Ne onun öfkesi beni yıldırdı ne öfkesiyle beraber kustuğu sözleri beni öfkelendirdi. Duru bur nehri andıran yüz ifadem konuşması boyunca bozulmadı ve saygım ile sevgim gram azalmadı. Kendi düşünceleriyle harmanlandığı öfkesi ona aitti ve ona karşı kin gütmem için bir sebep barındırmıyordu. Elimin havada asılı kalmasının burukluğu vardı sadece üzerimde ama bunun farkında olarak o eli uzatmış olmam beni o burukluk halinden çabucak kurtarmıştı. Elim yerini geri alırken sakindim her şeyim ile.
Kalbim bir öncekinden farksız değildi. Ne derse desin ona kin güdemiyor ya da üzülemiyordum tek üzüntüm ona kendimi daha iyi ifade edemeyişim ile alakalıydı. Bu yüzden tüm sözleri bittiğinde ve beni huzurundan kovduğunda tüm sözlerini unutmuş, son bir kez söyleceklerimi söylemeden içten bir şekilde tüm söyledikleri için saygımı sunmuştum. Söze girmeden önce tüm saygım ve sevgimin sesimin tonuna yansıyacağından emin olarak lafa başlayacaktım.
"Ben ne bir yalancıyım ne de sözlerimi bilmeyen bir ahmak." Duraksadım kısa bir an ve devam ettim akabinde: "Gözünün önündekini kurtarmadan, tüm her şeyi kurtaramazsın. Bir elimi şıklatmamla veya tek bir sözümle herkesin kurtuluşunu sağlamayı bende dilerdim ama gerçekler bundan ibaret değil. Bu yüzden gözümün önündekini kurtarmaktan hiç gocunmayacağım ve belki de bir gün gözümün önündeki herkesi kurtararak belki bu fani ömrümün sonunda herkesi kurtarmış olabilirim. En azından bunun için çabalayacağım. Umarım her şeyin en iyisi olur senin için." Sustum ve tüm saygımla bana ayırdığı vakit için ona hürmet göstermek maksadıyla vücudumu öne eğdim ve arkamı dönüp ilerlemeye başladım.
Nereye gideceğimi bilmeden, Ela'yı bulma umuduyla.
Kalbim bir öncekinden farksız değildi. Ne derse desin ona kin güdemiyor ya da üzülemiyordum tek üzüntüm ona kendimi daha iyi ifade edemeyişim ile alakalıydı. Bu yüzden tüm sözleri bittiğinde ve beni huzurundan kovduğunda tüm sözlerini unutmuş, son bir kez söyleceklerimi söylemeden içten bir şekilde tüm söyledikleri için saygımı sunmuştum. Söze girmeden önce tüm saygım ve sevgimin sesimin tonuna yansıyacağından emin olarak lafa başlayacaktım.
"Ben ne bir yalancıyım ne de sözlerimi bilmeyen bir ahmak." Duraksadım kısa bir an ve devam ettim akabinde: "Gözünün önündekini kurtarmadan, tüm her şeyi kurtaramazsın. Bir elimi şıklatmamla veya tek bir sözümle herkesin kurtuluşunu sağlamayı bende dilerdim ama gerçekler bundan ibaret değil. Bu yüzden gözümün önündekini kurtarmaktan hiç gocunmayacağım ve belki de bir gün gözümün önündeki herkesi kurtararak belki bu fani ömrümün sonunda herkesi kurtarmış olabilirim. En azından bunun için çabalayacağım. Umarım her şeyin en iyisi olur senin için." Sustum ve tüm saygımla bana ayırdığı vakit için ona hürmet göstermek maksadıyla vücudumu öne eğdim ve arkamı dönüp ilerlemeye başladım.
Nereye gideceğimi bilmeden, Ela'yı bulma umuduyla.






