daha üstün kılamaz mı? Peki, bunu nasıl yapabilir? Sadece isteyerek mi? Gözünde canlandırarak mı? Aralarında bu aktarım için bir aracı olması gerekmez mi? Hmmm, aracı demek. Bu olsa olsa bir çeşit enerji olur, değil mi? Onları bağlayan ve bir kılan. Qen gibi mesela! İnias'a bundan söz edilmişti ya! Aludirleri Aludir yapan özellik Qen adında bir enerji. Bu sayede iblislere üstünlük kurabiliyorlar ve kendilerine bağlıyorlar. Inias taşı gediğine oturttuktan sonra düşünmeyi kesiyor. Sadece hissediyor, seziyor ve canlandırıyor. Kendisinden iblisine doğru kükreyen ve gürleyen saf bir güç. Ne hız, ne çeviklik ne de kas. Sadece sular seller gibi onu dolduracak ve saracak bir enerji. Onu üstün kılmak için. Gözlerini Kho'Raktar ile Kiragath'a kitliyor. Gözleri sonuna kadar açık ve dik dik bakmakta. Hayâlini gerçeğe vurmaya; hayâli gerçek kılmaya çalışıyor. Hayâl gücü serbest ve vahşi.

"Yumruklarını savur, kavra ve yere göm, ez ve geç, uzuvlarını kopar, onu alevlere boğ, ne kılıcının ne de hızının bir anlamı var. Sen Inias'ın iradesi Kho'Raktar'sın. Durdurulamaz ve İndirilemez ol." Inias kısa bir süre sonra bakışlarını ayırmadan yine konuşuyor. "Ve sakın bana bunları demene gerek yok deme! Bozuşuruz!" Agrupnia döndüğünde yüzü gülmüyor ama somurtmuyor da. Sadece meraklı ve emin. Ne olacağını görmek istiyor. Olacaklara soyutlukla karar verip veremeyeceğini deniyor. Agrupnia'ya bakarken gözleri yavaşça açılıyor ve suratında önemli bir şeyi unutmuş bakışı beliriyor. Hızla Kho'Raktar'a dönüyor ve parmak gösteriyor. "Ayrıca kandırılan ben değilim, sensin! Azcık kafanı kullan! Ben Komutan ile ne konuşuyordum bunca zamandır? Bu bir test. Inias olabilmem için geçmem gereken bir sınav."
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Aludir Üssü”